21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 KASIM 1987 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURİYET/5 YAYIN DÜNYASENDA SAN AT] Masanın bir ucunda François Truffaut, öbür ucunda AlfredHitchcock HAYVANLAR ÎSMAIL GVLGEÇ Sinemayla yaşamanın destanı Hitehcock/ François Truffaut/Afa Yayınlan/350 sayfa. MEHMETGÜRELİ "Hitchcock'un fılmleri herhangi bir başka yönetmeniııkflere onufaı çok daha luüıa otacakbr, çflBkö hcr bir filmi o kadar böyük bir titizlik ve beceriyle işlenmişür ki, sinemada olsun, televizyonda olsan, yeoi yapunlann çogıınun cekkirigiyk boy olçtsebttir." Boyle yazıyor François Irnffaut, kıtabının önsözünde. 1966'da yayımlanan "Hitchcock" (Le Cintaıa Selon Hitchcock), bu alanda gerek Truffaut1 nun Hitchcock sineması üzerine yetkınuğınden fışkıran titizliği, gerek Hitchcock'un bir yaraücı olarak kolayca görulemeyen sinemaya yaklaşım stillerini veriş açısından ender rastlanan yapıtlardan biri. Filmlerini anlatan Hitchcock'un yanı sıra, filmlerini oluşturan Hitchcock da ayn bir "suspence" yaratırken, Hitchcock sinemasını derin bilgisiyle katetmiş Truffaut da bu şölende genlimi hiç duşurmüyor. Sinema üzerine düşünmenin, sinemayla yaşamanın bir destanı... Hitchcock: "... Loodra'da film çekerken dçiyi oynayacak bir aktör bulmalannı istemistim. Bana keçi sakaUı ve kısa boylu bir yıgın adam gönderdOer. Onlara tek tek 'Daha once kimleri oynadı•12?' diye sordujumda, kimisi "Sa ŞD şu filmlerde başbakandnn" derken, kimis de "Şu şu şu filmlerde içisleri bakanı rolundeydim" diyordu. Sononda o kadar bıktıın ki, kadro oluşturma botümiinn arayarak arük yeni ye yordu: "O, sinema taribinin en böyük biçim yaratıcılanndan biridir. Bu alanda ancak A>zenştayn Be Murnau bdki onunla kıvaslanabilir. Biçim, onda ozu güzelleştirmez, doğnıdan dogruya yaratır." Ama Amerikalı eleştırmenler yıllardır sıirdürdükleri kuçumser eda çizgisinı aşamıyorlardı bir turlu. Oysa Thıffaut'nun bu kıtabı 1968 yüında Amerika'da basıldığında bu kez Hitchcock'un yaptıklanna bir anlam veremeyenler için de bir başvuru kitabı niteliği kazandı. Bugun de bir sinemacuun yaratma eylemıni, yapıtı kurmasını adeta plan plan verebilen başka bir yapıt duşunmek çok zor. "Mac Guffın" diye adlandırdığı bir "hiçbir şey" uzenne bile şaşırtıcı kanallar acan Hitchcock, "GizU Teşküat" (North by Northwest) fılmı üzerine Thıffaut'nun gönısleriyle bakalım nasıl bir açıklık getiriyor: KtM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK HER6UH KftlMPI KlRlLftN V6 İİÇİM YAMTICISI Erıc Rohmer ve Claude Chabrol, Truffaut'dan önce 1957 de yayımladıkları kıtapta, Alfred Hıtchcock'un sinema tanhının en buyük bıçım yaratıcılanndan bırı olduğunu suyiuyorlardı. ni elçiler göndermemelerini, adamlanndan birini gazete arsivine göodererek, o gunlerde Londra'da yaşayan tnm yabancı elçilerin resimlerini bulmalannı istedim. Resimkre baktığımda, dçüerin bir tanesi bile keçi sakalh degildi." Sinema tarihinde Hitchcockun öneminin altını ilk çizenler, özellikle Fransız sinema yazarlarıydı. Eric Rohmer ile Qaude Chabrol'un bırlikte yazdıklan "Hitcbcock"ta (1957) şöyle dem Bıri, Fransız sinemasının en özgün yaratıcılanndan biri, François Truffaut; öteki, gerilim sinemasının buyuk ustası Alfred Hitchcock. Oturup konuşmuşlar. Truffaut, hemen her sinema tutkununun merak ettiği sonilan sormuş. Hitchcock da, filmlerini nasıl yaptığını anlatırken kendı sinemasının gızlerıni de açmış. Truffaut: "... Şimdi yeniden mısır tariasındaki sahneye geri donelim. Ucak sahnesi çekiminin en belirgin yanı, tumu>le gereksiz ve nedensiz olması. Tum akla yakınlığı >ok eden, halta onemini bile ka>bet(iren bir sahne bu. Bo>le bir yontemle dıgında sinema, tıpkı muzik gibi son derece soyul bir sanat oluyor. Ve burada bir gereksizlik sizin en çok eleştiriye uğrayan yöniınüz sahneye gerilim ve ilgi sağlayıcı bir cgeye donuşuyor. Bu durum, otobuse binmek iızere olan çiftçinin. gelmekte olan nçagı işaret ederek Car> Grant'a 'Bakın. ilaçlama uçağı geliyor; çok garip, çunku mısıriar bu mevsimde Uaçlanmaz' dedigi diyalog sayesinde bilerek \urgulanıyor. Çiftçi haklıdır, çuaku olayın en can alıcı yanını vurguluyor tlaçlanacak mısır yok. Bu derece bilerek yapddıktan ve planlandıktan sonra, gereksizlige kim karşı çıkabilir ki? Açıkça göruluyor ki, anlamsızhgın fanlezisi sizin film formulunuzün ana katkı maddesini oluştunıyor." Hitchcock: "Anlarasızlıgı oldukça sofuca uyguladığım bir gerçek." "Akla y^kınhk ogesi beni hiç ilgilendirmiyor. Akla yakınlıgı saglamak, işin en kolay yanı. O halde neden canımı sıkayım" diyen Hitchcock, nerden bakarsanız bakın tüm fılmlerinde "kendi ohna", "diınyasını yaratma" inadını sürdürduğunü de her satırda bizlere duyuruyor. Truffaut: "Hayalgucü eksikligi, gerçek yaşama yakın olan fUmlere daha yatkın olmayı getiriyor. Örnegin bir eleştirmenin, 'Bisiklet Hırsızlan'nı gorunce, bu filmin tam kendisinin yuzabilecegı türden bir şey olduğunu düşünmesi mumkundur. Ama 'Gizli TeşkilaC soz konusu olunca boyie bir duşunce asla aklına gdmez. Böyle olunca, 'Gizli Teşkilat'a hiç deger vermezken 'Bisiklet Hırsızlan'na her turlu değeri •^ermeye hazır olur." "Hitchcock", yanhş anlamalan, önyargılan sevmeyen, akla yatkınlığı mızahla ateşleyen, yaratmaya derinlemesine ulaşan bir başyapıt... İORUMiuz OÛLU P t K N Î K PİYALE MADRA ' ANILuCIM Müzik sevgisinin böylesi Müzik ve Müziğimizin Sorunlart/ Filiz Ali/Cem Yaymevi/252 sayfa. ERHAN KARAESMEN Aynı gazete ve dergılerde yıllardır sayfa komşuluğu yaptığımız halde FUiz Ali ıle lanışma fırsatını bulamamışttm. Derken, iki ay kadar önce bırdenbıre çok yakından tanıyıverdim kendisini. Oyle yüz yüze ya da telefonda söyleşilerle falan değil. Muzik yazılarının bir bölumunü topladığı çok sevimlı kitapçığm satırlan arasında bir rastlaşma oldu bu. Peşin, bir müzik merakhsı olarak, yazanna sempati duydum. Sonra, giderek unutulmuş, sevimli çocukluk amlannın kıvüamlı bir canlanmasına yol açtı kitap. Yazar, yayımlandığı zamanlarda okumadığım bir makalesini de almış toplu sunuşuna. Ayşe Abla (rahmetli buyük eğitici Neriman Hızır) ile onun yönetiminde yürütülen ve Turk radyolannın muhtemelen gelmış geçmiş en başarüı ve insancıHözmüzik programı olan Radyo Çocuk Kulübü üzerine hoş, dokunaklı bir yaa. Filiz Ali, çocuk yaşında, bu programlarda görev almış. Benim yaşıtım bınlerce Türk çocuğu ıçın de cumartesi akşam üstlen "Koşun Koşun Radyo Başma / Her Cumartesi Guniı" ezgisine radyo başında bağırarak katılmak nasıl bir keyifti. Kitabın bu bölümünu okurken hoş duygulara kapıhp gidecektır, benim kuşağımdan okuyucular. Dolayısıyla, bu yapıtı tamamen soğukkanlı ve nesnel bir değerlendirmeden geçirebilmem pek kolay değil. Ben bu işte biraz taraf oluyorum. Yani, müziksever yaşıtım Filiz Ali'nin tarafındayım açıkçası. Yine de bir tanıtma ve değerlendirmeyi olabildiğince ortada kalarak yapmayı aşa&daki gibı denıyorum. Once, şu genel tanımlan hatırhyalım: Deneme, sanat eleştirisi, makale türündeki yazılann belli bir güncelliğe bağlı olarak kaleme alınması kaçınılmazdır. Ayrıca, bu tur yazılarda çok yakın çevrenin ve yerelliğin motıfleri ağır basar. Gerçi bir yazar, özellikle kultürlü bir yazar guncel' konulara uzun vadelerdeki evrensel ve genel gerçeklerin ışığında geniş perspektıfli yorumlar getirebilir. Ama olaya yine de kısa vadeliliğin; soluk, satır ve coğrafya sırurhhğının gölgesı duşer. Bu tür yazılann, yazarı tarafından titizlikle seçilmiş olsalar bile yıllar sonra toplu olarak kitap boyutunda sunulduklannda kopuk parçalar halinde kaldığı ve ilk yazılıp okunduğu yıllardaki lezzeti vermedigj çok görülmüştür. Ne var ki, bu yolla pratik bir dokUmantasyon sağlanmış olur. Hatırlama, tarihsel başvuru ve bazen de nostaljik tatmin arayışlanna yanıt verebilen bir yayın türu olarak ulkemizde epeyce yaygmlaştığı da görulmektedir. Filiz Ali'nin yazılarının toplu «unuluşunda ise bu klasik tanım.arı çok aşan unsurlar bulunuyor. Birbirini böylesine bütunleyen, dimağdan ve kalemın ucundan tek bir solukta tek bir yapıtuı parçalan olarak fırlamış hıssini veren yazılan art arda okumanın keyfine pek seyrek ulaşılır. HIZLI GAZETECİ NECDET ŞE^ KONSEROEN KONSERE Müzik yazarımız Filiz Ali'nin yaşamının önemlıce bir bölümü ıster ıstemez konserlerde, kulıslerde geçiyor İşte, geçen yaz Uluslararası Istanbul Festıvalı'ne gelen Chıck Corea ve Gary Burton'la Müzik ve eğitim konulanndaki tartışılmaz yatkınlığıyla ve yetkinliğiyle yazar, geçmişte doğnı, öğretici ve güzel şeyler yazmış. Aynca, genlerle ilgisi vardır yoktur, bilemem. Ama, açık, an ve akıcı bir dille söylemiş soyleyeceğini. Sonra da geniş genel kültürünu seferber edip güzel bir gruplandırma ve sıralama mantığı içinde ve akılcı bir seçimle yazılanm bir araya getirmiş. Ancak, okuyana, bu yazılann, ta yıllar önce, adeta günun birinde bu çeşit bir toplu yazılar kitapçığının parçalan olarak duşunulup kaleme alınmış olduğu duygusunu veren bu seçme, sıralama zekâsı değil sadece. Dil ve anlatımdakı ortak guzelhkler de değil tek başına Birliği ve çimentolaşmayı sağlayan ana unsur, bana göre, yazann konulannı çerçeveleyen ana temaya, yani muziğe karşı olan katıksız ve tutkulu sevgısi. Müziğin kışilerıni, Amar'ı, Beethoven'ı, İdil Biret'ı, anonım bir koronun muzisyenlerini anlatırken; ya da müziğin nesnelerinden, piyanodan, nota kağıdından söz ederken içinden geçen sevgi titreşimlerinı satırlann arasında hissediyorsunuz. Bu sevgi yoğunluğu aynca, zamanüstulüğe ve evrenselliğe çağnşım yaptınyor. Kafa yorduğu ve anlattığı şeyi bu denli sevıyor olduğunu hissettirebilmesi, okuyucu nezdinde, bir yazann ınandıncılığını ve saygjnlığını herhalde epeyce arttırıyordur. Oku>Tin Filiz Ali'mn kitabını. Zevkine varmak için, öyle çok ileri bir müzik amatörü ve izleyicisi olmak gerekeceğinı sanmıyorum. Se\rgi titreşımlerine birazcık duyarh olmak yetecektir. Keyifle okunan ve farkma vanlmaksızm çok şey öğrenilen kitaplardan. Sadece yaşı elliye dayananlan, çocukluğun çok mutlu ve unutulmuş anlannda dolaştırarak özel olarak duygulandırdığı için değil, "sevisizlik çagında, müzige yakılmış bir sevgi agıtı"nı bizlere sunduğu için, yazanna içten teşekkürler. VİICEEMI AŞif?M)Ş &IRAZ P4UA KoNUfSA Ç\KAÇtf> FARâ ÇİZGÎLİK KÂMİL MASARACI AĞAÇ YAŞKEN EĞÎLİR KEMAL GÖKHAN bana nesUWan...^uvânN I YAYIN RAPORU SALÂHBEY'İN YÜZLERİ Editör: Turgut Çeviker / 40 Ambar Sahaf Galerı / 34 sayfa. Salâh Birsel'in 69. yaşı için hazırlanan albumde çizerlerimizin cizdiği Salâh Bey'in Yuzleri ve fotoğraf sanatçılanmızın çektiği Salâh Bırsel fotoğraflannın yanı sıra Salâh Birsel'in tüm kitaplannın kapaklan da yer alıyor. Editörlüğunu Turgut Çeviker'in üstlendiği kitapta Necati Abacı, Ercan Akyol, Agop Arad, Mümtaz Ankan, Ferrah Dogan, Kemal Gokhan, Ara Gttler, Vedat Gurses, Cihat Hazerdaglı, Turgay Karadag, Musa Kart, Tan Oral, Ferit Öngö TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 26 Kasım H; \Rı A FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA Hazırlayan: Alpay Kabacah / TÜYA Yayını YAP / 94 sayfa. Bu yıl altmcısı yapüan TÜYAP Istanbul Kitap Fuan'nm "Oaur Ozanı" seçilen Fazü Hüsnii Daglarca yarım yuzyılı aşkın bir şiir geçmişine sahip ozanımız. TÜYAP tarafından 1000 adet basürüan kitapta Dağlarca'nm yaşam öyküsü, kendi yapıtlan hakkındaki açıklamalan, çeşitli konulardaki göruşlerı, Alpay Kabacalı'nın ozanla yaptığı söyleşi, şuri hakkında çeşitli yayın organlannda çıkan yazılar, Dağlarca'yı konu alan tezler ve yayunlanmamış şiirlerinden örnekler yer alıyor. "Türkcenin Ses Bayrağı" üst başlığıyla sunulan yapıt, 1. hamur kâğjda özenle basılmış ve titiz bir derlemeyle hazırlanmış. KAPALICARŞ/ YANGINll ö» ren, Lötfü Özkok, Aydın Ülken, Semih Poroy, Emre Senan ve Tonguç Yaşar'ın Salâh Bey portrelermı ızleyebiliyoruz. 1954'TE BUSUN, SA/lrZ2'P£ 8AÇLAYAN BurÜK VWGW, ISTANSüL'OAICl KAPALı'ÇAgŞı•''V7 KASlP I/URMUÇTV. SlPAUi SOleAĞI 'NOAKi Btf? YORGANCI  MEYfrAHA GELEN ELEZT&İC *O T*6tuDAN ç & . UÇARSI'NIM UÇTB IKJSIMI HAHABEYE Ç£VtfZMI$Tt.H/Ç CAM KAYB/HIN OLMADI6I YANGIN l<> GUN SURMUŞ, 2B ftASfM SASAHI 7&MAMEM SâUDUfUJLEBlLMtŞri. 2SOO OUKkÂKIIN fCULE POHUŞTUĞU. ZAlSARtU '^E SOO MILYOU LllSA KA OAR. OLDUĞU 714HM/V EPtLMlŞTl. fCAC KJE2 FATfH SULTAU MEHMCr ZAAAANINPA ıNŞA EDİLEN IC4P/U(ÇAeŞl, ÇEÇ(7T.ı YANGINLAe G£ÇıfSA/tlÇ, YEKllOEN 7XMl£ CLMHURtYET KİTAP KULÜBİ7NDEIS1 HABERLER AYIN EN ÇOK SATAN KİTAPLARI / ANI, BELGE, RÖPORTAJ 27.10.1987 24.11.1987. Sıra: Kod: Kitabın Adı/Yazarı: ü?i lı: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 200 008 200.017 021.270' 117196 117 210 200 010 002 306 023 052 027 073 001 073 Gızlı Ûrgüt Nasıl Kurulur/Hasan Uysal 1260 Kanlı Bilmece/Celal Başlangıç 2310 Gülünün Solduğu/^şam/Erdal uz 2900Toroslardan Aşağı/Hıkmet Çetınkaya 1050 Önce Insanım Sonra Gazetecı/Emın Çölaşan 2100 Güneşın Yedı Rengı/Cengiz Çandar 2520Salkım Salkım Asılacak Adamlar/Aziz Nesin 1050 Nuh Peygamberın Seyır Defterı/Yalçın Pekşen 1260 Geçmiş Zaman Olur kı/Sara Ertuğrul Korle 2000 0 Yakamoz Söner/Selım llerı 2000 50 YIL ÖNCE Cumhuriyet 26 Kasım 1937 mıntıkasında şiddetlı bir muharebe olmuştur. Asiler, cumhurıyetçilenn hatlanna yaklaşmak suretüe huruç hareketı ıcrasına teşebbüs etmışlerdır. Asiler, ağır zayıatla rıcat etmek mecburiyetınde kalmışlardır. Cumhurıyetçilenn Guadalajara 1937197mmtıkasındaki bir taarruzları, • kısa bir mucadeleden sonra, Palancaret ve Los Arryos kasabalarımn ısgalile neticelenmiştir. Cumhurıyetçıler mühim mıktarda harb malzemesı zaptetmişlerdir. Madrid bombardunana tutuldu MADRİD 25 (a.a.) Dun saat 22.30 da Madnd şıddetlı bir bombardımana tutulmus ve bombardıman bir saatten fazla devam etmıştir. Bırçok mahallelere 2.000 den fazla obüs düşmüştür. Telefat miktan malum değildır. Cumhunyetçılerm bataryalan mukabele etmiştır. Üniversite mahallesi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle