19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER maya yonelık bu eğıhmın, eskı resme ahşmış kımselerce "doğanın bozulması" bıçımınde anlaşılmış ve yorumlanmış olmasıdır Ovsa alışılmışa başkaldırma, yaşamı venıden kurma tutkusu butun sanatı ele geçırmıştı 1916'da Zunch'te ortaya çıkan Dadacılık (anlamsız, gehşı guzel bulunmuş bır sozcuktur) ıse, başkaldınvı dunyanın anlamsızlığına dek vardıran bır protesto akımı ıdı (Doğduğu \ılın Bırıncı Dunya Savaşı ortası olduğunu unutmayalım ) Bu akım, butün sanat dallannı değıl yalnızca, butün törelerı de yenı baştan ele alıp eleştırmeğı amaçlıyordu Burada ılgınç olan, artık "bilgı"lerın de tartışma konusu edılmesıdır Çunku çağ, bılımlerın de sarsıntılara uğradığı bır çağdı Zaman, durmuş oturmuş olmaktan çıkmıştı Butun Dadaalar, 1924 yılında, Andre Breton'un başkanlığında ve yenı kışılenn de katılması ıle, bu kez Gerçekustuculuk'u kurduIar Yalnızca sanatların değıl, bıbmın ve felsefenın de yerulenmesı gerektığını savunan yenı akım, şnrden sınemaya dek butun > a >nat dallannı etkıledı Freud, Hegel one çıkanldı, Rımbaud'ya, Baudelaıre'e, Lautreamont'a sahıp çıkıldı, aklın denetımıne karşı gelındı Akım, gıderek Marx'a yaklaştı. Gerçekustuculerın bır bolumu komunıst oldu Demek yalnız Pıcasso değıl, Pıcasso'nun da çoğuna katıldığı bu çağdaş akımlar ıçındekı sanatçılar, tarıhte gorulmemış bır başkaldın, değışme ve yenıyı deneme coşkusu ıle yerleşık beğenı, duşunuş, ınanış bıçımlerını allak bullak ettıler Ya şıır 7 Şıır bugun "guzel soz" olmaktan çıkmıştır artık Eskı den "Şiır gibi" betımlemesı bu anlamda kullanılırdı, oysa ben onu, sevdığım, etkılendıgım bılım felsefe vapıtları ıçın kullanıyorum bugun Pekı ama, butun bunlar zıbıdılık mıydı ve yalnızca sanatlarda mı gorundu 7 Zıbıdılık değıldı, ama aydın sayılanların buyuk çoğunluğu, bılımlerdekı, felsefedekı buyuk yemhklen, değışımlen bılmedıklerı ıçın, onlara göre, sadece sanatlarda gorundu Her zaman böyle olmuştur bu, eskı resmın en buyuk varatıcılanndan ve kuramcılarından Leonardo, çağının fızık, optık, anotomı bılımlerının verılerıne gore çahşmıştı, ama resmı o bılımlerden one çıktı Fılosof Mach'a vaslanan ve unlu fi zıkçıler Chevreul ve Helmholtz ıle ılışkılen bugun artık bılınen Izlenımcı ressamlar da, bılımden habersız kımselerce, doğavı berbat etmekle suçlanmışlardı Bugun bana, "Kendımi a\dın bir kışi sayanm. her zaman guzel sanatlaria ılgilenmişimdir; f akat son >illarda resimden. vonuttan, şurden anlamaz dunıma geldım. Bu nasıl oldu?" dıve sorana, ben de, "Pekı Ferdınand de Saussure'un yapısalcı dilbılımcılıginı bili>or musunuz? Kuanta kuramına kulak mısafin oldunuz mu? Husserl'ın Gorungubilımine goz gezdırdinız mı? Modern matematiğe ne dersinız? Bivolojinın venı buluslan ıçın ne duşunuvorsunuz? VVıttgenstein'e ne dersıniz?" dıye sorsam, sanınm, sorusu ıle oenım yanıtım arasında ılışkı kurmakta guçlıik çekecektır Çunku onca, sanat kolay, bılım guçtur İşte çağımızın araştırıcı sanatçıları, bu " k o l a j " anlayışının ortadan kalkmasını sağladılar Pekı, yazımın başında sordu ğum soruvu yanıtlavabıldım mı 9 Havır, ama yaklaştım bıraz Çağımız yalnız sanatta değıl, felsefede, bıhmlerde de hızlı bır araştırma ve bunun sonucu olarak hızlı bır değışım surecını ya şıvorlar Çunku çalışma alanlannın sonsuzluğunu goruvorlar Sözgelışı, şıırde öylesıne çok denenecek alan var kı, ömur yetmez Pıcasso, sadece Mavı Donem'ı ıle kalsaydı, gene buyuk ressam dıye anılırdı O bıze ">etinmemeği" oğrettı 29 KASIM 1985 Yefjıunemek MELİH CEVDET ANDAY Geçen haftakı yazımda "Picasso ile Konuşmalar" adlı kıtaba sadece bır ucundan dokunmuş Pıcasso'nun "Sanatçı , ressam" sozu uzennde durmuştum Bu jazımda ıse o kıtaptan da ıster ıstemez çıkarılabılecek ba^ka bır onemlı konuyu.sana tın ve sanatçının "değişmesi"' konusunu ele almak ıstıyorum I Sanatlar neden değışıyor ve sa', natçdar değışme zorununu hangı ıtkılerden oturu duyumsujorlar 9 Bundan da onemhsı sanatlarda değışme surecının özellık le çağımızda gdrulmemış bır hız kazanmasını nasıl açıklamalı'' ' Çunku sanatların (şıınn, edebı. yatın da) yepyenı bıçımlere >o nelmesı, yalnızca bızım toplu mumuzda değıl, butun dunyada ' buyuk yadırgamalara neden ol"• muş ve olmaktadır Konuvu bu yazı çerçevesı ıçınde kesın bır çozume bağlayamasak da, hıç olmazsa uzennde duşunmuş olu^ ruz Az değıldır 1 PENCERE Amerıkada Avmpa'dakınden ayrı bır partıcılık anlayısı gecerlıdır Ingıltere, Fransa, Italya ve benzerlerınde soldan sağa komunıst, sosyalıst, sosyal demokrat, lıberal, tutucu gerıcı partıler soz konusudur Bu partıler değısık dunya goruslerını savunurlar, partı yonetımlerı uyeler uzennde etkındır parlamento gruplarının aldığı kararlar mılletvekıllennı bağlar, her polıtıkacı basına buyruk davranamaz ABD'de ulkeye egemen ıkı buyuk partı var Demokrattarla Cumhurıyetçılerın arasında yok denecek kadar kucuk ayrır lar bulunuyor Amerikan tekelcı kapıtalızmı öylesıne guçlu k. sısteme muhalefet tanımıyor Buyuk sermaye gucu sıyasal alanı ağır bır sılındır gıbı djzlemıs, ıkı kapıtalıst partıden oluşan bır duzen kurmus Temsılcıler Meclısı ve Senato'dan oluşan Kongre'dekı polıtıkacılar davranıslarında ozgurdurler, partı dısıplını dıye bır şey yok Boyle olunca da ABD Kongre sınde bır onerının yasalaşması ıçın ' lobıcılık" denen yöntem doğal sayılıyor, "yonetım ıçınde yonetım"e donuşuyor Kımı kıtap, ışlev açısından bır telefon rehberı kadar yararlıdır N Nısa Bayramoğlu'nun "Amerıka Bırleşık Devletterı'nde Lobı Faalıyetlerı' adlı kıtabını (Dış Polıtıka Enstıtusu, Ankara 1985) okurken bu sanıya kapıldım Konuyla ılgılı olanlar Amerıka'da lobıcılığın karkasını bu kuçuk kıtapta carpıcı bıçımde görebılırler 1980 lenn basında ABD de 1000 dolayında lobıcılık tırması Kongre ye donuk çalışırken, kamuoyuna donuk 1700 halkla ılışkıler şırkett bulunuyor lobıcılığın ıkıyuzunu oluşturan bu kuruluslarda yaklasık 90 bın eleman ıs göruyor, yılda ortalama dort mılyar dolar harcanıyor, 4000 tıcarı fırma temsılcısı, 500 ozel konularda temsılcı, 1500 lobıcı, yabancılar ıçın etkınlık gösterıyor 1000 dolayında Vaşıngtonlu avukat devreye gırıyor, her bır Kongre uyesıne 30 lobıcı duşuyor Demek kı Amerikan demokrasısı lobıcılıkten oluşan bır ortamda ışlıyor Kuşkusuz bu örumcek ağının başlıca amacı Amerikan kapıtalızmının felsefesını oluşturan cıkarcılık ve kâr motorunun çarklarını çevırmek ıçın senator ve temsılcı avlamaktır ama bızı ılgılendıren yanı Israıl, Yunan Ermenı lobılerının yapısı ve gucunu belırleyen çızgılerdır Son yılların Ortadoğu olaylarma bakılınca, "Israıl mı Amenka'yı Amerıka mı Israıl'ı yonlendırıyor?' anlamak guçtur Ortadoğu'da Israıl demek Amerıka demektır ABD'de yasayan altı mılyon Yahudı nufusun yuzde 4'unu oluşturuyor Ne var kı Yahudılenn elındekı sermaye gucune bakınca, nıcel ağırlığa oranla nıtel ağırlığtn korkunç olduğu gorüluyor Ga2etecılık endustrısı ABD de otomobıl ve çelıkten sonra gelmektedır Bu alanın en etkılı organları Yahudılerın elındedır New York News (ulkenın en çok satan gazetesı), New York Tımes, VVashıngton Post'un sahıplerı Yahudıdır En onde gelen uç TV şebekesınden ıkısı (NBC ve CBS) de Yahudılerın denetımındedır ABDnın ekonomık ve sıyasal yasamında Israıl lobısı, lobı değıldır, yonetımın kendısıdır Yunan lobısı daha genış bır tabana oturuyor 23 mılyon Yunanlı var Amerıkada, 1700'lerden ben oraya dalga dalga goçmuşler, sermaye duzenı ve sıyasal yaşamda yerlerını almışlar ABD'dekı Yunan lobısının amaçlan bellı 1975 te Turkıye'ye konan sılah ambargosu, 'Turk afyonunun Amerıkalı gençlen zehıriedığı" propagandası ' Elenızmı yuceltmek, Yunanıstan ve Kıbrıs çıkarlarını korumak" gorevını ustlenen Yunan lobısının etkısını gosterıyor Ortodoks kılısesını de kullanan Yunan lobısı, Amerikan sıyasetıne ağırlığını koymuştur Ermenı lobısı daha aşağıda kalmıyor Bunların da dın ve sermaye orgutlerıyle amaçlan Turk devletıne once Ermenı soykırımı ıddıalannı onaylatmak, sonra tazmınat odetmek ve Doğu Anadolu da bağımsız bır Ermenı devletı kurmak Bu yolda Amenkan Kongresı nden sozde Ermenı soykırımına ılışkın bır karar çıkartmak ıçın epey yol aldılar Işın ılgınç yanı, ABD'de bu uc lobının Turkıye'ye yonelık sıyasetlerınde zaman zaman bırleşmelerı ve butunleşmeye doğru adımlar atmalandır beklenmedık bır gelışme olmazsa donuşu olmayan bır yola gırılıyor Bu durumda Turk kamuoyunun gozlerını açması, yaşamsal bır zorunluluktur Çunku Ankaradakıler uyumakta ve hâlâ Amerikan ruyaları gormektedırler, uyandıklarında ış ısten geçebılır derslennı babasından aJan Pıcasso, vağlıbova, desen, gravur, lıto, seramık, kolaj, vonut gıbı turlu teknıklerde \e turlerde (şıır ve ovun vazdığmı da ekleyelım) çaiıştıktan başka, genel olarak sanatında çeşıtlı donemler >aşamıştır Kısaca gozatarsak, bunları Mavı Dönem (1902),Pembe Donem (1905), Kubızm öncesı donemı (1906), Kubızm (1909), analıtık Kubızm (1910), sentetık Kubızm (1912), Rokoko dönemı (1914), Klasık dönem (1915), sonra Yenı Klasık donem ve Gerçekustuculuk Donemı (1924) dıye sıralavabılırız Sanatçı neden bunlardan bınnde dırenıp kalrruyordu'' Gelgeç ruhlu mu ıdı'> Ama bu hızlı değışımı sadece ona özgu saymak yanlış olur Yuzyılımız sanatı, genel olarak, böylesı bır araşurma surecını şaşılacak bır coşku ve atılganlık ıçınde geçırmıştır 1906 vılında ortaya çıkan Kubızm (cube'den) sözu, Paul Cezanne'dan ve Henry Matısse'den kavnaklanıyor Matısse, Georges Braque'ın bır sergısı ıçın kullan İşe gene, çağımız sanatının en bu\uk temsılcıleruıden olan Pıcasso ıle başla\ahm Ilk resım mıştı bu sözcuğu Cezanne ıse, doğadakı her şevın, resımde kvıre, kub, komı, sılındır gıbı aeometnk bıçımlerle anlatılabılece ğını soylu>ordu Çunku gerı ka lanı kavıp gıden, çozulup dağı lan şeylerdı Sorun, doğayı sağ lam temellere oturtmak sorunu ıdı Gorduklerımızı bu geomet rık bıçımlere ayırmak (analıtık kubızm) ve ayırdıklanmızı başka başka butunler ıçınde yenıden bıraraya getırmek (sentetık kubızm), doğa>a bakışımızı değıştıren yontemler olarak ortaya çıkıvordu Buna donemın kımı ozanlan, mımarlan, bılım adamları da katılıyorlardı Şımdı artık yapılacak ış, gorduklerımızı olduğu gıbı kopye etmek değıl, bılımsel \ontemlen sanatlara u>gulamaktı Buradakı "bdimsel" sozu, " g o n n e " ıle "bilme" arasındakı aynmı ortaya çıkarmaktadır Demek ressam, >onutçu, "gorroe" duyusuna guvenmeyıp (tzlenımcılerden ne denlı uzaklaştığımızı goruyor musunuz'), nesneye ılışkın bılgılerıne dayanacaktı anık, o bılgıler ıse sureklı bır gelışme ıçınde bulunuyor du En önemlısı, gerçeğı araştır Amerikan Rüyası?.. OKTAY AKBAL EVET/HAYIR "Şiir Aldanmaz..." V. tnan Istanbul'da bır öğret men •'\ldıgım avlıkla ev kırasını karşılavamadıgım ıçın 200 kılometre uzaktakı, eşımın ve çocuklanmın bulunduğu ılçeve her gun otobusle gıdıp gelivorum. Orada bır evımız var. Gunde 400 km. yol bıraz yorucu oluvor." Oğrencı velısı O\ÎI hanım, "Kızımın ogretmenı uç yıldır her gun a>nı elbıse>le okula gelıyor. Param olsa, o ogretmene bır takım elbıse alırım" dıvor 26 Mİlık oğretmen N, N.: "Milyonlara salılan saatler var OGRETMENOGRENCI HAZIRLAYAN SELIM OZYUKSEL Öğrettnenler Güniı'nde insan manzaraları mış. Bense "saal kaç" dı>e sormaktan utanır oldum. Ogrenulerım bu durumdan benı kurtardılar. Saatı sormak mı acı, bu mu bılemıyorum?" Emeklı Turkçe ogretmenı \. O.'nun konuşurken elı ve ayağı ısteğı dışında tıtnvor "E%imı geçındırmek ıçın balıkçüık vapmak zorundavım. Bu da bır iş ışte" dı sor "Insan emeklı de olsa iaUın çevresınde pazarcılık edemıvor. Zor olu\or. Ogrencim gelnor, velıler gelıyor. olmuvor. Onun için ben de buradan uzak scmllere gıdıp oralarda pazarcılık >apı>orum" Her sabah saat 04 OO'te kalkıp, halden patates, soğan ahp pazar larda satarak, aılesıne ekmek parası kazanma yolunda bır sabah trafık kazasına kurban gıden Ali Şimşek'ın çocuklan ve dul eşı dul ve yetım aylığı beklıyorlar Emeklı oğretmen VI C "tlk gore>e başladıgım zaman 1950'lerde. bır avlıgımla 3 Cumhunvet \ta akım alabılı\ordum. 35 vıl sonra avlıgım 2 altın bıle alamiYor. Bundan anla ogrelmenın degeri ne kadar?" Oğretmenler gunu nedenıvle oğretmenlere armağanlar gelır Oğretmen Ş. O.'ve de armağanlar gelmış Dıvor kı "Çıçek falan geldi. Ama en anlamlısı 2 kilo et île 10 kılogram kadar patates oldu. Bunlan getırenlere mınnet ve şukran duvdum." Oğretmen Ş O'nun yuzunden acı bır yel estı geçtı Kısa bır suskunluktan sonra "Bıze artık armagan degıl, sadaka verıliyor." Emeklı olamamış, oğretmen lıkten de avrılmış M. T. "Oğretmenlik o>le bir meslek kı, başka bır ış yapamıyorsunuz. Toplumdaki kişıliğınizi, meslek onurunu korumak ıstnorsunuz. Ancak ekmek parası da kazanmak, çoluk çocugu da ele gune rezil etmemek gerek" dıyor ve ıkı elını açarak çaresızlığını sessızce nok talıyor 20 yılda erken emeklı edılen genç bır oğretmen, "Evim >ok, avlığım 48 bın, e> kırası S0 bın. Bunu bılmıyoriar mı?" dıyor ve ofkeden mı, voksa ağladığmı gızlemek ı<,ın mı. bılemıyorum, donup gıdıyor Işte sızlere memleketimden oğretmen manzaraları. "Ulusallık sözcuğu bır basına da bır sey söylemıyor Çünku , kazırsanız, altından mutlaka ulusculuk kavramı boy gosterır Ulusçu sanat, mutlaka bayağıdır ve hamasıdır O noktaya duşcvmek kaçınılmazdır Bence Turk sanatı Turk şıırı evrensellığe ., dadanmaktan korkmamalıdır Sanat planında bugun kucuk , ulus buyuk ulus dıye bır sey kalmamıştır Dunya sanatına bır ,. katkıda bulunuyor muyuz"7 Onemlı olan odur' Cemal Sureya, yenı çıkan 'Broy' dergısınde ' tarıh, gelenek, evrensellık konusundakı soruya boyle yanıt vermıs Benım de katıldığım dusunceler bunlar Sureya'nın dedığı doğru her sanat yapıtında gelenek bağı doğallıkla vardır ama geleneğı vetarıhı baştan ılk oge olarak koyarsanız gelenekcı olup çıkarsınız, dıdaktık olup çıkarsınız ' Broy" bır 'şıır dergısı" Ruhı Su turku soylerken 'broyy' dermış, ne anlama gelıyor bılmem Dergının onsözunde "Ru* h ı Su'hun her broy deyışınde yuzyılların derınlıklennden ge1 lerek gunumuzun gur ve akışkan sesı tonuyla yureğımıze ve , ordan gunluk yaşamaya yukselen bu çağrıyı taşıyan ınsan şıınn kaynağında ve cağıltısında Hemen yanımızda bızde ta ıçımızde' denılıyor Walt VVhıtman, Yevtuşenko Durbaş Çapan, Fışekçı Ercan'ın şıırlerı var Ayrıca Turgut Uyara da ge, nış yer ayrılmış Her sayfası dıkkatle okunmaya değer yazılarla, cevınlerle dolu Şıır sanatına ayrılan bır dergı Turgut Uyar'ın genc şaırlere seslenışı de ayrı bır onem tasıycr Uyar, unlu bır saıre oykunen gençlere şoyle seslenmış geçmıs yıllarda ' Kapılmayın, yalnız ona değıl, hıcbır ozana bu kadar kapılmayın' a* Yenı bır guçle yayını surduren ıkı dergı "Sanat Rehberı ıle "Oyku Sanat Rehberı nde Voznesensky VVhıtman Yevtusenko, Mayakovskı'nın Ferlınghettı'nın şıır cevırılerı var Başka ıl» gı cekıcı yazılar Bunlardan bın de Erbıl Tusalp ın 'llhan'ın Oykusu.' Yanı oldurulen llhan Erdost un basına gelenlerın gerçekçı anlatımı Turgut Uyar'ın llhan ıçın yazdığı dızelerını okuyorum 'Yenı bır soydandı yepyenı kendı mezarında kendı acan bır guldu llhan sabah da kırmızı aksam da kırmızı hep kırmızı kalacak solmadan 'Oyku'nun 8 sayısı Nasıl Broy şııre adamışsa kendını, "Oyku ' de adı gıbı oykuye Ama sııre de yer verılmtş, Aragon Alı Yucel ve genc saırierımız Hep gelır sorarlar şıır oyku yazıyorum bır okusanız' ben de genc değerlerı bağrına basacak dergılerın adlarını verınm O dergıler yarının yazarlarını saırlerını yetıştırecek, besleyecek koruyacak bırer ana kucagı gıbıdır Burda da yınelıyorum, 'Iste Broy ıste Sanat Rehberı ıste Oyku ıste Yazko ıste Su ıste Varlık vb dergıler Talıp Apaydın, 'Gençlık, zor donem' başlıklı bır yazı yazmıs 'Oyku'ye der kı sonunda ' Gençlerımız yonetıcılerın, hocaların, hatta ana babaların onunde umarsız bır yalnızlığı yaşarlar Coğu derdını ıçıne atar Suskunlasır, kuser Bakmayın kucuk bır bolumun neselerıne guluslerıne coğu 1yı durumda değıldır Ul' kenın geleceğınden olmasa bıle kendı geleceğınden kuskuludur Yanlarında karşılannda bunu anlatacak kımse bulamamaktadırlar' ' Su ' da bır yazın dergısı "Su şıırımızın genç sesıdır' denılıyor onsozde Bu ay cıkan hemen butun dergılerde Yevtuşenko var şıırlerı, yazıları Bakın ne dıyor sıır konusunda Sovyet şaırı ' Pek cok saır yasamları ıle saırlıklerı celıstığınde olduklarından farklıymış gıbı davranarak sahtecılıkle yazmayı surdurmektedırler Oysa sıır yazdıklarını sanarak yalnızca kendılerını aldatıyorlar Sıır aldanmaz Şıır, sahtekârı ortada bırak.r Ş.ır, yalanı asla bağıslanmayan bır kadındır Bır ulkenın yazınını besleyen kaynak, dergılerdır, o kuçuk, (Arkası 10. Sayfada) OKIR MEKTUPL4RI Bize yükseköğrenim olanağı ne zaman verilecek? Bızler, ılkokul oğretmenlernız, Yıllarca yurdumuzun en Ucra köylerıne kadar gıdıp, bın bır zorluklarla çalışan ılk dexlet memurtanyız. Ilkokul öğreımenlermın, ek gosterge ıle ekonomık durumiarımızı duzelteceğımız derecelere çıkma hakkımız Personel Yasası'yla alınmış durumda Ikı yıltık yuksekokul çıkışlı öğreimenler var aramızda Bunlarla aramızdakı farkı kapatmak ıçın daha öncekı yıllarda vapılan uvgulamayta btzlenn de ıkı yıllık yuksekokullara ahnarak bu haktan yararlanmamız sağlanmışrı Ama bu hepımtzı kapsamadı. Bu durutnun beklentısı ıçındeyken geçen yıl ve bu yıl, bızienn de ıkı yıllık okullara almacağımızı yetkılı ağızlardan \ e basından oğrenmtşnk Şövle kı Mıllı Eğıtım Gençlık ve Spor Ba kanlığı vetkılıleru 120 000 ılkokul ogretmenı "Açık Oğretım Fakultesı'ndeokuyacakiar" dıye açıklama yapmışlardı Yıne bu yıl Anadolu Unt\ersıtesı Açık Oğretım Fakultesı Dekanı1 nın 120 000 ılkokul öğreımenımn okutulacağı açıklamasım basından okumuştuk Se var kı, şımdıve dek haber alamadık Bız ler hem bılgi, becerı ve kultur durumumuzun yukselmesı hem de dığer arkadaşlarımızla ara mızdakı farklıhğın gıdenlmesı umuduyla bır açıklama bekhyoruz. HÜSEYlt\ ÇIRAY Kayseri ilinde çalışanlar adına Eğıtım sıstemının toplumsal yapı ıle ekonotnık yapı ıle çelıştığmı göruyoruz Skolastık duşunce anlavışı, eğıtım sıstemının oluşumunda etkılı oluvor Eğıtım sıstemı duzenlenırken, bılımsel ve çağdaş yontemlen benımsemek gerekır Bilımsel ve çağdaş yontemlere dayalı bır eğıttm sıstemmde arzu edılen başan sağlanır. Ulu önder Ataturk eğıtım konusunu dıle getıren bır konuşmasında şöyie demıştı "Hayatta en hakiki murşit ilimdir." Yuce Ataturk değerlı bır Iıder ve yönetıcı olduğu kadar, değerlı bır eğıtımcıydı de. Eğıtım ve oğretım konularına, eğıtım ve oğretım sorunlanna buyuk ılgı duyardı Eğıtım olgusunun toplumsal gelrşme üzenndekı etkısını çok ıvı bılı\ordu Gelışen dunya koşullan ıçensınde, eğıtım sıstemının çağdaş gehşımın dışında kaldıgını goruyoruz Eğıtım sıstemı çağın gensmde kalmıştır. Eğıtım sistenunın butunsellığını oluşturan plan ve programlar bılımsel yontemlere göre duzenlenrruyor Bu plan ve programlar oluşturulurken çağdaş eğıtım sıstemını ölçu olarak seçmek zorunlu bır olgudur Eğıtımın, çağdışı kalmış yöntemlerden, skolastık çerçeveden kunarılması, bu yöntemlerden arındmlmast gerekır Oğrencılen eğıtmek demek, onlara bılgıler aktarmak demek değıldır öğrencılere bılımsel Yemlıklen ıletmek, çağdaş bılgıler vermek gereklı bır olgudur Eğıtım sıstemı; incelemeye. araştırma yapmaya, bılımsel gelışmelerı gözlemlemeye yönehk bu sıstem ıçensınde olmalıdır Oğrencıler bılımsel ınceleme ve araştırma yapma yeteneğıne kavuşturulmalı ve bu yeteneklerı yaşam boyunca surdurmelıdırler Yaşamda en hakıkı yol bıhm yoludur. Eğıtım sıstemının de bılımsel yolda yurümesı zamanı gelmıştır Ataturk de bılımsel yolu göstermemış mı? İBRAHİM ÇAKIROAĞ tLKOKLL OĞRETMENİ Beyefendi Sokak No: 12 Lefke KKTC EĞITIM GEÇMI^DIIZ 1864. 16 Şubat Denız Harp Okulu'nda kurmay subav venştırecek sınıfların açılması 1865, 30 Mart Halka okuma\azmavı, temel bılgılerı öğretmek uzere ucretsız dersler verecek okullar açmak amacı ıle "Cemıvetı Tedrısıveı Islamıye" adlı bır derneğın kurulması (24 Mart 1872'de tuzuğu değıştırılerek, bır dernek tarafından açılan Daruşşafaka hakkında da hukumler konulmuştur) TEŞEKKÜR Eşım \LCEL TEKB\Ş ın goz rahatsızhğının teşhıs ve amelıvatında bulunarak gereklı vardımını esırgemeven Ist Lnnersıtesı Tıp FakulteM Çapa Goz Klınığı değerlı h<xal:»nndar Savın Prof. Dr. DEMİR BAŞAR'a amelıvatı başan ıle gerveklejtıren Sa>ın "Eğitim sistemi nasıl olmalıdır?" Gunumuzun eğnım sıstemını ıncelerken sıslemm yapısal ve ışlevsel açıdan toplumsal gerçeklerle çelıştığmı, toplumsal gebşımle butunleşmedığını göruruz. 1865. 12 Nisan Maarıf Nezaretınde (M E Ba kanlığı) Munıf Efendı'nın başkanhğında '"Halk, okullar ve oğrencıler ıçın her turlu bılım harıta ve eğıtıme ılışkın eserlerın Turkçeye çevrılmesı ve vazımı, vapımı ışıvle uğraşacak "Tercume Kurulu ' kurulmasına daır buyruğun çıkanlması. Doçent Dr. CAHİT ÖZGÜN e Ane^tezı Uzm Dr. ÖZDEN ASLAN'a ve Aı Dr NİHAL BALCIOĞLU'na şukran \e tejekkurlerımı ^unarkı.n, \akın ılgılennı gordugumuz hemşıre w ^aglık personelıne te;ekkuru bır borç bılırım \T TEKBA!? Cumhumet Savcısı İktisat Avantajı: Döviz Sertifikası Iktısat Bankası Genel Mudürtuk Te 172 ^00C iktisat Bankası Merkez Şubesı Erkan Sezer Tel 1o 7 4186 iktisat Bankası Bahçekap) Şubesı Ozer Algan Tel 522 4809 iktisat Bankası Mecıdıyekoy Şubesı Leoman Moray Te 1 6 ' 5983 iktisat Bankası Kaxkköy Şubesı Ada Tu na T e 338 9838 İktisat Bankası Karakdy Şubesı Dövize Hamiline T j l j g S yavjş Tel 145 "084 İktisat'ta Döviz Mevduat Hesabınızı isme ya da hamiline açtırabılırsınız İstedığinizde cıro edebılırsınız Tasarrufunuzu daha verımlı bır şekılde değerlendtrmek ıstıyorsanız, yalntzca İktisat'ın sunduğu bır ımkandan yararlanarak Hamiline Döviz Sertifikası alabılırsınız. Dövızınız varsa herhangı bır İktisat şubesıne gelın İktisat'ta Döviz Mevduat Hesabının dığer avantajlarını öğrenın Dovızı İktisatçılar bılır. İktisat Bankası Bakırköy Şubesı Yaşar Debre Te 570 1680 iktisat Bankası Ankara Şubesı Unı'er G j l t e r r r T e ı 33 08 70 İktisat Bankası Izmır Şubesı Azız Yayla Tel 25 66 36 İktisat Bankası Bursa Şubesı Ah Sedat Una Tei 230 23 İktisat Bankası Adana Şubesı Ha t Ozsoy Te 3 3 T iktaat Bankası Mersın Şubesı A l a Turk<al x e l 223 ~S İktisat Bankası Gazıanlep Şubesı Atı a Taşdeıen Tel 24? 18 iktisat Bankası Denızlı Şubesı Erol Ergın Te 130 10 iktisat Bankas' iskende'un Şubesi Ur«r Okşan Te ' 2 3 . BAAKASI İKTİSAT
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle