18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Merkezsellik kentin diyalektiğinde vardır. Bu niteliklerden belli bir ulaşabilirlik zamanı içinde her kentlinin yararlanmak hakkıdır. Kent, bu olağaniistü olanaklanru her yurttaşa eşit zaman/mekân çerçevesinde sunmalıdır. örneğin, Taksim'deki Atatürk Kültür Merkezi üzerinde her tstanbullunun 'Kentlilik hakkı' vardır. Bu merkeze her Istanbullunun en çok yarım saat içinde ulaşmak hakkıdır. Şimdi Ikinci Boğaz Köprüsü'ne otuz kilometre uzaktaki bir "Uyku Kenfteki ailenin bu hakkı kullanabilip kullanamayacağını vann siz takdir edin. Boyle bir yerlesmedeki bir kişinin Cağaloğlu'na çaüşmaya yarım saatte gidip gidemeyeceği de 'kentlilik hakkını' ügilendirmektedir. Batı bugün birkaç talihsiz denemeden sonra 'uyku kentleri' (villes dortoires) terketmiştir. Bunun yerine 'Yeni Kentler' (New tovras) kumlmaktadır. '\feni Kent' çalışma, kültürel, sosyal gereksinimlerin aynı mekânda karşılandığı yerleşim birimleri olmaktadır. Sıfırdan başlayıp tam bir kent gibi çalışacak mekanizmalann, mekânlann yaratılması da çok uzun süreler almakta, arada 'kurban kuşaklar' oluşmaktadır. Batılı pek çok planlama uzmanı, uyku kentleri bir yana bırakın, yeni kentlerin de şiddetle karşısındadır. Uzmanlann bu iki kavrama da karşı olmalannı anlatan ciltler dolusu literatür, dünya kitaphklarını doldururken ülkemizde yanlış bir tutumun devlet törenleri ile kentleşmenin en modern aşaması gibi tanıtılıp lanse edilmesi üzücüdür. hızlı, daha hızlı ulaşılabiliyorsa, zaman herkese mekânı eşit kullanma hakkı veriyor demektir. Pek çok değil, bütün büyük kentlerde ise (Doğuda ve Batıda) bu ancak modern, hızlı ulaşım araçları ile sağlanmaktadır. 1800'lü yılların sonlarında metro bunun için icat edilmiştir. Günümüzde büyük kentlerimizde metro yapmamak için adeta direnilmektedir. Pahalı bir yatınm olduğu, kâr etmeyeceği öne sürülmekte, metro yerine lstanbul'un bağnna otoyol saplanmaktadır. Metro büyük kentlere 'Kentlilik hakkını' iade edecektir. Bu hak öyle para ile pul ile ölçülecek cinsten bir hak değildir. Hızlı ulaşımı getirin. Hâlâ yer üstünde milyonluk arabalanrun içinde kahrolmak isteyenler varsa onlar bu isteklerini sürdürsünler. Ama istemeyenlere, çoğunluğa, yerin altını, metroyu, kentlilik zamanını açın. Hele hızlı ulaşım, kentin yeni toplu konut alanlanna da ulaşsıri; o zaman da hâlâ uyku kentleri tercih edenler varsa o da onlann bileceği iş. 8 ARALIK 1987 Uydu Kentler mi, Uyku Kentler mi? Yeni yeni canlanan toplu konut üretimi kendi arsalarını da üretmek durumundadır. Bu da ancak kent merkezlerinden kırk elli kilometre uzakta mümkün olabilmektedir. Ve bunlara Uydu Kent denmektedir. Bu deyim ise tam bir aldatmacayı içermektedir. Evet bu yerleşimler uydudur, ama hiçbir zaman kent olmayacaklardır. Bu yerleşimler yabancı terimin sözcüğü sözcuğüne çevirisiyle 'Yatakhane Kentler' olacaktır. PENCERE "İşkence Gördük..." Doktor Nihat Sargın'ı tam çeyrek yüzyıl önce tanıdım. İnsan haklarına ilişkin bir konuyu benimle görüşmek için gazeteye gelmişti. Cumhuriyet'in eski ahşap konağında, yüksek tavanlı loş bir çalışma odasında başlayan tanışıklık, on yıl sonra Maltepe Tutukeyi'nde koğuş arkadaşlığına donüşecekti. İnsanın kişiliği dar boğaztardan geçerken belirginleşir, saydamlaşır; cezaevi koşullarının çoğu sozde kahramanı eğip buktüğü, biçımlendirdiği, çamurdan yeni bir heykel yarattığı gorülmüştür. Dışardayken mangalda kül bırakmayan aslan, tçeriye düşer düşmez süt dökmüş kediye döner, benliğinde sakladığı gerçek kimliğini dışa vurur. Kimi insan içki sofrasında bozulur, kimisi yargılamada su koyverir, kimisi bir koltuğa oturdu mu küçük dağlan yarattığına inanır, kimisi banka cüzdanı şişliğinde sağa sola afra tafra satmaya başlar, kimisi işkence tezgâhında paçavraya dönüşür. Hayatın çeşitli süreçlerinde değisen insan manzaralarına ne diyebiliriz? Bir cezaevi koğuşu insanın kişiliğini hayatın senaryosunda yerli yerine oturtan film seti gibidir. işte bu sette yakından tanıdım Nihat'ı... • 6 Aralık 1987 günlu Cumhuriyet'in birinci sayfasında şu haber yayımlandı: "TKP Genel Sekreteri Yaşar Nabi Vagcı (Haydar Kutiu) ile TİP Genel Sekreteri Nihat Sargın dün tutuklanarak cezaevine konduiar. TİP Genel Sekreteri Nihat Sargın Ankara DGM'den çıkanlırken 'işkence görüük" diye bağırdı." Kutlu ile Sargın 16 Kasım 1987'de Türkiye'ye gelmiş, Ankara Esenboğa Havaalam'nda gozaltma alınmışlardı. O gün bugundür nasıl sorgulandıkları bilinmiyordu. Bir ay gizlilik içinde süren soruşturma sonucunda DGM savcısının karşısına çıkarıldılar. Nihat Sargın, polis kordonu altında cezaevi arabasına götürülürken bu fırsattan yararlanarak duyurmak istediğini dile getirdi: " İşkence gördüM.." Kimileri kuşkuya düşebilir: Acaba doğru mu? Nihat'ı yakından tanımak fırsatını bulduğum için böyle bir kuşkuya en küçük bir yer olmadığını vurgulayarak diyorum ki: Doğrudur. Bir insanın sağda ya da solda olmasıyla karakteri arastnda doğrudan bağıntı kurulamaz. Sol kesimde nice kaypak, ikiyüzlü, bencil, oynak kişi bulunabilir, sağ kesimde dürüst ve sozüne güveniıir adamlar eksik değildir. Kişinin kimliği, benliğine yönelik tekil olayları değerlendirmesinde de ortaya çıkar. Eğer Nihat Sargın "İşkence gördük" diye bağırmışsa, bu söz gerçeği yansıtmakta, doğruyu dile getirmektedir. * Şu günlerde Türkiye'de komünist parti üzerine tartışmalar ve çeşrtlemeler sürüyor. Komünist parti kurulmalı mı? Serbest bırakılmalı mı? Komünist partisi ne kadar oy alır? Herkes ağız birliği etmiş. Komünist partisi bir secimde yüzde 23, bilemedin yüzde 4 oy alırmış. Öyleyse bir tehlike sayılamazmış. özal da AT'ye girebilmek için komünist partisine ilişkin yasaklan kaldırabilirmiş. Bütün bunlar çıkarcı işadamı mantığıyta tartışılırken TBKP yoneticilerine başkentte Başbakanlığın bumunun dibinde işkence yapılıyor. Başbakan göz amelryatı için Amerika'ya uçarken demeç veriyor: " Çağ atlıyoruzl.." Ve alkışlanıyor. Başkentte "aynalı oda"dan yansıyan işkence sesleriyie alkış sesieri birbirine karışıyor. Ûzal'ın gözü elbette çok değeritdir, "operasyon"un Amerika'da yapılması gerekiyor; Allah şifalar versin, geçmişler olsun; peki, tam o sırada Türkiye'nin başkentinde TBKP nin iki yöneticisine yapılan 'tope/asyon"un anlamı ne? uzal'ın gözü göz, yüreği yürek de; Sargın ile Kutiu'nun gözleri göz, yürekleri yürek, elleri el, ciğerieri ciğer, böbrekleri böbrek, parmakları parmak, canlacı can değil mi? Ama efendim onlar komünist; komünistterin gözleri göz, kalpleri kalp, canları can değil; onlar insan değil; komünistlere işkence yapmak doğal sayılmalı değil mi? İşte biz bu kafayla çağ atlanz; ama ancak ortaçağa atlarız. ŞÜKRÜ KOCAGÖZ Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Son günlerde basınımızda uydu kentlerin temellerinin atıidığına ilişkin haberlri ulusça izliyoruz. Çarpık kentleşmeden "ülkemiz çirkinleştiriliyor, yeteeer!" diye haykırdıgımız bir noktada bu girişimler olumlu gelişmeler olarak görülebilir. Acaba öyle mi? Uydu kent nedir? Sanüdığı gibi büyük metropolleri tıkanıklıktan kurtarabilecek midir? Kent planlaması açısından, ülke planlaması açısından, planlama feslefesi açısından uydu kent nedir, ne değildir? Bu sonılan yanıtlamaya çaüşırken olumsuzluklan vurgulamaya, karşıtlannı sunmaya çalışacağun. Altmışü yıllardan bu yana büyük kentlerimizin sayısız sorunu olduğunu biliyoruz. Trafık sorunu, konut sorunu, gecekondu sorunu vb.. Yöneticüerce planlamanın önemi de yadsınınca bugün içinde yaşadığımız kötü kentler oluştu. Bu kentlerde yeterince arsa üretilmemesi de elbet plansızlığın sonucu. Bugün kentlerimizde büyük konut üretimine olanak verecek arsalar yoktur. Yeni yeni canlanan toplu konut üretimi kendi arsalannı da üretmek durumundadır. Bu da ancak kent merkezlerinden kırk, elli kilometre uzakta mümkün olabilmektedir. Ve bunlara Uydu Kent denmektedir. Bu deyim ise tam bir aldatmacayı içermektedir. Evet bu yerleşimler uydudur, ama hiçbir zaman kent olmayacaklardır. Bu yerleşimler yabancı terimin sözcüğü sözcuğüne çevirisiyle 'Yatakhane Kentler' olacaktır. tnsanlann uyuma, dinlenme, sosyal hayata katılım, kültürel yaşama katılım, çalışma gereksinimlerinden yalnızca uyumaya olanak sağlayacaklardır. Bu yeni yerleşimler 'Uyku Kenüeri' olacaktır. Bu ise bir ülkenin toplumsal gelişimi açısından son derece zararhdır. Toplum sosyal katılımsız bir topluma, tek boyutlu bir topluma dönüşmektedir. Bu tür yerleşmeler kent kuramcısı H. Lefebvre'in (1) "Kentlilik hakkı" dediği şeyi yok etmektedir. Nedir kentlilik hakkı? Kentlilik hakkı kentte yaşayanlarm kentin merkezselliğinden yararlanma hakkıdır. Kent merkezinin, kültür üretiminin, sosyal yaşamın, ticari yaşamın merkezi olma niteliği vardır. Kent merkezi buluşmalara, rastlanülara, iletisime olanak verir. Katılımı geliştirir. Kent bütünleştiricidir. Parçalanmış olamaz. Kent merkezi ile, bir bütündür. Yeni yasa ister Ama "Biz Uyku Kentler değil Yeni Kentler kurmaktayız; çalışma olanağıyla sosyal yaşamıyla" diyorsanız o da ayn iş. Yeni kentler kurmak yepyeni bir iştir. Yeni bir yasa ister. (Ingiltere'deki, Fransa'daki gibi) öyle yasalar ki spekülatif kazançlar tekrar devlete döner. Yasalar bu yörelerdeki sanayi yatınmlarına da ayncalıklar tanır... Ama unutrnayalım bütün bunlar da genel bir 'Fiziki Ülke Planlaması' kararlan çerçevesinde olur.. Hani nerede bizde böyle bir plan? Yok, öyle bir planımız var diyorsaruz (kimilerinin söylediği gibi yalnızca kafanızın içinde bile olsa) o zaman îütfen yapılmakta olan bu uyku kentlerin o planın hangi karar ve gerekçelerine dayandığını açıklar mısınız? Uydu ve Uyku Kentler planlamanın katlinin simgesidir. Kendi içlerinde planlanmış olsalar bile bu nitelikleri değişmeyecektir. (1) " U droit â la vilkT Henri Lefebvre. Editioo Anthropos. Col. Point, 1972 Paris. Kentlilik hakkı çignenmeden... Bugün artık ülkemizde yönetim, fiziksel planlamayı ancak yaptıklanna, oldu bittilerine kılıf olarak görmektedir. Ülkemizde büyük kentleri 'kentlilik hakkını' çiğnemeyen yerleşimlere dönüştürmek mümkündür. (Bu yapılırken ayrıca yeniden güzelleştirilebilirler mi, o ayn sorun). Çünkü bu hak tamamen zamanın kullanımı ile oluşmaktadır. Kilometreler ne olursa olsun kent merkezine HESAPLAŞMA BURHAN ARPAD Acımasız ve Saygısız istanbul'dan ne kaldı? İstanbul deyince akla ilk gelen Boğaziçi yamaçlarını görünce insanın çıldırası geliyor. Güzel İstanbul deyince hemen akla gelen Adalar, o eşsiz Prens Adaları, kaçak yapılarla yok edilirken motorlu araçları adalara sokmak için çeşitli aldatmacalara başvuruluyor. Bütün bu İstanbul güzelliklerinin en görkemlisi, en eşsizi o incecik minarelerin gökyüzüne çizdiği gölge görünümleri de yok etmek, gözden uzak tutmak için çevreyi gökdelenlerle sarmaya başladılar. Sultan Selim, Fatih, Şehzade, Süleymaniye, Sultanahmet, Ayasofya ve daha başkaları yakında büsbütün görünmez olacak. İstanbul'un o buğulu, o ışıltılı gölgemsi görünüşleri yitip gitmekte. Durumun en üzücü yanı, yetkililerin, ilgililerin, sorumluların kılının kıpırdamaması, hatta kışkırtmalan, yok edilişleri desteklemeleri. Bütün bu acımasızltklar, saygısızlıklar olup biterken aydın çoğunluğun da susması, ilgilenmeyen bakışları! Gözleri bağlı ve kulakları tıkalı kalmaları. İstanbul'un ANAP'çı belediyesi, durmadan yıkıyor. Olmayacak yerlerde binlerce konut, yüzlerce işyerı, sayısız anıtyapı, en son yeşil alanlar yok ediliyor. Belediyelerin ve şehircilerin son yıllarda İstanbul'a yaptığı kötülüklerden biri "Ustgeçit" dedikleri o hantal demir köprüler. Üstgeçit uygulaması, Eminönü alanında başladı. imparatorluğun çöküş yıllarında her yanı dükkâncıklarla, beğeni (zevk) yoksunu yapılar, köy pazaryeri örneği sokakta tıraş eden berberterle silme doluydu Yeni Cami çevresi. Günün birinde, sanırım 1940lı yıllar başlarında, bütün o ilkel ve beğeni yoksunu yapıcıklaryıktırtıldı. Osmanlı din mimarlığının görkemli örneği Yeni Cami, anıt görünüşüyle ortaya çıktı. Haliç'le Boğaz'ın kucaklaştığı düzlükte... Yükseldi, yüceldi ve yüceltti... Yazık ki, uzun sürmedi. 14 Mayıs 1950 değişimi, pek çok aianda görüldüğü gibi, Yeni Cami başyapıtını kemirmeye başladı. Rasgele otobüs durakları, vapur iskeleleri, dolmuş indirmebindirme yerleri her yanı sarıverdi. Ne var ki, bütün bu çirkinliklerin çok daha çirkini ve kötüsü de görüldü. Trafiği hızlandırmak gerekçesiyle hantal köprüler, onlann deyişryle "üstgeçitler" Yeni Cami'nin bağnna saplanıverdi. Durumu yadırgayanlar azdı. önemli olan insanlarımızın rahat yaşayabilmesiydi! Üstgeçitler kısa sürede çoğaldılar. SirkeciBâbıali yokuşu, Aksaray. Saraçhane, Taksim Cumhuriyet alanı ve Osmanbey'de üstgeçitler yapıldı. Kimi üstgeçitler gerçekten yüzkarası, başta Yeni Cami olmak üzere! Türkiye Cumhuriyeti'nin Taksim'deki ilk anrtını Harbiye1 den gelenler zor şeçerler. Hantal demir köprü, görüş açısını engellemektedir. Üstgeçitlerin hepsi ayrı bir âlem! Osmanbey üstgeçidini alalım. Yıllar önce yapılmış apartmanlann yatak odalarını, üstgeçitte yürürken rahatça seyredebilirsiniz. Robdöşambrlı beyler ve kombinezonlu hanımlar sabah kahvaltısındadır. Ya da gazetelerini okuyup cıgaralarını tüttürmektedirler. Bu arada eli süpürgeli bir belediye görevlisi, yağışlı havalarda biriken suları süpürmekte, kuru havalarda çöpleri ve toz birikintilerini sağa sola savurmaktadır. İstanbul'u İstanbul olmaktan çıkarmak için hiçbir uygulamadan kaçınmayan ANAP'çı belediyeciler yeni bir girişim yaptılar. 300 dönümlük Büyükada fidanlığında bir iş merkezi ve beş yıldızlı otel yapılacak. Yeşilden yana gittikçe yoksullaşmış bir Istanbul'da, yeşil üretmek ve yaygınlaştırmak, fıdan yetistirmeye ayrılmış verimli toprakları iş merkezi ve beş yıldızlı otele verebilmek! Istanbul'da binlerce yapıyı gözünü kırpmadan yıktıran ANAP'lı belediye başkanları, en son şehir parklarını işhanlanna ve yüzlerce dönümlük verimli toprakları iş merkezine veriveren ANAP'lı belediye meclisi üyeleri! ANAP'lı belediye başkanları ve şehir meclisi üyeleri günün birinde seçim yoluyla uzaklaştırılır elbette. Milyar dolarlık dış borçlar, yok edilmiş sokaklar, caddeler ve tedirgin yüzbinlerce insanı ortada bırakarak. Acımasızlıklar ve saygısızlıklar bırakarak! • SATIŞ. . . • TEMSILCILERI ^ H ^^M TEŞEKKÜR Sabahattin Ali'yi 80. doğum vüdönümünde anmak üzere Federal Almanya'da Stuttgart'u 910 Ekim 1987 tarihlerinde bir toplantı düzenleyen Dr. T. Banş, Turhan Ata, tsmail Kahraman, Gökay Sofuoğlu, Metin Dalman, Nuri Musluoğlu'na; toplantıya konuşmacı olarak katılan başta yeğenim Ümit Şenyuva Rachow, babamın en eski ve en yakın dostlan Hayrünnisa ve Pertev Naili Boratav, Sabahattin Ab'yi seven yazar Demir özlü ve Ataol Behramoglu, Kuyucakb Yusuf u Fransucaya çeviren Paul Dumont'a, aynca Irene Melikoff, Yücel Feyzioğlu, Fethi Savaşçı, Prof. Server Tanilli, Vedat Türkali, Mustafa Ekmekçi, Imre Török ve Yükscl Pazarkaya'ya ve bütün diğer katılanlara annem Aliye Ali ve kendi adıma teşekkür ederim. Dayanıkh tüketim malları piyasası için en az lisc mezunu elemanlar aranmaktadır. 1 ^ ^ H ^ ^ | <|§F imper a.ş. Ru^jLır Oktumusj Cjd 84«6 S11 1 1 Han Kat4 .IL1 KarA.nİST. A. HALÛK ERGENÇ ile SEVİNÇ SARAÇ Nişanlandılar. İstanbul 5.12.1987 EVLENDİK KADRİYE AKTÜRK (ÖZTÜRK) METİN ÖZTÜRK Mutluyuz 6.12.1987 AvcılarlsUnbul 98411343'eTRG49016043 No'lu pasaportumu kaybettim. Hükümsüzdür. YASİN DEMİRTAŞ 1976'da Beşiktaş Trafık Şube Müdürlüğü'nden aldığım ehliyetimi kaybettim, hükümsüzdür. ZEYNEL KOÇ Kadıköy Askerlik Şubesi'nden aldığım kimlik kanımı kaybettim. Hükümsüzdür. FATMA ŞERARE ŞENER İTALYANCA A grubu seyahat acentesi için İTALYANCA büen bayan elemanlar aranıyor. Randevu için: 342 83 47 (Sevil Hanım) GÖRSEL SANAT ATÖLYELERİ Mehmet GÜLERYÜZ'le reşim çalı^malan. PerşembeCuma YOGA Zerrin AKGÜN'le Her Sah Perşembe saat 18.30 T'Aİ CHt CHUAN (Gölge BoksuHareketü Meditasyon) llhan GÜNGÖREN'le Her Pazartesi saat 18.00 HERGÜN 10.00 CafcFaaye Yerli basın, çay, kahve, hafif içkiler. 17.00 CafeBar GitarVokal 18.00 Jazz RestauraaBar önder FocanŞafak Dörtlüsü BİLSAK Soğancı Sokak 7 CİHANGtR 143 28 79 143 28 99 Pazar günleri kapalıyız. FİLİZALİ ESKtŞEHtR 2. SULH HUKUK MAHKEMESt HÂKİMLİĞt'NDEN Dosya No: 1987/578 Davacı Ahmet Kmcebay vekili Av. Mevlüt Bursalı tarafından davalılar Selahattin Erdal vs. aleyhlerine açılan izaleyi şuyu davasında Eskişehir ili, merkez ilçesi, Alpu köyü 3171 parsel, 36 paftada kayıtlı taşınmazın şuyuun izalesi hakkında dava açılmış olup davalılar Sebahattin Erdal, Selahattin Erdal'ın adresleri bulunamamış olup tebligatın ilanen tebliğine karar verıldigınden: Duruşma 27.1.1988 günü saat 09.00'a bırakılmıştır. Mezkur günde ibraz etmek istediğiniz vesikalann getirilmesi vcya gönderilmesi, duruşmaya gelmediğiniz takdirde kendinizi bir vekillc temsil ettirmeniz, ettirmediğiniz takdirde gıyabımzda duruşmalara devam olunacağı H.L'.M.Klnun 509, ve 510'uncu maddeleri gereğince dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilanen teblig olunur. 18.11.1987. Basın: 12045 VEFATLAR İÇİN Yurtiçi, yurtdışı cenaze nakledilir, cenaze ilaçlama, malzeme, tabut, bütün işlemler hassasıyetle, süratle yapılır. İşletmede ayrıca 18 ambulans mevcuttur. Cenaze ilanlarında hizmet bedeli alınmaz. İSLAM CENAZE İŞLERİ 147 20 06140 68 86 üniversitcmiz Yabancı Diller Yüksek Okulu Temel tngilizce Bölümü için a^agıda belirtUen oitelikte okutmanlar alınacaktır. llgilenenlerin Personel Dairesi Ba^kanlıgı'tKİac »larairian başvuru formunu doldurarak en geç 7 OCAK 1988 (Perşembe) saat 17.00'ye kadaı Yabancı Diller Yüksek Okulu Temel tngilizce Bolümü'ne iade etmeleri ve 11 OCAK 1988 Pazartesi saat 10.00'da Yabana Dffler Yttksek Okulu Temel tngilizce BOlümü'nde yazılı sınav için hazır bulunmalan gereküdir. Alınacak okutmanlarda aranan nitelikler: 1. Çok iyi derecede îngilizce bümek. 2. Lisans diploması alnuş bulunmak. ORTA DOĞU TEKNİK ÜNtVERSÎTESt REKTÖRLÜĞÜ'NDEN TAMGÜN GÖREVLİ OKUTMAN ALINACAKTIR ÇAĞDAŞ YAYINLARI İlhan Selçuk GALERİ PERA1469738 ^ V ) T&K OCâ DESTEK REASURANS SANAT 6AURİSİ ISMMT GoncaSezer ResimSergisi 9Aotk 19S78Oak 1988. 9JX> 18.00 NİMETULLAH GERASİM Modem Sanat lri 1904 1986 Yağlıboya Suiuboya BİRLEŞİK RESIM SERGISI 323 Aralık 1987 A M u r r a h m a n OZTOPRAK Adnan VARINCA Alı DEMİR Avnı ARBAŞ Aytıan TURKER Buıtıan UVGUR Cavit ATMACA Cıhat BURAK Fıkret KOLVERDİ GurdalDUYAR Leyla GAMSIZ Mutısın KUT Oktay GONOAY Salıh ACAR Selım TURAN Salıh ZEK! Tarık CARIM GARAKTİ BANKAS1 Nîsanıas Şubes .Tfjvüaye Caddea '.41 Td 133 0120 TEM SANAT GALERÎSÎ A Y D I N ÜLKEN Resım Sergısı ÂRTİÖAN Mehmet Güleryüz Resım Sergısı 219 Aralık Orlakm, Mele Sokak \o J •DESEN 1967 lAralık23Arahkl987 AudıoVısuaJ tonıtim 17 30 Poıordısmdo hergün 11 00 • 19.00 Kuyulubostan Sok 44/'2 N.şontaşı Tel. 147 08 99 147 97 56 a Abdı Ipekçı Cad 75 Maçka Tel 131 28 32 Maçka Spor Cad 130/3 Tel 160 44 28 KAYAALP i Sanat Galensı ( RESIM VE ~ *"" SANATSAL HEDİYELİK SERGISI 8 Aralık 5 Ocak Galerı Pazartesı Cuma dışında Hergun 12 0018 00 arası açıktır SANATSAL BASKILAR 7 30 Aralık Tefcın ARTEMEL Ünsal TOKER Yaşar YENICELI ZIVERBEY KÖ! 1500 lira (KDV içinde) Rumelı Cad Huzur Apt 26'5 Kat 2 Osmanbey Tel 148 05 75 Hüsrev Gerede Cad 126 Teşvıkıye Meydan 141 27 11 SAIT SÖKMEN SANAT MERKEZİ • Jımnastık Estetık • Rıtmık Jımnastık • Jazz Dance • TapDance * M o d e r n Oancs»Bale Neşe Ecberk ve Saıt Sokmen yönelımmde mankenlık fotomodellık kursları açılmıştır Korukent Al Blok Levent Tel 175 12 2627 DESEN YAĞLIBOYA Ressam Prof. SABRİ BERKEL Ressam Hülya DÜZENLİ KOÇ Ressam ARGUN OKUMUŞOGLU Dileyen herkesin kaühmına açık sanat çahşmalan GENEL KURUL ÇAĞRISI Mülkiyeliler Birliği tstanbul Şubesi'nin olağan Genel Kurulu aşağıdaki gündemi görüşmek üzere 20 Aralık 1987 Pazar günü saat 14.00'te şube merkezinin bulunduğu Mecidiyeköy Garaj Sokak No: 4/10 tstanbul adresinde nisaplı olarak toplanacaktır. Nisap sağlanamadığı takdirde Genel Kurul yine aynı yerde ve aynı gündemle 27 Aralık 1987 Pazar günü saat 14.00'te nisapsız olarak yapılacaktır. Tüm üyelerimize duyururuz. MÜLKİYELİLER BİRLİC1İSTANBUL ŞUBESİ YÖNETİM KURULU GÜNDEM: 1 Açüış ve Başkanlık Divanı seçimi, 2 Saygı Dunışu, 3 Yönetim Kurulu Faaliyet Raporu'nun okunması ve eleştiriler, 4 Yönetim Kurulunun ibrası, 5 Yeni Şube Yönetim Kurulu ve diğer organlann seçimi, 6 Dilek ve temenniler. NURİ İYEM 23Kasım11 Aralık Resim Sergisi İş Sanat Galerisi Parmakkapı Meşelık Sokak No 2 Yüreklı Han 80060 Beyoğlu Ev 147 97 23 Çağdaş Yayınları, Türkocağı Cad. 39/41 CağaloğluİST Başka hıçbır bale ve ıımnastik okuluyla ılişkımiz yoktur Lütfen not edîniz! ORJINALKLASIK K A S E T L E R A M E R Î K A ' DAN • SENFONİLER • KONÇERTOLAR •SONATLAR • RAPSODİLER • BALE MÜZIKLERI • OPERA SEÇMELERİ • GÎTAR ESERLERI • FİLM MÜZIKLERI KDV • BANOROL DAHİL PROFİLO HOLDİNG 7 Aralık 1987 Pazartesi gününden itibaren, TELEFON NUMARAMIZ istasyon sanat evi AKADEMI HAZIRLIK Yetenek sınavıyla öğrenci alan Güzel Sanatlar Fakültelerine (uzun dönem) hazırlık çabşmalan (İç mimari, Grafık, Resim, Heykel, Seramik, SinemaTV, Sahne Görüntü, Geleneksel El Sanatlan, Fotoğraf) ÇOPERA) SANAT GAL E R I S I DUYURU Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Kurumu ile baglı kuruluşlannda (613) dereceier arasındaki kadrolara, kamu kurum ve kunıluşlanndan daktilograf, santral jnerauru, şoför, teknisyen yardımcısı, bekçi, kaloriferci, hizmetli olmak üzere naklen eleman alınacaktır. btekliler Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Personel veEğitim Daire Başkanhğı, Autürk Bulvan 217 Kavakhdere/ANKARA adresine başvuracaklardır. Basın: 36557 RASIN Genel istek üzerıne sergi 9 Aralık 1987 tarihine kadar uzatılmıştır ALTUĞ MÜZİK ALETLERİ MERKEZ ŞUBE VALİKONAGI 424 TEL 140 21 39 BAGDAT CAD 412 SUADİYE TEL. 358 46 62 i (25 HAT) olarak değişmiştir. PROFİLO 174 33 00 istasyon sanat evi 1306617 j Galerı Pazar harıç her gun 11 0019 00 arası açıktır Sağlık Sok Opera Han 43/16 80090 Taksımls! (EtapMarmara Yann Tel 1499202
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle