Katalog

5 KASIM 1983 KÜLTÜRYAŞAM CUMHURÎYET/5 Ozetfe 2007 Yıhnda Bursa'da Bir Köy Ağa Han Mimarhk ÖdüUeri ile Mimarlar Odası'nm ortaklasa düzenlediği "2007 Yıhnda Bursa'da Bir Koy" konuhı öğrenci proje yansmasmda ödule değer gorülen projeler, htanbul Teknik Üniversitesi'nin Taskısla binasmda, Mimar Sinan Holü'nde sergileniyor. 26 ekimde açılan serginin 15 gün açık kalacağım belirten yetkililer, serginin daha sonra Ankara, Izmir ve Bursaya götürülmesinin tasarlandığını söylediler. İTÜ Mimarhk Fakültesi öğrencüeri tarafmdan hazırlanan ve Ağa Han Mimarhk ÖdüUeri Ue sergi konusundaki görüşleri içeren birpano da sergide yer alıyor. GORDUK KOINUgTUK Yalçın Pehen "Ben güzel şeyler sergiliyorum. Çirkin olsa çıkarmam ki... Silahlarımla konuşuyorum ne yapayım? Bir kadının silahları bunlar... Baktıtn erkekler beni soymaktan hoşlanıyor. Ben de bir soyundum, tam sovundiim..." HİMALAVALAR'DA daııde Ricb ve Bernard Girandeau'non basrollerini paylaşükian "K2", Himalayalar'a bnnanan biri fizikçi, öbürü yargıç, iki kişinin seriıvenini dile getiriyor. jSahit Övünç'ün sergüi açudı Şair ve ressam Nahit Övünç'ün şiir ve resim sergisi 2 kasım çarşambagünü Çengelköy Ziraat Bankası saJonunda açüdv Nahit Övünç'ün sergisi on beş gün süreyle açık kaiacak. 4,5 milyon müzik aletine ihtiyaç var Dünyaca ünlü Finlandiya Devhtt Korosu, konser vermek üzere tstanbuVa geliyor. Elli sanatçıdan olusan Finlandiya Devlet Korosu, 6 kasım pazar günü saat 18.00'de Atatürk Kültür MerkeıVnde bir konser verecek. Koro, değişik bestecilerin yapıtlarının yanı sıra Türk bestecisi Muammer Sun'un bir yapıtmı da seslendirecek. Finlandiya Devlet Korosu Dağ başında kalan iki kişinin öyküsü, Paris'te en ilginç oyıın MEHMET BASUTÇU Fransa'da tiyatro iJe Yedinci Sanat arasında çok yönlü, yoğun bir ahşveriş var. Tiyatro tutfcunu, Paris sahnelerindeki oyunJarın surekli izleyicisi sinema yonetmenlerinin sayısı oldukça kabank. Birçoğu yeni filmleri için, kaynağa inerek kırmızı perdeler gerisinden, geleceğin yıldızlan oiabilecek değişik adlar çıkarma çabasmda... Bu arada, Palrice Chereau gibi kamera arkasına geçen tiyatro yönetmenlerine de rastlanıyor. Bu durumda, Fransız sinemasının güçlü oyuncularından önemli bir bölumünün kendilerini ilk kez tiyatro sahnelerinde kanıtlamış sanatçılar olmasına sasmamaJj. Hem beyaz perdede, hem de tiyatro sahnelerinde seyirci önune çıkmaya devam edenlerle ilgiii örnekler de az değil: Işte Mıchel Piccoli, altı ay önce Peler Brook'un yönettiği "Vişne Bahcesi"nde her gece uzun uzun alkıslanıyordu; işte İsabelle Adjani, yeni mevsimin çok sözü edilen ancak düş kınklığı yaratan oyunu, Strindberg'in "Mademoiselle Julie"sinde yine de başarılı... Birçok sinema oyuncusu, kendisini sınamak. geliştirmek, güclendirmek ve yeni esin kaynakian bulabilmek için zaman zaman sahnelerin çekici, yorucu ve acımasız ışıkları altına dönüyor. ha defişik bir gözle izleyecekler. Oaude Rich'in aynı zamanda oyun yazarı olduğunu ve çaljşmalannın daha çok tiyatro üzerinde yoğunlaştığını da belirtmek gerek. Kuzey Amerikalı Patrick Meyers'in yazdığı "K2"yi sahneye koyan Georges VVilson, Fransız tiyatrosunun tamnmış adlarından biri. 1960'h yıüann başında Jcan Vflar'la calısan VVilson, daha sonra on yıl süreyle 'UiusaJ Halk Tiyatro'sunun (Theâtre National Populaire) başında bu/unmuş; onun da bir sinema denemesi var: 1975'te, J. Sannent'nin "Sevgili LtopoM" oyununu beyaz perdeye aktarmış. dayanıksız görünumlu genç bir yargıç. Yüksek tepelere çıkmak kadar yeniden aşağıya, günluk yaşama kazasız belasız dönmesini de bilmek gerek. " K 2 " fatihi fizikçinin inişte aya|ını kırması, bazı araç ve gerecin bu arada yitip gitmesi sonucu zor durumda kalan iki yakın dostun içine duştükleri çıkmazdan kurtulmaya çabalamalarını, tartışmalanru, tüm yaşamlanru birkaç saat içinde didikleyerek yeniden irdelemeierini aiımlı bir dekor içinde izliyoru.. Plastik maddelerden yapılmış, yaklasık on beş metre yUksekliğindeki sarp daglara, belinde ipleri, elinde kazması, ayağında çivili pabuçlarıyla tam üç kez seyircilerin gozu önünde inip çıkıyor Bernard Giraudeau. Amacı, yukarıda sıkışıp kalan ve iniş için yaşamsal önem taşıyan bazı gereçleri ele geçirebilmek. Sonuç olumsuz, içlerinden ancak birisi, kısılıp kaidıklan bu kapandan kurtulabilecek... Bir ç ı | duşuşünu bile inandırıcı bicimde gerçekleştiren Ming Cho Lee'nin, gorkemli oyunu daha da çekici ve etkili kılan dekorları içinde, bir öliim kakm savaşı yaşanıyor... Bu arada, Meyers'in yarattığı kişilerin, zaman zaman su yuzune çıkan bazı çiğliklere ve zayıflıklara karsın, gerçek insanlardan çok ideal kahramanlara daha yakın olduğu sanısına kapılmamak elde değil. MetnJıı arada sırada belirginleşen yetersizliğine, işlenen temalann iletilmek istenen duyguların yoğunluğunu her an gerektiği gibi yansıtamayan tıknefesliğine karşın, "K2", Rich ve Giraudeau'nun güçlü yorumlan ve Wilson'un başanlı sahnelemesiyIe, yeni mevsimde Paris tiyatrolarında İ2İenebilecek en iyi oyunlardan biri. Berrin Tunçel, "hafif giyinmis" veya "hafif soyunmuş" oiarak sorulanmızı vanıdadı. Resimlerini gosterdi.. (Fotoğraf: ENDER ERKEK) "Çıplak ressamw oiarak tanınan Berrin Tunçel: Soyununca resimlerim güzelieşti Adıyla tanınmaktan çok "çıplak ressam" diye bilinen Berrin Tunçel tahminlerimize uygun alarak bizi yarı çıplak karşıladı. "Yan çıplak" sozü lafın geiişi... Bana kalırsa "dörtte üç çıplak" sözü görunümüne daha uygundu. Kapıyı açtıktan sonra "Siz biraz otunın, ben üstüme bir şe.vler alıp geleyim" sozleriyle bizi yalnız bıraktı. O zaman foto muhabirimiz Ender Erkek'le, biçimsiz bir anda geldiğimizi sandık. Örneğin yataktan yeni kaJkmış veya banyoya ginrıek üzere olabilirdi. Şimdi de belki giyinmeyegitmişti. Fakat kendisini yeniden gördüğumuz zaman bu düşuncemizde yanıldığımızı anladık. Berrin Tunçel gerçekten dediğini yapmıştı. Yani giyinmemiş, sadece üzerine "birseyler" ahp gelmişti. Bu yuzden şaşırmış bir dummda (o şaskınlıkla bakacak başka yer yokmuş gibi duvariara ve döşemeye bakarak) konuşmaya başladık. Biz soru sormadan o anlatmaya gırışti. Bazılanyla konuşuyoruz. Ne diyorlar, resimleriniz hakkında'/.. Anlamıyorum ki dediklerini... Yalnız Burhan Uygur, Avni Arbaş, Mehmet Pesen çok şey bekliyorlar benden. Resim aiamnda tabü... Evet unlu bir ressam olacağıma inanıyorlar. Galiba ben ünlü de oldum şimdiden. Meşhur sayılır mıyım ben?. Aikoiik oiacağım Herhalde.. Berrin Hanım sanat anlayışınızı sorabilir miyim? Ben şöyle yapıyorum. Tabloma kafamdan geçenı çiziyorum. Benim resmime herkes bakabilmelı. Sadece resimden anlayan de| i l . Anlamah herkes. O yüzden ben "sanat toplum içindir" diyorum. Sanat için değil. Öyle olmasaydı herkes kendi resmine bakardı. Aslında iyi toparlayamadım galiba. Dün akşam biraz fa2İa içtim. Bir sergi açtık bar gibi bir yerde... Orada alkolik oiacağım. Durmadan içiyoruz. Normaldir. Sanatçılar biraz içer. Befendiğiniz ressamlar kimler? Benim be|endiğim mühim değil. Beni beğenenler var. Rahmi Pehlivanlı mesela... Bana hıç unutmam şöyle dedi; "Ben krallann ressaraıyım, sen de ressamiann kraliçesisin". Güzel söz.. Bunu resimlerinize bakarak mı soyledi. size bakarak mı? Ha.. ha.. Ikisine de bakıyor tabii. Erkekler bana çok iltifat ediyorlar ama bende talih yok. Zaten giızellerın talihi olmaz. Guzeliiğimi kullanamıyorum. Biraz danamusluyum. Herhalde ondan. Herkes sanır ki benim beşon tane sevgjlim var. Yok mu? Nerdee.. Kaç tane var? Hiç yok. Bir kışı var o da beni sevmiyor. Türk Musikisi Devlet Konserva*uan Enstrüman Yapan Bölümü askanı Cafer Açın, şu anda Fürkiye 'deki müzikle ilgili kuruluşlarmın 500.000 tanesi piyano olmak üzere 4,5 milyon müzik aletine gereksinim duyduğunu belirtti. Müzik aleti yapımındaki boşluğu doldurmak amacıyla eleman yetistirdiklerini belirten, Açın, olanak verilirse, piyano dahil her türlü müzik aleti yapabtteceklerini açıkladı. Tunus Devlet Konservatuan enstrüman yapım bölümünün açümasına yardvnda bulunmak üzere bir öğretim gö'revlisi de gonderdiklerini söyleyen Açın, 25 öğrenciyle eğirim yaptıklanm, bölüme az ügi gösterümesinin deyeterince tanınmamalanndan kaynaklandı£ım vurguladı. Olütn kalım savaşı " K 2 " Himalayaiann en yüksek tepelerinden biri. fki amatör ama deneyimli dağcı, bu tepeyi fethettikten sonra inişe geçiyorlar. OnJar inedursun, biz 'fethctmek' eyleminin anlamı uzerinde duralım biraz... lnsanoğJunun tutkularını, yukselme isteğıni, aranışlarmı ve doğa karşısında verdiği, smır tanımayan savaşımı cağnştıran uJu dağlar... Meyers'm başarısı, bu bilinen, 'kolay' simge ve düşüncelerden yararlanarak kurduğu çatıyı gerilimli bir öykuyle besierken, toplumsaJ eleştiriler getiren yanıyla da etkili bir bütünlüğe ulaşmış olrnası. Yapıtın başka bir özelliği ise, mizahi yaklasımın ağır basması yanında, icine argo sözcükler serpistirümiş güncel ve yaşayan bir dilin getirdiği canlılık. Oyunun kahramanlan, bilim dünyasmda aradığı Tann'>T bulamamış, romantik yapılı, sevecen bir fizikçi ve gerçekçi, atıigan, arada sırada parlayıp tutuşuveren dirençli mizacıyla cağdaş erkeğin kalıplaşmış özelliklerini yansıtan, hem sert hem de Ovünmek gibi olnıasın Çok iyi resim çiziyorum.. Ovünmek gibi olmasın.. Gören "Işte bir kadın.." der ama resimleri görünce.. Duyuyorum "Çok iyi fırçası var" diye söyluyorlar. Dun akşam profesörler geldi. Çok beğendiler... Senelerdir resim yaptım. Kimse bakmadı. Şimdi soyununca resimlerim güzelleşti mi nedir... Daha dikkatli bakıyorlar.. Resimlere mi? (Gülerek). Hem bana.. Hem resimlere.. Aslında ne yaptımsa bilinçli olarak yaptım. Bilinçli giyindim.. Bilinçli soyundum... Şu anda bilinçli giyinmis halde misiniz, yoksa bilinçli soyunmus halde mi..? Ha.. Ha.. Eh işte.. İkisi de... İki üç yaşında Berrin Hanım, sanat yasamınız nasıl basiadı? Yani ne zaman? Çok küçüktum. Ikiüç yaşında falan. Yani elim kalem tutmaya başladığ; zaman.. Picasso'yu beğenmivorum Berrin hanım. hiç begendiğiniz bir ressam >ok mu? Yerli. yabancı.. Rembrant'ı beğeniyorum. Ona benziyor zaten tablolarım. Picasso'yu beğenmiyor musunuz? Iııh.. Neden? Çok ünlü bir ressam. Herkese göre en büyük ressam. Hayatım.. Resim dediğin, karşısına geçtiğin zaman konu anlaşılmalı. Modern resim dedikleri şeyı hiç sevmiyorum. Ama modern resim yapsam hepsinden iyi yaparım. Anlasınlar diye yapmıyorum. Bu yaptıgmız resimleri satı>or musunuz? Para kazanıyor musunuz bu işten yani? Yoksa bu çıplaklıgınız parasıziıktan mı? Yok satıyorum. Önce satmak istemiyordum. Baktım almak istiyorlar. On sekiz tablo sattım. Ciaude Rich ve Bernard Giraudeau Ciaude Rich ve Bernard Giraudeau adlarını sinemadan tanıyanlar, biri genc, diğeri de orta yas kusağmdan olan bu iki güçlıi oyuncu>n Paris'te 'Theâtre de la Porte Saint Martin'de bir araya getiren "K2">ı, kuşkusuz da "Soyunmak hoşuma gidiyor. Bir an önce meşhur olmak istiyx>rum. Soyunmaktan da utanmıyorum. Sonra seks... Sekse bağhyorlar.. Seksle soyunmanın bir ilgisi yok ki... Soyunmadan seks ynpdmaz mı?..'9 Ne yapıyordunuz o yasta... Resim mi? Evin duvarlarını boyuyordum. Koca koca kafa resimleri.. öyle başladı. Bunu her çocuk yapar benim bildiğim.. Ama ben çok kocaman kafa resimleri yapıyordum. Annem dayaktan canımı çıkarırdı duvarları kirletiyomm diye.. Asıl resim yapmaya ne zaman... Okulda.. Eskişehir'de ilkokulda. Sonra ortaokul, Jise.. Nasıl resim çiziyorum. Herkes "Harika" falan diye.. Öğretmen çok tutuyor. Zaten çok akıllıydım. Herkes bana "Dahi çocuk" diyordu. Liseyi bitirdiniz mi? Bitırdik sayıhr. Zar zor... Hem dahi çocuksunuz, hem de zar zor bitiriyorsunuz. Evlendim çunku. Beni kaçırdılar.. Eskişehir'den mi? Hayır Kızıltoprak'tan. Eskişehir'den sonra Kızıltopra#a taşınmıştık. Nereye kaçırdılar? Fenerbahce'ye.. Pardon, bu Kızılloprak ve Fenerbahçe Kadıkoy'deki bildigimiz yerler mi, yoksa bir koy falan mı? Yok yok burada. Kadıköv'de yani uç adım. Aslında çok kuçüktum. Evlendirmek istemediler falan... Uzun hikâye... Çıplakhk üzerine Resim yapan biri olarak neden soyunmak ihliyacı duydunuz? Soyunmak hoşuma gidiyor. Bir an önce meşhur olmak ıstiyorum. Soyunmaktan da utanmıyorum. Sonra seks... Sekse bağlıyorlar. Seksle soyunmanın bir ilgisi yok ki. Soyunmadan da seks yapılmaz mı? Bilmem... Yapılı>or mu?.. Tabii çıplakken daha iyi olur ama ben guzel şeyler sergiliyorum. Çirkin olsa çıkarmam ki.. Silahlarımla konuşuyorum ne yapayım. Bir kadının silahlan bunlar.. Baktım erkekler beni soymaktan hoşlanıyor. Herkes "Soyun soyun" diyor. Ben de bir soyundum, tam soyundum... Anlıyorum... Genellikle kendi resimJerinia yapıyormuşsunuz. O neden? Kendimi çok beğeniyorum. Hem de çıplak yapıyorum. Vucudum guzel. Benim atolyem de yatak odam. Orada yapıyorum. Gece uyanırım. Başucumda kâğıt kalem var. Hemen çizerim ne aklıma geldiyse. Çocukken ben garip bir çocukmuşum zaten. Sartrehn yurım kalan ynpıtı Paris'te Turner Sergisi Fransız Bilim Akademisi, JeanPaul Sanre'm yanm kalmıs bir yapıtmı ortaya çıkardu Olay, ünlü düşünürün yakın bir akrabasmuı yapıtı Fransız Büim Akademisi'ne göndermesiyle ortaya ;ıktu Sartre, bu yapıtında, daha önce temeüni atmıs o/duğu varolusçuluk felsefesine yeni boyutlar kazandınyor, ancak somut ilkeler yerine estetik bir anlayışa yöneliyor. KASIM'DA BİZİM 6NGUSHİ A80NC OlUtt! Özef indirimden yararlanm! Üç ayfık abone 790 TL. Altı aylık abone 1550 TL. Sonradan mı düzeldiniz? îşte duzeldik... Başka ne söyleyeyim. Evlendik, ayrıldık. Dulum yani.. Ev işleri yapıyorum. Guzel mantı yaptvorum. Bir gün beklerim. Çok iyi dikiş dikerim. Bunları yazarsanız belki bir talip çıkar. İnşallah... Berrin Hanım, bir sanatçı olarak ülke sorunları ile ilgili düşunceleriniz neler? Örneğin şimdi seçimler var. Hangi partiye o> vereceksiniz?. Ben, Calp diyorum. Ben biraz sosyalistim. Belli olmuyor mu? Pek belli olmuyor. Ukalahk Sonuçta resim eğitimi yapmadınız galiba. Şimdi herkes beni Akademi'den sanıyor. Eskiden bunu çok büyuk eksiklik gibi gorürdüm. Şimdi fikrim değiştı. Akademiyi bitirenlerden çok iyi çiziyorum ben. Oniar ei ve ayak bile çizemiyor hiçbiri... Sadece ukalahk... Amaan... Laflarını bile anlamıyorum. Konuşuyor musunuz onlarla? Ünlü tngüiz ressamlanndan William Turner'm Fransa'da düzenlenen en büyük ve belki de en son sergisi Paris'te, Grand Palais salonlannda her gün binlerce kisi tarafmdan geziliyor. Tate Callery, British Museum ve ABD müzelerinden getirttten 70 'denfazla yağhboya tablonun ve 200 suluboyamn yer aldığı sergiden sonra İngilıere'deki tüm Turner resimleri bir müzede toplanacak. Şu sıralar yapımı taınumhmmakta olan Londra'doki "Turner Müzesı"nde. TARİHTE BÜGÜN Mümtaz Ankan 5 Kasım 1322'P£6USÜM, , (7Vr£NKHAMUN) MB2ARI gUU/A/PO,. V4ÛS''MD£0ePCZ'rt BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİNDEN tŞİNf 1 Ad xy Kaydedici 35 Ad. Hot Plate (Isıtıcı Plaklar) 10 Ad. Analitik Terazi 1 Ad. Mikroskop 2 Ad. Kül Fınnı 4 Ad. Kurutma Fınnı Ad. Görünur Spektrofotometre Ad. Erime Noktası Tayin Cihazı Ad. Su Kalitesi Kontrol Cihazı Ad. Oksijenmetre Ad. Refraktrometre 4 Ad. Vakum Pompası Ad. Destile Su Cihazı Ad. Polarimetre Ad. Gaz Kromatografisi 2 Ad. Gaz Kromatografisi TOPLAM: TAHMİNİ BEDELİ TL. GEÇİCİ TEMİNAT TL. 700.000.21.000.980.000.29.400.2.500.00075.000.300.000.9.000.380.000.11.400.360.000.10.800.550.000.16.500.350.000.10.500.210.000. 6.300.220.000.6.600.550.000.16.500.300.000.9.000.172.000.5.160.450.000.13.500.2.500.000.75.000.3.368.000.101.040.13.890.000.416.700. Oda Orkestrasij Hollanda Radyosu "nda Kültür Bakanlıgı Karagöz kursu düzenledi TRT Ankara Oda Orkestrasınm 10 eylülde Amsterdam'daki unlü Concertgeboutv salonunda verdiği konser, büyük ilgi görmus, Hollanda yazıh ve sözlü basınmda olumlu yanküar yaratmısn. Orkestranm gördüğü ilgiyi dikkate alan Hollanda Radyosu da, 21 ekim günu, ülkede genis yanküar yapan bu konseri tekrar parçalanyla birlikte bastan sona tümüyle verdL , 1OY/U./K /*CT/~ PASl SOA/UA/PA 48 MŞIMPA g/L/HMEYgM 6İRH£ P ' Sİ/S71/ VBAÇ/LÛ/61 ] 6£NÇ &&4nJH, 8(A/L££C£ YtLUK UNUTVLMU$. StRAOA M£2AG OOACMN DURUMU. UJk TXU $OMGABİZ4HlM4aa /B Û 6 Ç 50 YIL ONCE CumhurJyet Gazinın Voğduğu Eve Hatıra Levhası Konuldu Selanik 4, fHususi muhabihmizden) Bugün saat 15'te burada Gazi Hz 'nin doğdukları eve Yunan hükümeti ve Selanik Belediyesi namma konulmuş olan hatıra levhasmın açılma merasimi çok parlak ve hararetli surette yapüdı. Beyaz mermerden yapılmış olan bu levhada Turkçe, Yunanca ve Fransızca olarak şu ibareler vardır: "Türk milletinin büyük müceddedi ve Balkan ittihadının muzahiri Gazi Mustafa Kemal, bu evde dunyaya gelmişür. Bu levha Türkiye Cumhuriyeti'nin 10'uncu yıldönümü munasebetiyle konulmuştur." Bu cümleden başka levhada (29 teşrinievvel 1933) tarîhi bulunmaktadır. Levha, Gazi Hz'nin annesine ait oda duvarına konulmuştur. Merasimden evvel levha Turk ve Yunan bayraklan ile örtülmüştür. Bu münasebetle gelen zevat meyamnda Balkan konferans 5 Kasım 1933 retsi M. Papanastasiu, Yunan âyan azasmdan eskı nazır Yuvanıtes, Makedonya Umumi Valtsi, Selanik Askeri Kumandanı, Yunan Universitesi profesörleri, Atina seflrimiz Enis Bey, konferanstaki Türk ve Yunan delegeleri de bulunuyorlardı. Askeri bir kıt 'a da vardı. Merasime milli marşımızla baslandı. Levha üzerindeki kordelayı M. Bakkalbaşı kesti ve bir hatıra olarak Ruşen Eşref Bey'e verdi ve levha üstündeki örtü açılarak merasime nihayet verildi. 19331983 tiu merasım /y teşrinievvel Cumhuriyet Bayramı 'nda yapüacaktı. Fakat Balkan konferansı Türk delegelerinin gelmelerine intizaren bugüne bıraktldı. Kültür ve TUrizm Bakanlığınca, Türk kültürünün birparçası )lan Karagöz, Kukla ve Ortaonınu sanatlartm yaymak ve yaatmak amacıyla sürdürülen ça\smalar çerçevesinde, MUti Folkw Arastırma Dairesi Başkanhı'nca Ankara'da bir Karagöz 'ursu düzenlendt 31 ekimde aslayan kurs 11 kasıma kadar irecek. 1 Yukarıda bedeli ve niteliği yazılı cıhazlar KAPALI ZARF usulu ile satm almacaklır. 2 Ihalc Boğaziçi Universitesi Satınalma Komisyonu Bajkanı Odası'nda 17/kasım/1983 perşembe gunu saat 15.00'de yapılaeaknr. 3 Bu işe ait Teknik ve Idari Şartname Boğaziçı Universitesi Satınalma Müdörlüğü'nden temin edilebilır. 4 ıstektilerin ilan larihınden sonra almmıs Ticaret Odası Faaliyet Belgesi, Şirketse Vekâletname, Geçici Terninat Alındı Makbuzu veya Limit içi Banka Teminat Mektubu, ımzalanmıs ve adresi yazılmış sartnamelerin bulundugu zarf ile teklif zarfını, 17/11/1983 perşembe gunü saat 14.00'e kadar Satınalma Müdurlüğıine vermeleri gerekmektedir. 5 Bu alım hakkında 2490 sayılı yasa hükumleri uygulanmaz. Ünıversite ihaleyi kısmen veya tamamen yapıp yapmamakta veya dıledi|ine yapmakta serbesttir. BOĞAZİÇl (MVERSİTESİ PK. 2 BEBEKİSTANBUL Basın: 26728 00KUMACILIK MAIZ£M£9İ