25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER lis'in uzak görüşlü özdeyişinden uzak tutmasını dilerim. Bir de, uluslararası şampiyonluk yarışmalanna bakalım. Belçika'nın bir kentinde oynanacak ayaktopu maçından önce, spor tutkunu seyirciler bakımından yürekler acısı bir durumla karşılaştık. KOLAYINDAN, UCUZUNDAN DOYUM Kırk yıl kadar önce, Paris'in 17 km. uzağındaki Brunoy kasabasında b:r ayaktopu maçını seyretmeye gitmiştim Fransız dostlann isteği üzerine. Maç başlamadan önce, yanıbaşımızdaki, çoluklu çocuklu iki aile arasında bir tartışma başladı. Daha çok kadınlardı çekişmenin başını çekenler. Bir ara tartışma öylesine kızıştı ki, kadınlar birbirlerine, "Benim kocam seni bilmem ne yapar" yollu düşük düzeyli saldınlara geçtiler. O gün bugündür düşünürüm hep, nedir bu spor seyircilerinin düzeyi ve tutkusu! lerinde yatan, ama gemleyebildikleri) vurkır hoyratlığını, yani hayvanlığı beraberlerinde getirmişlerdi. Shakespeare'in, bir raslantı sonucu yurttaşları olan bu gençler, kendi yazın, düşün, muzik ve resim dünyalannın kapısını çalmış olamazlardı. SONUÇ Genel olarak ulusal olsun, uluslararası olsun, ayaktopu maçlarında bir araya gelen, ayn renkte kulüplere gönül bağlamış ilkel, eğitimsiz seyircilerin, düşmanlığa varan davranışları, neredey«e bir kural niteliği kazanmakta. Yıllarca önce, Sıvas Kayseri ayaktopu maçında çıkan kıyasıya kavgalarda kırka yakın insanın can verdiğini anımsayalım. Bugün dünyanın hemen her yerinde, insanlar enflasyon canavannın yarattığı işsizlik sorununun sarmalında çırpınır durumdadır. Boğaz derdini, eğlence tutkusu ile unutturmayı yeğleyen iktidarlara çetin bir görev düşmekte: İnsanlann eğitim yoluyla insanlık düzeylerini yükseltme görevi. Bu görevi yerine getirebilecek, insanlık düzeyine ulaşmış iktidarlar var mı dersiniz günümüz dünyasında? Üstünde derin derin düşünülmesi gereken bir sorun bu. 29 HAZİRAN 1985 Çöküş Belirtisi mi? Genel olarak ulusal olsun, uluslararası olsun, ayakiopu maçlarında bir araya gelen, ayrı renkte kulüplere gönül bağlamış ilkel, eğitimsiz seyircilerin düşmanlığa varan davranışları, neredeyse bir kural niteliği kazandı. Boğaz derdini, eğlence tutkusu ile unutturmayı yeğleyen iktidarlara çetin bir görev düşmekte: Insanların, eğitim yoluyla insanlık düzeylerini yükseltme görevi! P'IRKAR LTD. MUHASEBE YARDİMCISI KUTUPHAHE Konuya yaüancj oimayan .syenmn kıtapkğmı MEMORU organoe eaeutfsce* kısturiu Oa>«n İDARE Amnn* özeUıkienrn uunyesmde topiamış, ÂMIRI tonusunda en az 3 (* deneytnlı. otonter bay ELEMANLAR ARIYOR Konusunoa en az ı*> yn deneywvU , sıst&nre raf&hMa jyum sağtayaöıiecek nrteo*ne bayanlat VEDAT GÜNYOL 21 mayıs tarihli Cumhuriyet'in baş sayfasında, "Meydan Kavgası" başlığı altında sunulan beş resim var: Beşiktaş Fenerbahçe maçını izlemek için gişe kuyrugunda ön sıralan kapma amacıyla, bütün bir geceyi, yarı uyur yarı uyaruk parklarda, sokaklarda, kayıklarda, araba bagajlannda, iç içe, kucak kucağa, sarmaş dolaş, sersefil geçiren gençlerin resimleri. Aynı geçim sıkıntıları içinde kıvranan, ama bilinçsizliğin doruğunda birbirine adeta düşman olan genç insanlanmız bunlar. Birbirlerinin kapı komşusu, yakın uzak hısım akrabasıdırlar belki de. Içlerinde otuzunu bulmuşlar varsa da, yaşlan yirmiyi geçmemişler çoğunlukta. Sayılan herhalde binlerin ve binlerin ustünde. Bunlar, Atatürk'ün güvendiği, cumhuriyeti "emanet" ettiği gençler değil elbet. Eğitimden geçmemiş, geçse de bilinçlenmemiş, bilinçlendirilmemiş, beyinleri belli bir doğnıltuda yıkanmış, ne de olsa, canımız ciğerimiz gençler hepsi de. Bu resimleri görünce, Latin taslama şairi Juvenalis'in bir sözü geldi aklıma. Isa'dan önce 14060 arasında yaşamış olan ve ilk taşlamalannda çağının bunalımlan üstünde dııran şair, Roma Imparatorluğu'nun çöküş döneminde iki olguya parmak basıyor: Boğaz derdi ve eğlence tutkusu. Juvenalis'in sözü şu: Panem et circensus (Ekmek ve sirk oyunları). Ona göre, çöküş dönemi Roraalıların derdi başı, yiyip içmek ve forumlarda bedavadan gladyatör çatışmalan seyretmekti. Yüzümü bugünün dünyasına çeviriyorum ve şunu görüyorum: özgürlüklerin kısıtlandığı, ne diyorum, hiçe indirildiği ülkelerde sirk oyunlan birinci planda yer alıyor. Franco Ispanyası, din adamlarının da desteklediği boğa güreşlerinin oyalayıcıhğında, halkı, politikadan soyutlayarak, yöneticilerin zulmüne bağışıkhlık kazandırma yolunda kırk yıl boyunca hayli başan sağladı. Bu yöntem, bugün geri kalrruş ülkelerde, hele özgürlükleri kısıtlayarak zart zurtla devlet yönetimini bir avuç insaran eline kaptırmak zorunda kalan ülkelerde çok geçerli ve başarılı oluyor. Türkiyemiz için ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Boğaz derdiyle, eğlence tutkusunun bir arada sürdürülmesi, bizi Juvena Maçtan önce, saldırgan Ingiliz seyircilerin giriştiği, 38 kişinin ölümü ve iki yüz elli kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan bir çeşit soykırım üzerinde duralım. Daha önce şunu saptamakta Düzey belli, ama tutku, ne yarar var: Dünyanın her yerin tutkusu? Aslında spora özgü bir de, spor seyircilerinin, özellikle tutku değil bu, herhangi bir tutayaktopu seyircilerinin yüzde ku, yarışma tutkusu; tıpkı bir doksanı, aşağı yukarı aynı dü kumar düşkünlüğü, yenerek, zeyde daha çok gençlerden ezerek, zavallı benliğine, kolaoluşrnaktadır. yından, ucuzundan, bir doyum sağlama isteği ve özlemi. Kim bu gençler? Ilköğrenimden geçmiş geçmeIşin içine bir de, özellikle ulusmiş, ortaöğrenime adım atmış lararası yarışmalarda, ulusal atmamış ya da atamamış, küçük onur sorunu karışıyor... Ama, yaşta şu bu işte uğraşta, çırak bu onuru centilmence korumak kalfa aşamalarında ter dökmüş, var, bir de Belçika'da olduğu gihorlanmış, ezilmiş, boğaz der bi hoyratça, yabanice ayaklar aldinde, ucuz eğlence peşinde sü tına almak var. rü sepet insancıklar. Centilmen sözünün yurdu tnUfak tefek aynmlarla, lngili giltere'den kopup Belçika'ya gezi, Fransızı, Amerikalısı, Türkü, len bu seyirciler, yukanda sözüJaponu, Bulgarı, Yunanlısı hep nü ettiğim düzeysiz kimselerdi aynı düzeyde gençler bunlar, ya kuşkusuz. Içlerinin derinlerinde yatan (kültürlü insanlann bile içda genç irileri. GARAJ AQr taşOann bafam onarm fjlann eksntsız AMİRi fiMirtebâecGk doel motorHarr uz&nde deneyr^tf YARDfMCtSi rB'c^ıan motor sarm okuiu mezunu. nterecAk ozeAHenne sahp, 35 ^şm geçmemiş bay MOTOR Ağır a ^ f ve dcoöen an«yan tefdter? VüM>ŞANZIMAN Mercecfes c e * ' ^ ^ ' üzennue dsneyvn# mofloc US7ALAR1 DEPO •tedet' parça deposunu töare eoebtecek, ı MEMUflU par^atar uzennde b*g< sahin saiat c f r)ezunu üttçpsayar sötomme ı yeteneklı dmarrık öay BOVM Konusur<da en az 3 wf JeneyBTni ucyao kafaim, KAPORTA mporta ustatan we /ambncniafi OTO Aöw Msrftar jzennöe ateneyvnf( o«o etettn* usiaian ELEKTRMCÇ/S/ n K A M A A^ır tastiJann yüarrta &enrv çozumteyeaiecek YAĞLAMA vasıtsız sağ/ntt sce yeğtamade deneymı* ya&ama ustalan GECE Saat * BEKÇtSİ bekçnen msnd» oft ak. ışe Jtabu) etümek ıçm mmh neaenı a&vse şafrsen PİRKAR LTD (TURKSPED YANi) Tet 575 47 58 DEĞIRMENBAHCE SOKAK 19 "tenbosna BAKiRKĞY ^İJMİSTAŞ ve BEYTUR A.Ş. /f EVET/HAYIR OKTflY AKBAL "Çok sevdiğim mesleğim olduğu için değil, hakikat olarak ifade ederim ki, insanlığın en büyuk buluşlarından biri ve belkı de birincisi, işte bu müessesedir. Eğer ben dünyaya gelinceye kadar gazetecilik müesses bir meslek olmasaydı, onu mutlaka ben icat ve tatbik etmiş olurdum." Yunus Nadi böyle der, 'Önemli olan halka vereceğiniz fikirdir". Baş inancı da şuydu: "İnsanları kızdırmak için değil fikirieri yurutmek için yazmalı"... Kırk yıl önce öldü. 28 Haziran 1945'te. 'Cumhuriyefi oğulları Nadir ve Doğan Nadi'ye bırakarak... Kırk yıldan beri iki kardeş bu gazeteyi yaşattılar. Doğan, 1969'da yaşamdan ayrıldı. Ağabeyi Nadir Nadi tek başına bu sorumluluğu yüklendi. Kırk yıl önce başladığı yazarlığı bugün de aynı inançla, aynı coşkuyla sürdürüyor... Yunus Nadi'nin yeni bir kitabı çıktı Çağdaş Yayınlarmda: "Cumhuriyet Yolunda'. Bunda, gazetemiz kurucusunun 193032 yıllarında yayımladığı başyazarlarından bir bölümü yer almış... Gazete yazarlarının yıllar içinde yüzlerce, binlerce yazısı birikir. Günün koşulları, olayları ile ilgilidir pek çoğu... Bunlar koleksiyonlarda kalır, kitaplara pek girmez. Oysa tarihsel dönüşümlerde yazılarıyla dikkatı çeken etkin kişilerin tanıklığı tarihsel açıdan çok büyük önem taşır. Yakın geçmişin tarihini yazacak bilim adamları için belge niteliğindedir bunlar. Nereden gelip nereye ulaşmışız, ya da ulaşamamışız, bunlan anlamak, ancak o günlerde yayımlanmış düşünce yazılarının aydınlığında anlaşılır. "Cumhuriyet Yolunda" da Cumhuriyetin önemli atılım yılları, 30'ların olayları ile ilgili yazılar var. Kitap bir seçmeler toplamı... "feni Gün'den, Cumhuriyet'e, 'Siyaset ve İlim', Türk Gençliği', Türk Ordusu', 'Menemen Muhakemesi ve Olayı', 'Serbest Fırka', 'Laik İdare Ne Demektir', 'Hükümet ve İdare", 'Tarih Nasıl Yazılır', Türkiye'de Efkârı Umumiye Vardır', 'Matbuat Hürriyeti', 'Gelecekteki İstanbul', 'Vatansız Serseriler', 'İstanbul'un Imarı Meselesi' gibi değişik konuları kapsayan yazılar bugün bile ilgiyle okunuyor. Yunus Nadi'nin 1920'lerden 1945'e kadar süren başyazarlık çalışmalarından ciltler oluşturulabilir. Çağdaş Yayınları belki bu seçmelerin ardından yeni kitapları da çıkartacaktır. Yunus Nadi'nin ölümünden sonra yazılan yazılardan birkaçı da kitabın başında yer almış. Hüseyin Cahit Yalçın şöyle diyor: "Milli Mücadelenin matbuat sahasındaki varlığında Yunus Nadi çok esaslı bir mevki tutar. O, İstanbul'dan köhne ve geri teknikteki bir makineyi Ankara'ya kadar sürükleyebildi. Rasgele bir binada bir matbaa ve gazete kurdu. Gazetesinin belki hamalhğını bile bazen kendisi yaparak felâket ve mücadele içindeki vatanın fırtınalı ufuklanna bir Yeni Gün'ün ışıklannı saçtı. Milli Mücadele şeflerinın en yakın dostu ve organı oldu". Ali Ekrem Uşaklıgil de 'Vfen/ Güri anılarını anlatıyor; Yunus Nadi'nin mütareke günlerinde eliyle masaya vurarak 'Düşmanı kovacağız' dediğini yazıyor. '0nun değişmeyen son cümlesi budur: Düşmanı kovacağız'. Aylarca sonra Ali Ekrem Uşaklıgil'le karşılaştığında Yunus Nadi ilk cümlesini şöyle değiştirerek yinelemiş: 'Düşmanı kovduk'... Uşaklıgil şöyle tanımlıyor onu: "Yunus Nadi, yurdun mutlaka kurtulacağı imanını, zifiri karanlık içinde, madde bulamadığı zaman kalbinin ışığından alan adamdı". Abidin Daver de 'Cumhuriyet'te çıkan bir yazısında Atatürk'ün Yunus Nadi için şu sözleri söylediğini belirtiyor: "Yunus Nadi bey, mükemmel bir gazetecidir. Yunus Nadi bey kalemıne o kadar hâkimdir ki, gezerken, yerken, içerken, konuşurken, eğlenirken, hulasa hayatının her anında yazar, hem de çok güzel yazar." 'Cumhuriyet Yblunda', Yunus Nadi'nin 1930'lardaki yazılarından bir demettir. Bu ilk cildi başkaları izlemeli. Atatürk devrimine kafayla, gönülle bağlı bir başyazarın yazılan tozlu koleksiyonlarda kalmamalı, genç kuşaklar yakın geçmişimızi Yunus Nadi gibi yetkili kişilerden öğrenmeli... OKURLARDAN KalenderHn vergi iadesi çıkanldı Beyzade Kalender'in (19.962.210) sorununa değinilen yazıda, okurunuz Beyzade Kalender 7.532 tira tutanndaki vergi iadesini alamadığını ve yaptığı müracaatlardan da bir netice elde edemediğini ifade ederek bir çözüm getirilmesini istemesi üzerine, yapılan inceleme sonucunda; 2978 sayılı yasa uyarmca okurunuza vergi iadesi yapılmadığı, ödemeyi yapacak olan banka şubesinin sandığımııa gönderdiği 5.3.1985 gün ve 18/475 sayılı yazı ekindeki bordrodan anlaşılmış, ancak; ücretlilere vergi iadesi hakkmdaki 5 seri nalu Genel Tebliğin 3. maddesinin (B) fıkrası uyannca ödemelerin emekli aylıklanm ödeyen banka şubesince yapılması gerektiğinden, bu konuda ilgili banka şubesine 6.5.1985 tarih ve VEI/4.19.969.210/1US8 sayılı yazımızla bilgi verilmis olup, aynı tarihte ayrıca okurunuza da bilgi verilerek, amlan banka şubesine müracaat etmesi öneribniştir. TÜRKÎYE CUMHURİYETİ EMEKU SANDIĞ1 GENEL MÜDÜRLÜĞÜ BİLGİSAYAR FİRMALARINA dolgun ücretle lîı Yunus Nadi'yi Anmak.. Suçıtmuz üst katlarda oturmak mı? Yaz tnevsimine girdiğimiz şu günlerde İstanbul'un çeşitli semtlerinin en büyük sorunlannın başında su sorunu geliyor. Rami Yenimahalle Paşa Baba Sokak 19 daireli Gül Apartmanınm su sorunu ise yazkış sürmektedir. Nedeni ise şantiyeden su almast. Kış günleri akşam saat 22.00'den sonra su gelirken, şu günlerde 23 gün suyumuz akmıyor. Geldiği günlerde ise, gece yansı saat 0405 arasında. Tüm apartman sakinleri 1 bidon su alabilmek için uyku saatlerini çeşme başında geçiriyor. Bu saatlerde gelen su ancak zemin katına ve giriş katına kadar çıkıp, üst katlara ulaşmıyor. Su sorununu çözmek için gittiğimiz sular idaresinden aldığımız yanıt ise ilginç: "kardeşim siz neden 3. 4. 5. katlardan daire auyorsunuz, giriş katmdan veya zemin kattan neden daire almadımz. Buralardan alsaydımz suyunuz akardı" diyorlar. Yetkililerden bu su sorununa bir an önce çözüm getirilmesini ve sular idaresinde çalışan arkadaşlann da, bu tür davranışlarda bulunmamalanm rica ediyoruz. GÜL APARTMANI SAKlNLERf 4 Haziran 1985 salı günü Bakırköy PTT'sine, bayram tebriklerimi postaya vermek için gittim. Ancak bayram tebriklerinin PTT'ce kabul edilmesi yolunda bir emir gelmediği savı ile tebriklerimi postaya vermek olanağım bulamadım. PTTnin sayın yetkilileri TRT'de, bayram tebriklerinin on beş gün önceden postalanması hususunu vurgularlarken, karşılaştığım bu uygulamanın nedenini anlayamadım. Kaldı ki, tebrik yalnızca, Müslümandan Müslümana gönderilen ve dini bayramlan ilgilendiren bir yazışma da değildir. PTTyi bu denli geliştirdiğimiz, acele servisler kurduğumuz bir devirde, bayram tebriklerinin, vatandaşm istediği ve istendiği bir zamanda kabulünü lütfen sağlayalım. OKTA Y SEVtNÇ EMEKLİ ÖĞRETMEN Servet Bilgi Paşamıza Kadıköy yakasının unutulmuş evlatları Biz, Kuçükyah, Fıdanlık, Değirmenyolu sakinleri olarak sayın belediye başkanımızdan dertlerimize çözüm istiyoruz. Eğer bir gün teşrif ederlerse, yapılan kazüar yüzünden Değirmenyolu 'nun köstebek yuvasına döndüğünü görürler. Aynca semtimizden geçen küçücük dere, rengi belli olmayan suyuyla çevreye mikrop saçmakta devam ediyor. Dereye atılan çöpler de ayn bir dert. Çeşitli kereler başvurduk, "llgileneceğiz" dediler, kimse semtimize uğramadı. Oysa ki, Bağdat Caddesi üstündeki en küçük sokağın, en küçük çatlağı bile anında asfaltlanıyor. Bu ayncahk neden? Biz, devlete daha mı az vergi veriyoruz veya sizin seçilmeniz için gerekli oylan sadece suyu akan, yolu asfaltlanan, çöpü toplanan semtlerde oturanlar mı verdi? İstanbul'un orta yerinde daha insanca bir yaşam için belediye yetkililerinin ilgilerini beküyoruz. DEĞİRMENYOLU SAKİNLERİ KÜÇÜKYALI Bilgisayar yazılım grubunda görevlendirilecek COBOL DERLEYİCİSt deneyımli, iyi İngilızce bilen. muhendislik alanında yuksek öğrenim gormuş, ticarî uygulamalar konusunda programlama tecrübesi olan ve sorumluluk alabilecek Bügisayar/SOFTWARE SİSTEM ANALİST/PROGRAMCILAR Bilgisayar satışında görevlendirilecek bilgisayar pazarlama konusunda eğitim gormüs ve DU konuda deneyimli PAZARLAMA ELEMANLARI aranmaktadır. İlgilenenlerin, birer fotoğraflarını ekledikleri özgeçmişleriyle aşağıdaki adrese başvurmalarım rica ederiz. Başvurular gizli tutulacaktır. Mektupla Başvuru Adresi: Davutpaşa Cad. 115 Topkapı/İst. ŞİŞLİ 1. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİNDEN 1984/40 Vesayet İstanbul Mecidiyeköy Mecidiye Cad. No: 9'da mukim Yunus kızı 13241326 doğumlu FATMA NAİLE GÜRERK MK'nun 358. maddea gereğince hacir alana alınarak kendisine oglu Alaatıın Eyyubi Gurerk vasi tayin edilmiştir. tlan olunur. 18.6.1985 Basın: 8410 MİGROS kasa fısleri lTemrauz'dan ifcîbaren veıgi iadesinde geçerli belge turızm sunar HERCUMAKESIN HAREKET Ûzel otobüs Tam pansiyon U>Gün9Gece MARMARIS MARTI HOTEÜ 30 Haziran 1985 tarihinde Silahtar Veliefendi 35 KV enerji nakil hatlannda yapılacak deplase çalışması nedeniyle, aşağıdaki semtlerdeki abonelerimize saat 08.0017.00 arasında elektrik verilmeyecektir. llgililere duyurulur. Rami (Topçular Şifa Yokuşu, Yenimahalle, Havuzbası). Bayrampaşa: Birlik Mahallesi, lsmetpaşa Mahallesi, Altıntepe'nin bir bölümü, Ferhatpaşa Sanayi Bolgesi, San E>ökuracüleT, Cicoz Yolu, Abdi Ipekçi Cd. Cezaevi, Terazidere Sular ldaresi, Esenler yolu. Basın: 19665 TURKIYE ELEKTRIK KURUMU SINIRLI SORUMLU BOĞAZİÇİ ELEKTRIK DAĞITIM MÜESSESE MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN BİLDİRÎLMİŞTİR. MIGR0S FAIURA SORUNUNU. Ç0ZUMLEDI Artık alışverişten sonra, fatura için zaman harcamak yok. Migros yazar kasaları vergi iadesinde geçerli kasa fişleri verıyor. Migros perakende satış fışinı Migros yazar kasalanndan anmda alacaksınız. Beklemeden, yorulmadan, üzülmeden... Migros mağazalannda T C Malıye ve Gumruk Bakanlıgı Gelırler Genel Mudurlugunce 17 Nısan 1985 tannmde 226210471 sayı ile onaylanmış 'ilk yazar kasa" olan BEKOCAS1O kasaları kullsnılmakTadır s. FETHIYE SEKETUR Motel :R TATİL KOVU s . .GELIBOLU 'BONCUK xALANYA. OTtL İALAADDIN OTEL t^ÇAVUSOĞLJU v ^ a EDRENirr MOTEL EFEM OREN TATİLKCYÜ »DATÇABODRUM AKTUR VİLLALARI BFS'KTAŞ BarDaros Buurfr 35 16i 10 74 16" H?2*i161 2?. 81 Allıyol Se^ıml' IşMariı KADiKOv Is*' Tei 336'6tiO İLAN Asağıda cilt, takım ve belge kayıt numaralan bulunan KRŞ911 Mal Saymanlığına ait gönderme belgelerinin 3,4 ve S'nci nüshaları zayi olmuş olup, hükümsüzdür. CUt S. No Adı Cilt ve Takım No 73164/24 1. Gönderme belgesi 53162/17 2. 73881/07 3. 53162/20 4. 53162/19 5. Basın: 19728 Belge Belge Kayıt No: Ç1776 Ç1791 Ç1806 Ç1794 Ç1793 Dr. MASUME ÇÖL Dahiliye Mütehassısı Adres: Yeşilkoy, Polat Yalı D: 6 Tlf.: 573 91 06 MİGROS "dürust saücı" EL ANGEL EXTERMINADOR Yön: Luis BUNUEL SUvia Pinal Enrique Rambal 1962 Meksika Yapımı % Dakika Merkez vc lüm ba>ilerde
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle