Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÇUMHURİYET/Zı OLAYLAR VE GÖRÜŞLER nen rezervlerin tükenmeye yüz ler yanı sıra, kamu yaranna en tutmasıyla düşük tenörlü, tekno uygun projelere öncelik tanınalojik sorunlan olan, derinlerde bilecek düzerüemeleıe de yer veolmaları ya da yatağın jeolojik rilmelidir. Daha açık bir anlaözellikleri nedeniyle zor ve paha tımla, devlet işletme haklan veh işletilebilecek yataklar da ma rirken, yalnızca kişilerin doğal denciliğin gündemine girmiştir olarak gözetecekleri özel çıkarve girmeye devam edecektir. ları yönünde hazırladıklan proBöyle yataklann bulunabilmesi jelere bağlı kalmak zorunda olve değerlendirilebilmesinde ye mamalı, en fazla üretimi gerçekterli fınansmanın yam sıra, bi leştirecek ve kamu yaranna en limsel düzeyi yük&ek arama ça uygun düşecek, (Düşük tenörlü lışmalannın zorunlu olduğunu ya da teknolojik sorunlan olan cevherleri de değerlendirecek, söylemeye gerek yoktur. Yasa tasansında, ciddi arama çevreye zarar vermeyecek vb.) çalışmalannın yapüabilmesi için, projeleri seçebilmeli ve girişimnıhsat alanlanyla orantılı oiarak ciyle önceden anlaşacağı koşulteminat alınması, belirli bir nıh larla bu haklan verebilmelidir. sat süresi sonunda otomatik bi Yalnız, işletme hakkı bulucusunçimde aramalara açılma sistemi dan başkasına verileceği durumnin getirilmesi gibi önlemler alın larda bulucunun haklan korunmışsa da, hiçbir teknik güvencc malıdır. Burada temel sorun, kinin ararulmamış olması bir ek şilerin özel çıkarlan peşinde koşsikliktir. tşletme hakkı başvu malanm kamu yaran ile bağdaşrulannda işletme projesi ve fizi tırabümektir. biu'te raporu yanı sıra, bunlann ÖNEMLt BtR GEREKLtLlK en önemli dayanağını oluşturan arama raporu verilmesi koşuluBilinen rezervlerin tükenmesi, nun getirilmesinin, bu eksikliği çok derinde kalması ya da tenögiderebileceği düşünulmektedir. riin işletilebilir sınırlar altına Ancak belirtüen gerekçeye ters düşmesi gibi nedenlerle işletümedüşecek uygulamalara fırsat ver si artık ekonomik olmayan yamemek için, bu arama raporu taklar doğal olarak terk edilebinun zorunlu içeriğinin ne olacalir. Ancak degişen ekonomik koğı ve kimler tarafından hazırlanabileceğinin de yasa ve yönet şullar ve yeni teknik olanaklarmeliklerde elverdiğince aynntılı la yeniden ekonomik olabilir ve oiarak belirtilmesi gerekir. Böy işletilebilirler. Bu çok sık karşılece, hem yasa uygulayıcısının laşüan bir durumdur. Madenler, takdir yetkisi azaltılarak bundan gerek isletilirken, gerekse terk kaynaİclanacak şikâyetler önle edilirken, bu gerçek göz önünde necek, hem de şimdiye kadar gö tutulmah, işletme ve üretimle ilrüldüğü üzere, bir maden jeolo gili olanlann yanı sıra sonradan jisi haritası bile olmadan hazır gerektiğinde çok pahahya elde lanmış işletme projeleri gülünç edilebilecek bilgüeri içeren maden yatağının jeolojisini yansıtır lüğüne de son verilecektir. belge ve raporlar da hazırlatılaBu arada yeri gelmişken belir rak maden sicilinde saklanmalıtelim ki, işletme haklan verilir dır. Bu belgeler sayesinde işletken, yukanda işaretlenen gerek me sırasında hem sağhklı Uretim planlaması yapüabilir, hem de isabetli arama çakşmalan sürdürülerek işletme ömrü uzatılabilir. Daha da önemlisi bugün için ekonomik olarak işletilemeyen yataklara ileride yeniden dönüldüğünde, geride bırakılan cevher potansiyelinin ne olduğu ve bu potansiyelin değerlendirilebilmesinin nelere bağlı olduğu da bilinebilir. Ek olarak bu yataklann çevresinde bulunabilecek yeni rezervlere yönelik arama çahşmalannı yönlendirmede yararlanılacak veriler de toplanmış olur. lşte bu nedenlerle Maden Yasa Tasarısı'nda 27. ve 30. maddelerde maden siciline geçirilmek üzere istenen belgeler arasına maden yatağının jeolojisine ilişkin yerüstü ve yeraltı haritalanrun ve daha başka bazı belgelerin de eklenmesi gerekir. Bu, işletmecinin çıkanna olduğu kadar, madenlerimizin yarınki sahipleri olan gelecek kuşaklara karşı sorumluluğumuzun da gerektirdiği bir zorunluluktur. SONUÇ Yukanda birkaçına değinme fırsatı bulunabilen sorunlann çözümü için, öncriler doğnıltusunda düzenlemeler yapılması bir önkoşul olarak karşımıza çıkmaktadır. Yeni Maden Yasası'nın çıkanlacağı şu günlerde bu öneriler üzerinde durulacağını ümit ederiz. öte yandan, getirilecek düzenlemelerin birer çözum olabümesi kuşkusuz yasanın amacına uygun biçimde uygulanabilmesinden geçmektedir. O nedenle Maden işleri Genel Müdürlüğü'nün görevini etkin olarak yapabileceği örgüt yapısına kavuşturulması da bir zorunluluktur. 22MAYIS 1985 Maden Yasası ve Öneriler Aramacılığa madAci^k yatınmlanndaki işleviyle orantılı bir önem verilmelidir. Artıkjcpıay madenciliğin sonuna gelinmiş olması, bunu daha da zorunlU'ktimakpdır. Unutulmamalıdır ki, madenciliğimiz artık değerlendırilmeleri büyük yatırımlar gerektiren, güç bulunur ve güç işletilebilir madenlere yönelmek zorundadır. Dr. YUSUF ZİYA ÖZKAN TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Maden Jeoloji Komisyonu Üyesi Madencilik, bilinen bir gerçcktir ki, ekonominin temel sektörlerinden biridir. Bununla birlikte madencüiğimizin ekonomimize kendısinden beklenen katkıyı getiremediği de ayn bir ger^çektir. GSMH içinde madencilik *sektörünün payı <o 2'yi hiçbir 7 zaman aşamamıştır. Bu sonuçta, öbür etkenlerin yanı sıra, yürürlükteki 6309 sayüı yasa ile getirilen düzenlemelerin, madenlerimizin potansiyelleriyle bağdaşır bir biçimde değerlendirilmelerini sağlayabilecck bir örgütleşme ve işleyişe yol açamamış oimasının payı büyüktür. Yasanın çıkanldığı "50'li yülardaki ülkemiz, gelişmişlik düzeyinin böyle bir örgütleşmeden daha fazlasını gerektirmediğa belki savunulabilir. Ancak ekonomimizin ulaştığı bugünkü aşamada ve özellikle ulaşmaya çalışüan aşama göz önüne alındığinda, artık bu görüşü savunmak olanaksızdır. Kaldı ki, madenler ulusal kaynaklardan yararlanma, döviz tasarrufu ve hammadde gtivenliği sağlama gibi kaygüarla uluslararası maliyet ve kalite standartlan dışında işletilebilirse de, madencilik, genelde uluslararası ölçüt ve standartlarda çalışüması zorunlu bir sektördür. O nedenle, uluslararası ölçüt ve standartlar da göz önüne aknarak, madencilik sektörünün bugün kendısinden çok ileri bir çizgideki ülke ekonomisi ve özellikle ülke sanayisi ile bütünleşebileceği bir gelişme düzeyi esas alınarak örgütlenmesi ve düzenlenmesi kaçınümazdır. Yeni tasanda kendi gerekçesiyle bile çelişen hükümlerin bulunduğu belirtümiş, basında çıkan birkaç yazıda bunlara ilişkin öneri ve uyanlara yer verilmiştir. Bu yazıda, tasanya ilişkin tartışmalarda üzerinde pek durulmayan bir iki konu vurgulanacaktır. EN BÜYÜK ENGEL Madenciliğimizin istenilen düzeye ulaşabilmesini önleyen en büyük engel, yetersiz ve verimsiz yatınmlardır. Bunun en baş nedeni ise, bu alandaki finansman yetersizliğjnin yanı sıra, güvenilir ve yetkin projelerin yok denecek kadar azliğıdrr. Gerçekte finansman yetersizliğinin bir nedeni de, finansman kuruluşlanna çekici gelebilecek kadar riski azalulmış güvenilir proje eksikliğidir. Kuşkusuz güvenilir ve yetkin projelerin hazuianabilmesi her şeyden önce maden yatağ) hakkında doğru ve eksiksiz bügilerin sağlanmış olmasına, bu ise, gerekli aynntı ve duyarhkta arama çalışmalannın yapılmış olmasına bağlıdır. Geregince ve yeterindc yapılmış arama çalışmalanna dayanmayan projelere göre işletmeye geçümesi, ya yatınmlann küçük tutulmasına ve dolayısıyla yatağın sahip olduğu potansiyeli ile bağdaşır biçimde değerlendirilmemesine, ya da yanlış yatırımlar yüzünden sonradan giderilmesi olanaksız zararlara yol açmaktadır. Çalıştınlamayan ya da projesinde öngörulen kapasite ve maliyetlerle çalıştınlamayan maden tesislerine örnek vermeye bu sütunların yetmeyeceğini üzülerek belirtmek gerekir. Işte bu nedenlerle aramaabğa madencilik yatınmlanndaki işleviyle orantılı bir önem verilmelidir. Artık kolay madenciliğin sonuna gelinmiş olması, bunu daha da zorunlu kılmaktadır. Unutulmamalıdır ki, madenciliğimiz artık değerlendirilmeleri büyük yatınmlar gerektiren, güç bulunur ve güç işletilebilir madenlere yönelmek zorundadır. Madenlere olan istemin gittikçe artması ve artmaya da devam edeceği gerçeği karşısında, bili PENCERE Japonlar Geliyor... Tanzimat'tan bu yana bizim toplumda zaman zaman çeşitli rüzgârlar eser. Bir ara Fransız etkisi her yanı sarmıştır. Ne var ki, Aydın/anma Çağı'nm Avrupa'yı saran güçlü esintilerinden Türkiye'nin de payını almasını Batılaşmanın bir süreci gibi de sayabiliriz. Fransız okulları, dili, düşüncesi, yaşam biçimi, yazarlan, çizerleri, ressamları Osmanlının kanına girmişti. Varsa Fransa, yoksa Fransa, diyen aydınlarımızı bugünkü mantığımızla suçlamak haksızlık sayılabilir. Kapalı Osmanlı toplumu çağdaş dünyaya gözünü açarken karşısında en çarpıcı örnek olarak Fransa'yı bulmuştu. Ozgürlük, insan haklan, demokrasi, bağımsızlık fikirlerinin kökeni Paris'e uzanıyordu. İngilizler gölgede kalmıştı; Londra'nın çekiciliği daha zayıftı. Alman etkisi, Alrnan emperyalizmiyle birlikte teraziye ağırlığını koymakta gecikmedi. Osmanlı toplumunda Türklerin uyanışı, Mektebi Harbiye, Mektebi Tıbbiye gibi kurumlarda sürgün veriyordu. Askerlikte Almanlann pırırtılı üstünlüğü bizim paıiak subaylarımızın kafasını iyice ütülemişti. Enver Paşa nasıl Almancı olmasındı? Kayzer'in gözdesiydi, Türkiye'nin umuduydu ve Beriin'de Türkiye'ye bir ad takılmıştı: Enverland... Kayzer VVİIhelm'in fesli fotoğrafları İstanbul ve Anadolu'da elden ele dolaşıyor; Almanlar bize yardım ederse başımızın göğe ereceği söyieniyordu. • Mustafa Kemal'in Almanlara dönük düşünceleri olumlu değildi. İngilizlere sığınmak isteyenler; insan, ulus, devlet onuruna ters bir yaklaşım içindeydiier. Amerikan güdümünü yeğleyenler ne diyorlardı: Amerika, Türkiye'yi kısa sürede uygar bir ülkeye dönüştürebilir. Sermaye, bilgi, yetişkin insan Amerika'da boldu; bizde hiç yoktu. Amerikalı gelecek, elimizden tutacak, Türkiye'yi kalkırv dtracak, mutluluğa kavuşturacaktı. Atatürk'ün kesinlikle karşı durduğu bu fikir, ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra ülkemize egemen oldu. Varsa Amerika, yoksa Amerika... Amerikalıya herşeyimizle teslim olduk. Sonuç? Sonuçta başarılı olsaydık; şimdi ta Japonya'da kısmetimizi arar mıydık? Alman sermayesine gel dedik, olmadı. Libya'ya yöneldik, tıkandı; Suudilere umut bağladık, kapılanmızı açtık. Beş yıldan beri Türk parasının değerini 10 misli düşürdüğümüz ve herkese yemin kasem güvence verdiğimiz halde yabancı sermaye Türkiye'ye gelmeye nazlanıyor; buna karşılık Türkiye'de kârtı işlerin üstüne atılıyor. Japonlar da İstanbul Boğazı ikinci köprüsünün yapımını kaptılar. Helâl olsun!.. Zaten bu Japonya söylendiğine göre 21 'inci yüzyılda yaşıyormuş. Sermaye onlarda, çalışkanlık onlarda, disiplin onlarda, bilim ve teknik onlarda değil mi? Japonlar Türkiye'ye gelirlerse neler olmaz? Bizi elimizden tutarlar, kalkındırırlar, zenginliğe kavuştururtar. İşte koskoca Anadolu!.. Dünyanın cenneti... Gelin Japonlar, gelin... • Fransızlan gördük, Almanlan gördük, İngilizleri gördük, Amerikalıları gördük... Sıra Japonlar'da... Umudumuz Japonlar. Eğer oniaraan da hayır gelmezse, umudumuzu kesmeyelim, Patagonya'ya dek yolumuz var. EVET/HAYIR OKEOf AKBAL ÖĞRETMEN/ÖĞRENCİ YÖNETEN MUAMMER TUNCER Polis Devleti Özlemcileri! "Bu tasarı ile ancak olağanüstu hallerde lasa dönemler için verilebilecek olağanüstu yetkiler olağan haller için sürekli olarak verilmektedir!' Bu, polise oJağanüstü yetkiler veren yasa tasansıdır. SODEP Genel Başkanı Erdal İnönü'ye göre, son umut Anayasa Mahkemesi'ndedir. "Eğer bu da olmazsa o zaman mevcut anayasanın, temel hak ve özgürlüklerin sürekli oiarak sınıhandınlmasını engelleyemeyecek bir yapısı olduğu ortaya çıkacaktır." Gerekli durumlarda ki bu gerekliliği yargıçlar değil idare adamlan tayin edecek kişilerin üstü aranabilecek, telefonları dinlenecek, mektupları açılacak, yargıç kararı olmaksızın yurttaşlar gözaltına alınabilecek, toplantılar engellenecek, tiyatrclar polis kararıyle kapatılacak... Anayasaya göre, kişinin temel haklan vardır, bunlar kısıntıya uğratılamaz. 'Olağanüstu durum'lar dışında... Türk toplumu sürekli biçimde 'olağanüstu durumlarda' mı yaşayacak ki, böyle bir yasa ile 'kişi haklan' askıya alınıyor; polise, kişinin özgürlüğünü engelleyici haklar tanınıyor? Amaç, polis devleti kurmak mı? O zaman nasıl olur da demokrasiden söz edilebilir? İnönü'nün dediği gibi bir 'sınav' önündeyiz. Temel hak ve özgürlükleri bu anayasa koruyabiliyor mu, koruyabilecek mi? "Anayasa temel hak ve özgürlükleri koruyan bir anayasa ise bu düzen içehsinde bu kusurun düzeltilmesi gerekir". Bunu da anayasal hakların, özgürlüklerin koruyucusu Anayasa Mahkemesi yapacaktır. Yapamazsa, yapamıyorsa, kusur 82 Anayasa'sının yapısındadır. O zaman bu anayasanın belirli maddelerinde insan hak ve özgürlükleri yönünde önemli değişiklikler yapılması gerekliliği ortaya çıkacaktır. Böyle bir tasanya demokrasi yanlısı herkes, her örgüt karşı çıkmalı... Bugün sana, yarın bana uygulanır bu türtü demokrasiye aykırı tutumlar!.. Bunu hep görüyoruz. Hiç kimse yasa dtşı, insaniık dışı uygulamalardan uzak kalamıyor. öyleyse, demokratik haklan herkesin benimsemesi, bunu savunması gerekir. TBMM'deki partiler, parlamento üyeleri, basın, kamuoyunu yönlendiren dernekler... Bir haber vardı geçen gün 'Cumhuriyet'te... Diyarbakır'da iki polis memuru, üniversite öğrencisi bir genç kızı 'siyasi bir ihbar olduğu' gerekçesiyle kaldığı öğrenci yurdundan alıp götürmüşler. İçki içirmişler, 'dost hayatı yaşamak istedikterini' söylemişler! Daha neler neler!.. Bu gücü nerden alırlar bu sözde polis göreylileri? Bir de bu yeni yasa çıktı mı, istediklerini, canlan çektiğinde aramak, alıp götürmek, evine girmek gibi haklara da sahip olundu mu, seyredin işin nereye varacağınıt.. Bütün polis görevlileri böyle mi? Değil elbet! Ama sırtını yasaya dayayan kendini bilmez kişilerin neler yapacaklarını düşünmek de o kadar zor değil! Olağanüstu durumlarda uygulanabilecek bir yasayı sürekli bir hale getirmek büyük bir yanılgtdır. Demokratik haklara saygılı görünmek isteyen, Türkiy^ de olağanüstu uygulamaları ortadan kaldıracağını söyleyerek yurttaştan oy alan bir iktidar böyle bir 'baskı yasası'nı nasıl Meclis'e sunabilir? İktidar grubu böyle bir öneriyi nasıl yasallaştırabilir? Adalet Bakanı Necat Eldem, "Polis eskiden de yargıç fcaranyla bu işleri yapabilirdi, şimdi bu işlemi kısalttık" demiş... Erdal inönü, buna şu karşılığı veriyor: "Temel hak ve özgürlüklerin islemleri kısaltma bahanesiyle sınıriandınlması, ortadan fca/dınlması düşünülemez, Tasarı ile getirilen sınıriamalar hem anayasaya, hem anayasanın temel hak ve özgüriüklerie ilgili 'genel ve özel sınıriamalar demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olamaz ve öngörüldükleri amacın dışında kullanılamaz' kuralına aykırı düsmektedir." Nedir amaç? Türkiye'de demokrasiyi egemen ktlmak mı? Yurttaşın hak ve özgürlüklerini güvence altında tutmak mı? Ybksa 'polis devleti' yöntemlerini sürekli yurürlükte tutarak yurttaşlan korku, kuşku, güvensiz bir ortamda yaşatmak mı? Demokrasi savunucusu Bay özal'ın bu konudaki tutumu nedir? EkJem'in sunduğu yasatasarısı Sayın Başbakan tarafından da desteklenmekte midir? Evet, Anayasa Mahkemesi büyük bir sınavla karşı karşıyadır. Bu konuda büyük mahkemenin vereceği karar, Türk ulusunun 'demokratik haklara' sahip olup olmadığının göstergesi olacaktır. Polis devletinde mi yaşayacağız? Yoksa kişi özgürlüğünün, anayasal hakların güvencede olduğu gerçek bir demokraside mi? Bunu artık bilmeliyiz. Sorunlaruııızakim çözüm getirecek? Üniversite öğrencisi S. Yıldınm uzun mektubunda öğrencilerin sorunlannı dile getirmiş. Üniversitelerin merkezi yönetime bağlanmasıyla yükseköğretim sorunlanna tepeden ve yüzeysel bakılmaya başlandığım belirten Yıldırım şöyle yaayor: "Eğitimin tamamen paraya dayah olması en büyük sorunumnz. Yurtta kalan bir öf rencinin ayda en az 14.000. TL. zorunlu giderleri olmaktadır. Ö|le yemegini okulda yememiz koşulu ile, bu rakam sadece yemek ve aylık yurt ücreti toplamıdır. Bana kitap, defter, giysi gibi gereksinme giderleri eklenirse bu rakam yaklaşık 25.000. TL.'yi bulmaktadır. Bizim ders kitaplannın çogunun fıyatı 1000. lirayı aşıyor. Bu yüzden bir çoğumuz dersleri kitapsız izliyoruz. Aynca kültürümüzü geliştirecek kitap, gazete, dergi okıunamız. sinemaya ve tiyatroya gitmemiz bizim erişemeyeceğimiz bir hiks haline geldi. Şimdi kitaplardan bir de katma deger vergisi alınıyor. Öğrenci kredileri hâlâ 4.500. lira gibi komik bir rakarnı aşamadı. Dargelirli bir aile bu koşullar altında çocuğuna nasıl yuksekögretim yaptırabilir? Okuyan gençlik pahalılığın kurbanı oluyor. Okulların harç almasıyla parasal sonınumuz daha da ağırlaştı. Yeni uygulamaya göre harcı yatıramayan ogrencinin okuldan alılması gerekiyor. Evlerde kalan arkadaşlanmızında birçoğu kış aylannda odun ya da kömür alamıyorlar. Isınmak için kahvehanelere gidiyorlar. Kalacak yer bulamadıkİarı için okulu bırakanlar oldu. Gençlik yılında yükseköğrenim gençliği bunalıma itiliyor. Liitfen halimizi yetkililere iletir misiniz?" Ozetle Okul birincisi nasıl seçilir? Iiscnin son sınıfındayım. IIse birincisi seçilme olasdığım var. Ama yıl içinde södü bir uyan aldım. Bu durum birinci seçilmemi engeller mi? Okul birincisi seciminin nasıl yapüdıgım açıklar mısınız; İstanbul'dan T.l. "Sınıf Geçme ve Smav Yönetmeliği"nin 68. maddesi uyannca okul birincilerinin secimi şöyle yapılıyor: "Lise ve dengi okulların son sınıflarında, her ders yüı sonunda, disipün kuru • lstanbul'dan T.A.'ya: Müli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlıği'mn 1985 yılı tayin ve nakil direktiftnin 20. maddesine göre "ep öğretmen olanlar, ancak eşinirt de rotasyon kapsamına girmesi ,'uüinde rotasyona tabi tutıdacaklardır. Eşlerden biri rotasyorj dışı olduğu takdirde, diğeri de rotasyon dışı bırakılacaknr." • Arakh'dan Ali Sait Beşir'e: tkinci yıl devam hakkınııı kullanamadığınıza göre 19851986 öğretim yıhnda öğreniminize devam edebiürsiniz. Akşam lisesinde okuma olanağınız da var. Dilerseniz dışandan bitirme smavlanna da girebilirsiniz. •k Antalya'dan bir grup veliye: tlköğretim okullannda okul yöneticilerinin cuma namazı saatlerinde öğrencileri dersten aiıkoyup namaza göndermelerini haklı gösterecek herhangi bir yönetmetik maddesi yok. Okulidaresinin izniyle de olsa, ders saatlerinde okuldan ayrüan öğrenlunun da görüşü alınarak öğreı ci devamsıı sayılır. menler kurulu tarafından • Izmir'den Ş. Karaoğlu'ya: 'tasdikname ile uzaklaştırma' ve "OrtaokuUar ile Lise ve Dengi daha ağır ceza ahnamış olan öğ Okulların Smıf Geçme ve Smav renciler arasmdan, bölüm ve kol YönetmeliğV'nin 50. maddesi aynmı yapümaksızın diploma uyannca "sınıf öğretmenler kunotu en yüksek olan öğrenci rulunda öğrencilerin durumlaokul birincisi seçilir. rtnda bir değişiklik yapüabilmesi öğrencilerin diploma notlan için basansız olduklan derün nın eşit olması halinde, son sınıf bütünleme smavına girmiş buyıl sonu başan ortalaması yük lunmaian ve bu smavda aldıklan sek olan öğrenci okul birincisi se notun en az üç (3) olması şartı çilir. aranır." * Açıktak getirilmesini istediğimiz bir sonınumuz var. Bizler atama ve yer degiştinne yönet meliginde yer alan özür gnıplannın gerektirdigi biçimde eş durumu ve benzeri nedenlerle tayin isteyen Kırşehir ili ogretmenleriyiz. Tayin isteminde bulunduğumuzda,Kırşehir Milli Egitim Gençlik ve Spor Müdürlugü yer degiştinne diîekçemize ek olarak bizden bir de taahhüt dilekçesi istiyor. Bu dilekçede "yolluk istemiyorum" demek zorunda kalıyonız. Gerek atama ve yer degiştirme yönetmeliklerinde, gerekse 65T sayılı Devlet Memurlan Kanunu'nda böyle bir uygulama yapmanın gerektigine ilişkin. herhangi bir açıklama yok. Özellikle özür gnıplanna dayalı atamalarda yolluk verilmesi gerekmez mi? Kırşehir Uinden tayin isteyen öğretmenler • Bazı ilierin yolluk konusundaki yanlış uygulamaları öğretmenlerin hakh yakınmalanna neden olmaktadır. Ataması yapılan öğretmene yolluk vermemenin yasal bir gerekçesi bulunmadığı kanısındayız. lllerde oldukça yaygın olan bu uygulama konusunda Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanhğı'nın açıklık getirmesini bekleyelim. YoUuk alamayucak nuyız? iktisat dergisi 1965 • bay ?46 • 300 Tu (KDv Dan.l Angloı n ontinental FOR ENGLISH IN ENGLAND Ekonomi ve Teknoloji THE ANGLOCONTINENTAL ŞCHOOLS Dünyanın bir numaralı Bağımsız İngiliz Dili Okullan Birliği LONDRA ve BOURNEMOUTH OKULLARINDA INTENSIVE COURSES . Onbeş yaşırtdan büyükler için; yıl boyunca, her iki haftada bir başlayan, isteğe bağlı olarak 250 hafta süreli, haftada 20, 25 veya 30 saatlik YOĞUN Sevgin Aktş ŞahinAlpay HacerAnsal AyşeBuğra Şirin Tekeli ErgunTurkcan İngiliz dilini kısa sürede öğrenmek durumunda olan Iş adamlan ve meslek sahlpleri için, tek kişilik veya firma grubu olarak kendi konularında (bir ay önceden haber vermek koşuluyla) 4 haftalık ÖZEL SPECIALIZED COURSES Kısıtlı zamanları olanlar için, bir öğrenciyebir ilâ üç öğretmenin tahsis edildiği 25 hafta, haftada 3040 saatlik ÖZEL DERSLER hufıvet Cod No 27/6 TQVS>TI . tstanb INDIVIDUAL PROGRAMES Amerikan universıteleri İngilizce yeteriilik sınavları (TOEFL) ile Cambridge ve Ox1ord Üniversitelerine hazırlama kursları PROFICIENCY COURSES Yetişkinler için, dil öğrenimini spor ve tatille bir arada sunan 26 hafta, haftada 15 saatlik BAŞSAĞLIĞI Cemiyetimiz Başkanı Sayın Nezih Demirkent'in muhterem anneleri VACATION PROGRAMMES 812, 1315, 1518 yaş grupları için, haftada 20 saatlik ders programı ile 26 haftalık SABİHA DEMİRKENT'in vefatım üzülerek öğrendik. Sayın Demirkent'e ve kederli ailesine acılarım paylaşarak başsağlığı, merhumeye Tann'dan mağfıret dileriz. HOLIDAY COURSES Anglo Continental Okullar Birliği'ne bağlı İngiliz aileler yanında, tam pansiyon konaklama Londra'nın Hoathrow Havallmanından karşılama IMZA GUNU GEDA SÜREKLİ KİTAP FUARTNDA SALAHBİE(SEL OKTAY AKBAL NAİM TİRALİ 22 Mayıs 1985 çarşamba günü (Bugün) 15.0018.00 arası okurlanna kitaplannı imzalayacaktır. Şerefefendi Sokak No: 5 Cağaloglu/İSTANBUL Tel: 525 39 49 GEDA GENEL DAĞITIM Bllgi ve kayıt için başvuru adres ve telefonları: ACEG Türkiye Danışma Bürosu, Koca Mansur Sok. İlter Apt. 45/2 Şişliistanbul. Telefonlar: Ankara: 269993 188856 İstanbul: 1485586 1469331 1461403 1482330 Izmir: 140337 139324 Adana: 12048 Bursa: 12526 Eskişehir: 11800 Samsun: 10446 12460 Denizli: 18017 20903 THE ANGLOCONTINENTAL SCHOOLS, British Council, Association of Recognized English Language Schools, (ARELS) ve Federation of English Language Course Organizations (FELCO) tarafından tanınmıştır. VEKALETTEN AZİL İstanbul Barosu Avukatlanndan FAİZ TURHAN'ı vekaleümizden azlettiğimizj ve bizi temsil yetkisi kalmadığını üçüncü şahıslara duyururuz. BURHAN ARPAD AYŞE EKİN HALUK EKİN GAZETECİLER CEMİYETİ YÖNETtM KURULU