Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER keye, yepyeni öneriler sunar. Bunlar, ilk aşamada dışalım ve dışsatım üzerindeki denetimlerin kaldırılması, serbest döviz kurallan uygulanması; ülke paralanna temel olarak doların almması ve bu temel üzerinde devalüasyondur. Bu tür değişiklikler, mevcut fiyat veticaretilişkilerinin ve bundan doğan ekonomik ve mali bağımlılıklann korunması değil, çoğalması sonucunu doğurmaktadır. Bu, sanıldığı gibi küçük bir grup uluslararası bankacımn yapuklan bir planni ya da hazırladıkları önlemlerin değil, ekonomik ve mali ilkeleri tam bağımlılık yolunda uygulamaya koyan bir büyük devlet politikasıdır. ABD'nin böylesi bir yönelimi, statükoyu korumaktan derinleştirmeye geçişin habercisidir de. Statükolan derinleştirme, ancak onJan korumanın mümkün görülmediği süreçlerde ortaya çıkan bir yönelımdir ki, bunun bir başka anlamı da paylaşılan yoksul ülkeler statüsünün geçerliliğini yitirdiği süreçlerde, bir yeniden paylaşıma yönelmektir. Yeniden paylaşım ise her süreçte savaş ile olasıdır. Demek ki, IMF'nin ilk aşama ekonomik önerileri, temeldeki savaşa yöneümli ABD politikasının yansımasıdır. Ikinci aşama öneriler ise, ülke içinde güçlü parasal ve mali denetimlerin başlatıhnası, ücret ve fiyat denetimleri mekanizması kurulması, bütçenin kamusal olarak denkleştirilmesidir. Bu ikinci aşama öneriler mali sağlamlık koşulunun önerileridir. Bütçelere yük olan kamusal yatınmlar, birçok ülkede, "sübvansiyon" unsuru olarak kullanılırlar ve doğaJdır ki, bundan dolayı açık verirler. Ancak, zaten gelişmemişlik koşullarında olan bir ülkede, kamusal kuruluşlann sübvansiyona yönelmeleri, halkm çektiği sıkıntılan daha da derinleştirmek anlamına geleceğinden, hükümetler, bu durumu sürdürmeyi gerekli bulurlar. Fakat, IMF, buna karşıdır. Bütçedeki kamusal ağırhğın açık vermemesi için önerilen tek yol da, bu ağırlığı oluşturan kuruluşlann, kamunun elinden çıkartılip, özel girişime devredilmesidir. İkinci aşama öneriler, anlaşıldığı gibi, hem mali bağımlılığı pekiştirirken, hem de gerek vergüerin arrtınlması, gerekse de kamuya dönük sübvansiyonlann kaldırılması ile halkın bunahmıru daha da derinleştirmek yolunda önerilerdir. Derin bunalım, ülke halkırun birinci aşama önerilerin sonucsal olarak dayattığı savaş durumuna karşı çıkmasını değil, savastan ganimet ve pay edinme umutlanyla ona destek olmasını ya da itiraz etmemesini sağlayacaktır. Başka bir deyişle, ikinci aşama önlemleri, birinci aşama önlemlerin sonucunu güçlendirecek, savaşa başvurma gereğinı haklı çıkaracaktır. SON AŞAMA: MERKEZtLEŞMEMİŞ SERMAYE Üçüncü ve son aşamadaki önlemler ise, ekonomik planlamayı geıiye alma ya da sınırlı tutma ile serbest piyasa ekonomisinin bütün kurallannı çalıştırmaktır. Serbest piyasa ekonomisi ile de hem tekelleşmeler önlenecek ve hem de özgür sermaye denilen merkezileşmemiş sermaye girişimleri özendirilip, destekİenecektir. Planlı ekonomiyi sımrlandınna, bir bakıma hükümetlerin denetimini azaltacak ve ulkedeki sosyoekonomik yaşamı hükümetlerin tekeline aldırmayacaktır. Böylece, devletin devamlılığı denilen, ashnda yeni gelen bir hUkümetin giden hükümetin icraatlannı aynen uygulamaya devam etmesi anlamına gelen siyasi durumun devamlılığı yönündeki emperyalist statüko Ukesi, sağlama alınmaktadır. Serbest piyasa ekonomisi koşullarma geçerek, ya da geriye dönerek, tekellerin blok icraatlarına karşı emekçüerin blok savunmalan önlenmek istenmektedir. Böylece emekçi sınıflann başanlı bir demokratik hareket ortaya koyup, hükümetleri etkilemeleri olasüığı ortadan kaldmlmaya, etkinlikleri azaltılmaya ve burjuvazi iktidannın tüm eylemlerini itirazsız kabullenmeleri durumunun oluşturulmasma çalışılmaktadır. Kuşkusuz ki, bu üçüncü aşama öneriler de, birinci ve ikinciler ile sıkıdan sıkıya bağhdırlar. Artık bunlann birbirleriyle bağlantılannın ortaya koyduğu belirlemeler bakımından, Freedman'ın "sıkı para" ekonomisi olarak empoze edilmiş olgunun neyi amaçladığı ortaya çıkmıştır. SONUÇ Emperyalizm, işgal ordularına ve emrindeki tstanbul hükümetine karşı Mustafa Kemal'le omuz omuza Kurtuluş Savaşımızın öz saygılı tarihini yazan halkımızın torunlanna: O günlerin tortulan stratejik olarak uzattıklan sonınlann kargaşasında, bu kez güncel ekonomimizi kuşatarak, geçmişteki utkumuzun (zaferimizin) diyetini ödetmek uğraşmdadır. Genelliğini göz ardı etmeksizin, olguya özellikle bu tarih perspektifinden bakılırsa, IMF tarafından dayatılan ABD'nin büinen politikasına koşut Freedman'ın önlemlerinin askersel duruma yansıyacak yönleriyle de araştınlıp değerlendirilmesine daha da açıkhk kazandırır. Yanna dönük bozgunun hem önleyicisi, hem de yenginin yaratıcısı olacak Mustafa Kemal kuşağının, çocuklan ile torunlannın, bu oyuna gelmeyeceği bilinmelidir. 22 NİSAN 1985 "Sıkı Para" ve Diyetî Vygulanan üç aşamalı "sıkı para" politikası, üçüncü aşamada tekelleşme (sermayenin merkezileşmesi) yerine, dağınık ellerde ve geniş alanlarda sermaye kullanımım sağlayarak denetimi ve işçi etkinliğini yok etmeye yönelmeyi amaçlamaktadır. Bunun sonucu ise planlı bir ekonomik düzen ve özgürlükçü bir demokrasi yerine, sürekli bağımlı ve borçlu bir devlet varlığı getirir. OKURLARA. OKAY GÖNENSİN Daha Çok Okur VEDİİ BİLGET Emekli Amiral Halkımızın "koruyucusu" rolüne çıkan "24 Ocak"çı cepheden kimilerinin yolsuzluklan gazetelerin manşetlerine günlerce yerleşip, kamuoyunda yankılanırken, "parayı sıkıp" emekçi halkın suyunu çıkannak yönteminin temel amacı nedir? Türkiye'nin "su ytlzünde yansı bulan" ekonomik ve politik açmazuun altında saklı olan gerçek ya da kaçımlmaz koşul nedir? Kuşkusuz, bu sorulann yanıtı yalınç bir biçimde ABD stratejisine uyum göstenneye zorlanan ülkelere uygulatıian sıkı para (monetarist) ekonomipolitikası odağından çıkanlabilir. DAYATHAN ÖNERİLER Freedman'ın ekonomik yöntem olarak dayattığı öneriler, çeşitli yollardan IMF'ye başvuran ülkelere sunularak güncelliğini buhnuştur. Dolayh olarak, Freedman ekonomisi Ue IMF arasında bir koşutluk olduğu kavranabilir. IMF, yoksul, gelişmemiş, gelişmekte olan ya da bunalımlı ekonomili Olkeler üzerine ABD tarafından empoze edilen ya da edilmesi öngörülen disiplini, stabilizasyon (kararühk) kredileri vennekle sağlayan sözüm ona uluslararası bir kurumdur. Kredi için IMPye başvuran bir ülke dayanılmaz darboğaz içinde değilse bile, böyle bir darboğazın eşiğinde demektir. Bu darboğaza gelişin izlediği süreç, geneÛikle şöyledir: Ülkenin ödemeler dengesi açığı, Devlet Hazinesi'ndeki ya da Merkez Bankası'ndaki rezervleri yer bitirir, açık devam eder, yabancı satıcüara olan borçlar ödenemez, yabancı bankalardan ve hükümetlerden daha önceki dönemlerde alınan borçlara ait faiz ve amortisman ödemeleri yapüamaz, yabancı yatırımlarm hissesine düşen paylar, havale edilemez, bütün bunlann sonucunda, ülke, iflas durumuna gelir. Burada dikkat edilmesi gereken husus şudur: İflas, sadece itibar kaybına yol açmakla kalmaz, dış ticaretin durması ve böylece ülkenin ekonomik yaşamı için gerekli olan malların dışalımının yapılamaması tehlikesini de doğurur. Bu duruma düşen ülke, içine girdiği çıkmazdan kurtulmak için çeşitli önlemlere başvurur: Dışahmı denetim altına alır, dışsatımı destekler, destekleme ve denetim aracı olarak farklı döviz kurları uygular... vb. Fakat, bu önlemler de etkisiz kaldığuıda, ülke zorunlu olarak IMF'ye başvurur. IMF de tutucu bir bankacı gibi ölçülü davrarur, başka bir deyişle, zayıf ulusun daha güçlü ulusa olan ekonomik ve mahalli bağımlılığıaın devamının sağlanması da dahil olmak üzere, geleneksel iş ilişkilerinin sürmesine yardımcı olur. Anlaşılacağı gibi, ekonomik zorluklar içindeki ülkenin başvurma yeri olarak IMF, uluslararası bankacılığın geleneklerine tutucu bir biçimde bağlı kalarak, parayı vermeden önce, birçok koşul kosmaktadır. Bu koşullar, yapısı ve yönetim kurullan ile fon ve uluslararasındaki güç dengesinin belirlediği kurallara uygun koşullardır. Mevcut bağunlıbk statükosunu koruyacak koşullardır. Ancak, 1975'ten itibaren "AIlan Main" ile "Freedman" başbaşa vererek, gelişen dünya koşuÜan içinde yeni stabilizasyon programlan saptanmasının önemi üzerinde durmuşlardır. IMF yöneticisi Main ile Dünya Bankası ve AID'de yüksek düzeyde daruşmanlıklarda bulunmuş Freedman'ın ortak çabşmalan 1978 yüında biçimlenmeye başlamıştır. Bir kez açıkça görülmüstür ki, ekonomik isteme verilen sunu, temelde siyasal bir SUNU'dur. Dolayısıyla değişen ekonomik koşullar kadar ve hatta onlann önünde değişen siyasal koşullan gözlemek önemlidir. 1978 yılının başından itibaren IMF'nin bütçe açığı ya da fazlası ile ilgilenmediği, gümrük kotaları ve dışalım duvarlan konusunu tümüyle rafa kaldırdığı görülür. Stabilizasyon programı, mali sağlamlık koşulunu öne çıkararak, kredi isteminde bulunan ül Y ayın dünyamız bugün 11. ulusal gazeteyi kazandı. Sabah'ın başarılı olması, insanlan bilgilendirme, dünyayı tanrtma işlevini yerine getirmesi, sürekli okur olmayan insanlanmıza en başta gazete okuru olma alışkanlığtnı kazandırması dileğimizdir. Daha çok okura ulaşma çabası içindeki tüm gazetelerimiz geçen mart ayında toplam olarak yaklaşık 120 binlik daha fazla günlük satışa ulaştılar. Günlük satışlannda yüksek artış sağlayan gazetelerin hemen tümü aynı dönemde cazip armağan kampanyaları yapmışlardır: Kuponla sözluk, ansiklopedi, bilgisayar kitabı, otomobil, bingo, Milli Piyango biletlerine armağan vb. Lotarya ile gelen okurun çok büyük bölümü, kampanya biter bitmez neredeyse aynı hızla gitmektedir. Cumhuriyefte geçen hafta yayımlanan şans oyunlan araştırması herhangi bir armağan kampanyası nedeniyle yeni bir gazete almaya başlayan okuriarın ancak %6'sının kampanya bittikten sonra da aynı gazeteyi almayı sürdürdüklerini gösteriyor. k/m araştırma İstanbul'da gazete okuriannın °/o46'sının bu kampanyalara rağbet edip kupon kestiklerini, %16'sının da kupon kesmek için gazete değistirdiklerini ya da ikinci bir gazete almaya başladıklannı ortaya koyuyordu. * Geçen mart ayında gazetelerin günlük ortalama net satışlan ve şubat ayına göre farklan şöyle oldu: 50 liralık gazeteler: 100.455 Cumhuriyet 323.901 Milliyet 210.352 Tercüman 750.818 Hürriyet 194.459 Guneş 30 liralık gazeteler Günaydın 198.306 251.480 Bulvar Posta 123.198 20 liralık gazeteler 748.876 Tan 24.559 24 Saat +872 +10.133 +17.814 +51592 +42.124 3.698 27.006 17.071 +46.790 EVET/HAyiR OKTAY AKBAL TRT genel müdürteri konuşuyor: MDP milletvekili olan Doğan Kasaroğlu: "Yayın organlan dilde öncülük yapan müesseseler değildir. Dilde öncülük görevi bunlara ait değildir. Anlaşılır dilde yayın yapıp kendilerini daha geniş kitlelere ulaştırmak zorurvdadır. Dil, yaşayan bir unsurdur. Daima gelişmeye açıktır. Bunu durdurmanın imkânı yoktur. Her yaşayan unsur toplumda yer bulacaktır." Yine bir başka TRT genel müdürü, o da MDP milletvekiliaynı konuda şunları söylüyor. "TFfT'nin dilde yasaklama getirmesi ne görevidir, ne de yetkisi içindedir Buradan hareketle bu kelimeyi kullanırsın, bu kelimeyi kulianmazsın gibi bir talimat şansızlık olmuştur." TRT'nin bir önceki genel müdürü emekli General Macit Akman'ın da bu konuda görüşü şudur: "TRT, dil politikasını tayin edecek makam değildir. Dil politikası bir devlet politikasıdır. Kurum ve kuruluşlar bir dil politikası icat etmeye kalkışııiarsa kaos büyür. Bana da genel müdürlüğüm döneminde bir dil politikası uygulamam için çeşitli çevrelerden baskı yapıldı. Türk ditinin lugatcesini tespit etmekle sorumlu makam varken, TRT'nin bunu yapması biraz fazla işguzartıktır. Yaşayan kelimeler, benimsenen kelimeler kullanılır. Yaşam, ulus, uluslararası bu kelimelerdendir. TRT'nin tespit etmiş olduğu 204 kelime içinde kamuoyuna mal olmuş ya da olmamış kelimeler vardır. TRT, böyle bir politika tayin edemez." TRT'nin 1974 dönemindeki genel müdürü, yazar Ismail Cem de şunları söylüyor: "TRT'de bazı sözcükleri kullandırmak da kullandırmamak da yanlıstır. Bu konuda belirli programlarda yanlışlar varsa bu, kendi iç bünyesinde düzeltilebilecek bir konudur. Bir takım yerlere, çevrelere hoş görünme çabasından kaynaklanan gereksiz bir siyasettir. TRT buna alet edilmektedir. Suni bir eski yeni kavgası yaratılmaktadır." TRT'nin eski dört genel müdürünün, Toskay TRT'sinin dil siyasası konusundaki sözlerini, Erhan Akyıldız'ın 'Toskay'ın TRT'si 1 yaşında1 yazısından aidım. Topluca sunmakta yarar gördüm. Bir ulusun diline devletçe hiç mi hiç karışılmamalt... Ben bu görüşteyim. İster olumlu, ister olumsuz yönde bir karışma kötü sonuçlar doğurur. Atatürk bu gerçeği ilk anlayan insandır. Dilimizin özieştirilmesi, daha açıkçası Türkçenin yerleşmesi işini bağımsız birderneğe bırakması bunu kanıtlar. İsteseydi Milli Eğitim Bakanlığı'na görev verirdi bu konuda... Bunu yapmadı, bağımsız bir derneğin kurulmasına önayak oldu. Türkiye'nin öğretmenleri, yazarları, aydınları, düşünürleri Türk Dil Kurumu adlı dernekte bir araya geldi. Türkçemizin gelişmesi yolunda, TDK araştırmalar, çalışmalar yaptı. Bunlar yavaş yavaş ulusça benimsendi. Ama Atatürk döneminde olsun, İnönü döneminde olsun buyrukla 'siz şu şu şu sözcükleri kullanacaksmtz' denilmedi. Oysa şimdi, Bay Toskay'ın TRT'si, Bican Ercilesun, Hamza Zülfikâr, Zeynep Korkmaz gibi birkaç kişinin önerisini benimsemiş, 205 Türkçe sözcüğün TRT'de kullanılmasını yasaklamıştır. Buna uyan başka devlet daireleri J 9 aynı yolu tutmuşlardır. Sözcük yasaklamaya kimin gücü yetebilir? Sözcük, canlı bir variıktır. Siz istediğiniz kadar yolunu kesin, kafasını ezmeye calışın, yaşar o, bugünden yanna kalır, sürer gider. Bir sözcüğü tutturmak, benimsetmek yalnız yazarlann, şairlerin başarısıyla olur. Bir ülkenin yazarları, şairleri dilin egemenleridir. Bir başbakan, bir bakan, bir genel mudür sözcüklere söz geçiremez. Sözcük, alır başını gider; karşı koyar, yenilmez... Erhan Akyıldız sergıledi işte: Aşırı sağcı bir dergi çok daha önce bu 205 sözcüğü 'yasaklamaya' kalkışmış... Şimdi hava uygun, TRT Yönetim Kurulu'nda Korkmaz'lar, Songar'lar, bilmem kimler var ya meydan onların!.. istediklerini yaparlar. Kimse ses çıkarmaz. Yasakladım şu şu sözcükleri! Oldu bitti!.. Boyle sanırtar... Ama yanılırlar. TDK, Atatürk'ün bir yapıtı idi. Bağımsız bir dernekti. Şimdi bir 'devlet dairesi'dir. Yukarıdan gelen buyruklara uygun davranan bir yer... İki yıldır ne iş yaptığı, hangi yapıtlan ortaya koyduğu ortada!.. Türk Dili' dergisinin son sayılarına bir göz atmak bile, TDK'nın 'devlet dairesi' olmasından sonra ne acıklı bir duruma düştüğünü görüp anlamaya yeter.. Toskay'lar, Songar'lar, Ercilesun'lar, Korkmaz'lar ergeç yenik düşeceklerdir. TRT'de de, TDK'da da egemenlikleri belirli bir süre içindir. Atatürk devrimine bağlı kuşaklar birbiri ardına yetişiyor. Eninde sonunda bu yanlış işlerin düzeltileceği bir gün gelecek... O gün, o kadar da uzak değil, hiç değil!.. +255 0 Kadar Uzak Değil!.. RED TURKULERI BAŞAK TERCÜME BÜROSU Kuruluş: 1973 Sayın yayıncılar, sayın işverenler, Memleketimizde her önüne gelen tercüman diye piyasaya çıkmakta ve kitaplıklarımız, bürolarımız kalitesiz çevirilerle dolup taşmaktadır. Biz ise oniki yıldan beri yepyeni bir zihniyetle geniş yeminli tercüman kadromuzla her dilden her tür güvenilir tercüme yapmaktayız. Güveninize lâyık olmak ana ilkemizdir. Adalet BakanlığYna göre, (22) satırbk sayfa ücreti: 800 TL. BAŞAK TERCÜME BÜROSU: Tel: 18 14 62 HATAY SOK. 18/3 Meşrutiyet/Bakanhklar/ANKARA BAŞAK SİGORTA 25. Yıl Eluord, Arogen, Sup«rvi«ll«, Varcort, Dcınos, Chor, Guillcvic, EmonuaH* »• ötakilcr Türkçesi: OKAY GÖNENSİN X BASKI ilkokul öğrencileri resim yarışması sonuçları Seçici Kurulumuzca 6084 eser arasında yapılan değerlendinne sonucu, aşağıdaki öğrenciler yapıtlan ile başarı ödülleri ve aynca 750 resim de sergilenmeye değer bulunmuştur. BAŞARI ÖDÜLLERİ İLK ON MANSÎYON: Banş Çenberci Levent Karamaiak Volkan Parlaktaş Tan Taşpolatoğlu Beren Tuncay Evşen Algı özgür Ürem Can Burcu Ereğliay Halil Ibrahim Güney Yetkin 1leri Aslı Sürmeli özlem Şahbaz Ulaş Temur Ozan Uyanık Ebru Yörükoğlu Operatör Doktor. KAZIM SARI Mua: Mecidiyeköy Büyükdere Cad. No: 57/5 Tel: 166 96 66 166 47 48 Genel Cerrahi Uzmanı KİRALIKDAİRE ARANIYOR Çocuksuz genç bir çift, sahibinden kiralık daire arıyor. Tel: 5286629 11.00 15.30 arası) İSTANBUL PTT BÖLGE BAŞMÜDÜRLÜĞÜ'NDEN SÖZLEŞMELİ GÖZ HASTALIKLARI UZMANI ALINACAKTIR. BaşmadürlüğUmüz Sirkeci Polikliniğı'nde kanuni tatil gunleri hariç her gün 14.0017.00 saatleri arasında çahştmlmak üzere sözleşmeli olarak 1 adet göz hastahkları uzmanı alınacaktır. tlgilenenlerin, bilgi için büyük postanedeki Sağlık Sosyal Işler Müdürlüğü'ne şahsen veya 528 02 32 numarah telefona başvurmalan ilan olunur. Basın: 15187 Doktor MASUME ÇÖL Dahiliye Mütehassısı Adres: Yeşüköy, Polal Yalı D: 6 Tlf.: 573 91 06 İLAN ŞİŞLİ 3. SULH HUKUK HÂKtMLİĞİNDEN 1985/16 Hastalıgı sebebiyle hacri istenen Abidei Hürriyet Caddesi 162/5 Gul Apt. Şişli adresinde ikâmet eden Mahcure Hazime Hadımlı hastalığı sebebiyle hacredilerek aynı adreste ikâmet eden kızı Bilge Hadımhoğlu 1985/16 esas ve 12/4/1985 tarihü kararla vasi tayin edilmiştir. Keyfıyet ilan olunur. 12/4/1985 Basın: 4881 TARSUS 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN Sayı: 982/375 E. Davacüar Kerime Bahalı Vs. vekili Av. Necmiye Kurt tarafından davalılar Nadye Hayta Vs. aleyhine açtığı tapu iptali ve tescil davasımn yapılan yargılamasında: Davalılar Naime Hayta, Bedia Uğurel, Sırrı Uğurel, Güzide Uğurel, Fikriye Uğurel, Ibrahim Hayta ve Ali Şcn'in adresleri meçhul olup zabıtaca tebligaıa salih adresleri tespit edilemediğinden dava dilekçesi yerine kâim olmak üzere, davalılara gazete ile ilan yapılmasına karar verümiş olup, duruşma günü olan 9.5.1985 günü saat 09.00'da duruşmada hazır bulunmalan veya kendilerini bir vekille temsil ettirmeleri veya duruşmaya gelmedikleri takdirde haklarında gıyap karan çıkanlacağı dava dilekçesi yerine kâim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 25.3.1985 B: 15463 DİĞER MANSİYONLAR: Tahsin Aykut Burcu Başer Öykü Petek Bilgili Gültekin llyas Erek Murat Gel Emek Günaydın AltanKaleli Aızu Mcrcan Nermin Mutlu Berna Ocak Ceyda özaydın Deha Soycan Ahmet Hilali Uzbek Kemal Yağhcıoglu Ebru Yaşar Sergi: Atatürk Kültür Merke2i 24 Nisan 3 Mayıs ORHAN TÜZÜN Levent, Güvercin Durağı, Gazeteciler Yapı Kooperaıifı C/3 Blok, Daire 7. Saat: 913 Tel.: 164 57 25 Randevu alınması rica olunur. DİŞ TABİBİ Kendilerini kutlar, başanlannın devamını dileriz. BAŞAK SİGORTA A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TRAFİK ÖĞÜTLERİ Yotculann aracınıza yolun sağından inip binmelerini sağlayın. İst. Trf. Şb. Md. AEOÜRK KÜLTÜR, DİL VE T4RİH YÜKSEK KURUMU TÜRK DİL KURUMU "Türk Dili" dergisinin 400. (Nisan 1985) sayısı "Çocuk Edebiyatı Özel Sayısı" olarak çıkmıştır. Fiyatı 250 liradır. 401. (Mayıs) sayısı "Gençlik Özel Sayısı" olarak yayımlanacaktır. Fiyatı 250 liradır. Özel sayılar için abonelerden ayrıca bir ücret alınmaz. Abone ücreti: Yıllığı 1000, öğretmen ve öğrenciler için 800 liradır. Posta çeki no: 128236 İsteme adresi: Türk Dil Kurumu, Kavaklıdere Ankara Yaymlarımızı dağıtan kuruluşlar: Serhat ve GeDa (lstanbul), Altay (İzmir), Haser (Ankara), Kulaçlar (Adana), Çağsı (Antalya), Ülke (Erzurum). Basm: 15588 • Bayburt Nüfus Memurluğu'ndan aldığım hüviyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. MEDET KOÇ BAYBURT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNDEN 1981/655 Davacı Ankara ili Altındağ ilçesi Fermanlar mahallesinden Fatma Tekin vekili avukat Zeki Çolak tarafından mahkememire açılan gaiplik karan verilmesi davasımn mahkememizde yapılan açık duruşması sırasında: Aşağıda açık hüviyeti belirtüen şahsın aleyhine açılmış bulunan gaiplik davasımn 20.6.1983 tarih 18083 sayılı Resmi Gazete ile ilan edilmiş olup bugüne kadar kendisinden herhangi bir haber alınamadığından mahkemece 2'nci kez hakkında gaiplik karan istenilen Bekir Dönder'i tanıyan veya bilen veya gaibin kendisinin ait olduğu mahkemeye 4 ay içerisinde müracaat etmeleri, etmedikleri takdirde hakkında Medeni Yasa'nın 31 ve muteakip maddeleri geregince gaıpliğine karar verileceği ilanen tebliğ olunur. GAtP ŞAHSIN İLİ: Gümüşhane, İLÇESİ: Bayburt, BUCAĞ1: Merkez, KÖYÜ: Çakırözü Koyu CİLT: 084/01, SAHİFE: 20, HANfc NO: 40, ADI SOYAD1: Bekir Dönder, BABA ADI: Şakir, ANA ADI: Nazife, DOĞUM TARİHİ: 313, MEDENİ HALİ: Bekâr. Basın: 15575 CELİL CEYLANER KONKORDATO KOMİSERLİĞİNDEN ALACAKLILARA DUYURU Merci No: 985/425 Karar No: 985/339 lstanbul Çemberlitaş Evkaf Sok. No: 6/2'de deri ticareü ile iştigal eden Celil Ceylaner, vekili Av. Mevlüt Ertaş'ın talebi üzerine, lstanbul 5. İcraTetkik Mercii Hâkimliği'nin 1.3.1985 tarih 985/425 esas, 985/339 sayılı karan Ue talep uygun görülerek tKt AYL1K konkordato mehili verümiş ve konkordato komiserleri olarak tstanbul Barosu avukatlanndan Av. Altan Akınyurt ile 5. Merci Hâkimliğinin Yazı lşleri Müdürü Ismail Kulluk tayin edilnıiştir Alacaklılar toplantısı olarak belirlenmiş bulunan 12.4.1985 günü bilirkisi tetkikatlarınm ikmal ettirilememesi nedeni ile, loplantı 3.5.1985 günü saat 16.00'da lstanbul Adüye Sarayı 5. İcra Tetkik Mercii Hâkimliği'nin duruşma salonunda yapılacağı bütün alacaklılara ilanen tebliğ olunur. KOMİSERLERİ AV. ALTAN ALTINYURT İSMAİL KÜLLÜK Basın: 5029 TÜRKİYE DENİZCİLİK tŞLETMELERj GENEL MÜDURLUĞÜ'NDEN Kapaulmış zarfla teklif alma yolu ile lstanbul Lıman lşletmemize ait 16 adet Teklifler en geç 1.5.1985 günü mesai saati sonuna kadar 19 Mayıs Han, Kat 3 Bahcekapı lstanbul adresindeki İKMAL MERKEZİMÜDüRLÜGÜ'müze verümiş olacaktır. Şartnameler anılan Müdürlüğun Satış Servisi'nden temio edilecektir. DOSYA NO: 1983/129 Basın: 15515 DUBA SATILACAKTIR CELİL CEYLANER KONKORDATOSU