Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/8 13 EKİM 1983 133 YIL SONRA CEZAYIR'E DONU O gunlerde eşım ve kızım Cezayır'e geldıler Hep bırhkte, Saınt Georges otelındekı ıkı odaya, dört nufus yerleştık Bu arada, vıllayı oturulabılır hale getırmeğe çalıştık. Ev sahıbesının kızı bınada kalmağa devam edıyordu Evlı bır kadın olan bu Fransızı, adeta zorlayarak bınadan çıkarttık Yaşlı gözlerle aynldı. Hele, Douglı'den kesm olarak aynlmak ona çok zor geldı Bır kaç gun sonra otelden vıllaya geçtık Zemın katındakı arka tarafa bakan ıkı kuçük odayı bır sure ıçm Kançılarya olarak kullanmağa karar vedık Bu ılk yerleşım devresınde hepımız ağır ışçı gıbı çalıştık Fakat en buyük yuku şoför Ali taşıdı Resmı araba olmadığından Ali şoforlükten gayn her turlu ışı yaptı Bınarun etrafındakı yabanı otlan temızledı, çalılan kestı, paJmıye ağaçlannın üzenne, emne gehşmış bır Tarzan gıbı tırmandı, kuruyan dallan, ellen kan ıçınde, bıçakIa kesıp kopardı Sırtında eşyalan taşıdı Bır Cezayırhyı bahçıvan olarak aldık Bu ıyı nıyetlı, fakat hıçbır tecrubesı olmayan çocuk, sonradan metrdotellığe terfı ettı Eşım, kısa zamanda kalıfiye ışçı yetıştırmekte ıhtısas sahıbı oldu Ali'yı, ılk gece, garajm uzenndekı odalardan bırıne yerleştırdığımız somya uzennde yatırdık Ertesı sabah, Tomruğun, yuzu gözü şışmıştı Gece, her turlu haşaratın amansız hucumuna uğramıştı On gün ıçınde, ıkametgâh kısmım mısafir kabul edılebılır hale getırdık Burolar ıçın Bakanlıktan bır mıktar avans ıstedık Garajın uzenndekı odalan, badana ettırdık, merdıvenlen az çok onardık, kapılan yenıledık Tavandakı fareler ve bahçedekı sıvn sıneklerle mucadelemız başanh sonuç verdı Nıhayet ortaya, bır Buyukelçılığın, hıç olmazsa ıskeletı çıktı RESMİ ZİYARETLER BAŞLADI Bu arada, resmı zıyaretlerime başladım Dışışlerı Bakanı Abdulaziz Buteflika ıle ılk gönışmemız kısa ve oldukça soğuk geçtı Ben Bella'mn ılk ve sevimlı Dışışlerı Bakanı Kbemisti bırkaç ay önce, Cezayır'de sokak ortasında vurulmuş ve Avrupaı bır zerafette olan Khemisli'nın yenne Albay Bumedyen'ın Batı cephesınden arkadaşı ve özel dostu mutearrız, alıngan, asabı ve bazı komplekslere sahıp yırmıbeş yaşındakı Butefhka, Dışışlerı Bakanı olmuştu Buteflika, Turkıye'yı tanıyordu Hakkımızda olumsuz peşın kanaatlere sahıptı Turkıye, genç Dışışlen Bakanı ıçm, yıllar boyu mucadele ettıklen NATO'nun sadık bır uyesı ve eskı mustemlekecılerın yenı dostuydu Bırleşmış Mılletler'de 1958 oylamasında çekımser kalmamız yuzunden taraflan muzakereye davet eden karar tasarısının geçmedığı, savaşın butün şıddetı ıle ıkı yıl daha devam ettığı, bundan dolayı da Turkıye'ye bır sorumluluk payı duştüğu ınancındavdı Dıyalog kurmak ımkânsızdı Daha ılk göruşmede, köprülen atmamak, soğukkanlıhk ve sabırla hareket etmek gerekıyordu Munakaşayı uzatmadan Dışışlerı Bakanı 'nın yanından aynldım "TURKİYE'YE KIRGINIZ" Dışışlerı Genel Sekreterı, Cezayır'ın sıyası tercıhmın evvelâ Afnka olduğunu vurguladı NATO'dan yakındı Turkıye'ye kırgın olduklannı söyledı Dığer bakanları zıyaret adet değıldı Esasen, her bın kendı ışlen ıle meşguldular Dıplomatık zıyaretlere vakıt ayırmayı akıllarından bıle geçırmıyorlardı Yabancı meslekdaşlanmla tanıştım Başta, Iran, halya, Suudı Arabıstan, tngıltere, ABD, Fransa Buyukelçılerı ıle derhal dost olduk Bu dostluklann bazılan sıyası sebeplerle, bazılan da ıçten ve gerçektı Ulkeler arasındakı dostluk ıse, karşılıklı menfaat alışvenşı ıle orantüıdır Turkrye, dış pohtıkasında, uzun yıllardan ben daıma ısteyıcı olmuş, kımseye bır şeyler vermek ımkânını bulamamıştı Ozellıkle Uçuncu Dunyaulkelerı ıle hıç bır alış venşımız olmamış, Bırleşmış Mılletler'de sıkışınca, kendılerını hatırlamış ve oy sağlamak ıçın çok defa boş yere peşlennde koşmuşuzdur Cezayır'le de ılışkılenmızi bu bakış zavıyesmden değerlendırmem gerektı. Haklı aiınganlık ve kuskunluklen karşısında sert tepkı göstermemn faydadan zıyade ta mırı guç zararlan olacaktı Cezayırlılere ıyı nıyetımızı ve gerçek dostluk hıslenmızı, ılende çıkacak fırsat ve vesüelerden faydalanarak, fuh jestlerle ıspatlamağa çalışmamızdan başka takıp edılecek yol yoktu. SAVARONA ÎÇİN İZİN Bınamıza yerleşmemızden ıkı hafta sonra Ankara'dan bır telgraf geldı Savarona Okul Gemısı, ağustos ayının ılk haftası ıçınde Cezayır lımanmı zıyaret etmek uzere İstanbul'dan yola çıkmıştı Cezayır hukumetmden gereklı müsadeyı almak, zıyaret ıçın bır program hazırlamak lazımdı Cezayırlıler, yazıh muracaatımız karşısında şaşırdılar Savarona, Türk donanmasına mensup bu okul gemısı ıdı Türkıye, POLITIKA VE OTESI Büyükelçi SEMİH GÜNVER eşımı ve Bedrertin'ı de götürüyordu Başlangıçta sokaklar tenhaydı Sahıle muvazı ana cadde>egırdık Boru ve trampetlenn sesı, caddenın ıkı tarafındakı yuksek bınalann duvarlannda akısler çıkartıyordu Bu caddede şehrın en buyuk mağazalan, kahvehanelerı, ış yerlen bulunur Bu sokak Cezayır'ın, Fransız şehırlenfıdekı caddelerını andıran mahallesıdır Cezayır'dekı Fransız ışadamlan ve butık sahıplen henuz ulkeyı terketmedıklen ıçın vıtnnler, Fransız mamullerı ıle doluydu Caddenin sol gerısınde, yola amut sokaklar dık yokuşlar halınde yukselıyorlardı Şehıtler Meydanı'na yakın kısmın sol ustu, Cezayır'ın meşhur Kasbah'ıdır Kasbah'da hâlâ, eskıden gelıp yerleşmış Turk aılelerı de otururlar. Ceza yır şehır savaşında, Kasbah'ın, verdığı kahramanca mucadele ıle, tarıhe geçen bır yerı vardır Kasbah halkı fakırdır, kendı olanaklan ıle kendı dunyasında yaşar Cezayır'ın, kalbı Kasbah'da atar Kasbah kalesi 1556'da ınşa edılmıştır tNSAN VE SES ÇlGl Bııden Kasbah sokaklanndan bır uğultu yukseldı ve Buyuk Caddeye bır ınsan ve ses çığı dökuldu Binlerce, beyaz çarşaflı kadın, genç, yaşlı erkek koşarak caddeyi boydan boya doldurdular Kadınlar, ellerini dudaklannın üzenne vurarak bırbırlerını takıp eden kesıknotalarhalınde sevmç ve mutluluk çığlıkları atıyorlar, erkekler "Allahu Ekber" "Vive la Turquie" dıye durmadan bağınyor, alkışlıyorlardı, Bu beklemedığımız, ıçten tezahurat, karşısında Albay Ulkurt ve ben, çok duygulandık O andakı hıslenmız tahhle gelmeyecek kadar karışıktı Şehıtler Meydanı'na vardığı mız zaman Buyuk Camı ıle denız arasındakı saha onbınlerce Cezayırlı tarafından doldurulmuştu Çelenk konuldu, tı borusu çalındı O anda, alan yerınden oynadı Halk tekbır getırıyor, "Yaşasın Turkıye", "Yaşasın Turk Kardeşlenmiz" seslerı semaya yukselıyordu Heyecandan tıtredığımı hıssettım Unıforması ıçınde cıddıyet ve vekannı muhafaza etmege çalışan Albay da, elektrığe çarpmış gıbıydı fftıhar, mutluluk, mahcubıyet, vıcdan azabı hıslerı arasında bocalayıp kaldık tLK OLUMLU ADIM ATILMIŞ OLDU Ertesı gun, Cezayır Denız Kuvvetlen Komutanlığı, Cezayır Lımanı'ndakı Barbaros'un kalesındekı Donanma Kulubu'nde, nefis balık ızgaralan ıle buyük bır zıyafet verdı Cezayır'le barışmamızın, ılk olumlu adımı bövlece Savarona'nın Cezayır'ı zıyaretı ıle atılmış oldu Ahmet Ben Bella, otonteyı şahsında toplamak ve bunu sağlayacak bır Anayasayı hazırlatmak ıçın çalışıvordu Ben Bella, Nasır gıbı, ılhamını Ataturk'ten almıştı, Ata'yı taklıt etmek ıstıyordu Cumhu rıyetımızın ılk devresındekıne benzer tek partılı bır başkanlık rejımı kurmayı aklına koymuştu BEN BELLA'NIN HATALARI Bır Arap lıderının Ataturk'e benzeme|e çalışması normaldır Ancak, bır Ataturk olması çok zordur Olaylann yarattıklan ınsanlar vardır Olavları varatan ınsanlar v ardır Ben Bella'mn ılk vanılgısı Ataturk'un tek partılı başkanlık sıstemını bır nıhaî gaye değıl, bır ıik merhale olarak on gormuş olmasını farkedememısıdır İkıncı hatası ıse, mucadele yıllannda desteğını sağladığı komunıst ulkelerın, Arap halklannın geleneklen ve yaşam felsefelerıne ters duşen Marksıst prensıplen ulkesınde uygulamaya kalkması, bunu yaparken de, dığer taraftan, Arap mılhyetçılığı ve Islam dınını komunızm ılkelen ıle bır arada >urutmeğe çalışmış olmasıdır Bır ayağını Arap mılhyetçılığıne ve Islam dımne. dığer ayağını MaricsızmLenınızme koy an ve bacaklannın bu ıkı zıt ıstıkamelte vavaş yavaş açılmasına engel olamavan Ben Bella, butun ıyı nıyetıne rağmen, muvazenesını o kadar tehlıkeye sokmuştur kı, 1%5'de, ufak bır ıtılme ıle kendısını yerde bulmuştur Ataturk ıse, bu ıkı tehhkeyı zamanında gormuş, Kurtuluş Savaşları sırasında, Moskova'mn yardım ve desteğıne "evel", ıdeolojısıne "hayır" demesmı bılmış ve dını, devlet ışlerınden avırarak Lâyık Devletı kurmuştu Ataturk'un mıllıyetçılığı ıse su katılmamış, Turk mıllıyetçılığıdır Ben Bella'mn dığer önemlı zaafı da etrafını kendı ulkelerınde tutunamamış ve kaçmış her turlu maceracı polıtıkacı ve ıdeolojıstler bu arada Troçkıstler, dığer aşın solcular, anarşıstler, Asya, Afnka, Latın Amerıkalı başansız mucahıtlerle çevırtmış olmasıdır YARIN: DİNE tNANMAYAN BUYUKELÇİ HER CUMA BEN BELLA'YLA NAMAZ KILIYORDU MEHMED KEMAL Cellat Çeşmesi Şımdı Sıyasal Bılgıler dedığımız fakultenın adı eskıdsn Mülkıye ıdı Mulkıyelılerın bırbırlerını Arapkırlıler gıbı tuttukları söylenır Vaktıyle bu bağ kopmaz ve çozulmez bıçımde duğumlu ımış Şımdılerde tavsadığını soyiüyorlar "Once Mulkrye Sonra Türkıye' sozu o yıllardan armağan kalmış Turgay Gönenc ı tanıdığımda genc bır mulkıye oğrenci6i ıdı Hafıf aksayan bacağıyla genç bır Lord Byron gıbı gazete burolanna gelır, kendınden yaşlılarla eşıtce konuşur, kahkahasını ve guoıltusunu ardında bırakarak gıderdı Okulu brtırdıkien sonra bır sure IstatıstıkMudurluğu ndeçalıştığını bılıyorum Sonra bu görevt bıraktı ve ozel öğretmenlık yapmaya başladı Matematıkten cografyaya değın uzanan her konuda ozel dersler verdığını sanıyorum Belkı abartıyorum ama, bana oyle gelıyor Yaşamı da cok yanlıdır Bırkaç hafta once TV de Ibrahım Çallı'nın resımlerı ustune gorüşlerını yansıtıyordu Ataturk'un uç portresını öylesıne anlattı kı değme eleştırmen altından kalkamaz Derken ardından 'Yuzun Senın' adlı yenı şıır kıtabı geldı Gerçı daha genç bır mulkıye öğrencısı ıken sıırier yazardı, Bozgunda (1962), Ben Severek Buyurum (1973) adlı ıkı şıır kıtabı çıkarmıştı Bır yandan ders verır resım yapar, eleştırı yazar, televızyonda gorunürken, bır yandan da şıır söylemeyı surdurüyordu Bır Izmıre gıdışımde, aradım, buldum "Besım Akımsar'a gıdelım " dedım 'Sabah dersım var oğleden sonra gıdenz Ben ıçkıyı bıraktım ama, ıçenlerın yanında bulunmayı sevıyorum" Oğleden sonra Ahmet Bılge'yı de aldık Guzelyah'dan bıraz ötelerde bır bodrum katında oturan Besım Akımsar'ı görmeye gıttık Gerçekten bız ıçtık Turgay ağzına bır yudum koymadı Muhabbet de gurültusuz, patırtısız bıttı Kıtabını okuyorum Dorduncu bölumü "Camın Kırık YanndekıMavı" başlığını taşıyor Dıkkatımı çeken kımı ressamlara ayırdığı yer ve yazdığı sıırier Ressamlar Halıkarnas Balıkçısı Orhan Peker Nedım Gunsur, Neşet Günal ve Nun lyem Bakıyorum Turgay Gonenç, resım yapar gıbı şıırler yazıyor Ilk şıırlerınden bu yana gelışmesı bu çızgıde yoğunlaşıyor Ağdasız, yenı dılıyle modem bır Ahmet Haşım geleneğını canlandırır görunuyor 'Sureklı bır huznu yaşıyor I Iskelenın altındakı denız " Duygularını dıle getırırken dızelere dusünceyle ağırlık venrken, yaşama bağlanırken kuşağının şaırlerınden epeyce aynlryor Ahmet Haşım'ın geleneğını canlandırıyor derken bıraz haksızlık edıyorum Sadece Haşım mu Ahmet Muhıp yok mu? Ya Cahıt Sıtkı'nın ılk yıllan' Çok uzaklardan Ahmet Hamdı Tanpınar bıraz el sallamıyor m u ' Çok deşmeye gelmez, has şaırler bırbırierının, her zaman, mırasçısıdır Sen uzaktan tur kentı andıran yüz Buğulu bır gökyuzü ardında sevdan Tam kaparken gozlerımı ışıktan Içım kamaşıyor dudağımın ucundan Cellat Çeşmesi, bır arayış sıırıdır Bulmuş bır şeylerı, ucundan yakalamıs ya gelıştırıp çok otelere, erışılmeze goturecek, ya da orda tıkayıp bırakacaktır llkın bır dergıde okuduğum zaman bu şıırı, "Turgay, bu şıırden bır yerlere gıdecektır" dıye duşünmuştum Neydı cellat çeşmesi 7 Sözluğe bakıyoruz "Cellat Çeşmesi Topkapı Sarayı dıbınde Çızmekapı denılen yerden Ortakapı denılen yere kadar uzayan duvann Ortakapı ya pek yakın mahallındekı çeşmenın adı ıdı Bu çeşmeye sıyaset çeşmesi denılırdı Sıyaset en ıdama mahkum olanların bu çeşmenın yalağı ıçınde kesılmesı, bu bıçımde adlandırılmasına sebep olmustur Cellat ışını bıtırdıkten sonra ellerini, satırını, bıçaklarını bunun (çeşmenın) musluğunda yıkardı Otuz kırk yıl öncesıne kadar vardı' Cellat Ceşmesı buymuş ışte1 Boyle bır çeşmenın şıırını yazmak şaırce bır ıştır Nıtekım Turgay da denemış Nakışlı mıdır mermerlen ve gul müdür nakışlan Ve ustalar mermer ustaları Bılır mıydı dersın neyı nakışladıklarını Ellerini yıkadıktan sonra yıne Butünuyle yıkanır mı dersın Kan gorup ustunde korkmasın dıye Sofrada bekleyen çocukları ^•^>l rw " vf. NATO üyesı bulunuyordu Ce guneşuı altında beş asağı, beş yukan dolaşarak uzun sUre beklezayır'ın ıstıklâlınden ben ılk defa dık Nıhayet, dalgakıranın açık bır NATO ulkesının asken bır gemısı Cezayır'e gelmek ıstıyor ağzından Savarona, bır kuğu kudu. Bu zıyaret, ıstenılmeyen bır şu gıbı nazlı ve zanf, görundu emsal yaratabıhrdı. Türkıye, Ce Suyun uzennde kayarak sessız za>ır'e ılk Buyukelçısını yolla yaklaştı ve rıhtHnın taşlanna sumasından hemen bır ay sonra, runmeden, halatlannı attı, demır ne ıçın Savarona'yı uzennde babalara bağlandı ve sabıtleştı yüzlerce subay adayı ıle Ceza Guvertede kunseler görunmuyır'e gönderıyordu 9 Uzun ve çe yordu Bayrağımız alev gıbı daltın bır savaştan sınırlı ve şuphe galanıyordu Gözlenmız yaşarcı çıkmış ve uzenndekı savaş kı mıştı Barbaros'un teknelen de hğını çıkararak sıvıl hayata ye Cezayır'e I516'da acaba böyle, nı geçmış olan Cezayır ıdarecı bır hayâl gemısı gıbı mı len her yenı teşebbuste bır art gırmışlerdı'' nıyet arıyorlardı Kendılennı ıkSavarona, merdıvenını sarkıtna ve teskın ıçın uzun görüşme tı Genç bır subay aşağıya ındı ler yaptım Nıhayet, ızın, Ben Kendımızı tanıştırdık Bıraz te Savarona'nın ziyareti île aradaki buzlar çözüldü zaket cumlesınden sonra Cezayır Denız Kuvvetleri Komutanı'nın kendısını makamında bekledığını söyledım. Albay Ulkurt Denız Kuvvetleri Komutanının yüzbaşı rütbesinde olduğunu duyunca, ılk ziyareti kendisinin yapması hususunda cıddı tereddut gösterdı Komutana, Cezayırlı subayiarın terfi edecek yaşa ve kıdeme henuz varamamış olduklannı ızah ettım "Bu gıbi, egemenlıklerine yeni kavuşmuş, dost ulkelerde, asken protokolun dışına çıkmak, rutbe>e degil ışgal edılen makama ve yapüan goreve onem vermek gerekecegi goruşune" kendısını yanaştırdım Komutan zıyaretını Cezayırh mısafirlere Ataturk'un hatıralan göstenldı Hava bırden değışmış, Cezayırlılenn endışelen tamamen kaybolmuştu Albay Şahap Ulkurt'a, şehır ıçınde bır yüruyuş >aparak, bır ıkı kılo metre ılerıdekı buyuk meydan dakı Şehıtler Abıdesıne Denız Kuvvetlenmzz adına çelenk koy mayı telkın ettım Albay, derhal, telsızle, Denız Kuvvetlen Komutanlığımızdan müsaade rıca ettı Kısa surede olumlu cevap geldı Bu arada, Cezayırlılen de razı etmıştım Basına ıntıkal etmemesı, reklama kaçılmaması şartı ıle ıtırazları olmadığını bıldırdıler MERAStM YURUYUŞU Henuz sonbahar yagmurları Savanora'nın Komutanı Albav Ulkurt, Cezayir Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın yüzbaşı rütbesinde olduğunu öğrenince ilk ziyareti kendisinin yapması konusunda tereddüt etti. Komutanı, Cezayirli subayiarın terfi edecek yaşa ve kıdeme henüz varamamış olduklannı anlatarak ikna ettim. Bella sevıyesınde çıktı. Savarona gelebüırdı, fakat hıçbır gösterı yapılmayacak, zıyaret sessız sedasız cereyan edecektı 1%3'de Cezayır donanması Mı3ir'lılardan devralınmış ıkı eskı gambottan ıbarettı Donanma komutanı genç bır denız yuzbaşısıydı Esasen en yuksek rutbelı subay Mıllı Savunma Bakanı Albay Bumedyen ıdı Cezayırlıler Savarona'nın yanaşacağı nhtımı bıze tanf ettıler Işın garıbı, bu nhtım, hmamn en gözde yerınde ve şehruı merkezının tam karşısında ıdı Bedrettin Tunabaş'la bırlıkte, rıhtıma gıttık Cezayır'lüerden kımse yoktu Boş rıhtıırun uzennde ve reddut ettı Sonra, guverteve çıktık Bır sure bekledık Bıraz sonra gemı komutanı geldı "Siz, Buyukelçi misiniz?" dıye sordu öğrenince, "Habersiz geldiniz. Sizi raerasimle karşılamam Ifizımdı" dıye özur dıledı Denız Guverte Albayı Şahap Ulkurt'la çabuk ahbap olduk Kendısıne durumu anlattım Egemen Cezayır'ın, bu tur zıyaretlere alışık olmadığı, acemılıkle çekıngenlığın bırbırlenne karışmış olduğu, hoşgöru ıle karşılamak gerektığı hususlannda komutanı ıknaa çalıştım Nıtekım az son ra, Denız Kuvvetleri Komutanlığı'ndan komutanı temsılen genç bır subay geldı Bır ıkı ne Genç subay adaylarımızın yürüyüşe başlamasıyla birlikte binlerce be\az çarşaflı kadın, genç, yaşlı erkek caddeyi boydan boya doldurdular: Kadınlar ellerini dudaklarının üzerine vurarak sevinç ve mutluluk çığlıkları atıyorlar, erkekler "Allahu Ekber", "Yaşâsın Türkiye" diye durmadan bağırıyorlardı. yaptı ve mutlu döndu Bır ağabey muamelesı görmuştu. Cezayırlı meslekdaşı, bu zıyaretı derhal ıade ettı AY VE YILDIZLI BİR GECE Subay ve öğrencılerın kuçuk gruplar halınde dışan çıkmalarına ve şehrı gezmelenne musa ade olundu Ben, Buyukelçılık ıkametgâhında bufelı bır akşam davetı yaptım Ikı yuze yakın Turk ve Cezayırh denızcı evın ıçını, bahçeyı, terası doldurdular Her bakımdan av veyıldızlı bır gece ıdı Geç saatlere kadar, yenıldı, ıçıldı, kardeşce konuşuldu Albay Şahap Ulkurt, Savarona'da bır kokteyl tertıpledı başlamamıştı Guneşlı bır gun du Savarona'da bando yoktu. Boru trampet takımı başta yennı aldı Genç denız subay aday larımız yuruyuş nızamına geçtıler Koyu kırmızı atlastan a> yıldızlı bayrağımız gururla başını kaldırdı Yuruyuş başladı, denızcılerımızın bu yuruyuş nızamını daha once hıç görmemıştım Tufekler kâh omuzda, kâh elde taşınıyor, anı duruşlar, verınde saymalar, donuşler buyuk bır ustalıkla >apılıyordu Bedrettin Tunabaş'ın sıyah renklı arabası gelmıştı O araba>a, bayrak ta karak, Albay Ulkurt ıle ben yerleştık Kıtayı takıp edıyorduk Ah, bızım arabayı kullanıyordu Halim Atalay, Volkswagen'le ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Asgari ücretin tespiti Asgarı Ucret Tesbıt komtsyonu, "Asgarı Ucretin Tespıt Yontemi"ne gore en az ucretı saptamıştır Bu karar 24 aralık 1982 gunlu Resmı Gazete'de yayımlanmıştır II. TESPİT VONTEMİ 1 Asgarı ucret, butun ıllerde besın ıçı ve besın dışı. arcamaları kapsayan ıhtıvaçlar ıçın yeterlı bır satın alma gucu sağlayan ucrettır Bu nedenle, tuketım harcamaları, besın ıçı ve besın dışı harcamaları olarak ıkı bolumde duşunulmuştur Çalışanlann fızyolojık ıhtıyaçları ıle tutarh ve dengelı beslenme ıçın gereklı besın maddelerının tespıtı amaavla Hacettepe Unıversıtesı'nın bır ışçının gunluk çalışma karşılığı olarak ıhtıvaç duyduğu kalorı mıktarı ve bu kalorıyı sağlayan beslenme kalıbı bu konudakı çahşmalara esas alınmıştır 2 Dengelı beslenme ıçın gereklı 3500 kalorıyı sağlayan besın ıçı harcamalann tutarı tum ıllerdekı perakende fıyatlar kullanılarak ve bu fıyatlar Çalışma Bakanhğı'na kayıtlı Iş Kanunlanna tabı ışçı sayılan ıle ağırlandırılarak tespıt edılmıştır 3 Bu fıyatlar Devlet İstatıstık Enstıtusu'nun tum ıllerden a>lık olarak derledığı perakende Tıyatlar olup, asgarı ucretin hesaplanmasında DlE'ce eldekı verılere gore en son ay olan ekım 1982 fıvatları kullanılmıştır 4 Devlet istatıstık Enstıtusu'nce bulunan besın ıçı fivatları Enstıtunun 19781979 Kentsel Kesım, Hane Halkı Gelır ve Tuketım Harcamaları anket sonuçlanna gore bulunan besın ıçı "'o 44, besın dışı "o 56 oranları esas almmıştır 5 Bu oranlar esas alınarak ve 1982 yılı ekım ayı fıvatları kullanılarak bulunan asgarı ucrete son petrol mamullerı zamları nedenıyle asgarı ucretin vururluğe gıreceğı ocak avına kadar vukuu muhtemel fıvat artışlan dıkkate alınarak, r o 8 5 ılave edılmıştır III. ASGARI UCRETİN HESAPLANMASI: Her ıl ayn avn olmak uzere 67 ılın ekım'1982 perakende fıyatları kullanılarak ışçı ıçın 3500 kalorıye gore gunluk ve aylık gıda harcamaları bulunmuştur Bu haaamalar 67 ıldekı ışçı savısı ıle çarpılarak (ışçı sayısı x gıda harcaması) ağırlandırılarak hesaplanmıştır ToDİamdşçı savısıxgıda harcamaları) 527 754 049 16 218 48 6^ ıldekı toplam ışvı sayısı 2 415 547 Işçının bır gunluk gıda hareama tutarı ("o 44) 218 48 TL. Işçının bır gunluk gıda ıçı \e gıda dışı tum harcaması tutarı (»• 44+^0 S6) 496 55 TL Işçının bır avlık (30 gun uzerınden) toplam gıda ıçı ve gıda dışı harcamaları tutarı 30x496 55 14 896 50 TL r Bulunan rakamın o 8 5'u olan 1 266 20 TL eklenerek bulunacak aylık asgarı ucret 16 162 70 TL gunluk asgarı ucret 538 75 TL olmaktadır Uvgulama kolaylığı bakımından avlık asgarı ucret 16 200, TL gunluk asgarı ucret M0 TL olarak kabul edılmıştır Bılımsel olarak. saptanan en az brut ucret tutarı, gunde 540 TL, ayda 16 200 TL den avda 2 268 TL SSK prımı, 2 910 TL Gelır vergısı ve 65 TL de damga vergısı kesılerek net olarak ayda 10 957 TL'ye ınmektedır En az ucretin net gunluk tutarı ıse 365 23 TL dır (10 957 30 gun 36^23 TL ) Boylece saptanan gıda ıçı harcamalann gerçek değerı de avda lr 4 821 TLve ınmektedır (10 957 En az net ucret x o 44 gıda ıçı hareama 4 821 TL ) Bunun gunluk tutarı da 160 70 TL olmaktadır (4 821 TL Gıda ıçı avlık net tutar/ 30 gun 160 7 0 TL ) Bılımsel olarak saptanan gerçek en az ucret avda 16 200 TL olmayıp ^o 32 eksiğı ıle 10 957 TL net değere ınmektedır Geletektekı en az ucretin saptanmasında SSK prımı, gelır vergısı \e damga vergısı gerçeğının de bılımsel olarak goz onune alın ması dıleğı ıle GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLANI ÇATALCA İCRA MEMURLUĞU'NDAN 1980/237 Tal lpoteklı olup satılmasına karar verılen TAŞ1NMAZIN TAPU KAYD1 Çatalca lzzettm kövu Hamzalı önu mevkıınde kâın ve Çatalca tapusunun pafta 3, parsel 6O7'de kayıtlı 30500 nu mıktarındakı larla TAŞINMAZ1N Dl/RLMU \ E KIYMETİ: 30500 m' mıkıarında k.ı arazının tarla zıraatıne elverışlı bır arazı durumunda bulunduğu, halı hazırda uzennde kuru zıraat yapıldığı, Guney hududunun Iz zettın Nakkaş kovu asfaltına bıtışık olduğu, İzzettın köyune yakın olan arazının bulunduğu yer ve mevkıı ıtıbarı ıle m sı 200 TL dan tamamma 6 100 000 TL değer takdır edılraıştır Hbaı ORTAVtl N.hat AKSOY M\NTA5 AhmetöZTONCER HasanCANER SeroJTEBEB l \S\B İMAR DURUMU. lstanbul II Imar Mudurlugu'nun 16 4 1981 tanh ve A 3409 AV 33/ 284 2760 sa\ılı yazılarına gore soz konusu taşın maz 29 Temmuz 1980 tasdık tarıhlı 1 50000 olçeklı Buyuk Istanbul nazım planına gore su loplama havzasında kalmaktadır Bu alanda yapı aianı kat sayısı maksımum ""oS ve vukseklık h ö 5 0 m r vetop lam ınşaat alanı 250 mt vı geçmemek ka>dı ıle >apı >apılabılır ola rak bıldırılmıştır Satış Şartlan 1 Satış 9/12/1983 gunu saat 14 00'den 14 30'a kadar Çatalca lcra Daıresı'nde açık anırma suretı>le yapılacaktır Bu artırmada tah mın edılen kıymetın % 75'ını ve ruçhanlı alacaklılar varsa alacakla rı mecmuunu ve satış masraflarını gecmek şartı ıle ıhale olunur Bovle bır bedelle alıcı çıkraazsa en vok artıranın taahhudu bakı kalmak şar tıyle 19/12/1983 gunu aynı yerde saat 14 00 14 30'da ıkıncı artır ma>a çıkarıiacakîır Bu artırmada da ruçhanlı alacaklıların alacağı nı ve satış masraflarını geçmesı şartıyle en çok artırana ıhale olunur 2 Artırma>a ıştırak edeceklerın tahmın edılen kıvmelın rt 10'u nısbetınde pe> akçesı veya bu mıktar kadar mıllı bır bankanın temı nat mektubunu vermelen lazımdır Satış peşın para ıledır, alıcı ıste dıgınde 20 gunu geçmemek uzere mehı! verılebılır Dellalıve resmı ıhale pulu, tapu harç ve masrafları alıcıya aıttır Bırıkmış vergıler «atış bedelınden odenır Mustafa OKAN R '** 3 Ipotek sahıbı alaeaklılarla dığer ılgılılerın ( + ) bu ga>rımen kul uzenndekı hakJarını hususıyle faız ve masrafa daır olan ıddıala nnı da>anağı belgeler ıle onbeş gun ıçınde daıremıze bıltlırmelen lazımdır, aksı takdırde hakları tapu sicilı ıle sabıt olmadıkça pavlaş madan harıç bırakılacaklardır 4 Satış bedelı hemen veya venlen muhlet ıçındeodenmezse lcra ve Iflas kanunu nun 133 maddesı geregınce ıhale feshedılır Ikı ıhale arasındakı farktan ve wt> 10 faızden alıcı ve kefıllerı mesul tutula>.ak ve hıç bır hukme hacet kalmadan kendılerınden tahsıl edılecektır 5 Şartname ılan tarjhınden ıtıbaren herkesın gorebılmesı ıçın daır açık olup masrafı venldığı takdırde ısteyen alıcıya bır orneğı gonderılebılır 6 Satışa ıştırak edenlerın şartname>ı görmuş ve munderecatını kabul etmış sayılacakları, başkaca bılgı almak ısteyenlerın 1980/217 Tal sayılı dos>a numarasıyle memurluğumuza ba^vurmaları ılan olu nur 29/9/1983 1c İf K 126 (t) İlgilıİT lâbınne ırlıfak hakkı sahıplen de dahıMır. Basın 10938