Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhurıyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER dlr. Tarihsel gellşlmde, n . Dunya Savaçından önceki dönem hammaddeleri, bu savaştan sonraki dönem müşterileri ele geçirme dönemidir. İç pazarı (İç müşterileri) ele geçirme, gelişmiş ülkedeki ana şirketin az gelişmiş ülkede yavru şirket kurması biçiminde, ithal ikamesine bağlı ekonomi teknik adı altında, gerçekleştirilmiştir. Dış pazarı (dış müşterileri) ele geçirme, gene söz konusu ana şirketyavru şirket ikilisi biçiminde, bu kez ihracata dönük ekonomi teknik adı aitında, gerçekleştirilmiştir. 1970'li yıllarda. az gelişmiş ülkelerde, güney tipi serbest bölgeler, pıtrak gibi bltmlştir. öyle ki, bugün dünyada kuzey tipi ve güney tlpi toplamı üç serbest bölge varsa, bu bölgelerin birl gelişmiş ülkededlr, bu bölgelerin ikisl az gelişmiş tilkededir. Başka btr anlatımla, güney tipi serbest bölge, kuzey tipl serbest bölgenin iki katıdır. Gelişmlş ülkelerin serbest bölgeler konusunda, sekiz yüz yılda aldığı yolu. az gelişmlş ülkeler sekiz yılda alıvermiştir. Güney tipl serbest bölge, az gelişmiş Ulke için değil gelişmlş ülke İçin çahşan bir sistemdir. ••• îmdl. ülkemlzde serbest bölgeler kurarken, kendlmize somut sorular yöneltmek ve konuya ilişkin açık seçik hesaplamalar teknik dllde faydamaliyet analizi yapmak durumundayız. Somut sorulara örnekler şöyledlr: Kuzey tipl ml, güney tipl mi serbest bölge kuracağız? Serbest bölgede yerli glrişimcllerl ml, yabancı girlşimcllerl ml egemen kılacağız? Serbest bölge hem yurt dışına. hem yurt lçine yönelecek ml? Serbest bölgenin müşterileri Türkiye'nin varolan müşterileri midlr, varolacak müşterileri mldir? Serbest bölgede hem kauçukkahve gibi mallara, hem arabavideo glbl mallara yer verecek miyiz? Açık seçik hesaplamalar. serbest bölgenin Türkiye'ye ne getlreceğlnin, Türkiye'den ne götüreceğinin, olası rakamlarla bellrtilmesidlr. Ülkemiz İçin dar anlamda. serbest bölge kurma ne kadar yararlı ise. geniş anlamda serbest bölge kurma o kadar zararlıdır görüşündeyim. Yazımda bu görüşümü, nedenlerl İle ortaya koymaya uğraştım. 5 OCAK 1983 lkemizde, elll beş yıl Bnce (1927) yalnız îstanbul'da, otuz yıl önce (1953) bütün Türkiye'de, hükümete serbest bölge kurma yetkisini veren lkl yasa çıkanlmıştı. Bugüne kadar, hükümet, ne îstanbul'da ne de Türkiye'de bir serbest bölge kurmadı (ya da kuramadı). 1927 ve 1953, ülkemlzde serbest (Ilberal) ekonomik görüşlerln şahlandığı yıllardı. Saym Cumhurbaşkam; Uzakdoğu gerisi dönüşünde yaptığı konuşmada, Endonezya'nın kauçuk, kahve, madenler glbl malları Türkiye'de işlensin, bu mallar Türkiye'den öbür ülkelere satılsın, bunun İçin serbest bölge kurulsun, dlyerek: belli ve özel durum için, dar anlamda serbest bölge kurma konusunu, gündeme getirdi, güncelleştirdi. Yönetim, konuya 1983 yılı programında yer verdi, konu için tüzük ve kararname hazırlamaya giriştl. Temsilcisi Uzakdoğu gezisine katılmayan üniversite, konu üzerinde bugüne kadar sustu. Temsilclsl Uzakdoğu gezlslne katılan özel kesim ve bir ölçüde de yönetitn, konuyu belirsizleştiren, genelleştlren, sankl geniş anlamda serbest bölge kurmayı öneren, beyanlarda bulundu. Ticaretin de, sanayinin de serbest bölge kapsamına girmesi; serbest bölgenin çalışanların sayısında, üretimde, yatırımda, döviz girdilerinde, dünya ticaretindeki payımızda artışlar sağlayacağı; serbest bölgenin maUyetlerl düşüreceğl: serbest bölgenin ülkemize yabancı sermayeyi çekeceği; tek dert kaçakçılığın kolayca önlenebileceği; bu beyanlar arasında ldi. Yukarıda söz konusu ettlğimiz dar ve genlg anlamda serbest bölge ayrımı, serbest bölge sisteminln tarihsel gelişimlnde, kuzey tipl (Hamburg tlpi) ile (güney tip! (Singapur tipi> diyebileceğimiz lklll ayrımla karşılasır. O Serbest Bölge Kurmak «Ülkemiz için dar anlamda serbest bölge kurma ne kadar yararlı ise, geniş anlamda serbest bölge kurma o kadar zararlıdır görüşündeyim. Bu görüşümü, nedenleriyle ortaya koymaya uğraşüm.» Prof. Dr. Salih ŞANVER çerçevesinde, ulaşımdaki coğrafi konumlarmdan da yararlanarak, o zamanın gelişmemiş bölgeleri İle gelişmiş bölgeleri arasında ticarete aracılık etmeye başlamışlardır. Birlik (Hanse), Londra ve Novgorod gibi yerlerde, Osmanlı împaratorluğundaki ekonomik kapitülasyonlara (imtiyazlara) benzer, ticari kolonller (Kon tore) kurmayı başarmıgtır. Blrliğln ticaret tekell 17. yüzyılda sona ermlştir. Bu yüzyıl, Batıda milli devletler çağıdır. Birlik (Hanse), gümrük duvarları kalksm tlcaret serbest olsun ilkesinl kendl çıkarına doğal olarak savunmuş, rüşvet ve borç verme yolu İle bu llkeyl şehlr devletlerlnde geçerll kılmıştır. Günümüzde kuzey tipl serbest bölge, tarihsel kalıntı biçiminde varlığını sürdürmekte, mütevazi Işlevler görmektedir. Serbest bölge, bir tilkede, yalnızca gümrük yasalarının askıda olduğu, ötekl bütün yasaların geçerli olduğu bölgedir. Serbest bölgenin pratlk, mütevazi lşlevl, büyük limanlarda, zaman zaman doğan llman sıkışıklığını gldermekten lbarettlr. Antrepoculuk gibi, seçenek (alternatif) yöntemlerle bu İşlev daha yalm blçlmde yerine getirilebilmekte, böylece serbest bölge mütevazi işlevini de yitirir duruma gelmektedlr. Londra, Rotterdam ve Amsterdam limanian, antrepoculuğa örrieklerdir. Günümüzde, kuzey tipl serbest bölge, bir ülkede gümrük yasalarım aşarak ekonomik yasalan da askıya alan bir sistem değildir. Gümrük duvarlanndan sonra ekonomik duvarlar kaldırılmamaktadır. Ekonomiciler, serbest bölgenin, tilkeye vergl gelirlerl yönünden, tilke sanaylIne rakip olma yönünden, ucuz ya da pahalı fiyatlar yönünden, hiç bir zarar vermeyecek nitelikte bulunmasını lyiden lylye vurgulamaktadırlar. Ekonomlciler arasında egemen görüş, serbest bölge sisteminln ticaretl arttırdığı konusunda pek kanıt yoktur, yolundadır. Kuzey tipi serbest bölgede, geçmişte de günümüzde de, yabancı glrişlmciler değll yerll girlşimcller egemen olmustur. Dünyanın kiml büyük tüccar ülkeleri, bu arada Inglltere ve Blrleşlk Devletler, ne geçmişte ne günümüzde, serbest bölge slstemine, kendl ülkelerlnde, pek ltlbar etmemlslerdlr. Ingiltere'de, 1552'de Kral VI, Edward, serbest bölgeler kurulsun buyruğunu vermlştir; bu buyruktan berl, 430 yıldır, gümrük ve maliye bakanlıklan blrllkte serbest bölgelerln kurulmaması gerektlğlnl tartışagelmlşlerdlr. Gene îngütere'de, bir yıl önce, liberal görüşlü tlcaret bakanlığı, serbest bölgeler kurulması önerislnl getlrmiştlr. Bu önerl, serbest bölge înglltere dışında nedlr, Ingiltere'de ne olabillr, incelensin dlye, Maliye Bakanlığı baskanlığmdakl bir komlsyona ha vale edilmlştlr. Birlegik Devletlerde, elll yü kadar önce, 1934'te, Ticaret Bölgeleri Yasası çıkanlmış, bu yasa ile serbest bölgelerln geliseceği beklenmlş. Newyork ve New Orleans'de küçük değlşikliklerle Güney Amerika'nın hacıağalarma lüks esya satan Mlaml dısında. gelişme olmamıştır. *•• Güney tipl, klml az gelişmls ülkelerdeki serbest bölgelerdir. Güney tipl serbest bölgede. yerli girişlmciler değll, yabancı girlşimciler egemendlr, Tarihsel stireçte gelişmls tilkeler. az gelişmlş ülkelerln önce hammaddelerine, sonra iç pazarlanna (iç müşterllerine), sonra da dış pa zarlarma (dış müşterilerlne), göz dikmlşler, bunlan sırası ile ele geçirmlşler Göbek Atmak? Her yıl sonuna doğru basından başlayıp topluma »ıçrayan bir tartışma baslıyor: « Bu yılbaşında ekrana dansöz çıkacak mı?» Ne demek bu? Türkçemizde kiml sözcükler bellrll anlamlar kazandılar. Toplumun büyük bir keslminde «dansöz» dedinlz mi göbek atıp gerdan tltreten çengl akla geliyor. Televizyon yayınlarmı «ciddl adamlar» düzenlediklerl için tartışmanm boyutları genlsliyor, derinleşiyor. Türkiye'nin devlet televlzyonunda «gttbek dansı» sergllensin ml? Yoksa bu İş geleneklerimize, göreneklerimize, ulusal ahlâkımıza ters mi düşer? Yetişme çağındaki kuşaklara kötü örnek mi olur? Oysa çalgılı meyhanelerde, lüks gazinolarda, o biçim pavyonlarda, modern klöblerde, zengln düğünlerinde göbek atılıyor. Hem göbeğl yalnız «oryantal dansöz»ler atmıyorlar ki? Ülkemlze gelen Amerlkan lşadamlari, IMF yetkilileri, OECD Denetçileri, yabancı NATO subayları da glttlklerl eğlence yerlerinde iki kadeh içince aşka gelip plste fırlıyorlar; başlıyorlar göbek atmaya... Gazetelerin foto muhabirlerl de şıpjak reslm çekiyorlar. Ertesi günü blrincl sayfalarda fotoğraflarını görüyoruz: « Ülkemizin ekonomislnl denetlemek üzere Ankara'ya gelen heyetin başkanı Dr. Kildare dansOzün çağrısına uyup piste çıktı; sabaha kadar göbek attı. tki şişe rakıyı bitiren Dr. Kildare, hesap puslasını göriince; «Tiirkiye dünyanın en ucuz ülkesidir» dedi. Ayrıca Tiirk ckonomisinin do&rıı yolda o'duğunıı söyleyen Dr. Kildare: «yakında köşeyi döneceksiniz» diye bir de mü.ide verdl.» Göbek dansını benimsemlş bir toplumuz. Diyellm kl, bir holdingin kızıyia. komşu holdingin oğlu Sheraton'da evleniyor; bütün büyükler göbek atmıyorlar mı? Oysa «eskiden» böyle değildl. «Eskiden» derken Cumhuriyefin ilk döneminl vurguluyorum. îkinci Dünya Savaşı'nın sonuna dek büyük kentlerin «seokin» gazinolannda yabancı «artistler» çalıp söylemiş. dansetmişlerdir. îstanbul'da, Ankara'da. İzmir'de piyasayı tutan üç beş gazinoda göbek oyunu hor görülürdü. Ikinci Dünya Savası'ndan sonra ünlü «oryantal dansöz» Nana göbek dansını gazino sahnelerine çıkardı. Ardından Inci Birol piyasayı tuttu. Tasra sermayesi büyük kentlerin köşebaşlarına yerieşiyor, eğlence piyasası canlanıyordu. Anadolu'da gizli gizll «karı oynatan» erkeklik eSilimi, Türkiye' nin ekonomipolitiğine egemen olunca «gübek dansı» salgını başladı. Gecenin bîr vaktinde kafalar dumanlanınca ve rakı şişelerinin dibi görününce gelsîn göbek oyunu... Işadamı, yabancı diplomat, Amerikan askerl misyon şefi dogru piste... İş bu kadarla da kalmadı: ülkemizdekt Amerlkan sivil ve askeri görevlilerinin eşlerl (karıları) bizlm eskl kulağı kesikierden ?öbek dansını öğrenmek için ders almaya başladılar. Bir salgın kl sormayın... Göbek dansı lnsahm içlnl Ricıklar...Ya arabesk? Ruhumuzun en lnce tellerine can alıcı mızrabıyla dokunan bu müzik de neden horlanıyor canım? Toplum baştan başa göbek dansıyla donanıp, Arabeskle sarmalanmadı mı? Günde beş vakit Ezanı Muhammedi'yi en güçlü hoparlörlerden din leyen bu toplum, onbeş vakit de Arabeske kulak vermij'or mu? Toplumun en sf.yiîin, en paralı, en pullu kişileri göbek atmıyor mu? ••* Kuzey tipl, kimi gellşmlş ülkeierdekl serbest bölgelerdir. Kuzey tipl, geçmişte, başka bir işlev, güçlü bir işlev, görmüştür; günümüzde, başka bir işlev, zayıf bir İşlev, görmektedir. Geçmişte, bu tlp, Alman tüccarlar blrllğinin (Hanse) tekeline bağlı olarak. 12. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Bu yüzyıl, Batıda, şehlr devletleri çağıdır. Lübeck, Hamburg. Bremen gibi limanlar, tekel İKI OKTAY AKBAL üneten:ReşitCANBEYLİ Hicbir Sey,,mi? tYeni yılda beklentilerlniz ve Bzlemlerfnta nelerdlr?» «Hiçbir gey.» Bana da sordular bu soruyu telefonla. Zeynep Oral daktllosunun başındaymış; hemen yazacak söylediklerlml... Ne bekllyorum kl? «ülkede ve dünyada gerçek barışın kurulmasına dojfcu lu adımlar atılması...» ~ ../ Ne bekliyoruz? 1983'ten ne umuyoruz? Dostum Fethl Naci, «Hiçbir şey» yanıtını vermiş. Hiçbir şey!.. Umutsuzluğun koyusudur bu... Sonsuz bir uçurum... Tutunacak bir dal bile yok... Küçücük bir aydınlığın izi... Hiç biri!.. öyle ml? Gerçekten öyle mi? Nasıl görünürse görünsün 'umut' vardır, olmalıdır. Yoksa da, yaratılmalıdır. Hiçbir §ey diye 'bir şey* yoktur, olmamalıdır. însanoğlu, hiçbir geyden 'her şey'e geçmenln yolunu bulmalıdır. Böyle dedim kendi kendime, Naci'nin 'hiçblr şey'inl okur okumaz. Sonra Naci'yi düşündüm. Uzun yıllar öncesine gittim. Nacl Kalpakçıoğlu' nun Giresun'dan, sanırım Erzurum Llsesi'nden Istanbul Iktisat Pakültesi'ne geldiğl sıralar... Sait Falk'in bir çok öyküsünü şiir ezberler gibi okuyuşu... Şiirler yazması, öykü çalışmaları yapması... Şehzadebaşı'ndaki o fotoğrafçı dükkânını anımsadım: Yirmi yaşındaki Naci'nin renkll portresl duruyor vitrinde. Genç, yakışıklı, güzel bir delikanlı. Sabah akşam önünden geçerken gülümsüyorum o resme. Sonra da Naci'ye takılıyoruz. Derken yıllar geçti. Hep geçeceği gibi!.. Fakülte, yaşam, serüvenler, slyasal eğilimler, savaşımlar, şu bu, eleştirl alanmda çıkışlar, tartışmalar... 1947'den 1983'e uzanan otuzbeş yıl... Hep arayarak, umutlanarak, bulduğunu sanarak, yaratarak, eleştirerek, hayaller, düşler kurup geliştirerek... Sonra 1983 ve yanıt 'Hiçbir şey'... 'Gösteri'nin ocak sayısında yenl bir yazısını okudum. 'Acı'... Nacl 'acı' denen 'şey'l tatmış birl. «Sevince benzemez acı, bölüşülemez. Bunu bilmek ve acıyı adaın gibi yaşamak gerek» demiş. Katherine Mansfierd de 'Acı büyüyecek, sevinç olacak' deme2 mi?. Acı'nın dipsiz uçurumundan, umutsuzluğun koyusundan kendimizl kurtarmamız gerek. Birey olarak, toplum olarak türküleşecek yannları özlemle beklememiz gerek... 'Hiçblr şey'l 1 'herşey yapmamn gücü, Naci'nin de bildiğl gibi kafa çabası ile, uğrası ile, bilimie, sanatla tüm toplumu yuğurmaktadır. Başka nerde olabillr ki! Bu da, uzun süreli bir iş; insan ömrü yetmlyor: bir kuşak iki kuşak yetmiyor bireyi ve toplumu 'hiçbir sey' karamsarlığından çekip sıyırmaya... Fethl Naci'nin 'Acı' yazısını okuyorum: «Yaşanmış ber acı, gerçekte, bir özel addır. Deniz gibi, BUlent gibi, Ülker gibi... Gerçek acının tek ölçütü v;ır: öltim korkusunu yok etmesi. Hâlâ ölümden korkuyorsanız bilin kl gerçek acıyı yaşamamışsınız. Karşılaştırılmayacak tek şey belki de acıdır, 'benimki şöyle seninkl böyle' diye söz edilemez acıdan. Acı, aşılamaz. Acıya dayanabilmenin tek yolu acıyı çalışmaya, bir gey yaratmaya dönüştürebilmektir.» Behçet Necatlgil'in bir dizesinl anmış, sonra da: «Bıkmışım ölümierden ölmeyin benden önce..» «Hiçbir şey» mi şlmdi Naci'nin bu 'ACJ' yazısı? Kısa, özlü. bir şilr bence... Naci Kalpakçıoglu'nun o gencecik yaşında yazdığı, ama bir tekinl bile yaygın dergilerde yayınlamadığı öykülerl ben 'Yeşil Giresu'nda çıkanları ve bana verdiklerini bilirim anımsattı. O günlerde başka 'acı'ları vardı, şimdikl 'acı'dan çok daha değlşik, çok daha hafif şeylerdl onlar... Acıyı tatmak için yaşamaü İnsan... Yılları boncuk dlzer gibi birblrl ardına dlzmell... Niye öyküler yazmaz kl! Bir kısa flyküsünü 1948'de 'Seçi'mlş Hikâyeler'e yollamıştım, Sallm Şengil yanıtında 'Yazı kurulu beğenmedi' dlye gerl çevirmişti. Oysa güzel bir öyküydü. O öykü çıksaydı, yazınımız belkl de eleştlrmecl degil, bir öy kücü kazanacaktı. Yasam böyledlr; türlü oyunlarla yönümüzü değ'iştirlr. Acı'lar, yaratmaya dönüşürse yok mu olur? Olrnaz, ama dlrenç verlr. obuyanlara, okuyacaklara; o acı gibi nlce nlce acıları ergeç tadacaklara... LEKTBONİK dUnyasın. da Eon otuz yıldakl gellsmeler Insanlan, yaşama, çalışma ve hatu dUşUnme biçimlerlnde artık geri dönüşü olmayacak kadar büyük değlşiklikler yapacak bir çağın eşigine getirdi. Bu bir «afcıllı makinalar» ya da «bllgi» çağı. Tıpkı sanayl devrimlnin lnsanın flziksei gücünü genişletUği RiW, akıllı maldnalar devrimi lnsarun beyin gücünü arttıracak. Ancak demir ve yakjt gibi soıüu kaynaklara dayanan sanayl devriminin aksine yeni bilel çagı sonsuz bir kaynağa, bügiye dayanmakta. Bu devrünln oltuıhasına yolaçan başlıca lticl früc, etkileşim lçlnde iki temel teknolojinin gellşmesidlr: Bllgisayarlar ve entegre devreler. E Elektronik dunyasmda gelişmeler Gülen AKTAŞ 1975 yılında fizih dahnda lisans derecesini Boğaziçi Universitesi'nden, lisansüstü derecesini de /stanbul Universitesi Fen Fahültesi'nden aldu Halen Boğaziçi Üniversitesi'nde üoktora çalışrhalannı »ürdürüyor. % îlk bilgisayarlar Dünyanın llk büyük elektronik dıjital bilglsayan 1946 yılmda yapüan ENIAC'dı. 30 ton ağırhğındaki ENIAC kocaman bir odayı kaplıyor, 140.000 Watlık elektrik yutuyor ve 18.000 vakum tlibünden (radyo lambası türü tüpler) oluşuyordu, Bu tüpler de oldukça bUyük ve pahalıydı. Üsteliic çok ısındıklan İçin ortalama her yedi dakıkada bir bunlann biri yanıyordu. Ama bu kadar önenıll değildl; çünkü ENIAC'ın daha tamamlandığı anda modası geçmişti bile. 1948 yüuıda Bell laboratuarlarında Bardeen, Brat taiu ve öhockley taralından keşfedllen transistör ENIAC, da kullanılan büyük cam tuplerin yerinl alcü ve böylece yarı Iletken elektronik çağı başlamış oldu. Transistör, mer cimek büyüklüğünde bir metal ya da plastık kutuya konmuş, dıştan bakıldığında üç ayaklı bir tabureyi andıran. silisyura ya da germanyum gibi bir maddeden yapümış bir yarııletken krıstal. Bu yarıiletkene katılan az miktarda safsızlık (yarı iletkenin bir baska madde ile katkılanması) biiyiik bir dış enerji gerektirmeden çok sayıda eiektronun lıarekete geçırılebilmesine olaııak sağlamakta. Bir elektronık devrede transıstörlerın ıkı temel görevl vardır: Voltaj ya da akımı yukseltmek Camplüıkasyonj ve anantarlaına (cievreyı açıp kapamaK). Böylece transıstorler ıkıii sayı sısteau kuUanan cUjital bilgisayarlar ıçın mukemmeı bir elemandı. Bu ıkılı sıstemde herhangı bır sayı yalnızca iki rakamla ya da «bıt» lerle (0 ve 1) temsıl edılmekte. Dijıtal bilgisayarlar ya «açık» (ki t>u l'e karşılık uelir ya da «kapaiı» (bu da 0'a karşüıktır) olan çok sayıda elektrik devrelere dayanır. Bu devreler ne kadar çok olursa bılglsayarın kapasitesi o kadar çok artar ve bu devreler birbirlerine ne kadar yakınsa yapılan işlemler de o kadar hızlanır. Böylece transistörün keşfi çok daha küçük ve hızlı elektronik aygıtların yapılmasını sağlamış oldu. Ancak transistorler de kusursuz degildi. Üzerine monte edildikleri. düa ve yassı tellerle bezenmis plastik devre plakalannı kırıyorlardı. Bunun çözümü de 1959 yılında bulundu; Transistörün içindekl kristal aynı zamanda üstünde durdugu devre plakası olarak kuliamlacaktı. Bu çalışmaların sonucu olarak üzerinde birkaç elektronık devre bulunan yaniletken elemanlar, ya da «chip» denilen entegre devreler dogmus oldu. Entegre devreler küçUcük bir slllsyum parçası va da yalıtkan bir taban Uzerine yerleştirilen ve elektrik akımı Yarıiletkenler ve katkılanmaları Y aniletkenler mutlak sıfırda, yanl 273 *C* de yalıtkan olan (bir başka deyişle direnç lerl çok yüksek olduğu için elektrik iletmeyen), ancak ısıtıldıklarında, örneğin oda sıcaklığında elektrik iletme özelliğinl kazanan maddelerdir. Ancak sıcaklığm yanı sıra yarıiletketlerin elektrik özelliklerini değiştiren başka etkenler de var. Bunlardan biri saf yarı iletken kristalin başka bir elementle katkılanmasıdır: Bu elementin atomları yüksek bir gerillm altında iyonlaştırılır elektrik yüklü atomlar hallne getlrilir ve saf yaniletken kristali bu lyonlarla bombardıman edilir. Böylece bu lyonlar ya yaniletken kristalindeki atomların yerini alırlar ya da atomlar arasındaki boşluklara otururlar. Çok az sayıda katkı atomlarının saf kristalin elektrik özelliğini büyük ölçüde değiştirdiği gözlenmiştir. ö r neğln 100.000 silisyum atomuna bir boron atomu oranında bir katkılanmayla sillsyumun lletkenllği bin mlsli artar. Uretümesl, o devredekl elemanların tek tek Uretilmesinden çok daha ucuza maloluyordu. Bundan da öte 1000 translstörlü bir entegre devre ile 100 transistörlü bir devrenln Uretilmesl hemen hemen aynı olduğu için, sistemtn maliyeti açısından Uzerindeki eleman eayısmm bır önemi yoktu. Bir başka deyisle aynı fiyata Uretilen 1000 transistörlü bir entegre devre, 10 transistörlü bir entegre devreden daha lazla işi, üaha kısa zamanda yapıyordu. 1970 yılında laboratuvarlar büyük çapta entegre devre üretlmlne baslamışlardı bile. Bugün küçük bir silisyum parçası üzerine 100.000 transistör yerlçştiruip ENIAC'dan 30.000 kez daha ucuz, bir cece lamba8i kadar elektrik çeken ve bir «anlyeda bir milyon hesap yapaMien (ENIAC'ın 200 misli) bilgisayarlar yapmak kolaylıkla olanaklı Artık mühendisler entegre devre Uzerine daha çok transistör yerlestirme yaTVfl içindeler. 5000 transistörlü bir «chlp» ile di.iital bir saat, 20.000 transistörlü bir «chip» ile küçük bir hesap makinası yapılabilir. £ Entegre devrenin üretimi yapılabilir kontrol eden elektronik anahtarlar kompleksi olarak tanımlanabilir. E'.ektronik devrelerin tek parça halinde üretilmesi bırçok transistör, diod, direnç ve kondansatörden olusan fcarmasık devrelerin kücülttilerek. bunlann o zamana dek ver darhğından kullanılamadıklan yerlerde, örnegin uzav araçla O Entegre devreler nnda kullanılabllmelerine olanak sağladı. «Chipslere lehim noktaları olmadığı icin güveniiebilirlikleri eski gereçlere göre çok daha fazlavdı. «chipnlerin küçüklüğünün bir başka avantajı da elektrik sinyallnin iki anahtar arasında çok kısa Mr yol gitmesi Vüzünden zamandan kazanmalanydı. Avnca bir silisvum parçası üzerindP bfr elektrik devresinin bir blltün halinde İ L A N Sanforize ve Rolik Sarma işi fason olarak yaptırılacaktır 1 Müessesemize ait 585.000 Mt. kumaşın sanforize aynı zamanda roliğe sarma işl ayda 150.000 mt. olmak üzere kapaiı fiyat tekllifi almmak suretiyle fason olarak yaptırılacaktır. 2 Bu işe ait şartname Müessesemiz Tlcaret Müdürlülrü'nden temin edilebilecektir. 3 Ihaleye ıştirak edebilmek için sanforize işinin geçici teminatı 500.000. TL. kati teminatı ise 1.000.000. TL. rolige sarma işinin geçici teminatı 50.000. TL. kati teminatı ise 100.000. TL.'dir. 4 Teslim edilecek kuma^a ait aynca teminat almır. 5 Teklif mektuplan bir ay opsiyonlu olarak en geç 17 Ocak 1S83 tarihinde saat 14.00'e kadar Müessesemiz muhaberat Servisine teslim edllmiş olacaktır. B Müessesemiz 2490 sayılı kanuna tabi olmadığnndan ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediği kadar, dilediği firmaya yaptırmaku serbesttir. SÜMERBANK BAK1RKÖY PAMUKLU SANAYÎt MÜESSESESİ (Basın: 26870 129 Bir mikroskopla bakıldığında binalan, meydanları ve yollan ile büyük bir kentin kilometrelerce yükseklikten görünüşünU anımsatan bir entegre devrenin üretimi aslında oldukça zorlu bir iş. Entegre devrelerin tabanını oluşturan ve oksijenden sonra dünyada en bol bulunan element olan silisyum, kuvartz kayalardan çıkartılır. Bir yan iletken olan silisyumu entegre devreler için en uygun malzeme yapan iki özelliğl var: Kimyasal safsızlıkla katkılanabilerek elektrik İletme kapasitesinin fazlasıyla değismesi ve yüzeyinin okside edilebilerek, yanl paslandırılarak, yalıtkan bir hale getirilebilmesi. Dogal olarak polikristal halde elde edilen silisyum eritildikten sonra yavaş vavaş sogutularak tek kristal halinde büyütülür. Uzun bir çubuk halindeki saf silisyum kristali inceoik dilimlere (wafers) ayrılır. Her bir dilim zar gibi bir oksit tabakası (oksit lilm) ile yalıtıldıktan sonra fotoresist denilen yumuşak, ışığa duyarlı bir plastikle kaplanır. Dilimin üstüne yerle$tirilen, istenilen biçimde oyulmuş bir maskenin ardından gönderilen morötesi ısığın etkisi altında fotoresıst, maske profılini oluş turacak biçimde sertleşir. Maskenın kapaiı kısımlarının altında kalan üotoresist ve Oksıt tabaka asit ve baska eriticilerle çıkartılır ve meydana çıkan silisyum deseni çok yüksek sıcaklıktaki gazlarla yakılır. Bu işlemden sonra dilim uzerine yeniden siiisvum konur, tarklı biçımdeki bir maske ile maskelenir ve yumuşak kısımlar soyulur. Aradaki yerler kimyasal safsızlıklarla katkılanarak negatiı ve pozitU iletken bölgeler oluşturulur. Aynı işlem tekrarlanarak «pencerelerle» birbirine baglı tabakalar elde edilir. Dilim üzerinde yogunlaştırılan meta (çoğu kez alüminyum) bu boşlukları doldurarak iletken baglantüarı meydana getirir. Bu şekilde silisyum dilim üzerinde, her birinde blnlerce mikroskopik transistör bulunan vüzlerce entegre devre aynı anda üretilebilir Daha sonra dilimden kesilip çıkartüan chip'e iletken teller bağlanır. öyleyse her yılın sonuna doğru nlçln bu tartışma: Televizyonda göbek atılacak mı? öneminden Ötürü mü televizyonda yılda bir kez göbek atılıyor? Yoksa göbek atmak çok ayıp da, yılda bir kez hepimiz televizyonda bu ayıbı izloyip sonra defteri 364 gun kapatıyoruz? Ben bu işi anlamıyorum: Nesrin Topkapı ne düşünüyor bilemem? Büyüklerimizin mantığına da aklım ermiyor. Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. adına NADİR NAD Cenel Yayın Müdürö MüesseseMüdürü YazıljleriMüdürü HASAN CEMAL EMİNE UŞAKL1GİL OKAYCÖNENSİN AHMET KORULSAN YALÇIN BAYER ALİ ACAR YALÇIN DOĞAN HİKMET ÇETİNKAYA MEHMETMERCAN * • Yazı Işleri MüdürYardımcısı HaberMerkezi Müdürü Mizanpaj Yönetmeni • TEMSİtCfcJER • ANKARA : • İZMİR : • ADANA : SERVİS ŞEFLERİ Istanbul Haberleri.Selahatfin CÜLER Dış Haberter } Ergun BALCI Ekonomi: Osman ULAGAYYurt Haberleri • Barbaros GENÇAK Kültür: Aydın EMEÇ . Magazin : Yalçın PEKSEN Düzeltme : Konur ERTOP Araştırmai ŞahinALPAY BUROLAR Konur Sokak No. 24/4 Yenişehir ANKARA •Tel:1758 2517 58 66ldare:18 33 35 Halif Ziya Bulvarı No: 65/3 İZMİR Tel:25 47 09131230 Alatürtc Caddesl, T. H. K lîlianı Kal 2/13 ADANA Tel:145501973l Batan v« Yayan: CUMHURİYET MatbaacMık ve tGa/etecll!k T.A.Ş. Türkocağı Cad. 39/41, CağaloğluISTANBUL P.K.: 246 istanbul, Tel: 20 97 03 (5hai) TAKVIM İMSAK GÜNEŞ 6.40 8.24 ÖĞLE 13.19 5 OCAK 1983 İKİNDİ AKŞAM YATSI 15.41 17.55 19.32