18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
TEMMUZ 1985 * * * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/11 Cumhurbaşkanı Evren, burada 1010 Ordu Donaüm Fabrikası'nda incelemeler yaptı. Işçilerle birlikte yemek yiyen Evren, "Bu yemekler her giin çıkan yemeklerin aynısı mı?" diye sordu. Işçiler de "Evet efendim, bu yemek bize verilen yemekkrden" yanıtnu verdi. Evren, heyetin ve kendisini izleyen gazetecilerin yemek ücretini cebinden ödedi. Evren'e 1982'den bu yana modernizasyon çahşmalan sürdürülen tank fabrikasımn çelik palet imalat kısmının devreye gireceği ve modernizasyon çahşmalannın 1989'da tamamlanacağı bildirildi. Evren, buradaki konuşmasmda şöyle dedi: "Kalkınmış ülkelerin seviyelerine ulaşamamak için hiçbir neden yoktur. Çünkü, dışanda çalışan işçüerimiz, teknisyenlerimiz, muhendisterimiz zaten o fabrikalarda bu görevleri yürütmektedir. Bunlar zor işler degildir. Yeter ki para olsun. Eger ona sahip olabilirsek o takdirde birçok silahunızı, araç gcrecimizi, kendimiz yapacağız demektir." Cumhurbaşkanı, Adapazan konuşmasından sonra Akyazı'da Osmanlı Orman Köyleri Kalkınma Koopcratifi ile özel bir kuruluşun yaptırdığı nişasta fabrikası "NlŞSAN'M hizmete açtı. Bitmeyen açlık 150 milyon insan yiyecek peşinde Dış Haberler Senisi Dünya basınında yapılan yayınlar ve uluslararası yardım çabalanna rağmen, Afrika kıtasında açlık felaketinin azalmadığı, aksine daha da büyümekte olduğu bill; rildi. BBC, siyah kıtada, çeşitli kelerde 150 milyon insanın aç olduğunu bildirdi. Radyo, Afrika'da açlık felaketinin boyutlannın genişlemekte olduğunu belirtti. Etiyopya'nın başkenti Adis Ababa'da yap'ılacak olan Afrika Birliği Örgütü toplantısına sunulmak uzere hazırlanan raporda ise, siyah kıtanm "biiyük bir felaketle karşı karşıya olduğu" belirtiliyor. Şimdiye dek gelişmiş ülkelerce yapılan yardımın yetersiz olduğu kaydedilen raporda, Afrika ülkelerinde tanm sektörünün ihmal edildiği, sanayinin ise gerileme içinde olduğu vurgulanıyor. Afrika ülkelerinde altyapı nın yetersiz oluşu, ulaşım şebekesinin bozukluğu, limanların yetersizliği ve baştaki yönetimlerdeki yolsuzluklar gibi çeşitli nedenlerle gönderilen gıda yardımlarının yerlerine ulaşamadığı bildiriliyor. Etiyopya ile birlikte açlıktan en büyük yıkıma uğrayan Sudan'da ise, durum "tam bir felaket." Sudan'da bulunan BM yetkilisi Maurice Strong, dışarıdan gelen gıda ve ilaç yardımını dağıtabilmek için "acil olarak" 300 kamyona gereksinme duyulduğunu bildirdi. Bu arada. Sudan'ın açlıktan en çok etkilenen batı bölgesine gıda taşınan tek yol olan demiryolu hattının çöktüğü, yörede yaşayan 3 milyon dolayında insanın "öliimle burun buruna geldigi" bildirildi. Maurice Strong'un açıklamasına göre, nüfusunun yarısırun (22 milyon) açlıktan doğrudan etkilendiğı Sudan'da, durum hemen hemen umutsuz, üstelik uluslararası yardımlar da giderek azalıyor. Sudan'ın bir numarah sorununun açlıktan çok kara ve demiryolu şebekesini kurmak olduğunu anlatan Strong, bu yapılmadan açlık çekenlere ulaşmanın mümkün olmadığını anlattı. Strong, ülkenin batısında Fransa büyüklüğünde bir toprak parçası üzerinde yaşayan ve dış dünya ile tek bağlantılan olan demiryolunun sağanak yağmurlar nedeniyle çökmesi sonucu ümitsiz durumda bulunan 3 milyon insanın, onanm için geçecek bir ya da birkaç hafta içinde ölebileceğini ve bu olayın tarihin en trajik olaylanndan biri olacağını kaydetti. AET, mayıs ayından bu yana Hartum'dan havayolu ile bölgeye yiyecek göndermeye başladı, ancak hava köprüsünün günde 140 ton olan kapasitesi, ihtiyacın yüzde 10'unu karşılayabiliyor. Evren'den F16 için soruşturma emri (Baştarafi 1. Sayfada) larafımdamelo edilecek olursa, bu takdirde dörtte üç çoğunlukla kabul edilebilir. Eğer dörtte üç dedigimiz 300 oyla da kabul edilmiş olsa, yine bu döoem için cumhurbaşkanına verilen bir yetki vardır. Bu degişikligi halka götürebilir. lşte bunlar tahakkuk ederse anayasanın begenmedikleri o kısımlan defişebilir. Yoksa anayasa degişmez değikiir, degişir." dikkat çekcikten sonra şöyle devam etti: "2969 sayılı bir kanun çıkartUk. Maksadımız eski dönemi tekrar yaşatmamak, eski dönemi hortlatmamak için, sen bunu yaptm, öteki bunu yaptı dedikodnlannı ortadan kaldınnak, vatandaşları huzur ve sükuna kavuştarmaktı. Bu kanunun değiştirflmesini isteyenler de çıktı. Şimdi anayasanın degiştirilmesini isteyenler olduğu gibi, anayasanın geçici maddelerini de değiştirmek isteyenler ortaya çıktı. Bunlano arasında bir 15. madde var. Şu son günlerde mütemadiyen üzerinde durulan anayasanın geçici 15. maddesi. Türkrye, Silahlı Kuvvetleri'ni göçiendirmek için, hava gücünii güçtendirmek için, yeni nçak yapımına girişti bîliyorsunuz. F16 denilen bir uçak tflrünü seçti. Bir Yunanlı çıktı, o fabrikadan aynlmış bir Yunanlı, gitti YuBanistan'da bu F16 uçaklanniB motorlannda suüstimaller olmustur diye ortaya bir şey atO. Şimdi herkes buna yapışü. 15. madde, eğer böyle bir suiistimal yapan şahsi bir suiistimal yapan varsa onun hakkında takibat yapılmasına manı degildir. Eğer herhangi bir görevli böyle bir suiistimal yapmış ise onun hakkında takibat yapılabilir. Nitekim, ben de ügililere varsa böyle bir şey takibat yapılsın diye talimat verdim. Yoksa 12 Eylil döneminde görev almıslar hakkında hiçbir işlem yapılmaz diye bir madde yoktur. Geçici 15. madde kouusulurken bunlar da zabıtlara geçmiştir. Hatıriarsamz Kıbns Banş Harekâtı'ndan sonra THK'ye yine iki filo alınmıştır. Ondan sonra yine bir Lockneed davası başladı. Ne zamanki Türkiye Silahlı Kuvvetlerine bir şey aniuyor, arkasından dedikodu çıkıyor. Türkiye Sflahlı Kuvretleri'nin 12 EYLÜL GÖREVLtLERİNE ÇAMUR SIÇRATMA Evren, 12 Eylül döneminde görev alanlara çamur sıçratıldığına, kötüleme çabalannm dedikodular ve fısıltılann kulaktan kulağa yayılmaya başladığma Barajın (Baftarafi 1. Sayfada) 1. Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı Idaresi ile aracı iki banka Ziraat ve İş Bankası arasında varılan anlaşmaya göre, bankalar, idareye "satış garanüsi" vermiş durumdalar. Bu nedenle 24 temmuz çarşamba akşamı sona erecek satışlarda, Toplu Konut ve Kamu Ortaklığa Idaresi, 100 milyann tamamıru bankalardan tahsil edecek. 2. Hazine bu satışlarla, piyasadan 100 milyar birden çekmiş olacak. Peşin ödenen tahıl paralan, artan işçi dövizi girişlerı ile emisyonunun kontrolünde zorlanan Hazine ve Merkez Bankası'nm bu konuda guvendikleri silahlann başında "baraj senedi satışlannın geldigi", daha önce bir yetkili tarafından ifade edilmişti. 3. Senetlenn ellerinde kalması halinde bıle aracı bankalar bu işten kârlı çıkacaklar. Yüzde 1 aracılık komisyonu üzerinden 1 milyar lirayı peşinen alan aracı bankalardan İş Bankası, satmadığj senetleri, Emekli Sandığı'nın atıl duran parasım değerlendirmede kullanılacak. Çünkü, gelir ortaklığı senetleri şu anda banka mevduatına eşit faizi getiriyor. Ziraat Bankası'nın bir yetkilisi ise, ilk hafta durgun giden satışlann önümüzdeki hafta başından itibaren canlanacağj görüşünü savundu. Yetkili, bu tahminini şöyle dile getirdi: "Piyasaya 100 milyarlık senedin birden sünilmesi, tasarrufçuiann telaşını engelledi. 15 gttnlük satış süresinin son giinlerinde, 3 aylık mevduat hesaplannın vadesi dolanlar. paralannı ticari mevduatlarda değerlendiren şirketlerin devreye ginnesiyle satışlann artacağı kanısındayım." 4. Eğer hükümetin hesabı tutar ve enflasyon 1985'in ikinci yansından itibaren inişe geçerse, gelir ortakhğı senedi alan tasarrufçular, en kârlı yatırımcılar haline gelecekler. Çünkü enflasyonun kontrol altına alınması ile banka mevduat hesapları, tahvil ve hisse senedi gibi menkul değerlerin faizleri de aşağı cekilecek. Oysa enflasyon ne kadar düşse de, kaçınılmaz olarak köprü veya elektrik tarifelerinde zamlara yol açacak. Başbakan Yardımcısı Kaya Erdem, gelir ortaklığı senetlerine ilişkin görüşleri şöyle özetlemişti: "Mevduat ve tahvü faizleri getecek yıllarda aşağı cekilecek. enflasyon paralelinde duşerken, gelir ortaklığı senetlerinin ortaklık paylan ise az da olsa artacak." veya diger guçlerinin kuvvetlendirilmesini arzu etmeyen dış mibraklar daima bunu kullanıyorlar. Bunu hiçbir zaman gözden uzak tutmayalım. Eğer her söylenene kulak kabartacak olursak, her dedikoduya inanacak olursak o zaman bu gibi işlerde görev alanları bir tedirginük kaplar, iş yapamaz oluriar. Başıma bir dert gelmesin diye. tşte bütün mesele burada de buna iyi dikkat edelim. Dışarda biiyük fırmalar var. Bunlarla ugraşan firmalar kendi malını satabilmek için aklınıza gelmeyen türlü oyunlar sergUeyebiîirier. tşte böyk bir oyun sergilenmiş olabilir. Bu, »•hhjfrnt yapılmasın demek degildir. Tabkikatın yapümasuu da burada söyhiyorum, ilgililere talimat verdim. Sizkrin kavuşmuş olduğu buzur ortamını bozmak için daha çok çalışacaklardır. Bugüne kadar çalıştüar. Ama yeni demokratik sisteme geçtikten sonra ortamı daha müsait bularak daha akhmıza gelmeyen çeşitli oyunlara tevessül edebilirler. Dikkatli olunuz. Eger sizJer, vatandaşlar, bu konuda dikkatli olursa zaten o güçler, o hainliklerini, o oyunlarını oynayamazlar. Mesele sizlerdedir. Sizier dikkatli olduğunuz surece bunlar boşta kalırlar." Cumhurbaşkanı Evren, dün sabah Gebze'deki TUBİTAK Araştırma Merkezi'nde incelemeler yaptı. TUBİTAK Genel Sekreteri Prof. Necati tnce'den bilgi aldı. Prof. tnce, kurumun araştu*ma sermayesinin kısıtlı olduğunu bildirirken, bir süre önce Türkiye'nin linyit üretimi ve sorunlan konusunda bir araştırma yapmayı kararlaştırdıklannı ve 40 milyar liraya mal olacak bu araştırma için verilerin iletilmesine karşın bakanlıktan bir yanıt alamadıklannı belirtti. Daha sonra Arifıye'ye geçen Bakanlık görüşleri (Baftarafi 12. Sayfada) dogal olarak reddettiği birçok öneri benimsenen göniş olarak (oplantıdan çıkabilirdi" dediler. Bakanlığın yasaların özünde değil, uygulama sorunlanna yönelik olduğunu bildirdiği yasa taslakları üzerinde düzenlediği toplantının basına kapah yapılmasının nedeni anlaşılamadı. Ancak geciş döneminde dahi gerek anayasa ve gerekse 28212822 sayılı yasa taslakları üzerinde düzenlenen bu türden toplantılann basına açık hatta ilgili dinleyici tartışmalanna da açık olduğu hatıriaülarak eleştirüere konu oldu. Bakanlığın, önceden çok eleştiri alan ve "işçi haklannı daha da kısıtlama bakanlık yetkilerini arttırmaya yönelik olmakla" suçlanan taslaklara 'lişkin bu toplantıda yapılan eleştirilerin kamuoyunda geniş yer alamaması çabasında olduğu one sürüldü. Kamuoyundan gizlenebilmesine ve Türklş'in katılmaması, işçi görüşlerinin sunulamamasına rağmen, toplantının bakanlık beklentileri açısından olumsuz sonuçlandığı öğrenildi. öncelikle bakanlığın, "asgari ücrctin hükümet, işçiişveren üçlüsünün katıldığı Asgari Ücret Komisyonu yerine bütçede ve en düşük memur maaşına bağlı olarak belirlenmesi" önerisi işverenler ve bilim adamlarınca şiddetle reddedildi. Bakanlığın 2821 ve 2822 sayılı yasalarda çıkan uygulama sorunları üzerinde hazırladığı ve bakanlığın yetkilerinin arttırılması ağırlıkh değişikliklerin de önemli bir bölümü reddedildi. Uygulama sorunlanna ilişkin Türktş'in de daha önce gündeme getirdiği bazı değişiklikler ağırlıkh benimsenirken, sonuç olarak bakantk taslağının ancak % 40'ına yakın bir bölümünün işveren ve bilim adamlanndan onay aldığı belirlendi. (Baştarafi 12. Sayfada) Dalan: Sahaflardaki Saym Dalan sin istemem. Ancak Vergi için (Baştarafi 1. Sayfada) Knrtcebe Alptemoçin'in "gerekirse serbest meslek erbabının işyerine vergi kontrolörii dikeriz" biçimindeki açıklamasına da dikkat çektiler. Aynı yetkililer, başlangıçta, Alptemoçin'in açıkladığı gibi, doktor veya avukatlann işyerlerine kontrolör gönderilerek, bu kişilerin günlük kazançlarının belirlenmesi yönteminin düşünüldüğünü ancak sonradan bu yoldan vazgeçildiğini anlattılar. Bir yetkili, bunun gerekçesini şöyle dile getirdi: "Cumhuriyet tarihinde böyle bir denetim yapılmadı. Eger bu yola gidersek, ayaj(ta kalacak miikellef çıkmaz." Bayram ertesinden itibaren 10 bin kişilik bir kadroyla yürütülen vergi denetimlerinde, serbest meslek mensuplarına özel bir ağırlık verilmeye başlandıgını belirten yetkililer, vergi iz sürme yöntemlerini şöyle anlattılar: "Küçük ilçelerde başanyla denenen bir vöntemi, eleman sayısının azlığı nedeniyle büyük kentlerde uygulayamıyorduk. tlçelerde belli başlı doktorların, avukatlann vergiye beyan ettikleri gelirlerini eczanelerden, mahkeme kayıtlanndan saptamak kolay oluyordu. Büyuk kentlerde ise 1700 kontrolörle bu işe girişmek hayal olurdu. Şimdi yoklama memurlan ile takviye ettiğimiz denetim ekmanlanmızın sayısını 10 bine çıkarınca büyük kentlerde de eczane ve mahkeme kaydı taramasına başladık." Yetkililer, mimar ve muhendislerin gelirlerinin daha kolay denetlenebileceğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdüler: "Bunlar verdikleri hizmet karşılığında ratandaştan değil, muteahhitten para aldıklarından işler daha kola> olacak. Çünku eğer mühendis, mimar gelirini düşük gösterirse, masrafını daha az bildirecek müteahhitin vergisi daha çok olacak. " Sağlık Bakanlığı atakta Olcay, "Aynca alınacak onlcmkrte bakanlığa ve üniversitelere bağlı hastaneler arasında bir rekabetin söz konusu olacagını vurguiayarak, böylece sağlık hizmeüerinin kalitesi artacak" de»i. Gerek duyulan dallarda otorite hastane kurulması için çalışmalar yapdacağını beürten Olcay, "Bu hastanelerin amacının sağlık hizmeflerinin daha standardize edilmesi, birleştirilmesi, böylece insan gücünden ve araçlardan en fazla oranda yararlanüması olduğunu" söyledi. Olcay, eldeki araçlan ve insan gücünün hastanelere düzensiz dağılınu yüzünden hizmet veremedikleri üzerinde durarak şöyle konuştu: "Otorite hastaneler, en iyi etemanlaıia ve en modern araçlarla donaülacak. Böylece yurt dışına tedavi için gidenler veya jnart dışına gitmek zorunda kaUnlar için bu hastanelerde en iyi şekilde bizmet verilmesi hedefleaiyor. Aynca bu tiir çalışma ile gelişmiş iilkekre beyin göçünü de engelleveceğiz. Bu kişilere yurt içinde çalışma olanağı tanıyacagız. Bu hastanelerin kurulması tamamlandıgında, sağlık hizmetterinin gereksiz yere dagılmaması için belki de tiım hastanderdeki birimleri bu hastanelere taşıyacagız. Diğer hastanelerdeld birimler, sadeee çok kttçük sağlık hizmetleri için çalışmaya devam edeceıder." Otorite hastaneler için, Anka•'nın pilot bölge olarak seçildi (Baştarafi 1. Sayfada) ğini söyleyen Olcay, "Referans dallar olarak göz, gögüs, böbrek hastalıkları, kalp ve damar hastalıklan. kadın hastalıkları düşiınülüyor. Gogüs hastalıklan ile ilgüi çalışmalanmızı ihtisas hastanesinde tamamladık. Göz hastanesi için Ankara, kadın hastahklan ve dogum icin de dogumevi otorite merkez olarak yeniden düzenlenecek. Diğer dallar içinse heniız bir yer duşünülmedi" dedi. •• Şimdi ne olacak? (Baftarafi 1. Sayfada) ruşturma yapılması için ilgililere talimat verdiğini söylemesinden sonra Milli Savunma Bakanı Zeki Yavuztürk, "Henüz kendisine bu talimatın iletilmediğini" söyledi. Cumhuriyet muhabiri ile konuşan Zeki Yavuztürk, bu talimatın Başbakanlıic kanaüyla gelmesı olasıhğından söz etti, "Belki yann (bugün) bu konu daha çok aydınlanır" dedi. llgililerden alınan bügilere göre, Cumhurbaşkanlığı, Anayasanın 15. maddesini şöyle yorumluyor: "Anayasa'nın 15. maddesi Milli Güvenlik Konseyi, hukümel ve Danışma Meclisi'nin (karar ve tasarruflan üzerinde) herhangi bir bukuki işlem yapılamayacagını vurguluyor, fakat bu madde 12 Eylül döneminde "suiistimal" oİaylannı ve bu suiistimali yapanlan konımuyor. Bu açıdan bakıldığında F16 uçaklannın tercih edilmesinde kişilere finna tarafından eger rüşvet verilmiş ise, bu kişiler 12 Eylül döneminde görev aimışlarsa da haklannda soruşturma yapılabilir ve ardından eger ortaya kesin kanıtlar çıkarsa dava da açılabilir." Bir başka kaynak Cumhurbaşkanı Evren'in F16'larla ilgili soruşturma konusunun doğrudan Genelkurmay Başkanbğı'na verilmiş olabileceğini söyledi. Aynı kaynak, uçak ahmlarıyla doğrudan Genelkurmay Başkanlığı sorumlu olduğu için bu talimatın Genelkurmay Başkanlığına bildirilmiş olabileceğini de ifade etti. Cumhurbaşkanı Evren'in bu talimatından sonra hangi prosedürün izleneceği konusundaki sorulara ise, belirL kaynaklar Lockheed örneğini de verdiler. Kıbns Banş Harekâtı sırasında, Lockheed uçaklarının alımında suiistimaller olduğu yolundaki söylentiler üzerine Genelkurmay ile Başbakanlık'tan saptanan kişilerle kurulan bir komisyon, bu soruşturmayı yürütmüştü. Ancak öteki bir kaynak, uçak alunıyla doğrudan Genelkurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı meşgul olduğuna göre bu bünye içinde soruşturma komisyonunun kurulmasının mümkün olabileceğini söyledi. YILMAZ: GEREKEN YAP1LIR Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Mesut Yılmaz, dün Bakanlar Kurulu toplaniısından sonra gazetecilerin "F16'lar konusundaki rüşvet iddialannı oedeıı soruştur muyorsunuz? sorusuna, "Bu farklı bir şey, ciddi iddialar ciddi biçimde orta>~a konursa gereken yapdır" karşılığını verdi. Konunun, kardeşi bağımsız milletvekili Türkân Ankan tarafından incelendiğini belirten bağımsız milletvekili ve eski Maliye ve Gümrük Bakam Vural Ankan olaya çok şaşırdığını belirtti ve "Bu durum onun tarafından Meclise getirilecektir. Ben de destek olacağun" dedi. Ankan şöyle konuştu: "Şaşırdım. Belediyenin kiralan arttınrken bazı müesseseleri koruması onlara zarar vermemesi zorunhıdur. 500 yıllık mazisi bulunan Sahaflar Çarşısı'nın dagıülmasına Belediye Başkanı'nın gönlü razı olnuunalıdır. Belediyenin bu tutumunu sakıncalı buluyorum. Kültürel degerlere bu şekilde yaklaşümasını onaylamıyorum." Ankan, Sahaflar Çarşısı esnafının hemen mahkemeye başvurması gerektiğini de bildirdi. Dalan'ın açıklamasını yanıtlayan Istanbul Sahaflar Derneği Başkanı Ali Ertem şöyle konuştu: "Kendisiyle bir merhabamız var, dostloğumuz var. HaleJ gel bize karşı hissiyaünı ifade ederken daha çok da egJtime ve kültüre karşı yaklaşımuu ifade etmiş oluyor. Kendisi bu açıklamasıyla diyalog yolunu kapatmak mı istiyor bilemem ama bizi kabul edecegi her zaman göriışmeye hazınz. Kimseyi gücendirmek gibi bir niyetimiz yok. Ama derdimize çare bnlansun istiyoruz. Saptanan kiralar ne rayicine ne de emsaline uygun. Yüzde 2 binden fazla kira zammı nerede görülmüş. Bu kiralan kimse ödeyemez. Belediye ısrarlı olursa egitim, kültür ve sanat yaşamımız açısından son derece önemli fonksiyonlar yerine getiren aynca ülkemizi tamtacak bilgi ve belge alışverişinin önemli bir merkezi olan bu çarşı kapanır. Yerine alacalı buiacah çeşitli emtia tkareti ile ugraşılan bir çarşı gelir." Tek korkumuz Universite (Baştarafi 1. Sayfada) tan Günalp, a.a. muhabirinin sonılannı cevaplandınrken, sonuçlann en geç ağustos ayırun ilk yarısında adaylann ellerine ulaşacağım bildirdi. Prof. Dr. Günalp, bu tarihlerde adaylann merkeze verdikleri adreste bulunmalarını isteyerek, "Bu, adaylann yararına olur. Böylece belgekrinin kendi ellerine geçmesi kolaylaşacaktır" dedi. Sınav sonuç belgeleri ve resimli kimlik kartlan ellerine ulaşmayan adaylann en geç eylül ayırun ilk haftasına kadar merkeze basvurmalan gerektiğini hatırlatan Prof. Günalp, adaylann ancak bu belgelerle kazandıklan okullara kayıt yaptırabileceklerini söyledi. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Altan Günalp'in verdiği bilgiye göre, bu yıl tum üniversitelerde kayıtlar 9 eylül tarihinde başlayacak ve 20 eylül tarihinde sona erecek. Haber Merkezi Gemlık'in Kula sahilinde önceki gece meydana gelen trafik kazasında, Kuleli Askeri Lisesi son sınıfında okuyan iki öğrencinin ölmesi, dört öğrencinin yaralanması buyük üzüntü yarattı. 2 ağustosta törenle diploma alacak öğrencilerden Tamer Şenkardeş'in kullandığı Bursa plakalı otomobil, virajı alamayarak devrüdi. Kazada, Tamer Şenkardeş (Bursa), ile aynı lise son sınıf öğrencilerinden Tamer Sezer (Eskişehir) kaldınldıklan Bursa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde öldüler. Aynı otomobilde bulunan yaralı öğrencilerden Osman Zafer Dinmaz, Hakan Özergün, Eyüp Hepyıldız ve Hakan Hepgül'ün durumlanmn iyi olduğu bildirildi. ALMAN KAR1 KOCA ÖLDU E5 karayolunun Ceyhan yakmındaki bölümünde dün içinde bulunduklan dpin surat ve yanlış sollamadan devrilmesi sonucu Alman uyruklu Kari Heisler ile eşi Waltraud Heisler öldü. 2 Kuleti öğrencisi kazada öldü (Haştarafi 10. Sayfada) MURAT AYTAYIAN 1965 doğumlu. Tuborg Yüzme İhtisas sporcusu. 100200 m. serbest Türkiye birincilikleri var. 100 m. serbestte yarışacak. BANU VAHAPOĞLU 1965 doğumlu Galatasaray kulübü sporcusu. Beyoğlu Anadolu Lisesi öğrencisi. İki yıldır yüzüyor. 100200 m. sırtüstü kurbağalama ve serbestte yuzecek. 1968 doğumlu, Galatasaray sporcusu. 8 yıldır yüzüyor. Lise mezunu. 200 m. karışık, 400 ve 50 m. serbest Türkiye rekoru sahibi. 1968 doğumlu. Karştyaka Kulübü sporcusu. 9 yıldır yüzüyor. lzmir Atatürk Lisesi mezunu. 1500 m. serbestte yüzecek. MEMDUHA ALPDOĞAN TtMURABNCI 11 yıldır yüzüyor. Boğaziçi Üniversitesi Inşaat MühendisIiği 1 sınıföğrmcisi. 100 ve 200 m. kurbağalamada yüzecek. SABRÎ ÛZÜN 1963 doğumlu, 1.Y.İJC. sporcusu. 13 yıldır yüzüyor. Universite mezunu. Sayısız Türkiye ve iki Balkan rekoru sahibi. 1984 Balkan şampiyonu. 100 ve 200 m. kelebekte yarışacak. ÇAKIN AKÇAR TÜRKİYE'NİN ^OTOMOBIU HANGİSİDİR ? Otomobil alıcısı bilir: Renault 12 TSW, yıllardır yurdumuzun yollannda, sert iklim koşullarında sağlamlığını, kalilesini, uzun ömürlülüğünü kanıtlamış otomobildir. Çalışkandır Renault 12 TSW... Yiikten yılmaz. Çok taşır. Yüksektir. Arızalı yolları, kasisleri. çukurları kolayca aşar. önden çekişli olduğu için yol tutuşu mükemmeldir. Virajlarda savrulmaz. Dengesi hiç bozulmaz Bu üstünlükleri nedeniyle Renault 12 TSW yıllardır Türkiye'nin en çok satılan 5 kapılı otomobilidir. Şimdi, daha üstün otomobil oldu Renault 12 TSW... 165x13 ebadmda lastikle yerden daha da yükselüldi. Şimdi, daha fazla yük taşıyor. Aynca. çift halojen far takılarak daha net. daha parlak görüş sağlandı. rstünlüklerine üstünlükler katılarak daha uzun yıllar üretilecek Renault 12 TSW... Uzun yıllar, zor yolları aşmayı, çetin iklim koşullarını yenmeyi sürdürerek, kendisini "**** tercih edenleri haklı çıkaracaktır. fca XENAULT12TSW Ş MOTORLU ARACLAR İMALVE SATIS A.S. RENAULTMAIS
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle