20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 1 «Bu olay, Türkiye'nln Batılılasmak ve Batı dünyasının eşit haklı iiyesi olmak yolunda yüzelli yıldan beri harcadıgı gayreüerin en kati admıı ve semereli neticesidir.» «Bu anlaşma îie işsizlik önlenecek, fiyat artışları duıacaktır.» «22 yıl dJşinizi sıkın Ortak Pazar refah ve saadet getirecek.. Akltna csen elini kolunu sallaya sallaya Roma'ya veya Paris'e gidip beğendigl herhangi bir otomobili, permîsiz, giimrüksiiz getirebilecek.» ukarıdaki ifadeler Türkiye'nin Avrupa Ekonomik Topluluğu ile 12 EyJül 1963 tarihinde imzaladığı ortaklık anlaşmasından sonra Türk basınında yer alan yüzlerce demeç, haber ve makale başhğından çıkarılmış olan yalmzca bir kaç örnektir (1). Bu ifadelerden de anlaşıldığı gibi o tarihlerde Türkiye'nin AET ile olan ortaklığı çok çeşitli yönlerden ve hep Türkiye lehine değerlendirilirken. bu ortaklığın ilerde yaratabileceğî muhtemel ekonomik sorunlara değinen habor ve makale yok denecek kadar azdı. Oysa anlaşmanın imzaianmasmdan 20 yıl geçtikten sonra, ne elimizi kolumuzu sallaya sallaya Paris'e gidip araba alabiliyoruz, ne de Türkiye'nin istihdam (işsizlik) sorununu çözebildik. Bunlan, son günlerde basında yer alan «serbest bö!geler»le ilgili haberleri izledlkten sonra, ister istemez hatırlamak zorunda kaîdım. Kanımca, tüm Türkiye' nin serbest bölge haline gelmesini isteyenler her şeyden ünce üretim serbest bölgeleriyle, ticaret ve transit serbest böl geleri arasmdakl ayrımı îyice kavramak zorundadırlar. Serbest bölge uygulayan ülkelerin ekonomik dttzeyine lmrenenlerin 1980 yılmda Singapur'un 5, Malezya' nra 4, Güney Kore'nin Ise 3.5 milyar dolar dış ticaret açığı verdiğini gözden uzak tutmamalıdırlar. Serbest bölge uygulama sına geçmede Türkiye'nin geç kaldığmi ileri sürenler, serbest bölge kuran ülkelerin buralara daha i'azla yabancı şirket çekmek için. Işçi ücretlerini düşük düzeyde tutmaya çahştıkiannı bu nedenle de bu bölgelerde sendikal faaliyetlere izin vermedlklerl gibi. çocuk ve kadtn Işçüe OLAYLAR VE GÖRÜSLER üyesl bulunduğu ÎCFTU (Uluslararası Hür Işçi Sendikaları Konfederasyonu) serbest bölge uygulamalarım kuşkuyla karşılamakta ve tavır almaktadır. Bu açıdan Türkiye'de serbest bölge kurma hazırlıklarınm yogunlaştıgı şu günlerde Türkİş'in bu konudaki görüşleri ayrıca önem kazanmaktadır. Kanımızca üzerinde durulması getekü bir başka. konıı. uygulamanın toplumsal yönüdür. Serbest bölge uygulamasının, bölge halkının yaşatn biçimi ve değer yargılan üzerinde meydana getireceği muhtemel olumlu ve olumsuz etkilerin de öncelikle hesaplanması ve yararmaliyet karşılaşürmasına katılması gerekir. 25 ŞUBAT 1983 Serbest Bölgeler Konusunda Bazı Hatırlatmalar Ulkemizîn bugün ulaşiığı sanayileşme ve leknoloji düzeyi gözönüne alındığmda, kalkinma umutlanmızı serbest bölgeye bağlayacak yaklaşımlann da gerçekçi olacağmı kabul ctmeye olanak yoktur. Para Politikası? Ulaştırma Bakanı Prof Dr. Mustafa Aysan'ın «Atatürk'ün Ekonomi Politikası admda bir kitabı var. 198ü yılmda bu kitaba yazdığı önsözde saym Aysan, Atatürk'ün ekonomi politikasmı «En büyük Cumhuriyet Devrimlerinden biri olan ekonorai devrirni» diye nitelemektedir. Aysan'a göre dünyada. «Kapitalist, sosyalist, ve Kemaiist ekonomi doktrinleri» vardır. Bilimsel açıdan tartışmaya açık olsa bile Prof. Mustafa Ay. san'ın yaklaşımı böyledir. Sayın Aysan diyor ki: • Atatürk'ün yarattığı ekonomik ideolojtairı en özlü ifadesi 1936 yılında yaymlanan ikinci sanayi planınm önsözüne yazdığı şu sözlerin içindedir. »Türkiye Cumhuriyeti devleti Türk vatanında asırlardan beri ferdi ve hususi teşebbüslerle yapılamamış olan şej'leri bir an evvel vapmak îstedi ve Körüldüğü gibi kısa zanıanda yapmaya muvaffak oldu. Bizim takip ettiğimiz yol görüldüğü gibi liberalizmden başka bir sistemdir.» Atatürk'ün ekonomik politikası. kuşkusuz Iiberalizm değildir. Mustafa Aysan, Atatürk'ün «Vatandaş için Medenî Bilgiler» kîtabma şunlan vazdığını belirtiyor: Liberalizm nazariyatı bu momlekeün prüç anlıyarağı bir şeydir... Devletçllikten vazgeçip her nimeti sermayedarlann faaliyefinden beklemeye terk elmpk, bu memleketin anhyabilececri bir şey midir?» Ancak benim bu yazımda üzerinde durmak İ3tediğim konu Atatürk'ün para politikasıdır. Atatürkçü yönetimin parn politikasında iki dönem vardır Prof. Aysan. bunu güzel özetlemiştir. Birinci dönem 19231929 arasıdır. Lozan Andlaşması'nın ekonomideki bağlayıcı koşullanndan Türkiye 1929 Ağustos'unda kurtulabilmiştir. Ulaştırma Bakanı Aysan'ın deyişi ie Türkiye'de uygulanan dış ekonomik iüşkiler politikası 19231929'da dünyanın hemen hiçbir ülkesinde olmayan derccede liberaldi». Sağlam para politikasına ancak bu zoraki liberal dönem sona erdikten. Lozan Andlaşması'nm ekonomideki bağlayıcı hükümlerinin kalkmasmdan sonra olanak sağlanmıstır Atatürk vabancıların elinde bulunan Osmanlı Bankası'nın pençesinden merkez bankacılığını kurtarmış ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'm kurarak ulusal para politikasmı yürürlüğe koymustur. Sonuç ne olmuştur'? Prof. Aysan. bu sağlam para politikasımn arkasında Atatürk'ün güçlü iradesî vardır dedikten sonra durumu şöyle özetliyor: « Türk lirasının İngiliz stprüni karşıspndaki değeri İstiklâl Sava^ı vc onu izloyon dönemde 1930 yılına kadar dpvamlı düşmüş (Sierün 1319da 381 kuruş iken 1930'da 1032 kuru.s) ama ontian soııra sürekli değer kazanmıstır, (1930'da 1032 kuruş iken sterlin 1938'de 616 kııruşa düşmüştür.) Olafeanüstü koşullar altında geçen 1919 ve 1920 v'Harı incpleıne dışı bırakıldığı takdirde. 1921'deki 605 kurııs ile 1938'deki 616 kuruş sterlin hemen hemen aynıdır.» J;;te Atatürk. Türk parasmın değerini böyle korumuştur. Gelelim şimdiki duruma: 1980'do 47 lira olan Amorikan Doları bugün 200 liradır. (Serbest piyasada 225 lira.i Atatürkçü ekonomi politikanm temel ilkesi saydığı «sağiam ve güçlü para» polit.ikasıyla bu olumsuz durumu hükümetin Ulaştırma Bakanı nasıl bağdaştıracaktır? Y Doç. Dr. Cem ALPAR rln çalışmalarına göz yumulduğunu hatırlamak dunımundadıriar. Bütün bu hatırlatrnalardan sonra Türkiye'nin serbest bölge uygulamasına geçmesl halinde, katlanacağı maliyeticr ile sağlayacağı yararların neler olabileceğini araştırabiiiriz. da, bölge tıcaretinln Türkiye'de yoğuniaşmasından dolayı sağlanacak ek yararları da besaplamak gerekir. Üretim serbest bölgelerinde ise, Türkiye'nin ucuz işgücü sunaraîc yabancı şirketleri çağıracak mıdır, sorusuna beklenen yanıtmm ne olacagıdır. Burada kurulan dışsatıma yönelik endüstriler, Ortadoğu pazarlarına girmeye çalışan Türk sanayi ürünlerine rakip oimaz mı?. Yabancı şirketlere verilecek ödünler. ucır/ kredi, enerji düşük oranlı kurumlar vergisi gibi, yerli şirketler karşısında yabancı şirketleri dolaylı yoldan uluslararası pazarlarda daha da güçlü kılmayacak mıdır?. Türkiye serbest üretim bölgelerl uyeulamasına geçerse mevcut mali yasalai yeniden gozden geçirilmelidir. Çünkü Türk Parasını Koruma Kanunu ve buna bağlı öbür bildiriler döviz işlemlerine önemll sınırlamalar ve kararlara uymayanlara ağır cezalar getirmiştir. Üretim serbest bölgeleri için yarar maliyet analizi yaparken, bu bölgede yaratılacak katma değerin ne oranda Türkiye'de kalacağını gözönüne almak gerekir. Açıktır ki, Türkiye'den serbest bölgeye yollananişgücü ve öteki girdilerin miktarı arttıkça üretim sonucu Türkiye'de kalan katma değer de artacaktır. Üzerinde durulması gerekli bir başka nokta serbest bölgede calışan işçilerin sendikal haklara sahip olııp olmayacağıdır. Dünyadakl uygulamalarında sendikal haklnr kısıt'.andıgı için, Ttirkîş'Sn Sonuç Türkiye'de özellikle (iretirn serbest bölgelerinin çok sayıda kurulnıasını önerenlerin görüşlerine de katılma oîanağı yok. Emekyoğun teknolojiye dayanan ve salt ihracata dönük endüstriler dünya topludurumuna (konjonktürüne) karşı cok duyarlı olacaktır. Dünyada meydana gelece.k bir ekonomik bunahm istem kısılması önce bu tip endüstrilerin mallarına karşı yönelece&inden, dışsatım gelirlerindeki ani daralma nedeniyle ulusal ekonomi bundan büyük ?,arar görecektir. Ayrıca, Türkiye'nin bugün ulaştıgı sanayileşme ve teknoloji dü?eyl gözönüne alındıftında. kalkmma umuUarımra serbest bölgeye bağlayacak yaklaşımların da gerçekçi olacağmı kabul etmek olanağı yoktur. öyle sanıyorum ki, buraya kadar yaptıftım hatırlatmalar. serbest bölge uyguiamasına. çok dikkatl! ve aceleci olmayan bir şekilde yaklaşmamız gerekti&ini ortaya çıkarmaktadır. Tersi bir tutum. aynı Ortak Pazar üyeliüinde oldugu gibi. aradan bir süre geçtikten sonra fieriyp döniip kendimizi eleştirmekten başka bir yarar sağlamayacaktır. <l) Molnnet Ali Birand. Bir Pazar Hikayrsi, Mtilîvpf Vaymlari 1978. Serbest Bölge Kurma ve Sorunları Serbest bölgelerl ikiye ayırabiliriz. Birinci tip serbest bölge daha çok transit taşımacılığına hizmet veren bir serbest liman olarak düşünülebilir. Yabancı ve yerli firmalara ait gemiler yararlandıkları serbest liman hizmetleri karşıhğını döviz olarak öderler. İkinci tip olarak tanımladığımız üretim serbest bölgeleri bundan çok daha farklıdır. Yabancı şirketler bu bölgede ihracata dönük Üretim yaparlar. Ancak bu üretlmin özelliği, ucuz işgücü ve enerji, su gibi bazı temel girdiler dışında üretim için gerekli tüm ara mal ve hammaddelerin dışalım yoluyla dışardan karşılanmasıdır. Serbest üretim bölçelerinde bu montaj üretlmi kolaylaştırmak için özellikle gümrüklerle ilgili verçi yasaları ve öbür bürokratlk düzenlemeler kaldırılır. Transit serbest bölgelerin kurulması için, ulaşım, haberlesme, gibi alt yapı hizmetlerinin tamamlanması gerekir. Burada Türktye acısmdan yarar maliyet analizi yapılırken bu harcamalar karşıs'.nda elde edüecek dövlz gelirleri yanm İIIİT OKTAY AKBAL Ibretlik Bir Olay (saglık Üşümek rıedir? Neden üşü ruz? însan bedeni normalden daha düşük ısılı bir ortama girdiği zaman ısı kaybı sorunuyla karşıla^ır. 18"25° arasmda ısınmış ortamlar insan bedeni için normal ısı h ortamlardır. Soğuk bir çevreye girdiği zaman insan bedeni ısı kaybını önleyici sistemleri harekete geçirir. Bu sistemlerden birisi de de ri yoluyla ısmm düzenlenmesidir. Isı kaybı m önlemek için hemen deri ve derialtı damarları büzülür. buralara gelen kan akımı azaltıhr, böylece ısı kaybı azaltılmnj olur. Üşümek, daha düşük ısih bir ortama giren insan bedenînin deri voluyla uyanlmasıdır. Bu uyan sonucun da ısı kaybını önleyici önlem ler ahnır. yöneten ErdalATABEK Neden iisüriiz? idrar ve solunum yoluyla ısı kaybı arttınlır. Bütün bunlar mcrkezi sinîr sistemindeki bir "termostat» sistemi tarafmdan düzenlo nerek beden ısısı sabit tutul maya çalışılır. •Hürriyet şimdilik haftada bir kere bu boyda çıkacak ve içinde Cemiyetin esas maksadı olan meşveret ıısulünün kurulmasına uğraşılarak, Osmanlılara âair her türlü konu ve haberin, vatana mervfaat sağlayacah şekilde eleştirilmesine çahşacaktır. Yeni Osmanhlar Cemiyeti taraftarlık ve garezkârlıh şüphelerinden masun olduğu için bu eserinde de kiınse. şahsi hayatı dolayısıyle ne meth olunur, ne kusurlandınlır. Yalnız. söz gelişi, icap ettikce me~ murlarm vazifeleriyle ilgili halleri, tabiatıyle meydana konulur. İşte gazetenin tuttuğu mesleh budur.» ^ Yjl 1867'dir. Yeni Osmanhlar Cemiyeti'nin Paris'te yaymlamaya ba^lattığı 'Hürriyet' gazetesl bu açıklamayla seslenir. İlk sayıda Namık Kemal tarafından yazıldığı bilinen başyazıda şöyle denilmektedir: «Yeni Osmanhlar ki. eski Osmanlı şanir mn yenilenmesine çahşanlardır, zülmün ne kadar düşmanı iseler fitnenin anarşinin de o kadar düşmamdırlar. Sultan Süleyman zamanındaki feyz ve ikbali isterler. Ama bu asrın gerehtirdiği intizam ve medeniyet içinde ararlar. Buna çare, Adalettir. Adalet, Osmanlı topluluğunun mensuplannın eşitlik haklarıyle meydana gelir. Eşitlik hakkı ise akla ve nakle tam manâsıyle uygun olan meşveret usulünü danışma ve müzakere temin eder.» 'Hürriyet' gazetesinin Osmanlı ülkesinde yayılması, okunması Abdülaziz yönetimince yasaklanmışti. Ama o KÜnlerde Beyoğlu'nda, Tünel'in karşısına düşen bir kitapçı dükkânında bu gazeteııin vitrinlere asıldığı ve gelip geçen yurttaşlar tarafmdan dikkatle okunduğu biliniyordu. Yasak bir gazeteyi Fransa'ya sığınmış Namık Kemal ve Ziya Bey sonra Paşa ve arkadaslarmın yayınladıkian 'Hürriyet' gazetesini vitrinine asacak kadar korkusuz bu kîtapçı kimdi? Bu işi nasıl başanyordu? Fransız yurttaşı Mösyö Coq'du bu kişi... Yaşı sekseni geçmişti. Napolyon Bonaparte ordulannda savaşmış eski bir askerdi. Yıllardır İstanbul'da yaşıyor ve Tünel'de bir kitapçı dükkânı işletiyordu. Fransız postası tarafmdan Türkiye'ye getirilen 'Hürriyet' gazetesinin iki sayısını önlü arkalı olarak vitrinine takan işte bu Mösyo Coq'tu... Boyoğlu Mutesarnfı Fikri efendîye Bakanlıktan bir emir gelir. Bu yasak gazeteleri asıldıklan vitrinden indirmek gereklidir. tki memur gider gazeteleri sökerek çıkanr. Fakat seksenlik kitapçı Mösyö Coq kıyameti kopanr. Kapitülasyonlara göre yabancı uyruklu birinin dükkânına zorla girilmez. Mösyö Coq bu durumu Fransız elçiliğine bildirir. Beyoğhı Mutesarnfınm kcndisinden özür dilemesini ister. Coq'a göre. dükkftnımn vitrinine astığı gazetelers Osmanİ! hükumeti kanşamaz. onlan kimse yorinden oynatama7! Elçi Mösyö Bourr6e. Jön Türklsrin koruyuculuftımu benim^eyerek durumu bir yazı ile Hariciye Ne?aretine bildirir, kitapçı Coq'dan Ö7Ür dilenmeli ve diikkânırıdaki işlere hiç mi hiç kanşılnvirnahdır... Ebuzziya Tevfik 'Yeni Osmanhlar Tarihi'nde bu olayı anlatıp. şnylo diyor: «Her ne hadar Osmanlı şanım kırıcı hallerden idi ise de, ürümesini bilmvyen köpeklerin sürüye kurt üşürmesi gibi ve dolâyısıvle Yeni Osmanlıltinıı sikâyet ettikleri idare feölülüklprini ispat cden hallerden bulunmasından doInyı qençler için sevindirici olmuştu.* Yani, yabancı devlet uyıu&u bir kitapçı yasalara meydan okuyabiliyor, dovie1.i:! bir yöneticisini kendisinden ö?ür dilemeye çağırabiliyor. bu da o dönemin ilerici eînç!i*ince olumlu bir iş sayılabiliyormuşî Yabancılann korumacilıgma sîğınara'k elde edilen bir özKiulük nasıl bir özgürlük olacaktı. bunu ileride yaşanfırak olaylar EÖsterecekti. Meyse. bir eiin sonra Mutesarnf Fikri efendi F"ansız elcüiğino gider. elçinin yanında kitapçı Möîyö Coq'dan özür dilor. Artık Tünei ba<jindaki kitopçı dükkâmnın vitrinlerine Yenî Osmanhîarm ga7.eto=.i ralıatlıkla asılacak. Kelen geçen Narnık Kerml'irt. Ziya Bey'in özgiirlukçü yazılannı okumak olanasrını bulacaktır. Ama bir süre sonra Osmanîı yönetimi buna dn care bulur. Köse başlarına bir iki görevii diker. kim vitrindeki 'Hürriyet' gazetelerini okuyorsa, yakapaça karakollara sürüklenir. Bir süre sonra depil dükkânın önünde durııp gazettjlere bakmak. sokağırı o yanından geçmek bile belalı t.ehlikeli bir iş haline gelecektir. Son günlardft yakm tarihimizle ilgili kitaplara daldım 'Yeni Osmanlılar Tarihi' bunlardan biri... Nice ibret, verici olay var yakm tarihimizde. Türk ulusunu sorçek bajrımsızlığa kavuşturan Atatürk' ün büyü!;K'5;ü bir ke? daha ortaya çıkmıyor mu? Tarihi iyi bilmeliyiz. geçmişimizi bütün gerçekleriylo görebilmeliyiz. ki yannlarımızı bu deneyimlsrin avdınlığmda kurabilelim. güzel gelecekiere ulaşabilelim. Neden en çok el, ayak üşür? Yalnız el, ayak değil, kulaklar. burun gibi üç noktalann daha çok üşümesi bu ralardaki deri ve derialtı kan akımınm ısı kaybını önlemek için büzülmesine bağlıdır. In san, soğukta beden yüzeyini azaltmak için ellerini büzer, boynunu içeri çeker. Kansızhk daha çok üçümeye yol açar. Kansızhk, yani alyuvarların ve kan demlrinin eksikliğinde üşüme daha erken olur. daha belirgin dir. «Ayağınt sıcak tut, bagmı serin» sözü genel olarak doğ rudur. Ayakların sıcak tutuL ması mutlaka gereklidir. Çün kü ayaklar yerle de temas et mektedir. Ancak 6oğuk havalarda baçın da korunması gerekir. özellikle saçlı derinin dısında kalan ense. boyun, gibi bölgeler çok üşür. Ensenin, boynun. hatta saçlı derinin soğuktan korunarak ısı kaybınm azaltılması doğrudur. Kalm tek giysi mi, aynı kahnlığı sağlayan iki giysi mi daha çok ısıtır? Giysilerin ısıtıcı özelliği, beden ısısını koruma özelliği ne bağlıdır Bedeni ısıtan giysi değildir. bedenin kendi ısısıdır. Tek kalın kazak yerine. aynı kahnlığı sağlayan iki kazak daha çok ısıtır. Çünkü. iki giysi arasmdaki hava tabakası ısı kaybını önlemede yardımcı olur. Alkollü içkiler üşümeyi önlemede yardımcı olur mu? Bu kanı yaygındır. Hatta, soğult havalarda konyak. ya da konyakh çay (punç) içil mesi önerilir. Oysa. yaygın olan bu kanı yanlıştır, Alkol, bedeni ısıtmaz. Alkol ahndığı zaman deri damarları açılır. Üşüme duygusu aza lır. ya da kayboJur. Ancak IFI kaybı da artar. Bir süre alkolün etkisi geçince. insan eskisinden daha çok üşür. Al kollü içkiyle ısmmaya çalışmak. odanın döşemelerini vakarak ısınmaya benzer. Ancak, acil durumlarda kısa bir süre için çabuk ısm mak gerekirse alkollü içküer kullanılabilîr. Bunun dışında alkolle ısınmak düşüncesi yanlıştır. Açlık, üşüme duygusunu arttırır mı? Evet arttırır. Soğuk hava Iar4a özelükle enerji veren çabuk enerji veren besinler vararlıdir. Karbonhidratlar f.atlı yiyecekler. çabuk enerji ye dönüşerek kaybedilen ısı nın yerine konmasma yardımcı olurlar. Tok insan daha az üşür. Beden ısısı nasıl düzenlenir? tnsan. beden ısısını belirli sınırda koruyucu sistemlere sahiptir. Eğer ısı düşerse, he men ısıyı koruyucu önlemler aîır. Deri ve derialtı damar lan büzülür. (Insanın soğuk ta rengi beyazlaşır), idrar ve solunum yoluyla kaybedilecek ısı azaltılır. Eğer bu önlemler yetmezse, metabolizma hızlanır. yeni ısı üretilir Cinsan soğukta hareket etmek ister, dolaşım hızlanır). Bütün bunlar ısı kaybına kar şı önlemlerdir. Tersine. çevredeki ısı artarsa, deri ve derialtı yoluyla ısı kaybedilmesi için darnarlar açılır, terleme artar. \f, Kış günleriııde: Pekmez OGUK kış günleri, insanlarm kalori gereksinmesini artınr. Isınma gereksinmesi yanında hareketin gerektirdiği kalori besinlerle alınır. Kış günierinde iştah da, kalori gereksinmesi nedeniyle açılır. Besinler yoluyla alınan kalorinin iki önemli kaynağı yağlar ve karbonhidratlardır. Ozellikle, tath yiyecekler yoluyla ahnan karbonhidratlar enerji gereksinmesini karşılayan besinlerdir. Çocukların da çok sevdigi tath yiyeceitlerin hangilerinl yeğleyelim. Kalori dışmdaki besin değerlerine baktığımız zaman, yiyeceklerin birbirinden çok farkh olduklarını görüyoruz. Örnek olarak üç tath yiyeceği, reçel, bal. pekmezi ele alalım. 100 gramındaki kalori değeri olarak: Reçcl 319 kalori Bal 315 kaiori Pekmez 293 kalori verir. Kalorinin hemen tamamı karbonhidraîtan CGlir. Balda 0.3 gram protein, pekmezde 0.1 grarn yağ vardır. Bunlar önemli değildir. Mineral deşerleri olarak. Kalsiyum (mg.) Denür (mg.l Maliye Bakanlığından Bildirilmistir • Ha^inece üç yıl vadeli Devlet îç Borçlanma = = lahviİleri ihraç olunacaktır. jj LJÇ yıl vadelî tahvîller yıilık °fa 33 net i'aizli g olup, aîtı ayda bir faiz ödenıelidir. g 28 Şııbat 1983 pazartesi gıinti satışa sıınıılarak g 14 Mart 1983 pazartesi günü akşanıı satışa g son verileeektir. M §1 Tahviller Türkiye Curahurîvef Merkez g ile Anadolu Bankası Merkez ve Şubeİeriııde 1 j satılacaktır. H 1 Kamuovuna duvurulur. 13S51 871) S Reçel Bal Yok 15 Yok 08 Pekmez 400 10.0 Vitamin değerleri bakımmdan: A vit. B? vit. B2 vit. Niasin C vit. Rccel Yok 0.20 ... 0.20 ... 0.8 ... Yok Bal az o.oi ... 0.07 ... 0.2 ... 4 Pekmez Yok 0.04 ... 0.15 ... \A ... Yok Bu karşılaştıiTnalar bize. genellikle üzüm sularııiın kaynatılmasıyla yapılan gelenekse! «pc/zmez»imizin iyi bir besin kaynağı olduğumı gösteriyor. iki yemek kaşığı (20 gr.) pekmezde 2 mg. demir, 80 mg. kadar kalsiyum vardır. Her iki madene de çocuklanmızın olsun, büyüklerimizin olsun gereksinmesi var. • Kar helvası» denilen helva da, temiz karla pekmezin karıştınlmasıyla yapıhr. Kar lıelvasmı bilmem ama. pekmezi soğuk kış günleri nin çok iyi bir besini olarak öneririm. Pek çok çikoiatalı ürunün bo! reklâmla tanıtıldığı günümü/de. hele hele onlardan çok üstün bu kendi halinde ama değerll ürünümüzü de biz tanıtalım. B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle