17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/8 Kaldırunlar dolar bozanku; fahişeler dilenciler ve aezsdn satieılarla dolu KİMLİK KARTI Şaşkınlık daha uçaktan iner inmez başhyor: Santiago'ya gelen yabancılar kuşatılmış bir kent ve sokaklarda ölüler bulacaklarını umarken, havaalanında bile pek asker göremiyorlar. Yalruz yolcu salonunun çıkış kapısında iki carabinero (jandarma). Gümrükten geçiş aynı kolaylık içinde oluyor. Oysaki her olasıuğa karşı "zararlı" sayılabilecek kitaplanmı çantamın derinliklerine gömüp, Pinocbet'yi pek övmeyen dokumanlanmı Brezilya'daki uzun bekleyiş sırasında gözden geçirip orada bırakmıştım. Ne acı pek çok ulke sınınnda kitaptan, yazıdan, belirli bir kalıba uymayan düşünceden korkanlara karşı önlem almak zorunda olmak.. Bir gece yarısı uyandınhp, trenden indirilerek, karlar, buzlar içinde iki ülke arasındaki gümrük binasına götürulüsümü anımsıyorum. Kitap, yazı, film ve fotoğraflanmın incelenip geri verilmesi için saatlerce bekleyişimi. Pazar gecesinin ilerlemiş bir saatinde kentin geniş caddeieri hemen hemen bomboş. Deprem koşullarının, yüksekliğini ikiüç katla sınırladığı yapılar, ardında bol karbonmonoksit gazı bırakan burunlu, eski model otobüsler, Santiago'ya bir başkentten çok bir taşra kasabası havası veriyor. Ama yalnızca bir ilk izlenim bu. Çünkü Santiago, Bogota veya Caracas gibi çelik ve camdan örülmüş gokdelenlerin doldurduğu Güney Amerikalı eşlerine benzemese de modern bir kent. ötekilerden ayrıldığı nokta, kişiliğinin olması. Afrika'dan Asya'ya çarpık kapitalistleşmenin tek tip bir beton yığınına çevirdiği başkentlerden değil. Ispanyol somurgecilerin anayurtlarından getirip yeni topraklardaki yaşama uydurduklan mimari biçim bugüne değin, akıllı bir şehircilik anlayişı içinde korunabilmiş burada. Eskinin, iklim özelliklerine estetik bir uyum içinde yanıt arayan, kârlılığı ilk planda tutmayan anlayışı yalnızca resmi yapılarda değil, sivil mimaride de büyük ölçüde geçerli. Ama Santiago'yu biraz daha tanımak gerek bunları görebilmek için. Yoksa Ankara'yı bulmak da olası kentin politik rnerkezindeki gri suratlı, kasvetli bir kaç kibrit kutusu yapıda. Hele ki hava kirliliğinin genzi yakan o kendine has kokusu da buna katılırsa. BAKIRDAN ÜLKE Dünya bakır üretiminin yüzde 10'unu karşılayan Şili, daha çok 11 yıllık diktatörü Pinochet ile tamnıyör. Uzun yıllar Ispanya'nm bir sömürgesi oldu. 11 milyon 500 binlik nüfusun yüzde 66'sım Mestizolar, yüzde 25'ini tspanyollar ve yüzde 5 'ini yerliler oluşturuyor. Nüfusun yüzde 81 'i şehirlerde yaşıyor. Çelik ve tekstil en önemli sanayiler. Bakır, ülke ekonomisinde merkezi bir rol oynuyor. Şilililerin yüzde 90'ı okuma yazma bıliyor. 153640 yıllarmdaki Ispanyol işgaline kadar Kuzey Şili, tnkaların egemenliği altmdaydı. Bağımsızlığını Jose de San Martin ve Bemardo O'Higgins önderiiğinde 181018'de kazandı. Şili 18391884'te Bolıvya ve Peru 'yla girdiği savaşı kazanarak zengin maden yataklanyla dolu kuzeyi ele geçirdi. General Augusto Pinochet, 1973 yılında Halk Cephesi'nin lideri Salvador Allende'yi devirerek iktidara geidi. nı belırtmeye yarıyor. Şu anda Şili'de bir "dicta blanda"dan sözetmek olası mı? "Yakın zamanlara değin koşullar oldukça değişikti" diyor bir basın ajansının yöneticisi. "Pinochet'nin çekilmesini isteyen bir politik demeçten, bir toplantıdan. dışarıya geçtiğimiz telekslerde soz etmek duşünülemeyecek bir şeydi." Şimdi ise, yan illegal partilerin, sendikaların ve diğer örgütlerin dikkat çekmeyen adsız kapılanndan dışan taşıyor politika, sokaldarda yığınlar tarafından tartışılmak üzere.. Darbeden hemen sonra yitikler listesine geçen bir Amerikalı'nın Şili'de öldurüluşünu konu alan "Missing" fil mi ülkeye hâlâ giremiyorsa bile, aynı filme temel olan roman elden ele dolaşmakta. Hatta metroda bile göstere göstere okuyanlara rastlamak olası. Sokakta birlikte yurüduğümüz F. emekçilerin örgutlenmesine ilişkin görüşlerini yüksek sesle anlatıyor yol boyunca ve bindiğimiz takside de rahatça sürdüruyor aynı konuşma>ı. Kendisinin sendikal çalışmalarda önemli bir yeri olduğunu bilmesem, nerdeyse bir kışkırtıcı ajan olduğuna inanacağım. Politik "açılım" mı? Hayır, Pinochet'nin Şili'sinde hiçbir zaman açılım olmadı. Nitekim, başkentin gecelerini yırtan polis sirenleri hemen başka bir gerçeği akla getiriyor. Geçen >ılın ortalarında Avrupa'da, hatta burada Santiago'da bile pek çok kişinın "Şili ilkbahan" diye umutla değerlendirdikleri gelişmeye tümüyle ters düşen başka bir gerçek.. Baskınm, terörün gelişigüzel tutuklamalann, aramanın ve işkencenin gerçeği.. "Değişik olan, insanlann artık korkmaktan korkmama>a başjamalan" diyor uç çocuk annesi P. Kendisi lise öğretmeni ve Halk Hakları Komitesi (CODEPU)'nin üyesi "Diktatörluğiin elinde baskıdan başka bir şe> kalmadı. Bu da artık yıldırmıyor. Halk on yıldır baskınm okulunda okudu ve vılgınlıklann en koyusunu ögrendi. Daha fazla da da\anamayacak durumda. Gizli gizli kitaplar yaktığımız günler çok gerilerde kaldı.." Bugün artık göreceli bir söz özgurlüğü ve politik hareket alanında sınırlı da olsa bir genişleme gözlemlenebiliyor, ama "dicta dura"nın "dicta blanda"ya dönüşmesi anlamına gelmiyor bu ve kuşkusuz Pinochet'nin kendiliğinden halkına verdiği armağanlar değil. Bugünku kazanımlar, oteden beri eksik olmayan uzun bir mücadelenin giderek, geçtiğimiz mayıstan beri yığınsal bir patlamaya, başkaldırmaya döniişmesinin sonucu. İlk "Ulusal Protesto Günü" olan II mayısta başlayarak, on yıldır susmak zorunda bırakılmış, ekonomik bunalımın umutsuzluğa boğduğu tüm toplum kesimlerini içme alan bir patlama. ON YIL SONRA SİU vt« DOLAY ANKAR A NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇI 11 NÎSAN1984 Cinayetler Zinciri... Uzun süredir bekliyordum, demek Cumhuriyet'in 'trafik"\e ilgili ekleri, "OtoYaşam"adıyfa bugün çıkmaya başlıyor. Mutfakta neler hazırlandı bilmiyorum, ancak mutfağa gidenleri ucundan, kıyısından gözledim. Epeyi oluyor, Ahmet Korulsan Ankara'ya bunun için gelmişti. Trafik konusunda İçişleri Bakanı Ali Tanrıyarîa görüşecekti. Bakanlığa birlikte gittik. Ancak, bu konunun ustası da, uzmanı da Emniyet Genel Müdürü Fahri Görgülü'yöü. Bakanlığın Basın Danışmanı Hayatllhan, bizi Görgülü'ye götürdü. On beş, yirmi dakika görüşeceğimizi sanıyordum; genel müdürle toplantı üç, dört saati bukju. Yemek saati geçti, Hayat İlhan zaman zaman sandalyesinde kıpırdıyor, o değilden Korulsan'm soruları kısa kesmesini diliyor, gözleriyle sanki yalvarıyor. Korulsan, gelmişken genel müdürü bu konuda iyice sağmaya kararlı... İçimden: Bre Korulsan, yeter! diyeceğim geliyor, Fahri Görgülü'nün sabrına şaşıyorum... O da, böyle meraklı bırini yakalamışken, ne var ne yoksa anlatayım, düşüncesinde anlaşılan... Yeni Trafik Yasası mı, Korulsan'ın çantasında. Birini de bana veriyor Ahmet Korulsan. Belli, Ankara'ya gelmeden hazırlanmış. Uykusu gelen Hayat İlhan'ın da uykusunu birazcık açmak için, araya girdiğim oluyor: Genel Müdüre: Efendim, bu bayan trafik polisleri olayı çok iyi, kim düşündüyse iyi düşünmüş vallahi! diyorum. Kanımca bu, 12 Eylül'ün en iyi işlerinden biri... Ahmet Korulsan o kanıda değil, İstanbul'da pek başarılı olmadığını söylüyor. Genel Müdür Fahri Görgülü, bilgi veriyor: Başlangıçta yadırgandı ya, sonra alışıldı. Kafamdaki soruyu yapıştırıyorum: Efendim, bizim şoförleri bilirsiniz, bayan trafik polisini pek ciddiye almak istemezler, bıçkın olanlan hani yanlanna yaklaşıp: "Haydi abla, nöbetin bittiyse biraz gezelim" ne deyiverirler. Bu konuda yakınmalar geliyor mu size? Öyle bir şey yokmuş. Hatta, bayan trafik polislerine şoförler daha ince davranmak zorunda kalıyorlarmış. Pek kimse bilmiyormuş.ama yollarda gördüğümüz bayan trafik polisleri iyi eğitilmişler; örneğin, bir şoför maraza mı çıkarmak istedi, hemen onu arabasından indirip, bileğini büküp yere yıkacak yetenekteymişler... Anne, dedim içimden, Fahri Görgülü anlatıyordu: Yalnız bir sıkıntımız, bayan polislerin lojmanları konusunda çıktı. Onlan nerede yatıracaktık? istanbul'da arkadaşlar, "Efendim, yann biri bir bayan polisi kaçırır, adı kız kaçırma değil, polis kaçırıldı olur!" dediler. Bunun üzerine, onlan biryurtta topladık. Zamanla hepsini lojmanlara alacağız... Ahmet Korulsan'ın "OtoYaşam" calışması böyle geçiyordu. Yazılar, çıktı çıkıyor derken Selahattin Güler, Ali Alakuş, Selahattin'in eşi Sevgi Güler, polis memuru Okan Okan bir trafik cinayetinde yaşamlarını yıtirmezler mi? Haydi, bulun bakalım bir söz de söyleyin! SEYYAR SATICILAR Terlikten kitaba iç çamaşınndan kullanılmış ev aletlerine kadar her yafta insan her şeyi satabiliyor. nu, rejim değişikliğinin gereklinışma ve anlayış gösteriyorlar "Betı kendi yerimin nerede olneda'nın önünde? Bu boz renkliği. Konuşmacılann dördü de satıcılara karşı, ama kimisi de li, gösterişsiz yapıya kayıtsız kal duğunu ve ne yapmam gerektihemfikir bu değişiklik üzerine. izin vermiyor bu tür biletsiz yolmak? Daha sonra önünden her ğini biliyonım. Daha önce hiç culara. Onuru kınlmış olarak giin en az üçdört kez geçecek ol düşiincemi sormaraıştınız. ŞimOysa ki içlerinden biri yakın zaelinde gitarı ya da kavalı ile insam bile, kahramanhk, bunun di neden soruyorsunuz? O kadar mana değin hükümeti desteklemek zorunda kalıyor halk şarkıgerekliliği, onur, yüreklilik ko gnriiltii koparan sizler ne yapyenlerden. Çeşitli öneriler sözkocısı. Bu duruma yalnız izleyici nulannda insan ne düşünürse manız gerektiğini de bilmelisiniz. nusu oluyor. Demokrasi ve "deolarak kalmak da aynı derecede düşünsün, Allende'nin anısı de Ben başından beri kendi görevidokrasi" karşılaştırılıyor. "Derin bir saygı olarak hepsinin üs min ne oldugnnu biliyonım." güç ve onur kırıcı. dokrasi", konuşmacılardan Ritüne çıkabiliyor. Askeri diktaCaddelerin kıyısına parketcardo Hormazibal'ın ortaya attörlerin en ufak bir tehlikede Yeni bir ordu mek için hiçbir otomobil isteditığı bir terim. tspanyolca'da parkaçmaktan başka bir şey düşünği gibi yanaşamıyor. Hemen neOn yıl sonra diktatörlük artık mak anlamına gelen " d e d o " mediği bir kıtada, Salvador Al askerleriyle sokaklan işgal etme reden çıktığı belli olmayan biri, sözcüğünden uydurulmuş. Pilende, yürekliliğin simgesi ol gereğinî görmüyor pek. Carabiiki el kol sallamasıyla arabanın nochel'nin parmağıyla "sen, maktan da öte. park etmesine güya yardımcı nero'lann yerini gitgide başka sen, sen" diye göstererek beliroluyor ve aynı şekilde çıkışına Kendisine darbeden birkaç sa bir ordu almış: Işsizler ordusu. lediği kişilerle kurmak istediği yetişerek sürücünün vermek zoat önce ülkeden çıkması için bir Kaldırımlar dolar bozanlar, faparlamentoyu tanımlıyor. Hornında kalacağı bahşişi bekliyor. uçak önerilir Hava Kuvvetleri hişeler, dilenciler ve gezgin satımazâbal daha da ileri gidiyor Komutanhğı tarafından. Ihane cılarla dolu. Yere bir örtü atan, konuşmasında. Generalin intiŞili'ye gelen yabancılar için tin utancı, komutanm Allende akla gelebilecek ne varsa satmahar etmesi gerektiğini söylüyor ikinci buyük şaşkınlık kuşkusuz GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANI KARTAL 1. İCRA MEMURLUĞUNDAN Dosya No: 1983/1084 Esas Ipotekli olup satılmasına karar verilen Kartal, Maltepe Bağlarbaşı Bağdat Caddesi mevkiinde 15/2 pafta, eski 263, yeni 2844 ada, 295 parselde kayıtlı, 244 m2 miktarlı gayrimenkule inşa edilen apartmanm bodrum katta 2 nolu 468/15684 arsa paylı dükkan ile aynı katta 3 nolu 400/15684 arsa paylı dükkanlar açık arttırma ile satılacaktır. GAYRİMENKULÜN EVSAFI: 1 Gayrimenkule Maltepe Belediye binasırun bulunduğu Bağdat Caddesinden kuzeye çıkmakta o!an Ataturk Caddesini belediyeden itibaren takriben 150200 metre yolun solunda Adalet Sokak 16 kapı No.lu yer olduğu, bodrumu olan ve zemin katında iki dairesi olan natamam apartmana bitişik inşa edilmiş bulunan 18 kapı No.lu kargir, karkas betonarme apartmanın bodrum katında 2 No.lu 468/15684 arsa paylı Adalet Sokağında natamam bir durumda sıvaları yapılmış, kapı pencere kasalan konmamış, boş olduğu, 2 Yine 18 kapı No.lu apartmanın bodrum katında 3 No.lu 400/15684 arsa paylı olan bu dükkan da kapı ve pencere kasalan konmamış sıvalan yapılmış 2 No.lu dükkana bitişik durumda natamam bir \aziyette boş olduğu tesbit edilmiştır. Imar Durumu: İstanbul Belediye lmar Mudürlüğunün 28/5/983 tarih ve 83/2619 sayılı yazısında blok inşaata müsait 5 katlı bina yapımına müsait bulunduğu bildirilmiştir. Kijmelleri: 1 Yukanda evsafı belirtilen ve birinci sırada gösterilen 2 No.lu 468/15684 arsa paylı dükkarun emsal ra>içlere göre 500.000 TL. kıymetinde olduğu, 2 Yukarıda ıkinci sırada \asıflan belirtilen 3 No.lu 400/15684 arsa paylı dukkana da emsal rayiçlerine göre 400.000TL. kıymet lakdir edilmiştir. Satış Şartlan: 1 Yukanda birinci sırada yazılı 2. No.lu dukkanın birinci açık arttırması 14/5/1984 günü saat 14.0014.30 arasında Kartal 1. lcra Dairesinde, 2 Yukanda ikinci sırada yazılı 3 No.lu 400/15684 arsa paylı dukkamn birinci satışı 14/5/1984 günü saat 15.0015.30 arasında Kartal 1. lcra Dairesinde yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin w» 75'inı ve ruçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Bovie bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 24/5/1984 günü yukanda yaalı aynı yerde ve a>nı saatlerde ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu anırmada da ruçhanlı alacakhların alacağını ve satış masraflarını geçmesi şartıyla en çok arttırana ihale olunur. 2 Artırmaya iştırak edeceklerin tahmin edilen kıymeün ^o 10'u nısbetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lâzımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 20 günu geçmemek uzere mehil verilebilir. Dellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden odenir. 3 Ipotek sahibi alacakhlarla diğer ilgililerin ( + ) bu gayrimenkul uzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanağı belgeler ile onbeş gun içinde dairemize bildirmeleri lâzımdır; aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse lcra ve İflâs Kanununun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve "t 10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği göndenlebilir. 6 Satışa iştırak edenlerin sartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgı almak istiyenlerin 9831084 sa>ılı dosya numarasiyle memurluğumuza başvurmalan ilan olunur. 5/4/1984 (tc. If. K. 126) (+) llgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 4286 AUende'nin öldtirüldügü yer " İ ş t e " diyor taksi surüciisu Moneda sarayının önunden geçerken, "Allende'nin öldu.ıildüğo yer." Burada politik düşünceleri ayırmaya bu tek sözcük yetebiliyor kimi kez. "tntiharetti" veya "öldürüldiı" sözcuğu. Moneda'nın karşısındaki geniş caddeyi gösteriyor sürücu: "tşle buradan geldiler uçaklar. Bu caddenin içinden nerdeyse. Yapıların arasından kıl payı geçerek." Kulaklarımda, Küba'da sık sık duyduğum bir şarkn.m sozleri donup duruyor: "Bir giin \i•e yürüyecegim sokakların4a Kana bulanmış Sanliago'n u n V e büyük, özgür bir alanda duracağım/Ağlamak için orada olmayanlara." Moneda tümuyle onarılmtş, bombalann, kurşun deliklerinin bıraktığı izler ustalıkla yokedilmiş. Ama yurekli bir savaşım içinde, halkının kendine verdiği görevi sonuna değin savunarak ölen bir insanın simgesi olmaktan çıkanlamamış. Allende'yi saygıyla anmamak olası mı mo Darbeden birkaç saat önce Hava Kuvvetleri Komutam, yaveri kanalıyla Allende'ye ülkeden çıkması için uçak verebileceğini iletir. Allende'nin yanıtı şöyledir: "General Von Schowen'e söyleyin, Şili Cumhurbaşkanı uçakla ülkeden kaçmaz. Kendisi bir asker gibi davranmayı bilsin, ben ise Cumhurbaşkanı olmanın gereğini yerine getirmeyi bilirim." Hıristiyan Demokratların yönettiği "Radio Cooperativa", güçlü vericileriyle kuzeyden güneye uzunluğu 4000 kilometreyi geçen ülkenin tümünü tarayabiliyor. Ve her gün sabahtan akşama değin, Şilililer'e hükümet yanlısı gazetelerin vermek istemediği haberleri en ufak ayrıntüarıyla iletiyor, sendikacılarla, politikacıların demeçlerine ya da çeşitli gösteri çağrılarına doğrudan yer veriyor. Pİ,\OCHET Baskınm, terörün, gelişigüzel tutuklamalann, aramanın ve iskencenin simgesi... ile telefonla bile konuşmasım engellediği için bu işi yaveri yapmaktadır. Allende'nin yanıtı şu olur: "General Von Schowen'e söyleyin. Şili Cumhurbaşkanı uçakla ülkeden kaçmaz. Kendisi bir asker gibi davranmayı bilsin, ben ise Cumhurbaşkanı olmanın gereğini yerine getirmeyi biliVe Moneda'yı yalayarak geçen uçakların gürültüsü içerde konuşmaları bile güçleştirmişken, Sosyalist Parti Başkanlığından gönderilen Hernan del Canto gelir: " N e yapmamız gerektiğini sormaya geldim, nerede oltnamızı istersiniz başkanım?" Allende'nin yanıtı yine kısa ve kesin: Televizyonda bir konuşmacı şöyle diyor: "Pinochet, halkımın mutluluğu için canımı veririm demişti, madem öyle, kendisine intihar etmesini öneriyorum." ya çalışıyor. Akşamüstü işyerlerinin dağıhmında, diişük iicretliler de kendilerine ay sonunu getirtecek bir kaç peso için bu orduya katıldıklannda, yollarda yürümek iyice güçleşiyor. Yaşam kavgası, satıcıları iyice de saldırgan olmaya zorlamış. Trafik ışıklarının önünde duran taşıtlar hemen her türlü satıcının hedefi oluveriyor. Kent içi taşımacılığı üstlenmiş özel otobüslerin sürekli açık kapılanndan, her fren yapışlannda bir iki satıcı atlayıveriyor iceri, Otobüs yeniden hareket edene değin bir iki paket fıstık, şeker satıp inmeye çalışıyorlar. Ya da iki durak arasında bir müzik aleti çalarak para toplamaya. Genellikle otobüs sürücüleri ülkedeki işsizliğin bilincinde olduklarından dayabasında. Kısaca bir göz atmak yetiyor Santiago'da çıkan günlük gazete ve dergilere. Solun yayınladığı birçok dergide, çeşitli muhalefet hderleri, sendikacılar açık açık diktatörlüğe karşı saptanması gereken yeni stratejileri tartışıyorlar. Hatta 1970'lerde Allende'ye karşı açtığı isterik denilebilecek kampanyayla Halk İktidarı'nın düşmesinde büyük rol oynayan sağın güçlü gazetesi El Mercurio bile bu tartışmalara sınırlı ve ölçülü bir dille de olsa yer vermeden edemiyor. açık açık televizyonda!.. "Pinochet, halkımın mutluluğu için canımı veririm demişti, madem öyle, kendisine ihtihar etmesini öneriyorum." Hıristiyan Demokratlann yönettiği "Radio Cooperativa", güçlü vericileriyle kuzeyden güneye uzunluğu 4000 kilometreyi geçen ülkenin tümünü tarayabiliyor. Ve hergün sabahtan akşama değin, Şilililer'e hükümet yanlısı gazetelerin vermek istemediği haberleri en ufak aynntılanyla iletiyor, sendikacıların, politikacıların demeçlerine ya da çeşitli gösteri çağrılarına doğrudan yer veriyor. Kimse de hiçbir gizlilik gereği duymadan, bangır bangır açarak dinliyorlar Cooperativa'yı. Bütün bunlar geçen yıl başlayan bir politik açılımın belirtileri mi? Yoksa Pinochet diktatörluğü hiçbir zaman diğer benzerleri kadar sert olmadı mı? Kara mizah düşkünü Arjantinliler'in 1925'de ortaya attıkları bir terim var "Dicta blanda", yumuşak dikta. İspanyolca'da diktatörlüğün karşılığı "dictadura" sözcüğü bolünerek sert anlamına gelen " d u r a " , yumuşak anlamına gelen " b l a n d a " ile yer değiştiriyor. Böylece "dicta d u r a " (sert dikta) ve "dicta blanda" (yumuşak dikta) Arjantin'de hemen hemen sürekli geçerli olan aynı rejimin iki değişik uygulaması rim." Pinochet'ye öneri Televizyonda bir açık oturum: Dört politikacı tartışıyorlar. Ko TEKİRDAĞ VALİLİĞİNDEN Tekirdağ ili Milli Eğiıim Disiplin Kurulu'nca 657 sayılı yasanın 130. maddesi uyannca, haklannda çeşitli suçlardan dolayı savunma alınmasma karar verilen.fakat adresleri saptanamadığından kendilerine gerekli duyuru yapılamayan kişiler aşağıda gösterümiştir. İşbu ilan 7201 sayılı Tebligat Yasası gereğince, tebliğ hükmünde olup, ilan tarihinden itibaren (15) giin içinde Tekirdağ ll Milli Eğıtim Disiplin Kurulu Başkanlığı'na savunmalar gönderilmediği takdirde savunma verilraiş sayılacafı duyurulur. Sıra No: Adı ve Soyadı 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 Aytekin ÖZEL tsnal olunan suç: 15. 16, 17, 18 Aralık 1969 tarihlerinde boykota katılmak Verilen karar: Karar tarihi: Savunma 7.12.1983 Karar No: Disiplin Kurulunun adı: 1983/19 Tekirdağ îl Milli Eğitim Disiplin Kunılu Metin KESKJN Halis BİRGUL Zülfe BİRGÜL Leman Şen OZTEKİN Abdullah PEKER Aynur TÜYLEK Gülay Bükmen TOLUNAY Güler Yukar AKALIN Gülseren AKSOY Sunter ERTUNA Jale ClĞERCİOĞLU Yakup YAMAN 24.12.1979 tarihinde (1) gün boykota katılmak Münir TECİMEN 3.10.1979 günu yapılan tek ders sınavına katılmamak Kendisi almadan, tamdığı Mahmut ASLANTÜRK vasıtasıyla (16) gün rapor almak Mahmut Emrinde çalışanlara hakaret, ASLANTÜRK ışlerinde çalıştırmak, iki yıl kira vermeden devlet konutunda oturmak Yarın: Şikago çocuklarının AQ KAYBIMIZ Cemiyetimizin değerli üyesi, gazeteci 1983/18 10 nisan 1984 gunü vefat etmıştir. 1926 yılında doğan ve Turk basınına 36 yıl süreyle seçkin hizmetler veren sayın Savcı'nın ka\bı, basın topluluğunda buyük uzüntu yaratmıştır. Malatya'da Gayret Gazetesi'nde mesleğe başlayan. Dunya, Yeni tstanbul, Tercüman Gazetelerinde çalışan, daha sonra TRT Haber Merkezi'nde çeşitli göre\ler yapan Kemal Savcı'nın polisiye roman ve hikâ>eleri ile inceleme eserleri bulunmaktadır. Basın Şeref Kartı sahibi Kemal Savcı'nın cenazesi 11.4.1984 Çarşamba günu (Bugün) saat 12'de cemıyetimiz önunde yapılacak törenden sonra oğle namazını takiben Nuruosmanıye Camiinden kaldırılarak Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verılecektir. Kendisine Tanrıdan mağfıret, aılesıne ve uyelerimize başsağlıgı dileriz. GAZETECİLER CEMİYETİ İLAN SOSYAL SİGORTALAR KURUMU İSTANBUL SATINALMA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNDEN 1) Kurumumuz Sağlık Tesislerinin ihtiyacı bulunan 1 adet Fundus Kamera. 2 adet Eğitim Mikroskobu, 10 adet Monoküler Mikroskop, 20 adet Binoküler Mikroskop, 20 adet Biomikroskop, dövizi Kurumumuzca karşılanmak suretiyle Dış Piyasadan satın alınacaktır. 2) Bu işe ait Idari ve Teknik Şartnameler ile Mukavele Örneği, Mümessillik belgesi ibraz edilmek suretiyle mesai saatleri dahilinde 1 Nolu Satınalma Komisyonumuzdan temin edilebilir. 3) lhaleye işlirak etmek istiyen firmaların Idari ve Teknik Şartname esaslan dahilinde hazırlayacaklan Orijinal Proforma faturalannı en geç 31.5.1984 Perşembe günü mesai saati sonuna kadar Be>oğlu Kalyoncu Kulluk Caddesi Mallı Handaki Bölge Müdurlüğumüze vermeleri veya aynı gun ve saatte bulundurulmak üzere posta ile gondermelerı gerekir. 4) Postada vaki gecikmeler kabul edilmez. 5) Kurumumuz Devlet İhale Yasasına tabı olmadığından; ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediği firmadan istediği miktarlarda almakta serbesltir. 6) Dosya No. 8100390 Basın: 13889 KEMAL SAVCI 1983/28 1983/31 1983'35 27.3.1984 1984/15 Basın: 14546
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle