18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çin'de BUimsel Bir Toplantuun Ardından yalnız bilimin değil, teknolojinin de ulaşılmış bulunulan en ön saflarında at koşturur duruma gelmişler. Bunlar yapıhrken îamamen ulusal kaynaklarını kullanıyorlar. Prof. Dr. TOLGA YARMAN Anadolu Üniversitesi ABD Ulusal Bilim Kuruluşu fle Çin Halk Cumhuriyeti Eğitim BakanlığVnın, bir süre önce "Çin lmparatorluğu"nun başkenti Xian'da, birükte düzenledikleri ve kestirmeden "ısı" (ya da enerji üretim sistemleri, keza nükleer reaktörlerin soğutulması ve bunlardan ısı çekilmesi) konuiu diyebileceğimiz bilimsel toplantıya, Çin ve ABD dışmdan çağrılı bilim adamlanndan biri olarak katılmaktan duyduğum sevinci ve izlenimlerimi Cumhuriyet okurlan ile paylaşmak istedim. (Toplantıya ABD'den on, Çin Halk Cumhuriyeti'nden elli yedi, Federal Almanya, Avusturya, Kanada ve Türkiye'den de birer araştıncı katüdı.) ABD ile Çin Halk Cumhuriyeti'nin "yeni dönemde", ortakİaşa düzenledikleri bu ilk bilimsel toplantı, Maimi Üniversitesi Temiz Enerji Araştırma Enstitüsü Başkanı Profesör Nejat Veziroğlu ile, Xian Jiatong Üniversitesi Rektör Yardımcısı Profesör Chen Xuejun'un, dört yılı tutan çabalan sonucu gercekleşmiştir. (O açıdan, toplantının, Reagan'ın Çin Halk Cumhuriyeti'ni ziyaretini izleyen tarihlerde yer almasının bir rastlantıdan ibaret olduğunun, vurgulanmak yeri.. Toplantuun anılan iki Başkanı da, bu arada, "iyilikleri" uğrundaki duraksız çabalan dolayısıyla kutlanmak, kadirbilirlik gereği olmaktadır.) GENEL IZLENtMLER Bilimsel görünüm dahil kısaca genel izlenimlerimi belirteyim: Yıllar yılı Batının sırt çevirdiği bir ülke.. Bir milyar insanı, ya da dünya nüfusunun bir çeyreğini banndıran koca Asya yansı.. Bir kesiminde atalanmızın at koşturup, cirit savurduğu topraklar... Uzun süre, biriki fotoğraf görüntüsünden başkacasım yansıtmayan "rauamma" bir devlet: Çin Halk Cumhuriyeti. Oysa Çin, dağıyla, bayınyla, ırmağı, denizi, suyuyla bir doğa, dünyamız doğasının bir parçası.. Çinli ise çekik kaşı, gözü, seyrek saçı, sakalı, ama yası, kıvancı ve yaşamıyla bir dünya insanı değil de ne? Yunanlı da, Amerikalı da, Iranlı da, Hintli de, Rus da, Japon da, ne kadar ülke varsa yeryüzünde, herbirinde yaşayan oralı da... Onca, her biri kendi özgün alanında ayrı bir değer Çinli bilim adamıyla görüntü duvarlannı yardıktan başka, fersah fersah da aşarak tartışmak, gönüldaş olmak, kucaklaşmak ve vedalaşmak.. Çin ve Çinli'yi somutlaşürmak, demek benim de yazgunda varmış. Çin'de görduğümüz engin ve eşsiz konukseverlikle, Çinli bilim adamlan dostlann, Türkünkine benzer, yürek derinliklerine kolonlar vuran gönüldaşlıklarına, CUMHURtYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER kamuoyumuz huzunında içten bir teşekkür sunmak borcumuz. Bilim ve bilimsellik, çimentolaşmış tüm bağnaz dökümleri evrensel dil ve gözüyle nasıl da kündelere getirip, yok sayıveriyor. Tüm öteki meslekdaşlanrruz gibi, o açıdan, bu kez de Çin'de bir "bilim elçisi" olmanın onur ve mutluluğunu tasıdığırruza ve bu nitemle sarsümaz dostluklara çağnlar çıkartıp, aynen muhatap olduğumuz dostluk çağnlanna dostîuğumuzu sunabüdiğimıze pek çok minnettanz. ÇİNLİNtN AZMİ, ÇALIŞKANLIĞI Bu yazı bir "seyahatname" hüviyeti taşımıyor. O nedenle izlediğimiz olay ve davranışlan, görkemli tapınaklan, Çin Seddi ve öteki göz kamaştıncı tarihi zenginlikleri tek tek sayıp dökmek, çözümlemelere girişmek değil amacım. Yine de birild şeyi belirtmeden geçmemeliyiz.. Çinlinin, alçak gönüllülüğü bu bölümde ilk olarak anılanmah. Hemen neredeyse tektip bir görüntü, sanki etiketleri, kartvizitleri, unvanları da tektipleştiriyor. Adının önü en kalabalık olanlar bile o tektip tevazunun en ince davranışlannı sergiliyor. Çinlinin görebildiğımizce azmi, disiplini, çahşkanhğı, tevazuunu haleleyen meziyetleri. Haftamn altı günü çalışmak. Ve her sabah yedi buçukta iş başı yaparak... (Çalışanlann büyük bir kısmı öğle üstü bir buçuk saat istirahate çekiliyor. Mesai, daha sonra, bir buçukta başlayıp, aksam altı buçuğa kadar sürüyor.) Ilginç başka bir nokta: Batının büyük kentlerinin caddelerini aratmayacak genişlikteki Pekin ya da (konferansın gerçeklendiği) Xian caddelerinde, tek tük arabaya rastlanıyor.. Nedir ki, seller gibi durmaksızın akan binlerce ve binlerce bisiklet, bu caddelerin ana dekoru. Koca caddeler sanki esas bisikletler için açılmış. BtLİM VE TEKNİK Teknik düzlemde şunlan ekleyelim: Xian'daki Xian Jiatong Üniversitesi ile Pekin'deki Pekin ve Tsüıghua Üniversiteleri derslikleri, laboratuvarlan ve duzenleriyle bizim gözümüze, Batıdaki örneklerinden pek farklı görünmedi. Çinli hocalar, evrensel çapta benzer, on kadar üniversitelerinin bulunduğunu söyledi. Buralarda gerçeklenen araştuına ve çaüşmalar, dünyamn en iyi bilim merkezlerinin zorladığı çizgiler hizasında bulunuyor. Bu çizgileri iyice kollayabilsinler diye tüm Çinli öğrenciler, özellikle Ingilizcelerini geliştirmeye özen gösteriyor, kendi aralannda bile sürekli tngilizce konuşuyorlar. O kadar ki; yabancüann, bellekleri bir türlü kapamıyor, dilleri de usulü dairesinde bir türlü dönmüyor diye, her biri kendi adı yam sıra, bir de lngilizce ad edinmiş. Birbirlerini, aralannda tngilizce konuşurken, bu sonradan edinilme adlanyla çağınyorlar. Çenler, Wunglar, Funglar oluveriyor Jim, Harry, Tom, Peter, Paul!.. Çinliler yalnız bilimin değil, teknolojinin de ulaşılmış bulunan en ön saflannda at koşturur hale gelmiş dunımdalar. Üç yüz bin kilovatlık (bizim Ambarlı santralinin yan gücündeki) bir atom santralinin tasanmını yeni bitirmişler. Bunun yapımına ise, tamamen ulusal olanaklanyla girişmek üzere bulunmaktalar. SONUÇ Sözlerimizi, bizleT, nihayet fertler olarak küçük.. Ama bilim, dünya banşı, insanlık ve kardeşlik açısından çok daha büyük olduğuna inandığımız ve özellikle Pasifık Okyanusu'nun iki yakası arasında atılan özel bir adıma dönük olarak, Çince "şükür" sözcükleriyle noktalıyoruz: Şiye şiye, şiye şiye!.. tnsana, insanlığa, bilime, bilimsel liğe, banşa, dostluk ve kardeşliğe: Şiye şiye!.. 3 EKİM1984 Sistem içinde boğulmak!.. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Türkiye Batı blokuna ceşifli anlaşmalarla bağlandı; örgütlenmelerin içinde yerini aldı; kapitalist sistemin üyesiyiz. Ama ne b'ıçim bir üye? • NATO'dan başlıyalım. Bu alanda kör körparmağım gözüne gerçekler, gün geçtikçe daha çok sırrtıyor. Bir DoğuBatı savaştnda NATO sözde bizi koruyaçak; ama örgütün stratejisinde Türkiye Torosların güneyinden, İskenderun körfezinden savunulacak. Artık bunu cümle âlem biliyor; gizlisi saklısı kalmadı. Ordumuz NATO savaşı gereklerine göre donatılmıyor. 30 yıldan ben değişmiş bir şey yok. İkinci Dünya Savaşı'ndan kalma silahlarla mı "NATO'nun ileri karakolu" işlevini üstleneceğiz? Büyüklerimizin hesabına göre her yıl 1 milyar dolar harcansa, ordumuz ancak 10 yıl sonra NATO savaşının standartlanna kavuşabilır. İş bu kadaria da brtmiyor ki... NATO müttefikimiz Yunantstan, Panhellenizm'e kendini kaptırmış; Ege'de, Doğu Akdeniz'de Türkiye'ye düşmanlık siyasetini devlet ideokıjisine dönüştürmüş. Lozan Antlaşması'na aykırı olarak Ege adalarını bize karşı silahlandırıyor. NATO'nun Güneydoğu kanadında Türkiye gözden çıkarılıp harcanırken, Yunanistan'ın ittifak içindeki şımarıklığı sineye çekiliyor. NATO, Batı'nın askeri örgütü; AET ise ekonomik örgütüdür; ama Türkiye, 22 yıldan beri AET'nin kapısından içeri girebilmiş değil; eşiginde bekletiliyor. Gereken örgütsel krediler, desteMer, yakınlıklar ülkemizden esirgeniyor; AET parlamentosunda Türkiye'ye karşıt akımlar çok güçlü; AET'den Türkiye'ye hayır yok, baskı var. Avrupa Konseyi, Batı'nın siyasal örgütü ve biz de üyesiyiz. Ama ne üye? Hırpalanan, silkelenen, eleştirilen, kınanan, basında Darüokles'ın kılıcı sallanan Türkiye, Konsey'de ikinci sınrf üye muametesi görüyor. Öfkeleniyoruz, kizıyoruz, bağınyoruz, çağırıyoruz; adamlar anlamıyorlar; insan hakları ve demokrasi diye bir şeyter tutturmuşlar, işin peşini bırakmıyorlar. Ya Batı blokundaki "büyük müttefikimiz ABD" ye ne dersiniz? İkili ilişkilerte sımsıkı bağlandığımız bu devletin yasama organlarından Türkiye'nin bütünlüğüne yönelik düşmanca kararlar çıkıyor. Anadolu toprakları üzerinde bağımsız Ermenistan tezini destekliyen bu Amerika mı bizi kuzeyden gelecek bir tehlikeye karşı koruyaçak? Ülkemize üç yıl silah ambargosu uygulayan, güncel askeri yardımı da Kıbns'ta vereceğimiz ödünlerin agır kosullanna bağlayan "Batı blokunun lideri, büyük müttefikimiz, dostumuz" bu Amerika değil mi? Ortadoğu'da Siyonist siyasetini yürütmek için İslam dünyasına karşı Türkiye'yi atlama taşı gibi kullanmak isteyen bu ABD'nin biz nesine güveniyoruz? • IMF'nin de patronu ABD'dir. IMF'nin Türkiye'ye dayatıp uygulattığı ekonomi siyaseti "Ekonomik Sevr" adıyla anılmıyor mu? Türk Lirasını pula çevireceksin, Türk halkını yoksullaştıracaksın, ulusal geliri Amerika'ya bağlı bir avuç noldingin ihracatını artırmak için kullanacaksın; ülke üretimini ucuza satarak yabancı ekonomileri payandalayacaksın, sonra artan dışsatırndan gelen dovizleri süresi dolan dış borçlara yatırıp yeniden borçlanacaksın. Borç sarmalında kıvrana kıvrana sanayileşmekten vazgeçeceksin. "Şikago Okulu'nun ekonomik reçetesi, ekonomi biliminin gerekJerinden kaynaklanmıyor. Sistemin efendilerine yarayan sömürü siyasetinin yasası olarak belirginleşiyor. • Batı blokunun sistemi içinde yaşayan çeşitli devletler var. Kendilerini bilenler, ulusal çıkarlarını koruyanlar, bağımsız kararlar alabilenler; sistemin efendileridlr ya da eşit haklara sahip üyeleridir. Biz ise kendi ulusal çıkarlanmızı savunamadığımız için sistem kapsamında zaman geçtikçe güçsüzleşmek, kimliğimizi yitirmek ve boğulmak tehlikesi içindeyiz. Ey Türk, titre ve kendine dön!.. + EVET/HAYIR AKBAL OGRENCI/OGRETMEN YÖNETEN MUAMMER TUNCER Bir Yobazlık!.. Adamın biri tuttu, istanbul'daki bir toplantıda bir tıp khabını yaktı. Herkesin gözü önünde!.. Gerekçesi de 'öç' almışolma! Ortaçağda Paracelsus, İbni Sina'nın kitabını yakmış, Dr. Ali Yafai adlı kişi de nasıl hekim olmuş bilmiyorum dört yüz yıl sonra istanbul'da Sheraton Oteli'nde, İslam Tıp Kongresi delegeterinin gözü önünde, İngittere'de yayınlanan bir tıp kitabınısonradan açıklandtğına göre yalnızca kitabın kapağını yakıyor oradaki hekimler tarafından da alkışlanıyorl.. Ezan okunarak açılan Tıp Kongresi! Tıp kitabının yakıldığı Tıp Kongresi!.. Nerde? Atatürk Türkiye'sinin bir kentinde!.. Dr. Al Yafai'nin şu sözlerine bakın: "İlk defa burda yakılıyorbu kitap. Arkadaşlanm bunubenim niye Avnıpa'da, Mekke'de, Kahire'de yakmadtğımı sordular. Ben de, İstanbul'da yakacağım, dedim. Kitabı İstanbul'da yakmamın üç nedeni var. En önemlh si, istanbul, halifeliğin, Fatih Sultan Mehmet'in başşehri. Avrupa medeniyeti halifeliği ortadan kaldırarak İslamın bölunmesini buradan başlatmıştır." işin rengi bu sözlerte iyice ortaya çıkıyor. Laik Türkiye'ye, halifeliği ortadan kaldıran Atatürk'e ve Atatürk'ün kurduğu devrimci Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı yarım yüzyıldır sürdürülen gerici saldınlar, düşmanca davranışlar bu kongre dolayısıyta bir kez daha ortaya çıkmıştır. Yobaz kafasımn hesabı ortadadır. İstenen, Türkiye'yi yeniden ortaçağ kafasına, çağdaş bilimin, uygartığın karşısındaki gericilik cephesine kazandırmaktır. Atatürk devrimleri teker teker ortadan kaldırılmalı, Türkiye yeniden Osmanlı düzenine kavuşturulmalı, halifesiyte, belki de padişahıyla, Atatürk'ün ortadan kaldırdığı bütün kurumları, görenek ve gelenekleriyle bu ülke 1920'lere geri dönmelidir. Doğrusu Türkiye'de debirtakım çevreler böyle bir tezgâhlamanın hesaplannı yapmaktadıriar. Okullara zorunlu Arapça dersi koydurmaya çalışanlar, yüzlerce din okulu açtıranlar, 19 Mayıslarda genç kızlara şalvar giydirmek isteyenler, bizleri çağdaş uygarlığın gerektirdiği tutum ve davranışlardan Uoparmaya heveslenenler, Atatürk devriminin temel ilkelerini hem de Atatürk Atatürk diye diye ortadan kaldırmaya uğraşanlar pek çok. Böylelenni hep tanıyoruz, görüyoruz, basında, politikada, hatta ünrversitelerde... Avrupa uygarlığı halifeliği ortadan kaldırtarak İsjamı bölmüş!.. Tarihsel gerçekler böyle mi? Halifelik varken, istanbul1daki padişah ve halife, Birinci Dünya Savaşında 'Cihad' ilan etttgi halde halife ordularını arkadan vuranlar Müslüman Arap çeteleri, İngiliz altınıyla satın alınan Arap Şeyhleri değil miydi? Bölünmeyi başlatanlar, sürdürenlerin Ingilizlere para ve çıkar karşılığı hizmet eden Müslüman Araplar olduğu unutulabilir mi? Medine'yi aylarca savunan Fahrettin Paşa'ya karşı İngilizlerin yanında çarpışanlar; Irak'ta, Suriye'de ordumuzu arkadan vuranlar Müslüman kardeşlerimizden başkaları mıydı? Halifelik ne zaman Türklere bir yarar sağlamıştır? Hangi savaşta, hangi yenilgide Müslüman Arap kardeşler bizden yana çıkmıştır? Ya Müslüman Arap kardeşlerimizin mezarı olan Hicaz, Yemen çöllerindeki sürekli başkaldırmaları? Daha neter neler!.. Atatürk halifeliği ve padişahlığı kaldırarak çürümüş, yozlaşmış bu kurumları tarihin sayfalarına gömdü. O zamanlar halifeliğin kaldırılmasına en büyük tepki kimden geldi? Araplardan mı? Hayır, Hıristiyan Batı ülkelerinden, Batı politikacılapndan, basınından... Halifeliğin kaldırıldığı günlerde Fransız, İngiliz gazetelerinde yayınlanan yazılar, yapılan konuşmalar kitaplardadır. Batı devietlerinin ille de halifelik kurumunu ayakta tutmaya çalıştıkları hatırlanmalıdır. Türkiye dışında da olsa bir halife yaratmak, halifeliği yaşatmak isteyenler Müslüman Araplardan çok, Hıristiyan Avrupalılardır. Çünkü kendi buyruklarında olacak, sözlerinden çıkmayacak bir halife ile milyonlarca Müslüman halkı daha kolay yönetebilecekler, daha kolay sömürebileceklerdi. Bütün bunlar tarih gerçekleridir. Bilmeyenler, okur öğrenirler. Laik Türkiye'de yaşryoruz. Bir tıp kongresinin ki bilimsel bir toplantı sayılmalıdır ezan okunarak açılması ne demektir? İngilizce bir tıp kitabının kürsüde cayır cayır yakılması ne demektir? Açık açık Atatürk'e saldırıya kalkışmak ne demektir? Laik Türkiye yönetiminin, kamuoyunun ve Atatürk devrimine bağlı çevrelerin, aydınların bu tür bir çirkin olaya sessiz kalmaları ne demektir? Bütün bunların bir anlamı var, o da günden güne Atatürkçü çizgiden, Atatürkçü devrim ilkelerinden koptuğumuz, koparıldığımız mı? Cerrahpaşa Tıp FakühesVnde bir sorun * Cerrahpaşa Tıp Fakültesind* bir ttst sinıfa geçmek için uğjş veren öğrencileriz. Garip ve zor sınav sistemleri nedeniyle iki yıldır bir türlü veremedigimiı farmakotoji ve patoloji dersleri yüzünden yıl kaybetmek tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyoruz. Yürürtükteki uygulamalara göre, bu iki dersten ya da birinden veya birininteksömestresinden başarılı olamayan bizler bir yılımızı kaybetmiş durumdayız. Ülkemizin sağlık elemanlarına bunca gereksinme duyduğu bir dönemde yüzlerce tıp ögrencisinin bir yıl boşta gezmesi nasıl bir yarar sağlar, bilmiyoruz. Fakülte yeddlUerinin sonınumuza çözttm getirebileceklerine inanryornz. Bu önemli sonınumuzn yetkililere duyurmanızı diliyoruz. tSTANBUL Ü. CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ'NDEN BtR GRUP ÖGRENCİ * Kanımızca, önkoşullu dersler arasında bulunmayan farmakoloji ve patoloji derslerinden barajın kaldırılması yoluyla ya da tek dersten devam hakkı verilerek yüzlerce tıp ögrencisinin bir yıl boşta gezmeleri önlenebilir. Fakülte yetkililerinin bu yararh önlem üzerinde duracaklarını vç soruna olumlu bir çözüm getireceklerini umuyoruz. Ozetle * Bandırma'dan Selman Tutak, Şehit Mehmet Gönenç Lisesi'nin yıüardır başanlı bir öğretim kurumu niteliğini koruduktan sonra, bu yıl binaya başka bir okulun stkıştırılmasıyla verimsiz hale getirildiğinden yakınarak şöyle diyor: "Milli Eğitim"in yerel yöneticileri, eğitim • öğretimin gerekleri fıiç dikkate aunmadan gerçekleştirilen bu oldu bittiye düzeltmenin çaresini bulmalı, lisemizi hababam sımfb okul olmaktan kurtarmahdırlar." * Jstanbul'dan A.D. 'ye: "/rtirahati Gerektiren Hastalık Halinde Raporları verecek Hekim ve Sağlık Kurumlan YönetmeliğV'nin 6. maddesi şöyle: "657 sayılı Devlet Memurlan Kanunu 'nun 105. maddesinde beürtilen en uzun süreier kadar hastalık izni (3 aydan 18 aya kadar) alan memurun göreve başlayabilmesi için, yurt içinde sağlık kuruhmdan, yurt dışında mahalli usule göre, iyileştiğine ve o günkü haliyle göreve başlamasında sağhk yönünden bir sakınca bulunmadığma dair sağlık raporu almış olması gerekir." * Adana 'dan S. T. 'ye: Devlet Memurlan Yasası'nın 120. maddesi iki kez üst üste olumsuz sicil alan memurlar için şu yargıyı getirmiş: "İki defa üst üste olumsuz sicil alan memurlarm durumları görevlerine veya devlet memurluğuna devam edip edemeyecekleri hakkında bir karar verilmek üzere merkez değerlendirme kuruhtna intikal ettirilir." Akşcun Useleri için suurlama kalkmak Sertijîka zorunhığu * Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nden haziran 1984'te mezun olan öğrencileriz. 1982 yılına değin oknlumuz içinde ögretmenlik sertifika programı verilmekte iken, YÖK kararı ile bu görev üniversile içindeki Eğitim Bilimleri Fakültesi'ne yüklenmiştir. Bu nedenle aynı anda iki okulun birlikte surdürulmesi durumu ortaya çıkmıştır. Sonuçta buna olanak bulamadığımız için bizler tüm çabamıza karşın öğretmenlik sertifikası alamadık. Oysa en geniş çalışma alanımız ögretmenliktir. Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlıgı sertifikasız atama yapmıyor. Oysa üniversitelerde branşlanmızia ilgili bölümlerdeki boş kadrolara sertifika aranmaksızuı atanabiliyoruz. Bu çelişkinin ortadan kaldırılması olanağı yok mudur? ÇIKIŞLI BtR GRUP ŞERTÎFİKASIZ ÖGRETMEN ADAYI * Milli Eğitim, Gençlik ve Spor BakanlığYnın yürürlükteki "mevzuatı" ortaöğretim kurumlarında asil öğretmenlik yapacaklardan pedagoji sertifikası istenmesini zorunlu kıhyor. Ancak, orta dereceli okullarda öğretmene gereksinme bulunduğuna göre, meslek içi eğitimle sertifika almak koşuluyla, geçici atama gibi bir çözüm getirilebileceği kamsındayız. * Bizler ortaokulu bitirdikten sonra ailderimizin geçimine katkıda bulunmak amacıyla çalışmak zonında kaldığımız için okuma olanagını bulamayan gençleriz. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlıgı sizlerin de ilgisiyle, çok yerinde bir kararla akşam liselerini yeniden açb. Bunu sabırsızhkla bekliyorduk. Kayıtlarımızı yaptırmak üzere sevinçle, akşam lisesi müdürlügüne başvurduğumuzda aldığımız yanıt bizim için son derece hayal kıncı oidu. Askerligini yapmamış olanlan ne yazık ki kaydedemeyeceklerini söylediler. Daha önce akşam liseleri için böyle bir suurlama yoktu. Şimdi bu koşulun getirilmesi, gündüz okuma olanağı bulamayan biz yoksul çocuklarına okul kapılamun tümüyle kapatılması demektir. AKŞAM LİSELERİNDE OKUMAKTAN YOKSUN BIRAKILAN ÖCRENCtLERDEN BtR GRUP * Akşam liselerinde okuyabilmek için askerlik yaprnış olmak koşulu yasa ile getirilmiş bir yargı değildir. Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın, hangi nedenle düşündüğünü bilmediğimiz bir önlemdir bu. Ancak böyle bir önlemin birçok gencin okuma olanağından yoksun bırakılması anlarnına geldiği bir gerçektir. Bakanlığın, sorunu bir kez daha gözden geçirmesinde yarar olduğu kamsındayız. J.B. Tavernier Çağdaş Yayınlan İnce Memed 3 YASAR KEMAL İnce Memed YASAR KEMAL I ince Memed İNGİÜZCE KONUSUN Qöl SCHCDL OF ENGLIŞH TOPKAPI SARAYPNDA YAŞAM Ederi: 400 Lira. tsteme adresi: Türkocağı Cad. 3941 Cağaloğlulst. YASAR KEMAL İnce Memed DUŞUN tıtım EKİM '84 / 250 LİRA kıyamet böyle kopacak • bu da öyle bir aşk • çevirmen • güneşe yakarış • ekonomide neler oluyor • frieaman ve sendikalar • şiir çalışmaları • 1940'h yıllardan bu yana müzikli anılar • kültürel yozlaşmanın ahlaki boyutu • yıllardır • kültür politikaları ve kültur bunalımları • don kişot ya da tarihin en büyük enayisi • çevre kültürü • gezginler • gelenek ve birikim • tanıdık dünya • barbie dosyasından sayfalar • fransa'da gestapo • nazi suçlularına hoşgörü • sönmeyen sanat ateşi • amatör tiyatro • amatör tiyatroların gerçeği • amatör tiyatronun yeri ve zorunluluğu • gençlik tiyatrolarıtiyatro şenlikleri • her yer tiyatrodur • genç oyuncular • liselerarası tiyatro şenliğinden • klasik mitoloji ve antik tragedyalar • mevsim başı notları • küçük pasa anılan • hüzün • edebiyat estetiği • bilgin ve öğrencisi • derek patmore'un yaptığı azizlik • boyacıköy'de kanlı bir aşk cinayeti • şairler panayırı • imge ve şiir • dönüşüm • sporumuz üstüne • birlikte yanşsalardı • abd basınında los angeles olimpiyatları • satrançbriç • abdülkadir yücelman • adnan özyalçıner • ahmet cemal • arslan başer kafaoğlu • aziz çalışlar • baki uğur • can yücel • cevat çapan • erdoğan alkan • erendiz atasü • ferruh doğan • filiz ali • gencay gürsoy • halil ibrahim bahar • hasan izzettin dinamo • kemal özer • mehmet müfit • mehmet refik • melih cevdet anday • memet fuat • murathan mungan • mustafa aslan • oben güney • oktay akbal • onat kutlar • osman gürel • raşit yakalı • refik zerengil • sennur sezer • serdar çeiik • seyyit nezir • süreyya berfe • tan oral • vecdi sayar • veysel öngören • yılmaz onay • b.brecht/g.hill/h.redeker/w.butler yeats Yaşar Kemal, çagdaş edebiyatın eşioe az nsüanır devlerinden biridir. Le Fig«n> (Fransa) Yafar Kemal yüzyılımızın en büyük romancüan arasında sayılmaktadır. Earope (Fransa) torosyaymlan Nuruosmaniye C»d. Atasaray 206. Cagaloğlutstanbul 522 23 76 "Ingilizce öğrenmek için seçkin bir ortam". • Tüm dersliklerde VideoKapalı devre TV. ve Audo Lingual sistem. • Türk ve İngiliz Ögretmenlerden oluşan deneyimli kadro. • 16 Kişilik ögrenci grupları. • İleri derecede TIP, TEKNİK ve TİCARÎ ingiHzce. • 3 Kişiye "İngiltere Bursu" • 10 Kişiye "Dilko yaz kampı" olanağı. EKİM DÖNEMİ KAY1TLARI SÜRMEKTEDİR BAKIRKÖY TEŞEKKUR Şişli Etfal Hastanesi Nöroşirurji Servisi'nde yattığım süre içersinde beni sıhhate kavuşturan, Halboyu Cad No: 16 tel: 572 21 44 S70 12 70 Eski tskele karşı»ı Sular Idaresi Ydu No 3 | tel 338 58 47 338 83 10 KADKÖY Op. Dr. AYDIN TUĞRUL'a Dr. SEZAİ YILDIRANCAN'a ve diğer doktorlar ile Hemşire GÜLSÜM ZEYBEK ve diğer personele teşekkürü bir borç bilirim. RECAİ MURATOĞHJ yardunlannı esirgemeyen TEK S.S. BOĞAZİÇİ ELEKTRİK DAGITIM MÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜ^NDEN 2.000.000 ADET.TEK NÜSHA BASKISIZ CONTINOUSE FORM SATIN ALINACAKTIR. 1 Müessese müdürlüğümüzün ibtiyacı olan 1.000.000adedi (24 cm x U " ) ve 1.000.000 adedi de (38 cm x 11") olmak üzere cem'an 2.000.000 adet tek nüsha baskısız continouse form, kapalı zarfla birim fıyat almak sureti ile ihale edilerek satın alınacaktır. 2 Bu iş« ait şartnameler, Meşrutiyet Cad. A.smalımescit Sok. No: 63 Tepebaşı/tstanbul adrcsındeki Müessesemizin Makine lkmal ve Satın Alma Gnıp Müdürlügü'nden 5.000. TL (beşbin) bedeUe temin edilebilir. 3 Bu işin geçici teminaü 300.000. Tl (üçyüzbinlira)dır. 4 Teklif mektupları en geç 24.10.1984 günü saat 10.00'a kadar Müessese Müdürlüğümüz Muhaberat Servisi'ne verilecek ve aynı gun alenen açılacaktır. 5 Müessese Müdürlüğümüz 2886 Sayılı Devlet thale Kanunu'na tabi değildir. Basın: 25067 Opr. Dr. ÎSMAİL BODUROĞLÜ OrtopediTravmatoloji Mütehassısı 1715. Sok. 51/3 KarsıyakatZMİR Tel: 11 12 45 M 22 34 BAŞLICA KİTAPÇILARDA YENİ BASKI Genel Oağıtım BETA YAYINEVI Yalova'da, Gazipaşa Caddesi'nde lebiderya, kaloriferli, hidroforlu (yazlık, kışhk) daire. Tel: 333 37 71 SAHIBİNDEN SATILIK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle