28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet ANAP'lı belediye BEYOGLU. Beyoğlu geceleri sürüyor BEYOĞLU. meclis üyesi Sahıbı Cumhunycl Maıbaacılık \e Gazeıecıhk Turk Anonım Şırkeıı adına Nadır Nadı. • Genel \a>ın Vluduru HasanOmal, Muessese Muduru Emıne Lşaklıgil. W ı lşlerı Muduru Oka\ Gonensın. • Haber Merkezı Mu duru Yalçın Bayer, Sa\fa Duzenı \onetmem \li Acar. • Temsılcüer AN kARA. YalçinDogan.IZMIR Hikmrt Çefınkaya. ADAMA Mehmet Mercan. ServısŞeflen Isıanbül Haberlerı Rrha Oz, Dış Haoerler Ergun Balci, Ekonomı Osman Ulagay. kulıur A>dın Emeç, Viagazın: Valçın Pekşen, Spor Daru>mani' \bdulLadır Yucelman, Duzeltme Rrfîk Durbaş. Araşıırma Şahın \lpay. Iş Sendıka Şukran ketencı, • koordınator \hmel korulsan. # Malı Işler Erol ErVul. llan Ziya Ergene. Halkla Ilışkiler Gulderen Koşar. Idare Huseyın Gurer. Işletme Sadun Sonmez. Basan ve Yayan. Cumhunyel Matbaacılık veGazetecılık TA.Ş Turk Ocagı Cad. 39/41 Cağaloğlu Istanbul, PK 246Isunbul. Tel. 526 10 00 (9 hat). Teloı 22246 • Burolar Ankara: Zıya Gokalp Bulvarı Inkılap Sokak No 19'4Tel 33 114147, Telex 42344 • Izmi'r Halıt Zıya Bulvarı No: 64/3, Tel: 25 47 0913 12 30 Telex: 52359 • Adana: Çakmak Cad No: 134 Kat 3, Tel 1455019731 Te!ex. 62155 TAKVtM 9 Şubat 1985 tmsak. 5 33 Günes: 6.59 Öğle: 12.23 Ikındi. 15.10 Akşam: 17.37 Yatsı: 18.57 TEYPLİ RÜŞVET OLAYI suçüstü yukakuıdı Gaziosınanpaşa Belediye Meclisi'nin iki üyesi, bir kantarcıdan 500 bin lira rüşvet alırken suçüstü yakalandılar. Üzerinde paralarla yakalanan Remzi Çilingir tutuklandı. Belediye Başkanlığı, kendisinden 1.5 milyon lira rüşvet istenen kantarcıya teyp vererek olayın saptanmasım istedi. tstanbul Haber Servisi Gaziosmanpaşa Belediye Meclisi'nin ANAP'lı iki uyesı, dun 500 bin lira rüşvet alırken suçüstü yakalandılar. Teyp kullamlarak saptanan ruşvet olayının ortaya çıkarılmasından sonra Gaziosmanpaşa Savcılığı'na sevkedilen ANAP'h Meclis uyelerinden Aü Ata nöbetçı mahkemece serbest bırakılırken, üzerinde paralarla yakalanan Remzi Çilingir tutuklanarak cezaevıne göndenldi. Bu arada, Bakırköy Belediyesi mutemetı Dursun Koca da bordrolarda tahrifat yaparak zimmetine 1.5 milyon lira geçirdiği saptanarak işten el çektirildi. Koca hakkında savcılıkca soruşturmaya başlandığı bildirildi. Ruşvet aldığı gerekçesıyle tutuklanan Remzi Çılingır, sorgu yargıçlığından çıkarken "olayın komplo olduğunu" iddia etti. VeriJen bilgiye göre olayın ge Beyoğlu, tüm tartışmalann ötesinde yine yaşamayı sürdürüyor. Sayısız pavyon, bar, kulüp, vedet şantözleri, oryantal dansözleri, şişman ve tohuma kaçmış kadınlarıyla, kadın etine aç Anadolu erkeklerine birkaç saatlik düşler veya düşkınklıklan sunuyor. Beyoğlu, bu ülkede yüzünü Batıya çevirmiş levantenlerin veya Batımn doğrudan doğruya temsilcisi olan yabancı uyrukluların, Osmanlı İmparatorluğu 'nu kapitülasyonlar aracılığıyla sağmak suretiyle elde ettikleri kapitali yatırdıklan, Batınınkine benzer bir uygarlığı, bir yerleşmeyi, bir eğlenme tarzmı kurdukları bir semtti. 7 Eroin kaçakçısı bir Türk Cenevre'de yargılanıyor CENEVRE (Curahuriyet) Yahya Demirel'in Cenevre'dekı Petrocon adlı şirketınde çalıştığını ileri süren Ramazan San adlı bir Türk, Cenevre Ağır Ceza Mahkemesi'nce uyuşturucu madde kaçakçıhğı yapmak suçundan yargılanı>or. Mehmet Zeki Tanrıkulu adlı biri Türk, ikisi Mısırlı, üçü Suriyeli biri de Lübnanlının sanık olduğu davada kararın bugun açıklanması bekleniyor. Cumhuriyet muhabirinin Cenevre polıs yetkililerinden aldığı bilgiye göre sanıklar 1983 yılının 14 Eylül günü Almanya'da yakalanan 7 kilo 820 gram eroin ile ilgili olarak yargılanıyorlar. lişimi şu şekilde oldu: Gaziosmanpaşa'nın ana arteri Salihpaşa Caddesi üzerindeki kantarlar bir sure önce ANAP'lı Belediye Meclisi uyeleri Remzi Çilingir ve Ali Ata'nm önergeleri doğrultusunda trafıği aksattıkları gerekçesiyle belediyece mühürlendi. Kantarlann yeniden açılması için çalışmalanm sürdüren kantar sahiplerine ANAP'lı Belediye Meclis uyeleri Remzi Çilingir ve Ali Ata'nın "para karşılıgı" kantarlan açabileceklerini bildırdikleri ileri sürüldü. Olayın Gaziosmanpaşa Belediye Başkanlığı'nca duyulmasından sonra kendisinden rüşvet istenen kantar sahibı Behçet Cambaz'a "teyp" verilerek olayın doğruluğu öğrenilmek istendi. öncekı gun, rüşvet için yapılan konuşmaların teybe alınmasından sonra durum ilgililerce emniyet yetkililerine bildirildi. Ruşvetin dün verilmesinin kararlaştınlması uzerine Çilingir ve Ata, kantar sahibınin işyerine gittiler. Çilingir ve Ata burada dün saat 17.00 sulannda istedikleri 1.5 milyon liralık ruşvetin bir bölümü olan 500 bin lirayı alırken guvenlik kuvvetlerince suçüstü yakalandılar. Olaydan sonra Gaziosmanpaşa SavcıhğYna göturülen iki sanık tutuklanmalan istemiyle nöbetçi mahkemeye sevkedildiler. Nöbetçi mahkeme Ali Ata'yı serbest bırakırken, üzerinde paralarla yakalanan Remzi Çilingir'i tutukladı ve cezaevine gönderdi. TUTLKLANAN ÇİLİNGtR'İN AÇIKLAMASI a.a.'nın haberine göre Remzi Çilingir, sorgu yargıçhğından çıkarken, yuzünu bir kâğıtla kapatarak foto muhabirlerine "çekmeyin, çekmeyin diyonım" diye bağırdı, daha sonra yüzü kapalı olarak şöyle konuştu: "Olay tamamen komplodur. Ben, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Sabri Özturk hakkında, yolsuzluk iddiasıyla Meclis'e (Arkası 11 Sayfada) Atilla Dorsay CUMBALAR BOYV BEYOĞLU Beyoğlu'nun en tipik bir gorüntusu... Evler boyu sıirup giden cumbalar, veya cumbalar boyu akıp giden yapılardan oluşan sokaklar... Avrupa, en çok da ltalyan mimarisinin bizim eski evlerimizle bir bireşim oluşturduğu ve kendine özgü bir kent estetiği yarattığı benzersiz sokaklar... (Fotoğraf ERDOĞA,\ KOSEOĞLü) 5. KATTAN ATLAD1 19 yaşmdaki genç kızııı intîhar teşebbüsü Fikırtepe'de oturduklan apartmanın 5. katından atlayan Bahrıye Koçak ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Şehremını'dekı ev/erının 5. katından, merdıven boştuğuna atlayarak ıntihar eden Muammer Aslan oldü. Aslan'ın akıl hastası olduğu belırtilıyor. fstanbul Haber Servisi Fikirtepe Mandıra Caddesi Coşkun Sokakta meydana gelen olayda Bahriye Kocak (19), 5 katlı apartmanın penceresinden atlayarak intihar etmek istedi. Coşkun Sokak Seher Apartmanının 5. katında oturan Bahriye Kocak'ın aile baskısı nedeniyle intihar etmek ıstediğı öne suruldü. Evde kimsenin bulunmadığı bir sırada 15 metre yuksekten kendıni atan Bahriye Koçak, beton zemine düşmesine karşın ölümden kurtuldu. Ağır yaralanan Koçak, Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde yoğun bakıma alındı. Annesi ile birlikte Fındıkzade Millet Caddesi 73 nolu Yalçın Apartmanında oturan Muammer Aslan (30), dun saat 17.00 sıralannda apartmanın 5. katından kendini merdiven boşluğuna atarak intihar etti. Akıl hastası olduğu ve bir süre tedavi görduğu belirtilen Muammer Aslan'ın annesi olaydan sonra fenalık geçirdi. Olaya Şehremıni Karakolu ile Fatih Cumhuriyet Savcılığı el koydu. Öte yandan Kadıköy Güneşli Bahçe Sokak 9 nolu evde oturan 74 yaşmdaki Sabri Akdogan sobadan çıkan zehirli gaz nedeniyle öldu. Sabn Akdoğan'ın soba üzerinde kurufasulye pişirdiği ve yemeğin suyunu çekerek yanması üzerine çıkan gazlardan zehırlendiği öne surüldu. Maltepe Kooperatif Evleri Dede Apartmanı 3 nolu evde annesi tarafından yalnız bırakılan 3 yaşındaki Filiz Kaya da oynarken bulduğu 1 kutu hapı içmesi uzerine zehirlendi. Komaya giren küçuk kız kaldınldığı Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde midesi yıkanarak kurtanldı. SAİT FAIK'tN FENERt Ml? Sait Faik, Beyoğlu ustune röportajmda "Hele bir fener gostereceğim.. 1780'den kalma.. Dibinde ne randevular verilmiştir"diyor.. Rejans lokantasının oradaki Panaya Kilisesi'nin yanıbaşında böyle nefis bir fener görduk. Acaba Sait'in feneri bu muydu? Yoksa bambaşka bir koşedeki bambaşka bir tanesi mi? Kimbilir? (Fotoğraf: KADIR CANJ yüksekkaldmm 'da bir cezayir şarkısını dıle getirdi plâklar caddei kebir: bütitn ışıklannı yakmış bir gemıdir sinemalar neredeyse boşalacaklar Attilâ tlhan Ve geldik bir sonuç çıkarmaya, bir sentez yapmaya.. Aklın yolu bir.. Sanınm ki bugün aklı başında kimsenin eski Beyoglu'nu yeniden kunnak, yaşatmak gibi bir düşü olamaz. Beyoğlu, eski Beyoğlu, 19. yuzyıldan 192030'lara dek Beyoğlu, parlak ışıklan, cicili bicili vitrinleri, pastaneleri, kahveleri, kafeşantanlan, barları ve lüks otellerinin arkasında bir tek şeyi temsil ediyordu: Bu ülkede yüzünü Batıya çevirmiş levantenlerin veya Batının doğrudan doğruya temsilcisi olan yabancı uynıklulann, Osmanlı lmparatorluğu'nu kapitülasyonlar aracılığıyla sağmak suretiyle elde ettikleri kapitali yatırdıklan, Baürunkilere benzer bir uygarlığı, bir yerleşmeyi, bir eğlenme tarzını kurduklan bir semtti. Ortada ne kapitülasyonlar var, ne o sömürü kaldı. Dizi boyunca Beyoğlu'nu Beyoğlu yapan "azınlık kültürlerini" özellikle araştırdığımızı fark edenler, belki de böyle bir sonuca ulaşacağımızı beklemiyordu. Çünkü nostalji, sanıldığı (ve bazılannca yorumlandığı) denli kötü bir sözçük değildir. Geçmişi özleyebilir, arayabilir, anabilir veya araştırabilirsiniz. Ama bu, ne o güzelliklerin ardmdaki ekonomik ohışumlan göz ardı etmeyı gerektirir, ne de gecmise donmek gibi olanaksız ve gereksiz bir düş kurmayı... Bu olanaksızlığı, aklı başında her insan benzer bıçimde dıle getiriyor. Sözgelimi Çetik Gulersoy şöyle dedi bize: "Be>ogla demek, dünkü Paris, Viyana veya Peşte'nin ikinci, iiçüncü derecede bir kopyası olan bir yerleşimdi. tçindeki ozu de, o kentlerin ve o yaşam biçimlerinin uzantısı olan insanlann Turk ekonomisini somurerek >aşadıklan Avrupa tipi bir havatlı. Be>oğlu'no Beyoğlu yapan, binalan kadar insanlanydı. Bu insanlar °7o 98 oranında değişti. Beyoglu'nun kanı degişti. Bal petegi duruyor, ama içinde bal yok"... Peki, ama Beyoğlu'nu bugünkü sefil, perişan, günden güne çöken, yozlaşan konumunda bırakalım mı? Kuşkusuz bu da büyük bir yanlışhk olur. Burada, bu çok geniş bölgede yatan, yalnız mimari özellikleri değil, sağlam, kunt yapılarıyla ekonomik değerleri açısından da çok önemli bir yapı dokusunun daha üst düzeyde bir kullanıma acümasını istemek ve sağlamak son derece gereklidir. Bunu yaparken, Beyoğlu'nun, ekonomik tabanı ve anlamı ne olursa olsun, Osmanlı lmparatorluğu'nun son yüzyılı boyunca temsil ettiği "ırklar, ııluslar, dinier, diller" kanşımını, Sait Faik'in o denli güzel işIediği bu olağanustü insan malzemesini ve bunun getirdiği sentezi yadsımamak, tersine yeniden işlemek, zenginleştirmek gerektiği kanısındayım.. yaşam bıçımleri meşheri haline gelmesin? Çağdaş, akıla planlamalar bu yoldan ışlev görmesin? Niçin Beyoğlu bir zamanlar sahip olduğu bir dengenin şimdi daha da iyisine kavuşturulmasın? ..Ve Beyoğlu, tüm tartışmalann ötesinde yine yaşamayı sürdürtiyor. Sayısız 'pavyon', bar, kulup;'vedet şantözleri', 'oryantal dansözleri', şişman ve tohuma kaçmış kadınlanyla, kadın etine aç Anadolu erkeklerine birkaç saatlik duşler veya düşkınklıklan sunuyor. Talimhane'de gecenin ilerlemiş saatlerinde yine kadınlar ve çocuklar saülıyor.. Opera'nın veya Divan OteIf nin onunde kustah ve yırtık tavırlı 'donme'Ier araba avında, tetikte bekliyor.. Ucuz, kolay, çabuk sekse, kadın ve oğlan et'ne dayah bir sanayi, yine tüm bır kentin, tüm bir kent de söz mü, tüm bir ülkenin cinsel açlığını ışıklanna çağınyor. Yeniyetme delikanlılar, yine birkaç duble ile dumanlanmış kafalannı, seks fîlmleri gösteren bir sinemada, bir barda veya bir sokak köşesinin pazarhğında kolay doyumlara hazırlıyorlar.. Birahanelerde, pasajdan geri kalanda veya nru şenlendıriyorlar... Abidin Dino, Fikret Adil ve Necip Fâzıl'la şiir tartışmalan yapıyor... Oktay Akbal, Naim Tiralf, Fazıl Hüsnü, Tabir Alangu, Salflh Birsel, Taksim'de bir fotoğrafçıya birlikte poz veriyorlar... Üban Berk, Metin Doglu, Edip Cansever, Fethi Naci, Degüstasyon'da bir masada buluşuyorlar... Haldnn Taner Marklz'den içeriye giriyor ve Abdnlkak Şinasi Hisar'la karşılaşıyor... Dhan Berk, Sait Faik'le ilk kez Petrograd'da tanışıyor... Bedri Rahmi, Narmanb yurdunda kalan Marie Gross'a âşık oluyor ve "Karadut" şiirini yazıyor... Sait Faik, Alexandra'nm peşinde Beyoğlu sokaklannı arşınlıyor... Peyami Safa, ESf Nad, Çallı 1brahim, Mahmut Yesari, Baylan'da otunıyorlar.. Attilâ flhan, Ferit Edgu. Demir Özlii, Ahmet Oktay, Yılmaz Gnıda, Orhan Duru; Hilmi Yavuz, Metin Erksan, Ülkü Tamer, Ergin Ertem, Baylan'a koşuşturup dunıyorlar.. Orhan Kemal'le Muzaffer Buyrukçu, Dram Tiyatrosunun önünde karşılaşıyor ve birlikte 'edebiyal matinesi'ne giriyorlar... Cahide Sonku, Hasnun GâUp sokaktaki KörfezMeyha BİR ARTSOUVEAU BAŞYAPITI Tünel'den Galatasaray'a giderken sağda, Haşet'den hemen once, cephesinde 'Esnaf ve Sanatkârlar Dernekleri' levhası boydan boya yatan yapı, Istanbul'da 'Art Nouveau' denen uslubun en iyi orneklerini yapan ve aynı zamanda, bu uslubun kurucularından sayılan ttalyan Daranko'nun en unlu eserlcrinden biri. Yapı, mimarlara göre Beyoğlu'nun en önemlilerinden sayılıyor. (Fotoğraf: ERDOGAS KOSEOĞLÜ) arka sokak meyhanelennde yıne kafalar lutsuleniyor, arkadaşüklar tazeleniyor, bu yalnızlar, arayışlar ve doyumsuzluklar semtinde bir gecelik avunmalar yaşanıyor... nesi'nde her akşam kafayı buluyor ve eski günlerını anıyor.. Ismet Ay, Kulis'te esprileriyle Turgut Boralı'yı mat ediyor.. Papiriıs'ün 'Yuvarlak Masa'sında Zeki Ökten, Ali özgentiirk, Onat Kutlar, Tank Akan, Genco Erkai, Şerif Sezer yeni fılmleri tartışıyorlar . Muhsin Ertuğrul, Tepebaşı Deneme Sahnesinde bir çocuk heyecanıyla yeni bir oyunun provalanna başlıyor.. Munir Özkul, Heyecan Başaran, Mucap Ofhıoğlu, Küçuk Sahne'de "Çayhane" oyununda birlikte sahneye çıkıyorlar... Ve tüm bu yaşayan veya ölmüş, geçmişten veya bugünden hayaller, sürekü geziniyor, Bevoğlu sokaklannı arşınlıyor, yavaş veya hızlı yürüyor, bildiğimiz veya hıç büemeyeceğimiz amaçlara, unutulmuş randevulara doğru gidiyorlar.. Ve tüm bu hayaller, devingenliklerini tüm bu semte saçıyor, tüm bu semti düşlerimizin, anılanmızın, geçmiş ve çağdaş değerlerimizin vazgecilmez bir beşiği haline getiriyorlar... Beyoğlu taş üstunde taş kalmamacasına yıkılsa da onlar hep orada olacaklar, bitmez tükenmez dolaşmalannı sürdürecekler... VVilly Sperco, gençliğinin Beyoğlu 'sunda birer birer yok olan, yok edilen kurumlan, Abdullah'ı, Tokatlıyan'ı, Istanbul Kolübü'nu anarak yakımyor.. Giderek, o günlerde Sheraton Oteli'nin yapımı için yıkılmakta olan Taksim Belediye Gazinosu için Fransızca şu 2 dızeyi yazmış: "Ayez pitii, ayez plüt Du Casino de Belediye" (Belediye Gazinosu'na aaym, acıyın lıitfen!).. Benim gençliğimin kurumlan da Beyoğlu'nu birer birer terk ettiler. tlk pavyonum Karavan, Galatasaray'dan kaçıp "hotdog"lanmızı yediğimiz Levent bufesi, " 2 fîlm birden" Yüdız Sineması, ilk gece kuluplerim Yeşil Horoz ve Mis Sokak'taki Tosun'un Yeri (Kulüp 27) artık yok.. Bunlann arasında azınlıklara ait olanlar da vardı kuşkusuz: Pasajm ardmdaki laternalı Lefter'in mezelerini veya Rejans'ın gençuklerine değilse de yaşlılıklarına yetişebildiğimiz Rus kadınlanmn havasım kim geri getirebilir? Hayaller.. Bizim hayallerimiz.. Ve hayaller gezimyor Beyoğlu'nun akşamlannda... Ahmet Rasim, Abdülhak Hâmit, Yakup Kadri ve Yahya Kemal, yine Tokathyan'da oturup edebî sohbetler ediyorlar... Ahmet Cemil, arkadaşı Ali Şekip'i yine Glavani sokağındaki La BeUa Venezia lokantasına yemeğe götürüyor... Pierre Loti Eyup'e çıkmadan önce Lebon'da öğle yemeğinı yiyor.. Recaizade Ekrem, Süleyman Nazif, Halit Fahri, Tepebaşı bahçesine gelip Offenbaeh seyrediyorlar... Nâznn Hikmet'le Semiba Berksoy, "Alabanda" revüsünde "gönüller buküyor".. Sait Faik, Samim Kocagöz, Cahit Saffet, Orhon Anburnu, Cdfil Süay, Sabahattin Kudret, Salâh Birsel, Avni Arbaş, Nisuaz öğleden sonrala aynı bahçede "Lükus Hayaf'ı izliyorlar... Safiye Ayla, | BÎTTÎ KAYNAKLAR: Istanbul Ansiklopedisi. Turk Ansiklopedisi, Salâh Birsel: "An Beyoğlu, Vah Beyoğlu" Salâh Birsel: "Kahveler Kitabı" Said N. Duhanî: "Eski Evler, Eski însanlar" VV'illy Sperco: "Istanbul Indiscret" Sanat Dergisi, Beyoğlu özel Sayısı (Sayı 97) ŞttR KtTAPLARI: llhan Berk: "Gaüle Denizi" Attilâ îlhan: "Sisler Bulvan" Onat Kutlar: "Pera'h Bir Aşk İçin Divan" Behçet Necatigil: "Çevre". TARİHİ REStMLER: Çelik Gulersoy arşivi Lahmacun da olsun, kebap da... 1960'ın başlannda tramvaylı Galatasaray. ARA GbLLRj Beyoğlu'nıın sedyeleri 'Bir kapısı, 2 yanında penceresi bulunan bir koltuk odacık olup, pehlivan yapılı ve acı kuvvetli 2 uşakhamnuü tarafından taşınan Avrupakuri binek sedyeleri, İstanbuVda yalnız Beyoğlu'nda kullanılmıştır. " Istanbul ansıklopedısı, 'Beyoğlu Sedyeleri'ni böyle anlatıyor. 1875 yılında çıkan 'Musavver Medeniyet' dergisınm bir sayısmda, şöyle anlatılıyor: "Bu sedyeler yalnız Beyoğlu 'na mahsustur. Dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Kışın çamur belasından sokaklanmızda gezmek zor olduğundan, sedyeler Beyoğlu halkına hayli kolayhk vermektedir. Araba ucretlerinin ağırlığından dolayı buna rağbet çoktu, tramvay idaresinin teşkili ile zuhur eden kupa arabalannm flyatlannın itidale yakın bulunmast, sedyeye olan rağbeti azaltmıştır. " Bu sedyelere, Fransızca'da "chaise a porter" (şezaporte) denirmış. Mınakyan Tıyatrosunda 'Ladam O'Kamelya' oynamrken, Margaret Gotye rolunu yapan Hekimyan, bir sahnede şoyle dermış: " Bu gece Grand Opera'da 'Rigoletto" var, fevkaladedir. On beş, yirmi kere temasa ettim, gene bıkmam. Hazırlayın 'şezaporte'rimi, bir daha musahede eyleyem "(!)... ZİRVE ÖZLEMI'. Ama Beyoğlu'nda, o herbiri kendine özgü rengiyle, kokusuyla '40 millet bir arada' yine yaşıyor bır ölçude.. Rumeli hanının girişindeki Ermeni madamı, yine yabancı dergüeri satıyor. 70'ini aşkın Dimitri usta, yine Kalyoncukulluğu Sokaktaki Hasır'ın nefıs mezelerine nezaret ediyor. Bunlara lahmacunuyla, kebapçısıyla ülkemin başka yörelerinden gelen kültür niye katılmasın? Niye bir Rum meyhanesinin yanında bir kebapcı, bir Ermeni İdlısesınin yanında bır ışkembeci, eski bir Rum evinin yanında bir Türk mutfağı lokantası açılmasın? Niye Beyoğlu, yeniden ve bu kez 'kapitfilasyon' ve benzeri sözcuklerin çirkin çağrışımlanndan uzak bir külturler ve Franstz Sarayı 'nın bahçesındekı klasik bir sutun başlığı uzerine dikilmiş Mevlâna bustu. (FotoğraJ. KADIR CA\)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle