15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Mikrop savaşı Ortadoğuda yıllardan beri sürüp giden savaşta üstünlük sağlamak isteyen taraflann elde edebildikleri her türlü silahı denediği görüimektedir. Bu arada, son giınlerde taraflardan birisinin "kimyasal savaş" yöntemlerine başvurduğu gazete haberleri arasında yer almıştır. BİYOLOJİK SAVAŞ "Kimyasal savaş" deyince, insan sağlığı için zararlı olan kimyasal maddelerle, örneğin bazı gazlarla yapılan savaşı anlıyoruz. Yine gazete haberlerine gore savaşı kazanmak için mikroplardan yararlanılması, "biyolojik savaş" yöntetnleri uygulanması da olasıdır. Biyolojik savaş, toplumda daha yaygın bir karşıiığı ile "mikrop savaşı "dır ve insan, hayvan ve bitkilerde öliim ya da hastahğa neden olan canlı mikroorga CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER önce Asya ve Avrupa'da zehirli oklar kullanılmış, savaşlarda zehirli yılanlardan yararlanmak bile düşünülmüştur (1). Eski Yunanlılar ve Kartacalılar yaptıkları savaşlarda çok defa içecek ve yiyecekleri zehirleme yoluna başvurmuşiar, bu arada su kuyularına insan ya da hayvan ölüleri atmışlardır. (Kaynak yine " 1 " numarah dipnotundadır.) Bütün bunlan onlemek amacıyla, 1899 ve 1907 yıllarında Hollanda'da toplanan konferanslarda zehirlerin savaşlarda kullanılmaması için anlaşmaya vanlmış ve 26 devlet tarafından bir protokol imzalanmıştır. Buna karşın, Birinci Dunya Savaşında bu anlaşmaya uyulmamış ve 100 bine yakın insan her iki tarafın kullandığı zehirli gazların etkisiyle canlannı yitirmişlerdir. Bu savaş sonunda 1922'de toplanan bir başka konferans. başarıh olmamış, ancak daha sonra 1925'te Cenevre'de 47 devlet böyle silahların kullanılmasını önleyen yeni bir protokol imzalamışlardır. Bugün Türkiye'nin de aralarında bulunduğu birçok devlet. zehirli gaz ve sıvılann ve mikropların savaşlarda kullanılmasını onleyen bu kararlan kabul etmiş bulunmaktadırlar. Kimi devletler anlaşmaya katılmamış durumdadırlar. Öte yandan anlaşmada imzaları bulunanlann da bir savaş durumunda anlaşmaya ne kadar bağlı kalacakları belli değildir. İkinci Dünya Savaşı boyunca kimyasal savaş ve biyolojik savaş araçları pek kullanılmamıştır. Savaş sonunda Birleşmiş Mületler tarafından kurulan komisyonlarda bu çeşit silahların tamamen terkedilmesi yönünde görüşmeler yapılmış, fakat Kore savaşının başlamasıyla toplantılara son verilmiştir. de muhakkak ki butçelerinin bir bölumünü bu yolda sarfetmektedirler. Çeşitli ülkelerin bütçelerinden kimyasal savaş için ve mikrop savaşı için ayrılmış parasal olanaklar, insan sağhğını daha iyiye götürmeyi amaçlayan bilimsel çalışmalarda kullanılmalıdır. Mikroplardan savaş silahı olarak yararlanmayı hedef alan araştırmalarda harcanan büyük paraların, mikrop hastalıklanndan korunmayı sağlayacak aşıların hazırlanması ve tumör yapan virüsler gibi çeşitli konularda yapılacak bilimsel araştırmalara aynlması sorumlu ve yetkili herkes tarafından tanışmasız kabul edilmelidir. Gerek mikrop savaşı (biyolojik savaş), gerekse kimyasal savaş hazırlıklarına kesinlikle son verilerek bu yönde sarfedilen emek ve paranın insanlık için yararlı yonlere aktarılması gerekir. 1. Sidel, V.W. Goldwyn, R.M.: Chemical and biologic vveapons. A primer, New Engl. a. Med, 274 : 21 (1966) 2. Chemical and biological Warfare (I) : The research programme, Science, 155:174 (1967) 2 NİSAN 1984 Savaşlan, kimyasal savaş, "biyolojik savaş" haline dönüştürmek, bir takım zehirli oklar kullanmak tarihte epeyce eskidir.Zehirli yılan bile kullanılmıştır. CUMHÜRIYET'TEİV OKURLARA... OKAY Prof. Dr. ÖZDEM ANĞ İst. Tıp Fak. Öğretim Üyesi nizma (mikrop)ların ya da bunların zehirli vıicut maddelerinin savaş aracı olarak kullanılmasına işaret etmektedir. Havada, suda, toprakta, canlıların vücudunda yerleşmiş olan mikropların bir kısmı insan için zararsız olmakla birlikte, kimileri insanda hastalık etkeni (faktorü) olabümekte ve bilimsel araştırmalar sonucunda bulunan birçok ilaçlara karşın bazen bu hastalıklar ölümle de sonlanabilmektedir. En basit bir örnek olarak, bir toplumun içtiği, kullandığı suya tifo ya da kolera mikroplarının kanştınlmasının neyle sonuçlanacağını dıişünürsek mikrop savaşının ne kadar korkunç sonuçlar verebileceğini anlarız. Bu yönde yapılan araştırmalarda daha da korkunç, çok çabuk ölduren biyolojik maddeler iızerinde çalışılmaktadır. Mikrop savaşında kullanılması olası bakterilerden bazılan şarbon, dizanteri, kolera, difteri, veba, tüberküJoz, ruam, tularemi, tifo ve paratifo etkenleridir. Bunun gibi tifüs ve " Q " humması etkenleri ensefalit, grip, çiçek ve sarı humma virüsleri, histoplazmoz etkeni olan mantar da böyle bir savaşta kullanılabilir. Çok kuvvetli zehirler olan Clostridium botulinum ve stafilokok toksinleri gibi mikrop toksinleri, öldürucu silahlar olabilirler. Bunlardan korunmak çok güçtür. Hemen hemen olanaksızdır. Ayrıca, elde edilmeleri oldukça ucuz olduğundan pek çok ülke bunlara sahip olabilir. TARİHTE İLK KULLAMLDIĞI YERLER Eski zamanlardan beri savaşlarda kullanılan silahlar arasında bazı zehir etkili maddelere rastlanmıstır. Çok uzun yıllar G ARAŞTIRMALAR VE HARCANAN PARALAR Bugün çeşitli ulkelerdeki birçok üniversitede ve özel kuruluşlarda kimyasal ve biyolojik savaş araçları üzerinde geniş araştırmalar yapılmaktadır (2). Örneğin, Amerika Birleşik Devletlerinin bu yöndeki çalışmalar için 1945'de yılda 20 rrilyon dolar harcadığı, her yıl birkaç kat artan bu miktann 1970'lerde 350 milyon dolara vardığı bildirilmiştir. (Yine birinci dipnotundaki kaynak) Öteki bazı devletler eçtiğimiz eylül ayında Amerikan AP ajansı ilginç bir fotoğrafı dünyadaki yüzterce yayın organına dağrttı. Fotoğraf bir basm toplantısında çekilmiştir; ABD Dışişleri Bakanı George Shultz ellenni yüzüne kapatmış, yanında bir general, Lübnan'daki gelişmelerte ilgili açıkiama yaparken görüimektedir Fotoğrafın ilginçliği şuradan gelmektedir: Amerikalı general konuşmasının bir yerinde Lübnan'da görev yapan Amerikan askerleri'diyeceği yerde, 'Vietnam'da görev yapan Amerikan askerleri' deyiverir altşkanlıkla. Fotoğrafın altında da generalin bu yanlışınm üstüne Dışişleri Bakanının ellerini yüzüne kapadığı anlatılmaktadır Fotoğraf özellikle Amerikan basınında çok yaygın bir biçimde kullanılır. Ancak ertesi gün Amerikan siyaset ve basm çevrelerinde yoğun bir tartışma başlar. General içgüdüsel' yanlışı için zaten özür dilemiştir, ama aynı basm toplantısında çekilen bir film seyredilince fotoğrafın ajans tarafından yanlış sunulduğu anlaşılır. Çünkü Shultz ellerini yüzüne generalin vahim yanlışı yapmasından tam 7 saniye önce kapamıştır, yani Lübnan ile Vietnam'm özdeşleşmesine karşı bir tepki değildir hareketi. Bu saptanınca AP ajansına yapacak tek şey kalır: Özür dilemek. Yanlış haber, ister kasıtlı, ister kasıtsız olsun hemen ortaya çıkar. 7 saniyelik yanlış için özür dileyen AP ajansının tutumu iki tür habercilik arasındaki temel farkı ortaya koyması açısından önemli bir örnektir. Yedi saniyelik bir yanlış Ş OKTAY AKBAL EVET/HAYIR Bu kadarı yeter mi? İKTİDAR t)e\rım*\onrjsı JopİumlaTiLı Iktıdjr t t i l v j n poJıtik grutnj l! Stantfntc t j r j t . n d j n Kasım H ^ ' d c V c d k Juzenlcndı Uopu Avrupa ve ^SCBdefcı hJf Un jvdınların, arz^ kontcrarc hu kunudıki en genıj •upîanttijrdjn bırıdır. LV^rım ^onrp^ı toptumMİ vc rkonomık ıh^ricn; dtrOvtm nıtciı^ım. külturd. pxt[.tık \ L iıkııkmk vapıları dkgi^ık ^öru} jı,ıljtındjn dc^.rlcndîrrn İ>t>nu>macıİJr lcb bıı ıı>.ttlıij <»djkU>ıınr).ır Ikliılırırı (;clıı.tçı «c »ıuhak[ı.t hjrıkalcrı <ktnm wnta>ı [uptumljrd^ Bay Kafesoğlu ile Bay Saray'ın Edebiyat Fakültesinde okutulan 'İnkılap Tarihi' adlı kitabından daha önce iki kez söz etmiştim. Eski M. Eğ. Bakanlığı Başmüfettişi Saim Açıkgöz'den bu konuda bir mektup aldım. Bay Kafesoğlu kitabında "Devletin Dini İslamdır" maddesinin Ânayasa'dan çıkartılmasının "Atatürk son derecede meşgul iken" bazı kişilerın girışimiyle sağlandığını ve bu maddenin Meclis'te "hiç müzakere edilmeden" kabul edildiğini yazmıştı. Sayın Açıkgöz, Prof. Dr. Ali Fuat Başgil'ın 1943'te basılmış kitabında, "Başta Malatya mebusu Ismet Paşa olduğu halde 120 mebus imzasıyia yapılan tadil teklifi üzerine Meclis'te müzakere edilerek 1928 nisanında lazım gelen tadiller yapılmış, Kanunun diyanete müteallik fıkraları kaldırılmıştı... Cumhurreisı ile mebusların intihaplarında ettikleri yeminlerdeki 'Vallahi' yerine 'Namusum üzerine söz veririm' ibaresi konulmuştu" diye yazdığını anımsatıyor. Açıkgöz, "Başgil Atatürk Devrimine içten inanan ve bunun savaşını veren bir bilim adamı değildi, yine de gerçekleri tersyüz etmeyi bilimsel kişiliğine yedirememiş ki doğruyu yazmış' diye ekliyor... Bay Kafesoğlu 'Tercüman'öa başka nerde oJsun? "Atatürk Ihtilâlci miydi?" adlı bir yazı yayınladı. Bir 'hoca', hem de yıllardır öğrencı yetiştiren bir tarihçi, yazı yazarken biraz daha dikkatli olmamalı mı? Atatürk ihtilâlci miydi, değil miydi? Diyelim ki, tartışma götüren bir savdır bu... Bana göre 'ihtilâlc/'dir, ama başkalanna göre değildir. Osmanlı Devletini bütün kurumtarıyla yıkan, yüzterce yıllık Hilafeti ortadan kaldıran, Türk toplumunda tüm yasaları çağdaş bir biçime sokan bir 'devrimci'ye 'ihtilâl' yaptı denir mi denmez mi, bunu okurlar düşünsün. Buracıkta ben size iki kitap adı vereyim; Biri Atatürk'ün Adalet Bakanı Prof. Mahmut Esat Bozkurt'un Atatürk ihtUâli' ööioG Sabahattin Setek'in 'Anadolu İhtiiali'.,.. ©amek kiAtaturts'ün ıhtilâlci kişüiğıni ileri süren yainız ben değıürn... *"Bây Kafesoğlu Atatürk'ün 'öiârihlerde', '9i0s', 'devr/m'gibi sözcükleri hiç kullanmadığını, bu sözcükleri bizim ona yakıştırarak okuıiarı şaşırttığımızı söyleyerek, 'ideolojik kımıtdama fikriyatını gençlik arasında işlemek suretiyle' gençleri başkaldırmaya kışkırttığımızı 'ihbar' etmeye kalkışıyor. Bir üniversite "hocasına böyle 'ihbarcılık'lar hiç mi hiç yakışmaz, ama, Atatürk'ün 'devrim've 'ulus' sözcüklerini kullanmadığını söylemesi ise ya tam bir bilgisizliğin, ya da bile bile kafaları kanştırmak istemenin belirtisidir. Atatürk'ün kurucusu olduğu 'Hâkimiyeti Milliye' gazetesinin adı 16Ekim 1935'te 'U/us'olmuştur. Bu da yüce önderin isteğiyle, buyruğuyla gerçekleştirilmiştir. Atatürk 1 Kasım 1935'te Beşinci Dönemin 1. Toplantısını açarken "... Türk ulusunun en göksei bir duyguyu kalbinde taşıdığını her ferdinin tutuşan gözlerinde okumaktayız" ve "Kamutay, yurdun korunması, onun bayındıriığı için en yüksek ulusal ilham ve kudret kaynağıdır" demekteydi. Yine Atatürk CHP'nin 4. Kurultayını açış konuşmasını yaptığı 9 Mart 1935 günü de 'devrim' sözcüğünü kullanarak şöyle demişti: "Uçurum kenannda yıkık bir ülke. Türlü düşmanlaria kanlı boğuşmalar. Yıllarca süren savaş. Ondan sonra, içerde ve dışarda saygı ile tanınan yeni vatan, yeni soşyete, yeni devlet ve bunlan başarmak için arasız devrimler. İşte Türk genel devriminin kısa birdiyemi". Aynı konuşmanın başka bir yerinde de Atatürk şunları söylüyordu: "Türk ulusuna doğunsal rengini veren bu devrimlerden her biri..." Atatürk'ün 1935 yılındaki konuşmalan öztürkçe sözcüklerle dolup taşmaktadır. Örgüt, ilgi, kıvanç, konuk, amaç, barış, gelistm, ürün, yönetim, erdem, işlev, ulusak vb." sözcükler Atatürk'ün söylevlerinde bol bol görüimektedir. Atatürk Yüce ulusumu saygı ile anarım' diyerek Türk diline sevgisini saygısını her zaman göstermiştir. Bay Kafesoğlu'na bu kadarı yeter mi bilmem. Yaşlı başlı bir üniversite profesörü böyle yanlışlarla, yalanlarla gençlerin aklını niye kanştırmak ister, anlamak güçtür. Amaçları nedir? Atatürk'ü yozlaştırmak, saptırmak, tanınmaz hale getirmek mi? Buna izin vermeyeceğiz. İyi bilsinler, Atatürk düşmanı çevreler ve kişiler, bu ülkede Atatürk devrimlerinin güvenilir bekçileri vardır, o da bütün Türk gençliği, Türk ulusudur... Elbet, herşey tartışılacaktır, eleştirilecektir, Atatürk'ün başlattığı, ama tamamlayamadığı devrimci atılımlar çağdaş bir bakışla ele alınacak, daha üstün bir güçle, içerikle gerçekleştirilecektir. Atatürk herşeyi yapamazdı, herşeyi bitiremezdi. "Yaptıklarımızı asla kafi göremeyiz" diyen de oydu... Öyleyse, geçmişin başarılı başarısız eylemlerini. atılımlarını bugün yeniden ele altp yurdumuzu 'çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarmak' için bilimin gereklerini yerine getireceğiz. Bay Kafesoğlu, Bay Saray gibi 'hoca'lar istedikleri kadar çırpınsınlar, istedikleri kadar 7/)£>are('yaztlaryazsınlar; 'biziAtatürk'ü siperederek ortalığı karıştırmak'\a suçlasınlar, yararsızdır, boştur. Böyle boşlukta kalan, tarihsel gerçeklere, bilimsel verilere dayanmayan suçlamalar havada ka.hr. Ama ne olacaksa öğrencilere oluyor; yanlışlarla, saptırmalarla, yozlaştırmalarla dünyanın büyük devrimci atılımlarından, 'ihtilallerden biri olan Atatürk Devrimi 'karşıdevrimci'ierin oraya buraya sızması sonucunda genç kuşaklann gözünde tarihsel anlamından, önemınden koparılmak, bambaşka bir biçimde gösterilmek isteniyor. Bütün bunlar da hepimizin gözü önünde olup bitiyor! MILLI EGITIM TARAFINDAN TAVSİYE EDİLEN 50 Pinokyo Bisiklet hediye ediyoruz. Tafsilat ilk kitapta. metis yayınları ALTERNATtF SÜREKLİ ŞİİR DİZISİ * Sevdadır Arkodoş Z. Ozger • Avustralya Sokak Şairleri Derleyçn ve Çeuıren. llhan özdemircı * Bir Diinya Var Karanılacak N. Vapttarov Çevıren. tlhan özdemirci IILI. * Çağdaş İran Şiiri Çeviren: M.Babtk * KJmliksiz Asi Çiçek Ali Yıldırım YERYÜZÜNUH LANETLİLERİ Kurtuiuj yok. Ama Inun ınand«kl*r<nı yadı. Dohtorfarın b«nd«n umlt kKtlfll Nâ#k m bllm«nlzl Irtiyonjm. *« Ccuytr H»Wı!.^ üçüncu Ounya Q T Avrupa'da ve Amerika'da milyonlarca satari 52 kitap şimdi Türkiye'de GÛRÜLMEMİŞ BİR TARÎH ANSİKLOPEDİSİ, HEM DE TAMAMI RENKLİ RESİMLİ Tarih öncesinden başlayıp günümüze kadar insanlığın evrimini bilinmeyen yönleriyle"yaşayarak" öğrenmek ister misiniz? Avrupa ve Amerika'da milyonlarca satan RESİMLERLE İNSANLIK TARİHİ ANSİKLOPEDİSİ şimdi Türkiye'de. Yüzlerce batılı tarih bilimcinin hazırladığı 52 kitaplık eser, Türk bilim adamları tarafından yeniden incelendi, Türk tarihini anlatan bölümler zenginleştirildi. Prof. Dr. Tahsin Yazıcı, Doç. Dr. Ali İhsan Gencer, Doç. Dr. Mehmet Özsait ve Doç. Dr. İsmet Miroğlu yoğun ve titiz bir çalışma sonucu insana tarihi sevdiren bu eseri ortaya çıkardılar. İlk insanlardan Hunlar'a, Hunlar'dan Selçuklular'a, oradan Osmanlılar'a, genç Türkiye Cumhuriyeti'ne kadar öğrenmek ve öğretmek istediğiniz her konu, dünya tarihi ile birlikte bundan böyle kitaplığınızda, elinizin altında olacak. ANS1KLOPEDISI EDISI IflfflHİ ffl ' 13 frantzfanon 8URHAN Yertbatan Cal 40/13 YAYINLARI Cegaloğlu DOVUMSUZ GÖZ Kanada'da oruran Türkler ve ötekfler üzerine ilginç gözlemler ve anılar... Çağdaş mizahi ve fantezi öykuler. İLYAS HALİLin bu yapıtmı seveceksiniz. Yeni çıktı. Bütün kitapçtlarda Genel dağıtım: Toplum Kitabevi Zafer Çarşısı, Yenişehir ' Ankara İLAN BAKIRKÖY 3. SULH HUKUK MAHKEMESİNDEN Esas no: 1982/1299 Karar no: 1984/999 Tekirdağ Saray Demirler Köyü 042 hanede Ahmet oğlu 1936 doğumlu Ömer Akdemir'e aynı yerde nüfusa kayıtlı Şerafettin Akdemir'in velayeti altına konulroasına, 19.8.1983 tarihinde karar verildiği ilan olunur. Basm: 3854 KAR/KAN BAŞVURÜLACAK DEĞİL, OKUNACAK ANSİKLOPEDİ YAYINLARI İLK KİTAP ÇIKTI Şirketimizii] 1983 yüı çalışma dönemine ait OLAĞAN GENEL KURUL'u aşağıda yazılı gündemi görüşmek üzere 25 Nisan 1984 günü saat 9.00'da (Istanbul, Cağaloğlu, Babıali Cad. No: 20, Birlik Han K: 3, D: 7) adresinde toplanacaktır. 1983 yılına ait bilanço, kâr ve zarar hesabı ile idare meclisi ve murakıp raporlannın toplantı tarihinden 15 gün önce, şirket merkezinde ortaklarımızın incelenmesine sunulacağ; ve sayın hissedarlanraızın toplantı gününden bir hafta öncesine kadar hisse senetlerini şirket merkezine ibraz ederek giriş kartı almalan gerektiği, toplantıya katılamayacak ortaklarımızın tevkil edecekleri bir vekil marifetiyle temsil edilebileceği saygıyla duyurulur. PAK TAVUK GIDA SANAYtlVETİCARETl ANONtM ŞİRKETİ GÜNDEM: 1. Başkanhk Divanı seçimi, 2. Başkanhk Divanına genel kurul toplantı iutanağını imzalama yetkisi v verilmesi, 3. İdare meclisi ve murakıp raporlannın ve bilanço ile kâr ve zarar hesaplannın okunması ve müzakeresi, 4. Hesaplann onanması ve idare meclisi ile murakıbın ibrası. 5. Sanayi ve Ticaret BakanlığYndan istihsal edilen izne binaen ana sözleşmenin 4'üncü maddesi tadii tasarısımn müzakere ve kabulü, 6. Ana sözleşrnenin 21'inci maddesi uyarınca İdare Meclisi üyelerinin yerine yenilerinin seçilmesi ve ücretlerinin tespiti, 7. Ana sözleşmenin 28'inci maddesi uyarınca murakıp seçimi ve ücretinin tespiti, 8. Dilekler. İLAN ÇANAKKALE ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİNDEN Dosya No: 1983/259 Davacı Maliye hazinesi vekili A\. Sevim Ersak ile davahlar EsatCahitYıldız Algönül, ŞadiveÖzcan ve Mustafa Bülenı Kafadar arasında yapılan tapu iplali ve tescil davasının duruşmasında: Davalı Mustafa Bulent Kafadar duruşmada hazır bulunmadığından, gıyap karannın da ilanen tebliğine karar verilmiştir. Verilen karar gereğınce, davalı Mustafa Bulent Kafadar'ın duruşmanın yapılacağı 11.4.1984 gunü saat 9.00'da duruşmada hazır bulunması, veya kendisini bir \eki!le temsil eıtirmesi. aksi takdırde duruşmanın gıyabında yapılarak karar verileceği gıyap karannın lebliji yerinde kaim oimak uzere Hanen lebliğ olunur. B a s m 13~>59 PAK TAVUK GIDA SANAYİİ VE TtCARET A.Ş. ADİ UMUMİ HEYET TOPLANTISINA DAVET noKta Haftalık Haber Dergisi HPSODEP: BİRLEŞME Mİ? • Çalp: "İstifa etmeyeceğim diye beyanım yok." •İnönü: "Birleşme konusunda kimseyi incitmeden yaklaşmalı" • AFYON UÇAĞI FACİASNIN PERDE ARKASI: Belgelerle şçıklıyoruz • Füze ekmeye mi geliyorlar: Gözler İzmir deki NATO toplantısında • Lord Carrington'un Nokta'ya özel demeci: NATO sorumluluk sınırlannın genişletilmesi konusunda çok dikkatli davranacak • OECD Türkiye Konsorsiyumu Başkanı Geberth Nokta'ya açıkladı: "Yabancı sermaye akışı ancak 1985' ten sonra artar." • Oktay Ekşi'y' e söyleşi:"Her eğilime partileşme hakkı verilmelıdir" % Bir futbol işçisi İlyas tunzmsunar M>»^V d^vı» 1 ı SArYVNCA BOLU ABANT Vakıf Turistikoteti 16.90014.900 Konıoteii 18.900.14.900TEL Turban AbantoteS 24.900.20500. TttfHıat ComaPsur B*RBARÖSBUIVARI, Gelişim Yayınları Güvenilir Yayıncılık" teel otobfc, Um p»n»yon komklma, Ortnr S 16II074161S2Î6I612281 KAOIKÖV JÎ7«107 • Nüfus cuzdanlarımızı kaybettim. Geçersizdir. HALUKŞAZİ DEMİR SEVGİ DEMİR BUGUN CIKTI Kuşe kapak, 68 sayfa 150 TL.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle