Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Naıl Çakırhan'ın evı ıçm bır mimarımızın, "Ankara'da konut sıkınüsı çeken uısanlaruruza Akyaka köyunde bırer villa mı yapnralım7" bıçımındekı eleştın ıse, bızce konunun çok uzağında kalmaktadır. Hıç bır mımarlık yapıtına böylesı bır eleştın yöneltılemez; yoneltıürse, o mımarlık yapıtının yer zaman koşul gerekseme gibı beürleyia etkenlennden soyutlanarak ele alındığı ortaya çıkar ki, tartışma tumden gereksızleşır, çünku araya başka turden bu savurmalar kanştınlmış demektır. Nafl'in ehnde Akyaka köyu olanağı vardı, o kadar. Yoksa buna benzer eieştınler karşısmda her mımarlık yapıtı savunusuz kalırdı Dıyelım, büyuk mımar Frank Lloyd Wnght, Pennsylvama'da bır çağlayanın üzenne bır villa kurduysa, bu mımarlık yapıtı ancak O coğrafya ıçınde değerlendınlebılır, kentlerle karşılaştınlarak değıl Naıl Çakırhan'ın beton hesaplannı nereden, nasıl öğrendığme ılışkm sorulan ıse, Joseph Monnıer'nın adını vermekle yetmeceğım. Betonarmeyı, 1849yılında, bır Fransız bahçıvanı olan Joseph Monmer buldu Ne mutlu bır rastlantı kı, Mab'deki Nıono kentınde 1973 yılında yaptığı Ulucamı ıle Ağa Han Mımarlık Ödülünu kazanan Lassıne Mınta da bır duvarcı ustası ırruş Pekı bızım Naıl Çakırhan'ın ünlu bu~ ozan olmasını neden hesaba katmayalım Ne guzel söylemış Yurdagul Erkoca'ya "Şııryazmayı sürdüruyorum Bunu kağıda dökmüyonım da, toprağa döküyorum şımdı" demiş. Eskı dostum Naıl V 'yı candan kutluyorum. Onun evlerını ancak onun sözlerı ıle anlatabılirım. "Hem ıçerde ohnak, hem dışarda yaşamak doğa ıle kucak kucağa Banaövlegelıyor kıbu yapüara buyuk bır hafıflık, rahathk sağlayan da bu." Kıskançlığı anlanm, bız ınsanoğluna verümıştır, ama onu gemleme gücü de verılmiştir Kıskançlık, ınsaru telgraf çekmeğe kadar ıtelerse, ona başka bir ad vermemız gerekır artık BAKLAVA Bu yazım dolayısıyle, okurumuz Sadık Akalan'ın gönderdıği mektubu, o konu üe ılgılenenler bulunur diye aşağı alıyorum "5 ağustos 1983 günlü Cumhurıyet'te yayınlanan "Ayağa kalktık" başlıklı yazınızla bılge kışılığımzın tadına bır kere daha vardıra Elınız sağolsun, çok yaşayın Dıkkatınızden kaçmış olabüır, Osman Turan'ın "Buyük Selçuklu tmparatorluğu" tanhınde ünlü Oğuz yemeğı "Tutmaç" tanf edılmektedır. Tutmaç yufka ıçıne pmnç, ustUne yeşıl mercımek, üstüne kuşbaşı et konup, bohçalanıp pışırıldıkten sonra uzenne bol sarmısaklı yoğurt dökülerek hazırlanınnış Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey kuşağına s o kulu flç ok ıle Hamedan kentıne gjrdığınde, lranlı âyan kendısıne bıat ettıkten sonra sarayda bır zıyafet vermışler tran'ın unlü yemek çeşıtlen ve hamur ışlennuı ve en son ıkram edılen baklavanın bır guzel tadına bakan Tuğrul Bey, "yahşı tutmaçmış" buyunnuş. Bu söz epeyce spekülasyona yol açmış görunuyor, kımılerı Tuğrul Be> 'ın görgüsuzluğünden söz ederken kımılen Koca Selçuklu sultanı baklavayı bılmez mı, tranlılan kuçümsemek ıcın böyle söylemıştır, göruşunde Bana kaürsa Oğuzlar "yemek" yerıne kamı dolu tutan anlamına "tutmaç" sözcüğünü kullanıyorlardı. Bu hıkâyeyı anlattığun Türkmen kökenlı Kutahya'h bır dostum, yaşlı annesının hâlâ kıyma çımdınlmış erıste ıle "dudmaç çorbası" yapüğından söz ettı. Bılgınıze emanet." Ben o yazımda, bugünkü yemeklenmızden başlayarak, dunkü yemeklenmızm neler olabıleceğını çıkarmağa kalkmıştım. Ama baklava hıç aklırna gelmemıştı Selçuklu Sultanı Tuğrul Beyın baklavayı ılk kez lran'da yemış olması bana çok ılgınç geldı Anadolu Selçuklulan, Iran'dan geldıklenne göre, nasıl oldu da orada baklavayı öğrenmedıler? Üzennde durulacak bır konudur. "Tutmaç"m, "kanıı dolu tutan" anlamına gelmesı ıse, Oğuzlann zevk ıçm değıl, doymak ıcın yedıklerinı göstenr. Zevk ıçm yemek hanrlamak vakıt ıster Etemek Oğuzlann bu ıse ajoracak vakıtlerı yoktu "Turk mutfağı" denilen dünyaca ünlü yemeğın Fatıh'ten sonra oluştuğuna bu da bır tanıt sayılmaz 16 EYLÜL 1983 Nail Çakırhan'a Saygı MELİH CEVDET ANDAY Ağa Han Mımarlık Ödülünü bızde Naıl Çakırhan'la ıkı yapı ustası Alı Duru ve Cafer Karaca'nın kazanması benı çok sevındırdı Söz konusu olan mımarlık yapıtı, Naıl Çakırhan'ın Akyaka köyundekı evıdır. Bu köy, Gökova körfezının dıbmde ve Muğla ıle Marmans arasmdadır Doğanın guzelhk bağışlama açısından çok comert davrandığı bölge, körfezın son bulmasından sonra, sulak ve >eşıl bır ova ıle kılometrelerce surer Buradakı köylenn nerdeyse tumü bakımlı ve bayındırdır; ö\le kı, onlan gehşmış ulkelerın köylennden kolay kolay ayıramazsınız Ama bunların ıçınde Akyaka köyu, bır mahallesı üe seçkınleşır; çünkfl burada, ötekı köyierdekı yenı ama bıtevıye yapı bıçemı, yennı, Muğla bölgesının (özellikle Ula) geleneksel konut tıpme bırakmıştır Genellıkle bır katlı, bahçeye tahta sütunlu hayatla açılan bır konuttur bu. Söz konusu hayat cephe boyunca genış ve gınş kapısı önunde denndır. Odalar ıkhmle uyumlu ve erınç vencıdır, ahşap elemanın severek ve ölçusünde kullanılmasından kaynaklanır bu Konuttakı havanın surekh taze olması, nerdeyse ıçerdekı her mekânın bır oaca ıle dama açılmasındandır Bu bacalann çokluğu ve özgünlüğü, ta uzaklardan dikkaü çeker, delıkler, dıklığıne kullanılrruş, kıremıtlerle hava akımına göre korunmuştur ve tepme yapmaz. Konutun pencerefen alçaktır, görunuyu dıvanın onun dek getırır Denebılır kı, burada görevsel mımarlık, gönül erıncı ıle uyuşturulmuştur, apkı eskı bıçemm çağdaş beğeni ıle uzlaştınlmasıgıbı tşte Naıl Çakırhan «vının özgunlüğunü kuran ögeler bunlardır kısaca. Ancak Naıl Çakırhan'ın bu köydekı ve bolgedekı çalışmaları, ödul dolayısıyla yazılanlarda görduğume göre, okura gereğınce yansıtılmadı Naıl Çakırhan yalnızca kendı evının değıl, o raahallede ve Marmans yolu üzerınde daha bır çok konutun tasanmcısı ve yapımcısıdır öyle kı, bu bıçem bırlığı ıçındekı mahalle, kışıyi daha evlerden bırıne gırmeden büyüler ve ennce kavuşturur Tümü bırden ele ahndığında bır oturma yerı tasanmıdır karşılaştığmız, tek ev değıl. Gerçekte, önü hayatlı, sutunlu dıktörtgen yapı, Anadolu'da Hıtıtler'den ben kullanılan "bıthılânı" konut tıpmüı surgıtmesmden başka bır şey değıldır Sözcuk Hıtıtçe değıl sanıyorum, olsa olsa Kanezce'dır, bunu baştakı "bıt"tençıkanyorum, "ev" demek Arapça'da"beyt" Dıkdörtgen anlamına gelen "Hüânı" ıle bırhkte semitık bır tamlama. Bılındığı gıbı, Asurlular, Hıtit kentlen yanında "Kaneş" ya da "Kanez" denılen oturma yerlen kurmuşlardı Amaçlan ticarettı "Bıthılânı" tipi yapı, ötekı Anadolu uygarhklannda da görülmekle kalmaz, Erken Yunan'ı etkıler, böylece yaygmlık kazanır Demek Naıl Çakırhan'ın ödul kazanan evı ve yaptığı ötekı evler, bırer dınlence evı olmaktan çok başka bır anlam ve çok daha geniş bır anlam taşımaktadır Bunu vurgulayışımın nedenını açıklamağa gırışeyım şımdı Naıl Çakırhan'ın ödulu kazanması, okuduklanma ve duyduklanma göre, özelbkle mımarlanmız arasında oldukça genış bır tepkı ıle karşılandı Bunun başlıca nedem, onun mımar olmayışından kaynaklanmaktadır. Ama biz, bır çok sanat kolunda, o sanatın öğrenımını görmemış nıce büyük sanatçı yetıştığını bilıyoruz. Şımdılik başka sanat dallannı bır yana bırakıp yalnızca mımarlık üzennde durursak, Le Corbusier'yı anımsamakla yetınebılınz Çağunız mımarlığırun başhca öncülennden olan Le Corbusıer, taşıyıcı ve ayıncı elemanların uyumunu olağanustü bır başan ıle uyguladı ıse, demek mımarlık okulunu bıtırmek ona pek bır şey kazandırmayacaktı PENCERE Çizme Çızme modası aldı yürüdü. Yaz sıcağında bıle çızme gıyen kadınlara çokca raslanıyor Ne demış atalarımız Ayağınt sıcak tut, başını senn' Acaba yaz gunu çızme gıyen kadın, bu eskı öğude mı kulak venyor? Yoksa kapıtalızmın metropollerınden yansıyan modayı mı ızlıyor'? Kimbılır, belkı de yaziık çızmeler kadın ayağını sandaletlerden daha senn tutacak bıçımde yapılıyor Çünkü çızme teknolojisı ılerledı • Eskıden çızmeyı askerler öncelıkle suvarıler, subaylar gıyerlerdı Istanbul'da genç subaylara ısmarlama cızme yapan unlu kunduracılar vardı Çoğunlukla Beyazrt çevresınde bulunan kımı dukkânların tabelalan okunurdu Gümüş çızme.. Altın çızme Babam da çızme gıyerdı Sabahleyın şakayla kanşık yüksek ve sert bır sesle bağınrdı Çızmelenmı getırın' Akşamustu yorgun argm eve dönduğünde bu kez sevecenlıkle ve pes perdeden seslenırdı Çızmelerımı çekın! Çoğunlukla bu ış bana düşerdı Evdekı kundura kalabalığı arasında, bodur ve ezık ayakkabılann yanında, uzun boyuyla sıyah çızmeler ayrıcalıklı bır goruntu oluştururdu Ikıncı Dunya Savaşından sonra Ordu'dan çızme kalktı, çunkü at yerını motorlu araclara bırakmıştı Çorçıl, Ruzvelt diye adlandırılan bağacıklı potınler geçerlı oldu, çızmeler bır köşeye atıldı, mahmuzlar paslandı * Ama Ikıncı Dunya savaşından sonra bır sure koy mütegallıbesı çızmeden vazgeçmedı Köylenmıze cıp traktör, otomobıl gırmeden önce ağa kılığı nasıldı 7 Külot pantolon üstüne kırmızımtrak kahverengı çızmenın fıyakasına dıyecek yoktu Çızmelı kabadayı, sırtına lacıvert ceket, beyaz gömlek gıyıp başına da kasketı yan oturttu mu, bıyık burmakian gayn ne ışı kalırdı 9 Elde otuzuçluk sarı tesbıh, kahvede sandalyeye yan kurutarak nargıleyı tokurdatırken yuksek sesle ocağa seslenmenın tadı vardı Oğul ateşı tazelet. * Çızme tarıhın eskı dönemlennde egemenlık, şıddet, savaş, av, dovus aracı gıbıydı Kremlın muzesınde Delı Petro'nun koca çızmelerını gorunce boyle duşunmuştum Hemen bıraz ötede Çarıçe Katerına'nın göğuslen açıkta bırakan suslu gıysılerh sıralanıyordu Bonaparte, Enver Paşa, Moltke, Clausewıtz kuşkusuz çızme gıyeceklerdı de Mane Antoınette'ın belınde korse elınde yelpaze bulunacaktı Çızme gıcırtısıyla mahmuz şakırtısı erkeklığe ve savaşa dönuk çağrışımları uyandırırdı, çağ değışınce, teknolojı gelışınce, beklenmedık bır donuşumu yaşadık Kadınlar, pantolonla bırhkte çızmeyı de erkeklerden aldılar, guzel bacaklarına, ınce ayaklarma geçırdıler Kazakların efelerın sılahşorlerın, suvanlerın tarıh sayfalarında vahşı kır çıçeklerı gıbı kuruyup kalmaları çızmenın yazgısını değıştırdı •k ARADA BİR YETYART KOVAJN Muhasebe Uzmanı SAGLIK Geçerlı değerlerını yasal olçulerie hesaplayarak hazırianan yenı emlak vergısı beyannamelennın verılme suresı ağustos ayında sona ermıştır Eylül ve ekım aylarından oluşan EK SURE'de beyannamelerını verecekler, usulsuzluk cezası ıle daha sonra verecekierse ağır kusur cezası ıle karsılasacaklardır Bılındığı gıbı bu yıl emlak vergısıne ek olarak, beyannamelerde TEMIZLEME VE AYDINLATMA HARCI adı ıle ayrı bır vergı tahakkuku da yapılmıştır Beledıye Gelırlen Yasası gereğınce rayıç değerın bınalarda bınde bırı, arsalarda bınde yarımı oranında harç almmaktadır Bu harcın yükumlusu, emlak vergı sınde olduğu gıbı, taşınmazın sahıbıdır Temızleme ve aydınlatma harcı, beledıyelerın topluma sundukları sayısız hızmetlerın karşılığı olduğu, ancak yasa cıkarılamadığı ıcın yıllardan ben maddı olanaklardan yoksun kaldıkları bılınen bır gercektır 1015 yıldan ben boyle bır harc odenmedığı halde eskı uygulamadan suregelen bır alışkanlıkla taşınmaz sahıplerı kıra sozleşmelerınegenellıkle, adıgeçen harcın kıracıyaaıtolacağı yolunda ozel koşullar koymakta ıdıler Kıracılar bu yıi ılk'kez boyle bır ıstemle karşılaşabılırler Boyle bır asamada, yanı temızleme ve aydınlatma harcının kıracıdan ıstenmesı halınde ılgınc bır sorun doğacaktır Tahsıl edılen bu harc tutarı, vergı yükumlusu mal sahıplerı açısından bır GELIR sayılacak mıdır"? Malı otorıteler kıracılardan tahsıl edılecek bu harc tutarının da gelır vergısı açısından GAYRIMENKUL SERMAYE IRADI sayılacağı yıllık beyannameye ekleyeceğı gorusundedırler Taşınmaz sahıplerı ıse kıracılardan alınacak paranın aynen devlete vergı olarak odendığını kendılerıne ozel bır cıkar sağlamadığını bu EMANET para uzerınden ayrıca gelır vergısı odenmesının anlamsız olacağını savunabılırler Ne var kı temızleme ve aydınlatma harcının yasal yükumlusu mal sahıbıdır Kıracının mal sahıbı adına ya da hesabına vergı odemesı, borclarını uzerıne alması, kıra sozlesmesınden doğan ek bır menfaat sayılacağı goruşu ağırlık kazanmaktadır Şu halde bu yıl ılk kez odenmekte olan temızleme ve ay dınlatma harcını kıracılarından tahsıl etmeyı dusunen bına sahıplerımn asağıdakı hususları gözonunde tutmaları yararlı olacaktır 1 Gelır vergısı yükumlusu olanlar tahsıl ettıklerı harc tutarını kıra gelırlerıne ekleyerek beyannamelerını duzenleyeceklerdır 2 Istısna'dan yararlananlar 120 bın lıralık tavanın hesaplanmasında, tahsı' ettıklerı harc tutarını da hesaba katacaklardır Ihtıyarı toplama hakkından yararlanacak kısıler de 3 mılyon lıralık sınırın hesabında aynı yontemı uygulamalıdırlar 3 Tahsıl edılen temızleme ve aydınlatma harcı, yukarda değınıldığı gıbı kıra bedelının bır parcası sayılınca, ISYERI kıracılannın yapacakları bu gıbı ödemelerden ayrıca % 25 oranında vergı kesmtısı yapmaları gerekecektır Aksı halde gelır vergısı yasasında ongorülen gelır ve vergı dengesı bozulacaktır Bızce uygulamada karsılasılacak en onemlı sorun budur duzensız yurutulmekte olan stopaj yukum luluğu daha karmasık bır duruma gırecektır Temizlik ve Aydınlatma Harcı Dinlenmek, dinlenmeyi bilmekle olur V ühk ıznımı kulUnarak tatile gıttık. Butun vılın >orgunlugu içinde hep tatıl a>ını dıışunmuştum. Tatılımız fena da geçmedı Tatıl gıderı olarak hesapladığımızdan fazlasını harcadık. Ama, ne vapalım dedık. Ne ki, gelip ışe başladıgım zaman, izine çıKtığım zamandan daha yorgun oldugumu gordutn. Sanki dinlenmemışim de yorulmuşum gibı. Neden bojle? Dınlenmesini mi bılemedim? Hiç bir yere gitmeden evde mi otursa>dım, ne dersiniz? Bu yakmmaları çevremızde hep duyarız tzınden donenler sankı hıç dmlenmemışler gıbı, yorgun, bezgın ışlerıne başlarlar Aslında bu durum geçıcıdır. Işe jemden uyumu gerektıren bır ara verme olmuştur Bu geçıcı süre atlatıldıktan sonra, tatıl yapmanın zındelığı ortaya çıkacaktır. Ama, dinlenmeyi bılmedığimız de bu gercektır Yanlış olan, yılın sadece bır ayında dınlenebıleceğımızı duşunmektir "Vılın bir ayında dinknecegiz" dıye duşunmek, kaçınılmaz olarak "yılın on bir ajında yorulacagız" demeyı kabul etmektır Oysa, ışın doğrusu, "Vılın on ıkı ayında da dinlenmesını bılmektir." DİNLENMEYİ OGRENMEK Dintenmeyi bir ayda yapıiacak iş di\e duşunme\i bırakıp, her avda, her haftada, her gun ıçınde dinlenmeyi oğrenmelıyu. Dınlenmenın çağdaş kavramı budur Şimdi, bunu söylemek kolay, ama koşullarımızda bu nasıl yapıiacak' Dinlenmeyi bır yana bırakalım, bız daha az yorulmayı bile basaramıyoruz. Doğrusu bu nasıl olacak, anlamıyorum? Bır örnekle yanıt vereyım Sabahtan akşama kadar çalışıp yorulduğumuz bır gunun akşamında, arkadaşlanmızla buluşup konuştuğumuz zaman, eğer zevklı bır zaman geçırmışsek, dınlendığımızı göruruz Oysa, belkı de fizıksel olarak gunduzden daha da yorucu bır akşam geçmıştır Ama, bız dınlenmışudır Belkı de o akşam, sırtustu yatıp uzansaydık, bu kadar dınlenemezdık Butun gun çalıştıktan sonra evıne gehp de, kuçuk bahçesındekı otları düzelten, çıçeklen sulayan yaşlı bır msanın, gunun yorgunluğunu attığını herkes bıhr Yorgunluk duygusunun çok kuçuk bır bölumu fizıksel yorgunluktur Çok buyuk bu bölumü ruhsal yorgunluktur Bunu bılmemız gerekıyor Evet, ama verdığiniz orneklerde dinlendıricı olan işler, severek yaptıgımız ışlerdir. Arkadaşlarla buluşma, bahçeyle uğraşma gibi ışlen ınsan severek yapar. Severek yapılan işler insanı yornıaz ki.. Işte, dınlenmenın bır sırrı burada Söyledığınız doğrudur, Çünkü, gerçekte "dialendirici olan", "yaşama sevincini duymaktır" Onun ıçın önenm, yaşama se\ıncını duyuran yollan, araçlan, konulan bulmak yaşamımızın ıçıne yerleştırmektır Kendımızı "avutmayı" değıl, gerçek "yaşam sevincini" onenyorum Peki, "dinlenmek" deyince, neden akla hep uzanmak, yatıp uyumak geliyor? Bu da dınlenmenın bır bıçımıdeondan "Dinlenme"nın hep yatıp uyuma, bır yere uzanma diye duşunulmesı, "yorgunlugun" hareket etmeyle özdeşleştırılmesınden kaynaklanıyor Oysa, bunun her zaman doğru olmadığını büıyoruz Hatta, oturarak geçınlen yaşam bıçımındekı "kas gerginliği"nın yarattığı yorgunluğa karşı, yurüyüş yapmayı spor yapmayı, dınlenme amacıyla önerıyoruz Yorgunluk "fıziksel ve ruhsal gerginlik" dıvebıleceğımız bır bırıkımın sonucu Açıktır kı dinlenmek de bu gergınlığın azaltılması olacaktır Fizıksel ve ruhsal gergınlığe yol açan "uyaranlar"ı bılırsek, onlan tanırsak ışımız kolaylaşır Dmlenmek ıçın bu uyaranlan ortadan kaldırmamız gerekır Yontemm bırtsı, "uyaranlan degıştirmek"tır Yukarda bunu görduk Yöntemın dığen de, "uyaranlan azaltmak"tır Uyaranlan azaltma yöntemı, belırlı bır "gevşeme"yı sağlamak demektır Uyaranlan azaltarak gevşemeyi nasıl sağlayacagız? "Gevşemek" ıçm önce, gergınlığın kaldırma amacında voğunlaşmak gerekır Sonra da ışık, ses gıbı uyaranlan ortadan kaldırmak ya da olumlu yönde değıştırmek gerekır Sırasıyla gorursek, • "Dınleneceğım, gevşeyeceğım" deyınız • Bır yere uzanınız. • Hıç bır şey duşunmeyınız, hıç bır şey • Gozlennızı kapatınız • Ses gelmesın Rahatsız etmeyen hafif sesler olabılır. Sevılen muzık olabılır • Butun kaslarınızı gevşetın Kaşlannızı, ağzınızı, çenemzı, boynunuzu, omuzlanruzı, kollannızı, ellerınızı, parmaklannızı, sırtınızı, belınızı, kalçalannızı, bacaklannızı, ayaklarınızı, ayak parmaklarınızı gevşetın Butun kaslarınızı gevşetın Sırasıy la gevşetın Bır daha gevşetın On dakıka boyle yatın. Daha az olabılır, daha çok olabılır Böyle vatın Kalkmadan once gozlennızı açın Oyle yatın Şımdı gerının Bır kedı gıbı, yavaş yavaş, uzun uzun gerının Iyıce genndıkten sonra, bır dakıka daha gevşek yatın Şımdı kalkabılırsınız. Dınlendığınızı göreceksımz YONETEN ERDAL ATABEK severek yapılan ış ınsan ı yormaz Ama, ıçımızden kaçı, yaşammı surdurmek ıçın yaptığı ışı severek yapıyor? Çoğumuz, rastlan tılarla bulduğumuz ışı, hatta rastlantılarla gırdığımız mesleğı surdurüyoruz Çevremıze dıkkatle bakalım Yaptığı ışı sevenler, mesleğını severek yapanlar yorgunluktan çok yakmmazlar "Yoruluyoruz" falan da deseler, gözlerınde pmltı vardır, yuzlennde neşe vardır Elbette, toplumda çalışmayı herkes ıçın "sevflen bır mesleği, sevüen bir işı olmak" bıçımıne getırmelıyız Ama, çağdaş toplumların cözemedığı bır sorundur bu Oyleyse ne yapacağız7 öyleyse, yorgunluğumuzu gıdermek ıçın, bızı "dinlendirecek" bır venı uğraş, bır ek uğraş bulacağız Gunun tekduzelığını unutturacak, bıze vem bır soluk eetırecek "Hobi" de bır anlamda budur Ama, ben "hobi" önermıyorum Hobi anlayışına karşıyım "Hobi", mutsuz bır dunyada küçük mutluluklar arayıp bulmaktır Avunmaktır Oyalanmaktır Önerım bu değıl Onenm "Mutsuz bır dunyayı, mutlu bır dunyaya değıştirmektir". Bunu yapmak ınsanın elındedır Yaptığını sevme>en, ne yapacağım da bılmeyen o kadar çok ınsan var kı Bu ınsanların duyduğu yorgunluk, bence, yaşam yorgunluğu Bu ınsanlar, yaşamaktan yorulmaktadır Çunku, dunyayı sevmeyı bılememışlerdu, ınsanı sevmeyı bılememışlerdır, yaşamı sevmeyı bılememışlerdır Ama, herkes dun>ayı, ınsanı, yaşamı sevebılır Yeter kı önlerı kesılmesın, >eter kı bu sevgıye gıden yollan, araçları bulabılsın Önenm budur lyı mı okju kotu m ü ' Tarıhsel değışımın ve toplumsal donüşumun lyısı kötusunü ayırdetmek kolay mıdır' Çızme, sıvıl yaşamda yerını alınca yalnız kadınlara değıl, erkeklere de yaradı Güzel kadınların bıçımlı bacaklarında çızmeyı görunce çızmeden yukarı çıkmak eğılımlerıne kapılanlar, kışın ayazında ayağına cızme çekmış erkeğe "akıllı adam" demezler mO Ama ortada bır sorun var Kunduranın fıyatı 10 bın lırada gezınırken çızmeyı ayağına kım çekecek? 1964 Kıbrıs bunalımında bızım kamuoyunda Ada'dakı soydaşlarımızı kurtarma ısteğı, Rumlara karşı öfkeye dönuşmuştu O zamanın Başbakanı Ismet Paşa'ya gazetelerın manşetlerınde halk seslenıyordu ' Ismet Paşa çızmenı gıy'" Paşa yanıtladı " Çızmem Yok, aklım var ' Şımdı sokaklarda dolaşan çızmelılere bakıyordum da, bugunkü fıyatlarla yaz sıcağında çızme gıymek ıçın acaba kışıye akıl mı yoksa para mı gereklı diye duşunuyorum SAATLİ Yorgunluğumuzu gidermek için bizi dinlendirecek bir ek uğraş bulmalıyız. Bu herkesin eğilimine, yupısına, alışkanhklarına göre değişen bir şeydir. Kimimiz için müziktir, kimimiz için ynbancı dil öğrenmedir, kimimiz için salata yupmadır. Ama, herkes için bir şey bir kaç şev mutlaka vardır. Bu yollan, bu araçlan bulmaktır İnsanın yaşama sevinci çok guçludur. Çok boyutludur. Yaşama sevincini sınırlandıran biziz. Biz ınsanlar, bizım oluşturduğumuz toplum, bu toplumun baskıları, anlayışsızlığı, bağnazlığı. Onun ıçın, yaşama sevincini ız gucunu vıtirivor, boyutlannı azaltıyor. V aşama sevıncı, yennı yaşama yorgunluguna bırakıyor. Bunun, yıllık ızne çıkmakla, bır tatıl yerıne gıtmekle falan •• Siz de artık fantazi konu pekılgısıyok Nıce ınsan var kı, lara merak sardınız sanıyorum. yıllık ızın olsun, tatıl yerı olsun, Yıllarca "hobi" anlayışına karonu hıç de dınlendırmıyor Nışı çıktınız da, şimdı bıze "hobice ınsan var kı, yılhk tatılı de, taİer" oneriyorsunuz. Biz çarşıya tıl yerlen de onun ıçın zonınlupazara gidıp "daha ucuz ne var" luk olmuş Bır tur "adet yenni diye araştıracak zamanı bulamı bulsun" gıbısınden yapılıyor yonız. Galiba sizin bunlaıia pek bunlar Ama, dınlendırmıyor vok. Ya da yetennce dınlenduTnıyor uğraş Nedır bu 9 Bu, herkesin eğılımıne, yapısına, alışkanlıklanna göre değişen bır şeydir Kımımız ıçın muzıktu, kımımız ıçın kıtap okumadır, kımımız ıçın yabancı dıl oğrenmedır, kımımız ıçın salata yapmadır, kımımız ıçın resım calışmadır, bazılanmız ıçın bu tur uğraşların bır kaçıdır. Ama, herkes ıçın bır şey, bır kaç şey mutlaka vardır YAŞAMAKTAN YORULAN tNSANLAR MAARİF D U VAR TAKVİMI Azız ve Muhterem Okuyucularının Kurban Bayramını tebrık eder, saadetler dıler. İ S T A N B U L KİM? NEREDE? NE KADAR? REKLAM YAPTI BASIN REKLAMLARI ETUDL TV VE RADYO REKLAMLARI ETÜDÜ AĞUSTOS 1983 SAYILARI ÇIKTI Gazetelerde Savfalara ve Bovuıiara Gorc RekUm Analızı Istanbul \e Ankara Rad>olarındakı Reklam Dokumu T\ REkLAMLARI MAARİF KİTAPHANESİ ve MATBAASI A. Ş. Cağaloğlu Yokuşu No. 38 îstanbul ŞERÎF TEKBEN'İ kaybettık Acımız bOyuktür Dostlar sağolsun AİLESİ Cenazesı 17 eylul 1983 cumartesı günü Bostancı Camıı'nden öğle namazı sonrası Küçukyalı Mezarlığı'nda toprağa venlecektır ODtMELI C.ONDERILIR (AM1K) Basın 3 250 TL , Radvo 3 000 TL TV UXX> TL PEVA Istıklal Caddesı Imam Sokağı No 1 Bevoglu Isıanbul Tel 14^ 66 T VEFAT Baromuzun 7364 sıcıl sayısında kayıtlı Avukat ILAN BEYKOZ SULH HUKUK HAKİMLİĞİNDEN Dosya No 980/626 Asım Çakı vekılı Av Nıl Dalyancı (lyolgıl), larafından mahkememızde ıkame olunan vasıyetnamenın tenfızı davasının duruşması sırasında Dosya münderecatına göre murıs Ahmet Altıngül'ün resmı kayıtlara göre mırascılannın tesbıt edılemedığı, kardeşlcrının de olup ol madığı anlaşılamadığından, Beykoz Beykoz mahallesı, cılt 003/08 sayfa 9 hane 634'de nufusa kayıtlı Ayşe'den doğma lsmaıl'den ol ma 1325 1323 doğ tanhlı Ahmet Altıngül'ün Asım Çakı lehıne vasıyetname yapmış olduğundan ış bu ılanın ılan tarıhınden ıtıbaren 1 ay ıçınde varsa mahfuz hısselı mırascılannın veya bunları tanıvan ların mahkememue başvurmalan ılan olunur 7 9 183 Basın 9884 tLAN Genel Merkezı Istanbul Mecıdıyeköy Büvukdere Caddesı No 56 Kat 2'de bulunan Sendıkamız Tümsu lş'ın 3 eylül 1983 tanhınde yaptığı Genel Merkez Olağanüstu Genel Kurulu'nda aldığı oybırlığı kararı ıle Merkezı Ankara'da bulunan Türkıye Enerjı, Su ve Gaz tşçılerı (TESİŞ) Sendıkası'na katılarak 2821 Sayıh Sendıkalır Yasası hükümlerını yerıne getırmıştır 2821 Sayılı Yasa uvarınca ılan olunur TES İŞ SENDİKASI Istanbul S nolu Şubesı G Yönetım Kurulu Basın 9922 30'luk Kamsan Rovalver alet büemeler Tel 577 59 88 SATILIK TEŞEKKÜR Babam HASAN k ^ A n ı n amelı\atını basarı ıle vapan TC D D YolU ı Vakatık Hastanesı Üroloji Opr. Dr. Osman ÖZEVİN Narkoz Mutehassısı Dr. Sıireyya ARAY Hemşıre Remzıvt ALTINDAĞ Zelıha SERENC1 ve haslabakıular Refık OZCAN Alı TOSUN Şehzade ACAR, Hasan ÇAL1M ıle dığer hastane personelıne sonsuz te^ekkurlenmı arzederım MUSTAFA UÇAR vefat etmıştır Azız meslektaşımızın cenazesı, 16 9 1983 cuma günü öğle namazını müteakıp Eyüp Carm'ınden kaldırılacaktır Merhuma tanrıdan rahmeı kederlı aılesıne ve meslektaşlarımıza başsağlığı dılerız R*\\1<\7AN KAVA İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI • Nufus cuzdanımı ve ünıversıte kımlığımı kaybettım Hükumsuzdür. SÜLEYMAN CEM AYTEPE • Hüvıyet cuzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. RIDVAN ŞENTÜRK • Mavı kartımı sıgona kartımı l.Ü. Sosval Bılımler Ens Pasomu kaybettıra. Hukumsuzdür. DİLEK HA TTA TOĞL U • 4.28.843.000 Nolu 1983 ekım çekımı kaybettim SALİH ÖZCAN