Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 2 Yasalar, en yalm tanımı lle «Toplunıda çıkar çatışmalarını çözüme bağlayarak düzeni sıığlayan ve devletin yaptırını gücüne dayanan kurallardır». Bu tanıma göre, yasaların toplum yaşammdaki önemi kendiliğinden beiirir. Bu öneml daha da belirgin kılmak lçin, bilimsel öftreti ve kuramlar üzerinde durnıaksızın, doğrudan dosruya bugünkü Türkiye çrerçeğinî ele alalım: «Türkiye Büyük Millet Meclisl'nln kurulduğu 23 Nisan 1920'den 27 Mayıs 1960 Devrirni'ne degin tam 7480 yasa çıkanlmıştır. Bu devrimden sonra yasa numaralan «1» sayısından başlatılmış ve 27 Mayıs 1960 7 Evlül 1961 tarihleri arasmda Milli Birîik Komitesi ve Kurucu Mecîis'çe 334 sayılı Anayasa da tçinde olmak tizere 375 yasa kabul edilmiştir. Bu Anayasa'ya göre yapılan seçimîerle 1961 yılı sor.unda yeniden kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce, 12 Eyîül 1930 tarihine değin 2300 yasa yapılmıştır. 12 Eylül'den bu yana lse. 2709 sayıh Anayasa da iç.inde olmak Üzere yaklaşık 425 yasa kabul edilcîiğine göre. 23 Nisan 1920'den bugüne degin. 7480 f 375 '42725 = 10580 yasa çıkanlmış nulunmaktadır. Buna göre Türkiye'de «yasa sonınu», en bnsta. yasa sayısının çokîuğu bakımmdan önem taşır. Ayrıca, yukarıda vcri'en bilgilerden anlaşıldığı gibi, yasa mımaralan, 1920, iflfiO ve 1962 yıilarında olmak üzere üç kez «1» rakarnmdan başlamış olduğu için, bugün ülkemizde «Uden •?375»e kadar nu rnara taşıyan üçer yasa ve (370 2725) rakamlan arasmda numara taçıyan ikişer yasa vardır. Buııdan sonraki ttıtuma göre. ikiz numaralı yasaların sayısı gittilcee çogaiacaktır. O hald? sayılan bakımmdan ikiz veya tiçttz olan yasaları birblrînden ayırdetmek için tarihlerlne bakmak Kcrekecektir. ••• Yasaların doğurduğu bir başka sorun da «yürürîük sorunu»dur: '"özünü ettiğim 10580 yasadan çoğu yürürlük süresinl bltirdiğt için artık uygularaasız duruma düşmüş. bir çoğu yürürîükten kaldırılnıış, bir bölümünün de maddeleri de&işikîik görmüştür. Hangl yasanm hangi maddesi yürürlüktedir. hangisi dcğildir konusu bugün Türkiye'de çoğu kez tartışılan karmaşık bir sorun doğurmaktadır. «Temel Yasalar» deniîen Yurttaşlar Ynsası, Borçlar Yasası. Ticaret Yasası gibl yasalarda bile hukukç.ular. kimi zaman duraksamakta, acaba Maden veya Petrol Yasası'mn filan maddesi Yurttaşlar Ya OLAYLAR VE GÖRÜŞLER ha sağlam, daha aydınlık temelîere dayanmış ve böylece birçok çelişme ve yinelemelerin önü alınmış olur. Tasan ve öneriler yasalaşmca, yeni yasanm bir örneği Adalet Bakanlığı'na gönderiîmeli, oradakl uzmanlar kurulunca kartotekler eğer yapılmışsa değişiklikler yazılarak yasa, sicile işîenmelidir. Böylece her yasanm uzun yıilar boyıınca uğramış olduğu değişiklikler bir tek kartotek üzerinde görülür ve yeni çıkanlan bir yasa eski yasalardan hangisinin hangi maddesini yürürîükten kaldırmak istiyorsa, en sonuna «Bu yasaya aykırı kurallar kaldırılmıştır» biçiminde ieeriksiz bir madde değ!!. örneğin: «Filan sayılı yasanm 12. 18. 23'Üncü maddelori kaldırılmıştır» biçiminde içerikli bir madde konur ve o yasayı uygulayacak olan görevli de ne yapacagını bilir. îşte yasalardaki karmaşıkhğı gidermenin bflimsel yolu budur. ••• Biliyorum. bu saydığım Işi başarmak güctür. "üstelik altı şeritli asfalt yol, borularla birbirine baglı bir fabrika. ırmağı aşıp yolu kısaltan bir köprü gibi, halkm gözüne somut olarak görünecek işlerden de değildir. Arna devlet yapısı, yoilar ve köprüler üzerinde deiiî. sağlam ve şasmaz yasa temelleri üzermde oturur. Bu nedenle yasalardaki karmaşıklık sorunu devlet bakımmdan yasamsal önem taşır. Öneml ve sakmcası sürüp glden işler için zaman söz konusu olmaz: bu îşlere her zaman başlanabilir. Yukarıda anlattığım yöntem ne kadar erken uygulanır ve çözüme bağlanırsa o kadar iyi olur. Atalarımız «Zararın neresinden dönülürse kârdır» demişler. Üîkemizi anar^ik ortanidan kurtaranlann, yasalardaki bu anarşîk duruma da son verecefc bir "Yasama Yöntemi Yasası"m. çok partül demokrasi yaşamına peçmeden önce yürürliiSro koymaian, ülkem^e yapılacak en büyük hizmetlerden biri olur. •** Bugünkü yazuun büyük bir bölümünü «Kaııunlarıraızdaki Karmaşıkhk» başlıkh yazıdan aktardım buraya. O yazı. 12 yıl önce, 10 ocak 1971'de yine bu sütunlarda yayımlanmıstı. Üikemız «çözümlenmemis sorunlar ülkesi» durumunda olduğu için. 1942 yılmdan beri bu gazetede çıkan yazılanmızın bir çogunu, üzülerek söylüyoruın ufaktefek değisikliklcıie güncelleştirip yeniden yayıra lama olanagi var. Bütün dnpgimiz böyle bir olanajon kesinlik'p urtadau kalkmasıdır. 13 MAÎIT 1983 Yasama Tekniğinin Eleştirisi Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU sası'nm falan maddesinl deglştirmlş veya kaldırmış mıdır, gibi sorunlarla karşılaşmaktadırîar. Durum, küçük yasaîarda daha da kar • maşıktır. Çünkü bizdeki yasama teknigi. daha doğrusu «tekniksizîiğiMiin doğurduğu alışkanlığına göre, birçok yasanm sonuna çoğu kez: «Bu kanuna aykırı olan hükümler kaldmlmıştır» biçiminde bir madde eklenir. Yasayı koyan Türkiye Büyük Millet Meclisi veya başka bir organ, o yasa ile yürürîükten kaldırılan kuralları birer birer beliıiemezse, daha doğrusu, kabul ettiğl bir yasa ile hangi yasa veya kuralları yürürîükten kaMırmak istediğîni kendisi bilmezse. bunu kim bilecektir? Yasalar, yargıç, müdür, meraur gibl yetkili kamu görevlilerince uygularur. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin veya yasa koyucu durumundaki yüksek yetkililerin, Jçinden çıkamayjp «8u kanuna fiykırı hükümler kaldırılrnıs.tır» diye kısa bir madde ile iir.tür.dcn atlayıp yarattı&ı karmaşıkhğm İçinden tapu vpya nüfu? memuru, vali. kaymakara veya polis meınuru gibi görevliîeri bir yana bırakmız kiral zaman müsteşarlar. genel müdürler. dahası. yargıç ve avukat gibi hukuk adamîarı bile koîay kolay çıkamamaktadır. Böylece yasa yapma teknlglndeki düzcnsizlik. do&rudan dogruya kamu düzenini Jlgilendiren çok büyük sakıncalar dogurmakta ve resrnl dairelerdeki işlemlerin çok yavaş sonuçlanciırılrnasına neden olmaktadır. ••• Bilindiği gibi yasa tasanları ilgili devlet dairelerinde hazırlanıp Başbakan]ığa gönderilir ve Bakanlar Kurulu'ndan geçtikten sonra da Türkiye Büyük Millet Mecüsi'ne sunulur; bu Meeüs'in komisyonlarmda incelenir ve orada son biçimini alan raetin, Meclis Genel Kurulu'na gönderilir. Tasan, Meclis Genel Kurulu'nda, olduğu gibî veya bir takim değişikliklerle kabul edilirse (sonraki formaliteleri yazrmyorum) artık yasalaşır. Bir de Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeîerinîn bu Meclis'e «yasa önerileri» sunma yetkisi vardır. Bu gibi öneriler de Meeüs'in iTgili komisyonuna yollanır ve genel olarak ilgili bakanhktan bir uzman müdür veya memur çağrılarak, öneri onun yanında görüşüidükten sonra, komisyonca benimsenirse, yukarıki yöntem uyannca, yine Mecîis Genel Kurulu'na sunulur; eğer orada da kabul edilirse yasalaşır. Ne çare ki, bütün bu yasama işlem!eri görülürken yürürlükte bulunan ilgili yasa maddeleri taranmaz ve yukarıda bellrttiğim gibi, yasanm sonuna: «Bu kanuna aykırı hükümler kaldırılmıştır» diye bir madde eklenip. yasa noktalanır. îşte uygulamadak! karmaşıklık ve gecikmeler bu yüzden doğmaktadır. Hoşgörünün Erdemi 7 Mart 1983 günlü Mllllyet'teki köşe yazısına Talat Halman şöyle başlıyor: « YÖK, ünlversite ve ytiksek okullann birinci sınıflarmda verilecek Türkçe derslerinde ö&rencilere yararlı gördüğü yazar ve kitapların listesinl yayınladı. Listede 54 yazar adı ve 100'ü aşkm kitap var. Seçilen ve seçümeyenlcr üzerinde haftalarca tartışma yapılabillr. Sanırmi yapılan seçîmin yankıları uzun süre îşitiîecektir. Şu kadarmı söyleyelim ki, listeye ahnmayanîar arasmda yîrmlncî yüzyıl Türk edebîyatmm en önemli simalarından bir çoğu vardır. Belli ki YÖK, bhtakım siyasal kaygılarla nice yazan eieml.ş.» Saym Halman bu «eleme»ye karşın kimt yazarîara YÖK'ün hoşgörü gösterdiğini yazıyor. Bunlardan. biri Cenap Şahabettin'dir. Ulusal Kurtuluş Savaşına ve Kemaiist eyîeme en ağır biçiınde saldıran bu yazara karşı YÖK'ün tutumunda olaganüstü bir hoşgörünün yaklaşımı lzleniyor. Yine Talat Kglrnan'm yazısmdan aktarıyonun: « 1ÖK diyor ki bakraaym Cenap Şababettin'in eskiden Padişahçı ve hüafetçi olduğuna, İstiklal Savaşı'na karşn geldlğine, Mustala Keraal Pasa aleyhine zchirzcmberck yazıîar yayınladıÇma... Bir yazann siyasal înancı drçil, güzel yaznıası önemlidir.» Cenap Şahabettln ünlü Peyamı Sabalı gazetesinde ihanetin doruğuna tırmanmış bir yazardır. Önemli bir sanatçı olduğunu da sanmıyorurn. eğer YÖK aracıhğıyla şişirilmese bugün kiînse Cenap Şahabettin'i aramaz, okumaz. Edebiyattarihimizîn sayfalan arasmda kurumuş bir çiçek gibi kalan bu kişiyi yeni kuşaklarm okumasında ticden varar görüyoruz? Darülfünun'da edebiyat hocası iken 1921 yılında Mustafa Kemal'e ve Ulusal Kurtuluş Savaşı'na sövdügü için öğrenciler tarafından «fsiîfaya zorlanan» Cenap Şahabettin'in yanısııa bugün «sempatiyle» karşılanan çoğu yazann «irieoio.iik» konumlarmı hiç düşündük mü? Befik Halit Karay ile Refi Cevat Ulunay da Cenap Şahnbetr.rn gibi Anadolu direnme hareketine sövmüşler. Saray'ın ve düşmanm yanmda yer aîavak Kernaüsfieri bir kaşık suda boğmak istemişierdir. Reıik Halıt daha sonraları kendini toparlamış, kimiigtni özeleştiriden geçirmiş bir sar.atçıdır, n.ma Uîunay'in böyle bır erdemi de yoktu. Sonuna ciek içten ıçe hilafete ve saltanata baplı kaîdı. ••• Türkiye'de, «Adalet Bakanlığı» var olalı berl onun kuruluşu içinde bir «\e<jriyat ve Müdevvenat Müdürlüğü» (Yayım ve Derîeme Müdtirlüğti) vardı. Bu «Derleme> özellikle yasa kurallannın derlenmesi amacmı güdüyordu. Sonraları bu MüdürlÜğün «derleme» görevi kaldırıldı. yalnız «yayım> kaldı. Benim bildiğime göre. şimdi ne bu müdürlükte, ne de Hukuk îşleri Genel Müdürlüğü'nde, yürürlükte bulunan ya da yürürlükten kalkan yasa kurallarını eksiksiz ve kesin oîarak gösterecek bir kartotek veya dizin sistemi ya da maddelere göre arama çizelgesi yoktur. Şu halde «yasa koyma teknigi» bakımmdan yapılması gereken ilk 1ş, Adalet Bakanhğmda salt «yasa tasanlarını daba öncekl yasa kurallariylc baftlantı ve ilişkilerî bakımından Incelemek, hanışrî kurallarm kaldınldığını saptamak, kabul edilen yasaları derleylp billmsel dizJnlere ve arama oetveHerine ba§rlamak» ile görevli özel bir daire kurulmasıdır. Bu durumda, yasa tasan veya önerileri ilkin Adalet Bakanlığı'ndaki bu uzmanlar dairesinden geçmelJ, orada gerek öz, gerek sîstem. gerek terim ve dil tutarlığı bakımmdan incelenip. ilgili eski yasalarla uyum sağlanmahdır. Yürürlükteki yasaların, yeni yasa ile değiştirilecek maddeleri abece sırasına göre dizilmiş kartoteklere işlendikten sonra, yasa tasanları ve önerileri Başbakanlığa sunulmalıdîr. Türkiye Büyük Millet Meclist Komisyoniarı bir yasa tasarısı veya önerisi üzerinde aörüsürken yuknnki yöntemlft da OKTAY AKBAL Devrim Tarihi Dersi: 1935 (I) HÜRRİYET GÜNAYDIN Necati Zincirkıran, 11 Mart gün lü yazısında, Zonguldak'taki grizu facia.sma deginiyor ve •Türkiye, ge lişme yolunda hızla yol alıyor. Ancak eski ceketi dar geliyor* diyor. Eğer ülke olarak gelişnıekte kararh isek herşeyden önce önlemler konusunda insan hayatına saygı konusunda kendimizi gellştirmemiz gerektiğini ileri süren Zincirkıran şöyle diyon «Bu kafa ile gelişmiş organlzasyonlan karşılayamıyoruz. Binalar bundan çöküyor, trenler, uçaklar, facialar hep bundan..» Zincirkıran, Batıda kurulan ma den polisinin ocağı sürekli denetlediğlni de bildiriyor ve şöyle ekliyor: «Biz ne yapmışız? Maden polisi olarak Türkiye Maden Dairesi'ni kurmuşuz. Ama kadro verilmediği için boş masa olarak kalmış. 50 60 kişilik kadro belki masraflı bulun^ muş, bugünkü zarar ise para ile ölçülemeyecek kadar fazla. Maden işçisinin hayatı öylesine unutulmu$ ki koskoca Zonguldak Kömür îşletmesi, yaralıları dört beş saat minibüslerde sallayarak İstanbul hasianelerine taşıyor da bir helikopter edinemiyor. Aldiğı tek, tedbir hazır beklpyen tabutlar..» CANI ACÎMAYANLAR... Oktay Ekşi, 9 Mart günlü yazısmda Zonguldak'taki grizu faciasına değinirken »...Ortada bir ihmal vardır. Ortada bir ihmal var ise, meydana gelen olayın adı kaza değildir» diyor ve •Sonımlu kimdir?» diye soruyor. O yörede her gun ortaîama 20 kişinin bir 'kaza» sonucu yaralandığını, her hafta veya her 10 günde bir, l kişinin de öldüğünü belirten Ekçi şöyle diyor: •Demeh ki bu yörede işçi çalıştıran kuruluş ister yeterince ge~ lişmiş bir teknoloji kullanılmadığı için, ister gerekli önlemler almmadığı için kendisine düşeni yapma maktadir.» Yörede meydana gelen bu tür olaylardan sonra «sorumlu» olan kimseye 1921 yılmdan berî yürürlükte olan •Ereğli Havzai Fahmiyesi Maden Amelesinin Hukukuna Müteallik Kanun» hükümlerine göre topu topu 5C0 liradan 5 bin liraya kadar para cezası verilebildiğini de beîirten Ekşi şöyle ekliyor: »Üstelik bu tür olaylarda 'bilirkişi' sıfatıyla rapor hazırlayan yani sorumlu kişiyi tayin edecek asıl bilgiyi veren uzman da, doğruca bu ocaklan işleten kuruluşun personeli arasından seçilmekîedir, Sonuç şu ki, grizu patlamasıyla peh çok insanın hayatıyla oynansa da, atjil sorumluîann canı hiçbir zaman acımamahtadır. Böyle giderse. o bölgedeki kazaları (?) önlemeh mümkün müdür?» TABUTLAR... «tnkılâp Dersleri Notlan* Bir kitap. Solmuş. yapraJîlan kopmufl. Ankara UIus Basımevi 1935. Bir açıklama: «Bu dersler 1934 1935 okulma yılında Ankara ve İstanbul Ünlversltelerinde verilmiştir.» İnkılap derslerini veren Öğretmenın adi: Rccep Peker. Belki bugünkü dilde yazmak daha ıyi, dedira vo Peker'in derslerini o günlerin oldukça ağdaü dilınden bugünün açık. eeçik anlatımma uyarladım. Atatürk Devrimi'nin anlamı nedir? O yıllarua Devlet Partisi CHP Genel Sekreteri, Atatürk'ün yokm aıkadaşı Recep Peker bakm ne diyor bu konuda: «Bu derslerin amacı inkılâp, devrim dönemJnî yaşanıış. o dönemi lıazırlamış tasanlarm ruhunda en güçlü ileri hareket öğesi olan sıcaklığı ve beyecanı, ulusal çalışma yaşamına çıkacak olan genç Türk kuşaklanna aşılamaktır ve enları yaşadıgımız devrim ilkeleriyie yetiştirip göreve hazırlamaktır.» Kitapta yer alan konuları özetleyen bölüm başhklarını vennekte yarar var. înkılâbın manası, hürriyet inkıiâbı, suııf inkılâbı, smıf ınkilâbmm reaksiyonlan, siyasal partiler, siyasal partilerin çeşitleri, muhtehf siyasal partiler, siyasal partilerin tatbik şekiîîeri, istiklâl... Recep Peker'e göre; «Türk devrimtnin genel bakışla görünüşü» şudur: «Devrim, bir toplumsal bünyeden, gfri, egrî, kötü, eski, haîîsiz vo zarariı ne varsa bunlar» birden yerinden söküp, or?îarırı yerine, İ2eriyi, doğruyu, r'yiyî, yeniyi ve faydahyı koymuktır.» Bu tcjnınıiajmadan sonra Peker şöyle sürcürür konuşmasmi: «Fakat arkariasîar, koymak yetej değildir. Onlan öyiece koyduktan sonra büyük bir sıcaklıkla davaya yapnşıp sökülen şeylerin geri dönmcmesini, ko?ıan şeylerin yaşanıasım, yerkşme g;ni sağîayacak bir sistera kurmak vs işîetmek de devrimin değişmez koşuludur. Bu koşul olmadıkça kötülüklerin, gerilikîerin yerine iyi iîişkilcrin ve i'rrlliklex*in konması gelip geçici bir olay değersizlîğine ıner ve eski kötülükler daha geniş bir yıkıcı etKiyle geri cîöner.» Peker'o göre 'devriml bilinçleştirmek* gerekmokfedir, şöyle der konuşmalannda: «Devrimi kökleştirmek görevi üzerinde ısrar edîyorum. Devrinıia sonuçlarını bütün ulusa maletmiş olmak için yurttaşların bu sonuçların getirdiği yaşayışa alıçnuş oîmasını yeter saymamak gerekir. însan, kötü şeye ahştığı gibi iyi şeylere de ahşabiltr. Yeni yaşayışın yalnız aljşıldığı için değil, alışılıp biîinç haİınde sevilmesi ve özümüzde benimsenmesi gerekir. îşte biz, yeni şeylere, doğruluklara, iyiiiklere yalnjz alîşkanhk etkisSyle bağlı kaîmayı yeter saymıyoruz. Onu biîgi ve inanca dayanan bir sevgi i!e bilinç halînde kökleştirmek ve yaşatmak istiyoruz, Bizimki gibi, yaşayış koşullannı baştanbaşa drğiştiren bir devrimin korunması ve ebedileşmesl için ona inananlann bu yola başlarını ve göğüslmni koyacak bir inançla beslenip güçlenmeleri geıeklidir. Yeni kuşak devrime böyle bağlanmahdır.» Yüksek Öğrenim'de. Devrim Tarihi dersierine büyük önem verileceği açıklandı. YÖPİ'o göre 'riovrim' değil de 'inkılâp' diye auılan bu derslerde acaba 1934 35'lerdeki 'devrimci bilinç' yaşatıîacak inı? Recep Peker'in derslerinde çizdigi yol. yöntem ve anlam bugün de en öndo yer aîacak mı? Gençlero Atatürk Devrimi'nin baş özelüğinin. 'ulusumuzun yaşayış koşuîlannJn baştanbaşa değiştirilmesi' olduğu söylenecek mi? Peîîer, başka ülkelerde yapılan 'devrimlert' de öğrenciîere anlatmakta, bunlarla Türk üevriıni'ni karşılaştırarak sonuçiira varmaktır. Peker'e göre bir ulusun herşeydt once gerçekten «tam bagıvnsız» olması gerekir. Turk Devrimi başanlı olmuşsa. bağımsrzîığm] hor «jevin üstünde tuttuğu içindir. Iç sıyasada, dış siyaseda, ordu işlerinde. adalette. kültürde. hazinode. ekonomide 'bağımsı?' olmak, bağımsız davranmak başkoşuldur. «Ba^ınısızJık öy!e dersn bir duyarîık ile korunmak ister ki, küçfVtf bir kenarırdnn ufacık bir mubalatsrzhk onu yok ede cek geniş yoliar açar. Bağımstzhk anlaytşımn iîori oîdu^u bir yurda bu rîuy:rbğın yanında korurma tp.dbirîe.ri rie tamam olmak koşuluyla tecavüz ethiç bir dovletin îıaddi değildir.» dir. diyerek, nıederı işçilorinin geriye kalan aîlelerine yapılması gereken yardımdan sözediyor. »Bütün maden işçilori ve herhes bilmeli ki, Türk ulusu için Ç»'ı şan insanlar, unutuîmaz..» diyen Barlas şöyle ekîiyor. «Maden işçilerinin emek dünyası içindeki yeri, diğer işçilerden farklıdır.. Toprağın altında, yüzlerce ve bazen binlerce metre derinde, doğanın zenginliklerini insanlığın bizmetine sunmak için çalşır madenciler.. Topluma ve ulusal ekonomiye katkîîannın büyüklüğüne oranla yaşam sürelerl kısalır.» Tüm Osmanlı edebiyatı hilafetçi, padişahçı, gerici ideolojiye bağlıdır. Yasakîamak gerekmez mi? Dîvan şiirini cağrlas Cumhuriyet'in hangi Ideolojik, siyasal, «ablaksal» çerçevesine sığâırabiliriz? Ne var kl bu edebiyatı cgrenmeiî ve ögretmek zorundayız. Geçınîşteki yazın sanatımızjn ustalannı okul kitaplarından kovamayız. Buna karşm ylrminci yüzyılın büyük Türk sanatçılannı aforoz elmeye kalkjşıyoruz. Olacak iş mi? Yeryüzünde 20'nci yüzyılın edeblyatçılannı ldeolojik tuturo.larına göre elerneye kalkıştrsak pirincin taşmı ayıklayamayız. Dünya devrimler çağmı yagıyor. büyük romanlar, şiirler, sanat ürünleri, devrimlerin ve dönüşüralerin doğum agnlanyla üretiliyor. Dışarda ve içerde yetişen sanatçı bu yasanm dışmda oluş3maz. Kim, hangi sanatçıya hangi ölçtiyle nasıl yasak koyabilir? Namık Kemal'e yasak konduğu zaman bütün şürlermin elden ele glzliden gizllye dolaştığmı unuttuk rnu? • Talat Halman do£ru söylüyor. Bu alanda «hoşgörib> temel ve sağhklı kuraldır. Hele üniversite düzeyine ulaşmış bir kimsenin kafasma flklrler kahpîaşmış fe.s gibi giydirüemez. Üniversite niçinîere. nedenîere yanıt aranan özgür billm ocağı oimahdır. Başka türlü bir üniversitey! yeryüzünde hiçbir devlet ve hiçbir güç. kuvamamıştır. GÜNEŞ İNSAN DEĞERİ... Ismail Cem, 11 Mart günlü yazısmda.. grizu faciasma değinirken, «Günümüz Türkiyesi'nöe insan etkeni değerini artırmaktadır ama, yer yer ve hâlâ sıradandır, boldur, vazgeçilebilir bir önemdedir» diyor. Görülebildiği kadarıyla. son acı olayı ve benzerlerini yaratan etkenlerin, toplum genelinde geçerli iki özellikten kaynaklandığmı ileri süren Cem. bu iki nedeni çöyîe sırahyor: «însan varlığmm değerini bilebilecek bir geîişme düzeyine toplum sal yapınm da, birey olarak insanın da henüz varamamış bulunmasi. Yönetim anlayı.şı ve organizasyon becerisinde, çagın vo teknoîojln ! n hayli gerisindo kalınmış olması.» İnsan hayan toplumun anîayışında da, bizzat bireyin kendi kalasında da bir 'defrer' oîarak yeterince önemsenmiş değildir.» MİLLÎYET YASA BOĞÜLDUKZ Tıbbm çaresizliğinden sekiz yaşın da yitirdiğimiz kızımız Mehrnet Barlas, 9 raart günlü yazısmda Zon<ruldak'taki gri^u faciasınin Türk uiusunu yasa boğduğunu belirtiyor ve «Türk ulusu, böyle anlarda bir büyük aile gibi birinci yılmda am yoruz. HARÎKA HAMAZAN GÜNER WASHİNGTON POST ALMANYA SEÇİMLERİ ABD'nia en büyük gazeteîerincen «Washington i'ost» Alman seçimlcrine şöyle bakıyor: «Sonuçta Alman lar istikrardan vc uanıdıklan po5itik:.vrian yana oy kullandıîar. Önccki kamuoyu yoklamalartnda, çok sayıtla Aimanın Kohl'ıın ekinı aymdakj iktidara ^f^şi sırasmda diinen purJamento manevraJarım onaylamatli!;ı ortsya cıknîîşti. Ancak şimdi bu durum unutulmıış görünüyor. Dünya vin bu scçiın. atom silahîarı pazar!ı£ının cid'iteşt?gî aniannna getiyor.» L.\ SUtSSK: İsngre'nin p'ransızca konuşulan kesiminde çikan La Suisse'in yorumu: «rî;stı Alınan seçim'orinfle yenUftiye uinay > hîıi var. Adı da \\ır\ Ar.U. n ropov. Anüropov Srssya! Den'.okrat aday Kans • Jochen Voael'e >atî.nm yapnuştv Wov\et lideri için Vogel, Amerikan füzelerinin yerlcştiirîmesine kayıtsı/ şartsız pvet dpmeye hazir «İmayan kiş'yîli Snnuç NATO îçün huzur vcricîrilr.» «FRANKFURTER RÜNUSCHAÜ»: Ffdera! Almanytı'nın So^yîd D..mok rat eğilimii «iizetesi «Frankfurfer Kundsrhau»: «Hiir î.»emo!îrat!arın baş^.nsı bîr «îürpriz Onlardîi eski ^oMtika mekaniz masi her ortamda işliyor çaliba. Bu partinln projjrranni kan kaybmdan öldıV Sü ha'de ve hüviik bir dejrs'mîe temfc Ij deçiştigi bakle, çok sayıda yııvtta?. Hiir nrmokrat'ıra 'hüknınctJn frenî' görevini verdi. Hür Demokratlan CDU/ CSU'nun toplumsal programuiı bile fazla üerici bulan, mutlakiyct rejimine bîle razı bir kesira kıırtardı.» «KÜRİERı» Avusturya'nın «Kurier» gazetesi Ye şiller'le ilgileniyor: «Yeşiller parlamento üe yurttaş ha reketi derpekleri arasmda bir köprü olarak siyaseti ekşitecek bir maya olabilirler. Fakat sokaktan gelen baskıya seçınenîerin onlara tanıdığından daha fazla ağırbk kazanmaya cahşırlarsa, diğer çîiçlerle çaüşmaları kaçmılmaK. Başbakan Helmut Kohl pazar günü aîdığı halk desteaiyle böyle bir tehdidin üstesinden gelebiür.» WASHİNGTON POST ruıın artması, istihdam ediünesl gerekenlerin sayısmı arttırdı. Avrupa II. Dünya Savaşı sonrasında sosyal jjüvenli|e önem verdi. Zenginliğinl sefalete karşı önlem almak i(;in laıllandı. Sosyal güvenîik harcanıalarü ve bunlann ödenmesi için gereken vergiierle İnsan çalıştınlmak frünümüzde oldukça pahalıya maloluyor. Korumacilık politikala. rı yüksek ücretlsrin düşünülmesini önlüyor Bu açıdan Belçika ve Hollanda en uç ömekleri oluşturuyor. tki ülke, son on yılda, üretimlerini çok yüksek düzeylere çıkardı, ancak her Ikislnde de işsizJfk oranı yüzde 15 dolaymda, Sorunu gidermenin bir yolu sosyal ve ekonomik korumacıhktan vazgeçmek demektir.» Isîanbul Hukuk Faküîtesi Dekanlığmdan Faküitemiz Özel Hukuk, Kamu Hukuku, Maliye ve Ekonomi Bölümlerine bağlı aşağıda adlan yazılı Anabilim Dalîanna 2547 Sayıh Kanunun 32'nci maddesi uyannca «Araştırma Görevliîeri. alınacaktır. Adaylann Yabancı Dil Sınavı 4 Nisan 1983 Pafcartesi günü saat 10'da Ünlversite Merkez BinaBinda yapılacaktır. İstekliierin smavma girecekleri Yabancı Diîi bejırten bir dilekçe ile 28 Mart 1983 günü akşamma Kadar Dekanlı&ımıza başvuriTiaları ilân oîunur OZEL HUKUK BOLÜMÜ Almacak Araştırma Anabilim Dah Gorevlisi Sayısı Medeni Hukuk Devletler Özol Hukuku Roma Hukuku KAMU HUKUKU BOLÜMÜ Anabilim Dah Medeni Usul ve îcraîflas Hukuku Anayasa Hukuku Ceza ve Ceza Usul Hukuku Deniz Hukuku Hukuk Felsefesi ve Sosyolojîsi MALİYE VE EKONOMl BÖLUMÜ Anabilim Dah 4 3 4 | İŞSfZÜK VE AVRUPA Washin«'ton Post» gazetesi. işsisiik sorununu ele aldığı yazısınc'.a, Avrupılılann konuj'a, Amsrikalılardan daina karamsar baktîklarını belirtiyor. Avrupalıî'irın özellikle Fransızlann ışsizîik karşısındald tavırlannın son giin lerdski siyasal îçelişmsleri önemli dere oede etkilediğini belirten yazj özeUe şöyle devam ediyor: «Fmnsa'da sosyaUst hükiimet yaklaşık îkiyıl önce Jktîdara ReldiŞinde en önemli sorun işsiz î'kti, ve hiikümct bunu çözmeye calışdcaâ'inı söyîüyordu Şimdlyse işsizîik Ur marrnaya devam ediyor. S«m beîediye seçimîerinîn de ırösferriiği jribi. seçmen ler bundan hoşlanmıyor. Avrunablarm !;urdu!î!arı ekononıiler oldukça üretken, ?r»cak fle&işiklice nyamayrjeak k^dar da !ratı. Yenî tş yaratamıvorlar. Rir sektörd» mevdana ?elen ifşsî^ük. nemivor. Yeni imkanı îstîhrtam mazken, 1960'lar sonrası üoğum oranla. FİNANCİAL TİMES «Financîal Times» gazetesinde Arjantin konulu bir yazıda, üikede demokrası.ya gegilmcsi haîinde istikrarın sağîanmasır.da önemH bir adım atılabileceği belirtîliyor. Yazı şöyle devam ediyor: «General Reynaldo Bis^ıone, çenel seçimîerin 30 eirimde vapılacajiînı açıkladı. Seçfmlerden soura, Öniimâzâcki yıl si^rii yönttime geçilecek. Arjaııtin'de siyasni arenaya baktığıımz da .generalleriu her zaman sîvil yöne«îme irfn veraıeyeblleccklerini göriirüz. Arjantln'de üç kuvvct komutanı iil kenin jrerçek cfendisidfr. Seçimlerin ırcrçfkleşmesj haJfnde ülkp. T976 darbe sînden sonra ilk kez sivil yönetfme ka\uşmıış n'(acak Sivî! yönetim. iilhedc | siyasal istikrarın sasîanması için önem ] U bir adım oîabileccktir» • ARJANTİN VE DEMOKRASİ 3 2 3 2 4 y ve Vergi Hukuku Ekonomi (İktisat Fak. Mezunu, Doktora Tercih Sebebidir). (Basın: 14631) 1173