Katalog

21 MAYJS 1985 HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/11 Kuçük Onluk Mevsimciği Bir diğer deyişle iki ülkenin özel sektörleri ekonomik işbiüigini kurumsallaştıracaklardır. Türkiye'ye dönük bir ilginin variığını kaydet(Bozkurt Güvençin "Japon Kültürü" isimli mek burada güç değil. Bunun bir işareti de kitabından) Türkiye'nin ilk kez yurt dışına tahvil ihraç etŞu ara mevsim yaz burada. mesi ve bunu Japonya'da yapmasıdır. TürkiAma ne yazık ki iki gündür güneşin yüzüye Sınai Kalkınma Bankası tarafından nu bile göremedik henüz. Kapalı, sürekli yağpazarlanan 28 milyon dolarlık tahvilin tümü mur çiseleyen sıkıntılı bir hava. şimdiden satılmış durumda. Türkiye'ye karBir haftadır burada olan Mehmet Ali Kışşı Japon ilgisinin sembolik bir işareti olarak lalı, Hürriyet'e bildirmiş bile: Şu günlerde Janiteleniyor bu gelişme. Nitekim, Turgut Özal ponlar bir deprem bekliyorlarmış; dün tahvil anlaşmasının imza töreninde yaprasathanelerin vermiş otduğu sinyaller bu tatttğı konuşmadajürk ekonomisinin dışa açılsız doğal afete işaret ediyormuş. ması bakımından bu adımın son derece Bir yandan Ermeni teröristlerin suikast ihanlamlı olduğuna değinerek, "Serbest pazar, barı yüzünden Özal'ın çevresinde kuş uçurtserbest rekabet yolunda cesaretie yürüyoruz" mayan güvenlik kordonu, öte yandan yer dedi. sarsıntısına dönük öngörüler... Özal'ın izlemekte olduğu ekonomik politiNeyse ki Tokyo Rasathanesi yetkilileri "Merak etmeyin, Başbakanınız buradayken bir şey kaların Japon iş çevrelerinde dikkati Türkiye'ye çektiğini görüyoruz. Ortadoğu'daki olmayacak" demişler. gelişmelerle de birleşince uygun bir ortamın İçimiz rahat etti. meydana geidiği açıktır. Nitekim Japonya'nın Sayın Özal'ı da, Japon Başbakanı NakaAnkara Büyükelçisi geziden önce Cumhurisone ile görüşmesinden sonra daha rahatyet'e verdiği demeçte, "Türkiye'de doğrudan lamtş gördük. Memnundu. Sorumuz üzerine, Türk pazarı yerine Avrupa ve Ortadoğu'ya ih"Ben daha öncekini, 1960'lan, 1970'leri biliracata dönük sanayiler kurmak istiyoruz" diyorum. İlk seyahatim 1969'daydı. Durum buyerek Tokyo'nun bakış acısını bir bakıma gün fevkâlade müspettir" dedi. yansıtmıştı. Japonya'ya gelirken Türk tarafının tezi şuyYalntz bu konuda yine de ihtiyatlı olmakta du: Türkiye ile Japonya arasındaki dış ticayarar var. Sayın Özal'ın Japonya gezisi bir ret dengesizliğinin bu ülkeye dışsatım başlangıç adımı, bir açılıştır. Daha önce de arttınlarak giderilmesi oianaksızdı; bu nederv betirttiğimiz gibi Japonlar, son derece muhate aradaki fark daha çok Türkiye'ye Japon fazakâr, kılı kırk yaran bir zihniyete sahiptirsermayesi akımıyla kapatılmalıdır... ler. Edindiğimiz izlenim şudur ki, Türkiye'nin Japon Başbakanı dün sabahki gorüşmeekonomisi ve güncel ekonomik gelişmeler, de bu bakış açısına katıldığını ve hükümet özellikle enflasyon konulannda Japon işaolarak destekleyeceklerini söyleyip, devreye damlarının kafasında birçok soru işareti buülkenin özel sektör kuruluşlarının girmesini lunmaktadır. isteyince, Türk tarafında olumlu bir hava oluşBakalım bugün öğleyin Japonya'nın en öntu. de gelen özel sektör örgütlerinin, Ûzal onuBu alanda ne gibi somut bir gelişme olaruna verecekleri çalışma yemeğinde Japon bileceğini sormam üzerine Başbakan Özal, sermaye çevreleri bu soru işaretlerini dile ge"Türk Japon Ortak İşadamları Konseyi tirecekler mi?.. kurulacaktır" dedi. (Baftarafı 1. Sayfada) Japon sermayesi göz kırptı (Baştarafi 1. Sayfada) ne*yle görüşmesinde Japonya'yla dış ticarette dengenin Türkiye'nin çok aleyhinde olduğunu belirterek bu dengesizliği gidennek için Japonya'nın Türkiye'ye sermaye ihraç etmesi gereğini vurguladı. Nakasone'nin buna karşılık "Biz de aynı göriişteyiz" dediği öğrenildi. Japon Başbakanının tutumu Türk heyetinde genel olarak olutnlu bir hava yarattı. "Daha önce söylenmedi böyle bir şey" diyen Özal, bundan önce 13 kez bu ülkeye geldiğini, 1960*11 ve 1970'li yılları bildiğini, bu bakımdan olumlu gelişmeler beklenebileceğini söyledi. Özal, lmperial Oteli'nin 15. katındaki başkanlık suitinde İmparator Hirohito ve Başbakan Nakasoneyle göriişmeler konusunda gazetecilere bilgi verirken Japonya'nın Türkiye'de altyapı yatınmlarıyla da özellikle ilgilendiğini kaydetti. Bu arada Ankara'nın hava kirliliği konusunda Japonların teknik yardıma da "evet" dediklerini özal açıkladı. özal'ın dile getirdiği bir başka gelişme de, halen Türkiye'ye uğramayan Japon Hava Yollan JAL'ın da bundan sonra lstanbul'a inmesi konusunda bekleniyor. Mutakabiliyet aranmaksınız JAL'a izin verilebileceğini özal, Nakasone'ye söylemiş durumda. Singapur ve Güney Kore Hava YoUan'nm da bu konuyla ilgilendikleri Japon tarafından belli edildi ve dolaylı bir biçünde ellerini çabuk tutmalannın istendiği öğrenildi. Başbakan Turgut özal, geçmişte Japon sermayesinin Türkiye'ye dönük kayıtsızhğımn nedenlerini Cumhuriyet muhabirinin sorusu üzerine şöyle özetledi: "12 Mart 1971'in de bunda rolü oldu... Sonra Pendik tersanesi olayındaki başansızlık bir başka faktör... O yıllarda Japon sermayesine kampanya açılmıştı. 1974 ve 75 sonrasında iktisadi durnmun bozulması da bir başka faktördür... Şimdi durum artık değişmiştir. 1%9'da bu ülkeye yaptığım ilk ziyareti hatırlıyorum da bugün çok iyi bir hava var." Başbakan özal, Japon sermayesi konusunda bir soru üzerine çifte vergilendirme ve yatmmlann teminat altına alınması konusunda olumlu beklentileri olduğunu söyledi. ÖzalNakasone görüşmesinde dış politika konularına da deği nildi. Japonya'nın bölgede banşçı bir rol oynadığını belirten Nakasone şimdi ilişkilerin çok iyi geliştiğinden söz etti. Nakasone özellikle Körfez Savaşı'nda özal'dan bilgi aldı. özal, Ortadoğu'da banş ve istikrarın kurulması açısından "Giiçlii bir Türkiye'nin" taşıdığı önemin altını özellikle çizdi. ÖzalNakasone arasındaki 1 saatlik görüşme Türkçe ve Japonca olarak tercümanlar araalığıyla yapıldı. Japonların ihalesini kazandıkjarı 2. Boğaz Köprüsu de görüşmede konuşuldu. özal, "Birinciyi kazanamamıştınız. tkİDciyi aldınız. Buna meranun olduk" dedi. Nakasone de teşekkür etti ve bu konuda lngiltere Başbakanı Thatcher'dan şikayet mektubu aldığını, fakat serbest rekabet söz konusu olduğuna göre elinden bir şey gelmeyeceğini Thatcher'a bildirdiğini söyledi. Özal'ın Nakasone ile görüşmesi, 85 yaşındaki Japon împaratoru Hirohito'nun lmparatorluk Sarayı'nda ve Özal onuruna verdığı dünkü öğle yemeğinde de sürdü. özal bu akşam da Nakasone ile Japon Başbakanının vereceği yemekte yine bir araya gelecek. Türkiye'nin iHc kez yurt dışında tahvil ihracını öngören anlaşma da dün öğleden sonra Tokyo'da imzalandı. 28 milyon dolarlık tahvilin şimdiden satıldığı öğrenildi. Anlaşmayı, tahvili pazarlayan Türkiye Sınai Kalkınma Bankası Genel Müdürü Özhan Eroguz ile Nikko Securities Başkanı ile Industrial Bank of Japon Başkan Yardımcısı imzaladı. Törende bir konuşma yapan Özal, "Bu anlaşma Türkiye açısından son derece ilginç bir adımdır. Türk ekonomisinin dışanya açılması konusunda çok cesur yüriidük. Serbest pazar ve serbest rekabet yolunda önemli adımlar attık. tlk defa Türkiye dışında tahvil çıkartıyoruz. Türkiye'nin dışa açılması konusunda çok önemli bir adımdır bu" dedi. Başbakan özal, daha sonra Japonya Maliye Bakanı Noburu Takoshita ile İmperial Oteli'nde 15 dakika suren bir görüşme yaptı. Özal'ın ikametine ayrılan dairede yapılan görüşmede, iki ülke arasında mali işbirlii olanaklan üzerinde duruldu. aa'nın haberine göre Japon Maliye Bakanı, Özal'dan Türk ekonornisindeki gelişmelerle ilgili bilgi aldı. Özal aynca, Japon Parlamentosu "DIET'e bir nezaket ziyaretinde bulunarak Senato Başkanı Mitsuo Kimura'yla görüştü. Görüşmede Kimura, Özal'a, "Türkiye'nin ihracatının böylesine arUsındaki sır nedir?" diye sordu. Özal, aynca beraberindeki Devlet Bakanı Karaevli ve bir grup Türk parlamenterle birlikte Japon Meclis Başkanı MkhiU Sakata'yı ziyaret etti. özal, bu temaslanndan önce de lmperial Otel'deki dairesinde Japon Sumitomo ve Kajimo şirketler topluluklarırun yöneticüerini ayrı ayn kabul etti. Sumitomo şirketier gnıbu, daha önce Türkiye Kömür îşletmeleri Kurumu'nun SıvasKangal projesi için Eximbank kredisiyle destek sağlamıştı. özal'ın ikinci görüşmeyi yaptığı Kajima grubu ise Türkiye'de daha önce Ayvacık Barajı'ıun mühendislik hizmetlerini yurütmüştü. Bu arada Türk işadamlarından bir grup da Japon Dış Ticaret Birliği yetkilileri ile görüştüler. Kısa adı "Jetro" olan birliğin Başkanı Akazawo ile Başkan Yardunası Miyamota'run katıldığı toplantıda, Türk mallannın Japon piyasasında pazarlanması üzerinde duruldu. Toplantıda Japon gemilerine Türk kıyılannda hizmet sunulması da ele alındı. Yaklaşık 40 dakika süren toplantıya TÜStAD Başkanı Sahâp Kocatopçu'nun yanı sıra ÎTO Başkanı Nuh Kuşculu ile Ali Koçman, Nurettin Koçak, Hilmi Sönmez, Yüdınm Aktürk ve Mustafa Süzer katıldılar. özal, TürkiyeJaponya dostluk grubunun onuruna verdiği yemekte yaptığı konuşmada, "Büıün çözümkre sahip olmayabiliriz. Ancak inancımız vardır. Türkiye harekete geçmiştir" dedi. Kalkınma arttıkça demokrasinin de kökleşeceğini belirten özal, Türkiye'nin Japonya'nın ekonomik gelişimi ile yalundan ilgilendiğini söyledikten sonra şunlan ekledi: "Kalkınmanın bu aşamasında, tecriibenLn almaya hazınz ve buna muktediriz. Hükümetinizin de desteği ile iş sektörierimiz arasında kurulacak dofnıdan ilişki, bu tecriibenin Türkiye'ye akışını sağlayacakör." UGURMIMCU GÖZLEM ÖzaTla İmparator Japon (Baştarafi 1. Sayfada) dan). Semra Özal'a da dün böyle bir çay töreni yapıldı Tokyo 'da. Kendisi için ayn birprogram düzenlenen Semra özal, törenden çok etkilendiğini belirtti. Başbakan 'ın eşine, Japon görgüsünün, zarafetinin temel davrantşları sergilendi. Karşısmda diz çöküldü, topuk üstünde oturuldu... Japonların inceliğine Turgut özal da hayran, "Çoknazik insanlar" diyor ve ekliyor: "Her şey çok basit, temiz, ama aynı zaman da fevkâlade zarif." Imparatorluk Sarayı'nı çok sade bulduğunu belirtti özal. Yıllar boyu İmparator 'un yeni bir saray yapdmasına izin vermediğini, son derece sade yaşadığını, yeni bölümün ise 17yıl önce inşa edilmiş olduğunu söyledi. 85 yaşındaki Hirohito'nun, dünyanın en eski İmparator'u (1925'ten beri) olduğunu belirten özal, lmparator'un Ingilizce anladığını, fakat konuşmadığmı vurguladı. İmparator 'la ilgili izlenimlerini Başbakan, gazetecilere şöyle açıkladı: "Deniz ttimlerine çok meraklı. Türkiye'nin üç tarafının denizlerle çevrUi olduğunu, ama o kadar derin denizler olmadığım belirttim kendisine. İmparator, okyanuslara göre ağ denh.de de çok ilginç yaratıklar olacağını söyledi." Japon imparatorlanmn siyasal kararlara katılmayışianmn kökleri çok eskilere gidiyor. İmparator Hirohito 'nun da bilim ve sanatla ilgilendiğini, bir biyoloji bilgini olduğunu öğrendik. Dün sabah sarayda İmparator Hirohito ile özal arasında tercümanlar aracıhğıyla 15 dakikahk başbaşa bir görüşme yapıldı. özal, Imparator'a şöyle dedi: "Dün akşam, sizi televizyonda gördük. Geleneksel Japon güreşlerini seyrediyordunuz, ilgiyie." İmparator Hirohito: "Çok severim Japon güreşini." Özal: "Ben de severim. Daha önce 13 defa geldim ülkenize..." İmparator Hirohito, yemek sırasında yanına Semra özal'ı oturtup bir süre sohbet etti. Yemek sonrası kahveler içilirken de, İmparator, bu kez Devlet Bakanı Ahmet Karae\Wyi yanına alıp bir süre konuştu. Özal, Expo85'teki Türkpavyonunun, özellikle Anadolu Medeniyetleri Sergisi'nin çok tutulduğunu, iyi Ingilizce konuşan veliaht prensin de lmparatorluk Sarayı 'ndaki yemekte bu sergiden övgüyle söz ettiğini söyledi. Japonların protokolü, dakika şaşmadan yürüyor. Çok disiplinli ve dakikler. özal Nakasone görüşmesine dün sabah 1 saat ayrılmıştı. Nakasone, özal'ın deyimiyle, 'iyi Ingilizce bilen Japonlardan olmasına" rağmen Ingilizce konuşmamıştı. 1 Saat dolunca, Nakasone'nin, süresinin dolduğunu nazikçe belli ettiği ve görüşmeyi "tak" diye kestiği gözlendi. Türk heyetinin ilgisini çeken bir başka şey de şu oldu: tranIrak savaşmda iki üç ay kadar önce Bağdat, Iran hava sahasını savaş alanı ilan etmiş, o arada büyük ölçüde Japon vatandaşı Tahran'da mahsur kalmıştı. Türk Hava Yolları uçağı ile Iran 'daki Japon vatandaşlannın Türkiye'ye getirilmesi, Japon kamuoyunda büyük bir olay oimuş. Nitekim, gerek Hirohito, gerekse Başbakan Nakasone, özal'a bu konuda teşekkür etti. lmparatorluk Sarayı 'ndaki dünkü öğle yemeğinden sonra bir de hatıra fotoğrafı çekildi. özal, "Âdetmis. İmparator Hirohito ile bir de askerlik hatırası gibifotoğraf çektirdik'' dedi. Semra SOYSAL (Kovancı) Erdinç SOYSAL evlendik. Mutluyuz. tstanbul 20.5.1985 ve Biz (Baştarafi 1. Sayfada) Micbel Perez ve Italyan fıhn yönetmeni Mauro Bolognini'nin de bulunduğu Seçici Kurul, Altın Palmiye'yi Yugoslav yönetmen Emir Kurturica'nın "Babam İş Gezisinde" adlı filmine verdi. 1981 güzunde Venedik Film Şenliği'nde "Dolly Bell'i Anımsıyor musunuz?" adlı Hlmiyle ilk kez dikkatleri çeken Emir Kurturica, Altın Palmiye'ye değer görülen "Babam İş Gezisinde" adlı filminde, 1950'li yıllar başında bir Sırp ailesinin yaşadığı acı tatlı olaylan mizah yüklü bir yaklaşunla dile getiriyordu. Kusturica'nın yapıtında Stalin çizgisine yavaş yavaş kafa tutan Yugoslavya'daki siyasal gerilim, yerli yersiz ihbarlar sonucu tutuklanan insanlar, bir ilkokul öğrencisinin merak ve saf gözleriyle anlatılıyordu. öte yandan, Özel Büyük ödül Amerikalı yönetmen Alan Parker'ın "Birdy" adlı filmine, Mizansen ödülü Fransız yönetmen Andre Techine'nin "Randevu" adlı yapıtına, En İyi Artistik Katkı Odülü de Amerikalı yönetmen Paul Schrader'ın Amerikan Japon ortak yapımı "Mişima" adlı filmine değer görüldü. Paul Schrader'ın birçoklannca Altın Palmiye'ye de aday görülen ve çağdaş Japon yazınımn en özgun adlanndan Yukio Mişima'nın yaşamını konu edinen "Mişima" adlı yapıtına En tyi Artistik Katkı ödülü, filmin müziği ve görüntülerinden ötürü verildi. Seçici Kurul ödülü'nü ünlü Macar yönetmen Istvan Szabo'nun tarihsel filmi "Albay Redl" alırken, En İyi Erkek Oyuncu ödülü'nü Hector Babenco'nun "Örümcek Kadının Öpücüğü" adlı fılmindeki rolüyle VVilliam Hurt kazandı. En İyi Kadın Oyuncu Ödülü ise, Arjantinli yönetmen Luis Puenzo'nun "Resmi Tarih" adlı fılmindeki rolüyle Nonna Aleandro ile Amerikalı yönetmen Peter Bogdanovich'in "Maske" adlı filmindeki rolüyle Sonny ile Cber iküisinin ünlü şarkıcısı Cher arasında paylaştınldı. Cannes'da (Baştarafi I. Sayfada) tan tutuklanıp serbest bırakılmasından sonra eski görevine devam etmesi gerekir. Hukuk deyleti de bunu gerektirir. İçişleri BakanlığıBasın Danışmanı İlhan hakkındaki bu işlem, bu bakımdan yerindedir. Yapılan işlem hukuka da hukuk devletine de uygundur. Gel gör ki, bu anlayış Türkiye'de pek geçerli değildir. Herhangi bir siyasal nrtelikli suçtan iki gün için bile olsa gözaltına alındınız mı, tamam.. Hemen işinize son verilir. Hele Ceza Yasası'nın 141 gibi 142 gibi maddeleri uyannca tutuklanıp serbest bırakılmışsanız, hayatınız kayar. İşinizden olursunuz, üstelik yurt dışına çıkmak isterseniz pasaport da alamazsınız. Şöyle örneklerle karşılaşıyoruz: Bir genç fakülteyi bitirmiş, hayata atılmak üzeredtr. Bir işe girecektir. Yapılan güvenlik soruşturmasında, lisede öğrenciyken "sol gruplar arasında görüldüğü" yolunda dosyasına bir kayrt düşülmüştür. Bu kayıt kendisini artık ölünceye kadar izleyecektir. Bu genç işe alınmaz; devlet kapılarında süründürülür. Hiçbir Türk gencinin, İçişleri Bakanlığı Basın Danışmanı kadar hakkı yoktur bu ülkede.. Bir başka örnek verelim. Bu olayı bilenler bilir: Yıl 1961 'dir. Eski sporculardan bir kurmay albay, eski mitli atletlerden TİP Genel Başkanı Mehmet Ali Aybar ile bir telefon konuşması yapar. Konuşma bir rasiantı sonucu yapılır. Bu kurmay albay ile ilgiii dosya zamanın Genelkurmay Başkanı merhum Cevdet Sunay'a sunulur. Sunay, bu dosyayi tutanlan azariar ve dosyanın yırtılması için emir verir. Bu kurmay albay, o yıllarda kendi isteği ile emekliye aynlmış; 12 Eylül döneminde de önemli görevlerde bulunduktan sonra bir kalp krizi sonunda hayata gözlerini yummuştur. Bir hukuk devletinde kamu haklarından yoksunluğu gerektirecek kararlar mahkemelerce alınır. Mahkeme kararı olmaksızın gizli güvenlik raporian ile insanlar en doğal haklanndan yoksun bırakılamazlar. Türkiye'de ne yazık ki, olan budur. Adam tutuklanıyor; sonra serbest bırakılıyor ve beraat ediyor. Karar "Türkmilletiadına" veriliyor. Sanık "Türkmilteff adına" suçsuz bulunuyor. "Türk milleti adına" böyle karar veriliyor ama "devtef"in bazı birimleri bu karan görmezlikten geliyor. Ne yapacaksınız o zaman? Hiç. Kimi kime şikâyet edeceksiniz? Yok, bitti.. "Merci" kalmaz. Bütün yollar tükenir. Bu memlekette mahkeme kararları mı geçerli olacaktır, yoksa polis raporian mı? Casusluk suçundan tutuklanıp serbest bırakılan basın müşaviri Hayat İlhan'\ doğru bir kararla eski işine başlatan Sayın içişleri Bakanı, bu soruya kendi vicdanında yanıt bulduğu gün demokrasi için bir adım atmış olacağız. Evet konu biraz da "iğne ve çuvaldız" sorunudur. Ne demişler: iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır... Org. Üruğ Brüksel'e gitti İSTANBUL (a.a.) Genelkunnay Başkanı Orgeneral Necdet Üruğ, NATO Askeri Komite Toplantısına katılmak üzere dün uçakla Brüksel'e gitti. Belçika'nın başkentinde yapılacak toplantıda, NATO askeri kanadının sorunlarırun tartışılacağı bildirildi. Yeşilköy Havaalam'ndan 1. Ordu Komutam Orgeneral Necip Torumtay Vali Vekili Ali Hasan özer, Harp Akademileri Komutam Orgeneral Recep Ergun, 3. Kolordu ve Batı Garnizon Komutam Korgeneral Doğan Güreş ve öteki ilgililer tarafından uğurlanan Genelkurmay Başkam Orgeneral Üruğ, yarın Türkiye'ye dönecek. THY, Âirbusları hafta sonu ahyor Akbal (Baştarafi 1. Sayfada) Oktay Akbal'la ilgili soruşturmanın gazetemizde 21 Şubat 1985 Persembe günü yayımlanan "Gençler Bize Sesleniyor" başbklı yazıda, "Halkın asılsız haberie telaş ve beyecana sevk edüdigi" gerekçesiyle açıldığı öğrenildi. İSTANBUL (THA) 20 Mayıs 1933 tarihinde Havayolları Devlet Işletmesi adı altında kurulan Türk Havayollan, 52. kuruluş yılını tamamladı. 52 yıl önce 5 uçak ve 28 koltuk ile hizmete başlayan kuruluş, bugün THY olarak 30 uçak ve 4 bin 57 koltuk ile hizmetini sürdUrüyor. THY Genel Müdürü Yılmaz Oral, 1985 yılını atılım yılı olarak kabul ettiklerini, ilki 25 mayıs cumartesi günü Yeşilköy Havaalam'nda törenle teslim alınacak olan 210 koltuklu 4 adet Airbus A310200 uçağını da filoya dahil edeceklerini bildirdi. YUKSEKTEKNOUOJİNİN ANATOMISI yan iletken ekran damariardan herbirinin üzerinde bakır ekran içkJİıf yassı çelik telli artı PVC kıNf bakır iletken (yuvarlak bükümlü sıkıştırılmış) Yeni çağdaş işletme anlayışı, yeni tesisleri ve deneyimli teknik kadrosu ile Ergür Kablo, enerji dağıtım teknolojisinin en ileri ürünlerinin yanında danışmanlık hizmeîleri de sunmaktadır. XLPE kablolar, emaye bobin teli ve PVC kablo üretıminde önde olan Ergür Kablo îeknolojisi, ülke ekonomimızi yılda 6 milyar kW/saate varan enerji kaybından kurtarma potansiyeline sahiptir. iletken ekranı (extrude edilmiş) İSTANBUU T«fc 1555210 (3 Hat) Tbc: 24763 Ekstr Adrec Okçumusa Caddesı.Tezgul Işhanı 2/1. Karaköy ANKARA: Tel: 188035. 189013 Tlc 42675 Erertr Adrer İzmır Caddesı Yaprak Apt. 24/5,Kızılay İZMİR: Tel: 145718. 134293 Adres: Halıt Zıya Bulvan 1337 Sokak 6 ADANA: Tel: 34933 Adrec Ataturk Bulvan Uğurlu Pasa|i 108 DENİZÜ:Tel:18905,11995 Tlx: 59513 Erkatr AdrerP K 126. izmır Karayolu uzerı GENEL MÜDÜRLUK: Tel: 1724685 (10 Hat) Tlx: 27719rgu AdntK Buyukdere Caddesı87 Polat Işhanı 5,6,Uecıdıyekoy, İstantHil ERGÜR KABLO XIPE izolasyon. Ergür Kablo'nun Nokia firması tarafından kurulan Denizli tesislerinde üretilmektedir. CDCC ("azot içinde tamamiyle kuru sistem") ile üretilen XLPE ("çapraz bağlı polietilen") izolasyon, kabloların tamamiyle nemden arınmış olmasını sağlar. XLPE enerji kabloları halen tesis edilmiş olan enerji kablolarına oranla % 25 daha fazla enerji taşıma potansiyeline sahiptir ve kısa devre akımlarına karşı iki kat daha dayanıklıdır.