19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER nedenler dışında müdahale edilemeyecek özel korunma alanını oluştururlar, dolayısıyla devlet iktidanna set çekerler. Bu bağlamda bakıldığında, hükümetçe TBMM'ye sunulan, "2559 Sayıh Poüs Vazife ve Selahiyetleri Kanunu'nun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesi Hakkında Kanun Tasansı", demokrasiye inanmış herkesi derin derin düşündürecek nitelikler taşımaktadır. Gerçekten söz konusu tasan, kişi güvenliği ve dokunulmazhğı, özel hayatın gizliliği, haberlesme özgürlüğü ve konut dokunulmazhğı gibi haklar başta olmak üzere, derece derece öbür tüm kişi haklannı devletin insafma bırakmaktadır. TASARININ İÇTE VE DIŞTA SAKINCALARI Bu tasan kanunlaşırsa ne gibi sakıncalar doğar? Şimdi de kısaca bunlara bir göz atalım: Her şeyden önce, ülkemizde Tanzimat Fennam'ndan bu yana sürdürülen devlet iktidannı ttstün hukuk kurallan ve kişi haklanyla sınırlandırma çabalan derin bir yara alacaktır. Bundan da önemlisi, adı geçen tasan kanunlaşırsa, doğmdan "demokratik cumhuriyetlere özgti devlet anlayışı" zedelenecektir. Çünkü, demokratik cumhuriyetlerde devlet, vatandaşlann/bireylerin haklannı güvence altına almak için var olan bir toplumsalsiyasal kurumdur. Türkiye Cumhuriyeti kunılurken "devletin, devlet için var olduğu" Osmanlı Otokrasisi'nden vazgeçilip, Cumhuriyet şeklinin kabul edilmesinde etken olan temel inanç da budur. Aynca "devlcte karşı hiçbir şey olamaz; devletin dışında hiçbir şey olamaz; her şey devletin içindedir" şeklindeki ideoloji, zaman zaman bazı ülkelerde hortlamasına karşın, demokratik cumhuriyetlerde hesabı çoktan görülmüş bir ideolojidir... Tasannın kanunlaşması, uluslararası düzeyde de hiç ihmai edilemeyecek sakıncalar yaratacaktır. Bilindiği gibi Türkiye, 1954'ten itibaren "dünyamn en geniş demokratik uluslar ailesi" diyebileceğimiz Avrupa Konseyi'nin bir üyesidir. Bu sıfatla Türkiye, kişi haklanna ek olarak siyasal haklan da güvence altına alan "Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi"ni imzalamış, onu iç hukukunun bir parçası haline getirmiştir. Adı geçen sözleşme, insan hak ve özgürlüklerinin demokratik rejimin amaçlanna aykın olarak sınırlandınlmasına kesinükle izin vermeyen hükümler içermekte; bu yola giden bir devleti, öbür üyelerin şikâyet yoluyla izleyebilmelerine olanak vermektedir. Tasanmn, Meclise getiriknesi bile Avrupa Konseyi çevrelerinde tedirginlik yaratmıştır. Kanunlaşması halinde ise, ister kötü, ister iyiniyetli olsun bazı üyelerin şikâyet mekanizmasını işletecekleri kuşku götürmez. Böylece, Türkiye'nin başını ağntan bir yığın soruna, özel agırlıklı bir yenisi daha eklenecektir. SONUÇ Demokratik ülkelerin tepkileri önemli olmakla birlikte, bize düşen asıl görev, demokratik hukuk devletinin temel değerlerine saygılı olmaktır. Bunun için, Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu Tasansı'nı eleştirenleri "vatan h a i n i " , "bozguncu", "anarşist" ilan etmeden iyice bir düşünmek gerekir! Çünkü, demokratik siyasal sistemlerde iç güvenlik ve insan haklan birbirleriyle çelisen değil, biri öbürünü tamamlayan kavramlardır... görev, demokratik hukuk devletinin temel değerlerine saygılı olmaktır. Bunun için, Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu Tasansı 'nı eleştirenleri "vatan haini", "bozguncu", "anarşist" ilan etmeden iyice bir düşünmek gerekir! Çünkü, demokratik siyasal sistemlerde iç güvenlik ve insan hakları birbirleriyle çelişen değil, biri öbürünü tamamlayan kavramlardır... Doç.Dr. MAKSUT MUMCÜOĞLU Bir ülkenin toplumsalsiyasal rejimi ne olursa olsun, devletin mutlaka yerine getirmek zorunda olduğu baa hizmetler vardır. Bunlann başında iç ve dış güvenliğin sağlanması gelir. Günümüzün çalkantılı dünyasında, iç güvenliğin, toplumsal banş ve düzenin sağlanıp korunması tüm ömür kamu hjzmetleri içinde öncelikli bir yer alnuştır demek, hiç yanlış olmaz. Bundan dolayı sağduyu sahibi hiç kimse bu asal hizmetin zaafa uğramasını, hafıfe aünmasını istemez. DEMOKRAStYE İNANCI SARSICI Ne var ki, bir demokratik hukuk devletinde iç güvenlik sorunu "tartışılmaz", "eleştirilmez", "dokunulmaz" hale de getirilemez. Bu sorunun bir "fetiş" olarak kabul edildiği siyasal rejimler vardu; ancak buniar, kesinükle, hukukun üstünlüğüne dayanan demokratik siyasal rejimler değildir. Demokratik hukuk devletinde, bireylerin temel hakları, en az iç güvenliğin sağlanması kadar önem taşır ve daha önemlisi devlet gücüne sınır çeker. Hele, temel haklar içinde, "kişi hakları" ya da "koruyucu haklar" (adı üstünde, kişiyi devlete karşı koruyan haklar) denilen bir kategori hak vardır ki. bunlar karşısında devletin tavn bir ülkedeki siyasal rejimin niteliğini belirleme açısından "turnusol kâğıdı" işlevi görür. Gerçekten bir devlet, düşünce ve kanı özgürlügü, din ve vicdan özgurlüp, haberlesme özgürlUğü, konut dokunulmazhğı, özel hayatın gizüliği, kişi güvenliği ve dokunulmazlığı gibi hak ve özgttrlUklerden oluşan kişi haklarını demokratik rejimin isterleriyle (icaplanyla) bağdaşmayacak bir biçimde sınırlama yoluna gidebiliyorsa, anayasası ne derse desin, demokratik bir devlet sayılamaz. Bu haklar, kişilerin, devlet tarafından aşılamayacak, belirli Polis Tasarısı Karşısmda fnsan Haklarıolmakla birlikte, bize düşen asıl Demokratik ülkelerin tepkileri önetnli PENCERE 15 HAZİRAN 1985 Gündemin Birinci Maddesi... İnsan istediği an, kendi içinde yolculuğa çıkabilir. Paraya gerek yoktur; ne tren bileti İster bu yolculuk için, ne vapur, ne de uçak. Kişi pasaportunu kendi kendisine hazırlar, vizelerini kendi eliyie damgalar. Gözlerini kapadı mı, zamanın ve mekânın her boyutuna uzanabilir. Bindiği taşıt, hayal gucünün akaryakıtryia devinir; binlerce yıl öncesine dönebilir, ya da yüzlerce yıl sonraki geleceğe doğru uçabilir; yıldızlara yükselebilir, okyanusların dibine inebilir, haritaların bütün enlemleri ve boylamları onun için çizilmiştir; hayal gücüyle yarattığı evrende dilediğince ddaşabilir, yaşayabilir. • Ne var ki insan kendi kendini aldatmaktan da kaçınmalı. Çünkü hayal gücünün sının ya da erimi vardır. Kişinin içinde süren yolculuğun menzili ne kadardır? Bildiklerimizin ve gördüklerimizin dışında bir dünya yaratabilir miyiz? Masallar, öyküler, söyienceler, bilimkurgular ne denli uydurma sayılırsa sayılsın, hep gerçeklerle bağlantıtı değil midir? Cennet dediğimizde aklımıza sütten ırmaklar, baldan göller ve hurilerle gılmanlar gelmiyor mu? Çehennemin kızgın yalazlan yaşadığımız dünyada yok mu? İnsan ilk çağdan beri tapındığı tanrıları nasıl yaratmış? Tarihin putlar galerisinde ddaştığımız zaman orta halli bir yontucunun hayal gücünü aşacak ne görebiliriz? Masallardaki canavar, aiev dilli, yedi kuyruklu, kor gözlü bir yaratıkiır; ama ya kertenkeleye benzer, ya aslana, ya köpeğe, ya ahtapota. Bilemediniz hepsinin karmasından oluşur. Bilimkurgu romanlarında uzaya yükselir, uzak gezegenlere konanz da yine dünyamızdan kopamayız; iyi kötü, oralarda da yaratıklar vardır, az çok dünyadakine benzerter. Hayal gücümüzün menzili ne kadar uzun olursa olsun, yaşadığımız gerçeklerden ayağımız kesilmez. • insan asağı yukarı ne düşündüyse yapmıştır ya da yapacaktır. Ünlü Jules Verne denizaltı gemisini ya da ay gezisini kaç yıl önce romanlaştırmıştı? Uçmak, yüzmek, deniz diplerine inmek insanoğlunun önce kafasında tasariadığı işlerdi, sonra hayatın kendisi oldu. Bilime öncelik eden hayal gücüdür. Ufuk çizgisi insan yürüdükçe genişler. Eski kuşaklar yalnız bilimde bugünkü kuşaklardan geri değillerdi, atalarımızın hayalleri de günümüze oranla çok kıttı. Kimbilir, insan orman yangınını ilk gördüğünde ateşle tanışmıştır; dağdan kayaları yuvarlarken tekerleği düşünmüştür, ok ile yayı ilk hayal edenin ne kadar saygıya değer olduğunu şimdi anlamak zorlaşıyor. Çağımızdaki insanın ufku çok genişledi; çünkü tarihsel yürüyüşte her bir adım, ufkumuzu bir adım daha açtı. • Evet, insan istediği an, kendi içinde yolculuğa çıkabilir, durduğu yerde evinin (ya da cezaevinin) duvarlarını aşıp dilediği mekânda ya da zamanda dolaşabilir; bindiği taşıt hayal gücünün akaryakıtıyla devindiği için nereye dek gidebilir? Bu sorunun yanıtı insandan insana değişebilir; ama uygarlığın vardığı ufkun ötesinden görünen nedir? İnsan Ay'a yükselmiş, okyanusların dibine inmiş. Sonra? Hayal gücümüz burada mı noktalanacak? Venüs değil mi bitmeyen yolculuğun bundan sonraki durağı? Galaksiterin birinden ötekine uçuşan bir uzay gemisıne ne dersiniz? Ama insan düşüncesi burada da durmuyor ki eşitliğe, adalete, güvenliğe dayalı "imtiyazsız sınıfsız bir toplum düzeni hayal ediyor. Öyle bir düzen ki kimse aç ve açıkia değil; eğitim eşitliği sonuna dek geçerli; yaşlandığında adam gibi yaşıyor insan; gençliğinde istediği gibi okuyor; gönlüne göre iş seçiyor, hayatın her aşamasında özgür ve güvencede; ne zengin var, ne yoksul o düzende; ne de işsizler acı çekiyorlar.. Hayal mi bu? • Yok canım... Hayal değil. Yaşadığımız çağın hayatında gündemin birinci maddesi budur. İnsan her düşundüğunu yaptı, tarih böylece yaratıldı; insan her düşündüğünü yapacak, gelecek böyle oluşacak. EVET/HAYIR Türkiye'de Kitabın Acıklı Durumu Ankara'da kitapçı Hasan Bayraktar'dan ilginç bir mektup aldım. Türkiye'de kitap satışlarının günden güne azaldığı, kitap korkusunun yaygınlaştırıldığı, kitap fiyatlarının hızla yükseldiği bir ortamda bu kültür yozlaşmasını önleyecek çareler düşünmek zorundayız. Kitap, halkımızın uyanmasında, bilinçli bir niteliğe ulaşmasında başlıca araçtır. Kitap düşmanları ulusun da düşmanlarıdır. Bunu böyle bilmek gerekir. Hasan Bayraktar, bu konuda benim yazacaklarımı tam bir gerçekçilikle belirtmiş. Konuyu yakından bilen bir kişi olarak her sözcüğüne katıldığım şu görüşleri belirtiyor: "Ankara'da kitapçılık yaparım. Günün her saatinde kitaplann arasında, okuyucu ile, okuyucu sorunları ile karşı karşıya bulunuyorum. Başı boş bırakılan enflasyon canavarının kitap piyasasını nasıl yıktığını, kitapseverleri nasıl perişan ettiğini üzüntü ile izlemekteyim. Dikkat edilecek olursa kitap fiyatlarındaki artıştn diğer malların fiyat artışına göre çok daha fazla olduğu görülecektir. 1978 yılında 50 lira fiyatla yayımlanmış bir kitap, bugün arkasında 2000 liralık etiket taşımaktadır. Kitapseverler, 7 yılda 40 kat fiyat artışı ile karşı karşıya bulunmaktadır. Bu yetmemiş gibi fiyatlara bir de KDV eklenmiştir. Artık zorunluluğun dışında orta ve ortanın altındaki gelir sahiplerinin kitap almaya gücü kalmamıştır. Amacım piyasadaki işsizlikien yakınmak değildir. Her ne kadar kitapçı dükkânları seyircisi var, alıcısı yok resim sergilerine dönüştü ise de, evine mobilya alabilen vatandaşlar, arada bir gelip kütüphanelerini süsleyecek ansiklopediler, cildi güzel kitaplar satın alıyorlar da kepenklerimizi açık tutabiliyoruz. Toplumumuzun okuyucu kesimi genelde öğretim görevlileri, öğrenciler, memurlar ve emekçilerdir. Gelirleri kısıtlı, harcamaları milimetrik hesaplara dayalı olan bu kitap sevdalıları, kitapları artık sergilerde seyretmekle, ellerine alıp okşamakla yetinmek zorundadırlar. Zaman zaman fiyatlara homurdananların öfkeli sesleri kulağıma kadar gelmektedir. Asıl yazmak istediğim öğrencilerdir. Dişinden tırnağından, harçlığından ayırdığı para ile kitap almak zorunda olan öğrenciler... Öğrencilerin ders kitaplarına, derslere yardımcı kitaplara ihtiyaçları vardır Ülkelenne, insanlığa daha yararlı olabiimek, yaşama tam hazırlanabilmek için dünya ve insanlık sorunları ile ilgili genel kültür kitapları okumak isterler. İsterler de ne yaparlar? Kitapçı dükkânlarında sergilenmiş güzelim kitapları eilerine alıp fiyatlarına baktıktan sonra usulca yerlerine koyarlar. Ceplerindeki parayı saydıktan sonra ihtiyacı olan kitabı alamamanın üzüntüsü ile ezilmiş olarak çıkıp giden öğrencilerin sayısı çok fazladır. Kitapları 100 lira daha ucuza satın alabilırim umuduyla pazarlık yapan öğrencilerle karşılaşıyorum. Bir kitabı iki öğrencinin ortaklaşa satın aldığmı görüyorum. Çalışmak zorunda olduğu dersin notunu alabilmek için kitabı birgece için kiralamanın mümkün olup olmadığını soran öğrenciler vardır. Okuyucusu çok olan toplumlar, kuşkusuz uygar toplumlardır. Ûlkemiz yönetiminde söz sahibi olanlar, okuru kitaptan ayıran nedenler üzerinde durup okumayı, öğrenmeyi güçleştiren engelleri kaldırmada çaba gösterebilirler. Kitap, gazete ve dergilerden KDV kaldırılabilir. Tüm kitap alanlara yüzde 50'ye varacak vergi iadesi uygulanabilir. Kültürel yayınlara kullanılacak kâğıt için sübvansiyon verilebilir. Hükümet isterse, Meclisteki milletvekilleri isterse olur elbette. Nrtekim ithal edilmekte olan yabancı sigara ve viskiden alınmakta olan vergi yakın zamanda kaldırılmış bulunuyor. İhracatçılarımız da vergi iadesi ile desteklenmektedir. Hal böyle iken ülkemizin kültüründen sorumlu Bakanı Sayın Mükerrem Taşçıoğlu, "KDV'nin okumayı eksilteceğine inanmıyorum... Kâğıt fiyatlarını ucuzlatmayı bir kenara bırakın... Bana geldiler, kültüre hizmet eden kitapların kâğıdını ucuza temin edin dediler. Biz o fikirde değiliz. Ucuz kâğıtla kültürümüze zarariı olan neşriyata da yardım etmiş oluruz..." diye açtklamada bulunmuştur. Ecnebi sigarası ve viskisinden alınan vergiyi kaldırmaya karar verebilenlerin, ihracatçılara vergi iadesi uygulayanların, halkımızın ve tüm öğrencilerin yararlanmakta olduğu yayınları da desteklemekten kaçınmayacaklarını umarım. Sayın bakanımızın, kültürel yayınlar desteklenirken, zarariı yayınlara da yardım edilmiş olmasından duyduğu endişe yersizdir. Okuma oranı yüksek bir halkın sağduyusuna her zaman güvenilebilir. Bilgi, akla ters düşen yayına değer vermeyecektir. İhracata destek olsun diye kabul edilen vergi iadeleri, milyarlar olarak hayali ihracatçıların kasalarına girmiş olmasına karşın, ihracatta yine de destek devam etmektedir. Elimizi öğrencilerin, kitapseverlerin cebinden çekelim, diyorum." OKT4Y AKBAL 4., 5. ve 6. Blok Temmuz'da teslim ediliyor. Koza İnşaat A.Ş. tarafindan gerçekleştirilen İstanbul Evleri'nde toplam 120 daireden oluşan 4., 5. ve6. Blok Temmuz ayında sahiplerine teslim ediliyor. Böylece,daha önce teslim edilen 1.,2.ve 3. Blokla birlikte oturmaya hazır daire sayısı 249'u bulmaktadır. İstanbul Evleri'nde diğer 13 blokun inşaatlan da hızla ilerlemektedir. Onümüzdeki aylarda teslim edilecek 40'ar dairelik 7. ve 8. Blokla birlikte, oturmaya hazır daire sayısı 1985 yılı içinde 329'a ulaşacaktır. ^^ İstanbul EvleıTnde şimdi 249 daire oturmaya hazır! 20 Haziran'dan itibaren 4. Blok (1048/1). I Temmuz'dan itibaren 5. Blok (1050/5) ve 30 Temmuz'dan itibaren 6. Blok (1048/2) daire sahipleri Genel Müdürlüğümüze bizzat başvurarak ya da tayin edecekleri bir vekil aracılığıyla dairclerinın anahtannı teslim alabilirler. KÖ2A İNSAATSANAYİ Genel Müdürtük: Büyükılere Caddesı Nilülcr Han 103 Kat: 2 Gayrettepe İstanbul Tel: 172 18 8889 172 99 3839 Şantiye: liskı Londra Asfaltı Magirus Yanı Haznedar Mcvkiı Bakırköy İstanbul Tel:584 24 09 , z Bu kuponu kesıp. bir D htanbul Evlrri'ıuk btr daire almak istiyontm. Yaptiman gerrklı t)lemlrrı bılthrin X O İsıtmbu/ tvlerı komaunda daha gtni> bilgi ıuıvonmt Adun. iorodım \ Adresım: N^?,., TEŞEKKUR Koza inşaat A.Ş. bir KOÇ Topluluğu kunıluşudur. Hâzik ve müşfik müdahale ve tedavileri ile beni sağlığıma kavuşturan Sayın hekimler, \ l MOOA Ka*kty 337 01 28 İHALE İLANI Op. Dr. MUKADDER DAĞADA, Op. Dr. METİN ÖZGÜR, Uz. Dr. MAKBULE ÖZ ile LUIS BUNUEL haftası GÜNDÜZ GÜZELİ CattaeriRe Deneme Jean Sorat KENTKOOP'TAN DUYURU S.S. BATIKENT KONUT ÜRETİM YAPI KOOPERATİFLERİ BİRLİĞİ (KENTKOOP) GENEL BAŞKANLIĞINDAN DUYURU BATIKENT alanında AGOG Elektrık Şebekesi işlerine ait: • a) Koruma ve ölçü kabini, ayırma merkezleri, dağıtım trafoları bina ve teçhızatları ile montajları, b) Alçak gerilim ve orta gerilim yeraltı kabloları malzeme ve montajı işleri, İller Bankası 1985 bırim fıatları ve kapalı zarf yöntemıyle eksıltmeye konulmuştur. 1) işlerin toplam keşif bedelleri Grup A : 1 Ad. Koruma Ölçü Kabini, 1 Ad. Dağıtım Merkezı, 9 adet Dağıtım Trafosu ve bunlara ait AGOG Kablo Şebekesi 503.736.620, TL Grup B : 1 Ad. Tevzi Merkezi, 9 Ad. Dağıtım Trafosu ve bunlara ait AGOG Kablo Şebekesi 551.751.185, TL Grup C : 1 Ad. Tevzı Merkezı, 5 Ad Dağıtım Trafosu ve bunlara ait AGOG Kablo Şebekesi 322.169.665, TL 2) Geçicı teminat, keşif bedelinin % 3'üdür. 3) Karne: Bayındırlık ve iskan Bakanlığından alınmış, A ve G gruplarından ve en az işin 1. keşif tutarını karşılar miktarda olacaktır İstekli, "Ortak girişim" oFduğu takdırde. pılot ortağın muteahhitlık karnesinin de yine A ve G gruplarından ve en az 1. keşif tutarını karşılar miktarda olması şarttır. 4) İhaleye katılabilme (yeterlik) ve teklif verme koşulları Eksıltme Şartnamesinde bulunmaktadır. 5) İhale dosyası KentKoop'dan her gün çalışma saatleri içinde 50.000 TL karşılığı temin edilebilir. 6) Teklifler her grup için ayrı ayrı verilecektir. 7) Teklif verecekler. yeterlik belgesı almak üzere 26.6.1985 günü saat 18.00'e kadar KentKoop Atatürk Bulvarı No: 57 adresine başvuracaklar. Yeterlik belgelerı 1.7.1985 günü saat 10.00'dan itibaren elden verilecektir. 8) Teklif zarfları 1.7.1985 günü saat 14 30'a kadar aynı adresteki ihale Komısyonu Başkanlığına teslim edilecek ve aynı gün 15.30'da ihale Komısyonu huzurunda açılacaktır. 9) Kuruluşumuz, 2886 sayılı Yasa ile bu Yasa'nın ek ve değişıklıklerine bağlı olmayıp yeterlik belgesi verip vermemekte. ıhaleyi yapıp yapmamakta. ertelemekte veya işı dılediğme vermekte serbesttir. P.tesi C.tesı: 1215.3018.4521 Pazar: 1218 4521 Catfeertne Deneuve Fraıtco Hero TRİSTİANA Prof. Dr. KORKMAZ ALTUĞ, Prof. Dr. METİN ÖZGÜR, Uz. Dr. ALPTEKİN PEKER, Doç. Dr. AYÇA ALTUĞ'a, hastalığımın başlangıcından itibaren >^kın ilgisini esirgemeyen aziz dostum Uz. Dr. SUHA VELDET'e ve iyileşmemde katkısı olan diğer hekim ve sağhk görevlilerine, ayrıca tüm dostlarıma minnet ve şükranlarımı sunarım. AYDIN AYBAY DEFNE ARI ile ZAFER DURSUNKAYA evlendiler Ankara 12 Haziran 1985 Oğlumuz doğumunu müjdeleriz. 10.6.1985 LEYLARAtF KESKİN TEŞEKKUR Biricik oölumuz Ali Dumuşoğlu'nu başarılı bademcik ameliyatı ile sıhhatine kavuşturan Sayın OZAN'ın Çocuk Hastalıklan Uzmanı arkadaşımız Ae po D O R H A N SUNAR'a rf r YÜKSELEN ÖNGÖR'e İLAN ŞİŞLİ 3. SULH HUKUK HÂKİMLİCİ'NDEN 1984/6 Ali Rıfatpaşa Mahallesi Derya Sokak No 10 Okmeydaıu'nda ikamet eden Oktay Sekmen, aynı adreste ikamet eden M. Aytaç Sekmene 30/5/1985 tarih ve 984/6 esas, 985/17 karar sayılı ilamla vasi tayin edilmıştir. Keyfiyet ilan olunur. 11/6/198 Ömür Kliniği tüm personeline şukranlanmızı sunanz. MengüHasan DURMUŞOĞLU (In.Yük.Müh.) MUTLUYUM BEN BEDRİ KÖSEOĞLU'na EMRE DENİZ ÜN 4 yaştru doldurduğumu sevenlerime duyururum. 14.6.1985 BİLECtK Cekoçözüm...Süper cö/ünı ÖUJM Merrjm Firdevs ve Mustafa Yücel'in oğlu, Abdullah, Dr. N'.rettin, Ali, Mediha Yücel'in ağabeyi, Nazmiye, Tuna, Arda'nın amcası, Günseli Necioğlu'nun babası, Ergun Necioglu'nun kayın babası, Gül ve Düek'in dedesi, Hadiye Ardıç'ın eşi, emekli Firuzağa tlkokulu MUdürü Wm:7829 Hacı ŞİŞLİ 1. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1984/77 Vesayet Mahkememizden verilen 28.5.1985 tarihli karanyla Kirkor oğlu Fındık'tan 1.4.1947 dogumlu NURAYİ CİBİK Medeni Kanunun 355. maddesi gereğince hacir altına alınarak kendisine anncsi FINDIK CİBİK vasi tayin edilmıştir. İlan olunur. 30.5.1985 Basın: 7833 12.6.1985 gunü hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 15.6.1985 cumartesi günü Şişli Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra Zincirükuyu MezarlığVnda toprağa verilecektir. AtLESt KEMAL ARDIÇ BAŞBAYILIK VERILECEK Eskişehir'de gazete ve mecmua dağıtımı için başbayilik verilecektir. Talipiiierin aşağıdaki telefonlara müracaat ederek bilgi almalan rica olunur. 522 35 68 528 50 12 527 28 36
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle