25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Ekonomideki yanlışları OECD de görmeye başladı Sahibi: Cumhuriyel Matbaacılık ve Gazetecilik Turk Anonim Şirkeıi adına \adir Nadi, • Genel Yayın Muduru: Hasan Cemal. Muessese Muduru: Emine l'şaklıgil.Vazı lşlen Muduru Okay Gönensin. • Haber Merkezı Muduru: Yalçın Bayer, Sayfa Duzeni Yonetmeni: Ali \car. Temsilciler ANKARA: Yalçın Doğan, IZMIR: Hikmel Çelinkaya, ADA NA: Mehmel Mercan. • Servıs Şeflen: l^anbul Habcrlerı: Reha Öz, Dı> Haberler: Krgun Balcı, Ekonomi. Osman Llagay, Kullur Aydın Lmev. Magazin: Yalçın Pekşen, Spor Danışmanı: Abdulkadir Yucelman. Duzeltme: Refik DurbiLS Arasurma: Şahin Alpay, IşSendıka: Şükran Ketenci. Burolar. % \nkara: Zı\a Gokalp Bulvan, Inkılap Sokak No: 19/4 Tel: 331141T. • Umir: Halıt Zıya Bulvan No: 65/3, Tel: 254709131230 • Adana: Çakmak Cad. No: 134 Kat 3, Tel: 1455019731 • Basan ve Yayan: Cumhuriyel Matbaacılık \e Gazetecilık T.A.Ş. Turk Ocağı Cad. 39/41, Cağaloilu, Ist. PK: 246lsı Tel: 526 10 00 (9 hat» Telex: 22246 TAKVIM 16 Ocak 19S5 Imsak: 6.44 Gıınes 8 Oüle: 13 1S Ikindı: 1? 45 •\k;am: 18 0S 19.32 Geberth: ÖzaVın ekonomik politikasını destekliyvruz SABETAY VAROL PARİS OECD Turkiye Konsorsiyumu'yla Turk hukumet temMİcileri arasındaki yıllık toplantı dun Paris'te OECD merkezinde yapıldı. Toplantıya Tiırkiye'yi temsilen katılan heyete bu yıl De\let Planlama Teşkilatı Başkanı Yusuf Özal başkanlık etti. Yusuf Ozal'ın 1984 yılında hukumetin izlediği ekonomik politikalar ve ongorulen yeni onlemler hakkında bilgi verdiği öğrenildı. Geçen vılki toplantıda ise F.krem Pakdemirli gorevlendirilmişîi. Toplantı sonunda Konsorsi>um Başkanı Edgar Geberth, Türkiye'nin ekonomik durumunun memnunivet \erici olduğunu ve Özal hükümetinin aldığı ve almayı tasarladığı önlemleri desteklediklerini sövledi. Geberth."Turkiye'nin özlediği ekonomik polilikalar lavsi>elerimiz doğrultusjnda gelişiyor. Ça\da devlet tekelinin kaldırılrnası gibi karariarı destekli>oruz. Özel faiz hadlerinin kaldınlması ve tüm faizlerin a>nı sevive>e getirilmesi de ekonomiye sağlamlık kazandıracaktır. Yüzde 50 civanndaki enflasyon oranı biraz \iiksekse de. alınan önlemler yeni olduğu için zamanla bu ontnın düşeceğini sanı>oruz"dedi. TRT'nin sözcük yasaklama yetkisi yok" TRT eski Genel Mtidür Yardımcısı Keyman, TRT'nin bazı sözcükleri yasaklamasının ister Yönetim Kurulu kararıyla, ister Genel Müdürlükçe yapılmış olsun, yetkisini aşmak, bir başka kurıımun yetkisine tecavüz etmek olduğunu belirtti. ANKARA, (Cumhurivet Bürosu) TRT'de bazı sözcüklerin yasaklanması kararının yasal yönden TRT'nin yeıkısi dışmda olduğu büdirüdi. Söz konusu karar uzerindeki tartışmalara eski TRT Genel Mudur Yardımcısı Nazif Ke>man da katıldı. Keyman. "TRT'nin bu \asak kararı tek başına da önemlidir ama, bir hukuksal usulsüzlüğü bünvesinde taşıdığı için çok daha önemlidir \e asıl üzerinde dunılması gereken nokta da budur" dedi. 2954 sayılı TRT Yasası'nın yayın esaslarını dazenleyen 5'nci maddesinin (g) bendinde " k o la>ca anlaşılabilir. doğru ve temiz güzel bir Turkçe kullanmak" denildiğini anımsatan Kevman şoyle dedi: "2876 Savılı Atatürk Kültür. Dil ve Tarih \ üksek Kurumu Yasası'nın ikinci maddesi ise söz konusu kuruma. Turk dilini bilimsel yoldan araştırmak. tanıtmak, yaymak ve yavınlamak gorevini vermiştir. Yani TRT Yasası'ndan once Anayasa'nın buyruğu doğrultusunda çıkarılan 2876 Sayılı Yasa Türk dili konusunda, herkes için geçerli olmak üzere, bilimsel yoldan araştırma, tanıtma yayma ve yayınlama görevini bir başka kuruma vermiştir. Ondan sonra bu görevi TRT'ye veren bir yasa, ya da vasa maddesi çıkanlmamıştır." TRT YETKİSİNt AŞTI Nazif Keyman bu durumda TRT'nin bazı sözcükleri yasaklamasının, ister yönetim kurulu kararıyla ister genel müdürlükçe yapılmış olsun, yetkisini aşmak ve bir başka kurumun yetkisine tecavüz etmek olduğunu belirtti. Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yasası'nın beşinci maddesine göre en yüksek organın yüksek kurul olduğunu, bu yasayla seçilen üyelere ek olarak ve Başbakan'ın istemesi durumunda TRT Genel Mudürüyle oteki bazı kamu kurum ve kuruluşları yetkililerinin de (oy verme hakkı olmaksızın) yüksek kurulun toplantılarına katılacaklarını anlatan Nazif Keyman şöyle konuştu: "Bu yasak kararını daha iyi anlayabilmek için şu sorulan sormak ve yanıtlanru ögrenmekte yarar vardır. Sözü edilen yasa maddesine göre TRT Genel Muduru böyle bir toplantıya katıldı mı? Yüksek Kurul, TRT'de bazı sozcüklerin yasaklanması yolunda bir karar aldı mı? HUKUKSAL YAPI GÖZARDI EDİLDİ Eski TRT Genel Müdür Yardımcısı Keyman, TRT'nin tutum ve davranışının değerlendirmesinde bu sorulara alınacak yanıtların büyük önem taşıdığını bil dirdi. Keyman sözlerini şöyle bağladı: "Ana>asa>la TRT Yasası arasındaki yasaların oluşturduğu durum ve diizen tam dikkate alın?aydı, birçok şey daha kolay çözumlenir ve tartışmalara yol açılmazdı. Örneğin böyle bir konuda Radyo, Televizyon Yüksek Kurulu. Anayasa'nın geçici ikinci maddesiyle oluşturulmuş bulunan Cumhuriyet Konseyi adına göriiş bildirmeye yetkili ve görevli olurdu. TRT de böyle bir kurulun denetimi altında, yayınlarını tarafsızlık olçüsu içinde ve başka düşüncelere kapılmadan rahatça düzenleyebilirdi." HANGt SÖZCÜKLER YASAKLANMIŞTI? Anı, anımsamak, bağıntı, bağıt, başyapıt, bellek, benzeti, beltimlemek, bileşim, çağcıl, devingen, değgin, deneyim, deneysel, devinim, devrim, dışalım, dışsatım, dinlence, dinsel, dirimsel, dize, doğa, doğal, düşlemek, duşsel, duzelti, etkin, etkinlik, gorsel, işitsel, kuram, olanak, olasıhk, onursal, ödün, öngörü, oykü, ozgür, özgürlük, ruhsal, saptamak, söyleşi, tüm, ulus, ulusal, ulusçu, uluslararası, yandaş, yaşam, yapıt, zorunlu, gereksinim. eşgüdüm, eleştirel, yanıt, yapay, yapısal, yasal, toplumbilimsel, örneğin, yazman, tüm, tümce. söylev, yontu. 66 özal hükümetinin fiyat artışlanm dengelemek için en önemli silah olarak ithalatı gördüğü biliniyor. İhracat duraklarken ithalat yeni bir sıçrama yapar, dış ticaret açığı 3 milyar dolardan 4 milyara doğru tırmanırsa bu nasıl bir sonuç yaratır "Türkiye'nin dış iübarı" nasıl etkilenir? ENFLASYON INEDE>' DİZGİNLENEMEDİ? Yüzde 70'lere varan nominal faiz maliyeti. Yüzde 45'e varan sürekli devalüasyon. Talebin istenildiği şekilde kısılamayışı. Kapatılamayan bütçe açıkları. Gıda maddelerinde gözlenen geçici üretim yelersizlıkleri. değerlendirme sonuçlanndan biri, "Alınan önlemlerin enflasyonu dizginlemeye vetmediği" yargısı. Bunun nedenleri ise şöyle sıralanmış: • Yüzde 70'lere varan nominal faiz maliyeti. • Yüzde 45'e varan sürekli devaluasyon. • Talebin istenildiği şekilde kısüamayışı. • Kapatılamayan bütçe açıkları. • Gıda maddelerinde gözlenen geçici üretim yetersizlikleri. OECD'nin bu ilginç teşhisi ne anlama geliyor? Özal hükümetinin enflasyonu dizginlemek için en önemli araç saydığı faiz politikasının ters tepmeye başladığım ve enflasyonun kontrolünü zorlaştıran bir mali yet unsuru haline geldiğini mi gösteriyor? Ihracatı teşvikte tek araç haline gelen yüksek oranlı kur ayarlamalarının enflasyonu besleyen ana etkenlerden biri olduğu iddiasını mı doğruluyor? Gelir dağıhmı bozulurken, talebi kısmaya yönelik önlemlerin başarısız kaldığını mı itiraf ediyor? Bütçe açıklarının kapatılmasında çok ciddi sorunlar bulunduğu gerçeğini mi ortaya kovuyor? Butün bu noktalar Turkive'deki enflasyon sorununa ciddıyetle eğilenlerin uzunca bir suredir ortaya koydukları, kaygı verici bulduklan noktalar. 1985 yılı için bu noktalara bir de Ratma Değer Vergisi'nin enflasyona yapacağı olumsuz etkiyi eklemek gerekiyor. Nitekim OECD raporu da böyle yapıyor \e "Katma Değer Vergisi'nin önemli fiyat OSMAN LLAGAY Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgutu OECD'nin hazırlamış olduğu "Tiirki>e: Son Ekonomik Gelişmeler ve Orta Dönemdeki Beklentiler" başlıklı rapor, dün Paris'te tartışılmaya başlandı. Söz konusu raporun kendisi henuz elimize geçmiş değil. Ancak Ankara büromuzun verdiği özeie bakarak OECD raporunun Türkiye ekonomisinin güncel gerçeklerine oldukça doğru teşhislerle yaklaştığını söylemek mumkun. OECD gibi bir kuruluşun da kendi raporunda. Türkiye'deki iktisatçıların uyarılarına karşın hükümetin hafife aJdığı kimi önemli noktaları öne çıkarması her halde bu noktaların gerçekten önemli olduğunu gösteriyor. OECD raporundaki en önemli artışlarına >ol açacağını" yazıyor. Türkiye'de ekonomiye ciddiyetle bakanların önemli ve kaygı \erici bulduklan bazı diğer sorunlara da OECD raporunda yer verilmiş. OECD raporu Turkive'nin 5. Beş >ıllık Plan doneminde öngordüğü gelişme tablosunu değerlendirirken. "Önümiudeki donemde Turk ekonomisinde iç tasarruflar, vatırımlar ve ödemeler dengesinde kritik darboğazlar ortaya çıkabilecektir" ifadesini kullanmış. Ozal hukümetıni eleştirirken iç tasarruf yetersizliği sorununa gereklı ağırlığın verilmediğrni, yatırımlar cephesinde umulan gelişmenin sağlanamavacağını söyleyen ikti^atçılarımızın kulakları çınlasın. Şimdi galiba OECD de aynı gözlemı yapıvor. Ödemeler dengesi sorunu ise başlı başına ayn bir buyuk soru işareti. İhracatı 1985 yılında 1984'teki gibi artırmanın mümkün olmayacağını OECD de kabul ediyor. Türkiye'de konuyla yakından ilgili çevreler 1985 yılında ihracat1. artırmanın son derece zor olacağını ısrarla soylüyorlar. Buna karşılık Özal hükümetinin fiyat artışlanm dengelemek için en önemli silah olarak ithalatı aördüeu biliniyor. Peki ihracat duraklarken ithalat yeni bir sıçrama vapar, dış ticaret açığı 3 milyar dolardan 4 milyara doğru tırmanırsa bu nasıl bir sonuç yaratıı? Dış borç ödemelerinin ağırlaştığı bir yılda dış ticaret açığı da buyümeye başlarsa hukümetin çok önem verdlği "Türki>e'nin dış itiban" nasıl etkilenir? Yanlışları tekrarlamak Butun bunlar OECD raporunu hazırlayanların da kafasını kurcalayan sorular galiba. Bu durumun en iyi özeti de gene OECD raporunda vapılmış, "1985 vılında bizim beklentilerimiz Turk yetkiülerin beklentilerine gore daha az i>iraserdir" denilmiş. OECD bile olaya boyle bakmava başladığına gore Türkiye'de hukumetin ekonomi politikasına eleştiri getirenlerin dedıklerine biraz daha ciddiyetle eğilmek, "bunlar bize karşı, bunlar politika >apı>or" gibi sozlerle bu eleştirileri goz ardı etmemek gerek. Aksi taktirde ekonomideki yanlışları tekrarlamak \e daha ciddi çıkmazlara gırmek tehlıkesi artacak gibi gorunu>or. Odaiaı Birliği ile hukumet bugun bir kez daha karşı karşıya gelirken bu gerçeği de unutmamak gerekivor. Sendikacılık için 10 yıl işçitik yapma konusu giderek büyüyor Bakanlığın 10 yıllık işçilik konusunda Hakİş'e baskı yaparken, aynı konumdaki Türkîş'e bağlı sendika yöneticileri için hiçbir gihşimde bulunmadığı belirtiliyor. İşSendika Servisi Eski sendikacılarda 10 yıl bilfîil işçilik yapmış olma koşulunun aranıp aranmayacağı, bu durumdaki sendikacıların görevlerini sürdürüp sürdüremeyecekleri tartışması giderek büyüyor. Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişleri yeniden Hakİş'e bağlı sendikaları deneıleyip, 10 yıl işçiliği olmayanların görevlerinden ayrılıp ayrılmadıklarının saptamasını yaptı. Görevlerinden aynlmadıklarını bildiren Hakİş yöneticileri, yasanın eski yöneticilere (statülerine bakılmaksızın) yeniden seçilme hakkını tanıdığını, bakanlığın aksine yorum yaparken de sendikalar ve sendikacılar arasında ayınm gözettiğini, örneğin Türkİş Genel Başkanı Şevket Yılmaz da dahil olmak üzere, aynı konumdaki Turkİş'e bağlı sendika yöneticileri için hiçbir gihşimde bulunmadığını belirtiyorlar. ÖZEL HAKLAR 2821 sayılı Sendikalar Yasası'nın 14. maddesi anayasanın 51. maddesinde yer alan hükme bağlı kalarak sendikalarda yönetici seçilebilme için en az 10 yıl bilfiil işçilik yapmış olma koşulunu getiriyor. Ancak aynı \asanın geçici 4. maddesi de yasanın yürurlüğe girdiği tarihte sendikalarda görev yapanlar için tanıdığı özel haklar arasmda, "yasanın vayımı tarihinde v önetici durumda bulunanların statülerine bakılmaksızın iki donem daha seçilebilmelerini" öngörüyor. Yasanın bu maddesine gore kimi hukukçular, eski sendika yöneticileri için gerek "en fazla 4 dönem seçilebilme" gerekse, "bilfiil 10 yıl işçilik" koşullannın aranmayacağı ve iki dönem daha seçilebilme haklarının olduğu gönişündeler. Kimi hukukçulara gore ise, "dört dönem" sınırlamasını kaldırma açısından çok açık olan bu hükum, "10 yıl bilfîil işçilik" koşulunu kaldırma açısından tartışmah ve yeterince açık değil. BAKANLIK 1983'TE NEREDE İDİ? Mayıs 1983te 2821 sayılı yasanın yurürlüğe girmesi ile ortaya çıkan tereddüt ve tartışma aşamasında, Türkİş sözlü olarak bakanlıktan lehte yorum alındığım da bildirerek, yasanın hukmünden eski yöneticiler için "10 yıl bilfiil işçilik" koşulunun aranmayacağı sonucuna varmıştı. Gerek Türkİş, gerekse Turklş dışmda pek çok eski sendikacı, 10 yıl bilfiil işçiliği olmadan yönetime aday olmuş, 1983 aralığına kadar yinelenen seçimlerde her kademede yöneticiliğe seçilmişti. O tarihlerde ne seçimleri denetleyen yargı ne de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın bu durumdaki adaylara bir itirazı olmamıştı. BAKANLIK HAKİŞ SLRTÜŞMESİ Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı zimnen Türklş'in yorumunu kabul eden tavrını 1984 yılı boyunca da sürdurdü sayılabilir. Hatta çoğunlukla bu konudaki sendikacılar ve bir kısım sendikalar için halen de sürdürüyor. Ancak 1984 ortalarında, bir kısım sendikalar ve sendikacılar için, bakanlık mufettişlerinin denetimleri sırasında, 10 yıllık bilfiil işçilik belgelerinin de sunulması isıendi. Hakİş'le bakanlık arasında sürtuşme \e yazışma da 6 Ağustos 1984 tarihi ve Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı mufeuişlerince gönderilen yazı ile başlatılmış oldu. Bakanlık 10 yıl bilfiil işçiliğinin belgesini sunamayan yoneticilerin görevlerinden ayrılmasını istedi. Durumu daha sonra Ankara Valiliğine iletti. Valilik fiilen gorevden alma yetkisi olmadığı gerekçesi ile durumu Savcılığa iletirken, bir yandan da yazışma ile vöneticilerin ayrılmalarını istedi. Halen Savcıhk, konuya ilişkin Hakİş'in Genel Başkan, Genel Sekreter ve Genel Eğitım Sekreteri'nin ifadelerine başvurmuş durumda. Bu arada bakanlık, Haklş'e yeniden mufettiş göndererek, bu durumdaki sendikacıların görevlerinden ayrılıp ayrılmadıklarmın saptanmasını yaptırdı. Hakİş yöneticileri yasanın kendilerinden yana olduğunu ve bakanlığın kendi iddiasında bile durüst davranmadığını savundular. Örnek olarak bakanlığın iç yazışma olarak Türkİş Genel Başkanı Şevket Yılmaz'ın da 10 yıl değil 7 vıl bilfiil işçiliği bulunduğunu saptadığım, ancak bunu işleme koymadığını, Türkİş'in pek çok yöneticisinin kendileri ile aynı konumda bulunduğunu gösteriyorlar. Yolİş Sendikası Genel Başkanı Bayrarn Meral, Turk işçi hareketinin son 20 yüın en haksız ve sistemli bir şekilde engellenen ortamını yaşadığını belirterek, "Enflasyonun vuzde 54 olarak açıklanmasına rağmen işçilere yüzde 30 zam oranını öngören zihnivet demokratik özgür sendikacılık ve toplu pazarlık sistemi ile bağdaşmamaktadır" dedi. Selulozİş Sendikası SEKA'da çalışan 10 bin 700 işçiyi kapsayacak grev için hazırlıklara başladı. Sendika Genel Sekreteri Ahmet Akcan, SEKA Genel Muduru Sabahattin Yalınpala'nın çok katı bir tutum içinde bulunduğunu, bu nedenle anlaşma sağlanamadığını belirterek. "Bu şartlar altında grevi uvgulamaktan başka çıkar volumuz kalmı.\or. Grev önlüklerini diktirivoruz" dedi. Okul basan mobilyacı genç: Erkekliğimi göstermek istedim Sevdiği kız ıtğruna av tüfeği ile Mecidiyeköy Lisesi'ni basan genç, bir kız öğrenci ile müdür yardımcısım bir siire rehin almıştı. Tutuklu olarak yargılanan Tünay Aygün "Sibel benim nasıl bir erkek olduğumu görsün istedim. Başka bir amacım yoktu" diye ifade verdi. İstanbul Haber Servisi Sevdiği kıza gosıeriş yapmak için av tüfeği ile Mecidiyeköy Lisesi'ni basan ve bir oğrenciyi rehin alan mobilyacı kalfası Tünay Aygün (18) Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılandı. Tutuklu olarak yargılanan genç "Sibel benim nasıi bir erkek olduğumu gorsıin istedim. Başka bir amacım voktu" diye ifade verdi. Babasına ait ruhsath av tüfeği ile geçen yıl 21 ağusto» günu Mecidiyeköy Lisesi'ni basarak Sevtap Erdoğan adlı kız oğrenci ile müdür yardımcısı Muhsin Tııfan'ı bir sure rehin tuttuktan sonra polise teslim olan Tunay Aygun'un yargılanmasına başlandı. Dun İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde tutuklu olarak yargılanan 18 yaşındaki Aygun, ifadesinde aynı mahallede oturan ve Mecidiyeköy Lisesi'nde okuyan Sibel Sabancı (19)'ya uzun suredır ilgi duvduğunu, ancak karşılık gormeyince eylemi gerçekleştirdiğini sövledi. İETT"den emekli babanın 5 çocuğundan en küçüğü olan ilkokul mezunu ve bir mobilyacı yanında çalışan Babasma ait ruhsath av tüfeğ'ı ile Mecidiyeköy Lisesi'ni basan Tünay Aygün "Sibel'e nasıl bir erkek olduğumu göstermek istedim'' diyor. L ğruna silahla ok ul basılan lise öğrencisi Sibel Sabancı ise '' Tünay'ı mahalteden tanırım ama kendisini hep kardeş gözüvle gordüm. flort etmedik" dedi. (Fotoğraf: ŞESOL KOMKÇL) MİSK, temmuz ayına kadar toplu pazarlık yapamayacak Danıştay, MİSK'in üye listesi verme istemini reddetti. MÎSK iiyesi sendikalann ocak istatistiklerinde barajı aşması söz konusu olmayacak. İşSendika Servisi Danıştay Çahşma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 2821 savılı Sendikalar Yasası yürurlüğe girdikten •sonra faaliyete açılan MİSK'in eski üyelerini bildirmesine ilişkin istemini red etti. Buna gore MİSK üyesi sendikalann temmuz 1985'e kadar toplu pazarhk yapmaları söz konusu olamayacak. Danıştay'ın karanna gore, bakanlık MİSK'den üyelerine ilişkin bildirim alamayacak. Ancak yeni yasaya gore, noter aracılığı ile yapılacak yeni üye kayıtlarını geçerli sayabilecek. Danıştay'ın 985/1 sayılı ve Başbakanhk kanalı ile Çahşma ve Sosyal Güvenlik BakanlığYna ulaştınlan kararında, 2821 sayılı yasanın geçici maddesi ile sendikalara sağlanan üyelerini bildirme haklannm, ancak yasa yürurlüğe girdiği tarihte açık olan sendikaları kapsadığı belirtiliyor. Ek6 olarak bilinen ve sendikalann 2821 sayısı yasa yürurlüğe girdikten önceki (haziran 1983'ten onceki) üyeleri için tanınan bildirim hakkının o tarihte faaliyette olmayan sendikalara verilemeyeceği bildiriliyor. Danıştay kararında sendikalann ancak yürürlükteki yasal düzenleme içinde üyelik kayıüarının geçerli olabileceği belirtiliyor. ' Böylece 2821 sayılı yasanın faaliyeti askıda, sendikalara ilişkin hükmü yorumlanarak, hakkında açılmış dava olmadığı gerekçesi ile sonradan açılmasına izin \erilen MİSK ve üyesi sendikalar, bütün üyeleri için yeniden noterden kayıt yaptıracaklar. Eski üye kayıtları ve buna dayalı bir liste ile bildirim geçerli sayılmayacak. Bakanlığın ocak ayında yayınlayacağı ve yetkili sendikayı belirleyecek istatistiklere ancak aralıİc 1984 sonuna kadar yapılmış noter kayıtlı yasaya'uygun üyelikler geçerli olacağından, MİSK'e bağlı sendikalann hiçbirinin işkolunda ^o 10 örgütlenme barajını aşmaları fiilen söz konusu olamayacak. Buna bağlı olarak da hiçbiri işverinde çoğunluk sağlasalar da en az bir sonraki temmuz istatistiklerine kadar toplu pazarlık hakkından yararlanamayacaklar. Tunay Aygun "Sibel benim aşkımı anlamıyordu. Ya da anlamazlıktan gelivordu. Ona nasıl bir erkek olduğumu ve kendisi için neler > apabilecegimi göstermek için okulu bastım. Amacım kimseje zarar vermek değildi" dive konuştu. Daha sonra tanık olarak dinlenen Sibel Sabancı ise Tünay Aygun'ü mahalleden tanıdığını belirterek, "Ancak kendisini kardeş gözmle görürdum. Flörtliiğümüz falan olmamıştı. Benim için yaptığına anlam veremivorum" dedi. "Hürrijeli tahdit ve oğrenim özgürlüğünü engellemek" iddiası ileTCY'nin 188 •, 8, 9ve 179'1. " maddeleri gereğince hakkında 5 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası istenen Tur.ay Aygun'un tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, gelmeyen tanıkların yeniden çağnlması için duruşmayı 14 şubat gününe erteledi. Danıştay Gökova için Başbakan lığın savunmasını istedi İZMİR (Cumhurivet Ege Bürosu) Gökova Körfezi'ndek: Türkevleri köyunde kurulacak olan KemerköyTermikSantrah'nın yer seçimi işleminirı iptali ve dava sonuna kadar yürütmenin durdurulması istemiyle Başbakanhk aleyhine açılan davada bu isıemin davalı idare olan Başbakanlığm savunmasmdan sonra incelenmesine karar verildi. Danıştay 10. Daıresı'nın 19842739 esas nolu kararında "2577 sayılı idari yargılama usulü kanununun 27. maddesinde öngörülen şartların varlığının tesbiti için vünitmenin durdurulması talebinin, davalının savunması alındıktan sonra inceleneceği" göruşüyle, yürütmenin durdurulması isteminin davalı idare Başbakanhğın ^avunması ve 25.12.1984 tarihli ara karann yanıtı alındıktan sonra incelenmesine karar vcrıldi. Avukat Erol Temelkuran bu gelişmenin son derece olumlu olduğunu savunarak, "Yeni Danıştav Kanunu'na gore yürütmenin durdurulması istemi çok ağır şartlara bağlandığından ilk incelemede Daniştav'ın istemimizi reddetmemesi olumlu bir gelişmedir" dedi. Sozcüklerin ya.M»klunnıasına tepki: İSKİ Genel Müdürü Atoııı Danıalı: Gülriz Sururi TV^deki kadın progmmuıdan , ayrıldı "Gecekondıılara su götürmek için 10 milyar lira gerekli" İstanbul'da her gütı 14'ü özel 19 tanker gecekondu semtlehne 360 ton su dağıtıyor. Ancak yine de bu semtlerdeki su gereksinimi tam olarak karşılanamıyor. İstanbul Haber ServİM İstanbul Su, Kanalizasyon İjleri (İSKİ) Genel Müdurluğu. Istanbul'un giderek artan su sorununa çeşitli projelerle çözüm ararken, altyapı tesislerinden tamamen yoİisun gecekondu semtlerinin su gereksinimlerini her gun 14 ozel tankerle karşılamaya çalı>ı\or. İSKİ yetkılileri, susuz gecekondu semtlerine su şebeke^inin goturulebilmesi için 10 milvar liralık bir vatırıma gereksinme olduğunu belirtiyorlar. Ktanbul vakasında Gazıov nıanpaşa \e Mahmutbev cıvanndaki gecekondu semtlerine her gun 12 ozel tanker, günde uç ke/ su îasırken, Halic'ın kuzev ke•.ınııcn ve Beyoğiu ilçesinin gecekondu semılerine gunde 1 ozel tanker 3 ke/ su taşıyor. Anadolu vakasında ise yalnı/ea 1 tanker gundc ? kez çeşitli gecekondu semtlerine su dağıunava çalışıyor. Ancak vine de bu semtlerdeki su gereksinimi tam olarak karşılanamıvor. Nul'usunun yandan çoğunu gecekondu ser.ıtletinde barındıran Ktanbul'un susuz semtleri için 14 tankeriıı cok vetersi/ olduğunu belirten ISKİ'nin yeni Genel Muduru Atom Damalı, buna karşın geçen vıl vapılan ihale sonucunda ozel tankerlerin günde tanker başına 25 bin liraya su taşidıklanm \e bunun da İSKİ've vıllık maliyetinin 100 milvon lirayı geçtiğıııi belirtti. m a ••'!'; ^ ^ N • 3) Kultür Servisi TRT Genel Müdürlüğü'nün 205 sözcuğun radyo ve TV'de kullanılmasını yasaklama kararına tepkiler sürüyor. TV'de sabahları yayımlanan "Hanımlar Sizin İçin" adlı programda on dakikahk bir soyleşisi bulunan Gülriz Sururi, yaptığı açıklamada şöyle dedi: "Yaklaşık uç aydan beri TRT'de Damalı. "İSKİ olarak geçen yıl cuma sabahları yayımlanan on 14 tankere gunde 350 bin lira dakikahk, biz kadınlarla ilgili bir ödüvorduk. Bu >ıl açılan ihale sohbet programım var. Genellikdaha sonuçlanmadı. Bu kadar le kendi seştiğim ve yazdığım kotanker velerli değil, ancak su gönular. Çok da severek hazırlaturen o/el lankerler yanında bidım her programı. Ancak sozzim 5 tankerimi/ de su>ıı kesilen cüklere tepeden inme getirilen j kritik verlere ve hastanelere acil yasaklar beni çok şaşırttı. Bu J su taşıma işini görüvor" şeklinşaşkınlıkla, önce sorgu sual et j de konuştu. meden hemen boyun kırıp söz14 ozel. 5 de İSKİ tankeri ile cüklerimi isteğe göre değiştirerek j günde toplam 360 ton su dağıtıliki program yaptım ve birden : dığını belirten Atom Damalı, İsuyandım. Doğal besin yerine, ta . tanbul ve Anadolu vakasındaki bii yiyecekler dediğim için çok ] susuz semtlere tanker tahsısi kızdım kendime, çağdaş kadın \ programının ilçe belediyelerinin yerine asri kadın demenin, be j istekleri doğrultusunda vapıldınim için kolay olmaması gerek \ ğını, semtlerden gelen acil istektiğine karar verdim. Ve şimdi bu leri kendi tankerleri ile karşılaanlamsız (belki de pek anlamlı) çalıştıklannı belirtti. yasağa hayır diyorum. Ve üzü ] lerek TRT'deki programıma son Damalı, toplam 19 tankerin su veriyorunı. Bundan böyle dağıınğı SUMIZ gecekondu semtTRT'nin tum kapılarını yüzüme lerine, >u şebekei goıürulebilmekapayacağını da biliyorum. si için 10 mılvar liralık bir yatıAma bildiğim bir başka şey daııma geıekMnme olduğunu so\ha var: Sel gider, kum kalır." ledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle