27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 abancı yapım TV filmlerlnde lîglnç görüntüler izllyoruz. KolluK görevlileri, suçüstti koşullarmda bile olFa, yakaladıkîan sanıklara, hemen yasal haklarını bildiriyorlar. Söyleyecegi her sözün kendisine karşı kanıt olarak değer lendirilebileceği, konuşmak zorunda olmadığı, dilerse avukatmı çağırabileceği, yasal bir yükümlülük olarak sanığa duyuruluyor. Akçah olanaklan yetersiz kalan kişlJerin yardımma, gideri devletçe karşılanan avukatlar gönderiliyor. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER aeyde tutulmuştur. Daha önemllsJ, yıllar yılı süregelen uygulamanm ortaya koyduğu bunca yetersi7>iklere karşın, sanki başka seçenekler bulunamazmış gihi, yeni arayışîar içerisinde olunmamışlır. Oysa çok uzaklara gitmeye de gevek yok. Konuyu araştırmamıza yarduncı ola cak önemli bir kaynak elirnızm altmda durmaktadır. Kıbrıs Türk I'edere Devleti'nde uygulanan yaışılama yönt^mleıinin incelenmesi, yeni yaklaşımlara ı?ık tutacak canlı ornekler ven.bılccektır. Llkemız insanmm, çagdaş yargılama yöntem lerini özümleyecek bilinç ve kültür dıizeyine ulaşmadıgı, hukukçularımızm buna hazır olmadıgı yclundaki görüşler, cer çekçi değerlendirmelere dayanmamaktaKıbrıslı hukukçular, temelı Magna Carta'ya, Habeas Corpus'a, The Bıîl of Ki^hts'a kadar uzanan yüzyılların evrimini, bizimle aynı kökenden gelen, aynı dili ve yaşam biçiminl bolüşen bir halka uyarlama olanağmı bulmuşlardır. Büsbütün örnek oluşturmasa bile, henüz yeterince incelen meyen bu deneyimlerden yararlanma ola nağı vardır. Sonuç ve öneri olarak aeriz ki: Samk dışlanmanın eşiğındeki kişidir. Kunamsal olarak herkes için geccrlı olan savunma hakkı. ozelhkle bu gereksinımi dujranlar yönünden büyük önem taşımaktadır. Bütıln her şey kendi çevresinde dönerken, suçlanan kişiyi, öznedeki vabancı durumu na düşürmemek gerekır. v^niecek karar, sonuçta, onun yaşamını etkileyecektır. Bu nedenle, sonuç ne olursa olsun, suçlamanın başlaması ile biriıkte, sanık, tüm savunma olanaklarmdan eksiksiz yarsrlanabilmelidir. Kamu inancını gelişjtirecek böylesi güvencelere uîaşabilmek için, yeni yasal düzenlemeler gerekmektjedtr. Ve ne güzeldir ki, belki de yaşamları boyunca hiç yargılanmayacak olan miÇyonlarca izlevici, görüntü ile gercegin bütiin leşmcsirden oğünç duyacaklardır. 5 NÎSAN 1983 Y Suçlamayla Birlikte... Sanık, suçlamanın haslamasıyla birlikte, bütün savunma olanakların. dan eksiksiz yararlanabilmelidir. Kamu inancını geliştirecck böylesi gfüvencelere uîaşabilmek için, yeni yasal düzenlemeler gerekmektedir. Güney DİNÇ îzmir Barosu Başkaru Bu tür oyunlann slnema ya da tlyatroda sergilenmesi, bir yönü ile yararlı oluyor. Henüz hiç mahkemeye çıkmamış olanlarımız, özeîlikle gençlerimiz ve çocuklarırnız, görüntüdeki yargının tüm yan kurumları lie birlikte özenli işleyişini beğeni ile izllyorlar. Görüntü bitince, kişi ister istemez kendi gerçegine dönüyor. Oyunu izleyen, sanık, tanık. kolluk göreviisi, savcı, yargıç, hukuk bilgini konumundaki bireyler neler düşünürler, bütünüyle bılemiyoruz. Ancak bu tür oyunlar, savunmayı tistlenen kişiler olarak ne denli zor koşullarda çalıştığımızı bir kez daha vurguluyor. Üstelik işimizi daha bir gücleştirlyor. Sorunları olan kişiler, bizden görüntüdeki avukatın etkinliğini bekliyorlar. Oysa ülkemlz avukatı, karakoldaki, savcıIıktakl, sorgu yargıçlığmdakl sorgulanraaları sırasında sanığın ve tamkların yanmda bulunamaz. GÖzetim altına alındık tan sonra, tutuklanıp cezaevine gönderilinceye kadar, sanıkla konuşamaz, ona yardıra sunamaz. Dava açılıncava dek sanığın anlatımları ve bilirkişl raporlan dışmdaki kamtları inceleyemez. örneğin tanîklarm kjmler olduklannı, neler söylediklerini o'ğrenemez. Avukat bu bilglleri, istpmediği için, ya da becerikslzliğin den değil, yasalar olanak vermediği için olsun, insanlarımıza hukuksal konularmda yardımcı olmak temel görevimiz, kamusal yükümlülüğümüzdür. Ne var kl, bizler devreye glrinceye kadar, köprülerin altmdan çok sular geçmekte, bu aşamadan sonra. dondurulmuş kanıtlara yeni yorumlar katmak, oldukça güçleşmektedir. Karşılaşılan önemll sorunlardan blri de, tanıkların her zaman gerçeğl anlat mamalandır. Oysa filmlerde çok sık görülen, savcı ve avukatın tanıkîarı doğrudan sorgulamaları, anlatımlardaki çelişkileri ortaya çıkaran en etkili yöntemlerden birfdlr. Yasalarımız, çapraz sorguya olanak vermemektedlr. Bizdeki yargılama, hazırlık soruşturmasında, savunmasız sanığm yokluğunda toplanan kanıtların, açık duruşmada tekrarlanması biçlminde geçmek tedir. Böylesi uygulamalar sonucunda, ta nık anlatımlan çoğu kez güvenlllr kanıt olmak niteliğini yitirmekte, yanıltıcı çözümlere kaynaklık edebilmektedir. ir Herîf.. Herif ded;gim için sımırım herkes kendi>ini tanımıştır. Ben de tanıtmak içm herif sözcü^ünü kullandım; insan dcmedlm, adam demedim. kı.vi demodım. Çünkü insan desem, 1n?,nn haltlarından söz acaraktır; acinnı. desem adnjiîiık tasîuyacak; kii,' desem. kişıhk ^ostpnsmo knlkıçacaktır «ilerif» dediğimd? aramı/da ya^ayan bu yaratıtrın sıcıli kendiiığınden ortaya çıkıyor: sakmcalı biı kimso oldUL.ru şıpp?dak ;tnU şılıyor. Herif. toplumun ?ayp,ın kiMİcrinin u?aöında yaşar: gercrlı maniı^ın dışınaa düşünüp konuşur. Basmı helaya sokınak ı.slenıiyorsan horift°n üznk duracaksm. Çunkü heriflc düşon kalkana da hoşgörüyie brtkılrr.a/. üer.î'Ti herif e ilpi euyuMtm, \;ı dn şn koşeye buyur ediiim, yazarlık merakından duguyor. Herif! gorıince seslcndım: Merhaba.. Sonra duşündüm: Acaba runnvdın "ÎII 6Cseydım? Selamünale^küm mı.V Yalnız «seiun» deyıp dr1 ışi Reriştırmek belki daha kolaydı Cunkü heriflerin kendi aralarında selamlasrn^ian da bir tür parola sayıiıvoı Mprnaha ba^ka anİ3in taşıyor, selamünaH'vküm baş!:a anîam tjsıvor; hele günaydın drrim mı henı terbienebiiir: Günürnün norei.i aydın? Herif terslenmeai. Nasılsın? îyıyıin. Herifin elınde bir gazfte vsrdı. • Ne yajıyor? Herif dudak büktü: Hiç, dedî. telcvızyon Kibi bu ga?ctpler de tutturmuşlar sağlıfra aykırı besm maddeleriy'p... Fena mı? Basm işlevıni yerine getiriyor; ym'ttaçın saglıfcını koruyor: ha"talıklı at ve eşekJpr; kesip ?ucuk ve pastırma yapan namuszmlaO"'\ uğraçıyor. p;nre yedigitniz i tigımız çoğu besin i saöhga /arnvlıyınış. Herif güldü: Ben, dedi. bir ıi/vk ge/c~ende ^aşıvor srlbısin. Bana soyle bakayım sucuAun kiîosu kara? Bilmem... Bin lira! . Ya pastırmanıu? Onu da bilmem. îki bln lira iyisi... Ne demek istiyorsun? Yahu. memurun. i?cinin. kövliSnfin fiyda kaç lira kazandıgını bilmivor musun? Bu /amanda kim ppstırma yiyor? Kim suçuk vıyor? Pastırma da lüks oidu. sucuk da... Ayda '20 bm, 30 bin. 40 bin, r>0 bin lira kazanan çoluk çocuklu ailenin mutfağma pastırma sucuV: girer mi? Ppki, son basmda sö/ sahihi oîsan ne yaparsm? Piya?ayı başıboş mu bırakırsm? • Herif paıiadı: Hayır, dedi. başıhoş bırakmam. Piyasadakl bütün sakmcalı besln maddelerini toplarım; pucuklan. pastırmaları, kavurmaları yoksul ailelere dağıtır. boş sofralara 37i£arım. Yiyin ulan!.. derim; aksırıncaya, tıksırıncaya, patlaymcaya kadar yiyın!,. Ren haîkm düşmanı mısm? Havır, dostuyum. Merak etme, bizlere blrgeycikler oîmaz. Evelallah her çeşit mikroba alışıgır; biz: ycter ki olsun da yiyelim. Bu halk ne mikropîarı s'ndiriyor içine; pastırmanın sucu&un lafı mı olur? Baktım ki herif adamakıllı herifIeşlyor; konuşmayı noktaladım. Neme lâzım? Karakoldaki sanık, öncelikle avukatı lle konuşup, kendisine yöneltilen suç laraayı ve bunun kanıtlarım öğrenmek olanagını buluyor. Sanık Istemedlkçe, sorguya çekiîemiyor, anlatıma zorlanamıyor. Böyîece devlet, kamu adma suçladığı kişlye, savunma güvencesini de üstlendiğini, daha işin başında duyurujor. Sık sık yinelenen ve îlgiyle lzlediglraiz yargısal konulu '^7 diziieri nedeniyîe, hukukçu olmayanlanmız bile, bu filmlerin çekildiğl ülkeîerdeki hazırlık soruşturması, yargılama yöntemlprl, savunma hakkmın boyutları konularmda, ayrıntılı bılgiler edinmek olanagını buluyoruz. Görüntüdekî avukat, düedigl zaman sanıkla, t a nıklarla görüşüyor, olay yerinde lnceleme yapıyor. yeni kanıtiar buluyor, henüz da va acılmadan türa dosyayı inceleyebiliyor. Kısacası, savunma hemen suçlama ıle birlikte başlıyor; biri öbürüne koşutoîa rak gelişiyor. Avukata, görevi gereğı çaîciı£ı her kapı açıhyor, saklısı gizlisi olmayan bir hazırhk soruşturması yttrütültiyor. Bir ikl günde sonuçlanan yargılama aşamasmda, sav ve savunma büylik görevîer üstlenlyorlar. Çapraz sorgulama yönteminin olanaklarmdan yararlanarak, olaydaki giz (sır) yumaklarmı çözerken, uygarca. ama öciünsüz bir tartışmayı sürdürüyorlar. Görüntü ve Gerçek edinemez. Kuşkusuz, koşullar ne olursa Canlı örnek ve Sonuç TV. dizilerinin de ortaya koyduğu gibi, bfzdeki soruşturma ve yargılama yöntemleri, çağın iyice gerisinde kalmıştır. Onarılamayacak kadar eskimiştir. Savun manın etkinliği ve olanaklan, en aıt dü i BurhaniARFAD pervaneli DC 3'le, İstanbui Eskişehir izmir İstanbul arasında kötü koşullar altındR uçmuştum. Makine sık sık hava boşiuklanna duşuyoı*. kara bulutlara daldıkça sarsılıyordu. Bir Kaç yıl sonra 4 motorlu DC 6 ile îstanbul . Viyana uçuşunu dört saatte gerçekloştirdigimde sevincimden uçuyordum. Daha sonra yarı Jet Electra'lar, iki jet motorlu o gürelira Caravelle' lar, hızhlann hızlısı DC 8'ler, DC 9'lar ve Boeing'ler. Hava yolculuğunun tadına doyamaz oldum amma, uçuşa geçış ve alana iniş anlarmm karabasanından yine de sıynîabilmiş değilim. Son uçak kazaları kaiamın içinde pusuda yatan karabasanı yine depreştirdi. O birkaç dakikalık uçuşa ve jnişe geçiş anlarmm korkunçluğuyla ürperdim. I^veçli başpilot Ame Schultzberg'in anlattıklannı duşündüm: 1959 mayıs başlanydL Stockholm'da ünlü gece kulübü Berns'de konuşmuştuk. Yolcular arasında o tarihte Sovyetler Birligi Başkan Yardımcısı Anastas Mikoyan da bulunan SAS uçağınm korkunç hava felaketini önlemiş olan baş pilot Arne Schultberg şöyle anlatmışti: «21 OcaJîta New York'tan havalandığımızda herşey yoîundaydı. DC 7 tipi dört motorlu uçagm tcknik denetimi aşın bir titizlikle yapılmıştı. Yolculanmız arasında Anastas Mikoyan, oğlu ve sekiz kişilik bir Sovyet delegasyonu vardı. Üç buçuk saat her şey yolunda gitti. Uçuş rahat, yolcular hoşnuttu. Ne oîduysa bundan sonra oldu. Dört numaralı motor stop etti. Bunun uçuşa etkisini önlemek için çabalarken iki numaralı motorda yangm başladı. Hava iyice kötülemişti. Bütün sogukkanlıhğımı topladım ve yapüabilecek her şeyi yaparak yangını on sekiz dakikada önledik. Bu arada yolculara durumu bildirdim ve soğukkanlı olmaları gerektigini açıkladım. İki motorla yoîculuğu sürdürmek dogru doğildi. Daha sekiz on saatlik bir uçuş vardı onumüzde. En yaJnn havaaîanıyla telsizle konuştum. Altı bin motre yukseklikte uçuyorduk. Amerikan askeri havaalanı Arjenta iniş izni verince bir soluk aîdım. Fakat tehlîkeyi daha atlatrnış değildim. Hava gittikçe kötülüyordu Tipiden gözgözu gormuyordu. Koca gövdeyi iki motorla Arjenta'ya indirmek kolay olacağa benzemiyordu. Bütün soğukkanlilığımı, dikkat ve bilgimi kuîlanarak inişe geçtim. Altı bin metreden iki bine inmemiz kırk beş dakika sürdü. Karaya ildyüz metre kalıncaya kadar kör uçuşla mdinı. Sonra havaalanı göründü. Fakat buna görundü demek bılmom doğru mu? Zira, sert tipi ve fırtına hiç değişmemişti. Alanı silik bir fotoğraf gibi seçebilmjşlim. laşıdıklanmın arasında çok onemii bir dünya politikacısının da buîunduğurm o sıra düşünmedım biie. Bütüa yolcuların cam ve sağlığı da önemUydi. Bağh bulunduğum hava yollanna, makineme ve bana guvenmişlerdi. Hepbinin sorumluluğunu taşıyordum. Başardıgım işm onemini olaydan çok sonra şöyle bir duşündüm. O kadar. New York'tan havalandıktan sonra, her zaman yaptığım gibi, yolculan sclamlamak u;\n kabinde dolaş,rken bay Mikoyan da go^ume ıhşznişti. Sonra bir daha gormedım. Büîun guruınu yolculanmı kui"tajTnaya vermiştim. Bir yandan bunu sağlamaya çah^ırken bır yandan da durumu saniyesi sanıyejine Moskova, Vvashington v^ Stock holm'a telsule bildiriyordum. Bir saate yakın surmüştu o tehlikeü durum » Kolundaki saate go/.umün iliştıgıni gorunce gulumsemiş ve konuşmdsmı sürdürmüştü: «Anastas Mikoyan'ın armaqe.nı. Olaydan birkaç hafta sonra Kopenhag Moskova arasıncia uçuyordum. Kretnlin'e çagınldım. Fdkat vanşta kırk dakikalık bir gecikmemiz vardı ve dönüş uçuşuna hemen hazırlanmam gerekiyordu. Özür diledim. Bay Mokoyan annagan etHgi saatı sekreteriyle havaaîanma gönderdı. Bir kaç <>i'w Rus votkası da gondormiştı. Oteki personele cio çeşitli armağarılar venldi. Saatin arkasmda «Yıgıt pilot Arne Schultzberg'e, Anastas Mikoyan» yazüıydı. Böylesine heyecanh olayı yaşamış başpilot Arne Schultzberg, Sovyeller Birligi Başkan Yardmîcısı Mıkoyan'ı ölümun eşiğinden kurtarmış genç îsveçli havacı, 1959 dünya politikasmda olumsuz etkileri önlemişti. Stefan Zweig'in goruşüvle pek az kişinin eline geçebilen o bir anhk tarih anianndan birine sözunü dinletebılmiş kişiydi. 23 Mart 1960 gunü yaymladığım «İF1"ALPACILAR DÜNYASI»ndan bir alıntıyla bıtirıyorum. «Yolcuiar gonul rfhatlıgıyla uyuyabilirdi. Şef pilot, yardımcısı, telsizci, makınıst ve hostesler, görevlerinjn bütün sori'mluluguyla isbaşındavdı Şu anda dünyamn bütün havaalanîannda bınler &3 îftalpa'cı (Hava Yolu Pilotları Derneği Milletlerarası Federasyonu) işba^mdaydı. İnsanlarm bir birine daha çabuk yakmlaşması, barış içinde yaçaması için uçuyorduîar.» e Uçaklar ve Insanîar çak yolculuğıma biraz geç başladım. 1948'de Ne zaman silah aîtına slınacağız? Kocaeli Mesîek Yüksek Okulu 21.7.1980 yaı: döncmi mezunlarmm 19.3.1982 tarıh ve 952 sayılı yazı ile 21. 7. 108G tarîhli mezunıyeUeri haksız dipioma ve eksik sınav neden gösterilerek lptal edildi. Yeni mezuniyet alabilmemiz îçin 2.7.1982 tarihinden T.C. Tarihi 2. sınıf 1. yarıyıl 6.7.1982 tarîhinde Organizasyon Metod 2. sınıC 1. yarıyıl sınavma gircik. 4.10.1982 ve 410/ 2720 sayüı Milli Eğitim Bakanlığı Komlsyon kararı lle yazılı sınavı j kazananlarm mezuniyetlerlnin önceki duruma dönüştürülec.eğinl ve müktesep haklarmın korunacağı nı belirten ve girmij olduğumuz smavlarm neticeslne göre 13.10.1982 tarihinde mezuniyet belgesi ve ilişiğlnde komisyon kararım içeren yazıyı askerllk şubeîerine verilmek üzere aldık. Kasım 1982 celblnde yaptığımız başvuruda müracaatlarımız ka buı edildi, aradan 34 gün geçmeden Milli Savunma Bakanlığı, ASAL (Askeri Alma Daire Baskanlığı'ndan) yazı geldi. Kocaeîi Meslek Yüksek Okulu mezunlarmm mart 1983 celbine bırakıldıklarım öğrendik. Mart 1983 ceibinde tekrar yaptığımız başvuruda müracaatlarımız kabul edildi. 34 günlük bir aradan sonra aurumlarımızın ne olduğunu öğrenmek için gittiğimiz askerlik şubelerinde ASAL, (Askeri Alma Daire Başkanlığı'ndan) yazı geldi. Kocaeli Meslek Yük sek Okulu mezunlarmm trmmu;, 1933 celbine bırakıldık'armı beürttiîer VP temmuza kaldık. Bu meyanda bilhi^sa yabancı şubeler d^n mtirpcaat edenlerin çekıien fcîgrafîanna gelen yanıt ise bizde ^'okl^ma kar<iRi olarak geçiyor ve a^ker kaçağı yanıtları veriliyor. Koeaeli Mesîek Yüksek Okulu mezunlarmm 4 ay kısa dönem silah altına ne zaınan almacağımn açıkîanmasım bekîıyoruz? Erman ATAMAN KOCAELt Ödül hukuku, ödül yasası Nizamlara aykın davranışlara karşı; gerek kamu sektörü gerekse özel tesebbüste caydırma, cezalandır j ma, işlemleri hazırdır Bu yoia girenin defterinin dürülmesı için en ince aynntılar bellidir. Ceza Hukükrı, ayrıntısına kadar en ufak kusuru bile caydırıcı, cezalandıracak işlemleri tanımlanustır. Bu mekanizma; caydırmak, 3>akalamak. kovuşturmak. cezaIandırmak, vs. için her yıl yüz milyar larca liralık masraflarla işlpmekte; gene de veni yeni yatınmlara gerek duyulmaktadır. Ancak, cezanın tersi olan Ödül ne durumdadır, acaba bir yılda kaç bin insanımız ödullendırılmektedır? Topîumun yararıra iş yapan Klşi'eri ilgiyle izlfmek, cdüllendırmek, re^vık etmek için kaç kişi, hangi çalısmaları yapmaktadır? ödüll°r ve Teşviklfîr P.caba basıt ce?alar lcadar hassasıyeile tak:p edilru'k adalrrle verilcbiîmckte m'tlırv Kayak mulı yakaiayana odtU voılIır de, k^çakcılığı önleyerfk kalıte \e ucuzlukia m..l üretrne ödül venlemsm c i ne dcnak^ir? Yr.rt dışmdan ksçak çirmiş iaırklcr îçm lakıbat yapthr (?) da «750.000 dolar ithal.it kredîsî vpnlsin; biz her yıl 1,5 milyon rlrlar tîih îz getirelim her türlıı Raranti ver^bıünz Avıra; Ytjrdumuzda yapı lan krrkler daha kali^ell ve ucus olaca.^ı içm Iriirk kacakçüıcri dahi ortaclan halksin» dıvebıien kıirkçülerimiz sr^'erini yeferince duyiıramaz. î^i, yapıyı i;efl!:tıren cezalanır da erken bitiren ödüllendirilmez: Kısansı: Sayın lîlfat rf yazdığ: gibi «Bir Ce7a Hnknlnı. O?,a Yasası vardır da; neden bir ödül Hukuku, ödül Yasası yoktur? Devlet npden yalnız suçluyu kovalar da, erdem yo'unda canını veren kişiye dönüp bakmaz?» Modern eğitim ödöllendirtne teıre line o^urur. Bir fnsanm vetişmesinde, işlediği kusurîannı c»zalandırara]î ceza ile korkutarakf bevln'ere daha de rinlemesine yer!eş irilmesl de*il, TPrs!na daha püzcl cali?malara yönPİfprek kusurJnrı umttturmak, çok daha verimii sonuclar vermekte, daha bilim se] btı'îinrmVfadır. ödül Hııkîilnı konusunda emek vrr mi5 kısifT VP eserier toplnma tani filmalt, birbiripri ilp iîi^ik'en srüclend'ri'r:pli, ?rur> cahsTTiaları vamirmiıdır. Bu h;ı<;:u"=f'n, basta Afîplet Bakinlı*! nı rîPc" kariar ^^rum'ıılıtk payı tedı? Yük. Alüh. IMfusfsf.ı R^mal Onr»an IVTETE S. 46101 MERTE11/ İ STANB m. şukran kurdaku! öareîfyor Gaynmenkulün Açı!îart«rırg Mânı Şiîe bra k'smurluğ^ Dosya No: 980/25 T. Sotı'masına karar vcrılcn p'iyır^nkTJün cm^ı, LrTneli, ac'cc'i, e\?aiı: Pıle Fıçkıdere köyü koy jçi m^vVıincIt kam tapunım 88 parsclınde î:ayıtlı 47S1 nr'ük tut;^ ndakı vo iç^rsmde bir b'na I'L bıv tıhırın raevjıt bui"nau|,u G. Mcnkul 2.703.200 1L. Muhamn:er. knnieî'o satlacfl'n. ('5öz komısu taşmraaz İstarbul II Imar Mvrüıriuğn'nün 7 c 1 2 .10 l'U',1 tanlî v<: 7491 ayıh yı M <r, ; f • c•? '" "'lî'uö ravılı ırıar vs'a^ınn ek 7/8. nrvddrlerme ı'işlun yonrtınt1lik hiLklinten s;ore;ince beîrdfye huhnjarı d" r\c\i VPI'1:ğımiî. (îl Tmar Mdr.) gorev «larn I^I.KL r'jap 1 fO O oi jC) ' çekU îst N^zrn Flam'na £,oo tc\ katl' bına vapilabilir^. SATTS ŞARTJ AFi: 1 Satışfi5.1°33 ouraa &jnu r.iat 14 <v;'drn H.^U'a kadar Sıle îcra Drircsı'rdo açık a . i r n ? si'rctiyl^ yrpılccaLfır. B J artırmr.da tsiV;nıın ri'lp;ı kıymet n. %75'ni ve rıiçhanlı aia^akîılrr vir..a ala,eak''m Tcmui'ru ve sst'ş mabr^flarını L?çmek şartı ilp ihalo oHruıı. Boyle bir bcJelIc alıcı Cikma^sa en çok artırnrun t^rh^rdü b3^: k^îmak şaıfiyîe 1 0 . 5 lP.'Tı j ^ j / r ' r t ü M ^ u n u c1,1 ı , ı y • vc • Ujiiı M r M i o dv ık'nt'i J aîırmaya cılianlocaKtır. L!u i ı i ımada >< u î ' : a îh ;ircak' lıl?rn alac£tp,ını w* ?a:ış nıaGr?flanpı g:çmtui şartiyle en çok artırai;rı ihrle olur'\r. ': Arfırn.uyn ıs^iîak cdo(^,:]iKın uıl\v\:n ıOılt:'' kıymethi '" l'J u njsbt'tıı d" psy rkc bi v y n 'ru mT'kî;:r kadar rrillı biı 'rani"ar>m teırırat •nc1.Mi!v;na v. •;'•!: ] >ıni''ır. S?tr rom p"" ı Jİ 'd»r, alu'i ı>r<cLi£ı ı:io "'0 g'inii 9<^ı>ıemck ürore rr.cbıl ve/ılebıiır. Dellaıı^e rctmı ıh ıJe DU'U, tapu harç ve :n:'srafhn ulıojva ai'tır Bnı3:mış vcr^ı.pr satı? be biryürekten bsr^aşamdan nev'7at üsîun sıır cdülü / 2. basKı RFG Iî PROGRAMLAMA SEMINERI (Computer) chlındz. Türkiye'de en W3yg?n. vo seçerii RPG !l PROGLAML/\MA Diiinin iece^i bu seminer, Bilgi îşlem Sisttmleri Tanıümı \i, L'k 'ive edilmi?lir. Var'ıH yaymian DİSKET OPF.R \TÖR ECİTİMİ hu semir.cr, îamamen triı'kinebaşı esjitirpi ota.'.Tk vcrilecektir. İ L A N Saplık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'nca Tababet Uzmanlık Tüzüğünün 8. maddesi gereğince asıstanlık smavı açılacaktır. 1 Asistanlık sınavınm branşlannı, kurumlara göre almacak asistan adetlerini gösterir listPler, illerdcki Sa&Iık ve Sosyal Yardım Müdtirlükleri, Hükümet Tabiblikîeri ve Sağlık Ocaklarma gönderilmiştir. 2 Sınav 1 Ternmuz 1983 Cuma günü Yabancı Dii, 8 Temmuz 1983 Cuma günü de Branşdan yapılacaktır. 3 Asıstanlık smavma girebilmek İçin son müracaat tnrıhi 1 Haziran 1983 Carşamba günü mesai saati sonuna kadardır. Postadaki gecikmeler dikkate almmayacaktır. 4 Daha fazla bilgi edinebîlmek İçin, mahalli öaglık ve Sosyal Yardım Müdürlüklerine, Hükümet Tabibliklerine ve Sağlık Ocağı Tabibliklerine başvurulabilir. (Basın: 15817) , 1824 ;4>/*\® (VERGÎ AFFI VE SERVET BEYA NNAMFSÎNİN DEGTŞTîRİLMESî) Konusu 7 Nijc.n 1983 Per^emhe çunü saat 14 00 de Galata«arav İstikl U Cad ODAKU! E İŞ MERKE Zl Büyuk Konferans i'^lonu nda sunulup fartışıla caktır KÜNUŞMACILAR M ^SUM TÜRKER Dernpk tkinci BasVanı LHCUMENl UNVER Deroek Genal Sekreteri Eu topiantımız herkese açık olup ÜCRETSİZ'dir BILGÎ IÇIN TÜRKtVE MUHASEBE UZMANLARI DERNEĞİ TELEFON: 48 42 27 . 47 48 18 TÜRKİYE MUH£?F?E I J Z Î l ^ ^ DERMEĞİ MESİEK T0PLAM7ISI tsk saiııo! aiaraldılarla ciıger ıisıhler (>•) bu gaynmenl'Lil nzenıid:.l;i haklannı hususıyle faız ve masrafa dair o'an ıddıp'annı d?.yar.p>:ı bfif/'lor '1P onbeş gün iÇ'nde dfcirer/ıi'îe bilr'irraelpn Iâ7;mriır; aksi takd:rde haklan tapu1 pıcıh ile sabit olma'hkca payi^nıadan hariç bırakı'3ca '!i:dır. 4 Sahş öedi'h homen vp>a ve:l^n nvüîl^t ıcınde öderunezss İcra ve Iflös K^ri'ıiu'nun l.Ti. rr.ıdöpsı gereİ^U.CP ıhale fcsiırdJir. Vü ıhp)."> cT.vm.iib.ı faıktan <e "o 10 faız'cn plıoı ve ı,9fillcn mfsul ruUilr.^; \ı '•& nıy bir hükme hacet kfılınadan k^ncL'leımien tnhril er'i;'rc'.:t:ı. 5 Çartname, ılân fnl'ıncii.n ıhoarrn h'rkotın üavebilmesı ıçm cl.ırede ı\n'.ı olr.rt m^&.aiı verilchği takdırde ısîeyrn alıcıya bn* urre^ı gordorılebıhr. 6 Satışa ıstırak eclenloıın şarlnameyı görmüş ve mündererr.tmı kabul otniş hayılacsklan, ba^kaca bilgi r,lmak istıyenlerm 9Î1O'25 T. w\\ı do^ya numarasiyle msmurîUE>uraıi7a başvurmaları iLaı oh'nur. (İc. İf. K. 125) tâbirine irfH'ak hakkı sahipleri flı* dabildîr. (IJasm: 4041) • Nüfus kâğıdımı, clıplonam:. saglık raporumu kaybettim. Hükümsüzdür. Abdurrahman YİĞİT • Oğîum Mert'in sağhk kanıesini kaybettirn. Hükümsüzdür. Alparslaa BATU r DOKTOR <* İ.Ü. Hukuk Fakültesinden 1974 rnzîrcn döneminde alciıgım dipîomamı kaybettim. Hükümsüzdür. Ahmet AKGÜNDÜZ YAVUZ GEMÇOĞLU SİNİR UZMANI Taksim, îstiklâî Cad. 73/3 Tel.: 44 19 63
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle