Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/8 20 ŞUBAT 1984 OSMAMJLAR'DA INANCLARI UGRUNA X E VERENLER RIZAZEUVT ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇI "Mantara basmayın..." başlıklı "Ankara Nottan"nm son bölümün de, Beşikdüzü Köy Enstitüsü öğrencilerinin balık avlayışlarını anlatmıştım. İnönü, bu olayı seyretmiş, çok duygulanmıştı. O enstitünün müdürü Fehim Akıncı, geçenlerde ölmüş. Haberim olmamış, olsaydı gitmek isterdim bu emekçi kişinin cenazesine. Rauf İnan anlattı, ölümünden önce, eşine şöyle demiş: Hanım biliyor musun, yetmiş yaşından sonra Tann hesap sormuyormuşi Şakacı bir kişiymiş belli. Beşikdüzü Köy Enstitüsü Müdürü Fehim Akıncı'yı tanımayı nasıl da istedim... • • * Fıkra değil, olmuş şey, Hasan Esat Işık anlatmıştı. Ressam Fikret Mualla, Paris'e yeni gitliği yıllarda, bir pansiyon odasında kalıyormuş. Hasan Esat Bey de orada, çiçeği burnunda diplomat. Fikret Mualla'nın kaldığı odanın karşısında, yanında genç kızlar da kalırmış. Bu Fransız kızları, zaman zaman genç delikanlılar, pansiyondan götürürler, dans edip eglenirler, sonra getirirlermiş. Gençlerin, kızların evinde kaldıkları da olurmuş. Bu olay, Fikret Mualla'nın çok ağınna gitmiş doğrusu. Bir akşam, kızların odasına gelen gençleri iyice pataklamış. Karakola, oradan mahkemeye düşmüşler... Duruşma günü, Fikret Mualla, mahkemeye tablolarını getirmiş, yargıca göstermiş. Yargıç, tabloları pek begenmiş, Fikret Mualla'ya: Peki, demiş, neden dövdün bu gençleri? Mahallenin namusunu, bu kızlann namusunu korumak için dövdüm efendim! diye karşılık vermiş Fikret Mualla, bizim geleneklerimizde vardır, ben de onu yerine getirdim... Yargıç, kararını vermiş, Fikret Mualla'ya: iyi bir ressamsınız, fakat iyi bir koruyucu (vasi) değilsiniz... demiş, oldukça ağır bir cezaya da çarptırmış... Bu olaydan sonra herhalde, Fransız kızlarını korumaktan vazgeçmiş olmalı, Fikret Mualla... 1970'li yılların birkaç yılı içindeydi, Paris Büyükelçimiz Hasan Esat Işık'ı Bulvar Palas Salonu'nda oturur görürdüm. Sıkıntılı bir hali olurdu... Hayrola beyefendi, ne oldu? Yok bir şey, dinleniyorum... Hay Allah, nasıl ağzından laf almalı? Onu, 1965'lerde Dışişleri Bakanı olduğundan beri tanıyorum; inceliğini, yakınlığını, insancıllığını biliyorum. Sabahın yedi buçuğunda kaldığı Yabancı Konuklar Köşkü'ne telefon ederdim, bir konuda aydınlanmak için. Dışişleri Bakanıdır, belki yeni de kalkmıştır. Hiç kırmadı: Sayın Ekmekçi, buyurun Dışişleri Köşkü'ne görüşelim! dedi. Hazırlanıp gittiğimde, sabahlığı üstünde, ayağında terlikleri sorularımı yanıtlamaya hazır bulurdum onu... O saatte, bir yakınınıza gidemezsiniz. değil Dışişleri Bakanı'na. Böyle biri işte... 1973'te Hasan Bey'in Paris'ten valizini alıp gelişinin öyküsünü merak eder, zaman zaman sorardım. Ermeni öç anıtları, daha önce Amerika'da dikilmişti. 1972'de Marsilya'da dikilmek istendi. Hasan Bey, o zaman Fransız Dışişleri'ne yazılar yazarak, bu anıtın dikilmemesi gerektiğini anlattı. Orada bir şey öğrenmişti. 1. Dünya Savaşı'ndan sonra, Fransızlar yenilen Almanların aleyhine çeşitli ağır sözlerle dolu bir anıt dikmişlerdi. 2. Dünya Savaşı'nda Almanlar, Fransa'ya girince bu anıtı yerie bir ettiler. Savaşın sonunda Almanlar yenilince, Fransızlarda, "Bu anıtı yeniden dikelim!" diye bir eğilim beliriyor. Ancak, tartışmalar sonunda: Ulusların birbirlerine kinierini sonsuza dek sürdürmelerinde bir yarar yoktur. Büyüklük, bunları unutabilmektedir... deyip, yıkılmış anıtı yeniden dikmeme kararına varıyorlar. Fransızları bu noktada yakalayan Işık, Fransızlara şöyle der: Siz kendi düşmanlıklarınızı bile anıtlaştırmaktan vazgeçebilecek bir toplumsunuz. Nasıl olur da, ne derece haklı olduğu bilinmesi olanaksız başka bir ulusun husumetini anıtlaştırmaya topraklannızı ayırırsınız? Hasan Esat Işık'a bir yazı gelir, şöyle denir: Böyle bir şeyin Fransa 'nın dış politikasıyla bağdaşmayacağı İçişleri Bakanlığı'na bildirilmiş ve öç anıtının dikilmesinden vazgeçilmiştir... Bir yıl sonra ise, anıtın dikilmesine izin verilir. Hasan Esat Bey, Dışişleri Bakanlığı'nın yazısını anımsatır. Buna şu karşılığı verirler: Biz politikamızda ısrarlıyız, fakat bazı kimseler diyorlar ki, bu anıtlardan üçdört tanesi Amerika 'da da var. Türkiye, ona ses çıkarmıyor, "Amerika'yla baş edemem, ama Fransa'ya izin vermem!" midemekistiyor? Fransa, ikinci derecede devletolmayı kabul edemez, böyle diyorlar. Hasan Esat Bey ekliyordu: Ben şuna inanıyorum ki, öç anıtları Amerika'da ilk dikildiği zaman, Fransa 'ya gösterilen tepki gösterilmiş olsaydı, ne Amerika'da sayısı artardı bu anıtların, ne de Fransa'da dikilir, bunca diplomatımız da ölürdül. Türkiye'de belirli çevreler, Ermeni terörü üzerine, haklı olarak, doludizgin gidiyorlar da, nedense Amerika'da dikilmiş olan Ermeni öç anıtlarına değinmiyorlar. Oysa, Ermeni terör olaylarına yeşil ışık yakan, bu öç anıtlarıydı. Amerika'da biri New Jersey'de bulunan bu anıtlar yıkılmaya başlansın, Ermeni terörünün nasıl gerilediğinı görürsünüz... İlk cinayet Amerika'da işlendi, ilk anıt orada dikildi. Halkımız ne güzel söyler: "Eşeğini dövemeyen semerini döver!" der. Amerika'daki ilk cinayetlerden biri olan, Los Angeles Başkonsolosumuz Mehmet Baydar ile yardımcısı Bahadır Demir'i öldüren Ermeni terörist Mıgırdıç Yanıkyan'ın ölesiye hapis cezasına çarptırılmışken, yaşlılığı, hastalığı nedeniyle iki ay önce salıverilmesini bizim Dışişleri Bakanlığı bir bildiriyle kınadı, daha doğrusu üzüntülerini bildirdi, bana "yasak savma" gibi de gelse, iyi etti. Ancak, bunun altında yatan nedene değinilmedi. Bu olayın başkanlık seçimi öncesinde gerçekleştirilmiş olmasının anlamı vurgulanmalıydı. Türkler hoşgörülüdür, yaşlı birinin altmış gün önce bırakılması, Türk insancıllığını rahatsız etmez de, politik oyunların içyüzü rahatsız eder!. Namaz, Hz. Ali gîbi kılınır diyen Molla Lütfi, dinsizlik iddiasıyla öldürüldü Dinsel "Doğru yoldan" çıktığı söylenip Padişah II. Beyazıt'a 1494'te şikâyet edilerek "dinsizlik" suçlamasıyla boynu vurulan Molla Lütfi,"Meşâhiri Şuarâ" (Ünlü Ozanlar) adh yapıtta şöyle tanımlanıyor: "Molla Liitfi pek bilgili, seçkin, saygın, Anadolu kökenli bir bügindir. Doğum yeri Tokat'tır. Kendisi güvenilecek insanlardandır!..." "Latifi TezkeresF'nde de benzer bir tanıtım vardır: "Tokattandır. Yiğit, açık konuşan. bilgisi deniz gibi geniş, nitelikli bir insandır. Ama biraz "derbeder"dir. Bundan dolayı bilginler arasında "Deli Liitfi" diye anılır. Her bilgide yetkin, bilimin her dalında olgunlagun en iist düzeyine erişmişü. Molla Lütfı, Fatih Medresesi'nde ders vermiş ve Fatih Sultan Mehmet'e: "Bu sekiz medresede bulunan bütiin müdenisler ve yardımcıları, onlardan ders gören ögrenciler her giin gelerek benden değişik özellikteki fen bilgilerini öğrensinler!" diyerek öğünmüştür. O dönemdeki kimi büyük bilginler Molla"nın bu yüksekten atışına, ayrıcalıklı davranmasına dayanamamışlar, öfkelerini, gidereİc düşmanlıklannı açığa vurmuşlardır. Molla Liitfi tartışma sırasında çok iyi konuşurdu. Nükteciydi. Atışma sırasında ortalığı alevlendirirdi. Aynca ozanhğı da vardı. Toplantılarda >11ce bilginlere ya da toplumsal bakımdar. büyük kîşilere, yerini, durumunu ayarlayarak şaşırtıcı nükteler, kimi kez de ince şakalar yapardı. tlginç bir öykii "Sehî Bey Tezkeresi"nde de bu yargılar olduğu gibi yinelenir. Molla Lütfı'nin kimseden çekinmemesi sözünü esirgememesi, giyınişindeki basitlik, özellikle çok zeki oluşu, çoğu kez alışılmışın dışına taşması nedeniyle kendisine "Deli Liitfi" denilmiştir. Sehî Bey, Molla ile Fatih Sultan Mehraet arasında geçmiş şöyle bir olayı anlatmaktadır: "Söylentiye göre Sultan Mehmet bir giin kendisine gerekli bir kitabı okumak için kitaplıga gider. Molla Mütfi'ye: "Bana şu kilabı getir!" diye buyunır. Ne var ki Molla Lütfi'nin kitaplığın iist raflanndan birinde bulunan kitabı almaya boyu yetmez. Orada bulunan bir mermer parçacığını ayağının altına koyarak kitaba uzanmak isler. Sultan Mehmet ise bu tutumdan rahatsız olur. MoUa Lütfi'ye "Hay!.. Ne yaptın Molla? O taş Hazreti Isa Peygamber'in ilzerinde doğduğu taştır. O, bu taşın üzerinde doğmuştur" diye biraz çıkışır. Molla Liitfi bu eleştiriye hiç karşılık vermeksizin kitaplıktaki işiyle ugraşıp hizmet ederken, orada kimi kitapların iistiine örtiilmüş, güvelerin delikdeşik ettiği kapkara bir bez parçası gönir. Gayet incelikle ve saygılı bir davranışla, bezi iki elinin iki par Mahallenin namusu... NİÇİN DİNSİZ SAYILDI? bu tür daha pek çok "latifeler"i vardır. Mizah hazinesine Molla Lütfı'yi ölüme götüren konuşması şöyle: bir bekçi "Bir savaşta Hazreti Ali'ye ok saplandı. Vuruşma Molla Liitfi hocası olan Sinan sırasında ok kırıldı. Böylece okun ucu Hazreti Ali Paşa'nın etkilerini taşır. Sinan nin bedeninde kaldu Cerrahlar oku çıkarmak için Paşa bir bilgin olan babasıyla tartışmış kuşçok uğraştılarsa da başarı sağlayamadılar. Hazgençliğinde sık sıkbabasını kimi kucu tavırlarıyla reti Ali de bu acıya dayanamamaktaydı. Bir giin kez kızdırmaktadır. Hatta bir namaz kılarken cerrahlar arkasından sessizce yak gün birlikte yemek yerlerken, laştılar, oku yerinden çıkarıverdiler. Hazreti Ali babası genç Yusuf Sinaneddin'e: •'Oglum sendeki kuşkuculuk kendisini namaz sırasında Tannsı'na öyHesine ver le bir diizeye ulaştı ki içinden öyyemişti ki ağrı şöyle dursun, okun çıkartılmasım bile mek yediğimiz şu tabagın varlıduymadı. ğından bile kuşkulanmaktasın!.. İşte gerçek namaz böyle olur. Yoksa bizim kıldı demiştir. Oğlu da bunun üzerisöylüyorsuğımız, kuru kuruya bir eğilip doğrulmaktır, onda ne: "Çok dognı yanılabilirliği nuz!.. Duyuların bir yarar yoktur." nedeniyle bu tabaktan kuşkulan magı ile tutup gene aynı saygı, ve incelikle orada oturraakta olan Fatih Sultan Mehmet'in dizinin iistiine koyar. Padişah bunu göriip rahatsız olur; biraz da şaşırarak: "Bu bezi benim üzerime niçin koydun?" diye sorar. Molla Liitfi gayet sakin bir tavırla: Devleüu Padişahım!.. Niçin huzursuz olursunuz? Bu bez de Hazreti İsa peygamber'in beşiğinin bezidir" diye yanıtlar. Molla Lütfi'nin Fatih sultan Mehmet huzurunda söylenmış DENETÇtLER RAPORU Bossa Ticaret ve Sanayi Işletmeleri T.A.Ş. Genel Kurulu'na T.A.Ş. Ortakhğın Ünvanı: Bossa Ticaret ve Sanayi Işletmeleri Merkezi: Adana Sermayesi: 1.200.000.000.TL. Faaliyet Konusu: tplik, dokuma, un ve çırçır üretimi. Denetçilerin ad ve soyadları, görev süreleri, ortak olup olmadıklan: Tamer Güven, Ender Par, Engin Akalm. 1 yıl. Ortak değiller. Katılınan Yönetim Kurulu ve Yapılan Denetleme Kurulu toplantılan sayısı: Yönetim Kurulu toplantılanna katıhnmadı. Denetleme Kurulu dört toplantı yapmıştır. Ortaklık hesapları, defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemelerin kapsamı, hangi tarihlerde inceleme yapıldığı ve varılan sonuç, Ticaret Hukuku ve Vergi mevzuatı açısından 1., 4., 7. ve 10. ayların ilk haftalarında inceleme yapılmış, tenkidi gerektirir bir hususa rastlanmamıştır. Şirket Yönetimi ile ilgili kararların usulüne uygun tutulan karar defterlerine gecirildiği görülmüştür. T.T.K.'nun 353/13 bendi gereğince ortakhk veznesinde yapılan sayımların sayısı ve sonuçları: Dört defa vezne sayımı yapılmış ve kasa defteri ile mutabakat tespit edilmiştir. T.T.K.'nun 353/14 bendi gereğince yapılan inceleme tarihleri ve sonuçları: Her ayın ilk haftasında yapılan incelemelerde, teminat mektuplannın ve diğer kıymetli evrakın defter kayıtlanna uygun ve mevcut olduğu tespit edilmiştir. İntikal eden şikâyet ve yolsuzluklar ve bunlar hakkında yapılan işlemler: Herhangi bir şikâyet intikal etmemiştir. BOSSA Ticaret ve Sanayi Işletmeleri T.A.Ş.'nin 1.10.198230.9.1983 dönemi, hesap ve işlemlerini Türk Ticaret Kanunu, ortakhğın esas sözleşmesi ve diğer mevzuat ile genel kabul görmüş muhasebe ilke ve standartlarına göre incelemiş bulunmaktayız. Görüşümüze göre içeriğini benimsediğimiz ekli 30.9.1983 tarihi itibariyle düzenlenmiş bilanço ortakhğın anılan tarihteki gerçek mali durumunu; 1.10.198230.9.1983 dönemine ait GelirGider tablosu anılan döneme ait gerçek faaliyet sonuçlannı yansıtmakta ve kânn dağıtımı önerisi yasalara ve ortakhk esas sözleşmesine uygun bulunmaktadır. Bilançonun ve GelirGider Tablosunun onaylanmasını ve Yönetim Kurulu'nun ibrasıru oylannıza arz ederiz. 1.12.1983. Tamer Güven DENETLEME KURULU Ender Par Engin Akalın BOSSA TİCARE1' VE SANAYİ IŞLETMELERİ T.A.Ş.' NIN 1.10.1982 30.9.1983 Dönemi GELİR TABLOSU (000) TL. I Brüt Satış Hasılatı 1 Yurt lçi Mamul Satışları 13.366.789 3.143.129 1.396.699 633.049 18.539.666 3 Diğer Satışlar 4 Vergi tadesi, Vade Farkı ve Benzeri Gelirler II Hasılattan Indirimler III Net satış hasılatı IV Satılan Malın Maliyeti V Satış Giderleri ve Vergileri VI Brüt Satış Kârı VII Genel Yönetim Giderleri VIII Işletme Kân IX Işletme Dışı Kâr 1 Iştiraklerden Kâr Payları 2 tşletme Dışı Diğer Kârlar X Finansman Giderleri 1 Krediler Faiz Gideri 2 Tedavüldeki Tahvillerin Faizi 3 Diğer Finansman Giderleri XI Vergiden önceki Kâr XII Ödenecek Vergiler ve Diğer Yasal Yükümlülükler XIII Dönem Kârı 2 thracat (469.428) 18.070.238 (11.923.627) (550.374) 4.596.237 (1.797.544) 3.798.693 231.687 (1.528.390) mak gerekir" der. Ama babasını çok kızdırdığı için tabağı da başına yer... Molla Lütfi, Sinan Paşa'dan dersler almasının yanı sıra ünlü matematikçi Ali Kuşçu (71474) Istanbul'a gelince ondan matematik dersleri ahnış ve öğrendiklerini Sinan paşa'ya da aktarmıştır. "Şakaiki Numâniyye"den öğrendiğimize göre Sinan Paşa, Molla Lütfi'yi, Fatih Sultan Mehmet'in önünde eğitir, onu devlet hazinesinde saklanan en değerli kitapların korunması, bakımı için "Emin" (güvenilir kişi) olarak atar. İşte Molla Lütfi özlü mizah, şakacılık yeteneğini biraz da bu kitaplan okuyup inceleyerek kazanmıştır. Bu arada şunu da belirtmek yerinde olur ki kitaplann bir bölümü "mizah" ile ilgilidir. Bir süre sonra Sinan Paşa ile Fatih Sultan Mehmet'in arası açıldı. Fatih, Sinan Paşa'yı zindana attırdı. Bir adı da "Hocapaşa" olan bu ünlü bilginin tutuklanmasını duyan öteki bilginler Fatih Sultan Mehmet'e bir mektup yazdılar. Ona Sinan Paşa zindandan çıkartılmazsa her biri kitaplarını ateşe atarak yakacaklannı, gene her biri duraksamadan İstanbul'u terkedeceklerini bildirdiler. Fatih Sultan Mehmet bilginlerin bu davranışlarından ürktu. Sinan Paşa'yı zindandan çıkardı. Ama "Hasan Beyzâde"nin yazdığına göre ertesi gün "Seferhisar Kadılıgı"na atayarak başkentten sürdü. Molla Lütfi bu güç dönemde hocasını hiç yalnız bırakmadı. Onunla sürgün yerine gitti. Onun her türlü sıkmtısına ortak oldu. Her ikisi de Fatih ölünce tstanbul'a dönebildiler. Çok sade giyinen, protokole hiç aldırmayan Molla Lütfi medreseye atla gider, atının yulannı medresenin kapısına bağlardı. Şaka biçimine soktuğu eleştirileriyle, kimi kez de sövgüleriyle bilginlerin değil kimi devlet adamlarının da canını sıkmaktaydı. Örneğin Vezir İskender Paşa Molla Lütfi'ye diş bilemekte, "ah bir fırsatını bulabilsem!.." demekteydi. Ne var ki derin bilgisiyle, üstün zekâsıyla kendisini herkese kabul ettiren bu bilgine kimse dokunamamaktaydı. Sonunda Molla Lütfi'nin bir konuşmasını kanıt göstererek onu "dinsizlik'Me suçladılar. Yargılanması için Sultan II. Beyazıt'tan izin aldılar. İçlerinde, Molla Lütfi'yi açıkça kendisine düşman sayan 'Mevlana Izari" gibi bilginlerin de bulunduğu bir yargı kurulu oluşturuluverdi. Bu kurul birtakım çürük tanıkları dinledikten sonra Molla Lütfi'nin "dinsiz" olduğuna, dolayısıyla "öldürülmesi"ne karar verdi. ucu Hazreti Ali'nin bedeninde kaldı. Cerrahlar oku çıkarmak için çok uğraştılarsa da başan sağlayamadılar. Hazreti Ali de bu acıya dayanamamaktaydı. Bir gün namaz kılarken cerrahlar arkasından sessizce yaklaştılar, oku yerinden çıkanverdiler. Hazreti Ali kendisini namaz sırasında Tanrı'sına öylesine vermişti ki ağn şöyle dursun okun çıkartılmasım bile duymadı!" Molla Lütfi bu olayı anlattıktan sonra çevresindeki kişilere: "İşte namaz böyle olur. Yoksa bizim kıldığımız, kuru kuruya bir eğilip doğrulmaktır, onda bir yarar yoktur." demiştir. MoUa Lütfi'nin, Buhari'den ak tarma yaparak bir dersinde söylediği bu sözler, soruşturma sırasında bambaşka bir biçime sokulmuştur: "Namaz namaz dedikleri kupkuru bir eğilip doğrulmadır. Onda bir yarar yoktur!..." gibi. Çok kişi bu anlatıma uyan tanıkhk yapmıştır. Yargı kurulundaki Mevlana İzâri, Molla Lütfi'nin o dönemdeki bilginlere sorduğu 7 adet soruyu yanıtlıyamamıştır. Bundan dolayı da Molla'ya karşı öfkesi kat kat artmıştır "Sehi Bey"in "Tezkere"sine aldığı "Izâri"nin bir şiirinde bu düşmanlık açık ça okunmaktadır. Kurulun öteki yargıcı olan "Hatipzâde" ist öncekinden daha koyu bir düşmanlığın duygusallığı içindedir. Çünkü Molla LUtfi daha önce leri, "Hatipzade"nin yazdığı "Haşiyei Tecrit" başhklı yapıl için şunları söylemiştir: " O kitap baştan başa pisliktir. Yalan dolanla dopdoludur. Ben onun ipliğini pazara çıkartacağım. Sıkıca eleştirip Hatipzâde'nin kıçına elek asacağım!.." Molla Lütfi'nin eleştirilerinden çekinen "Hatipzâde"nin yanı sıra "Çömlekçizade Kemal Çelebi", "Molla Arap" gibi ki 83.234 148.453 1.178.642 4.081 345.667 2.501.990 (858.746) 1.643.244 ALİ KUŞÇU'DAN DERS ALMIŞTI Tokatlı MoUa Lütfi, ünlü matematikçi Ali Kuşçu'dan da ders almış ve dönemindeki bilginler arasında baş sıraya yükselmişti. Yukanda Osmanlı Devleti'nde yaşayan birkaç pozitif bilimciden birisi olan Ali Kuşçunun mezan görülüyor. şiler de inatları, kıskançhklan, düşmanlıkları nedeniyle Lütfi'nin öldürülmesi için fetva vermişlerdir. Efdalzâde Müeyyet Efendi ise karşı çıkmıştır. "Molla Ahvin" ise önce duraksama geçirmiş sonra o da Molla Lütfi'nin öldürülmesi için fetvayı vermiştir. Padişah II. Beyazıt, yargı kurulundan çıkan bu kararı onaylayınca Molla Lütfi için "idam" artık kaçınılmaz oldu. Sürekli "Kelünei Şehadet" getiren Molla Lütfi'yi "Atmeydanf'na (şimdiki Sultanahmet Alanı) ilettiler. Burada "Şemşiri Şeriatı Garrâi Muhammedî"yle (Muhammed'in güneş gibi parlayan Şeriatının kılıcıyla) boynunu vurdular. Yıl 1494'tü... Dağıtılacak 1. Temettü Tutan: Dağıtılacak Toplam Temettünün ödenmiş Sermayeye Oranı: 40.548.331. TL. 5.596.237 Kıst <% 75 BOSSA TİCARET VE SANAYİ İŞLETMELERİ T.A.Ş.TNİN AKIÎF I DÖNEN VARLIKLAR A Hazır Değerler B Kısa Vadeli Alacaklar (Net) C Stoklar 1 İlk Madde ve Malzeme 2 Yan Mamuller 3 Mamuller 4 Diğer D Diğer Dönen Varhklar DÖNEN VARLIKLAR TOPLAMI II DURAN VARLIKLAR A Uzun Vadeli B Şüpheli Alacaklar C Bağlı Menkul Kıymetler D Iştirakler (Net) E Yapılmakta Olan Yatınmlar F Sabit Değerler () Birikmiş Amortismanlar G Diger Duran Varhklar DURAN VARLIKLAR TOPLAMI III DtĞER VARLIKLAR AKTİF TOPLAMI NAZIM HESAPLAR AKTÎF GENEL TOPLAMI 30.9.1983 TARİHİNDEKİ BİLANÇOSU (000) TL. 331.216 2.603.407 4.595.245 PASİF 506.771 586.654 2.420.092 3.513.517 Niçin dinsiz sayıldı? I KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR A Uzun Vadeli Borç Taksitleri B Banka Kredileri C Diğer Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar (Net) KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR TOPLAMI II ORTA VE UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR A Diğer Orta ve Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar B Şüpheli Alacaklar Karşıhğı ORTA VE UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR TOPLAMI IIIÖZKAYNAKLAR A Ödenmiş Sermaye B Yedek Akçeler C Karşıhklar Yatınm İndirimi D Yeniden Değerleme Değer Artış Fonu EDönem Kârı. 1.643.244 ÖZKAYNAKLAR TOPLAMI IV DİĞER KAYNAKLAR PASİF TOPLAMI NAZIM HESAPLAR PASİF GENEL TOPLAMI Molla Lütfi'nin "dinsiz" sayılmasına neden olan konuşması şudur: "Bir savaşta Hazreti Ali'ye ok saplandı. Vuruşma sırasında ok kırıldı. Böylece okun ÇAUŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞÎPAL 1.261.446 1.404.299 1.642.785 286.715 Yarın: İsa mı, Muhamnıed mi? 832.751 8 .362.619 Yüksekokul mezunu, en az üç yıl muhasebe deneyimli İstanbul'da çalışacak (Iş Yasası'nın Yaptırunları) Bu konuya ilişkin eski uygulamada "250 liradan az olmamak üzere hafif para cezası öngörülmuştü." ZORUNLU SEBEPLE FAZLA ÇALIŞMAYA tLİŞKİN: "Saglık knrallan bakunmdan günde ancak 7,5 saat veya daha az çalışılması gereken işler" de çalışanlar için normal koşullarda fazla çalışma yapılamaz. Ancak "Gerek bir anza sırasında, gerek bir anzanın mUmkün görülmesi halinde, yahut makinalar veya alet ve edevat için hemen yapılması gerekli acek işlerde, yahut zorlayıcı sebeplerin ortaya çıkmasında, ancak işyerinin normal çalışmasını saglayacak dereceyi aşmamak kaydıyla" bu gibi işyerlerinde çalışan işçilerin hepsine ya da belirli bir kısmına fazla çalışma yaptınlabilir. Bu zorunlu durumlardaki fazla çalışma sürelerine ilişkin "verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktannın yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenir." Bu "hükümlere aykın olarak çalışma yaptıran veya fazla çalışmaya ait ncretleri ödemeyen veya noksan ödeyen" iş veren ya da vekili durumunda olanlar için "yedi binbeş yüz liradan otuz yedi bin beş yüz liraya kadar ağır para cezası"na hükmolunur. Yasanın öngördüğü koşullar dışında "fazla çalışma yaptıran veya fazla çalışmaya ait ücretleri ödemeyen veya noksan ödeyen" işveren ya da vekili hakkındaki eski uygulama "250 liradan az olmamak üzere hafif para cezası" idi. HAFTA ÜCRETtNE İLİŞKİN: tş Yasası uyannca "işcilere hafta tatili günü için işveren taraf ından bir iş karsdığı olmaksızın bir gündeUk ücret tutannda ücret ödenir. "Buna uymayan ve" bu ücretleri ödemeyen veya noksan ödeyen işveren veya vekili hakkında yedi bin beş yüz liradan otuz yedi bin beş yüz liraya kadar ağır para cezası" öngörülmüştür. 272.971 Alacaklar 29.228 300 178.478 2.072 7 .508.452 (4. 538.756) 677.084 4. 129.829 2.631.654 29.228 2.660.882 910.236 1.475.327 36.225 36.225 2.253.017 6.318.049 82.991 12.575.439 2.320.687 14.896.126 MUHASEBE ELEMANI aranıyor. İsteklilerin fotoğraflı, kısa özgeçmişlerini P.K.95OSirkeci'ye (ELEMAN) rumuzu ile yazmaları. Not: Erkeklerin askerlikle ilgisi olmaması şarttır. T EK SINTRLI SORUMLU İÇ ANADOLU ELEKTRİK DAĞITIM MÜESSESE MÜDÜRLÜĞÜ ANKARA İL İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ 1 Müessesemizce, 250 Kg. Çubuk kalay % 99,9 saflık derecesinde, 15.000 m. 6 mm' kendir veya naylon özlü galvanızli gergi teli, 1000 Kg. 3x1000x2000 mm. ölçülcrindc kurşun levha, teklif alma yöntemiyie satın alınacaktır. 2 Firmalar teklif ettikleri malzeroelerin istendiğinde numunelerini vereceklerdir. 3 Ihaleye iştirak edeceklerin haarlayacaklan teklifi 4384/ŞT. referansı ile en geç 1/3/1984 günü saat 14.00'e kadar Toros Sokak No: 12 Sıhhiye / ANKARA adresindeki Genel Evrak Şefliği'nde bulunacak şekilde göndermeleri şarttır. 4 Firma sahiplerinin ihalcye iştirak edebilmeleri için, a) Hüviyet, b) Vekil olanlar vekâletname, c) Ticaret Odası kayıt belgcsi (1984 yüı), d) Sanayid ise, Sanayi Odası kayıt belgesini (1984 yılı) tekliflerine ekliyeceklerdir. 5 Muessesemiz 2886 sayılı Devlet lhale Kanunu'na tabi degildir. Basın: 11500 82.991 12. 575.439 2. 320.687 14. 896.126 1 2 3 4 Notlar: Stok Değerleme Yöntemi: Ortalama Maliyet. Amortisman Yöntemi: Kısmen azalan bakiyeler, kısmen normal amortisman yöntemi. Aktifler Üzerindeki Toplam tpotek Miktan: 198.730.000. TL. Aktiflerin Toplam Sigorta Tutan: 11.205.335.475. TL. Basın: 1833 Siirecek