19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
GÜNDÜZ VASSAF 1946'da Boston'da doğru. tlk ve ortaokulu orada okudu. Lise son sırnfta Robert Colleg'e gelip, liseyi bu kurumda bitirdi. Washington'da George Washington Üniversitesinde psikoloji bölümünü bitirdi. Daha sonra Hacettepe Üniversitesinde, zeka testleri üzerine master yaptı. Doktora tezi", "Üniversite öğrencilerinin cinsel, dinsel ve siyasal davramşlan" olan Vassaf Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji bölümünde öğretim üyesi, aynı zamanda da International Consıtl of Phsycolosigist, American Physocologicat Association gibi bir çok meslekî uluslararası kuruluşun üyesi ve bir bölümünün de yönetim kurulu üyesi. tanımı da yok. Daha çok, zekâ tanımının toplumca, ışverence, sınavı yapanca nasıl ele alındığına bakmak gerek. Bu tanımı ve bu ayırımı neden yapıyoruz. Çünkü bir varsayımdan yola çıkıyoruz. Daha zeki ve daha az zeki insanlar var. Ya da kabaca söylemek gerekirse, zeki ve aptal insanlar var diyoruz. Ve biz de zeki insanları toplumdaki en iyi yerlere getirmek istiyoruz ki, toplum daha iyi yüriisün. SİRMEN Sayın Vassaf, geri zekâlılar diye bir grup var. Bir de çok istisna olan dahiler var. Ama onun dışında gerçekten daha zeki ve daha az zeki diye bir ayırım yapabilir miyiz insanlar arasında? Var mı böyle ayınm normal kişiler arasında? VASSAF Hepimizin zekâsı aynıdır aşağı yukan. SİRMEN Peki Sayın Vassaf, bir örnek alalım. Bir çocuk, makinalarla, aletlerle, geometrik şekillerle haşır neşir olabileceği bir ortamda yetişiyor ama, fazla okumuyor. Başka bir çocuk da böyle bir ortamda değil ama, okuma yazma meraklısı, okuyor bilmeceler çözüyor. Şimdi bunlara geometrik şekillerden oluşan bir test veriyoruz. Birinci çocuk bunu daha başanyla yapıyor. Sonra bir metin veriyonız çocuklara o zaman da ikincisi daha başanlı oluyor. O söz konusu metni okuyor, analiz ve sentezini daha iyi yapıyor. Hangisi daha zeki, ya da yetenekli?. VASSAF Bence ne kadar insan varsa o kadar zekâ ve yetenek var. Biri bir alanda daha yeteneklidir, öbürü de öbür alanda... Burada önemli olan her yeteneği yaşatmaktır ki, bir zenginlik oluşsun ve tODlum doğal seleksiyon çizgisinde daha ivi gelişsin. "Eğer ÜSS'yi yapanlar Universiteye girmek için en akıllı ya da yetenekli kişileri seçtiklerini iddia ediyorlarsa, o zaman İstanbul, Ankara, Izmir dışında pek fazla yetenekli kişi olmadığını kabul etmek zorunda kalırız." üiindiiz Vassaf (sagda) Ali Sirmen'e üniversite sınav sistemini anlaüyor Testler yeteneği değil egemen kültüre uyma derecesini ölçüyor ALİ SİRMEN Sayın Giındüz Vassaf, iilkemizde bir kaç giin arayla iki biiyük sınav yapılıyor. Bunlardan birincisi hafta içinde yapılmış olan yabancı dille epitim yapan ortaokul ve liseler ile Anadolu Liselerine girişsınavıydıİkincisiise bugiin yapılmakla olan Üniversiteye giriş sınavı ikinci basamağı. Her iki sınav daki her iki basamağıyla birlikle yaklaşık yarım milyon öğrenci ve aileyi ilgilendiriyor her yıl test usulüjle yapılıyor. Önce şunu sonnak istiyonım: Test nedir? GÜNDÜZ VASSAF Test aynı madde karşısında kişileri yarıştırmaktır. Ancak burada tartışma var. Jki konu üzerinde tartışılıyor. Birinci tartışma konusu maddenin herkes için aynı olup olmadığı. ikincisi ise, herkesin eşit koşullarda teste girip giremediği. SİRMEN Birinci konuya gelelim: Maddenin herkes için aynı olmaması kiiltür, çevre ve yetişme farkhlıklanndan mı geliyor acaba? Bunu bir örnekle açıklar mısınız? VASSAF Örneğin bazı psikologlar kişinin belirli bir zaman içinde hızla bir nesnede ayrıntılan görmesini zekânın bir belirtisi olarak sayıyorlar. Özeilıkle çağımızda, teknik insanın yetişmesi için önemli bir yetenek kabul ediliyor bu. Bunu bir madde ile ölçecekler. Genellikle geometrik şekiller kullanıyor. Mesela hepsi birbirine çok benzeyen geometrik şekiller alınıyor. Bunlardan ikisi tıpatıp aynı, burada sınava giren kişi üçbeş saniye içinde birbirihin aynı olan bu şekli bulacak. Bunu en çabuk ve hatasız bulan en yetenekli olur. Ne var ki, o madde, o geometrik şekilleri herkes aynı sıkhkla görmeye alışık değil. Mesela bol oyuncakları olan, bilmeceler yapan bir çocuk, karşıdan karşıya geçerken kırmızı ışıklara uyan bir çocuk, saatin akrebini, yelkovanını ayırdeden bir çocuk, çalar saate alışan bir çocuk bunu daha kolaylıkla yapar. Kırsal kesimleri ele alalım: Bu çocuğun ayırdetme yeteneği kentte yetişmiş bir çocuk VASSAF Zekâ nedir deyince psikologlar için en kolay ve en sık tan daha değişik. Tıpkı köyden gelen bir adamın kente uyum sağla kullanılan tanım "zekâ, zekâ testlerinin ölçtüğü şeydir" tanımı. Peki mada guçluk çekmesi ve bir otomobilin kendi üzerine gelirkenki, zekâ testleri neyi ölçüyor? Zekâ testini geliştiren kişinin kafasındahızını ayarlamaması gibi. Bu durumla karşılaşınca, köylünün daha ki "zekâ nedir?" kavramını ölçüyor. Zekâ testlerini kimler egelişhantal olduğunu söyleriz. Ama bu doğru değildir. Bir kentli de kö tiriyor: Mesela Amerika'da bunlar genellikle Beyaz Anglo Sakson ye gidince orada çevreye köylü gibi uyum sağlayamaz. Ot mesela, olan kişiler. Egemen kültur onlannki, o toplumda en üst düzeye gelbir köylü çocuk otuz tane otu birbirinden ayırdedebilir. Ama bir miş kişiler onlar. Onların bir başanlı olma görüşü var. Ve testleri kentli edemez. Yine aynı şekilde bir beyaz ilk bakışta zencilerin ara de onlar geliştiriyorlar. Herkesin bu standarda uyması gerekiyor. larındaki farkı kolaylıkla ayırdedemez. Ona hepsi birmiş gibi gelir. Bu standarda uymayan zeki olmuyor. Bu şekilde geliştirilmiş olan Bizim testte yaptığımız, kentteki çocuklann, yani egemen kültürün testler de son derecede ilginç ve garip sonuçlar veriyor. Mesela bu çocuklannın alıştığı maddeleri, herkesin eşit bir biçimde karışılaş testlere göıe, ilk zamanlarda 1920'lerde Yahudilerin % 83'u geri zetığı objektif bir durummuş gibi kabul etmektir. Burada tabii ki, kent kâlı çıkıyordu. Çünkü aynı kultürden deği'.îcrdi ve onlar için nesli çocuk kazanacak. neler farklıydı. Onun inn zekâ testleri zekâyı ölçmüyor, toplumdaSİRMEN !?imdi zekâ testlerine gelelim. Sanıyonım, testler ilk önce ki egemen güçlerin başanlı olma tanımı ne ise onu ölçüyor. Yani zekâ testi olarak kabul edildi. Acaba zekâ testleri, belirli bir yer ve bir balıkçı koyünde balıkçılar bir zekâ testi geliştirseler çocuklar aragnıptaki insanların zekâlarını doğru bir biçimde ölçebiliyor mu? sında, orada da amaç balıkçılık olduğuna göre, en iyi balıkçı olabiAma daha önce isterseniz zekânın ne olduğunu tanımlayalım. lecek çocuk, en zeki çocuk çıkacak. Çünkü onlara göre, en önemli VASSAF Zekânın çok tanımı var. O kadar çok tanımı var ki. iş balıkçı olmak. SİRMEN Ama test ile bir yukanda verdiğimiz örnekle, çocuklann birine A birine B diyelim, bunlardan birini öbiiriine göre daha yetenekli, hatta birini tümden yeteneksiz çıkarabiliriz değil mi? VASSAF Çıkarabiliriz tabii, hatta daha kötüsı test bir üstün yetenek standardı ortaya koyuyor. Bu defa çok zengin ve ayrı yetenekleri olan bireyler, bu normlara uygun yeteneklerini geliştirmeye çalışıyorlar ve öbürlerini de yitiriyorlar. Yani kişinin zenginliği ortadan kalkıyor. Yani bireyin zenginliğini hadım ediyoruz. SİRMEN Bu durum bugün gecerli olan eğitim sistenıinin tiimünde de yok mu acaba? VASSAF Tümünde var. Tabii sadece Turkiye için sözkonusu değil, bütün dünyada var. SİRMEN Sonuçta zekâ testleri neleri ölçüyor, zekâyı ne kadar ölçüyor? SİRMEN Ustelik de farzedelim ki, bu köyde yalnız olta balıkçılığı biliniyor. O zaman da test ona göre ayarlanacak ve daha gelişmiş balıkçılık türlerini önerecek olan kimse bu sınavda başarı kazanamayacak. Çünkü önerisi şıklar arasında yok. VASSAF Yok tabii, tamamen öyle. SİRMEN Sayın Vassaf testleıie yetişen çocuklar belirli davranış ve düşünme biçimleri elde ediyorlar. Ve testler çocuklara hep şıklar arasında dogruyu bulmayı öğretiyor. Yani çocuk, ya da yetişkin doğrunun karşısına çıkanlan şıklardan birinde olduğunu düşünmeye alıştınlıyor. O kendisi doğruyu kendi başına bulup çıkaramıyor, yazamıyor, öneremiyor. Bu çok büyük bir sakınca değil mi? VASSAF İnsanın en büylük özelliklerinden biri merak, hatta bu hayvanlar için de geçerli, artık psikologlar bir merak içgüdüsünden sözediyorlar. İlle burnunu sokacak bir yere bu yaratık. Bu merak vücudun kimyasını bile daha değişik çalıştırıyor. Yani RNA'lar, da DNA'alar ha değişik çalışıyor, beynin sinir sisteminde çelişkiler doğuyor ve dolayısıyla gelişme oluyor. Şimdi testlere gelince; yeniyi, farklıyı, düşünmek olanaksız. Yanıtlar verilmiş sana, başka şeyi düşünmek olanaksız. Böyle bir şeyi tekrarlamak, başarısızlığı doğuruyor. Çok sık verdiğim bir örnek var bu artık fıkra oldu. Bir arkadaşı çocukla konuşuyor ve bu arada bir soru soruyor: Peki bilimin sırrı nedir? Hep test usulüne alışmış olan çocuk hemen yanıtı yapıştınyor: Şıkları söyle amca. Yani kendileri için belirlenen şıklar çerçevesinde davranmaya ahşık, şıklar çerçevesinde kişiler yetiştiriyoruz. Bu yalnız Türkiye'de değil, testin uygulandığı her yerde böyle. Sistemin adı ne olursa olsun, demokrasi olsun, sosyalizm olsun, komünizm olsun totaliter bir sistem oluyor. SİRMEN Yani Sayın Vassaf, Onvell'in sözünö ettigi "Korkunç 1984" bu anlamda gerçekleşti mi? VASSAF Tamamen. Ve bu yüzden gençlik özellikle testin çok yaygın olduğu ABD'de isyan ediyor eğitim sistemine. Sistem bir anlamda iflas etmiş durumda. Tabii öğrencinin tepkisi de olumsuz, çünkü yapıcı değil. SİRMEN Peki Sa\ın Vassaf Üniversite düzeyinde biran sorunu ele alalım. Acaba bu durumda testler dışında kalan, sınavsız girilen ve öğrencinin yeteneğini bu şekilde değerlendiren bir Üniversite geliştirilemez mi? VASSAF Gelistirilebilir ve geliştiriliyor da, örneğin ABD'de. Ancak bu olumlu bir şekilde olmuyor. Çünkü eğitime isyan edenve hiçbir şey beklemeyen kişi universiteye gitmiyor. Bir çok üniversite kapıları kapıyor, iflas ediyor. Hatta bunlar, Libya'ya, Suudi Arabistan'a gidip öğîenci topluyorlar. Yani nasıl bizden işçi toplanıyorsa, oralarda da ögrenci toplanıyor. "Testte iki tartışma konusu var: Test konusu madde herkes için aynı mıdır? Ve herkes eşit koşullarla teste giriyor mu?" SİRMEN Sayın Vassaf bizdeki test sınavlanna gelelim: Sanıyonım bizim toplumumuz Batı toplumlanna oranla daha az standart. Kırsal kesim ve kentler arasındaki fark daha büyük, hatta bölgeler arasındaki fark büyük, bu da bizde ek sorunlar doğunıyor mu? VASSAF İlk önce testler geçerli değil. Testlerin iki ölçütü var: Güvenilir olması ve geçerli olması. Güvenirlilik, şu: Bir barometreyle ısı ölçüyorsanız oda içinde ve ısı değişmiyorsa hep 25 dereceyi göstermeli mesela, bir kez 20, bir kez 26, bir kez 23 gösterirse güvenilir olmaz. Bizdeki testlerin az çok güvenilirliği var. Ama bu konuda da geniş istatistik çalışmalar yapılmış değil. Ama daha kötüsü testin geçerli olup olmadığı bilinmiyor ve yapılan araştırmalar geçerli olmadığını gösteriyor. Ne demek testin geçerli olması? Çok başvuran var. Biz bunların arasında en başanlı olacak kişileri seçmek istiyoruz. Oysa, gerek ortaokul gerek üniversite düzeyinde sınavı kazananın kazanmayandan daha başanlı olacağına dair elimizde hiç bir kanıt yok. Demek ki, bu sınavlar geçerli değil. ÜSYM'nin bu konuda yapılmış hiç bir araştırması yok. Ya da var da benim elime geçmedi. tnşallah da öyledir. Fakat benim yaptığım araştırma, İbrahim Etem özgüven'in, Kendir'in yaptığı araştınnalar, Üniversite giriş sınavlarının geçerli olmadığını gösteriyor. Yani en başanlı öğrencilerin seçildiği söylenemez. Sadece o sınavda en başanlı olan kişi seçiliyor. Ama o başarı ile üniversite başansı arasında bir korolasyon yok. SİRMEN Sayın Vassaf, bir de Türkiye'de kent ve kırsal kesim farkı ile bölge farkları var değil mi? Bizdeki sınav sonuçlan bu farkları ortaya koyuyor mu? VASSAF Tabii kent kültürü lehine oluyor. OKTAY AKBAL EVET/HAYIR GERÇEKLERDEN YANA, BAĞIMSIZ, DEMOKRAT Atatürk'ü Yaşatmak... "Atatürk yaşadı kuskusuz. Kuşkusuz yaşamakta." Öğretmen general, şair dostum Osman Feyzoğlu'Atayol' dergisindeki şiire bu dizelerte başlamış. Şöyle sürdürmüş: "Her gun jö.rüruz onu Dalgalanan bayrakta." İlk basımı 1975'te yapılan bir kitabım vardır: "Atatürk Yaşadı Mı?"... Ben de biliyorum, Atatürk'ün yaşayıp öldüğunü, tüm ömrunü 58 yıla sığdırdığını, 'fani' vücudunun yok olmasının, onun büyük anlamı'nın da ortadan kalkması demek oimadığını... Şimdi Je bilirim, 1970lerde de, dahaönceleri de bilirdim elbet! Atatürk gibi bir büyük insan ölür mü, ölebilir mi, öldürülebilir mi? Öyleyse neden kitabıma bu adı koydum? Neden Atatürk ve Atatürk devrimi konusunda yıllardır yavınladığım yaalardan bir bölümünü topladığım kitap 'Atatürk Yaşadı mı? gibi acı, umutsuz bir başlık taşıyor? Bunun en güzel yanıtını Ceyhun Atuf Kansu vermişti bir yazısında. "Şu 'mı' eki yok mu? Ağırlık bu ekte. Bir soru eki. Soruyor Akbal: Atatürk bir düş müydü?" Kansu, kasım 1977 tanhli 'Varlık'1 dergisinde çıkan bu yazısında ilginç sorunlara değinmiş, "Atatürk ün sözlüğündeki gerçek iş değişmektir, yenileşmektir, toplumun değişmesi, yenileşmesi toplumun kökten değişimlerle yeni bir topluma dönüşumüdur Mustafa Kemal de büyük işler yapmak, devrimci işler yapmak anlamına geliyor" demişti. Ben, niçin 'Atatürk Yaşadı Mı?" diye sordum? Toplumda 'kalkınma' adı verilen, ama gerçekte bir küçük azınhOın zenginleşmesi, yüceltilmesi anlamını taşıyan, hem de bunu 'Atatürkçülük' adına yaptıklarını yineleyen kişileri, politikacıları görmüş, büyük bir üzüntü duymuştum, Vatan'da ve daha sonra 'Cumhuriyet'te yayınlanan yazılanmda bunu açıkça belirtmiştim, Atatürk devrim ciliğinin gerçek anlamını sürekli değişim, yenileşme, çağa yakışrna, geniş yığınları kapsayan bir uygarlaşma atılımı olduğunu yazmış durmuştum... Bunlara ters düşen olaylar, girişimler, "kalkınma' adı verilen ama gerçekte Türk halkının uyanışını önlemeye, toplumda bir dönüşümu engellemeye ycnelik durumlar karşısında, Atatürk'çüluğün yozlaştınlması önünde, 'Atatürk bir düş müydü?" diye sormuştum, kitabıma da bu acı mı acı başlığı vermiştim: "Atatürk Yaşadı Mı?" Osman Feyzoğlu, içi Atatürk sevgisiyle dolu bir askerdir; aynı zamanda da şair bir asker; hem de öğretmen... Hem şair, hem öğretmen, hem asker, bu uç nitelik birleşince önemli bir anlam beliriyor; o da içinde yaşadığı çağı daha iyi duyabilme, Atatürk devriminjn gerçek yanını, önemini herkesten iyi bilebilme yetisi, yetkisı... Atatürk Yaşadı Mı?" başlıklı şiirinde bana yanıt verir gibi: Yaşadı dıyor, yaşayacak diyor, hep onu bayrakta görüyoruz, içimizdedir, özümüzdedir diyor. Evet, öyledir, ama bütün bu güzel duygular kâğıtta, yürekte, şürde. söylevde, düzyazıda kalmamalı; ulusca benımsenmış ılkeler olarak yürürlük, etkinlik kazanrnalı... Her işte, her uğraşta Atatürk'ün yaptıkları ile söylediklerinin ne denli tutarlı olduğunu görüp, ona göre davranmalı... İşte o zaman, Atatürk'ün yaşayıp yaşamadığı gibi kuşkular içimizde uyanmaz, soru ekleri kalkar tümüyle ortadan... Ceyhun Atuf Kansu şöyle demiş o yazısında: "Oktay Akbal'ın kitabım bir umutsuzluk kitabı olarak değil, bir umut kitabı olarak okudum. Onun yaşadığına tanık kayramlarla eylemlerle dolu olduğu için; Laikliğin yapı ustası, çağdaş uygarlığın savunucusu, gerçek ulusculuğun uygulayıcısı, bağımsız birdevtet ekonomisinin öncüsü, halkçılığın ateşli yandaşı ve tum bunları içeren ve onu çağdaş boyutlara ulaştıran, ulusal kurtuluş savaşlannın bayrağı olduğu için".. Feyzoğlu da Atatürk'ten söz ederken: "Biz uyurken de uyanıktır Bir haber gibi şafakta" diyor. Ben de 'Atatürk Yaşadı Mı?'dan altı yıl sonra yayınladığım yeni bir kitaba ad olarak "Atatürk Bir Gün Gelecek" adını bu umutla koymadım mı? Kansu'nun sözleriyle yazımı bitireyim, zaten rahmetli şair dostum öyle yapmış: "Mustafa Kemal Atatürk bu umudun su başıdır. Oktay Akbal'ı guncel umutsuzluğu dışında, bu devrimci kaynağı yeniden bulmak için okumalı." HAFTALIK HABER DERGİSİ • Vetodan sonra SODEP Tamam mı? Devam mı? Halkçı partiyle Uişkiler ne olec*k? • Yeni basın yasa taaansı için ne diisüniiyorlar? Basın roeslek kunıluşlan, köşe yazarlan Metin Toker, Nazh üıcak ve Yazı İşleri müdürierinin göriişleri • Mülkiyeliler Birliği Başkanı ve emekli vali Giingör Aydın: "Bolge valilikleri çağdaş yönetim anlayışını olumsuz etkiler" İstanbul Festivali... Gösterilerin eleştirileri, programlar, tanıtma r E K GİDERlLME YOLU YI1TE EASIN GZGÜR.LÜGÜDÜR 1. Hamıır kâğıt Ofset baskı Kuşe kapak 64 sayfa 100 TL. SODEP'de 21 veto: Tomom mı, devam mı? GELİŞİM TAYINURI "t»n«ı TCTMU" GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLÂNI GEBZE İCRA MEMURLUĞUNDAN Dosya No: 1982/12 Izalei Şuyuu Satilmasına karar verilen ga>Timenkulun cinsi, kıynıeti. adetfi. evsafı: Gebze Akse köyu eskı mezarlık raevkıı 16 pafta, 244 parsel noda kayıtlı şarken 230 parsel, garben balçık akse karayolu, cenuben tarla yolu, simalen şark ve garp hududunun kesinleştiği sivru uç halen tarla olarak kullanılan 1.104.000.00 TL. kıymetindeki 18400 m : miktarlı gayrunenkulunun tamamının satüacağı, Satış Şartlan: 1 Satış 2/8/1983 Salı gunu saat 15.00'den 16.00'ya kadar Gebze lcra Dairesinde açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin r >l^'m ve Tüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geı;mek sartı ile ıhale olunur. Böyk bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok .uııranın laahhudu bakikalmak sarliyk 12/8/1983 Cumagunü aynı yerde saat 1516.00 da ikinci artırmava çıkanlacaktır. Bu artırmada da ruçhanlı ala caklıların alacagını ve satış masraflannın geçmesi şartiyle en çok artırana ihale olunur. 2 Artırmaya iştırak edeceklerin, tahmin edilen kıymetın ^BIO'U nısbetinde pey akçesı veya bu miktar kadar mılli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lâzımdır. Satış peşin para ıledir, al.cı ıstedigınde 20 gunu geçmemek üzere mehil venlebilir. Dellâliye resmi ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya ailtir. Binkmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 tpotek sahibi alacaklılarla dığer ilgililerin ( + ) bu gaynmenkul Uzerindeki haklarını hususıyle faız ve masrafa daır olan iddialannı dayanağı belgeler ile onbeş gun içinde dairemıze bildirilmeleri lâzımdır, aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen tcuhlet içınde odenmezse lcra ve Iflas Kanununun 133. maddesi gerejınce ıhale feshedilır. Ikı ihale arasındaki farktan ve ^tlO faızden alıcı ve kcfilleri mesul tutulacak ve hiç bir hukme haeet kalmadan kendilennden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilân tarihinden itibaren herkesin gorebılmesi için dairede açık olup masrafı venldıği lakdirde isteyen alıcıya bir orneği gönderılebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şdrtnameyı görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bılgı almak isteyenlerin 1982/12 izalei şuyuu sayılı dosya numarasiyk memurluğumuza başvurmaları ilân olunur. 21.6.1983 ( x lllgililrr ubirine irtifak hakkı sakipkri de dahildir. GAYRİMENKUL AÇIK ARTTIRMA İLANI BAKIRKÖY 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞUNDAN 1982/10 SATIŞ Kesinleşmiş BakırkOy 3. Sulh Hukuk Mahkemesınin 6.5.1982 tarih 1981/1983 Esas 1982'494 Karar sayılı izalei şuyu ılamı geregince aşağıda ya zılı gayTİmenkul açık arttırma sureti ile satışa çıkartılmıştır. T»po Kajdı Bakırköy Şevketiye mah. Eskipapatya yeni Aslan ve Çiçek sokaklarında kain 46 pafta 553 ada 4 parsel sayılı ve 846,50 metrekare mesahaii bahçeli garajın tamamı murıs Yunan uyruklu FARtA RUMGERtS adına kayıtlı ıken adı geçenin vefatı sebebi ile 1/3 hissesı davacı Keterina Yolanda Kasarcıogluna I /3 hissesi davacı Sarlo Zelliçhe, 1 /3 hissesinin de davalı tsidora Zelliçhe ait olduğu anlışılmışlır. İMAR D I R I M I Yukarda ada ve parsel numarası yazılı laşınmaz 12.50 mt. bına yukseklığinde ön bahçe mesafesı 5.00 mt ve arka bahçe mesafeleri 3.00 mı. bina sahası emsali "»25 ve dahi bina derinliğıne azamı 20.00 mt. olmak UZCTC taşınmaz a\n nizam ınsaata müsadeli olup çatı katına musaade yoktur iskan sahasındadır 4 yıllık proğramda değildir. TAŞINMAZ1N HALİ HAZIR DURUMU Yukanda evsafı belırtilen taşınmaz imar durumu arazi şekli üzerindeki bınalann inşaat tarzı kat adedi kullanma maksadı ve şekli planı inşaat alanı malztmc \o ısc'hk kalıtesi cskıme paytarı nitelik ve özellikleri hulasa kıymetine tesir edecek tüm faktörler dikkate ahnarak alım satım rayici karşısında 46 pafta 553 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 23.000 000 TL (Yirmiüçmiryon lira) kıymet takdır edilmiştir. Saüş sırtlan: 1 S»tıs 29/7/1983 ginıi saal 14.00'den 14.30a kadar Donışnıa Salonunda açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıvraetin "» 7S'ni nıçhanlı alacaklılar »arva alacaklan mecmuunu »e satış masraliannı geçmek sartı ile ihale olunur. Boyk bir bedelle alıcı qkmazsa en çok artıramn labhada baki kalmak şartiyle 8/8/1983 gana a)nı yerde saal 14.00de ikiaci anırmaya çıkanlacaktar. Bu artınnada da nıçhanlı abcaUılann alacatını ve salış raasmriannı gecmesi şartiyle en çok artırana ihale olımur. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin lahmin edilen kı> metin "t lU'u nisbeliade pey akçesi veya bu miklar kadar milli bir baakanın teminal mektubuau vermeleri lâzımdır. Satış peşin para iledir. alıcı istediginde 20 gunu Keçmemek mzere mehil verilebilir. Dellâliye resmi ihale pulu, tapu harc «e ma.sr.inan alıcıya aittir. Birikmi; vergiler salı; bedelinden odenir. 3 tpolek sahibi alacakhlaria diger ilgililerin ( + ) bu gaynmenkul üzerindeki haklarmı hususnlf faiz ve masrafa dair olan iddialannı davanagı bdgekr ile onbeş gun içinde dairemize bildirmeleri lâzımdır: akı takdirde haklan tapn sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 Salış bedeli hemen veya verilen muhlet içinde odenmezse Irra Iflâs Kannnanun 133. maddesi gereğinre ihale fesbedilir. İki ihale arasındaki farklaa ve "• 10 faizden alıcı ve kefilleri mcsul lululacak ve hiç bir hukme hacel kalrnadan kendikrinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilân tarihinden itibaren herkesin gorebilmesi icın dairede acık olup masrafı terildigi lakdirde isle>fn alıcıya bir orneği gondıT.lebilir. 6 Satışa iştirak edenlenn şartnameyi gonnnş >e munderecalını kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isliyenknn 982/10 sayıh dosya numarasiyle memuıiugumaza başvnrmalan ilân olunnr. 17 6,1913 (tc. tf. K. 126» ( + ) llgHiler Ubirine irtifak kakkkı sahipleri de dahildir. (Basın: 72%) Üniversite seçme sınavlarını kazananların kazan maya n la ra oranla daha başarıh olduklarını gösteren hiç bir kanıt yok elimizde'" "İJlkemizde yapılan I | j SİRMEN Hatta İstanbul, Ankara, İzmir diyebilir mi>iz.' VASSAF Evet, ve eğer bu sıtıavlan yapanlar, Turkiye'nin Üniversite için en zeki kişilerini seçtiklerini iddia ediyorlarsa o zaman lstanbul, Ankara, İzmir dışındaki pek fazla zeki insan olmadıSı... SİRMEN Ya da yetenekli olmadığı... VASSAF Evet ya da yetenekli insan olmadığı sonucunu kabul etmek gerekecek. SİRMEN Peki bu durumda, bölgesel a\n testler birçözümolabilir mi? VASSAF Ben, en uç noktaya varırsak, her insan için ayn bir test derim. Olanaksız tabii. Bence, testleri düzeltmekten çok eğitim sistemini düzeltmek gerek. Ancak bölgesel testlerin şa yararı olabilir: ÜSS'yi kazanananların hepsi motivasyonu, okuma arzusu en fazla olan kişiler değil, böyle bir bölgesel test seçeneği, bazı sakıncaları olmakla birlikte, motivasyonu fazla olup da, universiteye giremeyen kişilerin de girmelerini sağlar. SİRMEN Peki Sayın Vassaf, ÜSS ilk basamak sınavına 400.000 kişi girdi. İkinci basamağa da 300.000 dolaytnda çocuk giriyor. Bunlann hepsini alamıyoruz. Seçmek zorundayız. Peki bu seçimi yapmak için başka bir olanak var mı? VASSAF Pek yok. Onun için de test sistemini geliştirmekten çok, eğitim sistemini geliştirip, çeşitlendirmek gerek. SİRMEN Teşekkür ederim Sayın Vassaf. tLÂN SÜMERBANK ESKİŞEHtR BASMA SANAYİt MÜESSESESt MÜDÜRLÜĞÜNDEN Müessesemizce Iran Tahran'a senıetik torba ambaJajh takribi 370 ton divitin, 350 ton emprime naklettirilecektir. Normal çift dingilli bir kamyona takribi 11.000 Kg. emprime, 8.500 Kg. dıviıin yuklenebılir. Her iki tip için ayn ayn verilecek fiyal tekliflerinde bu hususun dikkate alınması gereklidır. Geçici teminatı 1.000.000 TL. kat'i teminatı 2.000.000 TL.'dır. Teminat; banka Teminal Mektubu, Devlet Tahvili veya nakit olabilir. Tekliflerde aracı ve komisyoncu kabul edilmez. Konuyla ılgili kilogram veya ton başına naküye teküfınin 50, TL.'lık puf yapıştırılmış olarak 6 Temmuz 1983 Çarşamba gOnü saat 17.00'ye kadar Müessesemiz Haberleşme Servisine verilmesı gerekmektedir. Nakliye konusu mallara ait ambalaj şekli müessesemiz ambarında gOtülebilir ve şartname müessesemizden temin edilebilir. Müessesemiz 2490 sayılı kanuna tabi olmayıp, ihaleyi yapıp yapmamakta veya nakliye işini diledigine yaptırmakta serbesnir. Basın: 20441 MENKUL SATIŞ İLÂNI BAKIRKÖY İKİNCİ İCRA MEMURLUĞUNDAN 1982/3000 Bu borçtan dolayı hacizlı bulunan 25.000 TL kıymetindt, Nordmende marka. 61 ekran televizyon 5.000 TL kıymelinde, çekmeceli ağaç mamul televizyon ^ehpası, 1 takım 15 000 TL kıymetinde koltuk takımı, iskandinav tipi, br ıçlü 2 tekli, sünger, mınderleri, çızgilı kumaş kaplı 1 aded 5.000 TL kıymetinde, beş metrekarelık, kırmızırcnk u^erıne, değisik renklerden desenlı, halıflcks tıpi makine halısı, 1 adet 15.000 TL. kıymetinde yataklı kutuphane, formika kaplama, gul kurusu kadife kaplı, yataklı, kadifesi eski, 1 adet, 35.000 TL. kıymetinde arçelık marka çamaşır makinesi, 553183 serı numaralı, beyaz renkli, boyası eskı, merdanelı, 1 adet 35.000 TL. kıymetinde beyaz renklı, aygaz marka buz dolabı. 1 adet 30.000 TL kıymetinde, yeşil renkli, 4 ocaklı aygaz fınnı, 1 aded 15.000 TL. kıymetinde siemens marka elektrik supurgesi, aksesuan ile birlikte, 147647 sen nolu, 1 adet 10 000 TL. kıymetinde pord manto, aynalı polyester kaplama, aynası kırık, 1 takım 40.000TL kıymetinde kolluk takımı, bir uçlu, bir ikilı, iki tekli, kol koyma yeri süngerli krem renkli kadife kaplı, 1 takım 50.000 TL kıymetinde yemek odası lakımı, 3 parça, vıtrin beyaz ve kahverenkli sekız sandalyalı, 8 kişilik masası le birlikte 1 adet 15.000 TL. kıymetinde, 4 metre karelik krem ton üzerine, değişik renklerden, desenlı, Isparta Halısı, I adet 15.000 TL. kıymetinde 5 çemberli, 6 ampullü, torbalı. yerh taş krıstal avıze, 1 takım 5.000 TL. kıymetinde bir orta iki ufak sehpa takımı, ağac aksamı, açık artırma suretiyle salılmasına karar verilmiştır. Birinci satış 6 f 1983 saat: 12.3012.50 arasında, Bakırköy. Sefakoyu, Beşyol, Gendol mobırya, ustu D: 19 da yapılacak ve o gun mahcuzlann muhammen kıymetınin ^75'ıne talıpçıkmadığı takdirde, 7.7.1983 gunu, aynı yerde ve saatte ikinci saıış >apılacak ve mahçuzlar en çok fiyal \ercne ihale olunacaktır. Sauş masraflan damga rcsmı ve deüalıye alıcıya aittir, ilan olunur. 16.6.1983 basın 7254 İ.E.T.T. GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN U.7.D. BUSSİNG OTOBÜSLERİ İÇİN FİRMA NAM VE HESABINA 16 KALEM YEDEK PARÇA SATIN ALINACAKTIR 1 Yukanda yazılı ın.tl/undcr mektupla fıaı ve teklif isteme usulu ile ihaleye çıkanlmış olup, şartnjmcde yazılı kanuni nı>Lıtlcre gore hesap edilecek temınatı ıhtiva eden teklıt mckıuplan 18 Temmuz 1983 Pazarıesı gunu saat 15.00'e kadar Meırohan 4 ncu katta bulunan Levazım Mudurlüğu, Taşıtlar Kısım Şeflığine elden verilecektir. 2 Bu işe aiı şartnameleı, ' letrohan l c ı katta bulunan Merkez Vcznesınden 2.0O0.TL. bedel mukabilinde satın alınabilir. (Basın 20374) MENKUL SATIŞ İLANI FATtH 3'NCÜ tCRA MEMURLUĞUNDAN 983/7O0.Tal. Mahcuz olup satılmasına karar verilen 205.000 TL. kıymetinde 1 adet muzik setı 1 adet 61 ekran Grundig televizyon 2 adet 8ırriik beyaz zemınli bünyan halısı 1 adet 6ın1 lik el halısının açık anırması 30.6.983 gunu saal 16.0016.15 arası FATİH KOCAStNANCAD. NO: 16.dayapuacaktır. Ogün verilecek bedel muhammen kıymetınin r «75.nı bulmadıgı taktirde 1.7.983 gunu aynı mahal ve saatte 2'nci anırması yapılarak en cok artırana ihale edilecektır. Dellaiıye Ihale Damga Resmi pulİarı al ^.. olup isteklılerin mahallınde bulunacak memurı muracaalları ılan olunur. 20.6.1983 Basın 7286
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle