16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 ARALIK 1983 EKONOMİ Günün aynası Bankerlerin tasfiyvsine son noktarı Özal hükümeti kmncak ANKARA, (ANKA) Bankerlik tasfiyesiyle ilgili işlemlerin tümüyle tamamlanmadığı, bu konuda son noktayı Özal hükümetinin koymak durumunda kalacağı gözleniyor. Banker tasfiyeleriyle ilgili işlemlerin büyük bölümünü tamamlayan Ulusu hükümeti, "Bankerlere ait anonim şirket niteliğindeki sanayi işletmelerinin tasfiyesiyle itgili kararnameyi" çıkartmadı. Buyük bölümünün fiziki değeri, ekonomik değerinin üstünde hasaplanan bu sanayi işletmeleri, çoğunlukla kapıları kilitli olarak atıl duruyor. Bir bölumünden ise, tasfiye kurullanna buyuk bir gelir gelmiyor. Ancak, işletmelerin kendilerini idame ettirmeleri sağlanıyor. Sorunlan bürüyvn küçük sanayicinin feryndı: Holding şirketleri ve bankalar YALÇIN DOGAN Yürekler nasır mı değil küçük sanayi kurtarılsın bağlıyor? Cçbeş bin kişi çalıştıran şirket ve bankalara yüz milyarlar verilirken, 2 milyon kişiye istihdam yaratan küçük sanayiin kepenkleri indirme noktasına geldiği ileri sürüldü. Ekonomi Servisi Turkiye Madeni Eşya Sanatkârları Konfederasyonu Genel Başkanı Turan Sarılar, "Lçbeş bin kişinin çalıştığı kartelleşmiş holdinglere ait banka ve şirketleri kurtarmak için yüz milyarlar harcanırken bunun beşte biri, onda biri, 2 milyon insana istihdam imkânı sağlayan esnaf ve küçük sanatkâra verilse, dükkânlann kapanması, kepenklerin inmesi, binlerce kişinin işsiz kalması onlenebilir, üretim arttırılabilir", dedi. Sınai Eğitim ve Geliştirme Merkezi (SEGEM) tarafından duzenlenen "Küçük İşletmelerin Problemleri ve Çözüm Yolları" konulu sempozyumda konuşan Sarılar, kendi imkânlarıyla ve kaderleriyle başbaşa bırakılan esnaf ve kuçuk sanayicinin so YORUM CUMHURİYET/9 KÜÇÜK SANAYİCİNİN BAŞLICA SORUNLARI Finansman zorluğu ve kredi yetersizliği. Hammadde teminindeki güçlükler. Makine ve yedek parça teminindeki güçlükler. Pazarlama sorunlan (iç ve dış). Eğitim ve kalifiye eleman yetersizliği. \erleşim ve altyapı sorunlan. tLoordinasyon ve organizasyon eksikliği. Jftevzuat ve bürokrasiden kaynaklanan sorunlar. Büyüme ve büyüklerle rekabet zorlukları. runlanna yeni hükumetin zaman geçirmeden eğilmesi gerektiğini belirterek, "bel \eren ortadireğin çökmek üzere olduğunu", söyledi. Turan Sarılar, yalnızca mal alıpsatan esnafla hizmet ve mal üretimi yapan küçük sanayicinin farklı sorunlan bulunduğunu da vurgulayarak küçük sanayicinin aldığı bir hammaddeyi paraya çevirmek için en az altı ay süreye ihtiyaç bulunduğunu ve bunun da küçük sanayicinin finansman ihtiyacını arttırdığını belirtti. Bu nedenle küçük sanayicinin kredilendirilmesine özel bir onem verilmesi gerektiğini kaydeden Sarılar, "Türkiye'de sanayi malı üretiminin yüzde 90'ından fazlasını üreten küçük sanayicinin toplam kredilerden aldığı pay yüzde 2'yi bile bulmamaktadır", dedi. Sarılar, kuçuk sanayicinin hammadde temini, kalite ve standardizasyon ve eğitim sorunlannın önemine de değindiği konuşmasında küçük sanayici için siteler kurulması konusunda gözlenen yetersiz gelişmeyi de eleştirdi, bu sitelerin ön celikli yatırımlar arasına alınmasını istedi. Sempozyumda bir konuşma yapan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Kâmil Sener de küçük işletme niteliğindeki 632 bin iş}£rinde yaklaşık 1.5 milyon insanın çalıştığını belirterek 6 eylül 1983 tarihinde kurulan "Küçük Sanayi Geliştirme Teşkilatı" (KÜSGET)in bu tur işletmelere çeşitli konularda yardımcı olacağını söyledi. Türkiye Halk Bankası Sanayi Kredileri Genel Müdür Yardımcısı Cemile Baykan ise kuçük sanayinin öncelikle tedarik, pazarlama, eğitim, nitelikli eleman, kredi ve finansman sorunlan bulunduğunu belirterek şöyle konuştu: "Bu sorunlar zaman geçirmeden çözümlenmediği takdirde orta ve büyuk sanayi ile kuçük sanayi işletmeleri arasındaki organik bağ kopabilecektir. Küçük sanayinin ortadan kalkması anlamına da gelecek olan bu durum büyük işletmelerin sorunlannı da arttıracaktır." Odakule konferans salonundaki sempozyuma bugün saat 9.30'dan itibaren devam edilecek. 77 ton \ W taşıyan 135 tonluk kamyon u Atatürk Barajı'nda CaterpLllar teknolojisi Ekonomi Servisi Bir kamin düşünün ki, lastikleri iki Jam boyu, kendisi 135 ton, taşıma kapasitesi de 77 ton olsun... Bu, Türkiye'nin en büyük projesi olan "Atatürk Barajı" inşaatında kullanılacak Caterpillar marka iş makinelerinden sadece bir ufak örnek. Atatürk Barajı inşaatında kullanılacak Caterpillar marka iş makineleri arasında, kepçesiyle 10 ton ağırhğında taş toprak alabilen dev dozerler, kaya kamyonlan, yükleyicilet, greyderler, ekskavatörler bulunuyor. "Ata İnşaat" ile "Çukurova lthalat ve thracat TAŞ" arasında 8 aralıkta imzalanan "södeşme" uyannca, iş makinelerini kullanacak "eiemanlann yetiştirilmesini" ve "makinelerin bakımım" da Çukurova îthalat ve Ihracat TAŞ üstlenecek. Devletin Tütün dışsatıtncıları TEKECden tütün istiyor üreticiye faiz borcu üç üründe "TEKEEden tütün alabilmek için 162 milyon adımızın Hans mı olması gerekir?" liraya ulaştı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü ları alım ve pazarlar bellidir. YeTekel yetkilileri, dışsatımcılaBARIŞ KUDAR İZMİR Devletin üreticiye olan borcu azalacağına artıyor. Devlet yalnızca TARİŞ tarafından alınan üzüm, incir ve pamuk için üreticiye 5.2 milyar borçlu. Bu borcun faizi de 162 milyon liraya ulaşmış durumda. Konuyla ilgili olarak görüştüğümuz TARİŞ Genel Müdurü Muzaffer Pekçağlayan, konuyla ilgili olarak şunlan söyledi: "Alım kamnanyalanmız sürmektedir. tncir ve iizümde slımlar bir ölçüde yavaşlamıştır. Bunun yanı sıra pamuk ürünii alımı devam etmektedir. Bilindiği gibi biz yetkilerimize dayanarak pamuğa verilen 95 liranın üzerine ek prim vererek alım yapacagımızı duyurmuştuk. Bugün bize ürununü teslim eden üreticiye 127 liradan aldıgımızı biidiriyoruz. Zaman zaman üreticiye ödenmek üzere gelen paralar anında kooperatiflere iletiliyor ve ödemeler hemen başlıyor. Bugün devletin üreticiye pamukta 3.S milyar, üzümde 1.4 milyar ve incirde ise 316 milyon lira borcu vardır. Bu borç TARİŞ'in degil devletin borcudur. Kamuoyunda bu yanlış anlaşılıyor. TARİŞ \atınm yaptığında önce borcunu ödesin deniyor. Bu yanlış. Borç bizim değil devletindir." Para Kredi Kurulu'nun tebliğinde yer alan faiz uygulaması geri alındığında pamuk üreticisinin alacağı olan 3.5 milyar liraya 15 ekimden bu yana yüzde 3 faiz verilmesi gerekiyor. Bu faiz tutan 105 milyon lira olarak hesaplanıyor. Üzüm üreticisine ödenmesi gereken 1.4 milyarın 1 ekimden bu yana faiz oranı ise yüzde 4. Bu da yaklaşık 56 milyon lira tutuyor. İncir üreticisine olan 316 milyon liralık faiz tutan ise 1 milyon lirayı buluyor. Bu durumda üreticiye olan 5.2 milyar liralık borcun toplam faiz tutan 162 milyon lira oluyor. rosu) Türkiye Tütüncüler Federasyonu Başkanı Esin Özgener, Tekel'in depolannda bulunan ve değerlendirilmeyen tütünlerin dışsatımını gerçekleştirme olanaklarına sahip olduklannı belinerek, bu ürunlerin dışsatımcılara satılmasını istedi. Tekel yetkilileri ise, onbeş yıl önce bu uygulamadan ureticileri korumak ve dolar girdisini azaltmamak için caydıklarını söylediler. Yıldatutun dışsatımından 300 milyondolar döviz girdisi sağlandığını ve bunu dışsatım yapan 50 tuccann gervekleştirdiğini anımsatan Özgener, "Yabancı alıcılar, sürekli olarak çalıştıklan ihracatçılardan tütün almak islerler. Ancak, ihracatçılann >aptıkni bir pazann tstemde bulunması halinde, tüccar ihraç edecek tutun bulmakta güçlük çekmektedir" dedi. Yeni alıcılann olması ya da eski alıcılann daha fazla talepte bulunması halinde, dışsatımcıların tütün bulmakta güçluk çektiğini belirten Özgener sözlerini şöyle sürdürdü: "Tüccar arkadaşlanmız tütün alabilmek için Tekel'e başvurduğunda, olumsuz yanıt alıyorlar. Tekel ancak yabancılara satıyor. Oysa biz, depoda duran ve surekli maliyeti artan Tekel'in tutüniinü degerlendirmek isti>oruz. Ancak, yabancı olmadıgımız için vermiyoriar. Tekel'den tütün alabilmek için adımızın Hans mı olması gerekiyor?" ENKA Pazarlama Mümessiüik Bölümil açı/</ı Ekonomi Servisi ENKA Holding'e bağlı ENKA Pazarlama'nın mümessillik bölumu dun törenle açıldı. Kendi içinde yeni bir örgütlenmeye giden ENKA Pazarlama, dışsatım ve dışsatımda uzınanlaşmış yeni bir departman kurdu. ENKA Pazarlama mümessillik bölumu, aralannda Avrupa'nın tanınmış buyük mağazalar zincirlerinden Karstadt, Vİacy's ve Neckermann'ın da bulunduğu çeşitli yabancı firmaların mümessilliğini yaparak, ulkemizden bu firmalara dışaJım yapacak, ayrıca Tadano ve Hitashi gibi çeşitli firmaların mümessilliğini de üstlenerek Türkiye'nin inşaat makineleri ve diğer bazı alanlardaki dışalımlarına aracı olacak. nn bu isteklerine yaklaşık onbeş yıl oncesine değin yanıt verildiğini belirterek, "Genel Müdürlüğümuz aldığı bir prensip kararıyla. iç piyasaya yonelik (ülun satışını durdurdu" dediler. Yetkililer, bu uygulamanın kaldırılmasında en buyük etkenin dışsatımcıların içte ve dışta birbirlerine rakip olmasından kaynaklandığını belirterek şunlan söylediler: "Tüccarların birbirlerine rakip »Imaları sonucu, öncelikle Tekel'in ucuza mal satması için baskı yapılıyor. Sonra da, dış piyasada fiyat kırma >oluna gidiliyor. Bu, ihracatı olumsuz >6nde etkiliyor. Alıcı beklemeye başlıyor. Bu oluşum, doviz girdisini düşürüyor." Mevduat munzam karşılıkları... Prefınansman kolaylığı... Dış ticaret hadlerı... İç tıcaret hadleri... Vergının yansıması... Uluslararası kuruluşların nıyet mektupları... İthalat teminat oranları... Enflasyonun vergiye dönüşmesi.. Devalüasyonun gelir bölüşümünü bozması. . İhracatta vargı iadesı... Peki, ya insanların mutluluğu?. . insanın bugün kendisini düne göre daha mutlu hıssetmesi?.. Yapmak istedıklerinin hergün çeşıtlenmesi, renklı boyutlar taşıması?.. Yedıği yemeğin lezzetıne varabilmesı?.. Giydiği elbişenin taktığı kravatıyla uyum sağlamasına özenmesi?.. Kitap okuması?.. Müzik dinlemesı? . Nerede bunlar, şımdi nerede bu özenler, beğenıler, zevkler? Son yılların bıtmeyen, tükenmeyen dalgalarıyla boğuşurken insanlarımız yığınla ekonomik kavrama aşina oldular. Teknik terimler her gün. her yerde konuşulur, tartışılır hale geldi. Bir zamanlar, belkı de sadece ıktısat hocalannın telaffuz edebildıkleri kavramlar, sokaktaki vatandaşlar arasında günlük konuların bir bolümüne dönüştü. İnsanlarımız kavramları öğrendıler Ama, o kavramlarla birlikte yaşamayı ışte şimdi yeni başlayan dönemde öğrenecekler. Bankaların ıflası, firmaların çökmesi insanlarımızdaki düşünce dünyasını allak bullak eimeye yetti. Yaşanılan olaylar çığ gibi arttıkça. düşünceler sanki derin bir depremden geçercesme, bir o yana savruldu.bır bu yanaçalkalandı. İnsanları saran olaylar, insanları sankı duygularından uzaklaştırdı. Tıpkı, ekonomıdeki katı terimler gibi, insanların yaşamları da katılaştı. Hepsinden önemlisı, uğraşlardaki çeşıt azaldı, oysa, mutluluğun bir tanımı da, uğraşların zengınleşmesi, uğraş türlerının çoğalmasıdır. Ekonomik kavramlar neden vardır?.. Daha da öte, ekonomi neden zorunludur?.. Tek sözcükle, insan mutluluğu için. Ama, kavramları öğrendıkçe, insanlar daha mı mutlu oldu?. Yoksa, yürekler nasır mı bağlıyor?.. Bunalım dönemlerınin tipık özelliklerı bunlar. Baksanıza, evlenmenın de maliyeti her geçen gün artıyor. Mutluluğu paraya vurdunuz mu, "aşkınızı gemlemek" gerektiğini, hemen görüyorsunuz. Bir buzdolabı 94 bin, bir televizyon 145 bin, aynı yastığa baş koyabilmek 100 bin, aynı masaya yemek için oturmak 60 binden aşağı değil. Demek, mutluluk giderek pahalı hale geliyor.. Bunalımın tıpik bir başka özelliğı, mutsuzluğun da pahalılaşması... Bunalım boşanmaları da körüklüyor. Tor> lumda boşananların sayısı da, her geçen gün artıyor. En azından artma eğihmlerı yükseliyor. Eğilim diyoruz, çünkü evliliklerde "mutsuz itiş kakışlar" yine ekonomik bunalım nedeniyle, herhangi bir karara dönüşemıyor. Yani şöyle bir tablo çıkıyor ortaya: Ekonomik bunalım evlılikleri sarsıyor. Ama, aynı ekonomik bunalım bu sarsıntılan karar aşamasma getiremiyor. Sonra insanlar ortalığa dökülüyor: İhracatın ıthalatı karşılama oranı... Kişi başına düşen milli gelir.. Emisyon musluklarının açılması. Tedavüldeki para hacmi. . Merkez Bankası limitleri... Peki, kavramlar nıçin?... Ekonominin amacı ne?.. Artması gereken sosyal refah nerede? Nerede ınsan mutluluğu?.. Ekonominin amacı, insanları mutlu kılmaksa, insanlar neden bildıklerı kavramlar içinde çırpıntyorlar?.. Uretim rakamları. döviz tabloları insana bir şey anlatmıyorsa, insanın mutluluğuna katkıda bulunmuyorsa, gündelik yaşamın bir parçası olan kavramlar ne işe yarar?... Yoksa, o kavramların öğrenilmesı mutlu geleceklerin mi bir muştusu?.. Yazar: Dışsatımımızın 15 milyar dolara uUtşması şart ASO'nun 20. kuruluş yılında başarılı dışsatımcılar ve yüksek düzeyde vergi ödeyen oda üyeleri ödüllendirildi. 1982 yılında, kamu kuruluşlarından Etibank 116 milyon dolarlık, özel sektör kuruluşlarından Hema Traktör 26 milyon dolarlık dışsatımla ilk sırayı aldılar. ANKARA (a.a.) Ankara Sanayi Odası'nın 20. kuruluş yıldonümü dolayısıyla başarılı dışsatımcılar ve yüksek duzeyde vergi ödeyen oda uyelerine ödul verildi. 1983 yılında kamu sektöründe Etibank 116 milyon dolarlık, özel sektor kuruluşlan arasında ise Hema Traktör Sanayii A.Ş. 26 milyon dolarlık dışsatım ile ilk sırayı aldılar. Kurumlar vergisinde ilk sırayı 291 milyon lira ile Yüksel İnşaat A.Ş., gelir vergisinde ise Mehmet İçkale adlı işadamının 196 milyon lira ile en fazla gelir vergisi ödediği açıklandı. Ankara Sanayi Odası'nın 20. kuruluş yıh ve ödul dağıtım töreninde bir konuşma vapan Devlet Bakanı Sermet Refik Pasin, Türkiye'nin kalktnması için son üç yılda büyük gayretler gösterildiğini belirterek, ekonominin dışa açılması ve kamu sektörü ile özel sektörün el ele çalışmasının memlekeün kalkınmasında etkili olacağını, yabancı sermayenin kalkmmada buyük bir rol oynayacağını söyleyerek "15 milyar dolarlık dışsatım hedefine ulaşmak için dışa açılmayı surdürmeliyiz" dedi. Turkiye Odalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yazar da yaptığı konuşmada, Sanayi Odası'nın 18 kasım 1%3'te kurulduğunu, bugune kadar kaydettiği gelişmeleri ve buna paralel olarak Türk ekonomisinin gelişme aşamalarını anlattı. hızını yüzde 7'ye çıkarmak zorundayız. Yıllık ihracatımızın da 15 milyar dolara ulaşması şarttır." Ankara Sanayi Odası'nca ödüllendirilen kamu kuruluşlannın >aptıkları dışsatım miktanna göre sıraları şöyle: Etibank 116.6 milyon dolar, Botaş A.Ş. 96.3 milyon dolar, Türkiye Şeker Fab. A.Ş. 73.5 milyon dolar, Türkiye Çimento Sanayii 60.4 milyon dolar, Sümerbank 29.8 milyon dolar, TPAO 28.7 milyon dolar, Kütahya Manyezit İşletmeleri A.Ş. 25 milyon dolar, Et ve Balık Kurumu 25 milyon dolar, Ereğli Demir Çelik Fab. A.Ş. 24.2 milyon dolar, Petkim A.Ş. 14.2 milyon dolar, MKE Kurumu 7.2 milyon dolar, Azot Sanayi T.A.Ş. 1.6 milyon dolar. En fazla dışsatım yapan özel sektör kuruluşlan ise şunlar: Hema Traktör Sanayi 26.5 milyon dolar, Reşadiyeliler Milletlerarası Gıda ve İhtiyaç Maddeleri A.Ş. 22.6 milyon dolar, Nuh Çimento Sanayi A.Ş. 19 milyon dolar, Tepe Ağaç Ivtetal ve Makine Sanayi Ltd. Şti. 18.2 milyon dolar, Türk Traktör A.Ş. 15.5 milyon dolar, Kutlutaş İnşaat Ltd. 11.6 milyon dolar, Bastaş Barit Sanayi ve Ticaret A.Ş. 7.9 milyon dolar ve Kıska Adi Kom. Şti. 7 milyon dolar. 1982 yılında 30 milyon liranın üzerinde gelir vergisi odeyerek altın madalya ve takdirname ile ödüllendirilen ilk 5 işadamı da ödedikleri vergi miktarlanna göre şöyle sırelanıyor: Mehmet tçkale 196.4 milyon lira, Orhan Evjn 154.6 milyon lira, M. Ali Tuzcuoğlu 120.9 milyon lira, M. Kemal Dedeman 53.2 milyon lira, Özdemir Yazar 49.3 milyon lira. MERKEZ BANKASFNIN 11 AYI Yılın ilk on bir aylık döneminde Merkez Bankası kaynağmdan bankalara 194,8 milyar liralık kredi sağlandı. 2 aralık tarihi itibariyle bankaların kredileri 484.7 milyar lira duzeyine yükselmiş bulunuyor. Söz konusu kredinin 116,2 milyar liralık bölümü 9 eylül tarihinden sonra kullandırıldı. Söz konusu tarihte 368,5 milyar lira düzeyinde olan bankalara yönelik krediler, daha sonraki haftalarda sürekli genisleme kaydetti. Bankalara sağlanan kredinin 151,6 milyar liralık bölümü ticari senetler aracıtığıyla kullandınlırken, 38,1 milyar liralık bölümü orta vadeli sınai kredilere ait bulunuyor. BankaUıra 195 milyarltk kredi açıldı 148 milyar mıın an\ karşılıh yatınltlı Bankalar tarajından, Merkez Bankası'na ocakkasım döneminde 148,1 milyar liralık mevduat munzam karşılığı yanrıldı. Böylece, bankaların Merkez Bankası'ndaki munzam karşılıkları 549,3 milyar liraya yiikseldi. Bu arada, 2 aralık tarihine kadar geçen sürede, bankaların Merkez Bankası 'nda tuttukları mevduatın ise, 30 milyar lira azaldığı hesaplandı. Kamu bankalannın mevduatında 2 milyar liralık, özel bankaların mevduatında 29,3 milyar liralık azalma kaydedildi. r Devlet Bakanı Pasin, bir dışsatımcıya plaketini verirken.. Yazar, Türkiye'nin ekonomisini her on yılda bir katlayarak gelişen 34 ülkeden biri olduğunu bildirdi. Mehmet Yazar özetle şunları söyledi: "1963lerde 400 milyon dolar olan ihracatımız 6 milyar dolar, 9 milyar lira olan vergi gelirlerimiz ise iki trilyona ulaşmıştır. Ancak bütün bunlann yeterli olduğunu soyleyemeyiz. Önümüzdeki birkaç yıl içinde kalkınma DISBANK Dövizin Cinsi 1 ABD Doları 1 Avustralya Doları I Avusturya Şilini 1 Batı Alman Markı 1 Belçika Frangı 1 Danimarka Kronu 1 Fransız Frangı 1 Hollanda Florini 1 İsveç Kronu 1 tsviçre Frangı 100 îtalyan Lireti 100 Japon Yeni 1 Kanada Doları I Kuveyt Dinarı 1 Norveç Kronu 1 Sterlin I S.Arabistan Riyali lurk Dfslîcaret Bankası ISİH1Qf DÖVİZ KURLARI Döviz Alış 272.60 248.07 14.07 99.10 4.89 27.33 32.59 88.41 33.82 123.36 16.37 115.51 218.50 931.96 35.06 391.04 78.32 Döviz Satış 278.05 253.03 14.35 101.08 4.99 27.88 33.24 90.17 34.50 125.83 16.70 117.82 222.87 950.60 35.76 398.87 79.89 Efektif Ahş 272.60 235.66 14.07 99.10 4.65 27.33 32.59 88.41 33.82 123.36 15.55 109. 73 207.57 885.37 33.3! 391.04 74.41 Efektif Satıs 280.78 255.51 14.49 102.07 5.04 28.15 33.57 91.06 34.84 127.06 16.86 118.97 225.05 959.92 36.11 402.78 80.67 Dünya ortalamasındân dört kat az enerji üretiyoruz NtLGÜN UYSAL Türkiye, anlaşılması kolay olmayan, hatta bazı yorumlara göre de "sürrealist" bir ülkedir. İnanın, konu "enerji" olunca, yazıya böyle bir cümle ile başlamak, insana hiç de fazla iddialı gözukm.üyor. Düşunün ki: "Dünyada elektrik meselesini çözemeyen üç ülkeden btrisi Türkiye'dir." TEK Genel Mudürü Kâmil Toktaş, geçenlerde bir panelde yaptığı konuşma sırasında, bu gerçeği kelimelerin üstüne basa basa dile getiriyordu. Sayın Toktaş' ın adeia oya işlercesine, ozenle, sabırla çizdiği enerji panoromasında, Türkiye, goren, gorebilen gozlerin içine içine batınlmış bir iğne gibivdi. • Halen şılda kişi başına elektrik tükelimi. gelişmiş ulkelerde 6700 kilowat saat, Türkiye'de 520 kilovvat saattı. • Türkiye gelişmekte olan bir ülke. Arada tabii ki, fark olacak diye duşunenlerin bilmesi gereken gerçek ise, dunya ortalamasının 1900 kilowat saat olduğuydu. • Kâmil Toktaş'ın deyişiyle uzun yıllar "elektriği sadece a>dınlatma ve radyo dinlemc imkânı olarak değerlendiren" Türkiye'de nedense 1956 vılına gelinceye kadar "su gücünden yararlanarak" elektrik uretmek hiç akla gelmemiş. Ancak, 1956'dan sonra bu alanda belli geiişmeler ortaya çıkmaya başladığı gorulüyor. • Türkiye'de elektrik ilk kez 1902 yılında \e Tarsus'ta uretilmis. 1902'den 1950'yedek geçen 48 yılda, kişi başına yıllık elektrik üretim artışı, ancak 0.8 kilowat saat olmuş. Başka bir anlatımla, üretimdeki yıllık artış 1 kilowat bile değil... • 1982'de bir yıl oncesine gore. kişi başına 33 kilowat saatlik bir elektrik üretim artışı sağladığımıza bakarak, artık dev adımlarla ilerlemeye başladığımızı düşunmek de mümkun... Ama... Dunya ortalamasına göre, dört defa daha geriden gidiyoruz. Peki bu durumda ne yapmamız gerekiyor? Kâmil Toktaş'ın ilginç bir sloganı var. Diyor ki: "Kalkınmak için gerekli fedakârlık herhalde yapılacaktır. Kalkınmamak da bir fedakarlıktır. O nedenle geri kalmış bir ülke olarak kalmanın tehlikesini göze almak yerine, gerekli yatırımların faturalarını ödemeye hazır bir toplum olalım." Toktaş, "Ödememiz gereken fatura" derken hesabını kitabını biliyor ve somut rakamları açık seçik gözler onüne getirip koyuyor. "Devlet ve ozel sektörün bugün 500 miljar lira olan yıllık yatırımlarına ek olarak 250 milyar liralık daha yatırım yapmak gerekir. Aslında 250 milyar kuçültülmüş bir rakamdır. Bu tutar 400 milyar kadar büyüyebilir." Ne var ki, sorun "para" olunca, Türkiye,"olması gereken'Me "olabilen"in kolay ustuste çakışamadığı bir ulke. Nitekim pa TEK Genel Müdürü: Sanayi sektörünün kendi elektrik santrallarmı kurması yararlı olacak. Ürettikleri enerji Kars'tada olsa İstanbul'a taşıyabiliriz. Ntilli gelirimize göre, üretmemiz gereken elektriğin ancak yarısını üretebiliyoruz. TEK Genel Müdürü Kamil Toktaş.. ÇAPRAZ KURLAR / ABD DOLARI 2.7507 19.3745 Avusturya Şilini 55.7464 Belçika Frangı 9.9743 8.3645 Fransız Frangı 3.0833 8.0603 İsveç Kronu 2.2097 1665.24 Îtalyan Lireti 235.99 1.2476 Kanada Doları 7. 7752 • 3.4805 S. Arabistan Riyali 1 Avustralya Doları: 0.9100 I Kuveyt Dinarı: 3.4188 1 Sterlin: 1.4345 B. Alman Markı Danimarka Kronu Hollanda Florini Isviçre Frangı Japon Yeni Sorveç Kronu ABD ABD ABD DOLARI DOLARI DOLARI \LTE\ GÜMÜS FİYATLARI AL1Ş 27.350 27.200 4.070 3.730 87.00 SATIŞ 27.450 27.500 4.100 3.910 89.00 Üzeyir Garih: Kısmak yerine çok pahalı vermek çözüm olabilir. nel boyunca, en tazla enine boyuna tartışılan sorunlardan biri de finansmanın nereden sağlanacağı oldu. "Yatınm tutan büyüdükçe AN Coşkun: bn pahalı enerji, olmayan enerjidir. tartışma kısalır." Prof. Alilla Gönenli, Parkinson'un bu sozünu hatırlatarak şoyle diyordu: "TEK Genel Müdurü'nün öngördüğü biçimde 2000 yılına az Cumhuriyet Reşat 24 Ayar (gr.) 22 Ayar bilezik 900 Ayar gümü's gelişmiş bir ülke olarak girmemek için önümüzdeki 17 yıl içinde her yıl 1250 megawatlık ek bir üretim kapasitesi yaratmak gerek. Bu da her yıl 5 Hasan l'ğurlu ya da 2.5 Oymapınar Baraj ve elektrik santralı demektir." Enerji yatırımları için gerekli finansmanın nereden bulunacağı sorusu kolay yutulur lokma değil kuşkusuz. Ancak, Kaleporselen Elektroteknik Sanayii A.Ş. Genel Mudüru Ali Coşkun'un dile getirdiği "sürrealist" bir gerçek daha vardı. O da, "Kişi başına milli gelir ile elektrik üretimi arasında bir paralellik olduğuydu. Ve bu durumda, bugün Türkiye'de kişi başına düşen milli gelir düzeyine gore, kişi başına 1000 kilovvat saat ve toplam 48 mihar kilovvat saat elektrik uretilmesi gerekiyordu. Ama, kişi başına Türkiye'de bunun yaklaşık yarısı kadar sadece 520 kilowat saat elektrik üretilebiliyordu." Alarka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Üzeyir Garih de bir başka sürrealist Türkiye olgusunu şöyle dile getiriyordu: "Türkiye'de sulama için yapılmış sayısız küçük baraj vardır. Ve nedense ufacık bir yatırım çabası ile bunlardan yararlanmayı düşünmemişiz. Söz konusu sulama barajlarının en az "o 70'i elektrik verecek durumdadır. Üstelik bu işi yapmak için yabancı sertnaye de heveslidir. Almanlar, paramızı transfer izni vermeseniz bile buralara yatırım yapabiliriz diyorlar. Ama bürokrasiyi aşmak mümkun değil." AETye iplik satışı 600 ton artacak İZMİR (a.a) Ortak yönelik iplik ihracatımn yıllık 600 ton artınlması konusunda tarafların görüş birliğine vardığı bildirildi. İzmir İplik Hambez ve Mensucat İhracatçıları Birliği, 2930 kasım günlerinde Brüksel'de 1984 yılı iplik ihracatıyla ilgili olarak taraflar arasında yapılan görüşmeler konusunda bir sirküler yayınlandı. Sirkülere göre, AET, 1984 ve 1985 yılları için kotanın 1000'er ton artınlması yönündeki Türk talebini kabul etmedi. Türk teklifine karşılık, komisyonun her yıl 500 tonluk global artınmı teklif ettiğini, belirten yetkililer; neticede 600 tonluk artış üstünde mutabakata varıldığını s>öylediler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle