18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 2 HAZtRAN 1984 GÖRMEYENLERİN AYDEMJK DÜNTASI 2 bitmiyor. Çunku sokağa çıktıklannda düşüncesizce parkedilmiş otolara çarpıyorlar, çukurlara düşüyorlar, karşjdan karşıya geçişlerde, trafik ışıklanna uyulmaması nedeniyle ust baş çamurlanmasından sakatlıklara, hatta ölumlere kadar varan yaşamsal tehlikeler atlattyorlar. Ve sonunda şunu anlıyorlar: Yasadıkları dunya için bir duyu daha gereklidir kendilerine. Bu goz olamayacağına gore, gozün yerine geçecek çareler aranıyor ve eğitim faslı başlıyor. Gorenlerden farklı olarak görmeyenler, iki türlü eğitiliyor; normal eğitim ve görenlerin dünyasında yaşamanın eğitimi... Normal eğitim görerek üniversiteyi bitiren görmezlerin öykulerini yarından itibaren kendi ağızlanndan dinleyeceğiz. Bu yazımızda görenlerin dunyasında yaşamak için yapılanlan göreceğiz. Emirgan'daki Altı Nokta Körler Rehabilitasyon Merkezi, her yıi 22'şer haftahk (5,5 ay) iki dönem halinde 70 kadar görmezi 'yaşama hazırhyor. Bu okulda öğretilenlerin bazıları görenler için akla hayale gelmeyecek, öğrenilmesi konusunda çaba harcanması duşünülemeyecek turden eğitim örnekleri... Basılı bir liste üzerinde okuduklarımız bizi şaşırtıyor: Yemek yeme, saç tarama, tırnak kesme, tıraş olma, kulak temizliği, meyve soyma, çay yapma, çay ve sigara içme, telefona jeton atma, kâğıt ve bozuk paramn tanımı vb. Bunların dışında masa tanzimi, saç bakımı, ayakkabı boyama, diş fırçalama, çamaşır yıkama, diiğme dikme, iğneyi ipliğe geçirme, ütü yapma, ayakkabı boyama, ayakkabı bağı bağlama, kravat bağlama, yemek yapma, bulaşık yıkama, gömlek katlama, telefon etme, saati anlama gibi konular sabırlı öğretmenlerin aylar süren çabalan sonucu öğretüebiliyor görmeyenlere. KABARTMA ALFABE Braille Alfabesi denilen yönlemle okuma yazma öğrenen körler için en büyitk sorun, bu atfabeyle yazılmif kaynağm ulkemizde az olması.. bastonlarımızla yürümeye başlıyoruz. öğrenciler benden daha hızlı. Zaman zaman arkamdan gelenin bastonu ayaklarıma çarpıyor. Önumdekiler de yetişmem için beni beklemek zorunda kahyorlar. Uzun gezinti boyunca bir kamyonun kaldınma doğru açılmış kapısı ile bir dolmuş levhasının direğine çarpma tehlikesi dışında bir tehlike yaşamıyorum. Bu tehlikeleri de bastonlar önlüyor. Bir metre kadar önümde yerde sağa sola durmadan hareket ettirdiğim baston, benim çarpacağım her şeye benden önce çarpıyor. O zaman durup, çarptığım şeyi elimle yokluyorum. Kamyon kapısına rastladığımızda bize öğretilen şekilde elimizde dokunarak kamyonu geçiyoruz. Kaldınm kenannı yeniden bastonun ucuyla hissettikten sonra yurüme sürüyor, fakat bitmek bilmiyor. Gideceğimiz yolun 1 km. kadar olduğunu biliyorum. Benim duşünceme göre çoktan varmış olmalıyız. Fakat yol bitmiyor. ormeyenlerin, görenlerin G dunyasında yasadıklarının bilincine varmalanyla sorunlar ANKARA NOTLARI Yeri gelmişken... Selçuk Altan'la, Vasıf Öngören'i konuştuk; Selçuk anlattı; Vasıf'ın "Atmanya Defteri" oynarken, tiyatroya yaşlı bir kadın gelir, şöyle der: Evladım, benim oğlum da yazılmıştı, sırası gelmiş mi, bir baktverin! Oyuncular kalakalırlar. Kadıncağız ne bilsin tiyatroyu, "Almartya Defteri" oyunuyla ilgılı haberleri duyunca, onların da Almanya'ya işçi gönderdiklerini sanmış. "Asiye Nasıl Kurtulur?" oynandığı sırada, nasıl tutunmuştu. Sözler, bir atasözü gibi.dillerde dolaştı aylarca. "Godot'yu Beklerken" de olduğu gibi "Asiye Nasıl Kurtulur?" da, insanları ülkenin kurtuluşuna yönelik düşüncelere götürürdü . L Mamak'a Selçuk Altan'ın arabasıyla gittik. Mahmut Tali Öngören'le, eşim de var. Mamak'ın görünümü nasıl da güzel, yemyeşil. Hafta başıydı, "Sıcağa kalmayalım" diye öğleden sonra gittik. Haftanın belli günlerinde, görüş için analar, babalar Mamak Askeri Tutukevi'ne taşınıriar. Arabalan olmayanlar, çoğu gecekonduda oturduklarından arabaları olmar düşünülemez. Otobüslerle giderler görüşe. Mamak Tutukevi'ne giden otobüsler "keçikıran" otobüsleridir. Ulus'ta anıtın yukansından kalkar, oradan geçer. "Kömür" durağında inmek gerekir. Gazeteci Süleyman Coşkun, bir süre önce salıverilmişti. Önceki akşam eve geldiğimde, Atilla Aşut'un telefonla aradığ:nı öğrendim. Demek o da çıkmış. Salı akşamı büyük Ankara Oteli'nde "Hesap Uzmanları Kurulu"nun kuruluşunun 39. yıl kokteyli vardı. Kurul başkanı Altan Tufan ile eşi, bu görkemli kokteylde konuklarını ağırladılar. Hesap uzmanları, 39 yıl içinde Türkiye'de gerçek vergi kaçakçdarını bulup yakalamış, onları cezalandırmaya çalışmış, ancak çıkarılan af yasalarıyla vergi yükümlüleri vergi ödemekten, cezalardan kaçabilmişlerdi. Günümüzde, 750 hesap uzmanıkadrosunun312sidoluydu. HesapuzmanlaniçindenErhan Bener, Mahmut Özdemir, İlyas Seçkin gibi kişiler çıkmıştı. Gozlerim Muzaffer Egesoy'u aradı, o İstanbul'dan gelmemişti. Başlangıçta, ciddi bir eğitimden geçirilen uzmanlar, vergi denetimlerinde çahştırılmışlardı. Hesap Uzmanları Kurulu'nu 1945 yılında AN Alaybek kurmuştu. Ali Alaybek, halen eşiyle birlikte İstanbul'da bir köşeye çekilmiş durumda. 4709 sayılı yasayla, bağımsız bir denetim kurulu olarak ortaya çıkan hesap uzmanları kurulu, siyasal iktidarların çeşitli baskılarryla yönlendirilmek istenmiş, ilk kuruluş yıllarında kurucusu Ali Alaybek'e bakanlıkla birlikte, çeşitli görevler önerilmesine karşın, Alaybek, bunların hiçbirini istememişti. * * • Ramazan geldi, hoş geldi. Bir küçük memur dostuma: Oruç var mı, diye sordum; karşılık verdi: On sekiz bin lira aylıkla oruç mu tutulur? Niye? Asıl oruç o zaman tutulur... Evet, biz zaten oruçtayız! O da, "Asiye Nasıl Kurtulur?" diye geçiriyordu içinden... Ramazanda yeri gelmişken bir süredir değindiğim Türkçe ezan konusunun gelişmeierini özetleyeyim: Olayın bir de 27 Mayıs ile sonrası var. 27 Mayıs 1960 devrimi olunca, bazı müezzinler, minarelerden Türkçe ezan okumaya başlarlar. Ezanın Türkçe okunması için yasal bir yasak söz konusu değildir. Yasa, Arapça yasağı kaldırılmıştır. Ancak herkesın Arapça okuduğu yerde Türkçe okumak biraz yürek işi oluyor. Yeni oluşan Milli Birlik Komitesi, konuyu görüşmek için toplanır. Başkan Gürsel, ezanın Türkçe okunmasını istemektedir. 38 kışilik komitede, hemen hemen eşittır oylar. "Ondörtler", ezanın yine Arapça okunmasından yanadırlar çoğunlukla. Bir karara varamazlar, Türkçe ezan konusu kalır. Kurucu Meclis'te konuyu İlhami Soysal gündeme getirmek ister. 21 Şubat 1961 günü Kurucu Mecliste Diyanet İşleri Bütçesi görüşülürken, tutanaklara geçen şu sözleri söyler: ...Atatürk 1934'te Türkçe ezan okutulması için, iyice bilmiyorum, ya bir kanun veya bir talimat çıkarmış. Ezanın Türkçe okunması 1950'ye kadar devam etti. DP iktidara geldikten sonra, Türkçe ezan camilerde okunmaz oldu. 27 Mayıstan sonra, bir iki imam Türkçe ezan okumak cesaretini gösterdi. Fakat Diyanet İşleri buna mani oldu, beyanlan ile tehdit etti. Muhterem Kurucu Meclis üyeleri, hepiniz oy peşinde olmadığınıza göre, ezanın Türkçe okunması için söz verebilir misiniz? Buna cesaretiniz var mı? Varsa, teklifi ben yapmaya hazırım... ("Ne lüzumu var?" sesleri) İlhami Soysal, bunun ardından yasa önerisi hazırlığına girişir. Ancak 0 zaman, bir Temsilciler Meclisi üyesinin yasa önerisi hazırlayabilmesi için Milli Birlik Komitesi'nin bir üyesinin de, öneriyi imzalaması zorunludur. ilhami Soysal, gazeteci üyelerden Altan Öymen'e, Oktay Ekşi'ye, Ö. Sami Coşar'a imzalatır. Ayrıca, Mümtaz Soysal, Doğan Avcıoğlu, Şefik İnan, Ziya Müezzinoğlu da öneri girişimini imzalarlar. İlk imzalayanlar arasında bulunan, 0 zaman partisiz, Müezzinoğlu, İlhami Soysal'a: Ben Müezzinoğlu'yum. Getir öneriniimzalayacağım. der, imzalar. Bunu öğrenen İsmet Paşa, kuliste Müezzinoğlu'na şöyle der: Müezzinoğlu, bu nereden çıktı? Bu konularda çok dikkatli olmak lazım... CHP'liler de, Milli Birlikçifer de, içlerine kapanıriar. İlhami Soysal'ın girişimi sonuçsuz kalır... MUSTAFA EKMEKÇİ Görenlerin dunyasında yaşamak için eğitim şart Körlere çay ve sigara içmek bile öğretiliyor Türkçe yazılnıış kabartma kitapların sayısı 50'yi geçmiyor. Bu eksikliği ses bandına alınmış kitap'ar dolduruyor. Aritmetik işlemleri Bağımsız hareket eğitim "bağırasız A sıl önemli adı verilen ve buhareket" yük ölçüde sokakta yurümeyi G öğreten ders. Bu eğitimi almış bir görmeyen, bastonuyla istediği yere tek ba$ına gidebiliyor. Yaya geçitlerinde kırmızıyeşil renkleri sezebiliyor. Gören bir insanla eşit duruma gelemese bile, fazla zorluk çekmeden yaşayabiliyor. Kısa bir süre yaşadığı bölgede rahatça dolaşabiliyor, istediği kişiyle istediği noktada buluşabiliyor. Bunların dışında kâğıt oyunları, dama, tavla, satranç, hatta içine çıngırak konmuş bir topla futbol bile oynayabiliyor. Paketleme; montaj, telefon santrallığı, masörlük ve müzik alaniannda çalışabiliyor. El işlerini, gorenlerden bile daha hızla yapabiliyor ve bu yolla hayatını kazanabiliyor. ormeyenlerin basit aritmetik işlemlerini çözmede kullandıkları özel aletin adı Abaküs. Bu aletle 13 sıraya dizilmiş beşer boncuk vasıtasıyla trilyona kadar uzanan dört işlemi yapmak olası... Körler kabartma saatlerle zamanı öğrenebiliyorlar. Değişik bir telefon etme yöntemiyle normal telefonları bir gören kadar hızla kullanabiliyorlar. Bu işlem için numarayı çevirirken, baş parmağın dışındaki parmaklar birden dörde, veya sıfırdan yediye kadar olan sayılara oturtuluyor. Daha sonra kiiçük parmak 10 ile 29'u, orta parmak 38'i, işaret parmağı 47 ile 65'i çeviriyor. Görmeyenler bastonla yürume tekniğini önce okul içinde ve bahçesinde öğreniyorlar. Uzun bastouları ile hatta çoğu kez bastonsuz hiçbir yere çarpmadan odaları dolaşıyor, sınıfkra girip çıkıyor, yemekhanede selfservis şeklinde yemeklerini yiyor, çayhanede sohbet edip, tavla, kâğıt ve benzeri oyunları oynayabiliyorlar. ...Ve kuralsızlıklar okulda verilen bilgiler hep F akat belirli kurallara daya'ı. örneğin öğrenci bahçede yüriır renler için bile tuzak haline gelmiş çukurlarla dolu. Görmeyenlere okulda bu kuralsızlıklar da öğretiliyor. Ve zamanından önce Emirgan sahiline inip bastonlarına güvenerek yurürken kendilerini denizde bulan öğrenciler örnek gösteriliyor. Ulkemiziıı kuralsızlıkları Batı ülkelerinde çok yaygın olarak kullanılan rehber köpeklerin (dog guide) kullanımını da olanaksızlaştınyor. ABD'den getirilen bir rehber köpeğin Istanbul'daki ilk gezisinde ışıklara uyulmadığını gördükten sonra ruhsal bunalıma düştüğü ve ken, yolun iki yanında muntazam dizilmiş kaldırım taşlarını bulabiliyor. Oysa dışansı böyle değil. Körlerin bastonlarının ucunda duymak zorunda oldukları kaldınmlar rastgele parketmiş araçlarla dolu. Trafik işaretlerine ve yaya geçitlerine gerektiği gibi uyulmuyor. Yollar gö Çay içme bile... onunda durduruluyoruz. S Karşıya geçipvereceğiz. Hep bir çay bahçesinde çay molası Trafik konusundaki kuraisızhklar, sokak gezintilehni körler için bir cehenneme çeviriyor. Batı ülkelerinde yaygm olarak kullanılan rehber köpekler bile bu yüzden ulkemizde ruhsal bunalıma düşüyorlar. uzandığı kaldırımdan bir daha kaldır lamadığı anlatıhyor. Kabartma alfabe ltı Nokta Körler RehabiliA tasyonöğrencilerden,yaşama Merkezi'nde hazırlanan körler Sokakta kör yürüyiiş ĞÖftMEZ DOKUNAR/VK TANIR... PÜN4A 6UZELÜ KLERİNJ ilk dersleri gözüm kapalı alıyorum. Bastonun ucuyla kaldırım kenannın nasıl farkedileceği, bir engele çarpıldığında neler yapılacağı öğretiliyor. Daha sonra vakfm öğrencilerinden Ersun Akdağ, Metin Türkkent ve Hulya Kılıç'la birlikte bir "kör yurüyüş" yapmak üzere İstinye'ye iniyoruz. Yürüyeceğimiz yol Istinye kavşağından Yeniköy kavşağına kadar tersane boyunca uzanan duz kaldırım. Arabadan inmeden once içine siyah kâğıt yapıştınlmış ve pamuklarla desteklenmiş gözlüklerimi takıyorum. Her yer karanlık... En küçük bir ışık hissi bile yok. Ben deniz kıyısında olduğumuzu bildiğim için deniz kokusunu duyar gibiyim. Ötekilerin denizden haberleri yok. Açıklık bir yerde olduklannı biliyorlar sadece. Arka arkaya dizilerek bağımsız hareket hoV akfmHamdi Kocaman'dan cası okuluna gitmemiş olanlara okuma yazma ve basit aritmetik işlemleri de öğretiliyor. Okuma yazma öğrenmenin yolu kabartma alfabe veya Braille alfabes: denilen yöntemden geçiyor. Buyazı, 6 noktanın çeşitli şekillerde yan yana getirilmesi esasına dayanıyor. 150 yıl kadar önce Louis Braille'in geliştirdiği alfabe tüm harfleri, sayıları, noktalama ve matematik işlemlerini 63 değişkenlik içinde yan yana getirebifiyor. özel kâğıtlara çiviye benzer bir aletle kabartılan noktalar iki elin işaret parmakları ile dokunarak okunuyor. Bir süre sonra iyice duyarlık kazanan parmaklarla gören bir insanın yan hızmda okumayazma mumkün olabiliyor. Kabartma yazının ülkemiz için tek sakıncası, bu yazı ile yazılmış kaynak kitapların azhğı. birlikte yolun kenannda duruyoruz. Önce sesleri dinliyoruz. Sağdan ve soldan hiçbir araç gelmediğine emin olduktan sonra hızla ve yine bastonlarımızın ucuyla kontrol ederek karşıya geçiyoruz. Karşı kaldınma vardığımızı bastonun ucu belirtiyor. Kollarımızdan tutularak masalara oturtuluyoruz. Çaylar söyleniyor. Biraz sonra gözlerimi açacağım. Fakat daha önce çay içme faslını da gozlerim kapalı yaşamak istiyorum, çay bardaklarını ellerimizle buluyoruz. Tabağın kenanndaki şekeri bardağa atmak bile benim için sonın oluyor. Kanştırmak kolay, fakat içmek o kadar kolay değil. Hamdi Kocaman bunun da tekniğini öğretiyor. Çay bardağını burna veya daha başka bir yere götürmemek için, önceçeneye dokunduruyoruz. Çeneden ağıza götürmek daha kolay. Ve bu teknik her yudumda yineleniyor. Denizi "görmek" aha fazla dayanamadığım için gözlüğü çıkanyorum ve arkadaşlarımın farketmediği bir şeyi farkediyorum. Çay bahçesinde oturanlann tümü bizi izliyor. Hatta bekçi giysili bir vatandaş başımıza dikilmiş durumumuzu daha yakından inceliyor. Kent içinde yaptığımız başka deneylerle de çok kısa bir süre için dunyalarına girmeye çalıştığım Ersun Akdağ, Metin Türkkent ve Hülya Kılıç'ın gerçek duygularını yine de öğrenebilmiş değildim. Çünkü istediğim zaman gozlerimi açacağımı biliyordum. Çay bahçesinde oturduğumuz süre içinde bu konuyu konuştuk. Aslında her birinin ayrı bir oykusü vardı. Fakat üçunün şu andaki ortak duygusu yaşamlarından hoşnut oluşlarıydı. Öncelikle uç aydan bu yana ilk kez dışarıya çıkmış olmaktan dolayı çok mutluydular. Başka bir neden. denizi "görmuş" olmaktı. Denizin kokusunu duymayı, sesini dinlemeyi "görmek" diye adlandırıyorlardı. Üçunün de ileriye dönük projeleri vardı. Metin Türkkent avukat olmak isti>ordu. Ersun Akdağ büyük bir olasılıkla saz sanatçısı olacaktı. Hülya Kılıç okulda makreme işi öğrenmişti. Ailesi dışarda çahşmasına izin vermediği için evde oturup çiçeklik, askı, kemer, abajur gibi hiç göremeyeceği güzellikleri üretecekti. Birbirimizden ayrılırken vakfın minibüsüne doluşan bu mutlu kişilere alışkanlıkla el salladım. Bana karşılık veremediler. ÇALISANLARIN SORULARiySORUNLARI YILÎVIAZ ŞİPAL D ^Bakkallık yapmaktayım" SORU: 1979'da askere gidinceye kadar aJO ay bir işyerinde sigortalı olarak çalıştım. Geçen yılda askerlik görevimin bitiminde babama aitevin altında bir diikkânda bakkallık yapmaktayım. BagKur'a kaydolmak uzere müracaat ettiğimde beni 9. basamaktan başlatmak istiyoriar. Ben de 1. basamaktan baslamak istiyorum. Çünkü, yeni açdan ber işyeri 1. basamaktan BagKur'a girer. İster benim gibi kiiçök esnaf olsun, isterse müyonJnk bir işyeri olsun. Neden olarak da gösterdikleri tek şe> eski sigortalı olmatn. Bugiin tanınmış toptancılar bile >*a 2. ya da 3. basamaktan prim ödüyoriar. Beiediyenin 3. sınıf olarak tanıdıgı bir bakkal, nasıl BagKur'da 9. basamaktan prim öder. Zaten mahaUe arasındaki bakkalın aylık kazancı nedir ki? ADANA Bağ Kur Yasasımn 51. maddesi "Gelir Basamaklannın Seçilmesi"ne ilişkindir. bu maddeye göre de ilk kez BağKur'la ilgili bir işyeri açanlar "aylık gelir basamaklanndan dilediğini seçer ve en geç üç ay içinde kuruma vereceği giriş bildirgesi üzerinde veya dilekçesinde yanlı olarak bildirir. Üç ay içinde basamak seçilmemesi halinde birinci basamak seçilmiş sayılır. Ancak, diğer sosyal güvenlik kanunlarına tabi işte çalıştıktan sonra BağKur kapsamına girenler, İş Kanununa göre tespit edilmiş ve tescil tarihinde geçerli günlük asgari gunlük ücretin aylık tutarının karşılığı olan basamaktan daha düşük basamak seçemezler!' Bugünkü uygulamayı örneklersek, hiç bir sosyal güvenlik kunıuna bağlı olmadan ilk kez BağKur kapsamına girenler dilerlerse 1. basamaktan prim ödeyebilirler. Bunun da aylık parasal karşılığı 1.680 TL.dir. (210 Birinci basamak sayısı x 40 katsayı: 8.400 Bağkur primine esas x % 20 Bağkur prim oranı: 1.680 TL. Aylık BağKur primi) Buna karşılık SosyaJ Sigortalar Kunımu ya da Emekli Sandığı kapsamı içinde çalıştıktan sonra bu işlerinden aynlarak bir dükkân açanlar ise 12. basamaktan daha düşük bir basamak seçemezler. Bunun da aylık parasal karşılığı 5.200 TL.dir. (650 Onikinci basamak sayısı x 40 katsayı: 26.000 BağKur primine esas x %20 BağKur prim oranı: 5.200 TL. Aylık BağKur primi) Bu nedenle de başka bir sosyal güvenlik kapsamı içinde çaiışmamış tanınmış toptancılar, dilerlerse 1. basamaktan ve ayda 1.680 TL. prim ödeyebilirler. Siz ise yasa gereği olarak daha önce Sosyal Sigortalar Kurumuna bağlı çalışmanız nedeniyle mahalle bakkalı da açsanız 12. basamaktan daha düşük basamak seçemez ve ayda da 5.200 TL.den daha az prim ödeyemezsiniz. 6 o İ Ü OLANLARA OZ6U B'ıfc JEHPİK GORMEZLER 60 "©Öi LE D»6ER /kROAN Sanat Galerısi Karma Resim Senjisi 19 M^yıs 9 Hazıran 1984 MENKU LÜN AÇıK ARTTıRMA ILANı ÇATAL(:A İCRA MEMURLUĞUNDAN Sayı: 1983/257 Bir borçtan dolayı hacızli olu p, satışına karar verilen malların cins, miktar ve kıymetleri >azılmış olup: 1. Arltırma 5/6/1984 gunu sa at 14.00 ile 14.30 arasında Çatalca Ferhatp>aşa mahallesi No: 33'de yapılacak / r veogunü kı.vmetlerinin o T5'in eisıekliçıkmadığı lakdirde 6/6 1984gunuaynı yer \esaatte2. artıırma yapılarak en çok fial verene satılacaja \e satış şartnamesinin icra dosvasından görulebileceği masrafı verıldiğı takdırde şartnamenın bir orneğımn ıs(e\enegonderilebileceğı fazla bılgi almak isteyenlerin yukarıda vazılı dosya numarasıyla ıcra memurluğuna başvurmaları ilan olunur. 15.5.1984. Muhammen Lira 20.000 50.000 9.000 30.000 30.000 30.000 7.000 15.000 10.000 7.000 70.000 10000 Kıymeıi Krş. 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 Ac edi Cinsi ve önemli nitelikleri: Ful otomatik marka (Oscillation) Takım Gulkurusu bej renkte oymalı 4 tekli bir üçlü klâsik koltuk takımı. Bir buyük iki küçuk mermer sehpa lakımı. AEG marka beyaz renkte buzdolabı. AEG marka kurutmalı 01182101 seri nolu çamaşır makinesı. EmayeıaşVezuv marka 4 gözlu fırın. 5 m ; yeşil kahverengi halı. Pembe renkte kütuphaneli divan. 3x2 metre ebadında sarı ve beyaz renkte makine halısı. (kırık) Liberty marka radyo. Uçlu kütuphaneli televizyon dolabı. Turuncu renkte kütuphaneli divan. Fuat Azer Acaroğlu Mevlut Akvıldız Hakkı Aran Aydın Ayan Orhan Deliorman İnci Eviner Aşık Faruk Mene Sekretcr anyor. İsteklilerin 1656231 No'ya başvurmalan Bi'les Öcal Suat Özyönürn Suna Ceylan Turan Şenol Yorozlu Moda Cadöesı Zuhal Sk No 11/1 Kaöıköy • ISTANBUL Gayrimenkullerinizin alım, satım ve kiralanmasında hizmetinizdeyiz. > BEBEK YENİ EMLAK Tel: 163 45 44 , Nüfus cüzdanımı kaybettim hükümsüzdür. HANIM • Ldirne Nufus Memurluğu'[AKSOY ndan aJdığım Hüviyet Cüzdanı'• * Nüfus cüzdanımı, pasomu, si mı kavbettim. Hükümsüzdür. ,' gorta kartımı kaybettim hükümMUZAFFER ATLl süzdür. ZEYNEL AKSOY Nol: Borçiu Alı Şallı'nın adre si meçhul olmakla kendisine tebligat, Bakırköy Bahçelie\ler Sıyavuşpaşa mahallesi 3. sokak No: 36/38 de. llanen yapı!mı$tır. Iş bu menkul satıs ilanı tefoliğ yerine kaım olmak uzere ilan olunur. Basın: 6714 YARIIV: Adlive koridorlarında terazisiz bir görmez
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle