19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER re devam etmesinin başlıca amili bu durumdur, denilerek anayasadaki düzenlemenin değiştirilmesi istenmiştir. öte yandan bu dönemde aynca şu fikirler de öne sürülmekteydi: Efendim, Anayasa Mahkemesi kanunlan yargılıyor. Kanunlar ise yürürlüğe Resmi Gazete'de yayımlanmak suretiyle giriyor. O halde kanunlan yargılayan Anayasa Mahkemesi kararlan da Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmelidir. Önce, gerek doktrinde, gerek kazai içtihatlarda bağlayıcı yönün hüküm fıkrasına muzaf olduğu, gerekçenin böyle bir niteliğe sahip olrnadığı yolunda görüş birliği bulunduğunu belirtelim. tkincisi, Anayasa Mahkemesi'nin yasama yetkisini değil, yargı yetkisini kullanan bir kurum olduğunda kimse kuşku duyamaz. Anayasa Mahkemesi'nin kurallan denetlemesi onun bu niteliğini kesinlikle değiştiremez. Bu nedenlerle Anayasa Mahkemesi, kararlannın kanunlara benzetihnesi ve onlann tâbi olduğu yayımlanma usulünün uygulanması fikri, temelde sakat ve anayasaya ters duşen ve sözden öteye geçmeyen bir görüştü. Bütün bunlara karşın 22.9.1971 günlü, 1488 sayılı yasa ile, Anayasa'nın 152. maddesi değiştirilmiş ve anayasaya aykınlıklan nedeniyle Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen kanun hükümlerinin, gerekçeli karann Resmi Gazete'de yayımlandığı tarihte yururlükten kalkacağı kabul edümiştir. Aynca, "Kararlar gerekçesi yazılmadan açıklanamaz" kuralı da bu değisme ile anayasaya girmiş oluyordu. Anayasada değjşiklik yapılmasından bu yana yaklaşık olarak on beş yıldan fazla zaman geçmiştir. Acaba bu değişme, ülkeye ve hukuka ne yarar sağlamıştır? Bunu yamtlayabilmek için her şeyden önce anayasanın değişmesini sağlayan ve kendi görüşlerini hararetle savunanlara şu sorunun sorulması gerekmektedir: Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli karannı göremedikleri ve iptal nedenlerini bilemedikleri için kanunlan yapamadıklannı ve anayasanın değiştirilmesinin ülkenin yaranna olduğunu iddia edenler ve isteyenler, anayasanın istekleri doğrultusunda değişmeye uğramasmdan sonra, acaba Anayasa Mahkemesi kararlannda belirlenen zaman dilimi içerisinde iptale uğramış kanun yerine yenisini yaparak yürürlüğe koymuşlar mıdır? Bu soruya ne yazık ki yanıt vermek mümkun değildir. Anayasa Mahkemesi kararlarında belirlenen süreler içerisinde parlamentodan hiçbir kanun çıkmamış ve belirlenen süreler zarfında boşluk doldurulmamıştır. Toprak Reformu gibi kanunların iptallerinden ve yenisinin yapılması için verilen sürenin üzerinden uzun yıllar geçmesine karşm kanunun yapılıp yürürlüğe konulamamış olması, anayasanın degiştirilmesi için öne sürülmuş olan nedenlerin zahiri olduğunu ı?e gerçeklerle ilgili bulunmadığını başlı basına açıklamaya ve ortaya koymaya yetmez mi? Değişiklik yapılması sırasında anayasanın sözü edilen maddesine giren "kararlar gerekçesi yazılmadan açıklanamaz" kuralının ne anlama geldiği üzerinde de durmak gerekir. Bu kuralın anayasaya girmesinin nedenini değişiklik belgelerinde görmek mümkun olmamaktadn. Anayasa Mahkemesi, usulüne uygun olarak açılmış ve kurallanna uygun biçimde görüşmesi tamamlanarak sonuca bağlanmış bir konuyu, yani karannı açıklayamayacaktır. RESMEN AÇDCLANMASINA KARŞIN... Anayasada "Anayasa Mahkemesi kararlan, Resmi Gazete'de hemen yayımlanır ve devletin yasama, yürutme ve yargı organlarım, idare makamlannı, gercek ve tüzel kişileri bağlar" kuralı yer almaktadır. Biz bir karann Resmi Gazete'de yayımı ile onun bağlayıcılığımn birlikte olacağı görüşünde değiliz. Yani "Resmi Gazete'de yayımlanmamış kararlann bağlayıcılığı da yoktur" görüşüne katılmıyoruz. Bize göre karann bağlayıcılığı ayn bir hukuki konudur, karann yayımlanması ise iptale uğramış kanunlan yururlükten duşürmeyi hedef alan baska bir hukuki konudur. Biz anayasaya göre gerekçesi yazılarak imzadan çıkmış ve mahkemece resmen açıklanmış olan bir karann anayasada sayılan yerleri bağlayacağı görüşündeyiz. Resmen açıklanmış bir Anayasa Mahkemesi karann a karsı, hele bir de Resmi Gazete'de yayımlansuı, gorelim denebilecegini diişiinemiyoruz. O halde bu hükmün anayasaya girmesinin nedeni, Anayasa Mahkemesi kararlannın gerekçesi yazılıncaya kadar onlara bağlayıcılık niteliğinin verilmemesi olabilir. Anayasa, anayasa hükümlerinin bağlayıcılığını 11. maddede Anayasa Mahkemesi kararlannın bağlayıcılığını da 153. maddede açıklamıştır. Anayasa kurallannın ve Anayasa Mahkemesi kararlanmn bağlayıcılığı ilkesinin, 1961 ve 1982 Anayasalannın ortak özelliğini oluşturduğunda duraksanamaz. O halde, Anayasa Mahkemesi'nin eski içtüzüğünde olduğu gibi, 3 Aralık 1986 günlü 19300 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan yeni içtuzüğün 13. maddesindeki kural gereği, yayımlanmak üzere Başbakanhğın ilgili bölümüne imza karşılığı verilen Anayasa Mahkemesi kararlannın bu evrede dahi bağlayıcı nitelik taşıdığından kuşku duyulmamalıdır. Bu konuyla ilişkili incelemenin yakında çıkacak ikinci bölümünde, bazı örnekler verildikten sonra 1982 Anayasası'nın ilgili hükümleri ele alınarak, ortaya koyduğu durumun değerlendirilmesine çalışılacaktır. 14 Kararlamn Açıklanması ve Yürürlüğe Girmesi Anayasada "Anayasa Mahkemesi kararları, Resmi Gazete'de hemen yayımlanır ve devletin yasama, yürütme ve yargı organlarım, idare makamlannı, gerçek ve tüzel kişileri bağlar" kuralı yer almaktadır. Biz bir kararın Resmi Gazete'de yayımı ile onun bağlayıcılığımn birlikte olacağı görüşünde değiliz. Yani "Resmi Gazete'de yayımlanmamış kararlann bağlayıalığı da yoktur" görüşüne katılmıyoruz. PENCERE Sevginin, Sevecen Metalaşması... Başbakan Özal'a başarılı bir bypass (ba1 pıldı. Turgut Bey bundan sonra eskisinden ı yürüyecek, koşacak, çalışacak. Dostlarımı; pas'lı var; kırba gibi içip, kıtlıktan çıkmış gı iüne bir de sigara yakıyorlar: Yapma ulan, gebereceksin!.. Atın ölümü arpadan olsun... Baypas'ın dramatik yönü hem var, hem y komutanı General Haig birkaç yıl önce An baypas'lıydı. Taaa Okyanus ötesınden uçup ca işinin arasında Ankara'da bir de tenis a\ şıp kalmıştım. Baypas'ın neşeli yönü bu... Ya dramatik yönü? Çoğu kalp hastası, değil Amerika'da, Tüı yat olamadığından göz göre göre sizlere c lıktan ötürü öbür dünyaya giden dostlarım halk uyanışı gerçekleşmedikçe zengin ara! racak, fakir düz yolda şaşıracak. Melih Aşıl şesinde okudum. Dostum Şinasi Nahit Be den zoru varmış. AHMET H. BOYACIOĞLU Emekli Anayasa Mahkemesi Başkanı Anayasa Mahkemesi kararlan, alındığı günün akşamı, TRT idaresince haber bültenlerinde açıklanmaktadır. Baa haber bültenlerinde ise, henUz gerekçeli karar yazılmadığı halde, kararlar hakkında adeta yorum yapılmaktadır. Sürdürülen bu dunım, Anayasa Mahkemesi kararlannın açıklanması ile ilgili mevzuatm ve iptal kararlanmn yürürlOğe konulmasının ortaya çıkardığı sorunların mukayeseli hukuk metodundan da yararlanılarak incelenmesini zorunlu kılmaktadır. Usul yasalarımızda ve hukukumuzda mahkemelerin alacaklan kararlar ve bunlann açıklanması aynntılanyla belirtilmiş, anayasamızda da bütün mahkemelerin her türlü kararlannın gerekçeli olarak yazılacağı kurala bağianmıştır (Anayasa Md. 141, Fıkra 3). Kararlann açıklanması olayı ile kararlann gerekçeli olarak yazılmasının ayn ayrı konular olduğunda kuşku duyulmamakla beraber, kararlann tefhimi (yani açıklanması) ile onlann yürürlüğe konulmalannı birbirinden ayn olarak düşünmeye ve bunlann birini ötekinden ayırmaya olanak yoktur. Benzetmek gerekirse, bunlar bir madaiyonun iki yüzü gibidirler. 1%1 Anayasası'nın yürürlüğe giren ilk metninde, Anayasa Mahkemesi kararlannın gerekçesi yazılmadan açıklanamayacağını emreden bir kural yer almamakta, tam tersine, 152. maddenin birinci fıkrasında "Anayasa Mahkemesi kararları kesindir. Anayasa Mahkemesi'nce, anayasaya aykm olduğundan iptalme karar verilen kanun veya içtüzük veya bunlann iptal edilen hükümleri, karar tarihinde yüriirlükten kalkar. Gereken hallerde, Anayasa Mahkemesi, iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi aynca kararlaştırabilir. Bu tarih, karann verildiği günden başlayarak altı ayı geçemez" biçimindeki düzenlemeyle, kararlann alındığı tarihte onlaruı resmen açıklanmasını da zorunlu kılmaktaydı. Gerçi Anayasa Mahkemesi kararlannın da 1%1 Anayasası'nın 135. maddesinin son fıkrasındaki "Bütün mahkemelerin her türlü kararlan gerekçeli olarak yazılır" kuralına tabi olduğu açıktır. Nitekim 22.4.1962 günlü, 44 sayılı Kuruluş Kanunu'nun 39. maddesinde yer alan "Anayasa Mahkemesi kararlan gerekçeli olarak yazılır. Kararlar. incelemeye veya yargüamaya katılan başkan ve üyeler tarafından imzalanır. Muhalif kalanlar, kararda, muhalefet sebeplerini açıklarlar. Kararlar, ilgililere, muhalefet şerhi ile birlikte tebliğ olunur" yolundaki yasa kuralı da anayasal dayanağını bu ilkeden almaktadır. Anayasa Mahkemesi, 22.9.1971 gününe kadar yaklaşık olarak dokuz buçuk yıl bu kuralı uyguladı. O günlerin de kendine özgü değişik dert ve sorunlan olduğunu belirtmeliyim. Bellekleri güçlü olanlar hatırlarlar; raportörler tarafından düzenlenip görüşülmek üzere baskanlığa sunulan raporlann günlük gazete sütunlanna yansıması ve raportörlerin o konudaki öneri ve düşüncelerinin böylece gazete sütunlannda yer alması Anayasa Mahkemesi çabşmalannda huzursuzluk doğuran bir etken olarak ortaya çıkıyordu. Bazı üye arkadaşlanmızın masalanndan raporlann yok olması, başkanlığa intikal eden olaylar arasındaydı. Anayasanın sözünü ettiğimiz, iptaline karar verilen kanun ve içtüzük hükümleri karar tarihinde yururlükten kalkar yolundaki hükmü, siyaset çevrelerüıde ve parlamento kulislerinde elestirilmeye başlandı ve bunlar 12 Mart. döneminde yoğunlaştı. Ilk bakışta haklı imiş gibi bir görilntü veren bu yanıltıcı savlara göre, Anayasa Mahkemesi kararlannın gerekçesi geç yazılmaktadır. Bu nedenle, gerek Bakanlar Kurulu'nda ve gerek parlamentoda kararlann gerekçesi bilinemediği için kanun tasanlan hazırlanamamakta ve medislerde göruşülememektedir. Kamu duzenini tehdit eden boşluklann uzun sü Demişler ki: Houston'a git, baypas yaptır... Şinasi: Uzun iş, demiş, Amerika'ya gideceksin Reagan'ı göreceksin, sonra Houston'a yata biz olsa olsa Türkiye'de bay paspas oluruz Parası olmayan yurttaş ülkemizde pasp; uçan halıya bindı mi Amerika'da baypas... ı ye'de de yapılıyor; ama, nice hastanemıze makıneler için gerekli para bir türlü bütcel Eskiden hastalar için kurşun dökülür, ölü tutulurdu. ilkelliğin biçimi çoktur. Sevgi gösi ye giden kişi, ağır hastanın başına dikilir, c mekim dınlemez. Bizim işadamları da uçağs uston'a varmışlar, hastane önünde Özal'a yapmaya başlamışlar. Amerikalılar şaşırmi! Biz Erdemir işçileri 1977 yılından bu yana doğal hakkımız olan sendikal hak ve ö'zgürlüklerimizi kullanamıyoruz. Erdemir'de 8 bin Lşçi çalışmaktadır. Bunun Ankara Mimar Kemal Lisesi Müdürü Abdurrahman Atak, 23 2 bin 500'ü işveren Ocak 1984 günü odasında otururken içeri üç gorevli girer. Mükonumunda olan 'A' dür, görevlilere çay ikram eder. Bir süre sonra uç görevtiden biri, personelidir. Erdemir, kendisinin komiser olduğunu Emniyet'e gitmeleri gerektiğini söytarihinin hiçbir döneminde ler. "İfadenizi alacağız" der. Atak'ın evine giderler hep birlikte. sendikalara üye olmamış, her Her taraf araştırılır, en başta da kitaplık! "Kitaplığımdan Tolstoy'türlü ücret ve sosyal haklan unikiesenni, OktayAkbal'ın "SuçumuzİnsanOlmak"mı, 'KöyEns işveren tarafından titüleri Tarihçesi' adlı eseri ve oğlumun fotoğraftnı eldılar." karşılanmıştır. Gözterinl bağlarlar daha 9onra. Duvara doğru döndürurler. "Va7 Mayıs I9S3'te başlayan yeni şammı anlat" derier. "Gözlerimin bağlı ve bunun sorgulama ve yar sendikal dönemle birlikte, gtlama yasalanna aykın olduğunu söyledimse de galiz bir kufürie, özgür irademizle Otomobilîş 'Gebertmediğtmize şukret' dediler." Müdür, yaşamını ayrıntılany Sendikası 'nda örgutlendik. la anlatır "Bizim istediğimizi anlatmadın" derler yıne de... Yine Ancak iki dönemden beri nezarete götürurler. Orada gözünün bağını hafifçe aralayıp basendikamııın yetkisi gasp kar ki Felsefe, Tarih, Beden Eğitimi öğretmenleri, rehber öğretedilmektedir. Otomobillş'in men de oradadır. Kadın öğretmem sorguya götürurler, dönüşte, yetkisini onaylamayan ASAP öğretmen ağlayarak "Belime kadar soydular, ben de korkarak is iktidan, bizi ekonomik tedikleh gibi hilifı hakikat ifade verdim" der. Müdür yardımcısına darboğaza sokarak, elektrik verırler, su sıkarlar, sopayla döverler. istemediğimiz bir sendikaya gitmemiıi dayaayor. Müdür Atak şoyte anlatıyor: "Şube müdurunün odasına götürdüler. Odanın kapısında yine"A" personelini yetki gözüm bağlandı. İçerdekı yetkili bana kaç yıllık öğretmen olduğuçoğunluğunda kapsam içine mu sordu. 34 yıllık öğretmen olduğumu ve 50 bin öğrenci yetiştir alıp, %51 sayısını %85'lere diğimi söyledim. "Pis komünist, 50 bin tane komünist mikrop yay çıkartanlar ve MESS, bugün dın bu memlekete" dedi. Hep sorduklan, "Hangi örgüte A personel ile işçi arasmdaki mensupsun" sözudür. "15 gün gözumüz bağlı, duvara dönük olarak ayakta durduk. 15 gün sonra Sıkryönetim Tutukevi'ne geldik. Saçlanmızı kestiler. Başka bir binaya götürdüler. Bacaklanmıza şut çekiyorlardı. Sonra da künyelerimizi alıp başka bir yere götürdüler. önleri demirii, aîb beton, çok soğuk, domuz kafesine benzeyen bir yerdi burası. Sabaha kadar burada kaldtk. Sabahleyin erken saatte nöbetçi bizi yüzer defa kollanmız ve bacaklanmız üzen'ne yatınp kaldırdı. Ellere 20'şer cop vurdu." Sonra sorgu yargıçlığına götürurler müdür ve öğretmen arkadaşlarını, sorgu yargıcı hepsini serfoest bırakır. Müdür ve öğretmenler için takipsizlik kararı verilir. Şimdi emekli olan, Ankara Mimar Kemal Lisesi eski müdürü Abdurrahman Atak, "Biz çalışmaktan başka ne yaptık? Ne yaptık ki on beş gün poliste, bir hafta da Mamak'ta işkenceye maruz kaldık?" diye soruyor şimdi... O günlerde Milli Eğitim Bakanı Bay vehbi Dinçerter'dı. Bu olaydan sonra Atak da görevinden ayrılmak zorunda btrakılmış. Şimdi 34 yıllık öğretmen ve okul müdürü Abdurrahman Atak bakın neler diyor: "34 yıllık hizmetten sonra iskence gören bir öğretmen olarak 24 Kasım Öğretmenler Günü'ne inanmıyonım. Diyorum ki, haydi canım siz de, binlerce suçsuz öğretmene Işkence ettirin, binlerce suçsuz öğretmeni 14O2'ye tabi tutarak görevden atın, çoluk çocuğuyta açlığa ve sefalete iün, sonra da Öğretmenler Günü yaratın ve kutlayın! Yılın öğretmenini seçin ve huzura kabul edin, övgülerte avutun! Sizlere inanmıyonım beyler, inanmıyorum." "Öğretmenler Dünyası" dergisinin şubat sayısında okudum 34 yıllık öğretmen Abdurrahman Atak'ın başından geçenlerin öyküsünü... Biliyorum, bunun gibi daha nice nice yaşanmış olay var. Hepsi acılarla dolu. Elden gekjigince, gerek 12 Mart'ta, gerek 12 Eylül'de, gerekse MC iktidartan dönemlerinde ezilen, horlanan, türlü acılarla inim inim inletilen Türk öğretmenlerinin başına gelenleri anlatmaya, duyurmaya çalıstım. Niye en çok ögretmenlerdir acâan Ntan? Bunun nedeni, Ataluık d w ı M n «n çok (Arkosı H. Sayfaâa) OKTAi AKBAL EVET/HAyiR Suç, Gerçek Öğretmen Olmak... OKURLARDAN Aman yapmayın!.. Hastayı heyecanlan kan Reagan bu kadar ameliyat geçirdi. Hiçbı ye Başkanı, isadamı, politikacı hastane önü gösterisi yapmaya kalkışmadı. Ne yapalım, azgelişmişhk kolay değil; sa yatla arabesk üslup ortalığı sardı. Oturup h layalım mı? Başbakanımızı Amerika'da aşırl lar Ekonomiler de kalbe benzer; koronerlerc düzenli olmalıdır. Kalp emmebasma tulumt lecek, kan gidecek, kaslar güçlü ve damarl; koronerde daralma, bir kasta güçsuzlük her çalmaya başlar. Böyle durumlarda işe Amı den ve Dünya Bankası'ndan denetimciler { Durum iyi değil... 1980de Türkiye ameliyat masasına yatı pas'la işi idare ediyoruz.. Sermayecilik yedi yı dış borçla bugüne gelebildi; ama, tıkabasa) fanat, içki ve sigara gırla... A personeli işçiler ve ücret farkını daha da açacak şekilde %42 zam vermistir. Bu zamla birlikte A personeli ile işçi ücretleri arasında fark 5 katına çıkmıştır. Bu farklı uygulamalar çaiısanlar arasında huzursuzhtk yaratmaktadır. Biz aşağıda isim ve imzaları bulunan Erdemir işçileri olarak iktidarın ve MESS'in uygulamalannı şiddetle protesto ediyoruz. BtR GRUP ERDEMİR İŞÇİSİ Köylümüz ve . Bakanlığı Dergisî Tarım Orman ve Köyisleri Bakanlığı'nın aylık dergisini izleyince şaşmamak olası değil. Türkçelngilizce yayımlanan, ağır kuşe kâğıt vt renkli baskılı bu israf şahaseri derginin, Ocak 1987 sayısında "Köyde Kış Hayatı" adh basyazı şöyle başlıyor: "Yollar ttkandıysa ne gam, Köy Hizmetleri Makineleri yanmızda ya.." ve devam ediyor: "Köy odalarında, ahır sekilerinde, ocak başlannda, kahve peykelerinde köy dünyamız, ne kadar renklidir. Bu köy mekanlan; eğitim ve sözlü haberleşme geleneğinin feyizli dersaneleridir. Atalanmıza şükran borcumuz var. Köylümüz kış gelince flziki olarak dar mekanlarda, ancak, hayal, düşünce ve gönül dünyası olarak, hayatm hür ufuklannda kalmasım bilmiştir." Hayal de ekmek. ye Mehmet ye!. Köylü için asü hayal dünyası, derginin "Uludağ" için ayırdığı dört sayfada sergileniyor. Çiftçiye eğitici broşür veremeyen bakanlığm bu tutumu, tanmmuzı gerilemekten başka ne sonuç verebilirdi ki! MÜNÎF AKMANOÖL U ZİRAAT Y. MÜHENDtSl ANKARA 1960'larda mı başvurmak lazım? Geçenlerde evde çekmeceleri kanşttrırken birden sararmış, eskimiş, kenarlan parçalanmış bir kâğıt parçasıyla karşılaştım. Okuduktan sonra anladun ki, o kâğıt parçası ben 2,5 yaşındayken (1.2.1971) PTTden babam tarafından telefon almak umuduyla alınmış. Eh şimdi benim 19 yaşında olduğum göz önüne alınırsa bu umudun ne kadar parlak bir umut olduğu ortaya çıkıyor. Bu kâğıt parçasında aynen şöyle yazmaktadır: "Istekler teknik imkânlara ve müracaat tarihi sırasına göre karşılanmakta olduğundan sıranız geldiğinde arzunuz yerine getirilecektir?" Neredeyse 21. yüzyıla girmek üzere olduğumuz şu günlerde PTVnin 16 sene içinde teknik imkânlarını düzeltememesi de çok enteresandır. Yoksa orta halli bir ailenin telefon alması için PTT'ye 1960'larda mı başvurması lâzımdır. Başvurumuzun ilgililerin gözünden kaçtığını varsayarak PTT yetkililerine başvuru hakkmdaki bilgileri bir kez daha Cumhuriyet gazetesi aracıhğı ile iietmek istiyorum. Muhittin Çiper tarafından Üsküdar santral sahasında 4384 sıra numarasına 1.2.1971 yılında başvurulmuştur. Teşekkürler. tst. tktisat Fakültesi öğrencisi HAMİT ÇİPER ÜSKÜDAR/İSTANBUL Sevecenlik, sevgi, dostluk gibi duygular, masmdan doğmuştur. Ülkemizde gözaltına alınıp kaybolanlar VÎ rında ölenler var; açlıktan çocuğunu satanl şatmak için vücudunu satanlar var; işkenc lar ve ölenler var. Bütün bunlara katı. acıma le bakan kimileri, Başbakan Özal'ın ameliy ğa kapılarak içlenirlerse ne demeli? Günümüzde sevecenlik, sevgi, dostluk dı ni yitirdi; parasallaştı, metalaştı. r heriaua $imdl OMOalan herkese UocSabun Yıllardır üstün temizleme gücüne ve kalitesine inandığınız ülkemizin lider deterjanı 0M0, bedavaLuxTuvalet$abunu veriyor. Şimdi dilediğiniz boy 0M0 kutularının arka yüzlerinden 2 adet "DÜNYALI 0M0 ŞEKÜ'ni kesin, bakkalınıza verin, LuxTuvaletSabunu'nu (100 gr) bedava alın. Olay 2 kampanyamız 5 Nisan 1987 tarihine kadar geçerlidir. Dahaçok~DÛNYALI OMO ŞEKLİ"kesin, daha çok Lux Sabun alın... Be
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle