16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
r . CUMHURÎYET/8 5 NİSAN 1986 Rıımlar, belgeye daha kolay 'evetf diyebilir 1Ş1KTIV DİKKAT ÇEK7İC1 NOKTALAR: Belgede, iki kesimliliğin anayasal bir düzen olarak gösterilmek istenmediği izlenimi doğuyor. Tüm konularda mutabakata vanlmadan Türk tarafının elindeki bazı bölgelerin devredilmesi doğru değil. Haber Merkezi BM Genel Sekreteri Javier Perez De CueUar'ın Kıbns 'la ilgili olarak verdiği 3. Belge ya da "anlaşma taslagı içuı çerçeve"yi değerlendiren eski Dışişleri ve Savunma Bakanlarından Hasan Esat Işık, "Kaumca De Cueflar'ın önerflerine, evet demek, Rum tarafi için Türk tarafındao daha az alaatdı oiaaütOr" dedi. Isık, önerilerde esas ve yontemle ilgili konulan ayn ayn aiaıak. çok dikkatli bir üıcelemeden sonra değerlendirmek gerektiğıne ısaret etti, "Kammca yeni önerilerin bundan ö»ceki Ocak 1985 önerilerine uygunlnğu sortınu artık Türkiye için o kadar ÖMBU dtgfldir. Bunlar Kipriyanu tarafuHİan reddedDaUş otdogana göre Ttrk tarafi için dc arük berkangi bir fekiide bağlayıa olamaz" ifadesini kullandı. Isık aynca $u görüşlere de yer verdi: "Değerlendirmeye geçmeden ö n « kuaca bir noktaya daha değinmek istiyorum. Hemen hemen her yerde De Cuellar'ın 3. önerilerinden söz ediliyor. Ben De CueUar'ın sadece Kipriyanu ile konuştuktan sonra Denktas'a danısmak ihtıyaa dahı duyrnadan ortaya atmış olduğu önerileri özel bir çalışma kabul ediyorum. Bence De Cuellar, Kipriyanu'nun reddetüği önerileri Denktas ile görüşüp muvafakatinı almadan artık değtştirememeli idi. Onun için bu son önerilere 3. öneri yerine yeni öneriler demeyi yeğliyorum. Bu önerileri değerlendirmede bence en önemli kıstas, toplumlann esitliği ilkesine bağlılık olmalıdır. Bir de elbet 1963 Noel katliaraı veya Sampson darbesi gibi hareketlenn bir daha vuku bulamamasının güvence altına alınması çok önemlidir. Böyle bir yaklaşım içinde toprak yuzdesi ve devredilecek bölgeler sorununa değinmeden öneriler sırasını izleyerek şunlan söyleyebilirün: 1. Kıbns devletinin federal bir bünveye sahip olacağı biraz çaprasık şekilde ifade edilmiş gözükmektedir. "Tki lophnBhı, Od keamıli federal bir cumhuriyrt'' yerine "anayasa açısından iki tophmla, toprak bakmundaıı iki kesunli federal bir combariyet^ 'ten söz edilmektedir, bu kesimler ıçuıde daha sonra hep "VyaJeJ wya federe de»letler" deyimi kullanılmaktadır. Bu dikkat çekicidir. Sanki iki kesimlilik anayasal bir düzen gibi gösterilmek utenmemistir ve sanki federal deyimi kullanılmakla birlikte, fiüen, devletın üniter bir devlet şeklinde yönelılebıleceğı de düşünülmüştur. Böyle ise demek ki, "federal devlet" fıkri bile daha tamamen içe sindiriJememişîir. Bu konuda dahi tereddüt varsa, görüşmeler başlayabilse bile bunlardan olumlu bir sonuca vanlraası kolay olmayacak demekıir. 2. Öoeride baa önleınlerm bemen uygaiaBurya konmaa öngörülmektedir. SoranlanB teker teker eie ahnıp çözimlerc bağttmmak istenmesi dogaldır. batu zornnludur. fakat bonlann teker teker veya IM»I»»M digerlerinden önce, tümü üzerinde mutabakau vanlraadan uygnlanmayı kounaa saktocalı oJur. Oraegnı rum konuiar üzerinde mutabakata »>nJmadaa bugün Türk Utnttmm Hi»de bulunan bazı bölgekrin Rum tarafıua veya Buieşmi? MUJetler'e devri dojru dcfildlr.( Bu böigeleriıı öncedea devri üzerinde donümuş da "Bu belgenin kabulu ile birlikte Kıbnsta birbirinden bağımsız iki yönetim mevcut olduğu kabul edilir. Rum tarafi Türk kesımine ıryguladığı ablukayı kaldınr" denmemistir. Bunlar toprak devrinden daha önceiikle uyguianmaya konması gereken husoslardır.) Bir uÛMşmaym Tardamayacak ofaraa böyle bir tasamfon kendisi de ytni Mr sonın yaratnm} olar. Hırçın taraf bundan vararlaDnuya kalkar. 3. önerilerde "tophımtan ilkesine değinilmiş ise de bazı yerlerde bu ilkeden aynlan bir ifade tarzı kullanılmıştır. Omegin: a) Devlet başkanının mutlaka Rum olacağı belirtiüyor da dısişleri bakanı için "Türk olması görüföleoektir" denmekle yetiniliyor. b) Uzlasma komitesi için de iki toplumdan es sayıda üye öngörülmemis. Böyle kuruluslarda eşitlığe önem verilmelidir, eşitlik ilkesinin ihmal edilmek istendiği izlenimini verecek ifadelerden sakımlmalıdır. 4. Aaayan MahkeBesrain nasıl olafacagı, çeşitii kunüuslan dışardao atanacak üye veya diuuşmaıılann bangi yöntemlerle saptanacağı önemli konnlardır. öocrOerde bazen öyle «ynntıtar nnkr Id, De Coefcr'ın öoerisÜMİe budana da bir esasa baglanmaa yerinde olur. 5. Garanti ile ilgili 8. madde de, gorülebildigi kadar, ileride görüşmeler sırasında çok değişik sekilde yorumlara neden olabilecek bir şekilde yazılmıştu. Bu yaaş tarzı na göre Türk ve Yunan askeri kuvvetleri ile Ingiliz üssUndeki askerler arasında bir aynm yapümamı; gözükmektedir. Oysa Türk asken orada Türk toplumunun can ve mal güvenlıği için bulunmak Hasan Esat Işık, 3. Kıbrıs belgesini Cumhuriyet'e değerlendirdi: KKTC ve Rum kesiminde referandum hazırhğı tZZET R1ZA YALEV LEFKOŞE KKTC'de, Kıbns sorununun çözümü ile ilgili olarak kamuoyu yoklamasına başvurulacak. Rum kesiminde çerceve anlaşma taslağı konusunda referanduma başvurulacağı haberlerinin yaygmlasması üzerine görüsüne başvurulan bir KKTC yetkilisi, "Türk Uderliğinhı lubm'ı ihşkin anlaşnıanın referandıuna sunnlacafuıı eskiden beri ifsde ettifine" dikkati çekerek, "Bunun çerceve anlaşma taslağı safhasında mı, anlaşma yapıidıkun sonra mı gercekiestirilecegi konosunda bir jey söykDeneyecegini" belirtti. Çerceve anlaşma taslağındaki boş tarih yerlerinin doldurulması ile ilgili görüş ve âüşünceleri de değerlendiren yetkili, özellikle Maraş, 6 oölge ve Türk askerlerinin adadan çekilme programıyla ilgili boş tarihler belirlenirken bunlarm, ortak geçici hükümetin kurulacafa tarihten önce olacağı nın sanıldığını, Türk tarafında ise böyle bir kanı bulunmadığını acıkladı. Yetkili, bu uygulamanın Rum tarafındaki askeri gücün orantüı şekilde aynı ve eş zamanda azalmasına bağlı bir işlem olacağına da işaret etti. Yunanistan Basbakanı Papandreu'nun, Kipriyanu'ya, Birieşmis Milletler Genel Sekreteri'nin yeni belgesini kabul veya reddetme kararını verebilmeleri için halkoylamas. önerdiği de haber verildi. Taslak metninin içeriğinin ilk sızdınldığı Rumca gazete olan Agon (Mücadele) gazetesi, Atina daki güvenilir kaynaklara dayandırdığı özel haberinde, halkoylamasına Kipriyanu'nun da taraftar olduğunu, Rum siyasal partilerinin başkan ve temsilcileri ile görüşmek ve görüşlerüıi almak istediğinı duyurdu. StSAV tanfmdm duıenltnen "Turk Anurlkan OfkHerb Ktrk YÜhk Devamhbk ve Defifrneler" konubt konfemnsm songününde, Türkiye'nin Muhington BuyukelçisiŞukrü Elekdağ ile Amerika'nın Ankan Buyukelçisi StrausıHupe, sert bir havada konupndannı tamamltuhktan sonra, bir araya geüp yumufak Mr fekOde sohbei ettOer. (Fotognf: TARIK ERSOY) SlSAV'ın TürkABD ilişkileri semineri sona erdi Çifte standart tartışması Eski Maliye Bakanı Prof. Besim Üstünel, ABD yönetiminin Türkiye'ye insan haklan konusunda çifte standart uyguladığım söyledi. Konuşmaalardan Jed Snyder ise "Eğer Amerika, Türkiye'ye çifte standart uygulamışsa, bu Türkiye'nin yarartna olmuştur" dedi. Haber Merkezi SİSA V (SiyasaJ ve Sosyal Araşnrmalar Vakfı) larafından düzenlenen TürkABD ilişkileri seminennde, ABD, Türkiye'ye insan hakları konusunda çifte standart uygulamakla suçlandı. Emekli Büyükelçı MuharTem Bir•Tnin ilginç esprilerle "Türkiye'nin köru idsre edüen bir demokraside oimasuu, i>1 bir askeri rejimde yaşa• a n a terdh edenler var" gibi renkli cümlelerle yönettığı seminerde ilk konuşmayı yapan ABD'nin Ajıkara Büyükelçisi Robert StrauszHupe, sozlerine şöyle başladı: "1950'lenle Türidye'de, bariannın vtya lokaatalaRBtB araanda »dı MkMri olmayan bir şebir balmak zorda. Geçea zmman içinde bu bar ve reftoranlar, »dlannı degiftirdiler, çok fikür Kiev veya Kremlia oünaddar, anu bu degişim yine de Türk Amerikao İUşkilerinin gidJşaUnıu rimgesd bir anlaümıydı, Buuu görince fu soruyu sormamak mamkün depl, nereye gidiyoruz?" Konuşmasının daha sonraki bölümünde ABD Büyükelciliği mcnsuplannı Türkiye'de insan haklan ihlallerine göz yummakla suçlayan Helsinki Watch raporuna, adını vermeden atıfta bulunan Strausz Hupe, "Hnkameüerimiz. Biriesmiş Mületler'in insan haklan bdgeJerine sadıkür" dedi. Ozal hukumetınin demokrasinin yerleşmesi için gösterdiği çabaJan tesvik ettiklerini belirten Strausz Hupe, "Her ulke kendi ic sorenlarını kendisi balleder" dedi. Türkiye'ye "başkalamun yapbgı gibi DCIU çözumler onermedikleriui" kaydeden Strausz Hupe, Türkiye'nin olumlu yönde üerlediğinin en önemli kanıonın Helsinki Watch Komitesi'nin son raporunda görilJebileceğini söyledi. Söz konusu raporla "bazı nahos cömleler kendisine ıtfediMigl İÇİB degil", dçilik mensuplannın söyİediklerinin çarpıtıldığı için aynı karuda olrnadıgım kaydeden Strausz Hupe, konusmasma metin dışı bir ekleme yaparak Türklerin herkeslen daha fazla şiddete eğilimli olmadıgmı da söyledi. Strausz Hupe, büylece Helsinki Watch raporunda Amerikan Elçiliği'ne mal edilen "Türkler şedit Mr (oplumdnr, bu yüzden i$kenceye alışlundıriar" iddiasına yamt verraiş oldu. Strausz Hupe, konuşmasına şöyle devam etti: "Eridden Amerika, Türkiye'yi degeriendirirken sadece Varsova Pakb ' n karjı Mr möttefiki olarak göriirdi. Oyra bBgtin 505 le goruyor: Türidye Mgiam bir müttefik. Birim dost oinudıgnmz baa dlketerie dost. lsrail'le diptomatik We/kisi olan tek tslım iUkesidir." btrausz Hupe'den sonra kürsttye geien Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Şükni Eiekdag'ın basına dağıtüan metinde, uzen karalannuş bolürnlerınin hayli sert tonlar taşıdığı görilldü. Eiekdag'ın kürsüde resmen söylemediği uzeri karalanmış cümlede "en iyi muttrfikinin »dil olmayan aynmci bir politika izlemesinin Tttrkire'yi vjta fekilde karçüık vermeye zorlavacagı" ifade ediliyor. Elekdağ, konuşmasının "kirpi metafonı" diye tanımladıgı bolümünde şöyle devam etti: "Karulan kirpi şirketinde bir araya gdaı kJrpüer. ısuunak içta Mrbirlerine sokulunca dikenleri barb. Uzaklaştüar, iişüduler. Sonunda optimam bir nokta bularak hem «?amedüer bem de dikenlerden kurtuldubır." "Bu neUfonıa dikenli komfiılar için de gecerli oUbikcegini" sözlerine ekleyen Elekdağ, "Araerikan bâkiBMtioio zamaa zaman Tiirkiye'ye düşmaaca bakan grnpiara dogra kayiş gösterdigiııi" söyledi. Elekdağ'dan sonra tekrar söz alan ABD Büyükelçisi Strausz Hupe, Türkiye ve Yunarustan'a yapılan yardımda 10/7 oranı kurulmadığını bebrterek elini sert bir hareketle öne doğru uzattı ve "böjie bir oran yok" dedi. Verilen aradan sonra ilk sözü alan eski Maliye Bakanı Besim Üstünel, Strausz Hupe'ye csvap niteliği taşıyan ağır konuşmasında, Arnerika'nın Türkiye'ye çifte standart uyguladığını söyledi. "Turkiye'deki insan haklan konusunun ABD yönetiminin gözünde değerini bulmadıgını" kaydeden Üstünel, "Kısa «adeii çıkariar için insan haklan ibJallerine sessiz kalırsanız, uznn vadede zarar edereiniz" şeklinde konustu. Amerika'nın kapalı kapılar arkasında yürüttüğü politikanın Türkleri gucendirdigini de kaydeden Üstünel, ABD eski Başkanı Carter'in geçen yıl Cumhuriyet'e verdiği demfce atıfla şöyle devam etti: "Geçen yü Türkiye'ye gelen bir ABD eski Başkanı, Türkiye'nin önde gelen bir gazetesine verdigi miılakatta, Türkiye'nin Rogers Planı'nın kabulunun kendisi için surpriz olduğunu söyledi. Biz de bu konunun ona surpriz olduğunu ogrendigimize sasırdık. Megerse hiçbir şey almadaıı buyıik bir şey »erratsiz." New York şehir üniversitesi ögretim üyesi Prof. Dsnkvart Rustom, konuşmasında Türkiye'nin iki demokrank devrim yasadığmı, bunlardan İ946laıihli olanının tepeden tabana doğru, 1983 tarihü olanının da tabandan tepeye doğru oluştuğunu söyledi. Jed Snydcr, süper güçlerin hata yapması halinde bufaatanında 'super b a U " olacağını kaydederek "Eger Amerika, Türkiye'ye çifte standart uyguladıysa, bu Türkiye'nin yaranna olmuştur" dedi. Snyder, FKÖ ile Ermeni teröristlerin de ışbirliği yaptıgıru iddia etti. Tekrar söz alan Besim Üstünel, "Snyder'in ABD ydnetiminin Türkiye'ye çifte standart uygıüsdıgnı itiraf etdğini" kaydettikten sonra, "Eğer ABD de Türkiye'ye Avrupa gibi davransa, ara rejim bu kadaryogun yaşaunazdı" dedi. tadır ve bu güvenliğin devamı için de yine Kıbns ta bir Türk askeri mevcudiyetinin zorunlu olacağı anlaşılmakudır. Bu madde ileride "Tnrk tarafi, saplanacak bir takvim dakilindeTürkaskerierintaadadanaynlmasnt kabol etti, öngdrölecek garanti Türk askeri mevcudiyeti sekünde ofaunaz" iddialanna meydan vermeyecek şekilde ortaya konmalıdır. Otenan tarafi berbalde hep daba fazlasını isteme abfkanhgından ve bdki de ileride kendi gorâföne daha da ırygan bir mabiyet vcrdirebimek içnı bu ntaddeden jikayetçi gözükmek istenektedir. Kaounca bu maddeara Türk tarafını zorlamadıgı Jöyle dnrsnn, tenine, fazla zorlamaktadır.) öyle sanıyorum kı Yunan tarafi, bu maddeye aııfta bulunarak "Ben tngfliz ösleri de dahil tüm yabancı »skerierin adadan çekümesini istiyoram. Bunu istemeyen, Turk tarafi" gı bi gerçek dışı iddialarla kendi gorüşOne dışardan destek sağiama çarelerini arayacak. Bu madde mutlaka daha büytlk bir açıklığa kavuştunılmalıdır. Ingiliz üslennın kaJdınlması öngörülüyorsa bu da Türk ve 'Yunan kuvvetlerinden ayn bir şekilde ifade edilmelidir. Herhaide Türk tarafi Kıbns konusunda uluslararası ilişkilerin gereklerine önem vermede herhangi bir başka taraftan arkada kalacak değıldir. Bugün bir bağımsız ve baglanüsız bir Kıbns söz konusu olabiliyorsa, bu, Türk tarafının sayesinde mumkün olabilmiştir. Bu gerçek yadsınamaz. Kammca De Cuellar'ın önerilerine evet demek Rum tarafi için Türk tarafından daha az sıkıntılı olacaktır. Umanm tüm taraflar Kıbns sorununa De Cuellar'ın da belgesinde önerdiği gibi adil ve kalıcı bir çözüm bulma amacı içinde iyi niyetle yaklaşuiar. Bu da başta taraflann birbiri üzerinde egemenlik kurma hevesinden sakınmalanm gerektirir. Eşitlikten kaçmamak lazımdır. Eşitliğın zevkine vanlınca ayncalık zevki insana çok yavan ve buruk gelir. Papulyas: Kıbns belgesine karar 16 nisanda Yunan basını belgeyi sevmedi sına yol açan 2. Belge'den daha "kötinuer" olduğuna, üstelik 3. belgenin "sarih" olmadığına dikkat çekiliyor. Haber kaynaklannın saglambğı Ue ün salrrus haftalık "Ponöki" dergisi ise, Papandreu ile Kipriyanu'nun Genel Sekreter De Cuellar'a "çok kagm olduklannı' öne sürdü. ABD Dışisleri Bakanı George Shata'un 2528 man tarihleri arasında Atina'daki ziyaretleri sırasında "belgenin ilgili taraflara iJetilmeden ve görüjleri alınmadan önce yayimlanmaması" kendisinden " r t e ı " edildıği halde, Shultz'un Atina'dan ayrüışuun ertesi gflnü, De Cuellar'ın belgeyi Turk ve Rum taraflanna verdiğmin duyurulmasını "affedUneyccck taCum" olarak nitelediklerini savundu. Gerge Shultz'un da bu durumdan "nbaisu oldnfuDn" ekleyen Pontiki dergisi, Shultz'un Aüna'da bulunduğu süre içinde, De Cuellar ile bu konuyu telefonla görüştügünü de öne sürdü. Ancak, degerlendinneyc göre, ABD Dışişleri Bakanlıgj ile Savunma Bakanlığı, Kıbns sorunun çozümünü değişik açıdan yorumluyorlar. ABD Dışişleri BakanıgVnın, " D e Cvefiar SbnHz'n dlnkmediji" için rahatsız olduğuna dikkati çeken dergi, ABD Savunma Bakanlığı'nın, NATO içinde, TürkYunan anlaşmalığından ileri gelen tedirginiiği gidermek amacıyla Kıbns orununa 'aletactle" bir çözüm yolu buhmmasından yana olduğunu da belirtti. Bu aıada Yunan hCkümet çeyrderinden edinilen bilgilere göre, De Cuellar'ın formüJündeki maddelere karşı önerilerde bulunulup bulunulmayacağı henüz kesinlik kazanmadı. Ancak şu haliyle "reddedihneye hazv" durumda olan belgede Rum ve Yunan tarafının "d*#şiklik istemesi" güçlü bir olasılık. Türkiye, de Cuellar'a görüş iletecek STELYO BERBERAKİS ATİNA Yunanistan Ehsisleri Bakanı Karoios Papnlyas, dün Basın Bakanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında Kıbns sorununa yönelik sorulan hiçbir yorum yapmadan yanıtlarken Rum Yönetimi Başkanı Spiros Kipriyana iie Yunan Başbakaru Andreas Papandreu'nun 16 nisanda tekrar bir araya geleceklerini ve BM Genel Sekreteri De CoeUar'ın taraflara ilettiği "çerçeve M iafma tasiatı" için bir karar alınacağını büdirdi. Bu süre içinde Kipriyanu'nun Rum siyasi partilerini, Başbakan Yardımcısı Yaante Hardaaıbopaios'un da Yunan siyasi par'tifcrine bilgi vereceklerini söyleyen PapuJyas, baska bir soruyu yanıtlarken de, " D e Coeöar'uı 3. bc^eai Be ilgili R n tarafud h d i ^ r i M i ^ t e b b i k ve hükiimetiae bagbdır," biçiminde konuştu. ö t e yandan, Yunan gazeteleri de Cuellar'ın fonnülünün, Yunan ve Rum taraflannca "kabol edinıeyecek" nitdikte olduğunu yazmaya basladılar. Yunan hükümeti gibi bugüne dek konu ile ilgili "ihtiyatB tatajnunu" sürdüren Yunan basını, yonun ve değerlendirmeler yapmaya başlayarak suskunluğunu bıraktı. Formülün bâtunüyte TUrk tarafının lehinde bulunduğuna dikkati çeken gazeteier, "adadjriü Tirk birfiklertein ozakla^tınİBnsıyla ilgili zaman çizelfesiain, tatmio edici dizeyde bajanmadığını" yaayorlar. Aynca, Yunanistan ve Rum tarafının geri çekilmesinde olduğu gibi, alt komitetere yükknmesi, soruna şimdi de çözüm getirilmeyişinin bir göstcrgesi olarak yorumiandı. Aynca formülün ocak 1985'te haarlanan ve doruk toplanu NATO'nun 36. yddönümti \ ifth: NATO'nun fedaisi olmakla üyesi olmak ayn şeyler. Imm^ülken: NATO içindeki görevimizi en mükemmel \ şekilde yapıyoruz. ANKARA, (a.a.) Eski Dıj çisleri bakanlarından Hasan Esat »Işık ve Haluk Bayülken, NATO'nun kuruluşunun 36. yıldönümünde görüşlerüıi açıkladılar. Hasan Esat Işık, Türkiye'nin, Ikinci Dünya Savaşı sonrası karşı karşıya bırakılnuş olduğu taleplerle adeta NATO'ya girmeye zorlandıgını bildirdi ve "Bence, Tüfldye'ııiıı NATO'ya girmesi d e p , NATO içindeid davranısı haulı olmuştur" dedi. NATO üyeliği ile, NATO'nun fedaisi veya bekçisi olmanın çok ayn şeyler olduğunu kaydeden Işık, "Bu husus Türkiye'de geregi gibi aniaşüamamıştır. Bu yüzden Ege'deki bazı haklanmg (ehlikeye düşarülmüştür" diye konuştu. Hasan Esat Işık, "Türkiye'nin NATO üyeliğinden kazana ne oldu" şeklindeki bir soruyu da "Türkiye, tkinci Dünya S»vaşj sonrası karşı karşıya bırakıimış oidugu taleplerk, adeta NATO'ya girmeye zorlandı. Zaten NATO'ya ginneden önce ABD i e O H askeri ittifak içine ginnisd ti. Btiyük devletle ba$ başa bir askeri ittifak yerine, NATO içinde çokulaslu bir ittifak, kanımca daha isabetlidir " d i y e yanıtladı. "NATO ve Türkiye Semineri" dolayısıyla Antalya'da bulunan eski Dışişleri ve Milli Savunma bakanlarından Haluk Bayülken de TürkiyeNATO Uiskilerini değerlendirirken, şunlan söyledi: "Türkiye'nin NATO'da stratejik yönden işgal ettiği yer birinci derecede önemli yerier arasındadır. Bugün mevcut tehdil degerlendirmesine göre, NATO icerisiade merkezi Avrupa bir numaralı, Türkiye'nin boğazlan ve Doğu Anadolu da ikinci ve ücüncü derecede tebdit alanlandır. Türkiye NATO içerisindeki görevini en mükemmel şekilde yapıyor." t NATO Güney Avrupa komutanı ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) Güney Avrupa NATO Müttefik Kuvvetler Komutanı OramiraJ Arthur Moreau, 79 nisan tarihleri arasında Türkiye'yi ziyaret edecek. Genelkurmay Başkanlığı'n dan dün bu konuda yapılan açıklamada konuk oramiralin Ankara, tzmir ve tstanbul'da resmi temaslarda bulunacağj belirtildi. Oramiral Moreau'nun Ankara'daki temaslarında NATO'nun güney kanadtndaki sorunların ele alınması bekleniyor. Kıbns dısında da sorunlar var NİLAY KARMAN Yunanistan'ın Istanbul Başkonsolosu Leonidas Chrysanlopoulos, Kıbns sorununun uluslararası nitalikte olduğunu belirterek, Kıbns'ta tüm pürüzler halledilse bile Türkiye ile ülkesi arasındaki mevcut sorunların varlığıru sürdüreceğini söyledi. Yunanlı dıplomat, TürkiyeABD ilişkilerinin ele alındığı tstanbul'daki SİSAV semineri sırasında Cumhuriyet'e verdiği demeçte, TurkiyeYunanistan ve ABD arasındaki ilişkileri "kanoastk bir yuma^a" benzetti. Chrysantopoulos için lstanbul özel bir anlam taşıyor. Çünkü 25 yıl once babası bu kente başkonsolos olarak atandığında 15 yaşında olan Leonidas, deükanlılığının en güzel gunlerini burada geçirmiş. "TürkABD tlişkileri ve Kırk YıUık Uevamlılık ve Değişimler" konulu seminerde bütun konuşmalan dikkat; le dinleyen, sık sık not alan ve bazen de kürsüye çıkıp Yunanistan'la ilgili suçlamalara cevap veren 40 yaşındaki sevimli baskonsolos, üçuncü bir taraf olarak seminerle ilgili gözlemlerini anlattı ve çesitlı konulardaki sorulanmızı yanıtladı. TürkABD iliskilerinin askeri, siyasi ve ekonomik boyutuyla ele alındığı bu seminerle UgUi değeriendirnteniz nedir? CHRYSANTOPOULOS tlk iz lenimim şu oldu: TürkABD ilişkileri. Türklerle Amerikalılar arasında değil, adeta Türklerin kendi aralannda tartışıldı. İkinci izlenimim ise, >iapılan tartışmaların niteliğinin Doğu ve Batı bloklan arasında soğuk savas ortamını yansıtmasıydı. Amerikalılann tarösmalara pek katılmadıgını so>luwrsunuz ama siyasi ve askeri konularda Amerikalı paneiistlerin ve tartışmacılann ilginç apklamalan oidu. Hatta, seminerin ilk gününde Ted Greemvood adiı siyasel bilim profesöru, 'Yunanistandaki Amerikan uslcrini Türkiye'ye taşunak Türklerin çıkanna olur tnu" diye bir tarbşma başlattı. CHRYSANTOPOULOS Evet, baa ilginç tebliğler sunuldu. Ama genellikle Amerikalı konuşmacılar ABD Kongresi'nin işleyişi, lobicilik gibi konularda size yararlı bilgüer verditer. Ben üçuncu bir taraf olarak tartışmaların genellikie soğuk savaş dönemini anımsatmasından rahatsız oldum. Usler konusuna gelince, kammca Arnerikalılara en iyi cevabı Metin Toker verdi ve "Biz kendi ülkemizdeki Amerikan uslerinin durumuna karar veremediğimiz bir döuemde, ABD'ye Vunanislan'daki os Yunanistan'ın tstanbul Başkonsolosu Chrysantopoulos: BAŞSAĞLIĞI Ajansımızın kuruculanndan, Yönetim Kurulu Başkanı'mız Osman Uslu'nun Babası TEŞEKKÜR Değerli varliğımız Denizli, Tavas eşrafından emekli başöğretmen nun cenaze törenine katılan, bizzat gelerek veya mektup, telefon, telgrafla başsağlığı dileyen acımızı paylaşan akrabalanmıza, dostlanmıza, çalışma arkadaşlanmıza teşekkür ederiz. Eşi: Bahriye Uslu Oğullan: Tahir, Taip, Kadir, Osman Uslu SABRİ USLU Hakkın rahmetine kavuştu. Ailesi ve yakınlarına başsağhğı dileriz. SABRİ USLU' YORUM ÇALIŞANLARI ANKARA, (Cumhuriyet Burosu) Türkiye, Kıbns sorununu çözüne kavuşturma amaayla hazırlanaı "üçuncü belge" çerçevesinde, garanti konusunu nasıl gördüğj konusunda Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Perez de Cuellar'a görüş bildirecek. BM Genel Sekreterine bu konuda bildirilecek görüste, bulunacak çözümds Türkiye'nin etkili ve fiili garaıtisinin şart olduğu vurgulanacar.. De Cuellar'a iletilecek "görtş" konusunda Dışişleri BakaıuğVnda çalışmalar yapılıyor. BM Genel Sekreteri, geçen hafta taraflara sunduğu "ücüncü bdge"de bulunacak çözümde savunma konusunun "garanti ve ittifak aatasauüsrr'yla bağlantılı olarak görüşüleceğiıi belirtmiş bulunuyor. Bundaı önceki belgede yalnızca "uiusltrarası garantilerden" söz eden Perez de Cuellar, bu kez açık biı şekilde Türkiye'nin garantörlığünü tescil eden "garanti ve itıfak anlaşması"na atıf yaparak Ankara'ya yeşil ışık yakmış >ldu. Genel Sekreter'in üstü kapalı bu güvenceyi vermesine karjlık, Ankara, Türkiye'nin garantisi olmaksızın bulunacdc çözümün geçerli olmayacağıu vurgulayarak bu kolerini Türkiye'ye taşımasını söyleye şulunu saflama alacak. meyiz" dedi. Ote yanlan Perez de Cuellar' Diyelim ki, YunanisUn'daki ın "üçünci belge'yi Türkiye'ye ABD üsieri Türkiye'ye tasındı. de ilettiği bldirildi. "Belge"nin CHRYSANTOPOLLOS Size KKTC ve Kıbrıs Rum yönetimi vereceğim her yanıt spekülatif ola temsilcüerin: iletilmesinden soncak. Ancak şu kadannı söyleyeyim, ra, de Cuelhr, Türkiye'nin BM ABD'ye üsler konusundaki kesin karanmızı henüz bildirmediğimiz için nezdindeki dıimi delegesi BüyüVVashington doğal olarak tedirgin. kelçi Üter Tirkmen'i davet ede1988'de Yunanistan'daki üslerin sü rek belgenh bir kopyasını resi doluyor. O zaman gelince göre kendisine de letti. De Cuellar, ceğiz. bu davranışıya Türkiye'nin ye Yunanistan Başbakanı Papand ni belgeyi destdclemesi beklentireu, BM Genel Sekreteri Perez De sini hissettirdi. 3enel Sekreter'in CueUar'ın Kıbns konusunda hazıria aynı şekilde belşenin bir kopyayıp taraflara sundugu üçuncü belgeye suıı Yunanistar'ın BM nezdinoiumsuz yanıt verirse VV'asbington'u deki temsilcisne de ilettiği kızdırabilir. bildirildi. CHRYSANTOPOULOS Şu ana kadar Atina'mn belgeyle ilgili resmi pozisyonu açıklanmadı. Kıbns sorunu, ABDYunanistanTörkiye ilişkilerinin geleceğini haJen etkilemektedir ve eıkilemeye devam edecektir. Ancak, Kıbrıs sorunu uluslararası bir niteliğe sahipür. Diyelim ki, Kıbrıs sorununu kökünden çözdük. özal'ın, Paris gezsinde O zaman uç ülke arasındaki ilişkilerFnmsa'nın yeni Bışbakanı ile de olumlu bir atmosfer yaratüır. Böygöruşmesi bekleniror. le bir atmosfer ise ikili sorurüann çözümune yardımcı olacak koşullar haANKARA, (Cumıuriyet Biizırlar. rosu) Başbakan Tırgut Özal Olumlu atmosferden kastetu^i ile Fransa'nın yeni saj Başbakaniz ne? nı Jacques Chirac araandaki ilk CHRYSANTOPOULOS Önce resmi buluşmanın bu lyın ikiniikle, Türk basını ve Yunanistan baci yarısında Paris'te gîrcekleşsını birbirleri hakkında sert suçlamamesi bekleniyor. larda bulunmaktan vazgeçerler. Başbakan Turgut 3zal'ın Böyle bir gelisme Türkiye ile Yananistan arasındaki ikili soraala OECD Bakanlar konseyitoplannn çözümlenmesi için yeni bir diyatısının dönem başkanlığm yaplog orumını da sağlar mı? mak üzere gideceği Paris'e kalış süresini uzatarak yeni Fransız CHRYSANTOPOULOS Bizim ikili sorunlarda Türkiye ile tartışacak kabinesi ve iş çevreleriyle ttmashiçbir şeyimiz yok. Türkiye ile bir dı larda bulunacağı bildiriliyor. yaloğa girersek, topraklanmızdan özal, önümüzdeki hafta başödün veriyor izlenimini yaratınz. Oy layacak olan Hindistan gez^insa bizim Ege konusundaki istekleri den 14 nisan tarihinde dönecek miz gayet açık. Biz Ege*de 1973 önve hemen ertesi gün Paris'e hacesi konuma dönülmesini istiyoruz FIR hattı ve kıta sahanlığı gibi sorun reket edecek. Başbakan özal, lann çözümlenmesi ise güç gözükü 1718 ocak tarihlerinde yaplayor. Türkiye ile Yunanistan arasında cak Bakanlar Konseyi toplantıki ikili sorunlar bence Kıbns soru sına başkanhk ettikten sonra nundan daha ciddi ve çözümlenme Paris'te bir gün daha kalarak bir si güç. dizi temasta bulunacak. resmi tanışma
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle