23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER olarak sürdürebilecekleri esası getirilmiştir. / Ayrıca partisinden istifa eden milletvekilinin bir başka partiye girmesi veya Bakanlar Kurulu'nda görev alması halleri. üyeliğin sona ermesi nedenlerinden biri olarak kabul edilmiştir." Milli Güvcnlik Konseyi, Anayasa Komisyonu"nun değişiklik gerekçesinde de benzer il'adelcr yer almış milkuekillerinin hükünıetleri yönlendirici yetkilerine kısıtlama geıirilmek istendiği açıkça vurgulanmıştır. İçinde yaşadığımız olgu ise, anayasanın anılan maddesine çok farklı bir yaklaşımı gerektirmektedir. Ülkemizde ilki genel ve ikincisi de yerel olmak üzere iki seçim yapılmış, ilk^seçime sosyal demokrat potansiyele o zaman kuruluşuna izin verilmiş bulunan Halkçı Parti sahip çıkmış; ardından SODEP kurularak ülke genelinde yapılan yerel seçimlere katılmak suretiyle aynı potansiyelin büyük oranına sahip çıkmayı başarmıştır. KATI YORUMDAN KAÇINMAK GEREK Şimdi yapılacak olan, aynı eğilim ve doğrultudaki halk oylarının siyasal ve yasal engel ve saptırmalarla oluşan iki başlılığın ortadan kaldırılmasından ibarettir. Buna formüt ve gerekçe aranmaktadır. Gerekçenin esası bellidir. Ayrı doğrultuda oy kullananlar aynı çatıda birleşmekten yanadırlar. Böylece aynı eğilim bir yandan iki başlılıktan kurtulacak, bir yandan da demokrasi gereği muhalefet görevi ciddi ve tutarlı biçimde Mecliste kristalleşecek, netleşecektir. SODEP ile Halkçı Parti%nin birleşmesi doğrultusunda formül aranırken, Anayasa"nın 84. maddesini katı yorumlara bağlamaktan, bunu engel olarak görmekten özellikle kaçınmakgerekir. Çünkü birleşme sonucunda iktidar değişikliklerine neden olunmayacaktır. Birleşen partilerden birinin Mecliste hiç üyesi bulunmamaktadır. Birleşme ile sadece o partinin, başka ve doğru anlatımla o oy potansiyelinin Mecliste temsili sağlanacaktir. Her iki partinin de niyeti yeni bir iktidar oluşturmak için birleşmek değildir. Niyet sadece aynı görüşün aynı ağızla dile getirilmek istenmesinden ibarettir. Bütün bunlar bir yana bırakılarak her şeye karşın birleşme sağlanırsa, Halkçı Parti milletvekilleri partilerinden istifa ederek SODEP'te toplanırlarsa ne olacaktır? Önce Halkçı Parti'nin feshedilmesi ya da münfesih olması söz konusu olacaktır. Dolayısıyla birleşme ile ilkinin tüzel kişiliği son bulacak, tek tüzel kişilik oiuşacaktır. Böylece bir parliden istifa ederek öbiir partiye gecme olgusu bile söz konusu edilemeyecektir. Yani Anayasa'nın 84, maddesiyle önlenmek istenen olgu ve endişe, kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Böyle olunca bu durumdaki milletvekillerine anayasadaki yasaklamalann uygulanması da kanımızca çok zor olabilecektir. Esasen 84. madde bir partiden öbür partiye geçişe engel olmak istemekıedir. Oysa somut olayda bir partiden öbürüne geçme değil, ilkinin tüzelkişiliğine son verme ve ötekinin tüzelkişiliğinde derlenme söz konusudur. Bunların da ötesinde bu durumdaki milletvekilleri için öngörülen yaptırım olasılığı üzerinde kantmızca hiç durmamak daha doğru bir yaklaşım olur. DEMOKRASİ İÇİN Bu durumdaki milletvekillerinin üyeliğinin düşmesine, üye tamsayısının salt çoğunluğu ile karar verileceği yolundaki kuşkuya yer olmasa gerektir. Meclisin salt çoğunluğunu oluşturan iktidar partisi ANAP'ın oyları ile Halkçı Parti milletvekillerinin üyeliklerinin sona erdirileceği bence çok uzak bir olasılıktır. Her şeyden önce ANAP böylesi, demokrasiyi özünden yaralayacak, Mecliste hemen hemen kendi kendisini yalnız bırak acak bir operasyona girmeyecek, giremeyecektir. Girmediği takdirde de bu her şeyden önce bir "anayasayı ihlal" suçu oluşturmayacaktır. Kanımızca konuyu fazla büyütmeden, abartmadan, olur olmaz engelleri bahane göstermeden çözümlemek; aynı amaç doğrultusunda kullanılan oylara geçerlik tanıyarak tüm sosyal demokrat kesimi bir arada birleştirmek şu günlerde demokrasi için atılan en büyük adım olacaktır. 16 TEMMUZ 1984 Yıl 1984, Madde 84 CUMHURIYET^en OKURLARA... OKAY GÖiSEKSİN SODEP ile Halkçı Parti'nin birleşmesi doğrultusunda formiil aranırken, anayasanın 84. maddesini katı yorumlara bağlamaktan, bunu engel olarak görmekten özellikle kaçınmak gerekir. Çiinkii birleşmeyle iktidar değişikliğine neden olunmayacaktır. KÂNİ EKŞİOĞLU Hukukçu SODEP'in ilk Kurultay'ı ile birlikte yoğun güncelliğe kavuşan "birleşme" konusu üzerinde siyasal ve hukuksal içerik taşıyan tartışmalar sürüyor. Kurultay'da birdenbire ön plana geçen bu konunun olumlu sonuca bağlanması için hemen herkes büyük bir istek ve sabırsızlıkla beklemeye koyulmuş gibi. Başkan Say\n tnönü, bu aşamada gözleri en çok üstüne çeken bir lider görünümünde.. Onun bu konudaki girişimleri milyonların yüzlerini güldüreceği gibi, demokrasi özlemi ile tutuşan halkımızın da siyasal morali üzerinde olumlu etki gösterecektir. Sosyal demokrat yığınların HP kanadında da aynı bekleyiş ve özlemin varolageldiği açıktır. O kesimin lideri durumundaki Sayın Calp'ten olumsuz bir tepki gelmedi. Demokrasinin gereği olarak bu konunun özgürce yetkili kurullarda tartışılabileceğini açıkça söyledi. Işin doğrusu ve gereği de buydu. Demokrasi adına bütün bu olumlu ve sevindirici gelişmelere kimi kesimlerden doğrudan ya da dolaylı tepkiler seziliyor. Oysa iki gönül bir olmak istiyorsa, ölekilere fazla bir şey düşmemeli değil midir? Demokrasi adına sevindirici olan bu gelişmeler. siyasal planda olumlu bir gösterge halinde iken ve eylemsel olarak da bu özlem somutlaşmışken, hukukun dar kalıplan içinde olumsuz yorumlara girişmenin yararlı olmayacağı, giderek ülkedeki demokraiik gelişmelere zararı bile dokunacağı görüşünde olduğumuz için, engel olarak gösterilen Anayasa'nın 84. maddesi üzerinde durmayı görev bildik. ANAYASA.MADDE 84 1982 Anayasamızın 84. maddesinde konumuzla ilgili olarak aynen; "İstifa eden, (...) partisinden istifa ederek; başka bir partiye giren (....) lerin üyeliğinin düşmesine, üye tamsayısının salt çoğunluğu ile karar verilir." "Partisinden istifa eden milletvekili bir sonraki seçimde, istifa tarihinde mevcut herhangi bir partinin genel merkez organlarınca aday gösterilemez" denilmektedir. Madde açıkça milletvekiline bir yasaklama getirmektedir. Başka bir anlatımla anayasa siyasal istikrar özlemini dile getirmekte, özellikle 12 Eylüi öncesi dönemlerde sık sık rastlandığı gibi "Meclis pazarlarının" kurulmasını önlemeyi amaç edinmektedir. Koalisyonlarla oluşan ve güçsüz kalan hükümetlerin kurulmasını önlemek istemektedir; hükümet kuruluşunun bir pazarlık konusu haline getirilmesini engellemek istemektedir. İşin gerçeği, acı deneyler anayasa yapımcıları için bir uyarı olmuş ve hazır elde fırsat varken böyle bir maddenin anayasa içinde yer almasının doğru ve yerinde olacağı düşünülmüştür. Nitekim maddenin gerekçesinde de bu yargıyı doğrulayıcı nilelikte şu görüşler yer almaktadır: "Ayrıca 1961 Anayasası'nın 1980 yıllarından önceki uygulamalarında topluca bir partiden istifa ederek bir başka partiye girme ve bu suretle iktidar değişikliklerine neden olma gözönünde bulundurularak. bu gibi dalgalanmaların önlenmesi için partisinden istifa eden milletvekillerinin üveliklerini baâımsız Gerçeği esnetmek menka 'da yeni bir basın tartışması gazetecinin görev ve sorumluluklarının boyutlarını bir kez daha gündeme getirdi. Olay Wall Street Journal tarafından ortaya atıldı: Ünlü New Yorker dergisinin 26 yıllık bir yazarı, Alastair Reid gazetecilik yaşamı boyunca birçok röportajında gerçokleri 'hafifçe esnettiğini' itiraf ediyordu. Gazeteci, haberlerini, röportajlarını ilginçleştirmek için olmayan ayrıntılar ekliyor, olmayan kişiler arasında diyaloglar uyduruyor, olayın geçtiği yeri ya da kişilerin özelliklerini değiştiriyordu. Reid'in 'gerçekleri esnetme' işlemlerini savunması genellikle dünya basınında geniş tepki gördü. Olayı tartışan gazetecilerin çoğunluğu, gazetecinin çok görüşme yaptığı kişinin bozuk ifadelerini, kimi anlaşılmaz cümlelerini 'düzeltme' hakkı bulunduğunu, bundan öte 'esnetmelerin' bağışlanamayacağını belirtiyordu. Amerikan basınında en büyük 'gerçek esnetmesi 1 ise 1981'de ciddi Washington Post'un bir muhabiri tarafından yapılmış, '8 yaşındaki eroinman kız' röportajının Pulitzer ödülü aldıktan kısa bir süre sonra tamamen uydurma olduğu ortaya çıkmıştı. Yakınlarda ortaya çıkan bir başka basın skandalında ise Wall Street Journal prestijinden epey yitirdi. Gazetenin iki muhabiri haber 'esnetmek' yerine ceplerini doldurmayı seçmişler ve önemli borsa haberlerini yaymından önce bazı yatırımcılara bildirerek hem onlann büyük para kazanmasını sağlamış hem de kendileri kazanmışlardı. erçeği esnetmenin bazı ilginç ömeklerini yayınlayan Fransız dergisi L'Echo des Savannes geçen ayki sayısında Fransız basınının iler tutar yanını bırakmadı. Dergideki uzun incelemede ilk verilen örnek bir mitingle ilgili ve mitinge kaç kişinin katıldığını her gazete 'küçük' farklarla an/afıyor. uuotidien de Paris (sağ) 4060 bin, Figaro (sağ) 75 bin, L'Humanite (komünist) 500 bin, Liberation (sol) 150 bin, Le Matin (sol) 300 bin. Dergide verilen örnekler arasında uluslararası bir fotoğraf ajansının gerçekleştirdiği bir Polonya 'röportajı' da var. Bol bol çıplak bayan görülen fotoğrafların bir bölümü Varşova'da bir gece kulübünde yapılmış 'Çıplak Kış Güzeli yanşması'nda çekilmiş, bir bölümü ise yine Varşova'da bulunan bir Natüralistler Kulübü gecesinde. Ve iki geceye ilişkin kısa bilgiler verildikten sonra şöyle bir final: 'Kısacası Polonya'da Karnaval sırasında bu tür tuhaf şölenler hiç de eksik olmuyor ve General Jaruzelski Hükümeti bunlarla pek ilgilenmiyor gibi. Kendi siyasetini korumakla mı çok meşgul, yoksa özgürlüğü elinden alınmış olan halkı böyle kopuk fantezilerle yaşaması için mi bırakıyor?' eni Gündem dergisinin son sayısında da Salinger'm ünlü 'Gönül Çelen' rornanıyla ilgili olarak Tercüman'da yayınlanan 'haber' ele alınıyor. Aslında haber, haber değil, romana yönelik bir sürü suçlama içeriyor ve bu kitabın Anadolu Liselerinde okutulması eleştiritiyor. Yeni Gündem'den Nejat Bayramoğlu'nun bu 'haber'/n yazarıyla yaptığı konuşma, olayı daha da vahimleştiriyor: Haber'/n yazarı İngilizceyi az çok biliyor, romanın orijinalini okumamış, yazar Salinger'm edebi kişiliğini de öteki eserlerini de bilmiyor, edebiyat eleştirmenlerine başvurmak gereğini de duymamış.. Yeni Gündem 'deki yazıda bir ilginç yan daha var: Dergi Milli Eğitim Bakanına atfen yayınlanan Haberi okuyunca konuya el koydum. Tetkik ettiriyorum' sözlerinin de Bakan tarafından söylenmediğini bildiriyor. Bunlar doğruysa, 'valiler kararnamesi' haberinden daha vahim bir durumla karşı karşıya değil miyiz? G OKTAY AKBAL EVET/HAYIR "Düşün" Düşündürüyor... OKURLARDAN Cumhuriyet Gazetesi'nin 13.4.19&4 tarihli nüshasmm "Duyduk Gördük" sütununda "ÜÇ YILDAN BU YANA ÇALMADIK KAP1 B1RAKMADI" başlığı altında yaymlanan yazı ilgililere inceletildi. Gelen cevabı yazıda: "Mağdur Eftal Kıraç eşi Seniha Kıraç'ın, Halkalı semtinde ikâmet ettiği, altınlarını çalan fakıların yakalanması için Halkalı Jandarma Karakol Komutanlığı 'na yaptığı müracaat üzerine gerekli tahkikatm yapılıp, girişimlerde bulunulduğu, bir netice almamamast üzerine, mağdurlann sabıkalılara ait fotoğraflardan, altınlan çalan üç kişiyi teşhiş ettikleri, Kırklareli Emniyet Müdürlüğü ekipleri ile gerekli koordinenin sağlanması üzerine 27.7.1983 tarihinde Lüleburgaz ilçesinde sanıklarm yakalandığı. sabıkalı kadmlann getirildiği asayiş şubesinde ntağdurelere gösterildiği, ancak gerçek sanıklarm yakalanan kimseler olmadığını beyan etmeleri üzerine serbest bıraküdıklan anlaşılmışttr. Sanıklar hâlâ aranıyor YÛK Disiplin Yönetmeliğinde 7 ceza varmış: Uyarma, kınama, yönetim görevinden ayırma, aytıktan kesme, ilertemesinin durdurulması, görevinden çekılmiş sayılma, üniversiteden yani kamu görevinden çıkarılma... 'Kurumca tasartanan tasarruf tedbirlerine riayet etmemek' de var. Tuvaletin suyunu ya da musluğu açık unutmak gibi!.. Bunu yaptımz mı bir YÖK suçu işlemiş oluyorsunuz! 'Usulsüz müracaat ve şikâyette bulunmak' da öyle! Dilekçeye pul yapıştırmadınız mı haydi bir suç daha! Üniversiteden uzaklaştırılanlardan biri olan Prof. Dr. Gencay Gürsoy, 'Düşün' dergisinin son sayısında 'Disiplinli Üniversite' YÖK'ü "temsil' eden birtyle arasında geçen bir düşsel konuşmayı şöyie sunuyor: "Bize kalsa hiç böyle saçmalıklara girer miydik? Yani bu yönetmelikler sizden çıkmadı mı demek istiyorsunuz? Hem siz kimsiniz? Canım bilmezlikten geime şimdi. Neyse sen onu bırak da biraz üniversiteden uzaklaş, dinlen, keyfine bak. • Daha nasıl uzaklasayım? Sekiz aydır üniversiteye adımımı atmadım. Aa, neden ayol? Simdi de sen bilmezlikten gelmiyor musun? Garip bir el hareketiyle saçlannı düzeltir gibi yaptı: Allah canımı alsın bilmiyorum. Üniversiteden istifa mı ettin yoksa? Hayır atıldım. • Al işte bir tane daha. Ellerini oğuşturup üzgün bir ifadeyle beni yukandan aşağıya süzdü: Kim atıyor bunları canım. Peki neden dısarı gitmiyorsun? Senin gibi pariak bilim adamlarını hemen kapartar. Eksik olma, ben yurt dtşma çtkamam. • Mamın zoruna bak. Neden çıkamaz mıssın? Çtkartmıyorfar da ondan" Ders anlatırken kürsüye fazla abanıp ek yerlerinin gevşemesine neden olmak da 'kusurlu davranmak' suçuna girer! 'Görev sırasında amirine sözle saygısızlık etmek', 'Toplu müracaat ve şikâyet etmek', gibi davranışlar da suçtur YOK'e göre... Her ögretim üyesi kuzu kuzu dersine girecek, büyüklerine uyacak, ses çıkarrnayacak, yazı yazmayacak, şuna buna imza atıp düşüncesini belirtmeyecek, yalnızca 'bilim yapacak'! Nasıl bilimse o? Bilimsel çalışmalarda dünyada 46. olmak mı 'YÖK modeli bilim' yapmak? Gürsoy soruyor: "Uluslararası niteliğe sahip üniversitelerde cuma ve pazartesi günleri, ulusal marş eşliğinde bayrak töreni yapılmasının dünya yüzünde başka bir ömeği var mı?" Gürsoy kendisine "Peki bütün bu olup bitenler hiçbir şey öğretmedi mi?" diye soran bir 'kişi'ye, şu yanıtı vererek yazısını bitirmiş: "öğretti tabii. Çoğunluğa yeni düzenle bütünleşmeyi, azınlığa ise susmayı öğretti." "Düşün" dergisi okunması gereken, yararlı pek çok yazıyla, çeviriyle dolup taşmış. Oku oku bitmiyor! Diderot üstüne yazılar, Tevfik Fikret üstüne tartışmalar, daha nice yazı... Bir de Can Yücel'le konuşma var. Yücel, her zaman ilginç düşünceler, görüşler belirtir. Pek çoğu 'aykırı görüşler'dtr bunlar. Şaşırtır, kızdırır kimilerini... "Benim şiirimde yüksek sesle okunma eğilimi var elbette, çünku ben şiirin sofra şiiri olmasını istemiyorum. ödüller şiiri, dergiler şiiri, fısıltı şiiri olmasını iste1 mediğim gibi." Dergiler şiiri nedir, bilmem! Her dergide Can ın şiirleri çıkıyor. Bunlar nepeki? Bir gün bir de ödül alsa, ne diyecek o zaman? Sofra şiirine gelince, bilirsiniz içkili sofralarda her zaman şiir okunur, hem de yüksek sesle!.. Neyse bunlar şairce aykırı düşünceler... Ne var ki Can Yücel Türkçe konusunda bugünkü 'düzen'le uyum halinde görünüyor. Kabaklı'lar, Nazlı'lar, Kaplan'lar gibi düşünüyor. 'Oz Türkçe diye bir şey yoktur' diyor. öz Türkçe, Arapca, Farsçadan kurtarılmış Türkçe'nin adıdır. Ama Can, kaleminin ucuna hangi sözcük gelirse yazar, bir ayrım yapmaz. 'Dilimizi kurtaracak olanlar şairlerdir' diyor, ama kendisi de 'şair' olduğu halde hiç de böyle bir kurtancılık çabasında görünmüyor. Karmakarışık bir dille 'şiir' yazılacağı kanısında... Kendi bilir, demek, en iyisi! Derginin en ilginç bölümü Diderot üstüne Cemgil, Selçuk, Nutku, Timuçin, Bağdatlı ve Nezir'in yaptıkları açıkoturum... Kısacası 'Düşün', tartışmalar, karşılıklı değişik görüşler, düşünüşler toplamı bir dergi... Emniyet Müdürlüğü'nce meçhül kalan olay faillerinin tespit çahşmalan sürdürülmektedir." Denilmektedir. Bu açıklamamızın ilk çıkacak nüshanızda aynı sittunda yayınlanmasım rica eder, ilginize teşekkür ederim. HAYAT İLHAN İÇİŞLERt BAKANLIĞ1 BASIN VE HALKLA İUŞK/LER MÜŞA VİRİ diyesine telefon edersin. Netice sıfır. Bizi bulamıyorlarmış. Yedi mahalleden sesimiz duyulduğuna göre bunlar Marmara denizini de bulamaz. Yukanda huzursuzhığumuzu belirtmek istedim. Aksini söyleyen çıkarsa buyursun Mecidiyeköy'de, Pehlivan sokakta bir gün geçirsin. Bu tip gürülrü ile mücadele edttmesi düşünülüyor ise, bunun Belediye Başkanlığı'mn faaliyet programına alınıp en azından, merkezde bir telefon ayırıp bir sorumlu koymalıdır. Hiçbir masraf yapmaksızın bu çok önemli kent sorunu kısmen çözülebilir. BİR OKUR Burası Istanbul hemşerim... Alırsın bir kamyonet. Takarsın bir hoparlör. Doldurursun kavun, karpuz, elma, portakal, soğan, patates, domates ya da çamaşır suyu, terlik, halı, battaniye. Dalarsın sokaklara kendini yırtar gibi bangır bangır bağırırsın. Bu evlerde adam mı oturuyor, odun mu oturur demezsin. Hasta mıdır. çocuk mudur, bir şey mi düşünecek, okuyacak, dinleyecekmi, aldırmazsın. Havalı kornanı aralıksız çalarak tüpgaz da satabilinin. Her bir şey serbest hemşerim. Belediye mi? Onu bir geç. Şişli Bele Bangır bangır bağır, kimse önlem almasın ğım dönemde adıma düzenlenen ödeme emrini Kurtalan Malmüdurlüğu kasıtlı olarak yerine getirmiyor. Aslında benim durumumda olan arkadaşlarımız duyuna kalan her türlü özlük haklarını aldılar. Bu durum Mal Müdürüne hatırlatılıdığında, "Başkalan yanlış yaptı diye benim de yanlış yapmam gerekmez" diye yanıt veriyor. Durumu yetkiUlere sütunlannızda iletiyorum ve çözüm bekliyorum. M. EMİN' ERGÜN KURTALAN/SltRT Kadıköy'e anıt Halen Harbiye Orduevi bahçesinde bulunan Atatürk'ün askeri üniformalı heykelinin Kadıköy 'de yeni tanzim edilen alana naklini öneriyorum. Bu konuda sayın Cumhurbaskanımız Kenan Evren, 1. Ordu Komutanımız Orgeneral Necdet Öztorun ve Valimiz Nevzat Ayaz 'ın delaletiyle bu konunun ele alınmasını diliyorum. A. NEVZAT YEŞ/LYURT ISTANBUL BAŞKURT Y Halen Kurtalan Lisesi'nde Sosyal Bilgiler öğretmenliği yapıyorum. 4 aylık askerliğimi yaparken 15 Mayıs 1981'de görevime son verildi. Daha sonra aynı bakanhkça 23 Ağustos 1983'de görevime iade edildim. 30,9.1983'ten beri de Kurtalan Lisesi'nde görevime başladım. Bakanlıkta görevde olmadı Odeme emri ııygıılanmıyor Türkiye Genel Bu eseri kitaplığınıza mutlaka kazandınn. 24 haftada Türkiye üstüne eşsiz bir ansiklopedi kazanın. 24 hafta süreyle 64 sayfahk fasiküller halinde yayınlanacak olan Yurt Ansiklopedisi Türkiye/Genel Cildi tamamlandığında Türkiye'yi siyasal ve yönetsel yapısından hukuk düzenine, fikir hareketlerinden dış politikasına ve dış ekonomik ilişkilerine kadar doğal yapısı, ekonomisi, tarihi ve kültürüyle tarutan 1536 sayfalık dev bir eser oluşacak. Türkiye/Genel Cildi sadece Yurt Ansiklopedisi'nin sonve en önemlicildi değil, aynı zamanda başlıbaşına bir ansiklopedidir. Yurt Ansiklopedisi'ne sahipseniz Türkiye/Genel Cildi'ni mutlaka alın, ansiklopediniz bir bütün olsun. Yurt Ansiklopedisi'nin, yurdumuzu il düzeyinde anlatan ilk 10 cildini edinemedinizse, Türkiye/Genel Cildi'ni kaçırmayın. Kitapüğınız, yurdumuzu tüm yönleriyle tarutan eşsiz bir kaynak kazansın. Yurt Ansiklopedisi TÜRKİYE/GENEL CİLDİ başlı başına ansiklopedidir. Ansıklopedisi Yurt noıcta SIRA BİRLESMEYE 6ELDİ AMA... • Nokta SUDbP ve HP arasmdakı birleşme gırışimlennın perde arkasını hafta boyunca adım adım ızledı. • Deniz Baykal.Onur Kumbaracıbaşı.KorelGöymen ve Gokberk Ergenekon un bırleşmeye ılışkın görüşleri • Olimpiyatlarda 1400 madalyadan kaçı bizim olacak? • Yargıda huzursuzluk var. Danıştay. Sayıştay ve Yargıtay. hukumetm farklı uygulamasından şıkayeta 0 Turk IsOzal doruğu oncesınde ANAP ta yumuşama • Banker Kastellı altır. uslune konuştu Haftalık Haber Dergisi boşladı! Gelişim Yayınları "Ciivenilir )avıncılık" Kuşe kapak, rertkli, 68 sayfa 200 T L Istanbul Belediyesi ŞEHİR TİYATROLARI Geleneksel Yaz Oyunu 1629 Temmnz 1984 RUMELtHİSARI'NDA SATILIK Renkii Foto Laboratuvar cihazlan. Durst M8O5 2.8/50 ve 5.6/105 mm.'lik objektifli agrandizör. Durst RCP 40 varyospit otomatik sistem yıkama makinesi Durst CM 300 Renk Analizör Dahle 502 kart giyotini Valner Report poz saati. Tel: 522 96 04 W. SHAKESPEARE A 'ANADOLU YAYINCIUK HIRÇIN KIZ Yöneten: Tngin ULUDAĞ Bileüer RUMELİHİSAR, HARBİYE ve FATÎH Tiyatrosu Gişelerinde Satılmaktadır. Oyunun Başlama Saati: 21.30 Basm: 20512 Türkiye/Genel Cildi'mle, Yurt Ansiklopedisi'nin lOcildindeki bilgilere gönderme yapan 30.(XI) maddelık dizin bolümü de bulunmakıadır. Yankılar yaratacak büyük inceleme TÜRKİYE/GENEL CİLDİ • Yeryüzii şeltilleri. jeolojik yapısı. ıklimı bıtkı örlüsiı. doğa guzellıklenyle, doğal yaptsıyla Türkiye! • Osmanb Devleti'nden pinümuze anayasacılık hareketlen.devtet yapeı. »yasal partUeri. uluslararası ilişkilen ve yonetsel yaptsıyla Türkiye' • Yazılı tarih öncesınden günümüze. toplumsal yaş/unı. düsunce hareketleri. dış, politikası ve tarihiyle Türkiye! • Ekonomısıningelişımı. nüfusu. tanmı. sanayıi, tunzmı. goçolgusu.sağlık ve y»yal güvenlık sorunlan. K&I ve senıiıka hareketlen. toplumsal orgutlenmelen ve sosyoekonomik yapısıyla Türkiye! • Anadolu'nunkülturelevrimı.geleneğı. dınsel vapıa. dıl ve edebiyatı. müzik ve mımariıgı. kulturel kurumlan. basınyayın organlan. sıneması. sporu ve tum kulturel yapısıyla Türkiye! UĞUR MUMCU PAPA MAFYA • AĞCA So\yet ve Amerikan yazarlarına verilen yanıtlar, baştan sona Ağca olayı ve Papa mıikastı. Vaıikan Mafya İli>kileri. P2 Skandalı. Özgün belgelerle, bütün kitap^ılarda. TKKİN YAY1NEVİ / İST. 527 69 69 Bakırköy Bahçelievler Kavşağı'nda komple bina veya tek daireler. 149 86 88 143 30 69 • 24 fasikül. 1536 sayfa. Yüzlerce renkii ve sıyahbeyaz fotoğraf. harita. grafık. şema
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle