Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhurıyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER karşı açık hareket etmek lâzım» Bu sonı, bazı çağrışnnlannı da beraberinde geiirmiştir. Supl i Nuri (İleri) sorular sormu.ştur. Atatürk, onu da yanıtlar. Soru yağmum sürüp gider. Ama Atatürk ilericilik konusunda bir yere gclir ve seslenir. «înkılabm (devrimin) kanunu nısvcut. knnurılann fevkindedir füsiünde'. Bizi öldürmedikço, bizim kafalanmızdaki cereyanı (akırnı) boğmadıkça basladıgımız inkılap ve feced düt bir an bile durmayaca.ktır Bizden sonraki devirlerde de böyle olacaktır.» Bir sürecin daha o «ünlerde ortaya a'.ı lışın gerçek bir öyküsü bu. O gün ve bugün için devrim çi/.gisindeki önemli karariığmın simgesiydi bu çıkış. Ortada bir miıos yok. Kerçekçilik var. Bu savaşım liâiâ sürüp gidiyor. Bizden sonraki devirlerdo de böyle olacaktır» derkpn, 60 yılhk dev rimci serüveni mi türküleştirmek istemişlir 1 Belki cı.°. .Atafürk. bu toplantıda bir kısa tünıca de Isullanır. İs1iklâli tam...» Bağımsız yeni bir Türk devletinden mi söz rtmişti? Evet. Çünkü, Ulusal Kurtuluj Savaşının pprçek amacı bagımsî.'.lıgı amaçlıyordu. Uluslarm ba.eımsı/lısını da bu snvaşıyla gündeme gelirmisti Atatürk. İstiklâli tcm...» • ••*• 19 OCAK 1983 zmit'in en eski adı «\Ticomedia»dır. Antjk bir kenttir. Grek trak, Roma Bizans'ın bir uzantısı olan ve Orhan Gazi tarafınclan almarak Osmnnlılaştırılan bu kent İstanbul ve İznik üçgeninin dinsol ekînsol CKültür) gücünü oluşturuyordu. Haçh Seferlcri dahiî. tarihin nice ssrüvoninden sonra Anadolu Devrimino katılmak için koşanların sevinç dolu yüzlerini gören bu kentimiz Kurtuluş Savnşımızda da çok önemli olaylara sahne olmuştur. Türk Dev rim Tanhinin gelecektcki yapısı, tüm ulus lara ve hallcımıza İzmit'ten duyurulınuştur. Çağlarm ve uygarhklann duraği olan bu kent, Türkiın ölüm kalım savaşmda da Ankara ve Bsbiâîi için duyarlı bir köprübaşı olarak nitclendirümişti. Geçmiş yıl'arda özellikla Kurtuluş Savasımızda İ?mit kenti ve hallu sarsıntılar geçirmiş, çok acı günler yaşamıştır. İzmir gibi, Yunanhların saldınlarına ve işga'.ino sahno olan bu i! yıkımîara ve kıyımlara. odak noktası olmuştur. İşga'dcn kurtuluş grününo desrin hep ölüm kalım korkusu içinde yaşamış ve bir do «katliama» tanıklık etrniştir İzmit halkı. Güpe RÜndüz ve gözler önünde yüzlerre Türk boğazlanarak öldürülmüştür. (1). Sözü edilen kent;. her iki taraf için cok önemli bir geçit nokta ve kapiydı. Kurayı Milîiyeciler ve Kuvayı tnzibatiyeciIer iç.in de.. Her iki KÜÇ de, bu kenti denetimlerinde bulundurmak istiyorlardı. Her iki güç için burası b>r köprubaşıydı. Çün kü bu ilk, doğuya açılan kilit, eksendi. Denizyolu ve karayelu bakımmdan. Gebze'de başlayan der.etimler bazan Kararam boâazma kadar uzanıyordu.. Bu yüzden tstanbul Hükürneti, İzmit'i avucunun icindo i.ut msk ici;ı cok savasırn vermişti. Çünkü Da inat Ferit için bu kent ve yöre. Kemalist güçleri yok etmek için en uygun çıkartma yeriydi. Bu nedsnle Süleyman Şefik Pa.sa, Kuvayı İr.zibatiye'yi T^mit'ts örgütlemiş ve buradan Mustafa Kemal'ci güçlerin üzerine saldırtmıştır. Bu saldm olayı. Karaçam boiiazında, Kuvayı İnzibatiye'nin yenilgisinin dramı olmuş ve bu önrütün gitmesini noktalamıştır. Kurtuluş Savaşının gerilimli yıllannı ve günlerini yaşayan bu kent. Pevamı Sabah gazetesinin başyazannın öldürülmesire ve acı sonuna da tanık olmuştur. I Izmit'teki Basın Toplantısı 60 YIL ÖNCE BUGÜN ATATÜRK, İZMİTTE YAPTIĞI BASIN TOPLANTÎSINDA. YENİ TÜRK DEVLETİNİN SİYASAL ÖZELLİĞİNİ, DEVRİMLERDEKİ KARARLILIĞINI BÜTÜN DÜNYAYA DUYURMUŞTU. Düsleııı Ya da Haval, Düşlem «hayal» demektir. Şairin dediği gibi insan dünyada hayal ettiğl süvece mi yaşar? Bir bakıma dogru söz. Çünkü düşlemln aynası gerçeğin duvnrına çarpıp kınlmadan insanm ayağı suya ermiyor. • 17 Ocak 1983 gün'ü Cumhuriynt'te İstanbul Teknik Üniversltesi Demiryolları Kürsüsü'nden Dr. Haluk Gerçek ile arkndaşımız Ali Sirmen'in konuşınası yayınlandı. Dr. Gerçck'in deraivyollarımıza iüükin konulardn, verdisi bilsiler düşiemlerin aynrılannı kınyor. Bir ülke düşünün ki. üzerinde posta posta yurttaşlarını taşıdıÇı «dcmiragların» yüzde 54'ü 30 yaşın ttzerindc... (ekonomik ümriinil dol durmuş) yüzde 70"i rle 20 yaşın üstünde... (Önîfünü ya t.üketmiş, ya tüket.mek üzere...) 1050'den sonra Türkiye dışa bağımlı karayolu politikasma öyle bir baglanmıs ki pe.trnlünu kendi. topraklanndan (ireten. dünya otomobilcilifjinin imparatovu olan ABD'den bllp daha ilerdeyiz. Bir kilometre demiryolu uzunhıSu bnşma karayolu uzunlugu oranını alacak olurpak Türkiye'de bu oıan 20'ye 4, ABD'de 3 0'a 7, }5 Almanya'da 15'e 7... İnsanın aklı duvur ". deçil mi? Khndir Türkiyc'nin ulaşım politikasmı 1930'dcn sonra höylesine saptıvan. çarpıklaştıran? Ancak Sirmen arkadp.şını da Sayın Dr. Gerçek âe benî ba^ışlasınlar, bu dv.ruro sayılarla ve oranlarla en aşağı 1520 yıldan beri Cumhuriyefte vuvgulanmaktadır. Sonuç? Sıîıra sıfır, elde var sıfır. • Yine 17 Ocak 1983 günlü Cumnuriyct'tp arkadaşımız Osman Ulagsy «serbest bölseler» konusunu ele almış. «Tiirkîye'yi serbest bölge kurtarır mı?» başlıklı yazıda Ulagay (anladığmıa göre) diyor ki: Hayal kurmaym!.. Serbest bölge yeni bir lcat değil ki... En aşagı yedisekiz yıldan beri yazıyoruz, ama eski şairin deyişiyle vurgulayalım: Varakı mihri vefayı kîm okur. Idm dinler? 1973. dünya kapitalizminin bunnlımmda petrol Seyhleriyle. Amerikan petrol baba.lnrınm ortaklaşa fiyatlan pa.tlattıkları yıldı, ve Türkiye'de devletin tüm olanaklanyla otcmotiv endüstrisini pompaladığı scneydi. Lunapark oynnlnrma yansıyan bu düsleme karsı Cumhuriyefte eok yazıldı, çiziidi: Anıan etmeyin, eylemeyinî.. Kimse dinlemiyordu, dinliyemezdî. Boğaz Köprüsü'nden şıp diye Asya'ya geçip, sonra şıp diye Avrupa'ya dönüverecektik. Cebimizde viski şi.jesi. altımızda montaj otomobili. düşlemlerimizin dalgasında fırt atıyorduk. Demiryollarınm canma okuduktan sonra (orantısal açıdan) Amerika'dan bile daha görkemll bir «lüks hayat»ın çekimine kaptırmıştık kendimizl... Anadolu'da yüzde 70'i tükenmiş denıiryollannm kara vagonlarma tiksintiyle bakıp olmayacak duanın cici otcmotivine güveniyor, dünyada petrol fiyatlan arttıkça inadına cgzos boruls.rınt patlatıyorduk. Devlet, dışarıya üç yılda 10 milyar dolnrın üstündP borçlamyordtı pahahya satın aldığı petrolü iç pazarda ucuza satmak için... Bu düşlem bitti artık.. • Ama uyandık mı? Banmıyorum. Ekonomide çıkar çevrelcrinîn pompaladığı hayallerln yıkıntısı Türkiye'yi 24 Ocak 1980'e getirmiştlr. Ekonomi politikasmm takviminden 24 Ocak yaprağını yırtıp çöp sepetine atmadıkça düşlemlerden kurtulamıyacağız. Sakir BALKI çok kez konuk: olmuştur. Çok kez de trenle geçprken kenti onurlandırmıştır. Ama en önemli konukluğu 60 yıl önce bugün 19 ocak 1923 günü noktalanmıştı! Basm toplantısmm yapılriıği bina fşim di müzel «Av Köşk»ü olarak 1874 yılında, Su'tan Abdülaziz zaman'.nda inşa edihnitir. İki kath ve saölam bir yapıdır, küçük bir saray görünümüne sahiptir.. İstasyona çok yakın. körfeze bakan bir tepe üzerindedir. Binanm bir başka adı da «İzmit Ka.s n»dır. 16 ocak 1923 salı ve saat 21.30.. Atatürk'ün İzmit Basm Toplantısma katılsn gazeteciler şunlardm Akşam başyazarı Fa lih Rıfkı (Atay) Vakit başyazan Ahmet Emin (Yalman), Tanin başyazan İsmail Müştak (Mayakon) Tevhidi Efkâr başyazan Velit Ebüzziya. 1leri başyazan Suphi Nuri (İleri). İkdarsı başyazan Yakup Kadri (Karaosmanoğlu) ve lîeri gazetesinin İzmit muhabiri Kılıçzade Hakkı. Ankara Kü kümctinin İstanbul'daki temsücisi Dr. Adnan (Adıvar), eşi HaMde Edip Hanım... •*• Bu basm toplantisinı olağan bir basm toplantısı olarak nitelendirmek, ussal bir yaklaşım olmaz. Bu bir basm toplantısmdan öte. bir cık;ş, kuruiacak yeni bir «Türk Devleti»nin bir bildirgesidir. Öyle bir «Bil dirge»ki. hâ!â gündemdedir. Kurtuluş Savaşının kan ve barut kokulan dflha henüz dağılmamışken Mustafa Kemal çikıyor «Devrimlerin Anatomisini» okuyor bu basm toplantısmda. îlkelerde ilk adim. Her şcy burada. başladı. Batı'da büe çeres;i gibi kadın haklan gündema getirilmemişken, bu konu tartışılır: Ahmet Emin (Yalmani « Halide Edip Hanımefendiyi mebus (milletvekili) görecek tniyiz?» Atatürk « Bu hususta kanundft bir sarahat (açıklık) yoktur (...) Şimdi alelıtla.k (genel olarak) elli binde bir mobus dsrsek o zaman bu kayd ile erkeklerle bcraber kadmlar da mevzuu bahis olur. Kadmlara bu alehtlak tabiri ile bir intihab (seçim) hakkı verilmiş olur.» Halide Hanım CAdıvarl • Paşaın. bu karan bu Meclis verir mi? Yoksa ikinci bir Meclis mi verir?» Atatürk « Bu noktayı ben bazılan ile konustum. Buna henüz itirnz edenlcr var. Fakat er geç olacaktır...» '2). Toplantı ur.un sürer ve konudan konuya geçüir. Hilafet konusuna da değinilir. Tanîn başyazan İsmail Müştak. « Tür kiye'do Hilafet siyâseten bir menfaat (çıkar) ve kuvvet midir, yoksa bir zaaf mıdır?» Atatürk « Şüphe etmoyiniz zaaftır. Bugünkü şeraite göre biz kendi üzerimizdeki fenalığı tezyit (çoğalfma) ediyoruz. Sembol olarak diyeceksiniz.. Böyle seınbolü kimse tanıınıvor ki.. Zannediyor ınusunuz ki Hintliler, Mısıriılar, Afgar.lılar Vıize dini bir alâkayla merbutturlar (bağlıi.. Herhalde Hil*ret boşımıza bir bflâdır. O5;man!ı padişahhğı Hiîafeti almadan önce devrinin en parlak safhasını yapmıştır. Hilafeti aldıktan sonra da sukut başlamıştır.» (3). Layik devlet modeline .eiden yol bu söz lerle saptanmış ve belirginlik kazanmıştır. Somlar ve yanıtlar.. Geç saatlere dek konuîjan Atatürk. bir ara gszetecilere şöyle seslenir: <İdarei maslahatçılar esash inkılap (devrim) yapamaz.' Bu tümce, O'nun ileriye dönük ve devrimler konusundaki ke sin tavnnı sergiler. Bu, Kemalizmin bir başka önemli yüzü olan radikalizmdir. Akılcılığa yöneüş ve kesincilik. Düşün ve gerçeğin hesaplaşması. Sorular bitmez. Falih Rıfkı şu soruyu yöneltir: «Herhalde. Pa=a Hazretleri. buyuruyorsunuz ki bizde stnıf yoktur. İki fikir cereyara birbirine muarızdır (karsı koyan), yani irtica f^ericilik) ve teceddüd (yenileşme) Bunlara •*• Bizim için öykünün fite yüzii de hn yüzü kadar önemli sayılır. Asıl önemli olan ve anlatacağımız olay, Atatürk'ün İzmit Basm Toplant.ısı ve bu toplantmın günümüze değin yansıyan etkileri. Atatürk, İzmit Ba.sm ToplanUsmın en ilginç yani: yeni Türk devletinin siyasal özelliğjni ve niteli.^ini tüm uluslara duyurmak olmuştur: Ulusal egemenlik kavremı burada sağlam koşuliara bağlanmıştır. Ama yine de Atatürk. şöyle korıuşmaktan kendini ala maz: İzmit'e giderken kötümserliğe yakın duygulnr icindeydim » Evef böyle konuşur, Çünkü, Ankara'da Iloca Şükrü Efendi'nin •FIllafet.i İslnmiye ve Büyük Millet Mcclisi» başhklı kitapçığı piyasaya sürulmüştür. Padiçahhk kalkmalı mı, kalkmamalı mı? Haiife olmah mı, olmamah mı? Eskinin, yeniye baş kaldınnasıydı bu. Ama, Atatürk söyleyeccklerini söylemiştir ve dev rimsel çizginin o anıtsal kilometre taşlanm sıralamıştır. Bu tarihsel basm topla.ntısının tüm ay rîntılannı bu kısa yazı çerçcves*. îçinde anlatmak ve yorumlamak olanak dısıdır. Biz burada. kısa deyişlerden bazı kesitîer vermeye çahşhk. Ama ne var ki. bu konu Türk Devrim Tarilıi» açısmdan araçtınlmalıdır. De^erlendirilmelidir.. Atatürk ilkcîerinin özü burada tımçlaştınlmıştır. d) Niromedia, Avni Öztüre, s. 165 (2) Atctürh İzmit Bcısın Toplantısı, İsmail Arar, s. 5.9 (3) c.g.y. OKTAY AKBAL Acı Bir Olay Daha... yönetBn: Reşit CANBEYLI ölü yeşertme çabalanmn n© kadar eskiye dayandığını ve başansız olduğunu vurgulamak isteyenlerin pek de haksızlık etmeden ileri sürebilecekleri bir sav vardır: Çölü yeşertme çabaları çöller kadar eskidir. Gerçekten de bu alanda yapılanm, yazılan ve çizilenin yoğunluğuna karşın eldeki sonuçlar umut verici olmaktaa çok uzaktır. Yine de son yıllarda başlatılan araştırma projelerinin bu alanda şu a^ne kadar yapılanlardan bek Jenmeyecek bir başanya ula? malan söz konusu olabiür. Çölde bitki yetiştiiTne amacıyla yapılan araştırmalar iki ana gruba ayrılabilir. Bi rinci tip araştırma, özel'.'kİ9 bitkilerin genetik yapılan üzerinde yapılan çalışmalardan da yararlanarak, kurak Vg tuzlu arazide yaşayabilecek bitkilerin geliştirilmesini amaçlıyor. Ileride bu alanda önemli gelişmeler beklenebilir. îkinci bir yaklaşımda ise çölün niteliklerinin, hiç olmazsa bir kaç tür dayanıkh bitkinin yetiştirilmesini sağlayacak şekilde değiştirilmesi hedef olarak almıyor. Son yıllarda polimer kimyasının tarıma uygulanmasıyla bu ikinci yaklaşımm meyvelerinî vermeyo başladığı görülüyor. Ç Cölü vesertmek • • • A Çöl ikîiminde bitki yctiştirmek önerilen yöntemlcrin temel taşı üst toprağı yapay yollarla su tutabilir hale getirmek. Böylece bitkilerin daha sık yetişmeleri ve üst toprağı zenginleştirmeleri sayesinde zamanla çiftçiliğe uygun bir ortamm elde edileceği umuluyor. Sis sarmıştı uçağın dört yanını. Esenboğa Ostünde miydik? Yoksa geri mi dönüyorduk? Ankara'dan kalkacak Düsseldorf uçağmda görevll hostesler oturuyordu ön sıralarda. Biri '1979'da Trabzon uçağı buralarda bir tepeye çarpmıştı' dedi. Tatsız anılar canlandı. 23 Araiık günü 39 yurttas ölmüştü. İnmell ml, geri mi dönmeli? Bir arkadaş «ölmektense geri dönmek iyidir' dedi gülerek... 14 Ocak cuma günüydü. YeşiUcöy'den uçaklar kalkamamıştı. Esenboğa'da yoğun sis vardı. Bizim uçak zamanında yola çıktı. Esenboğa'da durum düzelmişti. Ama tam oraya geldiğimizde kuşkular belirdi. Sonra uçak alçaldı, alçaldı, piste kondu, bir olı çektik. Ertesi akşam saat 19.30 uçağıyla İstanbul'a dönerken herşey düzenllydl, rahattı, en küçük bir sarsıntı yoktu. Ne de sis, ne de kar... İki gün sonra, 16 Ocak pazartesl günü akşarru lse Esenboğa'da yaşanan korkunç olay: TK 158 seferini yapan Boeing 727'nin saat 22.30 sıralannda Esenboğa'ya tnerken piste çarpışı, ikiye bölünilşü ve yanışı... Gazete haberinde okuyoruz: Her şey göz açıp kapaymcaya kadar bitmişti. Bağırmalar, ağlamalar, gözyaşları, iniltiler. Dışarıda kar lapalapa yağıyordu... Gövde söndürülürken insanm tüylerini iliklerine kadar (irperten korkunç manzara çıktı ortaya. Ardından genizlerl yakan a&ır bir koku yayıldı çevreye. tnsan kokusuydu bu. V'anık insan kokusu.» Ben uçak yolculuğunu sevenlerdenim. Bir yerden bir yere en hızlı, en kısa sürede gitmek insanoğlunun tutkusudur. Hız uğruna neler neler yapılmamış, bulunmamış ki! Hep, daha hızlı, daha hızlı diyerek... Heplmiz bu korkunç olaym İçinde bulunabilirdik. Bir rastlantı; isterseniz yazgının işl deyin. Böyle kazalar yalnız bizde olmuyor, dünyanın teknik alanda en ilerlemiş ülkelerlnde bile uçak kazalarıyla sık sık karşılaşılıyor. Kaza nedenleri üstünde durmak gerekir. Özelükle Esenboga Havaalanmın uçakların inlş ve kalkışlanna uygun olmadığı hep söylenlr. Çanak gibi tepelerle çevrili bir alan, sis olunca, kar olunca uçak 1979' daki gibi gidip dağa çarpıyor, ya da çarpmamak, tçin inişe geçip pistte parçalanıp yanıyor. Hep düşünmüşümdür Esenboğa'yı havaalanı olarak klmler seçti, uygun buldu; o topraklar kimin malıydı, kaça aimdı, niye orası yeğlendi de başka yer seçilmedi? diye... Her işimizde kuşkulara yer vardır. Bunda da öyle. Gazete haberlerine göre, son on yıldakl uçak kazalannda 27 bin kişi ölmüş. Bizde de 1950'den bu yana tam altı uçak kazası yaşanmış, 240 yurttaş kurban gitmiş. 1962'de Ankara üstünde iki uçağın çarpışrnasından 1979'a kadar önemli bir uçak kazası yoi:. 1979'dan sonraki ilk kaza da bu. Havada da olur kaza, denizde de, karayolunda da, demiryolunda da... Karayollannda ölenierin sayısı hepsinden çoktur. Hemen her gün otobüs, otomobil, TIR çarpışmalarını gazetelerde okuyoruz. Uçak kazalarmın kurbanları karayollarına oranla çok daha az. Ben uçakta kendimi daha güvenli hissederim: ne zaman gece otobüslerine binsem, her an kuşku. korku duyarım. Şîmdi bir süre bir uzaklaşma, bir çekinme olur. Hava yolculuğuna çıkanlar biraz azalır. Sonra. insanoğlu unutur, 'böyle seyler her zaman olraaz' diyerek hız, çabukluk tutkusuyla uçaklara doluşur. Öyle bir çağda yaşıyoruz ki, zamanın değerl büyük. İnsanoğlu bir saatte ulasacağı yere bir günde gitmek istemiyor. Bu yüzden de uçak kazaları insanları bir süre korkutsa da, ürkütse de hava yolculannın sayısı azalmıyor. Azalmaz da... Ulusça hepimize geçmiş olsun demekten başka söyleyecek söz bulamıyorum. yeni polimer de çöle düşen yağmuru aynı çekilde bitkiler tarafından kullanılmak üzere depolama özelliğ;n9 sahip. Bu polimer ufak taneler (granüller) şeklinde çölün üst tabakasındaki kumla kanştınlıyor. Yagan yağmur veya özel dunımlarda sulama bu tanelerin birer sünger gibi şişmesini sağlıyor. Her polimer tanesinin ağırlığının yaklaşık 30 misli miktarda su tutma kapasitesi var. Bu polimer taneleriyle nem oram arttınlmış arazide yetiştirilecek bit kilerin köklerini üst toprakta tutacak biçimde gelişmeleri ve zamanla sık bir bitki örtüsü oluşturmalan oJanaklı. Polimer tanelerinin önem11 bir özelliği yan etkilerinin olmayışı. Dekompozisyon sonucu bitkiye veya toprağa zarar verecek zehirli bir nitelikleri yok. Saksıda, polimer taneleri. kum ve suyla çeşitli bitkiler baçarıyla yetiştirilmiş bulunuyor. £ Kurakhk sorunu Çöl denilince akla ilk gelen şey kuraklıktır. Bu kuraklığın nedeni yağmur olduğu kadar, çöl kumunun yağmur suyunu tutamayışıdır. Az da olsa yağmur alan bir çölde yetişecek bitkinin kökünün, su bulabilmek İçin hem derine inebilmesi. hem de geniş bir alana yayılabilmesi gerekli. Bir bitkinin bu koşuliara kavuşabilmek İçin doğayla uzua süreli bir savaşımdan başarıyla çıkma olasılığı çok az. Aynca bu biçimde yetişen bitkilerin bitiçik. düzende yetisemeyeceği de açık. Çölde geniş bir alanda tek . tük yetişecek bitkinin varlığının. iklimden toprağın verimliliğine kadar hiç bir konuda önemli bir katkısınm olması beklenemez. Baz' bilim adamlannın çöl Ikliminde bitki yetiştirmek için önerdiklerl yontemin te mel taşı üst toprağı yapay yollarla su tutabilir hale ge tirmek. Böylece bitkilerin daha sık birbirlerine daha yakın yetişmeleri ve üst, top rağt zenginleştirmeleri sayesinde zamanla çiftçiliğe uygun bir ortamm eîde edileceği umuluyor. ^ | Polimerin özellikleri Hatta yalnız polimer taneleri, su ve bazı besin maddeleri ile bile bitki yetiştirmek olanaklı. Yeni poîimerin önemli bir dezavantajı pahah oluşu. Şu anda kilosu yaklaşık 1200 TL'smı buluyor. Büyük ölçüde üretimle bu fiya tm biraz azalması beklene bilirse de polimerin yaygm kullanımı için çok dalıa ucuz üretım yollarmın ar&ştırılması gerekli. Şimdi lik petrol zengini bazı Arap ülkeleri yeni polimerlo ilgilenmiş bulunuyor. Bu ül kelerdeki polimer kullanımıyla ilk aşamada. çölde tanmdan çok kent içinda çim ve ağaç yetiştirme amaçlanıyor. Çölde bitki yetişmesine îardımcı olacak polimer ta rıelerine sudan sonra en bü yük desteği başka bir poîi mer saglayacak. Yine İngi) tere'de gerçekleştirilen bu yeni buluş yalnız çölde de gil, erozyonıın yaygm bir sorun olduğu her yerde tarı ma destek sağlayabilecek. Polimerin işlevi kumlann veya üst toprağın birbirleri ne yapışmasını sağlayarak su tutma yetrneğini arttır mak ve erozyonu azaltmak. Hrozyonu azaltan polimerin kullamlış hiçimi üst ta ba.kadaki kumla veya top rakla kanştınlmasmı gerektiriyor. îlk önceı polimer hektar başma bir ton oranınrja üst toprakla ka rıştınlıyor. Daha sonra su lamayla bu toprakta ot ye tıştirilmeüi Bağlaruyor (kum lu bölgelerde su tutan polimer tanelerinin de kullamlreası başan şansmı art tıran bir etken.) Otun biçilip yeniden toprağa katı'masıyla zenginleşen üst tabakada duruma göre ya niden ot veya bitki yetiştırmek o'anaklı. Ycni getirtilen «tanm» polimerlerinin kısa zamanda çölleri yeşertmesi beklen miyor. Az yağış alan bölge lerin verimli hale dönüştü rülmesi bile ilk aşamada ba şan sayılacak. Her gün geniçlediği söylenen çölün daha verimli arazilere taşmasının ve gonelde erozyonun önlenmer.i bu alanda ivedi çözüm bekleyen sorunlar. Polimer alanmdaki gelişnıelerin bitki genetiğin de hızla arian bilgiyle birloşmesinden bu alanda ileri de ucuz ve pratik çözümier beklenebilir. Cumhursyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazeteciük T.A.Ş. adına NADlR NADİ Cenel Yayın Müdürü MüesseseMüdürü Yazı İşleri Müdürü Yazı Işleri Müdür Yardımcısı Haber Merkezi Müdürü MizanpajYönetmeni TEMSJtCİLER • ANKARA . • İZMİR : • ADANA : SERVtS ŞEFLERİ HASANCEMAL EMİNE UŞAKLIGİL OKAYGÖNENSİN AHMET KORULSAN YALÇIN BAYER ALİ ACAR YALÇIN DOĞAN HİKMETÇETİNKAYA MEHMETMERCAN * • t LAN BERGAMA ASLtTE HUKUK HAKtîVn.tĞtNDEN Dosya No: 1980/174 Hatice Ertunç vekili Av. E. Cahit Gündüz tarafından davalılar Ahmet oğîu Yalçm Ayer vs. aleyhlerine açılan komisyon kararının iptali clavasının yapılan yargılamasında verilen ara kararı gereğiııce: Davalılardan A)imet oğlu Yalçm Ayer'in Istanbul Kadıköy Kızıltoprak İmtaş Sitesi 6. Elok Daire: l'de ikamet eden Nermin Ege'nin yr.mnda oldugu bildiriîmiş ise de bu adrese çıkanlan dava dilekçesi ve duruşma gününe havi da\'etiye tebliğ edilemediği, zabitaca da yapılan tahkikatta BeyoğJu tarafmda gece aleminde oldağu anlaşıldığından davalı Ahmet oğiu Yalçın Ayer'e dava dilekçesi ve duruşma yerine kaim olmak üzere ilancn tebligat yapıldığı bu kerre de ilanen gıyap karan tebliğine karar verilmiş olmakla; Davalı Ahmet oğlu Yalcın Ayer'in duruşma gtlnü olan 11/2/1983 cuma güıra saat: 9.10'da Bergama Asliye Ilukuk Mahkemesinde hazîr bulunması veya kendisini hir vekille temsil ettirmesi aksi takdirde dunışmaların gıyabmda sürdıirüleceği gıyap karan yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 30.12.1982 (Basm: 124&4) 446 A Çöl için özeî polimer Çölün üst tabakasmm su tutmasmı sağlamak amacıyla yeni bir polimer geiiştirilmiş bulunuyor. (Polimer, yapısı başka bir maddenin bir çok molekülünün birlesrcesinden oluşan bir maddedir.) İngiltere'de geüştirüen bu polimer, amacı ve niteliği ile bir süngere benziyor. Nasıl ki bir sünger büyük bir miktar su tutnbiîiyorsa. PSİKİYATRİST # H r kometin en iîginç yanı upuzun kuyruğudur. DünyayUı güneş arasındaki uzaklığı doldurabilecsk bir komet kuyruğu rıun asü güneş radyasyonuyla uzatılmış «gaz ve tozsdur. Böy lo bir kometin kuyruğundaki maddenin tümU ise bir bavula sıgacak faıdar azdır. 0 Güneşli bir günde bir bal arısı bine yakın çiçeğe konabilir. Bir kovaıu balla dolduracak sayıda a n ise bir kaç bin an çiçekten çiçeğe konarak yılda tnplam 15 milyon kilomet rrlik yol alır. • Yeryüzünde ağıriığı iM ton çckip saatte 80 küometre hızla koşabilen bir hayvan var mı? Cerçekten Hindistan'da bir tür gergedan neredeyse bir füin ajiiriığım kısa mesafelerde bir loopann hızlılığıyla birleştiriyor. Bu koca gövdeyi yaimzca bitkilerle besleyen bu hayvan lar en çok iillerden ve insanîar dan ürküyor. Otladvklan aîanlar piderek tanma aç.ılclığmdan yaygm olarak bulundukları Hindistan'da ve komşu ülkelar rle sayılsn bir k;iç yiize inmiş durumda. 9 İıısan kulajjı pes seslero tiz scslcre Sör e daha az duyarlıtlır. .Kgev aioak t'rckansh scsleıi de yüksek frekanshlar kadar rahatlıkU duyabilseyılik, •vücudıııı iircttiğl Tsazt seslcrî, ."ıneğin kanın damiirlardakî dolaşımım, eklemh'vin oynamasını, vl), surckli olarak duyardık. istanbul H.ıberleri: Sclahattin GÜLER D ı j Haberleı: Ergun BALCI Ekonomi; Osman ULAGAY Yurt : Hdberleri: Barbaros GENÇAK Küitı;r. Aydsn EMEÇ Mat!,izin : Yalçm PEKŞEN Diizeitmf: Konur CRTOP Araştırma. Şahin ALPAY BUROLAH • Konur Sokak No. 24/4 Yenişehir ANKARA Tel: 17 58 25 17 58 66 idaro: 18 33 35 Halit Ziya Bulvan No: 65/3 İZMİR Tel: 2547 09131230 Ataiürk Caddesl, T.H.K Işhanı Kat 2 / 1 3 A D A N A Tel:1455019731 Ba»anve Yayan: CUMHURİYET Matbaacılık ve Gazeteciük T.A.Ş. Türkocağı Cad. 39/41, CağsîoğluİSTANBUL P.K.: 246 İstanbul, Tei: 20 97 03 (5hat) TAKVtM 1!) OCAK 198.Î İMSAK GÜNEŞ ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM 6.38 8.20 13.24 15.54 18.09 YATSI 19.45 TürkAlman Egitim Merkezi Almanca Dil Kursları Yeni dönem kayıtlanmız başlamıştır. Normal kurslanımzın yamsıra çeviri kursu da açılacaktır. Kayıtlar: 18. 19, 20 Ocak 1983 Saat: 15.00 18.30 arası. ADRES; ALMAN L1SESİ. Beyoğlıı Dairesi yam TÜNEL Tel. 44 66 68 Evlendirme ATABEK Hastalannı kabule başlamıştır. Bahariye Çaddesi, Bahariye Apt. No: 9B/3 KADIKÖY Tel.: 38 54 83 58 23 22 Doç. Dr. AYSEL EKŞİ L Muayenehaneslnl açmıştır. Adres: Abdülhak Hamit Caddesl No: 3 Ayyıldız Apt. Kat: 5 TAKSÎM ÎSTANBUL Tlf.: 45 82 97. CAGMDĞLU'nd3 îmar du rumu olan 3 katlı ev sahıbinden satılıktır. Tel: 7190 85 SATSÜK EV