Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
r CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 8 Bugünkü yasal düzen karşısında ülkede sosyal demokrasi veya demokratik sol bizim programımızla kurulur ve kök salar, onlarınki ile değil. Durum böyle olunca biz sosyal demokratları bölüyor değil belli fikirler etrafında birleştiriyor, bütünleştiriyoruz. 9 "Rejim konusunda Anayasa olmalı işbirliğini ret eden parti ise DSP değil, SHP'dir." (21 Şubat 1986Milliyet). 10 Sayın Rahşan Ecevit'in Orhan Tokatlı'ya söylediklerinden (7 Eylül 1985Milliyet) şu noktalar da bu konuda önemlidir: "Biz sosyal demokratlığı veya demokratik solculuğu, klasik devlet kapitalizminin veya bürokratik devletçiliğin dışında bir şey olarak anlıyoruz. Halkın ekonomide egemen duruma gelmesini, bu egemenliğin siyasete de yansımasını, belirli kurumlaşmalarda güvence altına almayı amaçlıyoruz. Bunların ötesinde DSP'nin sosyal demokratlığının geçerliliği, öncelikle ve özellikle scçtiği kuruluş, yapılaşma ve işleyiş biçiminden kaynaklanıyor.... Türkiye"deki bugünkü koşullann, gerçek anlamda bir sosyal demokrat veya demokratik sol parti kurmayı çok güçleştirdiğini biz de biliyoruz. Ama, DSP'yi o güçlüklerin dar kalıbında değil, koşullara uyum sağlayarak değil, koşulları değiştirebilecek ve güçlükleri aşabilecek biçimde oluşturmaya çaba gösteriyoruz". 11 DSP'li bir dostum da özel konuşmamızda şunları söyledi: "Dediğiniz gibi programlar, fikir partilerinde kişileri birbirine yapıştıran kutsal görevi yaparlar. Bu nedenle aralarındaki farklılıkları kaldırmanın önemini teslim cdiyorum. Ancak bu yapılsa da şu nedenlerle birleşmeye karşıyım: • Türkiye sol partiler için tekin bir yer değildir. Bakarsınız hiç beklenmedik bir zamanda ve akla gelmeyecek bir biçimde sol partinin başı yeniverir. Böyle durumlarda oyların kendisinde toplanabileceği yedekte ikinci bir sol partiye gerek vardır. • SHP'nin kuruluş, yapı ve işleyiş biçimine ek olarak CHP'den devraldığı hastalıkları ve zihniyeti sebebiyle, rakipsiz kaldığı takdirde, değil gerçek demokratik sol birdüzeni kurup işletebileceğinden, ona içtenlikle yöneleceğinden bile kuşkuluyum. Varlığımız onu sosyal demokrasiye zorlamaktadır ve zorlayacaktır. Bugün biz bu konuda onlar için bir çeşit yaptırım durumundayız. İbplumu bu yaptırımdan yoksun bırakmamalıyız. Bazı çevreler birleşmenin kişisel nedenlerle gerçekleşmeyeceğini söylüyorlar. Buna katılmıyorum. Çünkü her iki partinin başında da kişisel nedenleri bir kenara itebilecek olgunluk ve özveriye sahip uygar ve idealist insanlar vardır." 12 Nihayet Şahin Alpay ile Seyfettin Gürsel SHP ve DSP programlarının nerede birleşip nerede ayrıldıklan konusunda Sn. Rahşan Ecevit ve Sayın Aydın Güven Gürkan'la uzun bir söyleşide bulundular. Her iki liderin görüş ve düşünceleri 25/31 Mayıs 1986 günü Cumhuriyetde yayımlanmıştır. BİRLEŞME İÇİN GÖRÜŞÜMÜZ 1leri sürülen bu savlar hakkında ayn ayrı görüş belirtmek isterdik. Sütunlar buna elverişli olmadığından tünıü hakkında kısaca şunları söyleyeceğiz: Bu savların bir kısmı pek haklı olmadığı gibi değişen koşullar ve gelişen oluşumlar karşısında geçerliliklerini de yitirmişlerdir. Bir kısmı ayrıntı niteliğindedir. Bir kısmı önemli fark gibi gözükse de sosyal demokratlığın diyaloğu benimseyen anlaşma ve uzlaşmaya yatkın esnekliği karşısında üzerinde anlaşmaya varılamayacak hususlar değildir. Ancak bir kısmının üzerinde gerçekten ciddiyet ve özenle durulması gerekmektedir. Sayın Aydın Güven Gürkan 15.6.1986 günlü NOKTA dergisine verdiği demeçte "...arkadaşlarımla birlikte ciddi bir program ve tüzük çalışması yapmak istiyorum" demiştir. Sayın Erdal lnönü'nün de partide bir ANAYASA çalışması başlatacağını radyo ve TV haberlerinden öğrenmiş bulunuyoruz. Dileğimiz, her iki çalışmanın da, öbür gerekli çalışmalarla birlikte, SHP ile kardeş DSP'nin birleşme/bütünleşmesini ya da hiç olmazsa seçimlerde işbirliği yapmalarını sağlayacak bir sonuca ulaşmasıdır. 15 TEMMUZ 1986 DSP ile SHP'nin Birleşnu pSP'lilerin ayrı parti olarak kurulmalanmn ve öyle devam etmek istemelerinin gerekçeleri niteliğinde bazı savları vardır. Bu durumda birleşme ya da bütünleşmeyi isteyenlerin hedefe ulaşabilmek için bu savları gözönünde bulundurarak uzlaştırıcı, bütünleştirici düşünler üretmeleri gerekmektedir. NAHİT SAÇLIOĞLU Anayasa Mahkemesi Emekli Üyesi SHP'nin kardeş parti DSP ile birleşmek ya da bütünleşmek istediği artık iyice anlaşılmıştır. Sayın Aydın üüven Gürkan "DSP ile ayrılık anlamsız" demiş (23 Şubat 1986MUIiyet), olağanüstü kongre olumlu bir hava sergilemiştir. Partinin yeni genel sekreteri Sayın Barış Can birleşmenin kendileri için HEDEF oldugunu belirtmiş (9.6.1986Milliyet), Sayın Erdal Inönü ise başından beri özenli bir hava içinde olumlu bir tutum izlemiştir. Ne var ki sorun, istemekle çözümlcnebilecek türden değildir. Çünkü, DSP'liIerin ayrı parti olarak kurulmalanmn ve öyle devam etmek istemelerinin gerekçeleri niteliğinde bazı savları vardır. Bu durumda birleşme ya da bütünleşmeyi isteyenlerin hedefe ulaşabilmek için bu savları gözönünde bulundurarak uzlaştırıcı, bütünleştirici düşünler üretmeleri gerekmektedir. Yazım, bu amaçta bir denemedir. Birleşmeyi ya da bütünleşmeyi sağlayacak yolların başında, programlardaki ve kimi düşüncelerdeki farklılıkları ortadan kaldırmak gelir. Çünkü siyasi partileri birer çıkar grupmanı değil, düşünce grupmanı olarak görüyoruz. Bir kişinin bir partiye katılmasını da onun sadece beden varhğını o partiye sokması biçiminde değil, o partinin "fikriyatı"na katılması olarak anlıyoruz. Düşünler programlarda belirtildiği için de partiye katılmayı, bir bakıma, programa katılma biçiminde değerlendiriyoruz. Bir ülkede aynı düşüncelere sahip birden fazla parti bulunursa, fikre katılma esas alındığında, kişi için bunlardan biri kendiliğinden gereksiz hale gelir. Çünkü, aynı kişi aynı fikirlere ayrı iki yerde niçin ve nasıl katılacaktır. O halde aynı amaçla kurulmuş iki partiden birini toplumda gereksiz hale getirmenin etkili yollarından biri, programlardaki önemli farklılıklan ortadan kaldırmaktır. Bizde de birleşme ya da bütünleşme için yapılması gereken ilk iş sanırım budur. AYRI KALMA NEDENLERİ DSP'ye ayrı parti olmayı ve öyle kalmayı isteten gerekçeler ya da savlar nelerdir? Bu partinin ta başından beri HP, SODEP, şimdi de SHP için söyledikleri, saptayabildiğiımV ve anlayabildiğimiz kadarı ile, özet olarak şu noktalarda toplanabilir: 1 Bunlar tabandan değil tavandan kurulmuş çatı partileridir. 2 Ayrıca, icazetli partilerdir, müsaade ile kurulmuşlardır. 3 Seçkincidirler. "Biz her alanda seçkinciliğe ve tekelciliğe karşıyız". (3 Mayıs 1986Milliyet) 4 Biz Marksist değiliz. Daha solumuzdakilere kapılarımız kapalıdır. 5 CHP'nin eski hastalıklarını, klikçiliğini bünyemize taşımak istemiyoruz. Partiye seçerek üye alacağız. 6 Biz halkın geniş çapta planlamaya, yönetime ve karara katılmasından yanayız. örgütlenmemizi de bu amacı sağlayacak biçimde yapacağız. 7 Biz kapitalizme sosyal demokrasi içinde yer vereceğiz. Yoksa kapitalist düzen içinde sosyal demokrasiyi kurmaya calışacak değiliz. PENCERE Arkadaşımız ilhan Selçuk, dış ülkelere yaptığı gezi nedeniyle yazılanna bir süre ara verecektir. SODA SANAYİt A.Ş. TAŞARRUF SAHtPLERİNE DUYURULUR Şirketimizin yıllık faiz ödemeli brüt % 56 sabit faizli 5. tertip 1. seri tahvilleri 23 Temmuz 1986 tarihinden, 2. seri lahvilleri ise 8 Ağustos 1986 tarihinden itibaren şirketimizin Barbaros Bulvarı no: 125 Camhan, BalmumcuBeşiktaş İstanbul adresindeki irtibat bürosunda satışa sunulacaktır. Işbu tahvillerin halka arzı Sermaye Piyasası Kurulu'nun 7.7.1986 tarıh ve 395/6 sayılı iznine dayanmakıadır. Ancak bu izin tahvillerimizin ve ortaklığımızın kurul ya da kamuca tekeffülu anlamına gelmez. 1. Onakhğın Soda Sanayii A.Ş. a) Ticaret unvanı Kozanlı Bucağı Yanı Mersin b) Merkez adresi 28.000.000.000. TL c) Esas sermayesi 23.500.000.000. TL ödenmiş sermayesi Soda Uretimı ve satışı d) Faaliyet konusu Süresizdir. e) Süresi 2.Tahvllerin satışından sağlanacak fon, işletme sermayesinin finansmanı için kullanılacaktır. 3. Izahname 15.7.1986 tarih ve 1554 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayımlanmış olup, şirketimizin yukarıda belirtilen merkezi ile İstanbul İrtibat Buromuzda incelemeye açık tutulacaktır. 4. Çıkarılacak tahvillerin a) ltibarı kıymetleri Tutarı ve tertibi : 1.000.000.000. TL. 5. tertip 1. ve 2. seri KUPÜR ADET TUTARI (TL) 200 25.000 5.000.000 3.900 50.000 195.000.000 500.000 400 200.000.000 600 1.000.000 600.000.000 5.100 1.000.000.000 Belirtilen kupürler iki seri arasında eşit olarak dağıtılmıştır. c) Satış SUresi : 1. Seri 2. Seri Başlangıç tarihi : 21.7.1986 8.8.1986 Biliş tarihi : 7.8.1986 29.8.1986 d) Erken ödemeye ilişkin esas ve şartlar: Erken paraya çevirme taahnüdu yoktur. e) Tahvillerin yıllık faiz oranı ve faiz ödeme tarihi: Tamamı hamiline yazılı lahviller, brut % 56 sabit faizli olup, faizler 1. seri tahviller için 7 ağustos, 2. seri lahviller için 29 ağustos tarihlerinde ödenecektir. f) Tahviller 500.000.000. TL'lık iki seri halinde olup, her bir serinin tamamı hamiline ya/ılıdır. g) Satış fiyatı: Tahviller nomınal bedelınin % 5 noksanı ile satılacaklır. h) TAhviller iki yıl vadelidir. 2. yılın sonunda bir defada itfa edilecektir. 1) Tahvillerin Dönem Süresi: 2 yıldır. 5. Tahvillerin ödeme Planı: a)l. Seri Faiz (TL) TOPLAM (TL) Vade Anapara (TL) 7. 8. 1987 280.000.000 280.000.000 500.000.000 280.000.000 780.000.000 7. 8. 1988 500.000.000 560.000.000 1.060.000.000 b) 2. Serı 280.000.000 280.000.000 29. 8 1987 500.000.000 280.000.000 280.000.000 29. 8. 1988 500.000.000 560.000.000.000 1.060.000.000 6. Anapara ve faiz ödemeleri: Vadelerinde Camiş Menkul Değerler A.Ş.'nın merkezinde yapılacaktır. 7 Tahvillerin anapara ve faiz ödemelerini taahhüt eden kişi veya kurum yoktur. 8. Tahviller, şirketimiz tarafından, Barbaros Bulvarı no: 125 Camhan, BalmumcuBeşikıaş/lstanbul adresindeki irtibat bürosunda satışa sunulacaktır. HESAPLAŞMA BURHAN ARPAD OKURI^UIDAN Tapu ve Kadastro MüdürltiğiVnün açıklaması Gazetenizin 4 Temmuz 1986 günlü baskısında yer alan, "Rürokrasi reforma hazır değil" başlıklı Faruk Bitdlrict'ye ait yazı konusu incelendl. 3083 sayılı Sulama Alanlarmda Arazi Düzenlemestne Dair Tanm Reformu Kanununun 1 Aralık 1984 gün 18592 sayılı Resmi Gazete 'de yayımlanarak yürürlüğe girmesi üzerine, kanunun kurumumuza verdiği görevler 8 Ocak 1985 gün 1473 sayılı genelge ile teşkilatımıza açıklanmıştır. Şanlıurfa ilinin "uygulama bölgesi" olarak tespitine ilişkin 86/10730 sayılı Bakanlar Kurulu Kararınm 16 Haziran 1986 günlü Resmi Gazete'de yayımlanması üzerine aynı gün telefon ve telgrafla tanm arazUerinin devir ve temlikinin yapılmaması yolunda da Şanlıurfa ilindeki tapu sicil müdürlüklerine gerekli talimat verilmiştir. Ayrıca uygulama bölgesi ilan edtlen Şanlıurfa İlindeki tapu kayıt ve tutanak örneklerinin (60) gün içerisinde çıkartılarak Tanm Reformu Bölge Müdürlüğü'ne gönderilmesi hususunda 4 Temmuz 1986 gün 36973709 sayılı genelgemizle Şanlıurfa ili ve ilçelerlndeki kadastro ve tapu sicil müdürlüklerine gerekli direktif verilmiştir. Diğer taraftan, "Sulama Alanlarmda Arazi Düzenlemesine Dair Tanm Reformu Kanununun Uygulama Yönetmeliği"nin kuruluşumuzla ilgili hükümlerini açıklayan genelgemiz teşkilatımıza gönderilme aşamastndadır. Bu açıklamalardan da anlaşılacağt üzere, 3083 sayılı kanun ile yönetmeliğinin genel müdürlüğüme vermiş olduğu görevlerin yerine getirilmesinde herhangi bir darboğaz bulunmamaktadır. Konunun aktüalitesi kaybolmadan uygun göreceğiniz biçimde kamu oyuna duyurmamzı saygılarımla rica ederim. HALİM ÇORBALl/Genel Müdür silinmekle tehdit ediliyoruz. Bazılanmız ortaöğretim dönemlerlnde tngilizce dışında yabancı dil öğretimi görmüş öğrencileriz. Biz bu fakültede yalnızca tngilizce dtl eğitlminden sorumlu tutulup, bu güne kadar görmüş olduğumuz 6 senellk yabancı dil öğretimimiz boşa gidiyor. (TV'de yabancı dil dersleri zamansız yayımlandığından izleme fırsatı bulamıyoruz.) Yüksekokul öğrencilerine tanınan sosyal ve sağlık hizmetlerinden, açık öğretim fakültesi öğrencileri oiduğumuzdan dolayı yoksun bırakılıyoruz. Sınıf geçmemiz için yapılan sınavlar yetersiz ve pratikten yoksundur. Bu açıkladığtmız hususlara göre: Eğitim düzenimiz bu hususlar gözönüne alınarak düzenlensin ya da gerekli eğltimi sağlayamayan bu okulun eğitimine son verilsln ve bizlerin de bağımtı kalmamıza son verilsln. BAHA TTtN DEMtRBAŞ "Türk Sinema Tarihi" Dolayısıyla Türk sinemasının tarihi, dünya sinema tarihinden epeyce sonra başlar. Lumiere'in kısacık görüntü filmlerini sinema sanatının doğuşu sayarsak, dörtte bir yüzyıl sonra, diyebiliriz. Birinci Dünya Savaşı yıllarında kurulmuş olan Ordu Film Merkezi, kimi savaş sahnelerini ya da Alman imparatoru'nun ve Osmanlı sultanının gidip gelişlerini filme almakla, çalışmalarını başlatır. Savaş bitince ordunnn araç ve gereçleri "Malul Ga. ziler Cemiyeti"ne verilir. Savaş yıllarında başlanmış ve yarıda .kalmış kimi girişimleri saymazsak, şair Yusuf Ziya (Ortaç)'nın Binnaz adlı piyesinin sinemaya aktarılması, konulu ilk Türk fil; midir. O günlerin sevilen komedyeni Şâdi Karagözoğlu'nun Bi.'can Efendi Vekilharç filmi de (kısa metrajlı komedi türünün ilk ,örneğidir. 1914'te Osmanlı İmparatorluğu'nun savaşa girmesi .üzerine Ayastafanos (Yeşilköy) daki Rus anıtının yıktırılmasının kamerayla saptanmasını da kısa metrajlı ilk belge Türk filmi kabul edebiliriz. Fakat, bu film, bütün araştırmalara karşın bulunamamıştır. Ne var ki, bana göre Türk filmciliğinin gerçek başlangıcı, Binnaz'd an az sonra Kemal ve Şakir Kardeşler'in (Kemal Film), * kısa sürede çevirdiği konulu beş filmdir. Beş filmin de rejisörü j ! Muhsin Ertuğrul'dur. Bu beş filminden özellikle ilk üçü seyircinin büyük ilgisini kazanır. Zira filmlerin konuları günceldir. Ül;ke gerçeklerine de uygundur. istanbul'da Bir Aşk Faciası (ya da Şişli Güzeli Medıha Hanımın Faciayı Katli) adlı film, o günlerin Şişli'sinde adı konuşulan hafifmeşrep bir güzelin öldürülmesinı konu almıştır. İkinci film Nur Baba, ya da Boğaziçi Esrarı, Yakup Kadri (Karaosma^noölu)'nin ünlü romanına dayanır. Romanın adı çevresinde ;,.sert ve heyecanlı tartışrhalar yapılmaktadır. Halide Edip (Adı^var)'in Ateşten Gömlek romanından alınmış olan ve aynı adı taşıyan film ise, yeni bitmiş Kurtuluş Savaşı'nın heyecanından, 'Türk seyircisini şiddetle çekmiştir. > ' Ne var ki, Türk filmlerine ilgi azalmaya başlamıştır. Zira gün='cel olaylar ve savaş heyecanları etki gücünü yitirmiştir. Ulke, olağan bir geçiş dönemine girmiştir. Ayrıca, 192025 yılları, dünya sessiz film sanatının en dorukta dönemidir. Dünya sinemasının en ilginç örnekleri Türkiye sinemalarında hem de sansüre takılmadan, gösterilmektedir. Sirkeci'de Kemalbey sine' masının da işletmecisi olan KemalŞakir Kardeşler, Eyüb Di• kimevi'de bulunan araç ve gereçlerinin yağmurlu bir günde sokağa atılmasından da kaynaklanan bir kötümserlikle, yapımcılıktan vazgeçerler. Serüven filmleriyle ünlü Universal Amerikan şirketinin temsilcisi olarak dış alımcılığa başlarlar. Olay ekonomi olayıdır. Zira yatırılan paranın belirli bir sürede geri . getirilmesi gerekmektedir ve Türk filmleri iş yapmamaktadır. 'Nitekim, Kemal Film 30 yıl sonra 'İstanbul Kan Ağlıyor' filmıyle yine yapımcılığa başlar. Sinema biletlerinden alınan yüzde yetmiş beiediye payı, Türk filmlerinde yüzde kırka indirilmiştir. Mimar Sinan Üniversitesi'ne bağlı Türk Sinema Enstitüsü'nün TRT'defoeray sunulan Türk Sinema Tarihi dizisi ilginç bir giri., şimdi. 70 yıldır film çevrilen Türkiye'de başarıların ve başarılamayanların yan tutmaz bir derlemesiydi. Enstitü Başkanı Sami Şekeroğlu'nun hazırladığı dizi, Birinci Dünya Savaşı yıllarında Ordu Film Merkezi belgeselleriyle başlıyor, Malul gaziler, Kemal Film, İpekçiler ve ötekilerin ortaya koyduklarını, bin bir güçlükle elde edebildiği malzemeyi değerlendiriyordu. Türk Sinema Enstitüsü'nün yakın geçmişi, Sami Şekeroğlu'nun özyaşamıyla çok yakın bağlantılı. Şekeroğlu'nun Güzel Sanatlar Akademisi yıllarında başlayan bu yakınlık, 1962'de kurduöu KulüpSinema 7 ile ilk olumlu ürünlerini veriyor. Şekeroglu 1964 te Türkiye'de ilk film arşivini kurdu, 1969'da karşılıksız olarak Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ne devredildi. Bir süre sonra kuruluşun müdürlüğüne atandı. Şekeroğlu, Dünya Film Enstitüleri'yle sıkı bir işbirliöi sonucu Türk sinema arşivine 5000 filmlik bir varlık sağladı. KulüpSinema 7'nin ilk çalışmaları film gösterileri, açıkoturumlar ve konferanslarla başlamıştır. Sonraları bu kuruluş, Miljetlerarası Film Arşivleri Federasyonu'nun asli üyesi kabul îiedildi. £ Sami Şekeroğlu'nun 1962'de başlayan olumlu çalışmalann~dan önce ya da o yıllarda bu alanda kimi çalışmalar da görülrnüştür. 1946'da kurulmuş olan "Yerli Film Yapanlar Cemiyeti"nin Yerli Film Yarışması gibi, 19521956 yıllarında yararlı çalışmalar yapmış olan Türk Film Dostlan Derneği'ni ve 196370 arasında başarılı çalışmalanyla klasik dünya filmlerini ekrana getirmiş Türk Sinematek Derneği'ni anacağım. Türk Film Dostlan Derneği, üç yıl süreyle İstanbul'da Türk Film Festivali düzenleyerek yılın başarılı sanatçılarını ve filmlerini seçmiştir. Ayrıca, Türk filmciliğinin sorunlarının tartışıldığı oturumlar düzenlemiş ve bu konu üzerinde yapılmış bir araştırmayı bastırarak basına ve Büyük Millet Meclisi üyelerıne göndermiştir. Beyoğlu Sanat Galerisi'nde belge filmleri akşamları düzenlemiştir. Türk Film Dostlan Derneği'nin çalışmalarını durdurmasıyla Türkiye'de filmcilik alanı kısa bir süre boş kalmıştır. Bu arada istanbul Belediyesi, Milletlerarası Berlin Film Festivaline Kırık Çanaklar'ı göndermiş (1962), Üniversite'nin çevirdiği Hitit Güneşi (Mazhar İpşiroğlu) Gümüş Ayı (1961), Susuz Yaz (Me1in Erksan) 1964 Altın Ayı Büyük Ödülü'nü kazanmıştır. 1962'de Semih Tuğrul'un ve 1964'te benim Berlin milletlerarası dokümanter jüriye üye olarak katılmamız, Türkiye'nin dünya sinema sanatıyla bağlantılar kurmasının bir bakıma ilk belirtileridir. • Sami Şekeroğlu'nu 1962'den günümüze verimli çalışmalanyla Türk filmciliğine önemli katkılarından dolayı kutlarım, Türk Film Dostlan Derneği'nin amatör başkanı ve eski bir film dostu olarak. Açık öğretimin sorunları Bizler, hsklşehir Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi'nin çeşitli smıflarında okuyan öğrencileriz. Bizlerin bu açık öğretim fakültesini seçmemizin gayesi, fakültenin amaçlan bize uygun olduğundandır. Fakat bu amaçlann dışına çıkılarak kurumun bizleri sadece bir gelir kaynağı olarak gördüğü kanısındayız. Bu iddiamızı şu örneklerle açıklayabiliriz: Okumamızı sağlayan en önemli araç olan kitaplarımız, ücretleri peşin alındığt halde elimize geç ulaşmaktadır. Blzden talep edilen ücretler için verilen vade aştldığında ve yapılan hatalanmızda kayıt MARMARIS'TE UCUZ TATİL Deniz, orman vc güneşin kaynaştıâı, essi/ dogo güzelliginde yılljrın yorgıınlu$ıınu Jtın... KLM'in acil ve küçük sevkiyatlar için çok avantajlı bir sistemi ofluğunu duydum Elbette Worldspeed ile'. TATİL DONEMLERtMlZ 1. 2. 3. 4. DÖNEM DÖNEM DÖNEM DÖNEM 2 Temmuz 16 Temmuz 1986 17 Temmuz 31 Temmuz 1986 1 Agustos 15 Agustos 1986 16 Agustos 30 Ağustos 1986 TAM PANSİYON YATAK + S. KAHVALTISI + ö u L E YEMEĞI + AKŞAM YEMEÖt SADECE: 4750, TL. (KDV Dahil) yerlnUI ayırtmakta gecikmeytniz REZERVASYON Akay Cad. No: 7 Bakanlıklar/ANKARA Tel: 18 99 01 Bazen kargonu/.un yerine tanı /anıanında ıılaşacağından eınin olmak iMersiniz. Ve şimdi bu KLM VC'orldspeed ile mümkün. 100 kilograma kadar olan kargolarını/ icin yeni, son derece siıratli, dünya çapında bir kargo servisi. Kargonu/.u hareketten hemen önce verebilirsiniz. Fakat hepsi bunıınla kalmıyor; KLM kargonu/u dünya çapındaki CARC.OAL kompııter si.stemi ile sürekli olarak her asamada izliyor. Kargonun oııceki dıırumu. Otomatikdağıtmı.Kargonun varışından alıcusının haberdar t'dilmesi.teslimattan sonra konfirmasyon.Gidişte ve varışta teaihli muamele. Daha kısa sürede ulaştırma. Dünyanın ilk kargo tasıyıcısından beklediğiniz güvenilir uzmanlık. Ve bütün bunlar ieiıı ek bir ikret ('xlemeksizin... V('orlds|X'ed scrvisi KlJVI'in ııetuğu bütün sehirler icin gecerlidir KIM Worklspeed Kesinlikle emin olmak için. Güvenilir Havayolu K L I V I ^ ^ . . ^ . .; ^» »^» KIM 1 lava Alanı Kargo: 5 7 ^ 61 16 yerine varmadtn 573 57 46 KIM Hava Alanı Yoku.S73 86 3*> 573 15 80 Stajyer Gümrük Kontrolörlüğu giriş sınavı yazılı kısmı 27, 28, 29. Ağustos 1986 tarihlerinde Ankara ve İstanbul'da yapılacaktır. 1. üiriş sınavina katılabilmek içın isteklilerde; a) Devlel Memurları Yasası'nın 48'iııci maddesındeki niteliklere haiz olmak, b) Sınav başlıyacağı tarilue otuz yaşını doldurnıamış olmak, c) Siyasal Bilgiler, Hukuk, Iktusat, İşletme, ODTÜ ldari Bilimler FakUlttlerinden ve diğer üniversitelerin iktısadi vc ticari ilimler fakültelerinden vebu fakültelere eşitliği YÖK tarafından kabul olunan yerli ve yabancı fakulte ve yüksek okullardan birini bitirmiş bulunmak, d) Gümrük komrolörluğünun gerektirdiğı karakter ve niteliklere haiz olmak, (Bu husus yazılı sınavı sonrası yapılacak soruşturmalarla tcspit edilir.) Şarıları aranmaktadır. 2. Yazılı sınavı başarı ile kazananlar ve haklarında yapılacak soruşturmalar sonucu olumlu olanlar, Ankara'da sö/.lü sınava tabi tutulacaklardır. 3. Sınava gırmck isteyenlerin 5 Ağustos 1986 günü mesai saati bitiminc kadar Maliye ve Gümruk Bakanlığı Gümrük Kontrolörler Birimi Yöneticıhğı (Atatürk Bulvarı No: 66 Yenişehir/ANKARA) adresine başvurmaları ve dilekçelcrinde aşağıda kayıtlı belgeleri eklemeleri gerekmektedir. Poita yolu ile başvuracakların posladaki gecikmeleri gözönüne alınmayacaklır. a) Nüfus cüzdanı aslı veya noterdcn onaylı örneği, b) Kendı el yazısı ile özgeçmiş bıldmmı, c) Askerhk görcvını yaptığını veya sınav larıhınde ertelenmiş bulunduğunu gösterir resmi belge, d) Yüksek öğrenım bııirme belgesi, diploması ve noterdcn onaylı örneği, e) Sağhk durumunun yurdun her yanında oturmaya ve yolculuk yapmaya elverıslı olduğuna dair tanı teşekkullü resmi hastahaneden alınacak sağlık kurulu raporu, (Bu rapor yazılı ve sözlü sınavı ka/.andıktan sonra da verilebilir.) 0 Doğruluk belgesi, (Cumhuriyeı Savcılığı'ndan) g) Allı adeı (4.5x6) boyutlarında vesikalık fotoğraf, h) Yazılı sınava nerede girmck istediklerını (Ankara veya İstanbul) dılckçclerinde belirteceklerdır. 4) Girış sınavı konularıyla, gümrük kontrolörlüğu hakkında geniş bilgi almak isteyenler, Gümruk Konrolörler Bırim Yöneticiliği'ne şahscn veya mektupla başvurabılccekleri gibi, İstanbul (Karaköy) ve Izmır'dekı (Alsancak) Gumrıık Kontrolörlerinden de aynı bilgilerı alabılirler. İlan olunur. Basın: 22681 MALİYE VE .ÇÜM£ÜK BAKANLIĞI GtJMRÜKLER GENEL MUDURLÜĞU STAJYER GÜMRÜK KONTROLÖRLÜĞÜ GİRİŞ SINAVI