18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/6 13 MART 1986 TIR h k boyhedefi h 5 U. MUMCU Sayın Aybar, 1969 secimlerinde MUli Bakiye sistemi de kalkmıştı, TİP'in başansızlığında bıınun da etkisi oldu mu acaba? AYBAR Kuşkusuz bu başansızlıkta ulusal artık sisteminin yerini, büyük partilere avantaj sağlayan yeni seçim yasasının almış olması da rol oynamıştı. Eski yasa yürürlükte olsaydı 30 bin oy kaybetmiş olmasına karşın TİP gene de 12 sandalye kazanacaktı. Sorularınızla beni yıllar öncesine götürdünüz. Aybar: Sımsıkı birleşip 'Türkiye'ye özgü sosyalizm' rotasından sapmasak kayalara vurmazdık devlet Mehmet Ali Aybar Anlatıyor Bitmeyen Koşu Uğur Mumcu sordu, Aybar yanıtladı doğrultusunda adımlar atılacağı da açıkianmıştı. Partiye mektup yazarak faşizmin ayak seslerinin geldiği; yeni oyunlann sahnelenme hazırhklan sürdürüldüğü günlerde, partimizin halkla bütünleşmesi gerekirken dar kadrolu bürokratik bir kuruluş haline getirilmesinin, ters bir iş olduğunu vurguladım ve bürokratikieşme girişimlerinin durdurujmasını ve tarafsız partililerden oluşacak gözlemciler denetiminde ilçe ve il kongrelerinin yenilenmesini istedim. Genel Yönetim Kurulu partiden kesin olarak çıkanlmam istemi ile, beni Onur Kurulu'na göndermeye karar verdi. Bu işin sonu gelmişti. Partiden ABD ve Sovyetler'in Türkiye'deki senaryoları O yıllarda Amerika Türkiye'de yeni bir senaryo sahneliyordu: Şiddet olaylan ile TİP safdışı edilememişti. Şimdi solun ideolojik tartışmalarla birbirine düşürulmesi ve kamplarda eğitilmiş faşist komandolarla silahlı çatışmalara sürüklenmesi planlanıyordu. Bir taşla Söylemeye bile gerek yoktur ki, kurtuluşu şiddet eylemlerinde arayan gençlerin, sahnelenen bu oyündan haberleri yoktu. Kışkırtıcı ajanlar sıkı devrimci rolündeydiler. hemen istifa ettim. Partiye 9 Şubat 1962'de girmiştim, 14 Şubat 1971'de ayrılıyordum. U. MUMCU Bağımsız milletvekili olarak Medtete neler vapıınız şu 12 Mart giinlerinde? AYBAR Kuas hastalandığı için tek başıma kaJmışüm. AP'li milletvekilleri eski saldırgan tutumlarını surdürüyorlardı. Üstelik bu saldınlara alaylı, iğneli hitaplar da eklenmişti. "Rengio pembe oldu" tilan gibi, yani demek istiyorum ki, çahşmalar daha çetin bir haie gelmişti, yalnız AP'nin saldırgan tutumundan dolayı değil, tek başına insanın her tarafa yetişmesi olanaksızdır da ondan. Ben de elimden geldiğince, her tarafa yetişmek istiyordum, örneğin önümüzde bir de anayasa değişiklikleri vardı. Biliyorsunuz, hatırlıyorsunuz. 0 yıllarda Amerika yeni bir senaryo sahneliyordu: İdeolojik tartışmalar TÎP'e bulaşacak, sağsol çatışması ise silahlı kuvvetlerin demokrasiyi askıya almasına neden olacaktı. Sovyetler'in sahnelediği senaryo da, Türk solunu kendi doğrultusuna çekmeye çalışmaktı. iki kuş vurulacak, ideolojik tartışmalar TİP'e de bulaşacak; sagsol çatışması ise silahlı kuvvetlerin demokrasiyi askıya almasına neden olacaktı. Bir de Sovyetler'in sahnelediği senaryo vardı: Türk solunu kendi doğrultusuna çekmeye çalışryordu. Kolay değildi. Çünkü soldaki her fraksiyonun ayrı bir bayrağı vardı. "eski lüfekler" de bölünmüşlerdi: Mihriciler, Kmlcımcılar... Nihat Erim'e inanıp güvenoyu verdim, sonra tersi oldu I968'de Ankara'da TİP Kurultayı. Aybar'ın yanında Merkez Yürütme Üyesi Kemal Türkler ve Genel Sekreter Cemal Hakkı Selek. gürliik sözcüğünün sık sık vurgulanmasından mı çıkmıştı? Yoksa amaç, Türkiye İşçi Partisi'nin safdışı edilmesi miydi? Yani kısacası, amaç, demokrasiye paydos denmesi miydi? Partiyi safdışı etmenin yollarından biri de acaba benim safdışı edilmemden geçmiyor muydu? sını, bir iç savasa dönüşmesini ve doğu sorununun da mihraklardan biri haline gelmesini gerektiriyordu. U. MUMCU Bir başka sonım var 12 Mart'ı ilk günlerde nasıl karşılamıştınız? TttrkiyeVe özgü sosyalizm tek umudumuzdu Biz olaylann içinde yaşıyorduk. Senaryolann sahnelenen bölümlerini görüyor ve sahnelenecek oyunları tahmin etmeye çaüşıyorduk. lnanıyordum ki, şiddetlenen fırtınada gemiyi kayalıklara vurdurmamak için belirlenen rotayı izlememiz gerekti. Belki gene de batacaktık.. Ama "tam bağımsızlık, Türkiye'ye özgü sosyalizm" rotası biricik umudumuzdu. Oysa arkadaşlarımız bu rotayı değiştirmeye kararlı görünüyoriardı: özgürlükçülüğün vurgulanmasından vazgeçilmesi, işçi sınıfına dışardan bilinç götürülmesi gibi, bilimden, bilimsel sosyalizmden sapıldığı gibi savlardan arkadaslanmızın TİP'in yapısını ve politikasını değiştirmeye kararlı oldukları anlaşılıyordu. Partinin üst kurullarında ve üstüste toplanan iki kongrede taraflar görüşlerini açıklamış ve kongre kararlanna saygılı olacaklannı söylemişlerdi. Oysa suçlamalar kongrelerden sonra da sürdürülmüştür. Bu koşullarda bir uzlaşmaya vanlamayacağını, vanlacağı varsayılsa bile, bunun kısa siireli bir mütareke olacağını görüyorduk. Adeta Yunan tragedyalarındaki gibi, kader çizgilerimiz bizi kaçınılmaz bir çatışmaya itiyordu. Bir yumruk gibi sımsıkı kalabilseydik, çizilmiş rota üzerinde dümeni sımsıkı tutabilseydik belki kayalıklara vurmazdık. Belki. Ama Amerika demokrasiyi askıya almaya kararlıydı; üslerini tehlikeye düşıiremezdi... TÎP'in Leninist modeli benüroemesi Sovyetler'i sevindirirdi TlP'in"Leninist modelde"bir parti haline gelmesi bunun için de Türkiye'ye özgü bağımsız sosyalizmi savunan yöneticilerin yerini Leninist bir kadronun almasıSovyetler'i herhalde sevindirirdi.Demek ki, TİP her iki super devletin de boy hedefi haline gelmişti. Eğer yukarıki göruşler yanlış değilse, bizim özgürlük sorununu her konuşmamızda vurgulamaktan vazgeçmemiz, parti için görüş aynlıklannın son bulmasını sağlamayacaktı. Yeni anlaşmazlıklar gündeme gelecekti. Hiç kuşkusuz yeni istekler, istemler ileri süriılecekti. Partinin, öncülerin partisi haline gelmesi istenecekti. Ve giderek Amerika'nın çıkarlarına hizmet eden bir çözüm kaçınılmaz hale gelecek, parti şu ya da bu yoldan safdışı edilecekti. Bu tabloya baktıkça, özgürlükçü sosyalizm üzerinde ısrar etmeseydim, acaba parti kurtarılabilir miydi? diye dertlenmemin gereksiz olduğunu düşunüyorum. Söylemeğe bile gerek yoktur ki, kurtuluşu şiddet evlemlerinde ara TİP'in 'Leninist model'de bir parti haline gelmesi, Türkiye'ye özgü sosyalizmi savunan yöneticilerin yerini Leninist bir kadronun almash Sovyetler'i herhalde sevindirirdi. TİP her iki süper devletin de boy hedefi haline gelmişti. İ2 Mart darbecileri anayasanın en önemli maddelerini değiştiriyorlardı. Bir sonuç alamayacağımı bile bile 1961 Anayasası'nı savunuyordum. Oylama için kuyruktayken bir de baktım, yanımda tsmet Paşa. "Aybar" dedi, "Parti gibi çalışıyorsun." AYBAR Evet 12 Mart olmuştu. Nihat Erim senatoda "Anayasayı ben değiştirmeye değil, tastamam uygulamaya geldim, uygulayacagım" demişti. Inanmıştım. Güvenoyu verdim. Sonra değişti. Anayasanın değiştirilmesi için girişimde bulundu. Ben de her değişikliğe karşı çıktım. Yani her maddeye karşı çıktım. Değiştirme önergeleri vererek her maddeyi de savundum. Biz parti olarak an?.yasaya bağlı olduğumuzu defalarca tekrarlamıştık. Şimdi anayasa kuşa çevrilirken seyirci kalamazdım elbet... Turkiye'de bir senaryo sahnejeniyordu. Önceleri TİP şiddet hareketleri ile safdışı edilmek istenmişti. Her toplantısı, başını AP'li gçnçlerin ve Komünizmle Mücadele Derneği militanlarının ve aşırı sağcı eylemcileıin çektiği taşlı sopalı saldınlara uğruyordu. Bu saldınlar bilindiği gibi Meclis salonlarında da surdürulmuştü. Ama TİP safdışı edilememiş, gün geçtikçe güçlenmişti. T İ P içinde bürokratlkleşmeye karşı çıkınca, Bunun üzerine yeni bir oyun sahnelenmişti: Sol kanatta ideolojik tartışmalarla bu kanadı birbirine duşürmek ve ayrıca komando genel yönetim kurulu, partiden kesin olarak kamplarında yetiştirilmiş faşist eylemcilerle solcu gençler arasında çıkanlmam istemi ile beni onur kuruluna silahlı mücadele başlatmak. Sonuç: Silahlı kuvvetlerin hükümete el göndermeye karar verdi. Bu işin sonu gelmişti. koymasını saglamak... Çelenk ve esi de partiden ayrümak Yeni senaryo buydu. Bu senaryonun ilk perdesi TİP'e karşı ideo14 Şubat 19?Tde partiden istifa ettim. durumunda bırakıldı lojik bir savaş açılması idi. tkinci perde: İdeolojik savaşın TİP içine yan gençlerin, sahnelenen bu ovundan haberleri yoktu. KışkırtKi Evet durum buydu. Bugün bunca yıl sonra içimde garip bir bu bulaşması ve TİP'in üyelerinin, yöneticilerinin birbirine düşmüş, birajanlar sıkı devrimci rolünde>diler. biriyle dalasan bir topluluk haline getirilmesiydi. rukluk kaldı. Saygım, sevgim eksilmedi: Behice'yi, Nihat'ı özlüyorum. Sadun Aren ile DİSK Davası'nda görüşiiyoruz. Halit Çelenk Ve TİP'ten istifa ettim ile eşi, onlar da partiden aynlmak durumunda bırakılmışlardı, Ma Senaryoyu kimin haztrladıgını gösteren belge yok latya Kongresi'nden sonra. Bu benim için acılı ve acıklı ayrı bir olayL. MUMCU Genel Başkanlık'tan istifa ettikten sonra partide Bu senaryoları hazırlayan ve sahneleyen kimdi? Bu soruyu açıksade bir iiye olarak bir sure daha kaldınız. Neden? Sonra partiden lamaya yarayan hiçbir belge yok elimizde. Ama tarih ve siyasal mande istifa ettiniz?. tığın ışığında bu soruya inandırıcı yanıtlar verilebilir. TtP Türkiye Bunca yıl sonra içimde garip bir burukluk AYBAR 4. kongreden sonra TİP, dar kadrolu bürokratik bir de Amerika'ya, Amerikan üslerine, ikili anlaşmalara ve NATO'ya karkaldı. Saygım, sevgim eksilmedi. Behice'yi, şı yurt düzeyine yayılan etkin bir propaganda kampanyası yurütü . parti haline getiriliyordu. Ayrıca üye kayıtlarının sınırlandırılması yordu. Amerikan Buyukelçisi Çommer, "Türkiye'de herkes AmeriNihat'ı özlüyorum. Sadun Aren ile DİSK ka'nın dostu. Bir tek düşmanımız var Türkiye İşçi Partisi" demişti. Cekoslovakyanın işgali ve Türk Solu davasında görüşiiyoruz. Halit Çelenk ile eşinin Gerçekten de öyleydi ve şimdi halkımızın gitgide çoğalan bir böluMalatya kongresinden sonra partiden aynlmak mü de Amerika'ya karşı çıkıyordu... Şu halde TtP'in safdışı edilmedurumunda bırakılması, benim için acılı ve si ve giderek demokrasinin askıya alınması, Amerika'nın stratejik, politik çıkarlarına hizmet edecekti. Bu görüşe sanıyorum karşı çıkıacıklı ayrı bir olaydır. lamaz. Hiç değilse ciddi bir olasılık olarak hesaba katılması gerektiği hususuna karşı çıkılamaz. Türkiye stratejik konumu ile Ameridır. Genel Yonetim Kurulu'nda Malatya Kongresi'ndeki fraksiyonka için son derece önemli bir ulkedir. Buranın Amerika bakımınlara karşı sert kararlar alınnuştı. Kurunun yanında yaş da yanmıştı. dan güvenilir, huzurlu bir ülke olması gerekir. Evet, buna da itiraz Halit Çelenk ve Şekibe Hanımla konuşma görevi bana verilmişti. edilemez. Ama sorunun bir başka yönü de var: Türkiye aynı strateHer ikisini de fakültedeki öğrenciliklerinden tanırdım. Partide arkadaş ve dost olmuştuk. Sevdiğim, saydığım insanlar. O karşılaşma jik nedenler dolayısıyla, Sovyetler Birliği için de aynı derecede önemlidir. O da Turkiye'de solun kendi doğrultusunda bir sol haline gelnın hüznü, acısı, bunca yıl sonra hâlâ yüreğimdedir. Çekoslovakya'nın Sovyetler tarafından işgali, o dönemde mesini ve güçlenmesini ister. Bu, bir yandan Türkiye'de demokrasiEvet özgürlükçü sosyalizmi vurgulamaktan vazgecseydim acaba sosyalist kesim arasında üginç tartışmalar da doğurmuştu. Aynin sürdurülmesini, bir yandan da, silahlı evlemlerin yaygınlaşmaçalkantı duracak, her şey yoluna girecek miydi? Sorun gerçekten özdınlık Sosyalist Dergi'nin kasım 1968 tarihli 1. sayısında Vahap Erdoğdu ımzalı yaztda şöyle deniyordu: Çekoslovakya gelışmelerinin değerlendirmesı yapılırken, olayın uluslararası planda önem taştdığım hatırdan çıkarmamak gerekir. Çekoslovakya, coğrafı konumu gereği, Doğu Avrupa'mn en önemli bölgesini işgal etmektedir. Bu yüzden Çekoslovakya'nın, emperyalizmin nüfuz alanına girmesı, en azından tarafsız bir ulke olması, sosyalist blok içinde büyük gedikler açacaktır. Diğer yandan gelismiş bir endüstriye sahip oluşu da sosyalist dünyadaki ekonomik birlik bakımından büyük önem taşımaktadır. Bu sebepiedir ki, ABD zincirdeki Çekoslovak halkasını koparmakla, sosyalist dünyayı Avrupada kuvvetler dengesi bakımından büyük zarara uğratacağını hesaplamıştır. Sovyetler Birliği ise, resmi ifadesinde de belirttiği gibi, kendi güvenliği açısından Çekoslovakya'yı önemli saymaktadır. Bu nedenle Çekoslovakya'ya müdahalesinde emperyalist dünyaya geniş propaganda malzemesi vermesine, öteden beri savunduğu bansçı politikasını geniş ulçüde yaralamış olmasına rağmen, Çekoslovakya'nın işgalini göze alabilmiştir. Aslında SSCB, son günlere kadar olayı uzaktan seyretmekten başka bir şey yapmama kararında olduğunu, Çekoslovak liderine ta ba ım defalarca tekrarlamıştu Fakat Çekoslovakya'daki karşıdevrim hareketinin revizyonist iktidarı da aşıp, emperyalizmin doğrudan doğruya işbirlikçisi ve kapitalizmin kurucusu bir iktidara yönelmesi, bu hareketin diğer Doğu Avrupa ütkelerine sıçramast tehlikesi ve giderek Sovyetler Birliği'nin iktisadi ve askeri açıdan güvenliğini tehdit eden bir nitelik kazanması ihtimali, Sovyetler Birliği'ni, Çekoslovak karşıdevrimine müdahaleye mecbur bıraktı. Bütün bunlara rağmen, Çekoslovakya'daki olaylann tarihi sorumiuluğunda Sovyetler Birliği'nin büyük payı olduğunu unutmamak gerekir. lnöntt; Aybar parti gibi çalışıyorsun U. MUMCU T t P zamanında parti olarak sizin bir sloganımz vardı, neydi o, anayasayı tastamam uygulamak mıydı? AYBAR Evet... Anayasanın eksiksiz tastamam uygulanmasını istiyorduk. Oysa, 12 Mart darbecileri anayasanın en önemli maddelerini değiştiriyorlardı. Bir sonuç alamayacağımı bile bile 1961 Anayasası'nı savunuyordum. Oylama için kuyruktayken, bir de baktım Sosycüistblok içinde gedik SALDIRILAR 1965seçimlerinden öncetzmir'de TlPin bir toplantısından sonra duzenlenen saldın sırasında Çetin Altan ve arkasında 1. Şube Muduru. Aybar, TİP'e yönelik zorbalığın sonuçsuz kalması üzerine, içten bölme yöntemlerinin uygulandığını söylüyor. lsmet Paşa yanımda. "Aybar dedi, parti gibi çalışıyorstu" lltifat mıydı, alay mıydı? Yanıt verdim, "Paşam, bu anayasa sizin anayasanız, ama siz savunmuyorsunıız, savunmak bize diiştu" dedim. Arkasını dönüp yürüdü. Anayasa, biliyorsunuz bir 1971'de değistirildi, bir de 1973'te. Her ikisine de karşı çıktım. Arada sıkıyonetim kanunu geldi. Ona da karşı çıktım. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının ölüm cezaları geldi, ona da karsı çıktım. Oysa, sağlığım pek iyi değildi. 1970 başlarında enfarktüs olmuştum. U. MUMCU Sanıyorum bu calışmalannız bir kitap haline gddi, degil mi? AYBAR Evet. Kitabın adı. "Onıki Marttan Sonra". U. MUMCU Bir de bir şey hatırlıyorum; TİP'in tüzüğünde iktidara seçimle geleceginiz ve eger secimi ka> bederseniz iktidan btrakacağınız yazılıydı. Boyle gelgitle sosyalizm kurulabilir mi? diye çok eleştirildiniz. ne amerika ne rusya JP 9 s . £ demöKratık ST TÜRKİYE Halk bizimJe beraber olmadıkça sosyalizm kurulamaz " AYBAR Evet, doğru hatırlıyorsunuz. Halk bizden memnun değilse, oylan ile bunu belli ediyorsa, biz orada direnmezdik. Nedeni şuydu, akıla nedeni, halk bizimle beraber olmadıkça sosyalizm kurulamaz. Sosyaiizmın tepeden inme yöntemlerle kurulamayacağını, saruyorum artık kanıtlamaya gerek yok. 70 yıldan beri tepeden inme yöntemlerle sosyalist demokrasi kurulamamış, sömurüye son verilememistir. Çünkü sömüruye son vermek için, üretim araçlannın kamulaştırılması yetmiyor. Çunkü işçi, kamulaştınlmış üretirn araçlan ile de anı değer üretir. Artık değerin sömurüye dönuşmemesi için, artık değeri yaratan işçinin, artık değerinin nerede kullanılacağını belirlemesi gerekir. Işçiler söz ve karar sahibi değillerse, sömürü sürecektir. Sömürunün kalkması için o tezgâh başındaki emekçinin yarattığı artık değerin nereye kullanılacağını emekçiden sormak lazımdır. Bu nasıl olacaktır? Planla olacaktır. Yani, tüm emekçilerin yarattığı global artık değerin, milli geh'rin nereye harcanacağı, emekçilerin oylanyla belirlenecektir. Nerede? Fabrikalarda, köylerde bir çeşit referandum yapılacaktır. Plan, anketlerle hazırlanacak ve referandumla kabul edilecektir. Ve artık değer sömurüye dönüşmeyecektir. Işçiler, ücret payımız şu, artık değerin geri kalan bölümü de şuraya, şuraya yatmlsm diyeceklerdir. Böylece sömürü gerçekten sona erecektir. Küçük ülkeye silahlı müdahak "Türk Solu"dergisinin 27Ağustos 1968 tarihli 41. sayısında ise işgal, büyük devletin küçük devlete müdahalesi olarak şöyle kınanıyordu: "Çekoslovakya işgal edildL Sovyetler Birliği'nin ve mütteJîklerinin askeri birlikleri Çekoslovakya'nın kilit noktalanm kontrol altına aldılar. Büyük bir devlet, izlediği politikayı kendi çıkarlarına aykırı görduğü için, küçük bir ülkeye silahlı mudahalede bulunmuştur. Genel görünüş budur. O büyük devletin sosyalist ülke olması, işgale uğrayan küçük ülkenin halkına ırk ve tarih bağları ile bağlı bulunması, tkinci Dunya Savaşı 'nda küçük iilkeyi A Iman Nazi saldırganlannaan kurıarmış olması, kuçük ülkenin kaderine hukmeden politikacı grubun bu ülkeyi sosyalist kamptan uzaklaştırma çabasında olması, büyuk devletin askeri birliklerinin küçük ülke içinde, "parti ve devlet şahsiyetleri' tarafından yardıma çağınlmış olması, bu genel görünuşü değiştırmez. Ve soyut uluslararası hukuk ve ahlak kuraltarına göre büyük devletin bu davranışı kmanmalıdır." SCltECEK DÜZELTME 10 Mart 1986 tarihli gazetemizin 1. sayfasında yayımlanan Hareket Ordusu komutanlanndan Huseyin Hüsnü Pasa ile Kolağası Mustafa Kemal'i yan yana gösteren fotoğraf Sirkeci Gan'nda değil, Selanik lstasyonu'nda çekilmiştir. Düzeltir, özür dileriz. TtP KONGRESİNDEN Istanbul'da İTÜ öğrencisi Vedaı Demircioğlu'nun öldurülmesinden hemen sonra Spor ve Sergi Sarayı'nda toplanan TtP htanbul tl Kongresi'nden bir görüntu. (1968)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle