20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER me organını itham etmek çabası içinde idi. NEDEN SOYKIRIM DECİLDİR İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya çıkan "Genocid" teriminin anlamı çeşitli yorumlara konu oldu. Galip devletlerin kurduğu Nurenberg mahkemesi kararlannda kimi hukuk kurallarının zorlandığı bir gerçektir. Nazd davramşlannın "soy kırım" sayılması doğrudur. Fakat kendi varlığını koruma davranışlarının böyle sayılması mümkün ve haklı görülemez. Nazilik tümden bir "ırk"ı hedef tutmuş, "soykınmı"na yönelmiştir. Ermeniler ise Türkiye'de hiç rahatsız edilmeden, huzur içinde yaşamaktadırlar, dinsel kuruluşlan, temsilcileri dahi vardır. Seçme, seçilme haklanna sahiptirler. Tarih, Türkiye'de ırkçılığın olmadığını gösteren örneklerle doludur. Asıl soykınmını gerçekleştirmek çabaİan Ermenilerden gelmiştir. 1912'de, Balkan Harbüıde Trakya'da Ermenilerin TürkJere karşı yaptıklan; Milli Mücadelede, doğuda Türkleri yok etme hareketleri unutulmadı. 1915'lerde asıl soykınmını, savaşa girmiş bir devlet içinde, Ermeni azınlığı işlemiştir. Yaklaşık altı milyon Yahudiyi yok eden Nazilerin hesabım Alman diplomatlarına yönelik öldürmelerle sormak mümkün görülemez. ASALA ise Anadolu'da meydana gelen karşılıklı öldürmeleri bahane ederek "Ermenistan"ı kurmak isteği içindedir. Bir "meşru müdafaa" olayı böylesine değiştirilemez. Ermenilere karşı, Osmanlı Devleti zamanında da soykınmına gidilmemiştir. Osmanlı döneminde en yüksek mevkilere gelmiş Ermeni kökenli kişilere rastlandığı gibi lstiklal Savaşına katılmış, "tstiklal madalyası" kazanmış kişiler de vardır. O halde tutum bir "soy"a karşı değil, Türk toplumunun en kritik zamanlarda "arkadan ve içinden vurma" davranışlanna karşıdır. Bunu ta meni Kurtuluşunun Gizli Ordurihsel açıdan kanıtlamak müm su" (ASALA), komiteciliğinin kündür. Ermeni iddialarının ve devamıdır. ASALA kendisini kanlı teşebbüslerinin Kıbns da koruyanlara sığınma eğilimindevasına rastlaması dahi bir tesa dir. Halen Beyrut'tan Suriye'ye düf değildir. intikai etti. Ermeni iddiaları "DevletimiErmenistan iddiası, çeşitli dözi elimizden aldılar" biçiminde nemlerde büyük devletlerin dış ileri sürülmek istenmektedir. politikasında "bahane" olarak Oysa tarihte kurulmuş bir "Er kullanıldı ve Türklerin "sıkıntımeni devleti" yoktur. Böyle bir lı dönemleri"nde "olay çıkardevlet kurulmak istenmektedir. mak" yolu seçildi. Terör ile Bu bir devletin topraklarına yö anarşi karması bir "tip" yaratılnelik bir davranıştır. Bu davra mak istenmekte ise de Ermeni nışlan önlemek, tüm uygar dev hareketleri sadece terördür. Bu letlerin ceza kanunlannın baş terör Orly olayında olduğu gibi hükümlerinde yer alır. Bu, özel "gayri muayyen kast" ile maIikle Fransa'da da böyledir. sum kişilere yönelmiştir. Fransız Ceza Kanunu'nun 86 ve onu izleyen maddeleri pek açık SONUÇ tır. Orly davasının, Ermeni teröBazı Fransız gazetelerinde rünün amacının gerçekleşmesi(Örneğin Le Matin: 20 Şubat nin olanaksızlığııu ortaya koya1985) Başbakan özal'ın "Hiç cağını sanıyoruz. Terör hareketkimscnin Cumhuriyet Türkiye' leri göreli olarak "olay" çıkarasinden bir avuç toprak istemeye, rak bunun doğurduğu kat kat ne de Cumhuriyeti ithama hak üstün etkiden faydalanmak istekı yoktur" şeklinde nakledilen ği olduğuna göre, Orly davasını sözlerine işaret edilerek "tarihi bir propaganda aracı haline döinkâr etmek, bir açıdan teroriz nüştürmek çabalarımn önlenmemi cesaretlendirmektedir" sonu si gereklidir. Savunma avukatıcuna bağlanması "büyük hak nın "Ermeni davası"nı sırası gesızlık"tır. Ermeni iddialarının lince anlatacağını davanın daha kınlmaması, ona ters düşülme başında bildirmesi, müdahil vemesi konusunda Fransa'daki fe kiline tüm kaynaklanmızla yarsatçılann cesaretlenmesine asıl dımcı olmamızı zorunlu kılmışbu tür davranışlar neden olmak tır. Kaldı ki Ermenilerin "belgetadır. 1920SevrAntlasması'nda leri" kolaylıkla tahrif ettikleri, bir "Ermeni Milleti"nden söz "sahtecilik cürümleri"ni işledikedildiği halde, Lozan Antlasma leri bilinmektedir. sı'nda böyle bir "ulus"tan söz "Bireyci terorizm" ilkel bir edilmemesi iddia edildiği gibidavranıştır. Yalnız nerede durabir "unutma" değildir. Uluslararası Ceza Hukuku Birliğinin cağı bilinmez. Imkân bulursa genişlemek isteyecektir. Fakat yapBrüksel Toplantısı'nda alınan kararlarda itham edici bir kay tıklan bu olanağı vermedi. Esenda rastlanmamıstır. Bu toplantı boğa olayı ardında sadece "nefnın başkanı da (Donedieu de ret" bıraktı, Orly davasının da aynı biçimde sona ermesini diliVabres) bir Fransızdı. yonız. Serv'in bütün hükümleri büi"Uluslararası terorizmin parnerek ortadan kaldınlmıştır. Lo cası" olarak nazara alınan, Orly zan Antlaşmasını Fransa da im davasında "çete" diye tanımlazalamış bulunmaktadır. Lozan nan "Ermeni terorizm "inin kayAntlaşmasının tutanaklan böy naklan pek geniştir. Eğer her le bir unutmanın söz konusu ol devlet kendine düşeni yapmazsa madığını gösterir. uluslararası terorizmden kendi"Ermeni Davası"m yürüten ne düşen anyı çekecektir. Orly sadece "komiteci"lerdir. "Er olayı bunu gösterdi. Orly Davasuıın PENCERE Solun Sorunu... 14 MART 1985 lıiklerı Avukat Verger'in maddi deliller bulunmasına karşm Garbisyan'ın mahkum edilmesinin Fransa'daki terorizme gözdağı vermek maksadına yönelik olduğuna ilişkin sözlerinin hukukla ilgisi yoktur. Bir avukat hem taraftır hem de taraf değildir. Verger'in "Garbisyan bir kahramandır" sözünü meslek kurallarına uygun bulmuyoruz. Bu tuîum "Paris Barosu Meslek Kuralları"na aykırıdır. Kaldı ki içinde bomba bulunan valizi bir yere bırakmak cesaret işi değildir. Prof. Dr. FARUK EREM Türk kamuoyunda, Orly davasının etkisi üzerinde durulmaya değer. Kimi yayın organlan Fransız yargısını överken kimileri de bunun tersini ileri sürmüşlerdir. SAVCININ İSTEĞİ HAKLIYDI Savcı, tilm sanıklar hakkında ömür boyu hapis cezası istemişti. Üç sanığınfiilleri,birbirini tamamlamıştır. Bombamn imali, malzemenin sağlanması, olay yerine bırakılması, suçu gerçekleştinnekte "eşit nedensellik" içindedir. Suç "birükte" işlenmiştir. Bu nederde savcı haklı idi. Fransız Ceza Kanununun 59 ve onu izleyen maddeleri sanıklar hakkında ayrım yapmayı haklı göstermemektedir. Fransa'nın eskiden beri Ermeni savlarına hoşgörü ile baktığı bilinmektedir. Bu durum sanıklara cesaret vermiştir. Mahkeme Başkanının, karann okunmasından önce "tezahüratta bulunulmaması" uyarısına karşm Garbisyan'ın "sol yumruğunu havaya kaldırmasını" avukatının "militan ruhunun ölmediğini gösterdiği" yolundaki yorumu düşündürücüdür. Karar okunurken Semerciyan'ın kız kardesinin mahkeme heyetine "Ben size gösteririm" diyebilmesi de bundandır. Fransa'da jüri karan, esas açısından lemyız" edılemez. O halde üç sanığın "olayın faili" olduklan kesinleşmiştir. Usul açısmdan da karann bozulacağını sanmıyoruz. Bizce bazı usul hatalan yapılmış ise de bunlann bir "bozma nedeni" sayılmaması gerekir. Dava başlarken "sanıklann resimlerinin çekilmemesi"ne karar verildi. Buna neden olarak da "Türklerin öç almasından korkulduğu" belirtildi. Ne Türk Hükümeti, ne de Türk halkı olaylara karsın bir "intikam heveslisi" olmamıştır. Fransa'da ilk kez hükümetin ASALA ile bir anlaşma yaptığı savı ileri süriildü ve iktidar mensuplannın dinlenmesi istendi. Istek reddedildi. Bunun da bir usul meselesi sayılması olanaksızdır. Çünkü bu konuda tanıklık etmek veya etmemek hükümetin takdirine btrakılmıştır, tartışma dışıdır. Avukat Verger'in maddi deliller bulunmasına karşın Garbisyan'ın mahkum edilmesinin Fransa'daki terorizme gözdağı vermek maksadına yönelik olduğuna ilişkin sözlerinin hukukla ilgisi yoktur. Bir av <kat hem taraftır, hem de taraf değildir. Verger'in "Garbisyan bir kahramandır" sözünü meslek kurallarına uygun bulmuyoruz. Bu tutum "Paris Barosu Meslek Kurallan"na aykındır. Kaldı ki içinde bomba bulunan valizi bir yere bırakmak cesaret işi değildir. Avukatm, klasik bir yol seçtiği görüldü. Hazırlıkta Garbisyan'ın açık "ikrar"ının "başkalarını kurtarmak" için yapılmış olduğu iddiasına, savunmasını dayandırdı. Zabıta mensuplan dinlendi ve Garbisyan üzerinde hiçbir baskıda bulunmadıklarını söylediler. Kaldı ki Fransız Hukuku'na göre baskı altında •e sanık, isteği üzerine hemen s hekime sevkedilir, bunu yapmayan memur ceza görür. Oysa Garbisyan'ın böyle bir isteği olmamıştır. AVUKAT VERGER, ADALETİN YARDIMCISI OLAMAZ Avukat olarak bu zat bir "karma tip"dir. Babasının Komünist Partisi'nden milletvekili seçilmesinin, annesinin bir Vietnamlı olmasının etkilerini taşır, Pol Pot'la tanışmıştır. Fakat Komünist Partisi dahi kendisini uygun kişi saymıyordu. Parti kayıtlan şöyledir: "Denetimi olanaksız çok katı militan." O halde böyle bir kişi "Adaletin yardıması" olamayacaktır. Mesleği, bir başka şeye alet olarak kullanmak meslek dışına çıkmaktır. "Benim kanunum, var olan kanunlara karşıdır. Zira kanunlar tarihi durdurmak için yapılmışür" sözü anlamlıdır, Garbisyan'ı savunmak değil, Fransız yürüt EVET/HAYIR OKT4Y AKBAL "Türkçe Hakkında Bir Töz." Mayıs 1935'te Bursa'da basılmış bir kitapçık. Yazan Dr. Erhand Erand... 1935'te Türk Dil Kurumu 199 sözcüklü bir liste hazırlamış; bunu da 'Cumhuriyet' gazetesi kamuoyuna duyurmuş. Arapça, Farsça sözlüklerin Türkçe karşılıkları... Daha doğrusu, bir öneriler topluluğu. 'Şark'a'Doğu', Garp'a, 'Batı'; 'Akhselim'e 'Sağduyu' vb. karşılıklar öneriliyor. Kimliğini bilmediğim, Dr. Erand bu 199 sözcüğe, TDK'nın bulduğu karşılıkları tek tek incelemiş kendi buluşu olan sözcükleri de bir öneri olarak ileri sürmüş... Dr. Erand'ın önerilerine birkaç örnek vereyim. 'Acele'ye TDK "çabukluk', demiş; Erand ise 'eveoVtfc'diyor. 'Acul'a 'evecen' yerine 'evetmen'; 'afiyet'e 'esenlik' yerine 'yadesen';"ahzuite'ya 'alışveriş' yerine 'alavere'; 'doğu, batı, kuzey, guney' yerine 'doğay, batay, kuzay, donay'; 'amir' yerine 'üsten'; 'arzuhal' yerine 'dileç' vb. denilmesinin daha doğru olacağı kanısında... TDK'nın 1935 yılında düzenlediği 199 sözcükten pek çoğu bugünkü Türkçemizde yok. TDK'nın yayımladığı 'Türkçe SözJükte de yer almıyor... 1935'te önerilen sözcüklerin içinde tutunanlar, yerleşenler de var: Tann, dilekçe, oturum, çoğul, yürekli, atıigan, sonsuzluk, evcil, esnek vb... Ama bize gülünç gelen öneriler de çok: 'devriye' karşılığı 'gezek'; 'asarıatika' karşılığı 'öntükler'; 'cahil' yerine 'bilmeztoy';'alâmet'yerine 'beldeg'; 'alicenap' yerine 'akı' vb... Ama Dr. Erand'ın önerileri o günkü TDK'nın bulduğu karşılıklardan beter! işte birkaç örnek: 'akıman, dikelbel, dileç, kıyman, çecemenlik, asoy, atakman, gezemen, asonal, esnesel, işlemen vb... Bay Erand'ın önerdikleri arasında bugünkü Türkçede yaygınlaşmış olan hemen hemen hiç yok!... Dil Devrimi işte böyle başlamıştı. Kamuya açık biratılım olarak... Ulusca benimsendi, dil sevgisine sahip olan kişiler yeni sözcükler, karşılıklar önerditer, içlerinde gülünç olanlar da çoktu, ama zamanla bunlar temizlendi, elli yıllık bir çalışmayla Türkçemiz bugünkü düzeyine ulaştı. Dilimizdeki yabancı sözcüklerin çoğu, yerini Türkçe karşılıklarına bırakmak zorunda kaldı. Osmanlıca tutkunları bile gide gide Türkçe sözcüklere alıştı. Teknik gelişmelerin, bilim alanındaki ilerlemelerin sonucu olarak yaşama giren yabancı terimlerin de dilimizde karşılıkları arandı, bulundu. TDK pek çok sözlük yayımladı bu alanda... İyiniyetli bir çalışmaydı bu. Zaman zaman yanlışlıklara düşülecekti çaresizlikle... Ama dilimiz bu türlü çabalarlakişiliğini bulabilirdi. Herşey bitmemişti, Atatürk'ün özlediği "yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarılması" çabasının daha yıllarca sürdürülmesi gerekliydi. Ama durum böyleyken, evet böyleyken!.. Birdenbire Türk Dil Kurumu'nu yıktılar, yerine Başbakanlığa bağlı bir 'devlet dairesi' kurdular. Böylece TDK bağımsız bir dernek olmaktan çıkarıldı, yönetime, atanmış kişiler getirildi. Yeni TDK'nın bir 'önerme' yeri değil bir 'buyurma' yeri olması sağlandı. Başbakanlığa bağlı bu kuruluş, artık bağımsız bir dernek değildi, yöneticileri seçimle işbaşına gelmiyordu, atanarak seçilen kırk kişiden kuruluyordu yeni kurum... Böyle bir 'devlet dairesi'nin vereceği zarar öylesine büyük ve yaygın olacaktı ki, yıllar yılı bunun acısını tüm ulus çekecekti... Bütün Dunları kaç kez yazdık, uyarma görevini yeterince yaptık, son yargıyı tarihe bıraktık. Benim söylemek istediğim dil işinin Atatürk döneminde bile bağımsız bir derneğe bırakıldığı, devletin bu konuya pek karıştırılmadığıdır. Dil devrimi, aydınlar, yazariar, dilciler ve bilinçli halkımızca benimsendiği, herkes kendi ölçüsünde katkıda bulunmaya çalıştığı için elli yılda bugünkü başarılı sonuca varılmıştır. Bursa'da bir Erand kendiliğinden Türkçeleşme çabalarına katılmıştır, iyi kötü öneriler getirmiştir. Başka yerlerdeki öğretmenler, aydınlar gazetelerde yayımlanan sozcük listeieri konusunda tam bir özgüriükle görüş bildirmişler, eleştiri yapmışlar, dil devriminin gelişmesinde etkili olmuşlardır. 1935'te TDK'nın önerdiği 199 Türkçe sözcükten pek azı bugünkü dilde yaşıyor. Ama böyle olur, bir uiusun dili buyrukla, tepeden inme bir kararla değişmez, ne daha ileri, ne daha geri gider. Ancak bilinçli bir çalışmadır Türkçenin kişiliğini kazanmasını sağlayan ve daha da sağlayacak olan... Türk Dil Kurumu'nun elli yıl sonra yaptığı ne yazık ki sonuncusu olan 18. Dil Kurultayı'nda Kurum Başkanı Prof. Dr. Şerafettın Turan'ın toplantıyı açış konuşmasında dediği gibi: "Dil devriminin büyük öncusü, kurumumuzun kurucusu ve en çahşkan, en duyahı üyesi Atatürk'ün aşıladığı güçle bundan böyle de yoiumuza devam edeceğiz. O'nun Türkçemizin bir bilim dili olmasını sağlamak için "Geometri" terimlerini kendisinin türetmesi, 1937yılı sonlannda 'Denizbank' deyimi üzerinde başgösteren tartışmalarda takındığı tutum ve yaşamının sonlarına değin dil sorunlarına ve 26 Eylül Dil Bayramlanna gösterdiği duyarlık, yalnız üyelerimiz için değil, anadilden yana olanlar için de tükenmez bir güç kaynağı olacaktır." BİLGİSA1AR \EYA MUHASEBE Öğretmenliği yapabüecek SATILIK AHŞAP EV Ankara asfaltı üzerinde Osmaniye Mah. Etem Kaptan Sok. No: 11 AcıbademİST. Mür. Tel. Ank: 30 65 11 Tükenmez Güç Kaynağımız... ELEMANLAR ARAMYOR Gerekli niteüklere sahip isteklilerin merkez müdürlüğümüze başvurmalan rica olunur. öata nurriu) SBOBTB» n tkstmm Philippe Soupault 200 Lira. Çağdaş Yavınları Türkocaöı Cad. 39/41 Cağaloğlu / Istanbul ŞARLO İç ve dış büyük sermayenin gözdesi özal ve "iş bitirici" kadrosu çöküntü içindeler... Sağ yeni aranışlara yöneldi. Ne var ki bu gelişme solu umutlandırmasın. Sol, yurt çapındaki varlığını 6 Kasım 1983 seçimlerinde herkesi şaşırtan biçimde kamtladı; ama bu gücü birleştirip, örgütleyip, pekiştiremezse sağın çöküntüsü neye yarar ? • Aşağıdaki mektup, bu yokja bana gelen nice mektuptan ancak biridir. Adını saklı tuttuğum okurum, yaygın bir isteği ve kaygıyı dile getirryor. Okuyalırn: "Sayın ilhan Selçuk Konuya geçmeden önce söyleyeyim: Zor dönemlerde de otsa halktan yana, emekçi halkın çıkariannı savunan, onlann acılannı, öfkelerini, umutiarım birçok tehlikeyi göze alarak dile getiren yiğit ve onurlu yazariarımızm varlığını görmek insanı gerçekten sevindiriyor. "Cumhuriyet"imizi alır almaz günlük haberlerden önce ilk işım büyük bir zevkle köşe yazılarını okumak oluyor. Ben, net 34.000 TL aylıkla çalışan bir yurttaşım. Durumum emeği ile çalışan milyonlarca çilekeş insanımızınkinden fartdı değil. Bununla beraber sayın "Buyuklerimizden" sorunlanmızı çözmelerini beklemek de olası değil. Benim değinmek istediğim konu sol partilerimiz üzerinedir. 8 Kasım seçimlerinde 'Halkçı Parti' (Adı bu, özü ise ne idüğü bellisiz) sol oylan bünyesinde toplamıştı. 'SODEP' çeşitli nedenlene (4d bunlar bilinen nedenler) seçimlere sokulmadı. yakın gelecekte 'DSP de kuruluş çalışmalannı tamamlayıp, siyasa şahnesinde görülecek. Soranm size, siz hangisine oy vereceksiniz? HP'ye mi, SODEP'e mi, yoksa DSP'ye mi? Bunlar ayn ayn seçimlere girsinler, hangisi güçlü çıkacak? Hiçbiri... Yine iktidar koituğuna halka bir lokma ekmeği bile çok görenler oturacak. Bu su götürmez bir gerçek. Peki durum böyle iken, sözüm ona halkçı siyasacılarımız ne düşünüyorlar acaba?... Muhtemel bir erken seçlme ya da genel seçimlere böyle ayn ayn üç koldan taarruza mı geçecekler oylarımızı bölmek için... Sol partilehmizin liderleri, sözcüleri her fırsatta halkçı olduklannı, haktanemekten yana olduklarını söylemekteler. Haktanemekten yana olduklarını da böyle üç koldan ayn ayn seçimlere girip oylanmızı bölerek, "Para soysuzları"nı iktidar yaparak mı kanıtlayacaklar... Lütfen baylar! Kişisel kariyeıiniz ve çıkarlarınız uğruna oyianmızı bölup, "gü zelim umutlanmızın içine etmeyiniz..." * Okurumun mektupta kullandığı dil, haklı bir tepkiyi ve kaygıyı dile getiriyor; ama kimi yerde sertleşiyor. Daha ılıman bir yaklaşım, daha yapıcı olmaz mıydı? Ne olursa olsun, solun üst kadrolarını bekleyen tarihsel bir sınav var: Tavandakiler ya tabandakileri bölüp sağın ekmeğine yağ sürecekler, ya da kısa sürede birleşip bütünleşmek olgunluğunu gösterecekler. Artık herkes bilıyor. solda birleşme, soyut lafla ve kâğıt üzerindeki felsefeyle gerçekleşemez. Dünyamızda ve ülkemizde acı ve tükenmez deneyimlerie kamtlanmıştır; soldakiler birleşmemek ya da bölünmek için en güzel lafları bulup üretmede pek ustadırlar. Ama bu kez Türkiye'de somut program üzerine tartışma yolu açılmıştır ki büyük fırsattır; tabandaki güç, tavandakileri somut konular üzerinde tart:şmaya zortamalı. O zaman birleşme de kolaylaşır, umut da somutlaşır. TEK SINIRLI SORUMLU DOĞUKARADENİZ ELEKTRİK DAĞITIM MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN KÖY AG. + YG. ELEKTRİK TESİSLERİ MONTAJ tŞÇİLİĞİ YAPTIRILACAKTIR. 1 Müessesemizce. aşağıda dökümü yapılan köylerin veya mahallelerin AG. + YG. Elektrik tesisleri ile YET (YenilemeEk Tesis) montaj işçiliği; 1984 yılı TEK Dağıtım Şebekeleri Elektrik Tesisleri Birim Fiyatları üzerinden ve kapalı zarf usulü teklif almak suretiyle şartnameleri gereğince 5 ayn grup halinde ihaleten yaptırılacaktır. 2 Tesisleri yaptırılacak olan Köy ve Mahallelerin; KÖY + MAH. TAKRİBİ GEÇİCİ İLI : İLÇESİ : GRUP NO : ADEDİ : KEŞİF BEDELl: TEMİNAT1 : Trabzon Çaykara Sürmene Maçka Espiye Görele Tirebolu 856163 8 Köy 2 Mah. 3 Köy 5 Mah. 27.890.004,850.450, 1985^ Türkiye'de ve Dünya'da insanları, olaytan, sayüarıyla Hürriyet 1985 yıllığı, herşeyden önce pratik önemi olan bazı bilgileri içermektedir. Takvim ve öneıniı günler, ölçüler ve ağırlıklar, telefon kodları, ilk yardım gibi günlük yararı olan bilgiler aynntılı biçimde verilmekledir. Hürri\jet Giresun 852866 14.950.573, 462.267, 850871 11.106.275,3 Köy 346.938,Merkez Ardanuç Artvin Yusufeli 850872 4 Köy 20.265.501,621.805,Artvin Yusufeli 850874 2 Mah. 4.972.131,162.914,3 Bu işlerle ilgili Teklif İsleme Şartnamesi ve İhale Dosyası muhıeviyatı, TEK Sınırlı Sorumlu Doğukaradeniz Elektrik Dağıtım Müessesesi Müdürlüğü Cumhuriyet Cad. Adem Sok. No: 7/4 TRABZON adresindeki Tesis Şube Müdürlüğü Servisi'nde tetkik edilebilir veya bedeli mukabilinde temin edilebilir. (850874 grup no.lu iş dosyası 5.000, TL., 856163 grup no.lu iş dosyası 10.000, TL. diğer grupların dosyaları ise 7.500,TL.dir.) 4 Ihaleye katılmak için Yeterlik (İşıirak) Belgesi başvurularının aşağıda belinilen belgelerle birlikte 29.3.1985 günü saat 17.00'ye kadar Cumhuriyet Cad. Adem Sok. Ebru Apt. No. 7/2 TRABZON adresindeki Müessese MüdürlüğümUzün Muhaberat Servisi'ne müracaat dilekçeierini vermeleri şarttır. lstenilen belgeler ise; a) 1985 yılına ait Ticaret Odası Sicil Belgesi, b) " G " veya " H " grubuna haiz Müteahhitlik Karnesinin aslı veya fotokopisi veya bu tür iş yaptığına dair " İ ş Bitirme Belgesi" veya "Taahhüt Belgesi", c) Teknik ve yardımcı personel bildirisi, d) Sermaye ve kredi imkânlarını açıklayan maü durum bildirisi (Banka referanslı), e) Araç ve vasıta durumu bildirisi. 5 İhaleye iştirak belgeleri 4.4.1985 tarihinden itibaren isteklilerin adreslerine posta ile gönderilecektir. 6 Usulüne göre hazırlanmış olan teklifler en geç 17.4.1985 günü saat 12.00'ye kadar yukarıda belinilen adresteki Müessese Müdürlüğümüzün Muhaberat Servisi'ne verilmiş olacaktır. Teklif zarfları aynı gün saat 15.00'ten itibaren İhale Komisyonu odasında alenen açılacaktır. 7 Gerek iştirak belgesi için gerekse teklif için yapılan muracaatlann postadaki gecikmeleri ile Şannamede öngörülen belgelerin verilmemesi halinde, yapılan müracaatlar ve teklifler dikkate alınmayacaktır. 8 Müessesemiz 2886 Sayılı Kanun'a tabi olmadığından; iştirak belgesi verip vermemekte, ihale yapıp yapmamakta, kısmen ihale etmekte veya işi dilediğine vermekte serbcsttir. Artvin Yılık,Türkiye, Dünya ve spor bölıımlerinden oluşmaktadır. Türkiye bölümü » Türkiyc'nin 1071'den güniimüze dek kısa ama özlü bir tarihi... > 67 il ayrıniılı bivinıdc ekonomisinden loplunısal yaşanıına dek çeşitli yönleriyle tanıtılmakta... 1 Devlet yapısı. bankalar, anayasa kuruluşlan, seçimler, siyasal partiler, sendikalar, dernekler, tiınıluırbaskanları, hiikümetier. eğiıim. milli savunma, nüfus. licaret, ulaşım enerji ve bütçe gibi konularln. loplunısal \aşamla ilgili ayrıniılı bilgilere yer verilmekte... 1 (,'u'^iıli eıkiıılik alanhırıııda adını dıı\urmu^ kisilerin biyogralileri ve yapıtlannın yanısıra I(K) Osmanlı büyiiğii, ünlii iı? adamları, verci rekornneııleri. belediye başkanları, yazariar euğdaş Türk besuvileri ve Ermeni lerör örgütlerinee öldürülen Türk diplomatlan bu bölümün koııulannı okıslurınakıa... TEŞEKKÜR Prof. Dr. MAZHAR ŞEVKET İPŞİROĞLU'nun hastalığına, örnek bir ekip çahşması içinde tam koyan ve hastalığı süresince candan ilgilerıni esirgemeyen 720 M a r ^ 1 Dünya bölümü Siyasal olduğu kadar bilim. kıillıııu \o saııat alaıılarında meydana gelmiş önemli gelişmeleri icfieıı dünya larilıi böliimt). 190 kadar ülke siyasal yapılan. ııulusları, • a lk \e eğiıim dtırunıları ekonomik verileriyle • ğı lanıtılıiKikıa. Uluslararası siyuscıte adı gcçeıı 5(K) dolayında kişinin kısa yaşam öyküleri... Sisıenıaıik bilgiler bölümü, yeryüzü ve güııes sistemi ile ilgili bilgilerden dünyanın belli başlı bankalarına kiıııya elementlerinden uluslararası kurulııslara dek birçokyararlı bilgiyi içcrmekte... 1 Ünlii edebiyuıakır, bilim adanılan. diısünce \e diıı adamları, sanaıçılar Nobel ve Osear ka/ananlar... Doç. Dr. NEFİSE BARLAS ULUSOY'a Doç. Dr. HASAN YAZIÇI'ya Prof. Dr. YÜCEL TANGÜN'e ve sıkıntıh günlerimizde bize her zaman kolaylık göstererek yardım eden Alman Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. ŞEVKET TUNCEL'e ayrıca gerek evimize kadar geierek, gerek mektup, telgraf ve telefonla bizi arayarak acımızı paylaşan tum dostlara teşekkür ederiz. A İ LESİ SAHİBİNDEN SATILIK DAİRE KADIKÖYAClBADEM'de 3 oda 1 hol, sobalı, telefonlu, giriş katı, 85 m : peşin 6.000.000.TL. Tel: 356 90 04 Spor bölümü • 1896'dan bu yana Yaz Oyunları'nda ilk üç sırayı alan takım ve sporcularla, 19241984 Kış Oyunlan'nda alıın madalya kazanaııların adları ve dereceleri... • Atletiznı, atıcılık \e halıer dallarında Oliıııpiyaı, Dünya \e Türkiye rekorları, futbolda başlaııgıcından bugüııe dek Dünya ve Avrııpa kupalannı ka/ananlarla. Milli Futbol takımının yap<ığı maçlar \e 1984'te Türkiye Şaıııpiyonluğu kazaııan sporcuların adları yer almaktadır. 20 TON KROPON KÖSELE SATIN ALINACAKTIR 1 İhaleye iştirak etmek isteyenler 500.000. TL. geçici teminatları ile birlikte kapalı teklif mektuplarını 20.3.1985 günü akşamına kadar İstanbul'da Sümerbank Beykoz Deri ve Kundura Sanayii Müessesemize vermiş olacaklardır. 2 Bu ise ait şartname, yukanda adı geçen müessesemizden temin edilebilir. 3 Postadaki vaki gecikmeler dikkate alınmayacaktır. 4 Müessesemiz ihaJeyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. Basın: 13011 • Beşiktaş 6. Noteri tarafından 21007 no ile tasdik edilen 00010050 numaralı gider pusulamız kayıptır. tlgililere duyurulur. MANAVİZYON REKLAM İŞLERI A.Ş. • Yeşilköy Hava Limanı Güvenlik Komutanlığf nca verilen 1218 No'lu Apran giriş kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. MEHMETALt ÇELİK Ve 1984'ün iç ve dış olaylarının kronolojisi... Tiikenmeden alın
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle