15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER modasından esinlenmiş görünmesidir. Sözünü ettiğimiz Yeminli Bürolar, bunun örneklerinden yalnız bir tanesidir. Özellikle Dünya Bankası teknisyenlerince son zamanlarda sık sık kullanılan ve bir yerinden yönetim (desantralizasyon) türü olarak nitelenen özelleştirme akımı, yerel kamu hizmetlerinin, olabiJdiği ölçüde, belediyeden alınıp özel kuruluşlara verilmesini öngörmektedir. Bu, kuşkusuz, yalnız hizmetlerin görülmesinde kamu kuruluşlanna ve bu arada belediyelere duyulan bir güvensizliğin değil, aynı zamanda, bir dünya görüşünün de anlatımıdır. Bu anlayışa göre, belediyeler de dahil, tüm kamu, iyi işletmeci olamaz. Bu sav, OECD'nin, geçen yaz İstanbul da düzenlediği, Kentsel Gelişmede Kamu Sektörü Özel Sektör îşbirliği Semineri'nde de hararetle savunulmuştu. 20. yüzyıl başlannda Batı liberalizminin etkisiyle, yurdumuzda Ademi Merkeziyet ve Teşebbüsü Şahsî (Yerinden Yönetim ve Özel Girişimcilik) düşüncesini yerleştirmeye çalışan Prens Sabahattin'in rağbet bulmamış görüşleriyle, bu yeni akım arasında yakın bir benzerlik vardır. Bu tür görüşlerin kimi belediye başkanianmızca da benimsendiğini demeçlerinden öğreniyoruz. Yerel yönetimleri ellerine teslim etmiş olduğumuz belediye başkanlanmızın, iş başarabilmek için, sahibi oldukları "Belediyeyi devreden çıkarmak", "İmar planını bir yana bırakmak" gereğini vurgulamaları bize gerçekten çok şaşırtıcı gelmektedir. Başkanlarımız, özelleştirmenin de bir sınırı bulunduğunu ve bu sınırı toplum yarannın belirleyeceğini unutmamalıdırlar. Özetlemek gerekirse, diyebiliriz ki, İmar Tasarısı hükümetin genel felsefesiyle tutarlı görülmekle birlikte, toplum yararı açısından ciddi sakıncalar yaratacak ilkelere dayanmaktadır. Bunlann en önemlisi, bürokrasinin ortadan kaldırılmasıdır. Bilindiği gibi, bürokrasi kavramının dilimizde başlıca iki anlamı vardır. Birincisi, kırtasiyecilik, ikincisi ise geniş çaptaki kamu örgütleridir. İmar etkinliklerine çekidüzen vermekte ve sağlıklı kentleşmeyi gerçekleştirmekte birinci anlamdaki bürokrasinin azaltılması ne kadar gerekli ise, ikinci anlamdaki bürokrasinin ortadan kaldırılması da o ölçüde yanlıştır. Çünkü, kamu hizmetlerinin görülmesinden sorumlu mekanizmayı nicelik ve nitelik olarak yıktınız mı, hizmet anlayışının yerini ticaret kaygılarına bırakmış olursunuz. Yerel düzeydeki planlama ve imar hizmetleri, dünyanın her yanında, belediyelerce yerine getirilir. Bu nedenle, bunlara ilişkin yetkileri, kâğıt üzerinde merkezden alıp belediyeye veriyor görünmek, ama öte yandan ne olduğu belirsiz özel kuruluşlara bırakmak tehlikelidir. Bu yönden bakıldığında, tasannın, en az, 1982 yılında hazırlanan ve planlama görevlerini İmar ve İskân Bakanlığı ile merkezin taşra örgütünde toplamayı öngören tasan kadar sakıncalı olduğunu belirtebiliriz. Tasan yasalaşırsa, sanırım imardaki başıbozukluk ve kargaşa azalmaz, tersine artar. BÜROKRASİYİ KALDIRMAK Bizde uyanan izlenim odur ki, bu tasan ile yalnız kırtasiyeciliğin değil devleti ayakta tutan bürokrasi çarkının da etkinliğinin azaltılması ve işlevlerinin başka kuruluşlara aktanlması amaçlanıyor. Kısaca, bürokrasinin iki anlamı, tasarıyı hazırlayanlann zihninde birleşmiş gibidir. Böyle olunca, arsa spekülatörlerinin, kaçak yapı sahiplerinin, kıyı yağmacılarının, kırsal alanda izinsiz fabrika kurmak için fırsat kollayanların ve verimli tanm topraklarına göz dikmiş parselcinin devleti hiçe sayan davranışlanna sınır koymak güçleşir. Çünkü o zaman bu kimseler, başlıca desteklerini, bürokrasiyi ortadan kaldırmak isteyenlerin savlarında bulmuş, onlarca yüreklendirilmiş olurlar. Ve kısa zamanda görülür ki, devleti yalnız anarşi ve terör değil, bürokrasi düşmanlığı da çökertebilmektedir. t lann hazırlannıasında ve uygulanmasında bürokratik engelleri kaldırmak uğruna yanlış ilkeler de getirmektcdir. Bir kez, kiİmar Tasarısı 'nın olumsuz özelliklerinden biri de, planlama sürecinde mi yapılar için izin belgesi almak "Yeminli Özel Teknik Bürolara" görev vermesidir. Hemen belirtelim ki, zorunluluğuna son vermektedir. Bınun, imar kargaşasını kaldırbu bürolar yöneüm yapımıza, geleneklerimize, kamu hizmetinin mak isterken, tersine, daha bügereklerine uymayan yapay kuruluşlardır. Halkımız bu bürolardan yük bir karmaşaya yol açacağı yakınmakîa, bu hizmetin belediyece görülmesini istemektedir. açıktır. İzinsiz yapılar nasıl olsa önlenemiyor diye, izin kurumunun kendisini ortadan kaldırmak, savunulabilecek bir yaklaşım Uzun süredir gündemde bulu(ruhsat) bekleyenler, bunları ka Rıfkı Atay da, Çankaya adlı yaolamaz. İzin alma zorunluluğunan İmar Yasası değişikliğinin çak olarak yapmaya dolaylı ola pıtında, "Nerede arsa sahipleri nun yalnız bazı yapılar için kalgerçekleşmek üzere olduğunu rak zorlanrruş, özendirilmiş olür lehine bir imar planı değişikliği dınldığını halka anlatmak da basından öğreniyoruz. Bugüne lar. Bu durum, plana zaten iç duyarsanız. orada bir yolsuzluk zordur. Halk bu kolaylığın büdeğin bütün siyasal iktidarlar, tenlikle bakmayan, plan düşün bulunduğuna hükmedebilirsitün yapılar için getirildiğini sagetireceği oy kazancını hesaba cesine temelden karşı olan çev niz" diyor. nabilir ve öyle davranabilir. Bu katarak, imar ve gecekondu korelerce, çoğu kez planı kötüle TASARI NE GETİRİYOR? algılama biçiminin, sorumlu ya nulannda "bir şeyler yapmayı" mek için bir bahane olarak da Kuşku yok ki, bütün bu so da sorumsuz kişilerce desteklendenemişlerdir. Bu gibi konulann kullanılır. runlarırrçozümü, imar işlerimi mesi olasılığı da yok değildir. siyasallaştınlması, kuşku yok Bilindiği gibi, kentlerin imar ki, siyasal partiler için bir görev planları, toprak iyeliğinin sağla zi düzenleyen yasalardan bekle Öte yandan, yapı işlerine ilişkin konularda yerel teknik kadrolanemez. Hatta, kentleşme ve imar dir. Yeter ki, particilik kaygıladığı hakların kullanılmasını kı gibi yapısal bir sorunu, bu tür ra geniş takdir yetkileri tanınmarıyla, toplum yaranndan özverisıtlayıcı özellikler taşır. Kimi ar düzenlemelerle çözmeye çalışma sının da, giderilmesi güç sakınde bulunmak gerekmesin. sa sahipleri, planlann uygulannın boşuna olduğu da öne sürü calar doğurması, kanımızca, kamasında büyük çıkarlar sağlar lebilir. Her şeye karşın, yeni çınılmazdır. AKSAYA.N NEDİR? ken, başkalan bundan zararlı çıİmar Yasası Tasarısı, 28 yıllık Ülkemizde, kentlerin imar kabilir. Kimilerinin çıkarı ise, geçmişi olan yürürlükteki yasaplanlarından, ne bunlan yapan planın hiç uygulanmamasındaYEMtNLİ BÜRO ÖYKÜSÜ.. yı, günün koşullanna ve gereklar ve uygulayanlar, ne de onlarİkinci olumsuz özelliği, tasadır. Bu nedenle, plan yapmakla sinmelere uydurmak çabasındadan etkilenenler memnundurlar. nnın, planlama sürecinde Yegörevli olanlar, toprak ve yapj dır. Tasannın, kimi olumlu özelKentse! gelismenin planları izleminli Özel Teknik Bürolara gölikleri yanında, bizce yanlış ve mesi gerekirken, çoğu kez, plan sahiplerinin sürekli baskılarıyla rev vermesidir. Hemen belirtelim karşılaşırlar. İmar planlarının sakıncalı yönleri de var. lar kentsel gelismenin ardından ki, bu bürolar, yönetim yapımıhazırhk evrelerinde, kentin gelegiderler. İmar planlan, sanki uyza, geleneklerimize ve kamu hizceğine ilişkin, gelişme yönü, işBir kez, planlar hazırlanırken gulanmak için değil de, raflarda metinin gereklerine uymayan yasaklanmak içindir. Kısaca, plan lev türii, kat yüksekliği ve yo gereksinme duyulan toplumsal pay kuruluşlardır. 2981 sayılı ğunluk gibi, henüz kesinlik ka ve ekonomik verilerin sağlanmalarımız, yanlış yapılaşmayı, çarimar Affı Yasası'nda da yer alan zanmamış önerilerin, toprak sa sında DPT'ye görev verilmesi, pık kentleşmeyi ve imar olupbitve sayıları bir yılda mantar gibi tilerini yasallaştırmaktan ötede hiplerinden olabildiği ölçüde giz tasannın olumlu bir yanıdır. çoğalmış bulunan bu büroların, li tutulmasına, bu yüzden özen DPT, kurulduğu günden beri, bir işe yaramazlar. kendilerinden beklenen hizmeti gösterilir. Fırsatçılara, spekülas zaten bu tür etkinliklerin içinde veremediklerini, bu büroları halPlan yapmak, plan değiştir yon yapma yollarının böylece olmuş, Çukurova gibi kimi bölkımızın yadırgadığını bir yıllık mek ve bunlan onaylatmak, aykapatılmış olacağı sanılır. ge projelerini ise kendisi yürütuygulama göstermiştir. Yoksul lar, hatta yıllar alan uzun bir süAma, gümrük, tapu, vb. alan müştür. Ikinci olarak, imar ve gecekondulu, pazarlık yöntemiyreçtir. Kentlerin gelişmesi, bu larda sık sık duyduğumuz yol planlama hizmetinin bir merkele saptanacak bir ücret karşılıarada, kuşkusuz durmaz. Yatı suzluk ve rüşvet oiaylarının, zi yönetim işi olmaktan çıkarılıp, ğında bunlarla karşı karşıya bırımcı, plan yerine plansızlığı reh imar konulannda da, ne yazık konunun asıl sahibi olan beledirakılarak, hizmette adalet ilkesi ber edinir. Planlann 20 yıl gibi ki, sonu bir türlü alınamıyor. yelere bırakılması, yerel demokzedelenmiştir. Yapılan anketler uzun süreler için yapılması, ger Devletin koyduğu bağlayıcı ku rasinin gelişmesine önemli bir de, halkın % 85'inin Yeminli çekçi kestirimlerde bulunmaya rallara karşın, bu hep böyle ol katkıdır. Nitekim, 3030 sayılı yaBürolardan yakındığım, hizmetin da olanak bırakmaz. Büyüklü muştur ve bugün de böyledir. sa da, İstanbul, Ankara ve İzmir belediyece görülmesi gerekıiğine küçüklü her kent ve kasaba, san Planlann kişi çıkarlarını çok ya için, bunu daha önce bir ölçüde inandığını ortaya koyduğuna göki hepsi için gerekliyrrüş gibi, bi kından ilgilendirmesinden, arsa sağlamıştır. Son olarak, gecere, hatada neden direnildiğini rer plana sahip olmayı saygınlık spekülatörlerinin sürekli çabala kondu sorununu içinden çıkılanlamak güçtür. simgesi sayarlar. İmar kuralları nyla yozlaştırılmasından dolayı maz duruma sokan etmenlerden nın katılığı, belediyelerin değiş dır ki, Ankara'nın planını ilk kez biri olan paylı (hisseli) tapu saken tutumları ve teknik personel ÖZELLEŞTİRMENİN SINIRI yapan Prof. Hermann Jansen, tışlanna son vermesi de, tasanyetersizliği de eklenince, konut, Atatürk'e, "Bir kent planı uygu nın olumlu yönleri arasında saÜçüncüsü, tasannın, bugünfabrika, yazlık ev vb. yapmak layabilecek kadar giicünüz var yılabilir. lerde yaygınlık kazanan bir üzere belediyeden izin belgesi mı?" diye sorabilmiştir. Falih "özelleştirme" (privatization) Bununla birlikte, tasan, plan Iıııar Kargaşası ve Bîr Tasan PENCERE Aklın Devinimi... 13 ŞUBA T 1985 Prof. Dr. RUŞEN KELEŞ Strasbourg deyince aklınıza ne gelir? Avrupa Konseyi mi? Koltuk deyince aklınıza ne gelir? İktidar koltuğu mu? Strasbourg denince benim aklıma Server Tanilli geliyor, koltuk denince tekerlekli sandalye... 1970'lerin sonuna doğru, terör ve anarşi dalgalarının köpüklendiği bir akşamüstü, evine doğru yürüyen Tanilli'ye arkadan ateşedilmişti. Kurşun, genç bilim adamının belkemiğine rastladı; o gün bugündür Server tekerlekli koltuğa çakıldı. Bedeninin alt yanı tutmuyor, aklı deviniyordu Tanilli'nin, şimdi Strasbourg Üniversitesi öğretim üyeliğini de böyle sürdürüyor, birbiri ardından kitaplarını yayımlıyor. Bacaklarıyla yürüyebilen; ama kafası topallayanların türediği Türkiye için ne çelişkü... * Ajda Pekkan'la Ahu Tuğba, Turgut Özal'la Şank Tara, Tunca Toskay'la Adnan Kahveci'nin adlarından hamur yuğurup yufka açmaya çabalayan Babıâli'de Server Tanilli'den söz açmak isteği içimden geldi. Ajda evlenmiş, evinin kadını oimuş, Tuğba evliliğe iki ay dayanamamış; Turgut Özal'la Şarık Tara'nın yakın ilişkileri hükümetle ENKA'nın iç içeliğine dönüşmüş; Tunca Toskay TFfT'de Türkçe sözcük yasağı koyarken Adnan Kahveci'nin teypli JamesBond öyküsü kırk katır mı, kırk satır mı sorusuna doğru tırmanma yolundaymış... Yağmursuz mevsimlerin sığlaştırdığı iki karışlık gölette boğulup gitmek korkusuna kapılmış insanın açık deniz rüzgârına tutkusu nasıl benliğini sararsa, Server Tanilli'yi bu sabah öylesine anımsadım ve özledim. Açtım Tanilli'nin kitaplarını, sayfalarını gelişigüzel karıştırdım. "Victor HugoBir Dehanın Romanı"nda şu satırların altını çizdim: "Devrim'in (1789'dan) 1794 yılına kadar süren ilkbeş yılı, Fransa'nın tarihînde bir dönüm noktasıdır. Bu kısa dönemin edebi mirası ise, hiç de büyük değil. Ama saşmamalı buna; çünkü, öyle bir dönemdir ki, bu eylem sözden önce geliyordu. En derin esinlerden de kaynaklansa.yüreklerinengizliköselerine seslenen türden de olsa, ne kelimelerdi önemii olan, ne dokunaklı mısralar; önemli olan hareketti, hareketin kendisiydi. (...) Ne roman, ne tiyatro, ne şiir!.. Ya Andre Chenier diyeceksiniz. Unutulur mu o? Nasıl başlıyordu o şiiri? "Basak gelişir, oraklar biçmeye kıyamaz; Üzüm içer fecrin nimetlerini bütün yaz, Ezileceğini düşünmeden. Ben de o kadar gencim, bende de o var füsun, Zaman ne kadar kötü, tatsız olursa olsun, Ölmek istemiyorum erkenden." Server Tanilli, tekerlekli koltuğunda kanatlanmak sanatınının büyüsünü keşfetmiş. * İnsan kimi zaman ayaktadır, kimi zaman oturur. Nereye oturur? Hezaren sandalyeye mi, tahta tabureye mi, Lui kenz koltuğa mı? İktidar koltuğuna mı? Tekerlekli sandalyeye mi? İster yaldızlı koltuğa otursun, ister oturağa, insan kıçıyla oturur oturduğu yere; aklıyla değil. Bu yüzdendir ki kimi insan iktidar koltuğunda hiçleşir, kimi insan tekerlekli sandalyede yücelir. Server Tanilli yaşadığımız dönemin yüz akıdır. Yüz karası olanlar bugünkü toplumun çarpık değer yargılanna kapılmış olanlarca alkışlanırken Server Tanilli'ye bu köşeden bir "merhaba" demek içimden geldi. Puta tapanların toplumunda tanrının adını ağza almak ne denli yadırganırsa, paraya tapanların toplumunda Server gibi bir fikir adamını anmak da o ölçüde ters düşüyor; ama ters düşmek kimi zaman doğruyu bulmakla eşanlamlı değil mi?.. EVET/HAYIR AKBAL "Umutsuz durumlar yoktur; yalnız, bazı durumlar karşısında umutsuztuğa düşen insanlar vardır"... Kim demiş, kim yazmış bunu, bilmiyorum. Ama doğru bir söz. En umutsuz durumlardan bile insan kendini sıyırabilir. yeni bir umuta kavuşabilir. Ama tam tersi de oluyor. Bir oğrenci kırık not almışsa, karnesini eve götüremiyorsa; ya da bir baba, ailesini geçindiremiyorsa; bir ana yaşamından bezmişse; bütün yolların tıkandığı görülmüşse, hiçbir çıkış kapısı kalmadığına ınanılmışsa ölüm, bir kurtuluş sanılarak aranır. Son zamanlarda cana kıyma olayiarı çoğaldı. Gün geçmiyor ki biri kendini pencereden atmasın, denize fırlatmasın, iple asmasın, tabancayla, zehirle, havagazıyla, daha akla gelmedik nelerle nelerle bu yaşamdan kopmanın yolunu bulmasın. Hepsini gazeteler yazmıyor. Radyo, TV'de bunlardan iz yok! Bir ülkenin toplumsal yaşamının karanlıklara girdiğini belirten birgösterge bu türölümler... Bu yüzden saklıyorlar, duyurmak istemiyorlar belki de!.. Geçen gün bizim orda bir ev kadını kendini pencereden attı. Taa yedinci kattan asağı.. Bir taksiyi durdurmuşlar, alsın hastaneye götürsün diye. Ama şoför yerdeki kadını almaktan kaçınmış, bu yüzden de halk onu tartaklamış. Zaten düştüğü anda ölüp gitmiş zavallı. Ertesi günkü, daha sonraki günkü gazeteler bunu yazmadılar. Bu bir tanesi... Kimbilir daha neler var! Eski bir yazımı açıp okudum: "Yâşama fânilmek' ...Cahit Sıtkı Tarancı'nın bir sözü beni etkilemiş: 'Biz şaiıiere düşen azar azar cantmıza kıymaktır'. Duyarlı, duygulu kişilerde böyle sonuçlar daha çok görülüyor. Örneğin şairler... Oyle çok şair var ki canına kıyan: Nerval, Mayakcvski, Blok, Essenin.. O yazımda şöyle demişim: "Şuyeryüzü üstündekiyaşamapayımızı vaktinden önce koparıp atmalıyım. Sanatçı için yitip giden en küçük zaman parçası bile önemlidir. Kendisine kalan yılları şu ya da bu duygunun itişiyle kendi eiiyle yok edivermek bağışlanır bir davranış değildir." (Arkosı 11. Sayfada) OGRENCI/OGRETMEN YÖNETEN MUAMMER TUNCER Umutsuzluk Ölümü Çağırır Açık Öğretim'de sorunlar Bizler, Anadolu Üniversitesi Açık öğretim Fakültesi tktisat Bölümü 3. sınıf öğrencileriyiz. Üç yıldır, okulun "açık" olması nedeniyle olacak, her yıl peşin olarak 1020 bin TL. arası değişen paralar alındı. Okul yöneticileri her yıl başarıyı %90 göstermeye çahştılar. Bu olağan durumdu, "açık ogreüm" sisteminin tutunabilmesi için doğaldı. Bu konuda bir örnek vermek istiyoruz: Ara sınav belgeleri öğrenciye gönderilmesine karşın 2. sınıftan 3. sınıfa geçen öğTencilerin yansından fazlası biriki dersten borçlu geçmiştir. Bu derslerde 2. sınıfın ağırlıkL dersleri iktisadi analiz ve istatistiktir. Bizler de bu kapsam içerisindeyiz. Buna karşın, yöneticilerin açıklamasma göre, sınav yönetmeliği de değiştirildi; ara smavlann, örgün okulların yüz ytlze yapılan vize sınavlan gibi, belirli merkezlerde yüz yüze yapılacağı açıklandı. Geçmiş uygulamanın avantajına karşın, yan yarıya borçlu geçen öğrenciler simdiki uygulamayla nasıl başarılı olabilecekler? Sınav merkezlerine ulaşmak için yapacağımız masraflar ise ayn bir konu. Yüz yüze yapılacak sınavlarda başanh olanıayan, borçlu geçen öğrencilerin okulla ilişiği kesilecektir. Yeni ara sınav sisteminin öğrencilere çok büyük sorunlar çıkaracağını ilgililere duyurur musunaz? ZONGULDAK'TAN BİR GRUP A.Ö. FAKÜLTESİ 3. SINIF ÖĞRENCtSt MEGS Bakanlığı çalışma takvimi Ortaokul ve ortaöğretim kurumlannda okul dışından bitirme, bekleme ve sorumluluk sınavlan ile "METEP" Mesleki ve Teknik Eğitim Projesi uygulanan mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarında dönem bütünleme sınavlan: 28 Mayıs 1985 salı sabahı başlar, 14 Haziran 1985 cuma akşamı sona erer. Anadolu Liseleri, Anadolu Ticaret Liseleri ile özel Türk ve Yab a n a okullar smavı (orta kısım hazırlık sınıfı sınavlan): 29 Mayıs 1985 çarşamba. Endüstri Meslek Liseleri sınavları, özel ilkokullarda aday kaydı yapılan öğrencilerin seçimi: 3 Haziran 1985 pazartesi, 10 Haziran 1985 pazartesi tarihleri arasında. Şehir ve kasaba ilkokullannda görevli öğretmenlerin mesleki çalışmaları: 10 Haziran 1985 pazartesi sabahı başlar, 14 Haziran 1985 cuma aksamı sona erer. Merkezi sistemle yapılan okul dışı yaz dönemi bitirme sınavları: 111213 Haziran 1985 salı, çarşamba, perşembe. özel Türk ana ve ilkokullara kayıt hakkı kazanan aday öğrencilerin kesin kayıt süresi: 11 Haziran 1985 salı sabahı başlar, 14 Haziran 1985 cuma akşamı biter. Şehir ve kasaba ilkokulları ile ortaokul ve ortaöğretim kurumlan ve Kız Teknik öğretim bağımlı ve bağımsız pratik kız sanat okullannda görevh' öğretmenlerin tatile gitmesi: 14 Haziran 1985 cuma. Kız Teknik öğretim Olgunlaşma Enstitüleri'nde görevli öğretmenlerin tatile girmesi: 18 Haziran 1985 salı. TEŞEKKÜR Başarılı bir ameliyatla beni sağlığıma kavuşturan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Plastik ve Rekonstrüktif Ana Bilim Dalı Başkanı, değerli insan, Sayın Doç. Dr. TEŞEKKUR Sevgili eşim, babamız SEDAT GÜNAY'ı son yolculuğa uğurlamak için gelen, çiçek gönderen, Türk Eğitim Vakfı'na bağış yapan, telgraf ve telefonla başsağlığı dileyen tüm dost, arkadaş ve öğrencilerine en içten duygulanmızla teşekkür ederiz. Eşi: Sevim Çocukları: Alim, Osman Senelerce süren araştırmalanm sonunda, KANSER ve ŞEKER hastalıklannı kökünden tedavi eden iki kıymetli ilaç yaptım. Bu icadım T.C. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'nca 29.11.1984 gün, 02/23120 No ile tescil edilmiştir. İlgilenenlerin adresime başvurmaları mecburdur. AKDOĞAN ERÖZBEK ile ameliyat hemşiresi MÜRŞİDE TAŞ ve Alâaddin Karabacak'a içten teşekkürlerimi bildiririm. SALİH BAYHAN Koca Ragıp Mahallesi İkbal Sok. No: 3 LALELİİST. Tel: 525 29 72 NACİ YENER TURKIYE HALK BANKASI Almanya, İngiltere, HoUanda, Ürdün, Ortadoğu ülkeleri ve 160.000.000 çift üretim ÖNEMLİDİR... Almanya. İngiltere. Hoilanda. Ürdün. Ortadoğu ülkeleri; Türkıye'nın 5.630.980 çıft ayakkabı ıhraç ettıği dış pazarlardır. Çağdaş Teknolopk olanaklarla üretim yapan ayakkabı ve yan sanayi kuruluşlan içm ıhracat önemlidir. Çunkü Türkiye ekonomısı için dövız önemlidir. Başta Ortadoğu ulkelen olmak üzere Avrupa ve Amerikalı ahcılar hangi Ayakkabı ve yan sanayi kuruiuşlanmızla bağlantı kuracaklar?... HALKALI KAYNAK VE EIEKTRİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. YÖNETİM KURULUNDAN Şirketimizin olağan Genel Kurulu aşağıdaki gündemde yazılı hususları görüşüp karara bağlamak üzere 22 Marti985cuma günüsaat 11.00'de Tersane Caddesi, Nafe Sokak Erdoğanlar Sıtesı 3 numaralı adreste toplanacaktır Kâr ve zarar hesabı, bilânço, Yönetim Kurulu raporu ile murakıp raporunun toplantı tarihindenonbeş gün önce şirket merkezinde Sayın Hissedarların tetkikine amade bulunduğunu arzeder, hissedarların sahip oldukları hisselerı ioplantı gününden enaz bir hafta önce şirkete tevdii ile gıriş kartı almalarını ve toplantıya gelmelerini rica ederiz. HALKALI KAYNAK ve ELEKTRİK SANAYİ ve TİCARET ANONİM ŞİRKETİ GÜNDEM 1. Başkanlık Oıvanı seçimi ve lutanağın imzası hususunda Divana yetki verilmesi; 2. Yönetim Kurulu ve murakıp raporların okunması ve tasvibi; 3. 1984y111 bılançosu ile Kâr ve Zarar hesaplarının tetkiki ve tasvibi; 4. Yönetim Kurulu üyeleri ile Müdürlerin bilcürflle karar, muameleve tasarruflarınm tasvibi: 5. Yönetim Kurulu üyelerinin, Müdürlerin ve Murakıbın zimmetlerinin ibrası, 6. 1985 yılı için bir murakıp seçimi ve yıllık ücretınin tesbiti; 7. Senelik kâr ve zarar hususunda karar ittihazı. 2. AYAKKABI Etap Marmara Oteli u SANAYİ FUARI 1317 subat 1985 Ayakkabı önemlidir" OuRuP Sanayı ve Tıcaret Baonlığı İç Ticaret Genel Müdürijgj'nün 22/OCAK/1985 tarıh 10(3201) say=lı ızmyle düzenlenrnıst^ TÜRKİYE UMUM AYAKKABICILAR FEDERASYONU TANITIM HİZMETLERI A Ş Tel146 32 9 8 1 4 8 8 O 8 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle