25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 MART 1983 KÜLTÖR YAŞAM Cumhuriyet 5 Cassa Classica dergisinde bir Türk sanatcısının evi «Cassa Classica» dcrgisi, ressam Nur Koçak'm kış kk ve yazhk evlerine genis yer verirken, evlere ilişkin yazıları da yirmi iki fotoğrafla siisledi. Kttltttr ServisJ Nur Koçak, Türk resimseverlerlnln yakından tanıdıklan bir klşi. Yurt içinde ve dışmda açtığı ya da katıldıgi sergilerie adını duyurmaş bir sanatçımız. îtalya' da yayınlanan ünlü evdekorasyon dergisi «Cassa f lassica», mart 1983 sayısmda ressam Nur Koçak'm îütanbul Moda Burnundaki kışlık ve Şile'ye bağiı Kabakoz köy'l sahilindekl yazhk evlerine geniş yer verdi. Ikl ayrı evi iki ayrı yazıda ele akp tanıtan dergi, yazıları Nur Koçak'm kendl çektiğl 14'ü reukli 8'î siyah' beyaz toplam 22 fotoğrafla süsledi. Moda Burnundakl kışlık ai)artıman katı/atölyenin betimlendiği bırinci yazının başlıjrı: «Ozveri ve tstctıç: \ur Koçak. Amlann Evleri». Sanat^ınm, «Hem her şeyi topluyorum. hem de hiç bir şeyi.. Yani gerçek aniam da koleksiyonculuk yapmıyo rum. Raslantı sonucu elime geçen şeylerl. ailemden kalnıa pek çok eski mobilyayı (özellikle sedef ve fildişl kakma parçalaıı) özenle koruyorum. Btiyük nlnemiıı, anneannemin ve annemin çsyizlerî (onlann eski ipek elbiseieri ve eskî kürk mantolarmı hâlâ severek giyiyorum). \v.\xı\ yolculuklar süresince kendi biriktirdiklerim; kısaca, beni eğlendiren ya da başka yerlere götüren şeyleri saklıyorum> sözleri almtılaıuyor; nostalji ve mizuhm yaraUlan cevreye egemen duygular olduğu üzerinde duruluyor. Nur Koçak'ı atölyesinde çahşuken gösteren bir fotoğrafm da yer aldığı bırinci yazı. sanat«nın çeşltll dönemlerine ait resimleri nin ömeklenmesiyle noktalanıyor. Çalısjmalsr japıldıklan yıllara gbre sıralamp ayrıntıl; olarak betimîendikterı sonra Nur Koçak'ın hem Türkiye'de çeşitli ödüller kazanmış, hem de uluslararası planda başarılı bir ıcssam olduğu vurgulamyor. «Kentten Uzakta Ama AJİRsel Çevreden Czakta Deftil» başlıklı ikinci yazıda ise Karadenlz kıyısındakt yazhk ev ele s.lınmıs. Yazıyı yine Nur Koçak'ın çektiği ev ve içl görünümlerinin yanı sıra Şile'nin doğal güfelliklerini, Kabakoz köytinün tıenüz bozulmamış gelenekseî mizaarhk dokusunu cömertçe sergileyer. fotoğraflar süslüyor. Yesillikîer idndekl küçük eT sanatçınm kentin gttrültüsttnden kaçtıgı şirin bir sığınak olarak nitelendirilmiş. Bu 1kinci yazjda, Nur Koçak köklü ailesel birikimin ve zengin kültür dağarcığımn burada da kerıdini gösterdit;i va yarattığı çevreye yansıdığı vurgulanarak son bukıyor. B ' Yalçîn PEKSEN bu şnTla birinci oînaıuıIıydı» diyorüu. ^ılamayan kişi bu fiKro nasıl varsr?. Siz bu parçaıun Münih'ie b£şarılı olacağına inanıyor tnusuauz? Ben şimdi değil, MÜnih dönüşü konuşacağım. Eğer bu eleştîrüer mösii alanında oisaydı, sayjı duyardım. Tamam şzrkıyı be genmediier.. Çetin Alp kötü söylliyor.. Tamam.. Anıenna.. S?.ysı cVayardım.. Ama eleştiriler ne boyutlara geldi. Gözümle, kaşım la.. Kalçamîa.. Kalşam kaç santün goliyor cijs.. Ona geldi. Birinci oimak su<j r.:u? Bir yazanıma da «göbck aUvc:t;ina ağlasuı» diyor. Yaîıu birinci olmuşum.. Niyc ağlaya;,ım. Eon yanşmada kazanciım. Spor Töto'da onüç f.utıurarak birinci olma cira. Beili kursllar içindo birir.ci olduk. Ama gözlügüm.. Gö'oeğim.. Bunîıria ugraşıhyor.. Shce bn purçaya neden bu kadar karşı ç;kılııı? Kusinlikle aniayamıyorurn. Ben de müzikçiyim ama anlay&nuyci'um. İnşallah biz Avrupa'dan iyi bir durece Ue oube^incilık ten yukarı ciönerse.k. çok merak ediyorum ne diyecekler. Nasıl izah edecekIÎ'Î bugunkli sözlerim. Kiuıi kasdediyorsunıı«. tia/etecüeri mi, müzikçüeri mi? IVÎüz;kçileri kasdediyorıan. Diğcrleri müzik adanu degil. Onlan mazui' förüyorum. Ama müziiçı)er.. Soma anlauvim,.. Giacrsin. Birinci olarak bayrağı çekersin.. Öyle bir şsy de yok. Dereceler hep sonuııcu. En iyisi onbeşinci. tüo.ıra bsni eieştiriyorlar. Çetin Be/., müzik gcç Uıişiııizi biraz iiiCiler ırJ >iniz' Şüyle efendim. Osui sıralannda bjşjadım. Darü^şataJsa v.i Roisert Koleji'nde okuü'ir.ı. Uı;p mii 7İkle ugraştim. BaşKa h:r; i'iı1 iş yapmadıın. ItJc ynla rımda daiis müzigı paıçaları sbylüîordiLii. Luss o udlerdt, gsce kultipîomv ıie.. fiaktım yıllar geçı yor... Benden uaha köıüleri sivrUiyor. Eurovision yarışmalatjiua katıidım. tlfe yariijr/sacia beşinci Oiduiî. Şimdi dfi bıriııcı. On aîü seneiik miuikla u^raşmaran uıbii sonucu bu. Gökten ?'i:nbiUe :ni.p binnci o!maü;m yani. Binnci olauk aaıa keşkc oiınasaydiüi dıscceğim nersdcyso.. tlk BÜII bira? scvi ıctlnlz ama... Oaz tede gübek aı&rken rtSimıerınız vardı... İşte o gürı satiece. îlk ;?ece gasccteleri g3rmaden önce biras sevinci;k. B.rjz Söbek au.;k. Sonra ag\aınaya başladık. S;mdi g.ce lerı uyi:u ıiiuyanuyjjum. Tüikive'dp. skünöai kalmamıs gibı bir gazate «skanda!» diye baş ı& afctiSpor yazarları bile yazı yazdüar Opera haklunda. Peki bu içtea ne kaîancını/ oldu \cya oacak? Ait.il: üazun? düşündüğüm yok. Aln aydır bu parça iLsârindc çalışıyorıun. Sahne ça'işmalunnı bıraktım tamcmsıt. Biııitıciş paraıri harcıyorum. Ar tık ış inada bindı. Paraoa Tjulda gozünı yok. İyi ter derece aiayım vc geldiktetı fonra rahat bir uyku uya yayun. T.?k dü?üacem bu.. Ya katü bir derece ar hrsiiıır/7 Aiiuh beni hur.dan korusurı. HASTAYDî BEN Son sorunî şu, Çetiıı Alp. Müniirteki ynşma için birinı tcîcvizyevıtia izlediğlrniz dişında .yeniliklcr lıazırıijor mnsanuz'.'. Giysi ve ılans oiarak... Evet danslar tamaınen deâişisor. K:yaJef;eı tlegişiyor. Y'm opernyı simgeleyecek arr.a klasik deâil. BCT smokinlt degii modern giyineccğim msseüa. Hazırianıyovum, dört dörtlük gidscegiz. Orada çıktıgun zamaıı bir Avrupalıya iyi bir şo> yapmış İar dedirtsce£;m. Zaten be Tjim bütür; s:ivaş'.m bu. î.ş te Suna CVıldızoglu) bilir. suna'yla clört yıldır Deia.VÎTİZ. He:kesle kavga erüm .. Türklere fekaret eden herkesie... Hastayım ben türkluk konu&unrta. Va^ncılarlîî başa ç.kt'm b'ugünd kadar smı bsni memJeketimrle yıfcılar. «Aıılayamıyorum» SANATÇIN1N RESİMLERÎY LE ttalya'da yayınlanan «Cassa Classica» dergisinde, ressam Nur Koçafc'ın evlerînin çeşitli bölumlermden fotogrraflar yer alıyor ve sanatçının resimleri bn koşelere ayrı bir n*n.k katıyor. "Yaban Elde Çalışanlar,, karikatür albünıü Almanva'da yaymlandı Költfir Servisl Federai Aimanya mn Duisburg kentin de yapılan bir yarışma, özaliikle bu ülkede yabancj işçileri bulunan devlettenn sanatçıları arcsında büyiis ilgi gördü. Fedoral Ahna:!ya'da açlışanlaruı dertifcrinın. sorunların, özlenuerın;n dile Reiirildiği yapıtlsnn katıldıgı hu yanşına sonunöa, Almar.ya'da çaii$ao yabüncı işcikrin soruvılaruT konu alan bir karikatür albiimü TEjnnlandı. «Yaban Elde Çalışanfeıv adını taşıyan karikatür albümü, 3 araiık 19S2 • 29 orafc 1933 tarihleri arasında Federai .Alnıınya'da tJluslararası Haiic Okulu YVGOSLAV ÇÎZERİN YAPITI «Yaban E3de Çabşanlar» karlkatür albümür.de Türk Merkezi'ncte ayııı adla dıi riiî yan» sıra İspaiiyoi, Yunanlı, Yugoslav sanat çılana ürünleri de yeralıyor. Yugoslav çizeı zenlenen ksrikattir yarışma Mojnur Mihalo\'uıı karikatürü de bunlardaıı biri. sı v? sergisine kit'lan japıtiardan oluşuyor. AlbümÖR. dıgz albUmün liyor. rak, M. AU Turkmen, M. Ha Türk karikatürartlerin yanı «emck sürgünlerlnin yabaıı«Yaban Elde Çalışanlar» Iık Ünsal, Endercan Erbaş, sıra Yunanlı. îta'yan. Ynr/.s eı hir iilkedpkî umut ve uarUı karifcattir aibümünde, Canan Kocagih, Fellı! Develav ve îspanyo! karikaturc<imutsuyhıklarınm kıtıikıliirsu karikattircülerimizüı yalioğlu. Raîf Ersnv, Şa(ii Oiiîçleıin yapıtlan da yer alıyor. lere yansıdı^ı, îsçi aileleriıjıtîan yer alıyor: ; U Öîbek, V cas, Yalıuı Baraban, Enionin (ocuk!arının bir Imltür Refik Tlnîs, Nacl Yavuz, Astç kapagında gazetenuze gaıı Karayel, İsmail Sp/er, ve gazetemi* çizerlerincîen çıhnıazı içiııde bufunılıı hı ve lan Meırıct, İbrahinı Toncay, Atay Sözer, Kemai Akkoç, Tan Oral'a yardınılarmdan aileleriiiden tl;ıha iyi AlKaif Zon, Sait Munzur, EmParuk Çaçla VR Mahnınt Akötürü teşBkkürün de yar alnıanca koniL^tukları» belirttre Senaıı, Mahmııt Karatop8ün. "Opera,,mn koreografı Ertener çekildî Kültür Servisi Eurovislo.n'da bu yıl Türkiye'yi temsiî temsil edecek «Opeıa> adlı parganuı koreografı Faik Ertener çalısînalardan çekildi. Devlet Tiyatrolan'nda çocuk oyunlan s.ahneieyen Faik Ertener, «Olayın bu kııdar büyütüleceğini talınıin etmijrordum. Çünkü hem bcn ılgilenraiyorum. hem de Kurovision bu kadar büyütiilecek bir olay değil» dedi. BM yıl altınci kez katıleca£!Fiız Eurovisıon Şarkı Ya rışması'na. sahnolediği oyun !ann müzigini yapan arkadasmın ricasıyla katılnıı Frtrner, «Bu zaten benim brar» şıın doğil. Hem Euroviiion' da binnci bilo olsak, ki o1amayız, bize ne kazandmr. Plak ticaretini körükleyen, sansasyonel bir olay... Ben de bunlara alet olmak iîtemiyorum. Çünkü ben tiyatrocuyum. Eğer yarışmayii katılmamız.yı amacı Türkiye'yi tJinıtmak îse npden yurt chşmda ridüi alan sanatçılarınııı ve ffîmlerimizle ilg'.lpnilmiyor Örnrgin, 'H^Vk^ri'do Bir \!evsim' fllmiyle iîfeili TRT ne yapt;? Birakm TKT' yî film ssnsürden bile gccmîyor. Ya da yurt dışmda ! bfsarı ka'zanan. ö«J*1 atan hongi sşmatçıyl.T TBTde bir konusjma yapıldı. Çünkü TRT'nin amacı üîkeyi tanıtmak doğM. o?ayı kullanarak yapıian k5tü nrt>gram!an ört bas eımek. Taten Eurovisîon'u düzpuleyen itlkplerîn amacı. kiffldi kiütürieriııi vay gınlaştırmak ve diğrr ülkeleri kcndi ki'ltürîerinc yBklafîtırmak. îîn nedenle de yarışmaya katılışji ülkeleri özçün müzikleriyle dofeil, kendi stanrîartları içinde yarıştırıyoriar» şeklinde ko ÇETtN ALP SESLENDlKMtŞTl Eurovision Şp.rkı Yarısması'nın Tıirkiye finalinde Çetin Alp'in seslendirdi&i «Opera» adlı parça birinci oldu. Çetin Alp: Birînci olmak sucrnus gîbi davranıyorîar «Eleştiriler mantık dışı bir hale geîdi. Gözümle, kaşunîa uğraşıyorlar. Ben yanşmada kazandım. Spor Toto'da onüç"tutturarak birinci olmadım.» 4 Mart 1983 şrüııü ülkemiz ıçin önemsiz sayıirnası gereken bir olay ;.aşandı. Kurovision şaria yanşmasmm Türkiye fınulindtt şarkıcı Çetin AIIJ' in seslendirrJİRİ, Bujfra l'ğur'un bestesi «Opera» birinci old'j. Bu «önemslz» olay, g;dere'c lilkenirı önemli olaylanndan biri dunımurıa geld; ve birînci olraanııı sevinci:ı! yaşnrr.ası ge reken Çetirı Alp'ı n?reacyse Yuh&vL bir bunalınıırı eşiğine kadsr getirdi. Her yıl yirıelenen bu duruınu yansıtmak için şarkıcı Çstin Alp'lB konuştııs. Çetin Bny, Eurovisioıı yaMşm.ilarındii kazanan şarkı lıcr yıl elpştirslir. Siz dc bundan kıırtıslama dıım. Neye bağhyorsunuz hu «epkiyi.,. Bana gösterilen tepkl bin« asınya lcaçtı yalnız.. Ben de sanatçıyım. On altı yıldır müakle vığraşıvorom. Sir şarkı içvn ilk dinleyişte keslnlikls genei bir kanıya vanlamaz. Ama biaim şarkı için bir kere dinleyenler.. Haüi bilemedini2 iki kere dinîeyenîer yaygarayı koparciılar. «Halk beğsnmedi» denildi, KUkünızı küçük gcrmüyoruiii ama «yeü müzik* dediğimiz bır arabesk olayı var. Halkımtz er. çok bu ınüziğe rag bet etmiyor mu? O iamaıs «halk» denilen kim? Ben de teleîonlar aidım. Kakimler, profesörler benl kutladılar. Ama minibüs şoförü bakın yine söylüyorum onlan asla küçük sörmüyonım gazRtelerin yazdığma göre «Opera»yı beğenmemiş. Şimdi hangisi halk bımların'' medl ki... Sonra mtizikçl!C.T beğentnedi derken.. iıan,?i nıüzikçiler? Kazanarr.ryarlar... Ka3ars;ınıayan kisinin san^miyetiııe ne kadar inanıl:r'.' rtaha çok Türfcîye'de «Opera» adlı lıîr şarkmırı kazannıast cle^tirildi. Opcra'nın bize yabancı bir kavram «Idıısu s'ijİRndı.. No var Opera'da. Opera bu fcadar çağdışı bir olay ıru? ÇaSdiPi ise operA ttaldırılsıv T;iri;iye'de Sonra bis opera çavkri söyieTjiiyoruz ki.. Sade™ ariı «Ojîera».. Pop kahpit;rı içinde hafif Batı müziği parıjası... Abba toplalugu «Waterloo» «Jiye bir parçayla birinci olmustıı Hatırlarsınjz. Buni «sî»va<i şarkîsı» rot diyecegiz şimdi. Şark:mn isminnen şarkı hakkmdB, yorum yapıl•nuz. Yapıhrsü o zanian çağdro olar. Biz dedik ki evrensc1. bir parça seçelim. Klas bir şsy olsim. «Sevmemedün» heraton Otelinin «Lo MangaU lokantaşı, I.=tanbul'un en 'lüks' yerlerinrJfîn ve en iyi rnııt faklarmdan biri sayıiıyor, Kap<dan girer girmez sizi genis ve çoî: iyi ışıklandinîmiş bir mekftnda saat gibi işîeyen bjr servîsi gerçekleştıren garsonlar karşılıyor. Yerinizr» yerleşiyorsunuz. Çevredt» tek, ikili veya. grupiar ba linde yemek yiyon yabancılar. ama onlan sayıca gerido bırakacak kadar da Türkler... Orkestra. benim gençliginiin şarkılarmı oaldıgmdan hemen gözüme giriveriyor. Uzun giysili bir hanım. 'ekmek tepsisi' gefiriyor: Çeşitli ekmeklerden îsiedi/>inizi alıyorsunuz. 'Aperitir önerisini nazikçe reddettikten sonra nerdeyr>e pıazete boyundaki bir Tisteden ye meklerinizi ve şarabınızı Beçiyorsunuz. S agıztadıyta Çok değişik yemekler sııııan lüks bir kuruluş: Sheraton 'Le MangaT ttkiü çorbası, konsoree Mulîenne' ve sogan çorba^ sı göze çarpıyor. Çeşitü baiık 'spesiyaliteleri', portıfralh <ifv karidesler ve 'Dîable' usulü dev karides, 'Deniz mahsulleri' sü tununu o'uşturuyor. Türk mutfağı, Adana şiş, ıncik ve döner kebrıplarımn V» nısııa. 'Sışltan piliç' ve 'kaısky" i!e terasi! odiliyor. Aynca 'ızgaralar* bölümünde Şatobriyan, ku«ı pir.jrola, piliç 'Diable' vo domuz pirzolasT, "Spesîyalitelerimiz' bölümünde ise ternedo spesiyaî, kuzu ciğeri 'provençal', 'Osso Buco A l.a Nino* diye bir dana yemeki. biberli biftek ve «sıgır madaTyonlan Vignsron usulü» var. Gel de seç!.. Üstelttc bu yomeklcr iştah açıcı ve ikna edici bir 'tanımlama' İİB birlikte sunulmuş. Fiyatlar? biç sorma,ym.. Çor ba'ar 400 liradaa haşlıyor, mezeler 1000, asıl yemekler 1100'den başlayıp balıklarda 3000'6 kadar çı kıyor. Ben önce bir 'güveç Nep tune' yiyorum. Karides, levıek, midyeden oluşan gratine deniz ürünleri.., Içinda beyaz şarap. baharat ve krema da var. Bunun çok iyi bir yemek oidugo kuşkusuz, ama böy!o bir mutfağa yakışmayacak denli tuz'u olmasına ne demeli? Sonra bir 'Piliç Diable' îiyorum: Sıcak acı biber soslu yarım piliç. Pilicin tadına. yumuşaklığma, acı sosun kıvamına kusur bulmaya olanak yok. Ama bu kez 'garnitür" olarak verilen tearrmsi patatesier. yjno bu çapta bir kuruluşa ya kışmayacak kadar tatsır. tuzsuz. Masa komşum, lis tede olma.yan. ama girişte 'giinün spesiyalitesi' oldııfri yarilı bir 'ördek' yiyor. Tadıyorum: Gerçeklen lez zetli bir yemek. Ama yine de bir zamantar dısaıria fsözgelimi Polonya'da) o denli severek yedigim o portakallı veya kcstaneli ördegin tadmı hulamıyortım. Som*a gerçekten çok çekici bir 'tat!ı arabası' geliyor. Ama halinıiz kaîmsdığı için Le Mangal'm bazılan 'özel* oian tatlılanna rağbet etaıeden birer kahveyle yetiniyoruz. Xefis bir «Sezar salatası» ve bir şişe şarapia birlikfo 8 küsur bin lira hcsap ge liyor, 2 kişi if;in... Çıkışta nazik bir banım bizi geçirerek şeker ve gül ikram ediyor. İste böyle... Le Mangol, Baudclaire'in dizesiyle «Herşeyin lüks, sükunet ve görkem» oldugu ycrlerden biri... Degişik 8gız tadı anyanlar, özeî bir ftrsatı kutlamak isteTenler. çok rahat bir atnıosferde iyi bir yemet'o bu kadar parayı gozden cıkarabîlecekîsr >çin bicılnriş kaftan... Ama saydıaımız birkac •uiak tefek kusuru da düzelttnesi. bu vasını düzeyiyle, fiyatUırıyîa orantıl: gerçek tir 'ağız tadı' merkezi halina getirmesi gcrekme? tni? Le Mangal Restaurant Sheraton Oteli. Taksim, Ingiitare'nin en saygın müzik ödülü Karaian'a veriidi Kültür Servisi Son aylarcia bir yandan klarnetçi Sabine Meyer yüzünden Berlin Filarmoni OrkestnıKi'yla anlaşnıazhğa düşen, bir yandan bir müzik tarihçisi tarafuıdan bir zamanlar NTazi Partisi'ne üye oldugvı öne süriılen orkestra şel'ı Herbert Van Karajan'a, İuiîiltere'nin en saygın müzik ödülünün venlınesi kararlaş tınldı. 1813 yılında kurulan Kraliyet Filarmoni Derneğî, ilk kez 1870'de Ludwig Van Beet hovsn'in yüzüncü doğum yıldönümu dolayısıyla konulan Kraliyet Fiîarmonı Denıeği Altın Madalyası'nm yetmiçmcisinin Herbert Van Karajan'a verileceğini açıkladı. «Artık kazanç düşündüğütn yok. Altı aydtr bu parça üzerinde calışıyorum. Sahne çalış malarını bıraktım tamamen, Parada puîda gözüm yok. İyi bir dercce alayım ve ffeldikten sonra da rahat bir uyku uyuyayım. Tek düsüncem bu...» Şimdi «Mozart» geçîyor çarkıda. size somyorum «:Mozart»m Ttlrkresi npdir? Müzikçiler dc... Satlece halk degîl, müztk adaınları da itirar. ettiler. lîcpenmedMerinî söylediler. • Şunu söyleyeceğim. Bundan altı ay öncesine gidelirri. 'ITîT'de yanşnıaıım ıtoşulları acıklandı. «Seçlci kurul şudur, şunlardır.» di\e. «Bu jüti bîrinci, ikiiici, üçüncüyü saptayncak ve birînci olan Müııilı'e gidecek» dendi. Besteciler bunlan bümiyor^r nuydı? Şartnameyî yeni mi Ögrendiler?. «Halk seçseydl» dıyorlar.. «Halk jürlsl seçeoek» deıı «Bonsuvar Mösyö» demedik Mozart herhalde.. Bunu degiçtirebsîir 7tıısinjz? Vi'ügner. Mozart, Puccini, Hgaro.. B'ın'.ar ÖJ^I isimler. «Bonsuvar mösyö» demsdik. YabaaCÎ laf etmedik. îsim söyJüyoruz. İsimlerin Türtcçesini nü yarat&lım.. Ve şıı acıdır ajTu' tarhte yüz Misur vatandaş canım kay betti. Grizu patlaması oldu.. îks yazarîadan biri 5Diıa?btte Eurovisionti;uj bansediyordu. Bu yılgmli!t.. Mantık dışı bir olay. Bir yazannm <ia «Bcn miİEİkten anlamam ama Le Mangal'tn 'uluslararası' bir mutfağı oldugu listedeıı hemen anlaşıbyor. 'Soguk mezeler'de meze ker\'.im. karides kokteyli. 'stek tartar', kalken patatesi, havynr var. Sıcaklarda 'bourguignonne' usulü salyangoz, ba.harath kıırbajça bar'aklan, şüveç 'Neptune» ve 'saksı kebap' vşır. Çorbalarda kerevît çorbasî, Por 50 YILONCE/qs*sag' .1933 1983Cenevrs 25 (A.A.) Havas MuhabJrinden: Sir Con Simon dün silahları bırakma konferansı koridorlannda ve umum konüsyonun celsesinde göriinmüştUr. Türkiyo murahhaîimn müzakereye müdahalesi, fevkaîfide dikkati celbetmiştir. Türkiye Riurahhası, asker hususatta hukuk müsaraümn Boğaziano askerlikten tecrit edılrmş olan mmtakasına teşmil eöllmesi lüzumımu ileri surmek suretıle mUzakerata yeni bir unsur ithal etmiştir. Umumî müzakeratın pazartesi akşamına veyanut saiı gününe fcadar devaın ecîecegi tahmin euilmektedir. Bu müzakereler csnasmda, doğradan doğruya projenin îasıl tasıl rnüzakeresine rıi geçmek, yoksa paskalya yortulan !?ın rnüzakprelere fasıla vdrmek mi lâ?ım geie TtariMebugün 182?'0£,*fÜ2JSfAr &IİYÜK USTA. LA»/NOANLU£>Wf& VAM &E£rr#C~ MEA/ ÖLDÜ. TÜM *A$AMt BA$A".RI VE TRAJBOI l'KİL£Ml ASAS/NOA G£ÇMİ$Tt. 6£NÇUGİA/ PİYANİST OLAGA/C TAMINIYORt>U. KULAKLAR!Aİ&A BAŞLAYAN ARIZA GiPEXEK ARTTI. 6ESTECİLİĞİNtN ESl ÖNEMÜ Ş ÜNLÜ "COSAL SENFONİ*Şİ SES. LENDÎRÎlDİSİUDBtHtÇ İŞİrMİ. YORDU ARTIK ALKIŞLAKDfğ'M ANLAMAK İÇf'/V YEfZÎNDEN KALM/P t>MLE>'İCİL£££ BAKJUtASl 26 MART Silahsızlanma Konferansı ceğine bir karar verilecektir. Konfeıansuı teknik işlerinin tehiri mea' eiesi yeniden mevzuu baiısolacaktrr. Cenerre, 25 (A.A.) Anadolu AJanaının hustısî muhabiri bildiriyor. Silahları azaltrna konferansmın bugün topîanan rmumî komisyonunda Türk Hcyetl reis vekili Cemal Hüsnü B. aşağıâaki beyanatta bulunmuştur: « Mesaimizin benim ciddî tavsif edeceğim ve bazı Idmselerin de içinden çikua rcaz telâkkî edebilecekleıi müşkttlle» marua kalmış gczuktüğU bir stnda bizzat go lcrek müsbet bir silâh bTakma projesi gctırmek suretile konferansa müsbet yeni bır fsaliyet verdiğînden dolayı her şeyden evvei M. Makdonald'a teşskkür efcmeliylm. 26 MART 1933 Cemal Hüsnü Beyîn nutku
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle