13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 EKÎM 1986 Özetle DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Berlin'de patlama Batı Berhn'deki TempeOıof Amerikan Askeri Havaalanı yakınlanndaki bir sokağa park edibniş otomobilde patlama oldu. Patlama sonucu maddi hasar meydana geldiği bildirildL Batı Berlin polisi, dün 16.00 sıralannda meydana gelen patlamanm sebebin henüz bilinmediğini ve infilak sırasmda parçacıklann havaalanına kadar fırladığmı açıkla4u Yetküiler, patlamanm bom<alı bir saldtn mı olduğu, yoksa mekanik bir anzadan mı ileri geldiğinin öğrenilebilmesi amacıyla çaltşmalann devam ettiğini kaydettüer. Fransadan çelişkili adımlar SABETAY VAROL PARİS Fransa'nın eylül ayında meydana gelen terörist saldınlardan sonra, 1987 yıhnın şubat ayına kadar geçerli olmak üzere geçen gunlerde bir "ateşkes" paktı gerçekleştirdiği yönünde basında yer alan haberler hukümetçe doğrulanmamakla birlikte, kesin bir yalanlama da getirilmedi. Öte yandan, Jransız Dışişleri Bakanı JeanBernard Raimond Fransız Parlamentosu'nda sözlü sorulan yanıtlarken yaptığı bir konuşmada, Suriye ile 1982 ve 84 yıllannda imzalanan ticari anlaşma uyannca bu ülkeye yapılması gereken silah tesliminin durdumlduğunu açıkladı. Fransız İçişleri Bakanı Charies Pasqna ise, hukümetinin Suriye'nin terörist saldırılarda rol oynamış olabileceği konusunda emin olmadığım açıkladı. Pasqua, Suriye ile Fransa arasında, son zamanlarda istihbarat alanında yakın işbirliği olduğunu ve Şam hiikumetinden çok değerli bilgiler elde ettiklerini hem Fransız radyolarına hem de Suudi Arabistan'daki " H MecHle" gazetesine açıkladı. Paris'in Şam'a silah teslimatmı DUNYADA BUGUN ALt SİRMEN Fransız ve Suriye gizli servislerinin terörist eylemlere karşı işbirliği yaptıkları açıklamrken Fransa, Şam'a silah satışını durdurduklannı bildirdi. ParisŞam arasında geçen pazarhklarda, Lübnan 'daki Suriye yanlısı ve karşıtı Hıristiyan güçlerin de devreye girdikleri öğrenildi. Fransa'nın eski Cumhurbaşkanı Giscard d'Estaing, Suriye ile uzlaşma politikasına karşı çıkarak İngiltere ile sıkı dayanışma istedi. serbest bırakılması isıenen Georges Ibrahim Aptullah'ın duruşmasımn sonucu beklenecek. Buna karşılık Fransız hukümetinin Georges Ibrahim Aptullah'a yöneltilecek iddıaları haflfletme umudu verdiği vurgutanıyor. Eli Hobeyka'nın işin içine kartşması, Suriye karşıtı Hıristiyan komutan Şamir Geagea'nın da devreye gırmesine neden oldu. Beyrut'tan gelen haberlere göre, Geagea, 18 eylulde Be>rut'ta oldurülen Fransız askeri ataşesi Albay Chrislian Goulüerrein katillerini tespit etti ve uç katilden ikisini kurşuna dizdirdı. Üçuncu zanlı ise Şamir Geagea kuvvetlerinin elinde bulunuyor. Şamir Geagea'nın bu kişiyi ezeli rakibi Hobeyka'ya ve Suriye'ye karşı koz olarak sakladığı da söyleniyor. Bu varsayıma göre, Suriye rejimiyle yakm ilişkisi olan soz konusu esirin varlığı Şam'la Paris arasındaki uyumu ortadan kaldırmaya yeterli. Noktaları İ'lerin Üstüne Koymak Noktalan İ'lerin üstüne koymak bir Fransız deyişi. Deyişin bizdeki karşılığı ise her şeyi yerli yerine oturtmak. Gelişmelerin başdöndürücü bir hızla birbirlerini izledikleri dönemlerde, zaman zaman her şeyi yerli yerine oturtmak için bir durum muhasebesi yapmak zorunlu olabiliyor, hatta daha biraz önce düşündüğünüz incelemeye çahstığınız konularda bile. Süleyman Demirel'in son günlerdeki çıkışları, manşetlerin köşesine kurulurken, iktidarın akıl almaz beceriksızlıği yüzünden şimdi yasakları delmeye çabalayan bir demokrasi savaşımcısı olarak boy göstermesi, Antalya'da karşılaştığı olaylardan ytlmadan, yolunda yürümeye azimli olduğunu kanıtlaması, içerde ve dışarda sıkça ondan söz edilmesi, sürekli olarak yabancılann da Türkiye'de bugünkü iktidarın seçeneği olarak onu görmeleri, Demirel olayını sık sık ele almamızı gerektiriyor. Demirel olayını doğru algılayabilmek için onun yalnızca bugün Antalya ve Isparta'da alanlarda görünen yüzüne değil, ayn» zamanda geçmişine, o geçmişten bugün hangi dersleri almış göründüğüne ve yarınlara yönelişine de goz atmak zorunlu. Hemen belirtmek gerek. Sevseniz de sevmeseniz de, Süleyman Bey kendi anlayışı çerçevesinde bir demokrasi savaşımı veriyor görünümündedir. Ona bu başarılı görünümü sağlayan ise 12 Eylül'ün yasakları ile Özal hukümetinin anlamakta güçlük çektiğimiz yasakçı tutumudur. Gerçekten, özal'ın yasakçı tutumunu anlamak güç. Çünkü o tutum sürekli olarak olayların üstüne giden Süleyman Bey'e puan kazandırmaktanbaşka bir şeye yaramıyor. Olayın bu yanma bakarken, Demirel'in yasakların kalkmasının artık bir zorunluk olduğunu herkesin kabul etmiş bulunduğu noktaya varılmasında, çok büyük katkısı olduğunu ve bu gelışmeyi sürekli zortayarak daha ileri noktalara vardırmaya çalıştığını yadsıyamayız. Bu çabanın demokratik bir çaba olduğu da bir gerçektir. Herhangi bir haksız ve dayanaksız yasağın kaldırılması demokrasi yolunda atılmış bir adımdır. Bu açıdan da boyle bir girişimi desteklemek bir demokrasi borcudur. Süleyman Demirel'in söz özgürlüğü önüne dikilen barikatlara karşı olmak, hiç kuşkusuz tüm demokratların borcudur. Çünkü demokratlık, yalnız kendi önüne gerilen barikatlara değil, herkesin özgürlüğüne yönelen hareketlere karşı çıkmaktır. İşte biz bu nedenle Süleyman Bey'in özgürlüğü için giriştiği savaşımda desteklenmesinden yanayız. Ancak Süleyman Bey'in kendi özgürlüğü için giriştiği, ama bazı başka kişi ve kuruluşların da özgürlüğüne bir ölçüde katkıda bulunabılecek olan bu savaşımının niteliğınde yanılgıya düşerek, onu gerçek ve tam bir demokrasi savaşı diye nitelemek çok, ama çok yanıltıcı olacaktır. Gerçekten Süleyman Bey'in demokrasi savaşımına bakarken, bu savaşımın hangi amaca yönelik olduğunu anlamak için geçmişe, onun iktidar dönemlerine bir göz atmak yetecektir. Geriye doğru dönüp baktığımızda kolaylıkla göreceğiz ki, Demirel yalnız kendi görüşünün özgürlüğünün savaşımını yapmaktadır. O hiçbir zaman, bir üyesi olduğunu sık sık ileri sürdüğü "Batı Dünyası"nın ya da onun örgütlerinın üyelerinin üzerinde anlaşmaya vardıkları, varlıklannın temel ilkesi haline getirdiklerı demokrasinın asgari müstereklerine varmayı kendine amaç edinmemistir. Bu noktada denebilir ki, "Geçmişe bakma. Başından iki darbe geçen Demirel, demokrasiye getirilen kısıtlamaların ve bu kısıtlamaları haklı göstermek için yapılan edebıyatın ürünü olan kutuplaşmaların, ülkeye olduğu kadar, kendisıne de nelere mal olduğunu görmüstür, gelecekte gerçek bir demokrat gibi davranabilit" Ne yazık ki, bu iyimser görüşe katılmak, Sayın Demirel'in sözlerini, eylemlerini ve yeğlemelerini görünce olanaksıztaş»yor. Çünkü Sayın Demirel, liberal olmadığım söylerken, gelecekte karşısında olduğu solun, demokrasinin "onsuz olmaz"ı olan özgürlüklerini sağlamaya hiç de niyetlı olmadığım açıklıyor ve kimsenin kendisinden böyte bir şey beklememesi gerektiğini söylüyordu. Durum boyle olunca Demirel'i bir demokrasi kahramanı olarak alkışlamak son derecede yanıltıcı olacaktır. Üstelik bir noktayı da hiç gözden uzak tutmamak gerek. Sayın Demirel "yasakçılar"a karşı savaşımmda da, çok tutartı ve dirençli değildir. Kolaylıkla, yasaklara karşı onunla aynı sarta olanları bir yana bırakıp, yasakçılarla işbirliği yapmaya hazırdır. Nitekim Milfiyetçi Cephe'nin düşünce ve varlık babası olarak, ülkeyi ciddi bölünmelerin içine atmış olan Sayın Demirel, bugün de aynı gihşime gözü kapalı atılmaya hazır olduğunu, kendisine Antalya'da barikatlar kurulmuş olan pazar günü, az ötedeki Silifke'de sıyaset yasaklarına, özgürlükler önündeki erv gellere ve bu arada kendisinin önünü tıkayan anayasanın geçici 4. maddesine karşı olan SHP'ye, yasakçı ANAP ile muvazaalı ve gizli bir sağ cephe oluşturarak karşı koymuş ve yasakçılara Silifke'de seçim kazandırmıştır. Silifke'de DYP'nin önayak olduğu cepheleşme, Demirel'in yasakçılara karşı yürüttüğü savaşımda yol alınca, gelecekte hemen yön değiştirip tüm yasakçılarla bütünleşeceğinin, hatta bir anlamda düşünce babası olduğu 1982 Anayasası'nın, geçici maddelerindeki kendisiyle ilgili engeller kalkınca, bu anayasa ve yasaklar düzenini tüm güçleriyle birleşip, demokrasiye aykırı yasaklann tümüne karşı çıkan demokratların karşısında yeni bir yasakçılar cepheslnin önderi olabileceğinin haberci • : sidir. . Bu durumda "noktalan İ'lerin üzerine koyarken" ne yapmak • gerek? " Herhalde, Süleyman Demirel'i yasakçılara ve barikatlara karşı,: giriştiği savaşımda, bu savaşım yasakların yalnız kendisini i l ' gilendiren bölümü ile sınırlı olsa da desteklemek, Antalya'da. ki gibi girişimleri kınamak gerekir. Ama bunları yaparken. Süleyman Bey'in, kendi döneminde yasakçı olduğunu unutup, üstelik onun demokrasinin son boz' gunun en önemli etkenlerinden olan Milliyetçi Cephe'nin dü' şürce ve eylemde babası olduğunu akıldan çıkarmak ve Sü.: leyrran Bey'in sözleri ile "manen bağlı olduğu parti"nin Silif' ke'deki tutumunu görmezden gelip, onu gerçek bir demokrat sanmak, hem yanılmak hem de geniş toplulukları yanıltmak hem de demokrasinin sınırlarının daraltılması eylemine katılmak sonucunu doğuracaktır. Demirel'in Isparta'da kardeşinin evinde yaptığı basın toplantısındaki sözleri üzerine şimdi şu soru akla gelebilir: "Peki ya Süleyman Bey, özgürlük savaşımının sınırlarını ge • nişletirse ne olur?" Bu sorunun yanıtı çok basittir. O zaman Süleyman Bey, içinde bulunduğu ve çok büyük ölçüde kendi kusurunun nedeni olan bunalıma karşın, hiç kimsenin küçümsememesi gerekecek kadar önemli gücü olan solun da, demokrasi yolundaki her girişiminde gerçek ve ciddi destegini bulacaktır. : Geçmişte yaşadığımız olaylar, ona bu gücün ne denli önemli olduğunu anlatmamışsa zaten eninde sonunda Süleyman . Bey'e de, ülkeye de yazık olacaktır. : Esad Terör diplomasisi durdurması, İngütere'ye verilmiş bir taviz gibi gözükürken. Fransa'da iktidarda olan sağ koalisyonun diğer kanadı olan UDF (Fransa Demokrasi Birliği) lideri Jacques Chirac'ın uzlaşmaa politikasına aıeş püskunlycr. Bu kuruluşun önde gelen liderlerinden, eski Cumhurbaşkanı Valery Giscard d'Estaing, Fransa'nın Suriye konusunda izlediği politikanın Ingiltere ve Batı blokuyla tereddütlere yer bırakmayacak biçimde dayanışma anlamı taşıması gerektiğini belirtti. ParisŞam arasında gerçekleşen pazarbklarda, Suriye yanlısı bir siyaset izleyen Hıristiyan "Lübnan Kuvvelleri" eski komutanı Eli Hobeyka'nın önemli rol oynadığı da açıklandı. Bu anlaşmaya göre, Eli Hobeyka kuvvelleri, şubat ayına kadar Kuzey Lubnan'daki Kubeyyat kasabasında bulunan ve geçen eylül ayında Paris'ıe bombalı saldınları gerçekleştirdiklerine inanılan Apdullah kardeşleri baskı altında tutacak. En donezya da sel: 83 öİü Sumatra adasının güneyindeki Lampung ve Bengkulu bölgelerinde geçen hafta meydana gelen su baskmlannda 83 kişinin öldüğü, 19 kişinin de kaybolduğu bildirildL Endonezya Resmi Haber Ajansı Antara, dün verdiği bir haberde, şiddetli yağmurlann Lampung bölgesinde 73, Bengkulu bölgesinde ise 10 kişinin ölümüne yol açtığım kaydetti. 9 Polonya gençliği Polonya'da gençlerin ekonomik sıkmtılardan Komünist Partisini sorumlu tuttuğu ve partinin gençlik programma güvenmediği öne sürüldü. Polonya'da 2500 genç arasında yapılan bir araştırmanın sonuçlanna göre Batı dünyasını saran "punk " eğilimi Polonya'da da etkili oluyor. Araştırmada, gençlerin yandan fazlasının Polonya'da demokrasi istediği, belirtilerek büyük çoğunluğun ekonomik sıkıntılardan Komünist Partisi'ni sorumlu tuttuğu bildirildL (UBA) Iran Basra'yı bombaladı BAĞDAT, (a.a.) tran topçusu, dün sabah Irak'ın Basra kentini iki kez bombaladı. Kent sakinlerinin verdikleri bilgiye göre, her iki bombardıman da çok şiddetli oldu. ARJANTİN HÜKÜMETİOLAGANÜSTÜ TOPLANDI Londra'nut karan Arjanün hükümetini Devlet Başkanı Raul Alfonsintn (sağdan ikinci) başkanlığında olağanüstü toplanmaya yöneltti. tran Genelkurmay Başkanlığı, dün sabah bir bildiri yayımlayarak, Basra'nm TSl 10.20'dan itibaren 48 saat süreyle bombalanacağını duyurmuştu. Bildiride, kentteki ekonomik ve sanayi tesislerinin hedef alınacağı belirtilerek, sivil halktan Basra'yı terk etmeleri istenmişti. Bildiride ayrıca saldınnın, Bahteran kentinin çarşamba günü bombalanmasına misilleme olacağı da belirtilmişti. Bu arada, tran Resmi Haber Ajansı tRNA, Irak uçaklarının bu sabah Bahteran kentindeki bir sanayi tesisiyle çevresindeki yerleşim merkezlerine tekrar saldırmaları sonucu 12 kişinin öldüğünü, 58 kişinin yaralandığını açıkladı. Ajans, saldın sırasında bir Irak uçağının da düşürüldüğunü belirtmişti. Öte yandan, Irak dün Körfez bölgesinde "büyük bir deniz hedefini' vurduğunu açıkladı. Ancak söz konusu saldın, Körfez'deki bağımsız denizcilik kaynakları tarafından henüz doğrulanmadı. Yunan hükümetinde değişiklik Yunanistan Sosyaüst PartisTnin (PASOK) beş ytihk iktidan döneminde, dünkü ile birlikte hükümet kabinesmde 8. kez değişiklik yapümıs oldu. Yeni kabineye 4 yeni bakan almırken, 4 bakan ve 13 bakan yarduncıs , kabinenin dışında bırakıldılar. Bu arada hükümet sözcülüğünün sayısı ikiden bire indirildL MUtiyades Papayuannu, kabine dışında bırakıhrken Andonis Kurtis, hükümet sözcülüğüne getirildi. Öteki değişiklikler Çalışma, Sanayi, Ulastırma ve Ticaret bakanuklannda yapudu Falkland bunakmı yeniden devrede İngiltere'nin karannı kmayan Arjanün, silahlı kuvvetlerini alarma geçirdi. Dış Haberler Servisi Falkland (Malvinas) Adaları yüzUnden 1982 yılında birbirleri ile savaşan İngiltere ve Arjantin arasında, tngiltere'nin adalann çevresindeki balıkçılık alanını 3 milden 150 mile çıkarttığını açıklamasıyla birlikte yeni bir sorun patlak verdi. Arjantin hükümeti, Ingiltere'yi protesto ederken silahlı kuvvetlerini de alarma geçirdi. AP ajansının haberine göre, İngiltere Dışişleri Bakanı Sir Geoffrey Howe, önceki gün yaptığı açıklamada, 1 Şubat 1987 tarihinden başlayarak yürürlüğe gireceğini kaydettiği karann uluslararası hukuka uygun olduğunu, 150 millik (280 km.) sınırın daha sonra 200 mile (370 km.) çıkarılacağını duyurdu. Arjantin hukümetine daha önceleri birçok kez görüşüp anlaşmayı önerdiklerini belirten İngiltere Dışişleri Bakanı, girişimlerine bir yanıt alamadıklarını ve bu yüzden Falkland Adaları çevresindeki balıkçılık alanını 150 mile çıkartmaya karar verdiklerini söyledi. Hovve, bu kararlanna gerekçe olarak, Arjantin'in Falkland Adalanyla ilgili olarak bu yıiın başından beri "saldırganca" bir tutum izlemesini ve söz konusu alanda geçerli olmak üzere geçen ağustos ayında SSCB ve Bulgaristan'la balıkçılık anlaşması imzalamış olmasını gösterdi. tki ülke arasında 1982'den beri diplomatik ilişkiler kesik olduğu için Howe, tngiltere'nin bu karannın Arjantin'deki tngiliz çıkarlarını temsil eden lsviçre Büyükelçiliği'ne iletildiğini bildirdi. Arjantin, bu yılınbasmda söz konusu bölgede avlanan bir Tayvan balıkçı gemisine ateş açmış, geçen ağustos ayında da Sovyetler Birliği ve Bulgaristan'a bölgedeki sularda sınırlı avlanma hakkı tanımıştı. İngiltere o tarihte bu anlasmalan "yasadışı" olarak nitelemiş ve Arjantin'i kınamıştı. Bilindiği gibi Arjanün kıyılanndan 250 mil uzaklıktaki adaJar tngiltere'nin hükümranlığı altında bulunuyor. Arjantin'de 1982 yılında işbaşında bulunan askeri cunta, nisan ayında bu adalara çıkartma yapmış, İngiltere'nin müdahalesiyle çıkan savaş Arjantin'in yenilgisiyle sonuçlanmıştı. O tarihten sonra iki ülke arasında diplomatik ilişkiler kesilirken, Ingiltere adaların 150 millik çevresini "özd koruma alanı" olarak ilan etmiş, Arjantin gemilerinin bölgeye girisini yasaklamıştı. Arjantin hükumeıi, İngiltere'nin karannı kınarken, bu ülkeye karşı ne gibi ekonomik yaptınmlar uygulanabileceğini araştırıyor. Bir yetkili, silahlı kuvvetlerin alarma geçirildiğini, ancak bunun savunmaya yönelik bir önlem olduğunu belirtti. İngiltere, Falkland çevresindeki balıkçılık alanını 150 mile çıkardı ABD Başkanı Ronald Reagan 'Reykjavik'teki önerilerinıiz geçerli' RAPID CITY, (AP) ABD Başkanı Ronald Reagan, Re>kjavik zirvesinde ABD tarafından masaya getirilen siiahsızlanma önerilerinin bundan sonraki ABDSovyet göruşmelerinde de geçerli olacagım soyledi. Bu arada, Sovyet Uzay Araştırmalan Enstitüsü yetkilisi Roald Sagdeyev önceki gün yaptığı açıklamada, Sovyetler Birliği'nin '"Yıldız Srvaşlan" konusunda değil, antibalistik fuze (ABM) konusunda araştırmalar yaptığını soyledi. ABD ve Sovyet Dışişleri Bakanlaruıın önumüzdeki hafta Reykjavik Jrüşmelerini surdurmek amacıyla ( ^ VSyana'da bir araya geleceklerini doğrulayan Reagan, "Sovyetler bundan boyle japılacak temaslarda Ueri adım attıklan takdirde siiahsızlanma konusunda şimdiye kadar rastlanma)an bii\vklukte bir fırsal ortava çıkacak" dedi. ABD Başkanı Keagan 4 kasımda yapılacak ara seçimler için düzenlenen propaganda gezisi çerçevesinde GUney Dakota'daki Rapid City'de yaptığı konuşmanın büyük bölümunü siiahsızlanma konusuna ayırdı. Reagan, Sovyetlerle Reykjavik'te varılan anlasmalan dogrulamak ve somutlaştırmak istediklerini söyledi. Beyaz Saray sözcüsü Larr> Speakes de aynı konuda yaptığı açıklamada, "Moskova ile Viyana'da Dışişleri Bakanlan düzeyinde teraas kurmamızın amacı. çeşitli siiahsızlanma dos)alan arasındaki baglanü hakkında Kremlin'in ne duşundugunü ögrenmeklir" dedi. Speakes, SbultzŞevardnadze görüşmesinde Sovyetlerin Amerikan stratejik savunma girişimi projesi ile ilgili denemeierin laboratuvarda sınırlı kalması göruşunde ısrarlı olup olmadıklarını öğrenmek istediklerini kaydetti. Sovyetler Birliği, Reykjavik zirvesinden sonra siiahsızlanma dosyalarırun ayn ayrı ele almması politikasından vazgeçerek, dosyaların bir butun olduğu ve birlikte ele alınması gerektiği görüşünü savunmaya başlamıştı. Beyaz Saray tarafından salı günü yapılan açıklamada, Başkan Reagan'uı, Cenevre görüşmelerinde Sovyetler Birliği'ne sunulması planlanan yeni öneri paketini onayladığı bildirilmişti. Öneri paketi, Amerikan Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısında hazırlanmıştı. Washington'un Cenevre'de masaya getıreceği yeni oneriler, straıejik nukleer fuzelerde 5 yıl içinde karşılıklı yuzde 50 indirim yapılmasını ve tüm orta menzilli fuzelerin Avrupa'dan çekilmesini öngorüyor. ABD'nin yeni oneri paketinde, tüm balistik nukleer süahlann 10 yıl içinde kaldırılması da bulunuyor. Bu arada, Sovyet Uzay Araştırma Enstitüsü vetkililerinden Roald Sagdeyev, ülkenin Yıldız Savaşları projesi geliştirdiği iddialaruiı yalanlayarak, ABM araşurmaları yaptıklarını belirtti. Bu arada, Federal Almanya Dışişleri Bakanı HansDietrich Genscher, ABD ile Sovyetler Birliği'ne orta menzilli füzelerin Avrupa'dan tümüyle sökulmesi, Asya'da da azaltılması konusunda en kısa zamanda anlaşmaya varmalan çağrısında blundu. Federal Almanya Dışişleri Bakanı, yayımladığı bildiride, Reykjavik'te geçen ay yapılan ReaganGorbaçov görüşmesinde sağlanan yakınlaşmanın siiahsızlanma anlaşması ile somutlandırılması gerektiğini vurguladı. TÜRKİYE HALK BANKAS1AS MÜFETltŞ YARDIMCIUĞI SINAVI Türkiye Halk Bankası A.Ş. Teftiş Kurulu'nca açılan sınav 67 Aralık 1986 günlerinde saat 9.00'da Ankara, İstanbu! ve İzmir'de yapılacaktır. Sınavlara katılabilmek için: a) Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesindeki yazılı niteliklerı taşımak, b) 1.1.1986 tarihinde 30 yaşını doldurmamış bulunmak, c) Üniversitelerin Siyasal Bilgiler, Hukuk, İktisat, İşletme ve İktisadi ve Idari Bilimler Fakültelerinden (YOKTeşkilatı hakkında41 sayılı Kanunhükmündekararnameileısimlerideğiştirilenİdari llimler Fakülteleri ile iktisadi ve Tİcari İlimler Akademilerinden mezun olanlar dahil) veya bunlara eşitliği Millı Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı'nca kabul edilen yerli ve yabancı fakülte veya Yüksek Okullardan birini bitirmış olmak gerekmektedir. Sınavlara giriş şartlarını ve sınav konularını gösteren broşür Ankara'da Teftiş Kurulu Başkanlığından, İstanbul ve İzmir'de Bölge Müdürlükleri ve şubelerimizden, diğer illerde İl Merkezlerindekı şubelerimizden sağlanabilir. Isteklilerin en geç 26 Kasım 1986 Çarşamba günü akşamına kadar T. Halk Bankası A.Ş. Teftiş Kurulu Başkanlığı Mithatpaşa Cad. No: 8 Sıhhıye/ANKARA adresine belgeleri ile birlikte başvurmaları gerekir. VVashington Post SSCB ve Yugoslav gizli servisleri Tfhldheirri'a şantaj yupmayi denedüer WASHINGTON, (a.a.) "Wıshington Posl" gazetesi, SSCB ve Yugoslav gizli ser\islerının Avustur;,a Cumhurbaşkanı Kurl YV'aldheim'a 194748 yıllannda kendilerine hızmet etmesi için şanıaj vapmaya çalıştığını ileri surdu. "VVashington Post"da dün yayımlanan habere gore, Sovyet ve Yugosla\ gizli servisleri, VValdheim'ı, 2. Dunya Savaşı yılları sırasında işlediği savaş suçlarını kamuoyuna açıklamakla tehdit ettiler. Gazete, gizli servislerin ozellikle binlerce Yugoslav sivilin oldurülduğu 1942 yılını ön plana çıkardığını belirtirken, bu konuyla ilgili bilgiyi 194748 yılları arasında Viyana'da en üsl düzeyli Yugoslav ajanı olarak çalışan Anton Kolandiç'den elde eıtiğini kaydetti. Gazete, Kclandiç'in kendilerine "VValdbeim'ın kotnünisl ajanı olarak calışması icin Sovyel ajanlan ile ortak çalışmaya girmeyi planladım" şeklinde açıklama yaptığını bildırırken, yine Kolandiç'in "Bu amaçla VValdheim ile ilgili dokumanlan S«\>el ajanlanna \erdim. Onlar gerekeni vapmışlardır" ifadesini kullandığını ileri surdü. Bu arada VVashinglon Post VV'aldheım'ın Sovyeı ajanı olduğu iddiasına bağımsız \orum getirmedi. Waldheını lıakkıııdaki son iddıadan sonra konuşan Vvaldheim'ın bir sozcusu ise Avuslurya Cunıhurba^kam'nın geı,mi>indc bo>lc biı şev olmadığım ileri surdu. FKO ile EMt I orgu tu arasındaki çatışmalann Beyrut yakmlanna siframası, 7 solcu grubun oluşturduğu ortak gücü de harekete geçirdi. Lübnan ordusu askerleri ellerinde Amerikan yapımı M16 ülahlarla köseleri luluyorlar. Ancak ateşkesi sağlamak mumkun olmuyor. Dürzi lider Velid Cumblat: FKO'nün genişlemesine izin vermeyeceğiz BEYRUT, (AP) Lübnanın güneyindeki Sayda kentinde FKÖ ile Şll Eme! orgütü arasında süren çatışmalarda, Filistin Kurtuluş Örgütü gerillalarına karşı EMEL Orgutü'nü destekleyeceklerini açıklayan 7 sol grubun oluşturacağı ortak gücün lideri ilan edilen Dürzi lider Velid Cumblat, FKÖ'nün güçlenmesine izin vermeyeceklerini söyledi. Önceki gün bir basın toplantısı düzenleyen Durzi lider Velid Cumblat, FKÖ'nün güçlenmesi1 nin, İsrail'in Lübnan ve Suriye de yeni askeri maceralara gimesine yol açabileceğini, kendilerinin de bunu istemediğini belirtti. Cumblat, lideri bulunduğu Dürzi İlerici Sosyalist Parti, Lübnan Komünist Partisi, Suriye Toplumcu Sosyalist Partisi ve Suriye Baas Partisi'nin Lübnan grubundan alacağı adamlardan oluşturacağı 400 kişilik ortak gücü oluşturmaya başladığım da duyurdu. "Sayda'yı işgal etmek gibi bir niyetimiz yok" diyen Cumblat, Şii EMEL Örgütü'nun güney Lubnan'a askeri birlik gondermeye hakkı olduğunu belirterek, çarpışmalarda destekledikleri tarafın Şii EMEL Örgütü olduğunu bir kez daha vurguladı. Bu arada, Şii EMEL milisleri ile FKÖ gerillalan arasındaki çatışmalar, dün sabah Beyrut'a da sıçradı. Başkent Beyrut yakınlarındaki Burç El Barajniye'deki çatışmalarda karşılıklı makineli tüfekler. roket ve havan topu kullanılıyor. tSRAİIrARAFAT Ote yandan aralarında parlamento üyelerinin de yer aldığı yüz İsraillinin, gelecek hafta Romanya'da, FKÖ lideri Yaser Arafat'la bir araya gelecekleri bildirildi. Sol eğilimli lsrailli grupların girişimiyle 57 kasımda yapılacak göruşmenin, tsrail'de ağustosta yürürlüğe giren (tsraillilerin terör örgütleriyle temas kurmasını yasaklayan) yasayı "sınamak" amacı güttuğü belirtildi. Söz konusu yasayı çiğneyenlere 3 yıl hapis cezası verilmesi öngörülüyor. Toplantıya Romanya Devlet Başkanı Nikolay Çavuşesku'nun da katılacağı kaydedildi. Romanya'da FKO yetkilileriyle görüşecekler arasında bulunan lsrailli sanatçılar ve sol gorüşlü orgüt üyeleri, yasanın "Kendileri>le FUistinlüer arasındaki düşmanlık durumuna süreklilik kazandırdıgını" belirtuler. Muhafazakar Partinin iddiası BBC, Libyu propagandası LONDRA, (Cumhuriyet) lngıltere'de iktidarda bulunan Muhafazakar Parti'nin Genel Sekreteri Norman Tebitt, geçen nisan ayında ABD jetlerinin Libya'ya yönelik saldınsıyla ilgili haberlerde BBC Televizyonu^ nun Libya propagandası yaptığını öne sürdu. Partinin basınyayın araştırma merkezi tarafından hazırlanan raporda, BBC haberlerinde, Libya'ya yönelik hava saldırısı nedeniyle ABDnin bütiın dünya tarafından mahkum edildiğini, "Amerikan ucaklanna tntjitefe lopraldanndaki uslerden kal yaptı kış izni vercn Margaret Thatcher'ıa Avam Kamaraı'nda eleştiri ateşinc tutulduğu" cümlelerinin tarafsız yayıncıhk ilkelerine ve ayrıca ABD ve İngiltere'nin çıkarlarına aykın olduğu savunuluyor. Söz konusu rapor, BBC haberlerinin hava akını sonrasında Libya'da ölen ya da yaralanan sivil halk, ozellikle de çocuk görüntülerine yer vermesi de Libya propagandası olarak tanımlanıyor. BBC Genel Müdüru Allisler Miine, iktidar partisinin bu tulumuyla, kuruma baskı yapma eğiliminde olduğu izlenimini yarattığını söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle