14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER günluk odemelerde mevcut kaynaklann yetersizliği, yeni kaynakların yaratılması ve sisteme sokulması için çare, faizlerin yükseltilmesinde gorüldüğü için yüksek faize taraftar olmakta ve onu savunmaktadırlar. Yüksek faize karşın mevduat girişinin istenilen düzeyde olmaması nedeniyle 19 mart'tan itibaren geçerli olan faizlerin eskisi gibi olması için bir hafta onceden yüksek faizi savununlar demeçler vermeğe başlamışlardır. Merkez Bankasının açıklamısıyla 3 ay için eski faiz oranlarının uygulanması kesinleşmiştir. diğini sergilemektedir. 1982 >ılı yaz aylarında banker kesiminde yaşanan bunalım sonucu yoğunlaşan Merkez Bankasından nakit taleplerinin tekraıianması halinde banknot hacminin izleyebilecegi muhtemel seyri bu oranlar orlava koymaktadır." bir duzenlemeye tabi tutulması kaçınılmazdır. KREDİLER Banka kredılerinin önemli bir kısmı akışkanlığını (se>'yaliyeıini) yitirmiştir. Kredilerin geri dönmesi guçleştiği gibi, faizlerinin tahsili de sorun olmaktadır. Tahsili güçleşen kredilerin miktar olarak olasılıklı tahminlerde iyimserseniz oranı 1/3 ve biraz kötümser/karamsar iseniz oranı 2/3 olarak alabilirsiniz. Devlet bankalan dahil akışkanlığını yitiren krediler bütün bankalar için bir sorundur. Kredilerin geri dönmemesi ve faizlerin tahsil edilememesi ve zorlasması bankalara likidite yönunden sıkıntılı günler yaşatmakta, fiktif faizin vergileri ödenmekte, kredi limitleri zorlanmaktadır. Geçen yıl açılan dışsatım kredilerinin önemli bir kısmının geri dönmemesi durumu ağırlaştırmıştır. Akışkanlığını yitiren kredilerin Maliyece inceleme konusu yapılması ve gelecek yıllarda firma bazında kredilerin disipline edilmesi yerinde olur. SONUÇ Bankacılık kesiminde sıkıntılı günler uzun bir süre daha yaşanacaktır. Faizlerin düşurülmesi gerekmektedir. Giderler kısılmalı ve şube sayılarının azaltılması yoluna gidilmelidir. Bilançolarda donan krediler açıkça gosterilmelidir. Verilen kredinin geri dönüş akışkanlığını yitirenler kredilere tahsil olanağı doğana kadar faiz tahakkuk ettirilmemelidir. Sorunları yapısal olan bankalarımız ekonomide gelişmelere göre düzluğe çıkabileceklerdir. Bankalarm Düzlüğe Çıkması Yüksek faiz bankaya ve müşterisine yarar sağlamamış, devleti etkilemeye başlamıştır. Bir siire sonra birikimcileri de etkileyecektir. Enflasyon sürecinde durgunluğa sürüklenen ekonomide yüksek faiz uygulanamaz. PENCERE 28 MART 1984 Doğal ve sağlam.. İnsanlar olayları değerlendirırken değişik ölçüler kullanabilirler. Birisı der ki. 25 Mart seçimleriyle halk yerel yöneticilerini de saptamış bulunuyor. "Demokrasiye geçiş süreci" böylece tamamlanmıştır. Öteki der ki: Demokrasiyi evrensel ölçülere göre demokrasi yapan temel ilkelere kavuşmadıkça süreç bitmez. Fikırlerın çatışması doğaldır. Ülkemizde serbest tartışma ortamı oluştukça bu çatışmanın daha da artması beklenebilic Düşünmeliyız ki çok partili rejime geçtiğimizden bu yana konu gundemdedır. Bu gibi sorunları noktalamak elde olsaydı, toplumların dinamığini dondurmak gücünü kımileri kullanabilir; ortalık bir bataklık gibi durgun, kımıltısız, esintisiz olurdu. Seçim tartışması bitmiştir; ama demokrasi tartışması bitmeyecektir. Bu tartışmayı taze ve sıcak tutanlara da kötü değil, iyi gözle bakmalıyız; çünkü ülkeler özgürlük yolunda bu itici güçle ilerler. • Tartışma başka bir alanda da sıcaklığını günden güne arttıracağa benzer. Birisi der ki: 25 Mart seçimlerinde halk hükümet partisine güvenoyunu verdi. Artık beş yıl seçim yapılmayacaktır. Türkiye'de ekonomik ve sosyal düzeni sağlamak gerekiyor. Beş yıl süresinde bu gerçekleşecek. Öteki der ki: 25 Mart seçimlerinde halk hükümet partisine güvenoyu verdi; ama ana muhalefet parlamento dışına kaydı. Parlamento bir bütündür. Bu dengesizlik uzun süremez. Seçim sonuçları iktidar partisinin düğümünü çözdü; ama ana muhalefetin düğümünü çözemedi. İktidar partisi parlamentoda, ana muhalefet partisi parlamento dışmda çok partili rejim de dünyada icat edilemedi. Bu tartışma da sürecektir; doğal karşılanmalıdır; çünkü engellenemez. * Ancak önümüzdeki günlerde siyaset tartışmasına giren her kesimin gözetmesi gereken ölçüler vardır. Türkiye bugünden anlaşılması ve açıklanması zor çalkantıları yaşıyor; olağanüstü durum sürmektedir; düşünceleri açıklama olanakları çok sınırlıdır; zamana gereksinme vardır; ama çelişki ortadadır: Eğer "demokrasiye geçiş süreci" noktalanmışsa, olağanüstü durumun &Jtün kurumları kaldırılmalıdır. Yok, "demokrasiye geçiş süreci içindeysek, demek ki olağanüstü durumlar içinde yaşamaktayız. Bu açıkseçik gerçeğe karşın, 25 Mart yerel seçimlerinde büyük başarı sağlayan hükümet partisini kendi işinde gücünde sabırla izlemek gerekir. Eleştirı ertelenmeyecektir; çünkü yapılan işin doğru ya da yanlıs olduğunu söylemek başka şeydir. Hükümet partisinin "icraat" yapmak ne kadar hakkıysa, eleştiri muhalefetin en azından o kadar doğal hakkıdır. * İçinde yaşanan "olağanüstü durum" kimi siyasal partilere örgütlenmek için "zaman, yetki, para, destek" verdı; kimi siyasal partiler de engellendi: gecekondu gibi kuruldu. Öncelıkle solda bulunan ana muhalefet partisinin şimdi kendi kendisıne çekidüzen vermek, "tam anlamında siyasal parti olmak" zamanıdır. Çok "özel" koşullarda yapılan iki seçimde halkın bilinçli kesimi şaşılası bir sınav vermiştir. Bu sınav, Türkiye için büyük bir umuttur, geleceğin güvencesidir; soldaki siyasetçiler, en kötü koşullarda bile yüzde 30'u aşan bu bilinci değerlendirmekten yoksun kalırlarsa, tarih önürv de bağışlanmayacaklardtr. j " ; MEHMET ALİ TUNABOYLU İktisatçı Biri eski, öbürü yeni Maliye Bakanımn 3 Mart 1984 günü Ankara'daki bir koktelyde karşılaşmalannda görüşme konusunun bankalara kaydınlması üzerine, her gün gündemde olan bankalar sorunu bir de "Bankalar devletleştiriliyor mu?" sorusu açısmdan geldi gündeme. Yeni Maliye Bakanına göre, "Türk ekonomisinde en darda olan sektör bankacılıktır." Ve "bankalar bir düzene girmezlerse devleteştirmeye kadar gidilebilecektir." Eskı bakan ise, "Temmuz Bankacılığı, beraberinde büyük sorunlar getirdi. Banker olayı o dönemde yaşandı. Bu liberal anlayış içindeki politikaya da uygulama beraberinde devlet müdahaleciliğini tekrar getirdi", görüşündedir. Eski bakan bankaların çağdaş bir banka gibi çalıştığım söylemenin güç olduğuna işaret ederek faiz politikasını eleştirmektedir. Bakanların görüşmesinde Sayın Maliye Bakanımn, yaşanan banker ler olayında kabahatın Maliye Bakanhğı'nda olduğunu açıkça söylemesi bir itiraf ve gerceğin ifadesi olmuştur. Sayın Maliye Bakanımn bankaların devletleştirilebileceğini söylemesi bankacılık kesiminde tepkiyle karşılanmıştır. Bankacılar tarafından ileri sürülen savların bir kısmına katılmamakla beraber, "Bankaların hastalığı varsa bu, kronik, daha doğrusu Türk ekonomisinin yapısal hastalığıdır." sozleriyle dile getirilen sav geçerliğini korumaktadır. Banka sisteminde açmazın belli başlı nedenleri kaynakların yetersizliği, yüksek faiz ve geri dönmeyen krediler ve tahsil edilemeyen faizlerdir. KAYNAKLARIN YETERSİZLİĞİ Bankalar genelde yabancı kaynaklarla çalışan kurumlardır. Kasım 1983 sonu itibarıyle 47 bankanın itibarî sermayeleri 593 milyar (467 milyar lirası yasa ile kunılan 13 devlet bankasına aittir.) TL, ödenmiş sermayeleri 286,4 milyar lira (215,6 milyar lirası devlet bankalarına aittir.) ve yedek akçeleri ise 130,4 milyar liradır. Toplam özkaynaklar 416,8 milyar liradır. Bu özkaynağa karşılık toplam mevduat 2 trilyon 749 milyar 089 milyon liradır. Merkez Bankası kaynaklarından sağlanan ise tarım kredisi dahil 475 milyar 654 milyon liradır. Özkaynakların Uygulanan taiz polıtikası, kıtaplardaki temel bilgilere ve esaslara ters duşmektedir. 3 ay Bankacı ihbarlı vadesiz mevduat nasıl yatırımlara kaynak olabilir? Faiz yetersizliği yabancı kaynakların oranının vade uzadıkça yukselönemini arttırmaktadır. Banka tilmesi gerekirken 3 ay ihbarlı sisteminde kredilerin ve işlemlemevduata '"o 49, bir yıl vadeli rin karşıhğını yuzde yüz özkaymevduata °Jo 45 faiz verılmesinağa dayandırmak olanaksız olnin, anlamsızlığı ortadadır. 23 Bankalar itibar kurumları olamakla beraber, yuzde 12,8 oz Şubat 1984 gunkü Bankalar Birrak "Banka parası" denilen bir kaynakla da çalışmak zorlaşpara yaratmaktadırlar. Ve bu liği toplantısında uzun vadeli maktadır. Yabancı kaynaklann mevduata yüksek faiz, kısa vasonunda evrakı nakdiyeye dooranı yükseldikçe bankaların gedeli mevduata daha duşuk faiz nuşmektedir. Bu itibarla, emislirleri azalmakta, ödemeler denuygulanması ortaya atılmıştır. yon hacmi ile mevduat arasındagesi bozulmakta ve likidite sıkınki oran çok onemlidir. Yüksek Yüksek faizden bankalar ve tısı sistemi zorlamaktadır. faiz uygulamasında bankalar müşterilerinin yanı sıra bugün Bankalarımızın özkaynakları topladıkları mevduata 3.5 yılda Devlet de etkilenmeye başlamışyetersizdir. 70 sayılı K.G. Karar1 trilyona yakın faiz vermişler tır. Devletin bütçe açıkları nedename ile tanınan iki yıllık süre dir. 25 Şubat 1984 günlu Dunya niyle iç piyasadan kendine kayicersinde sermayelerini yasada nak aktarması için yüksek faizbelirlenen miktarlara uydura gazetesinde "Faizle oynamak yeterli mi?" adlı yazıda bu oran le tahvil çıkarması ve gelir ortakcaklardır. şöyle ifade edilmektedir. lığı senetlerinin (devreye) sokulFAİZSORUNU "Sabit ve diişiik faiz uygulamak istenmesi çalışmalan devam Enflasyon hızını aşağıya çekmasının >ürurlıikte oldugu 1979 etmektedır. İç borçları artan mek için yükseltilen faizler banyılı sonunda pi> asadaki kâğıt padevletin gelecekteki gelirlerinin kalan zorlamaktadır. Son yıllara miktarıyla bankalardaki topbugün faizle kullanılmak istenilrın üç rakamlı enflasyonu, şirlam mevduat arasındaki oransal mesi Hazinenin faiz yükünü artketleri olduğu gibi bankalan da ilişki 2,44 değerini vermekteydi. tıracak, sonunda bütçeleri yatıtahrip etmiş, bağlı değerleri yerımlar şöyle dursun cari giderleri tersiz olan bankalann aktif pa Yani. 1979 yılı sonunda piyasadaki her bir lira karşılıgı bankave transfer harcamalannı karşısif dengesi, krediler mevduat larda 2.44 liralık mevduat birilayamayacak ve bütçe açığı, ifaoranında kalmıştır. 1983yıhnda kimi söz konusu idi. Aynı oran desini trilyonlarda bulacaklarmalî sistemde ve bankacılık ke1983 sonunda 4,28 ve 20 Ocak dır. Adı liberal olan siyasî yönü siminde yaşanan ve geçirilen bu1984de de 4,51'e çıktı. Bu debulunmayan, devlet müdahalenalıma ve beş bankanın devre dışı kalmasına karşın faizlerin is ğerler, bankalardaki kayden gö si ve devİetleştirmeye açık olan riilen mevduatın toplam mevdu sistemde Merkez Bankası tebliğrarla yükseltilmesine bir anlam verilememektedir. Ne var ki, at hacmine oranın hızla yüksel leriyle belirlenen faizlerin yeni OKTAY AKBAL EVET/HAYIR • Edebiyat Fakültesi Coğrafya bölümü öğrencileriyiz. Fakültemizde haksızca olduğuna inandığımız bazı uygulamalar var. Bunlann yasal dayanağı olup olmadığını öğrenmek istiyoruz. 1) Birinci devrede bölümümüzün öğretim görevlilerinden biri, vize vermeme tehdidiyle bize, kendi imzasını taşıyan ve yalnızca bjr yerde satılan Türkiye harita OGRENa/OGRETMEN YONETEN MUAMMER TUNCER Seçimden sonra... Bu da bitti. Bir seçim daha geçti. Şimdi, kimbilir kaç yıl sonra yeniden oy kullanacağız! Önemli bir değişiklik. beklenmedik bir durum olmazsa iktidar başındaki parti 1989'a kadar ülkenin yönetiminden sorumlu olacağa benzer. Tam iş yaparken altımdaki koltuğu çektiniz' diyemeyecek Sayın Başbakan... işte sana tam yetKİ... Işte mühür, işte istampa... İşte Meçlis'te tam çoğunluk... İşte Belediye Başkanlık ve üyelerinde, İl Genel Meclislerinde egemenlik kuracak güç... Yerel seçimlerde Anavatan Partisi'nin büyük yengi kazandığı ortadadır. Yurttaşlarımız oylarını önemli oranda ANAP'ta toplamayı uygun görmüşlerdir. Nasıl oluyor, bilemiyoruz, seçmenler ne yapıp ediyorlar, gizli bir anlaşmaya uyarcasına oylarını biriki partide toplamayı başarıyorlar. Birine yüzde elliye yaklaşan bir çoğunluk, ötekine de yüzde otuza varan bir azınlık gücü tanıyarak... Ötekiler de gölgede kalıyor ister istemez. Seçmen bilinci bu denli uyanık, bu denli hesaplı... Seçimle işbaşına getirilen yönetimler, her şeye karşın, seçimsiz oluşturulan yönetimlerden iyidir. Önce bunu iyice bilmeli... Yurttaşın isteklerine uymak ise bir zorunluluktur. Bir seçimin sonuçlanna ne denli beğenmesek de uymak, sonuçtan umutsuz olsak da genel isteğin, özlemin akışına katlanmak bir yurttaşlık görevidir. 'Ulusal İrade' böyle istemiştir, öyleyse belirli bir süre bekleyeceğiz, yeni bir seçime kadar çaba harcayarak doğru'nun, iyi'nin, güzel'in savunmasını yapacağız, iş başındakileri de yurtseverlik koşullarına uyarak eleştireceğiz. Ben niye saklıyayım? bu kadarını beklemiyordum Hele Doğru Yol Partisi'nin büyük büyük konuşmaları, geçmişin birçeşit mirasçısı imiş gibi davranışlarına bakarak önemli sayıda oy alacağı sanılıyordu. SODEP'in de şimdiki sonuçlara ulaşabileceği varsayılıyordu ki, bu da oldu... MDP ile HP'nin tam bir yenilgi, hatta bir bozguna uğraması kaçınılmazdı. RP ise hiç mi hiç gündemde yoktu. Evet, en şaşırtıcı olanı DYP'nin. eski DP ve AP'nin mirasçılığı savlannın iflas etmesidir. Çağlayangil'lerin ve daha başka AP'lilerin, Bayar'ların desteğıne karşın DYP büyük bir bozguna uğrayarak politika sahnesinde etkisiz duruma düşmüştür. Mecliste önemli sayıda temsilcisi bulunan HP ile MDP ise bu büyük yenilginin altından nasıl kalkacak? Milletvekilleri ne yapacak? 25 Mart seçimlerinin sonuçları politika dünyamızda önemli değişikliklerin kapısını alabildiğine açmaktadır. SODEP, demokratik solun 'ılımlı' bir temsilcisi; bu cephenin şimdilik tek güçlü örgütü olduğunu kanıtlamıştır. İl Genel Meclis seçimlerinde aldığı oy oranı SODEP'in canlılığını, etkinliğini gösteriyor. SODEP. daha büyük gelişmelere, başarılara açık bir kuruluştur. HP'nin uğradığı yenilgiden sonra bu partide yer alanların da SODEP'te toplanması kaçınılmaz bir durumdur. Yeni kurulacağı söylenen Demokratik Sol Parti'nin de 25 Mart seçiminin olgulanna dikkatle önem vermesi gerekiyor. Solda ayrı ayn ikiüç partinin varlığı ne denli gereklidir? Böyle bir girişim yüzde otuz oranını bir türlü aşamayan büyük patlamalarta ancak yüzde kırka ulaşabilen sol oyları parçalamak, tarihsel yanılgıların bir yenisine daha düşmek sayılmayacak mıdır? Evet, 25 Mart seçimlerinden herkesin öğreneceği gerçekler var. Hepimiz, Türk seçmeninin bu son davranışından dersler almalıyız. Türkiye 50 milyonluk büyük bir ülke... Yirmi milyon seçmen var... Gerçekleri geniş bir açıdan görmek gerekiyor. Demokrasi, halkın, halk tarafından, halk için yönetilmesidir. Evet, halk da yanılır, hem de çok yanılır. Ama bu yanılgısından ötürü ona kızmak yerine bılinçle, sabırla, inançla yurt gerçeklerini göstermek, anlatmak, benimsetmek, kısacası bilinç ışığını tüm yurtta uyandırmak çabasına girişmeliyiz. Yeni bir döneme girdik. Parlamento içindeki siyasal partilerden ikisi seçmen oylarıyla etkisiz, güçsüz duruma getirilmiştir. SODEP'in ve DYP'nin oyları yüzde 4O'ı bulunca gerçek muhalefet parlamento dışına kaymış oluyor. Meclis dışındakiler yüzde 40 olunca yeni bir genel seçim olasılığı doğmaz mı? İster istemez üzerinde durulacak bir düşüncedir bu... BİR AÇIKLAMA 26 Mart pazartesi günü yayınlanan 'Yine O Kitap' başlıkh yazımda üniversite öğrencilerinden aldığım mektuplardan parçalar sunmuştum. Bunlardan birinde, İktisat Faküitesi'nde okutulan Atatürkçülüğü yozlaştıran bir kitaptan söz edilmekteydi. Adı geçen kitabın iktisat Faküitesi'nde okutulan 'Devrim Tarihi' değil, 'Sosyoloji' ders kitabı olduğunu okurlar telefonlarla bildirdiler. Durumu açıklamayı gerekli gördüm. Edebiyot Fakültesindeki uygulamalar larından aldırdı. Bu harita uzerinde ilkokulda öğrendiğimiz bölgelerin sınırlarını çizdik. 2) Türk Dili oğretim görevlilefinden biri, belli görüşü savunan bir Turk Dili kitabını bize ders kitabı olarak okutuyor ve vize sınavlarında bundan sorumlu tutmaya kalkıyor. 3) Bir başka oğretim görevlisi, dersi bilimsellikten ve nesnellikten saptırıp tumüyle kişisel ve siyasal görüşlerine dayandırıyor. Örnekleri çoğaltabiliriz. Bu tür tutum ve uygulamaların yasal dayanağını lütfen yetkililerden öğrenip yazar mısınız? t.Ü. Edebiyat Fakültesi'nden bir grup öğrenci • Sorunuzun yanıtını Edebiyat Fakültesi >etkililerinden bekleyelim. Ozetle • Erzıncan Eğ. Yuksekokulu öğrencileri: Okulda İngilizce dersi uygulamalarından yakınarak şöyle yazıyorlar: "Bizler ilkokul oğretmenliği yapacağız. Ama gelin gorün ki, okulumuzda Türkçe haftada 2 saat İngilizce ise 4 saat okululuyor. Üstelik İngilizce öğretimi alabildiğine sıkı: 1. vizede 164 kişilik bir sımftan ancak bir kisi 51 alıp geçebildi."' * Tijlis'ten Ali Altun'a Milli Eğ. Gençlik ve Spor Bakanlığı 'nca yayınlanan açıklamada, "Dövizli ve dövizsiz özel oğrencilerin yurt dışmda Bakanlığımızca muadeleti tamnmayan okullara devamına musaade edilmeyecektir" deniliyor. Tiflis Giircü Dili Filoloji Fakültesi'ndeki öğfencitığinizin tanmn\ası için Ankara 'daki yakınlarımvn Baİîâğla gSrüşmelerinde yarar var. Şimdilik burslar daha çok teknik dallarda öğrenim görentere veriliyor. Öğretmenlîge dönmek istiyoruz * 1983 yılı temmuz ayında "mustafi" öğretmenlere verilen haktan yararlanmak istediğimiz için tüm belgelerimizi derleyip en son görev yapmış olduğumuz illerin valiliklerine başvuruda bulunduk. 1983 yılı sonlarında Milli Eğitim Müdürlükleri'nden uzun süre beklediğimiz yanıt yazılannı aldık: "Atamanızın yapılabilmesi için gerekli olan şartİan taşımadığınız için atamanız yapılamamışlır". Bakanlıkça guvenlik soruşturmaları sonucunda bu karara varıldığı belirtiliyor. Oysa derlediğimiz resmi belgelerden de anlaşılacağı üzere, hepimiz sabıkasızlığımızı ve iyi durumumuzu kanıtladık. Işsizlikten kurtulmak, mesleğimize dönmek istiyoruz. Ne yazık ki, Milli Eğitim Bakanlığı'nın bizi göreve almak üzere verdiği söz gerçekleşmedi. Sorunumuza çözüm getirilmesi Bakanlıkça düşünülüyor mu? Mesleğe dönmeyi bekleyen bir grup ogretmen * Bir süre önce M.E.G.S. Bakanı Vehbi Dinçerler'in bu konudaki sorumuza verdiği yanıt açık ve doyurucu olmaktan uzaktı. Edindiğimiz izlenime göre, Bakanlık bu konuya yüzeysel bir yaklaşım içinde bulunuyor. Oysa bize gelen pek çok mektubun kanıtladığı bir gerçek var: Haksız yere işsiz bırakılan öğretmenlerin yeniden mesleğe alınmalan, Bakanlığın önemle ele alması gereken sorunlann başında geliyor. HerCamı Aracınıza Takmayın. Camın Doğrusunu Kullanın. i GüvenU Oto Camı A.Ş. Büyükdere Caddesi Beytem Han Kal: 48 Şişliİstanbul Telefon: 146 11 26 147 06 66 Cam Pazarlama A.Ş., Türkiye Şışe ve Cam Fabrikalan A.Ş.'nm bir kuruluşudur RED TÜRKÜLERİ cluard supervielle vercors manouchian char guillevic cayrol riffaud aragon kesseldruon desnos emanuelle hauer marcenas thomas gamarra TÜRKÇESİ DURflCflm ottDim VlDEOrHEOTr: OKAY GÖNENSİN NAZl IŞGALİNE KARŞI DİRENME SAVAŞINA KATILAN FRANSIZ OZANLARININ ŞİİRLERİ 250 TL. DK V\V1NKVİ Vilayel Han. Cagaloğlu İST. TEK DAĞITIM: \\DA. Dr. ^e«ki Be> Sok. 6 Pivamulu İST. Nol: Cl MHl RlS KT Kilap Kulubu uveleri kifaplanm kulupten isleyebilirler. SENDIKA KURULUŞ DUYURUSU 19.3.1984 günü, adı "Türkiye Yerel Yönetimler ve Genel Hizmetler Işçileri Sendikası", kısa adı "Yerelİş" olan, genel işler işkolunda faaliyet gosterecek bir sendika kurulmuştur. Genel Merkez, Yüksel Caddesi, No: 30/15 YenişehirAnkara'dır. Duyurulur. KURUCULAR KURULU ADINA GENEL BAŞKAN SELFET UĞRANTAŞ DOKTORLARIN, TIP ÖGRENCİLERİNİN, HASTANELERİN DİKKATİNE BRAİN OPERATİON (Beyin Ameliyatı) Prof. John Langley Blockadge of the Brain Vessels (Beyin Damarlarının Tıkanması) St. Bartholomew's Hospital Londra EYE OPERAT1ON (Göz Ameliyatı) Prof. Pearce Removal of Cataract (Kataraktın Kaldınlması) L1VER TRANSPLANT (Karaciğer Nakli) Prof. Roy Calne New Addenbrodie's Hospital Cambridge Ünlü cerrahların ameliyatları video kasetlerde. Abdi İpekçi Cad. 18/3 Nişantaşı 140 19 91 Germencik Sok. No. 4 Bebek 165 62 31 Heybelide Yaz Sonu Nejat Guien TEŞEKKÜR 7 Mart 1984 Çarşamba günü Taksim Topçu Caddesi No. 31/A'da sayın muşterilerimizin hizmetine açtığımız firmamızın yapılan açılış törenine bizzat katılarak şeref veren, telgraf ve telefonla bizleri kutlayan, çiçek ve değerli hediyeler göndererek bu mutlu günümüzde bizleri candan sevdiklerini birkez daha kanıtlayan tüm Anadolu ve tstanbul'da bulunan Sayın dost ve müşterilerimize, arkadaşlarımıza, iş birliği yaptığımız bankaların sayın müdür ve personeline jsimlenniteker teker saymak olanağı bulamadığımız tüm dostlanmıza candan teşekkür ederiz. Sağolsunlar. YAVUZCAN Otomotiv tthalat ve Tkaret Ltd. Şti. DostJar Büro Malzemeleri Sanayii ve Ticaret Limited Şirketi • Elektronik ve mekarıik yazı hesap makıneleri satış • Elektronik ve mekanik yaa hesap makineleri tamiri • Yazar kasalar satış ve tamiri ADRES: Kemankeş Cad. No: 71 KARAKÖY (Denizcilik Bankası Genel Mudürlüğü Meydaru Citızen mağazası) Tel.: 144 79 82 145 51 08 Türünün en seçkin örneklerinden HEYBELİADA kitabının yazarı Nejat Gülen'in ikinci eseri... Genel Dağıtım: TEKİN YAYINEVİ Ankara Cad. No:51 Cagaloğlu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle