Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhurıyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 17 EYLÜL 1982 oplumsal olaylan, sanat, din, blllm, politika gibi adlar altında kümeleştl, rip de, her bir kümedeki kişileri, on; ların ürunlerinl tarllı sırasına göre gözden. geçlrme ahşkanlığı, bu etkinliklerin tümünü blrarada görebUmemizl engellemektedir. Diyelim Dante'yl şiir tarihine yerleştirdik ml, onun yaşamını çevreleyen siyasal olaylara ancak Italya tarihinde sıra gelecek ve Dante'nln bu olaylar içindekJ yeri, çoğun, bilinmez olarak kalacaktır. Oysa Dante, Tanrısal komedya adlı başyapıtında, diişmanlarını cehenneme atar. Kimlerdi bu düşmanlar? Bilmesek de olur elbet; o başyapıtta bizi ilgilendiren şiirdir. bu şiirin Italyan dilinde nasıl yapüdığıdır. Bir şiirle, o şlirtn esin kaynaklan, sanki neden sonuç üiskisi Için deymişcesine ele alındı mı, şlirtn özgül yanı gözden kaçar. Nitekim bir siyasal olayı, o dönemde yazılmış şilrlerle açıklamaya kalkmak da benzer sonucu doğuracak, demek yetersiz kalacaktır. GÖstergebilimsel inceleme yöntemlerinin başlıca amacı işte bu yetersizliği aşmaktır. Eski dilbilimin, sözcüklere tarihsel değişim açısmdan bakması, dilleri birer yapı olarak anlamamızı yüzyıllar geciktirmiştir. Bir dilin tarihsel gelişiminl incelemenin gereksiz olduğu anlamına gelmez bu: tarihsel gelisimini bilmek istediğüniz olgunun doğasına öncelik tanımayı vurgular sade T Biz Siirleri Sevelim Melih Cevdet ANDAY mamalıdır. Sürgune giden kişi, kötü şiirler de yazabillr, iyi şiirler de. Benim değinmek istediğim, belli bir dönemdeki çeşitli etkinliklerin yanyana bulunmaianndan doğacak olan toplu izlenimdir; bu izlenimin çoğu zaman şaşırtıcı olmasıdır. E. M. Forster'in Adam Yaymlan'nda çıkan «Meleklerin Uğramadığı 3Ter» adlı (Armağan İlkin çevlrisi) o tadına doyamadığım romanda Dante'nln, Nel mezzo del camin di nostra vita Mi ritroval per una selva oscura Cbe la dirilta via era smaritta (Hayat yolculugrumuzun ortasında diiz yolun kaybolduğru karanbk bir ornıanda kendime geldim. Çev: Armagan tlkin) dizeleri ile karşılaşınca, kitaplan karıştırıp XIII. yüzyıl Floransa'sının tarihine göz gezdirdim; gerçi büyük ozanın şiirinin değerini açıklayıcı hiç bir ipucu elde edemedim, ama gene de Tannsal Komedya'nın yazıldığı yıllardakl siyasal. toplumsal olaylan öğrenmek bende garip bir lzlenim uyandırdı. tçinde yaşadığımız çeşitli olaylann. çeşitli uğra? etkinliklerinin biraradahğı, ilerde tarihçiye kim billr ne gibi bireşimler (sentezler) yapma olanafını eslnleyecek diye düşündüm. Böyle bir blreşimin oluşturulması için, yüzyıllann geçmesi mi gerekli yoksa? Tarihin, yaşadığımız dönem için vereceğl yargıyı bümeden nü öleceğlz? Dante dlrilip de tarihin yazdıklannı okuyabllseydl ne derdi? Hadi şunu da sorayım: <Tarih yanhs yazmış. o günkü durum tarihin anlattığı gibi değildi» deseydl. onu mu, yoksa taOllcenıizin ve toplumumuzun yöneüiroesi için yeni bir Atıabu guolerdfl «siyaaet» soacügü uzerlntte dunoakta yarar vardır. Bu sözcük ile dıle getırikavrsmm *nwftniflrr^ft)fi v& rlhi mi haklı sayacaktık? Cahit Sıtkı Tarancı, Dante gibi ortasındayız ömrün dizesini yazarken, işte Dante'nin, Nel mezzo del camin di nostra vita dizesinden esinlenmtşti ama bu iki ozanı çevreleyen siyasal, toplumsal olaylar hiç de benzeşmiyordu, burada «söz»dü sözünü yürüten, olaylan aşmış şiirdL Bakm, ben de şimdi söz'ün, şiirin tarininl, onlan çevreleyen olaylann dışında değerlendirmeye kalkmış gibi oldum, gördünüz mü? Yeni bir anayasa hazırlanıyor. şiirler. öyküler, romanlar yazılıyor, yapüar yapıhyor, resim, yonut. müzik yapıtlan yaratılıyor, mahkemelerde samklar yargılanı yor, paranın değeri düsüyor boyuna. işyerleri kapanıyor, içkl tuketlmi artıyor, evlenenler, boşananlar, ölenler. danlanlar, banşanlar, yalan söyleyenler, gunünü gün etmeğe bakanlar... Bunlann bireşimlni nasıl etsem de çıkarsam ortaya! Otunnus bu yazıyı yazıyorum. Içimde içimi yapıyor olmanın erinci... Neye yarar! Sayıp döktüğüm tek tek olaylann biraradalığını kendime açıklayamadıktan sonra. Geçenlerde genç ozanlann yenl çıkan ilk kitaplanndan söz açmıştım. Bu şürlerl. öteki etkinlik alanlannm ürünlerı içinde değerlendirmeğe kalkmadım, olamayacagını blldlğlmden. Beni llgilendiren, öveceğim siirlerle karsılasıp karsılasmayacağımdı. Doğrusu, bana cosku veren bir ürüne rastlamadun o kitaplarda.. Ama onlardan sonra gelen «Gomleiim Leyla De senli» adlı şlir kitabı benl çok sardı. Bu yazıya, Abdülkadir Budak'm şllrlerlnl konu edineyim diye başladım, ama söz benl aldı nerelere götürdü! Abdülkadir Budak'ın nerdeyse bütün silrlerini sevdim. Bunlan tarihsel yerine oturtmak kaygısından bana ne! Sevdigimiz şiirîeri sevelim. sevdirmeğe de çalışalım, onlann toplumsal süreç içindekini yerini. ilerde belirleyen olur mu, bilemem. Abdülkadir Budak'ın kitamndan bir siirt aktarmakla yetineceğim bu yazımda. Daha sonra onun şiirlerine yeniden döneceğimi umuyorum. GÖRÜCÜLER GELECEK Kaldır yapma çiçekleri Gtiller gretirdim çarşıdan, yerine onlan koy Dantelleri ser divana, gecikme Tardnncı ol ne olnr bn telâs öldttrecek Sillnmek üzereyken ellerimin kması Ah güzel annecifim görücüler gelecek Allıgımı bnlamadun, ya rimelim nerede Sabah baktım çekmecenln üstteki gözündeydi Heyecandan nerdeyse düşttp bayılacagım Hadl sallanma anne dflzelt tülfi, perdeyl Pembe mumlar da aldım, ısıklar sönebüir Yeniden sildim camını davardaki resmbnin Saydım çay bardaklannı, yeter de artar bfle Tenl Nihal'in diktiği gİTsttnin yakasina Bn kez de mavi taşli broşumu takacagım Kns sesleri kanşacak kfiflenen ajfrdım» Üstönde mermer tabla, İçinde ayna bulnnan Eonsola çekl dilzen verdifim yetmez ml kl Ev gitmemi istiyor, kınn solgun bir çiçek Kristal kfil tablasını ^ıraya koy istersen EIİni tez tnt anne, görücüler gelecek. Şlirleri sevmek bize yetmez ml dersiniz... Belki de blrbirtmizden haberslzce bir bütünfl olusturuyor. Onun anlamı simdiden belli olmaz kl! lerdir. ÇUnkU bir görü» öne sur dükleri anda «s.yaset rapmış» olacaklardır. Oysa ki ahnmış olan blr siyasl karar uzennde görus belırtmemek de başlı basua siyaset yapmaktır. Sessiz kaiarak yapılan •iyaset, o andaki konu ve duruma göre alınan karan desteklemek ya da yadsunak anlamma gelebllecegi için, karar tarsısıada «sessiz» kalmarak olumlu veya olumsuz fakat mutlaka bir «slyssl tovır» alınmıs olacaktır. örnelcten anlasılaca£ı (flbi «si. y«et» kavramının doftailıgı ve genelligi nedenl Ue «meslek kurnJuçUnmn slyaset yapnıalaruun emrellenmed» flkesi geçerslzdlr. Herbangi bir kurumun ya da ajinin siyaset yapması herbangi bir yasa Ue engellense bile, ber kunsn ve kisi her düsüncesl ve her davranıs biçimi ile siyaset yapıyor olacaktır. Söz konusu Ckenin Anayasa taslagrrıa hangi amaç İle kondugu bugün belirgin değüdir. Bu asamada sorubnan ı^reken sorular sunlar olabilir: Teknik elernanlann. merflurlann, öğretmenlerin. doktorlann, ve benzeri bir çok kestaüerfn bütün aavranıslanntn smırlandınldığı bir yapmm adenokntik» oldugu nasıl ssvunulacakttr, küne karşı savunulacakbr? Ucak Yolculuğunun Düsündürdükleri... Uçak yolculuğunun gerilimli dönemleri kalkış ve iniş dakikalarıdır. Bu süreler içinde uçak ve hava meydaru yöneticileri arasmda yoğun bir iletişim kurulur. Koskoca hava gemisinin tekerleklerl topraktan sıyrüırken ya da toprağa değerken yalnız pilotlarda değil yolculardaki duyarlık doruk noktasma ulaşır. Türkiye'de her on yılda bir yaşanan «askeri müdahale» eylemlerinde de kalkış ve iniş aşamalarında benzeri bir ruhsal durum yaşanıyor. Sivll ve asker yönetimlerine geçls aşamalannm gerillmleri doğal karşılanmalıdır. Bu süreçlerde meydan kontrol kulesindeki uzmanların ve uçaktaki pllotlann ustalıkları ve serinkanlılıkları kazasız belasız kalkış ve inişlerde büyük rol oynarlar. Ancak dış etkenlerin büyük rolü unutulmamalıdır. Eğer doğa koşuüarı ve hava durumu elverişslzse uçagın sağlıkh kalkış ve iniş yapması şöyle dursun, bütün seferler durdurulabillr. «12 Eylül Harekâtı»nın İniş süreclne geçtlğl dönemde bunlar düşünülmesi gereken konulardır. Ülkenin bütün sorunlarını (asker ve slvll keslminde) Türkiye'nin «bagımsızhgı ve bütünlflgü» çerçevesinde çözümlemeyl vazgecilmez temel olarak saptamış kişilerin yaşadıgımız olaylan (su günlerde) özsnle ve duyarhkla izlemesl gerekir. Kendi icimizdeki sorunlan tartışırken kiml zaman hırçmlaşabiliriz. Bu da dogal sayılabilir. Ben kendl hesabıma Cumhuriyet Gazetesi'nden üç arkadaçımın aylardan beri tutuklu bulunmasma: ama, Tercüman Gazetesi'nden bir «üst yönetici»nin «fiyasko» diye nitelenen Anayasa tasansıra yapmakla görevlendirilmesine, ya da yine aynı gazeteden kimllerlnin Bakanhk koltuklanna oturtulmasına tepki duyabilirim. Ne var ki bugün Türkiye'nin icînde ve karşısında bulundugu büyük sorunlar, bu tür olaylan da gerlye itip unutturacak kadar ağırlaçmıştır. Kendi kendimizl aldatmaya gerek yoktur. Dış dünyadaki gellşmelere bakarsamz eloğlu neredeyse «Sevr Maahedesinnin tozlu dosyasmı açıp önürcüze sürecektir. Yeryüzü tarihinde şimdiye dek görülrnemiş türde blr stirekli saldırı herşeyin üstüne tuz biber ekmektedir. Dünyanın çeşitli ülkelsrlndeki Türk elçillk üyeleri bir bir öldürülmektedir. Anadolu topraklarına yönelik isteklerin dış dünyada taban bulması. üslenmesi ve ögütlenmesi; gizli ve açık kuuluşlarca gündeme getirilmesi. Batı televizyonlannda tartısılması acı bir olgudur. Ortadoğu'dan Amerika'ya değin dünya topoğrafyasmda Türkiye'mize bakış açılan tedirgin edicl ve kaygı vericidir. IMF uzmanları ne derlerse deslnler ekonomlk durumumuzun (nüfusu hızla artan blr toplumda) İyi olduğunu söylemeye olanak yoktur. Dışa bağlı bir avuç holdingin isteklerine göre biçlmlenen ekonoml politlkasının sağlıkh ve bütünleştirici bir toplumsal temel yaratamadığını görmemek İçin kör olmak gerekir. Oysa 27 Mayıs ve 12 Mart'ta askeri denetim altında uygulanan «istikrar politikalan»nda azçok «amaca uyçun» blr düzenlemeyle «slvll yönethne» ve «çok partill rejime» geçişin ekonomik birikimleri oluşturulabilmişti. Bu kez askeri müdahale büyük dünya bunaümının zorluklannı da tistlenmlştir. Çok partili sivil düzene geçlşl otorlter nltellkli bir anayasayla sağlamak acaba olası mıdır? Yoksa böyle bir stratejl ileriye dönük yüzünde sakıncaları besleyip büyütecek yanılgılan mı lçermektedir? Türkiye'nin «baSımsızlifi ve bölünmezligi» kuralraın temel çerçevesi içinde salt ulusal mantıkla düşünüldüğünde kaygı duymak İçin pek çok neden vardır: ama, serinkanlı olmanın gereğinl düşünmekte csayısız yararlar» olduğu açıktır. Daralan dış çemberler ortasında iç sorunlara elbirllğlyle çözüm aranırken kimi çevrelerin aydınlara doğru tırmandırmak istedikleri kovuşturmalar ne l?e yarayacaktır? Olaylara sağlıkh «tanmlar (teşhisler) koyacak yerde durmadan ve yeniden düşman icat etmek çabasına girenler (Anayasa'dan çağdaş sözcüğünü bile silenler) Türkiye'ye hizmet ve yönetime kolaylık yolunda görünmüyorlar. (Arkası 11. Sayfada) Ama sanat. din, bilim. politika gibl olgulan öbek öbek, tek başlarına ele alıp tarihsel sıra içinde incelemeğe kalktık mı da, bu öbekler arasındaki koşutluklar göz den kaçacaktır. Dante'nin 1302 yüında sürgün cezasına çarptınlması olayı, diyelim Tannsal Komedya'nın şiirsel değerinln oluşmasmı etkilemiş midir? Bir şey denemez. Çünkii bir olayla, o olayın esinledigi yapıt arasındaki lliskl, bunlar özdeş doğada olmadığı için, neden sonuc ilişkisi biçimlnde bir gerektrciliğe baglan Bir Yeni Öğretim Yılmda Sorunlar Muammer TUNCER skiden, Fransızca okul kitaplannda V. Hugo'dan bir aluıtı vardı. Şimdi duruyor mu, bilmlyorum; Hugo bu yazısmda, okulun yenl öğretim yılına basladığı günü anlatıyor: Ögrencilerin. velilerin okul bahçesinde toplanmaları. Sabırsızca bekleyişleri. Sonra okul mudürünOn konusması... Hugo, okul müdürunun agzından çocoklara lkl seyi ögütluyor: Sevmeyi ve çalışmayı. «Şimdi^ diyor, «anababanra, yakınlanmzı, öğretmen lerinizi sevln. Bu sevgiden yola çıkarak yurdunuzu sevmeyi öğreneceksiniz.> Dersler başlarken çocuklanmıza sevmeyi ve çalışmayı öğütlemek. kuşkusuz güzel şey. Ne var ki, öğütlerle lş bitmlyor. Onlar için bir şeyler yapabiiiyor muyuz? Çağdaş ilkelere dayalı egltiraden geçmelerinl sağlayacak önlemlert alabiliyor muyuz? Onlan özgur düşünceli, üretid klşiler olmağa yöneltebiliyor muyuz? tşte sorun bu. Ama ne yazık ki, tum bu sorulara olumlu yanıt vermek zor. Eer gün gördüğümüz, yaşadıgımız örnekler iç açıcı olmaktan çok uzak. Yıllardır yazılan, savunulan bir konu var: Eğitim, üretlme yönelik olmalı. Evet, çocuk, yeteneğine, eğilimine göre yetiştirilmelidir, diyoruz. Eğl tlm sistemimiz, süs kültür veren bir mekanlzma ol maktan kurtarümalı, çağdaş egltim verilerine uygun biçimde yeniden düzenlenmelidir. Çocuklanmız, bozuk eğitim sisteminin yıpranmış değirmenlnde un ufak edilmekten kurtarümalıdır. Bu gerçeği hemen herkes bilir. Bakanlar, yöneticiler degiştikçe de bu yönde bir çaba, bir telaştır başlar. Sonunda bir de bakanz, dağ fare doğurmus. Şimdi anlaşılan yine öyle oluyor. Yönetmeliklerin <yazboz tahtası» durumuna getlrilmesinden başka, elle tutulur bir sonuç görülmüyor ortalıkta. Nitekim, 19811982 öğretim yılı sonuna doğru, apar topar yapılan değişikliklerle, blnlerce öğrenci yeni öğretim yüına glrerken bir kalemde sınıfta bırakıldı. Sınıf geçme yönetmeliğinln değiştirilen maddelerinden biri, bir ölçüde anlayışla karşılanabilir: Öğrencinin sınıf geçebilmesi için Türkçe'den geçer not alması zorunlu kılınmış. Anayasanın doğru, düzgün bir Türkçe'yle kaleme alınmadığını görünce bu maddeye pek bir dlyeceğimiz kalmıyor. Ama ögretmenlere, çocukları blr yıl sokakta bırakmayı emreden başka bir madde var ki, bunun yararına hiç ml hiç lnanmıyoruz. Şimdiyedek ögretmen kunıllan her çocuğun durumunu değerlendiriyor, onu Dir ya da blrkaç dersten kurtarıp bir üst sınıfa geçlrebillyordu. Sistemin durumunu çok iyl bildiklerl İçin, öğretmenler karar aşamasında anlayışü dav ranıyorlardı. Bakanhk yetkilileri ne düşünmüşlerse düşünmaşler, bundan sonra böyle olmayacak demişler: Bütünleme sınavında üç almayan çocuk, o dersten kurulda konuşulamaz. Demek oluyor ki, çocuk, örnegin fen bilgisi dersine yatkın değilse, çekirgenln sindirim sistemlnl çizemedigi için 2,4 almışsa, tastamam bir yıl bekleyecek. Sınıf geçme düzeniyle sürglt oynayarak çocukları şaskına çevirmekten ne yarar umuluyor, bilmiyoruz. Bu anlayışla mı çocugu yeteneğlne, eğilimine göre yetistireceğlz? Yenl ögretim yılına girerken, bir gerçeğin flzerinde bir kez daha durmayı yararlı görüyoruz: öğretmeni sıkıntıdan kurtarmadıkça, çağdas ve sağlıkh bir eğitime yönelmenin olanağı yok. Bir kez durup düşünelim: Ögretmen, Milli Egl tlm Bakanlığı örgütü içinde, üst yöneticilerden başlayan türlü baskılar altında tutuluyorsa verimli olabilir mi? Geçerli hiç bir neden gösterilme den, lkı satırhk bir yaayla görevden alınan arkadaşlannm yakmmalarını gazetelerde okuyan öğretmenin kendinl güven içinde görmesi olası mıdır? Geçim sıkıntısıyla alabüdiğine ezilen öğretmen çocuklara yetertnce ilgi gösterebillr ml? Ders Uğine güleç yüzle girebilir mi? Atatürk, «milletleri kurtaranlar»m «yalnız ve ancak ögretmenler» olduğunu söylemiş. Bakanuk yöneticüeri de buna inanıyorlar mı dersiniz? tnansalardı, öğretmen bunca tedirgin edilmezdi. Atatürk dönemindekı saygınlığına kavuşturuldu. Yenl Anayasada öğretmene yeni olanaklar sağlanırdı. Tüm dünyada Türkiye'nin yüzünü ağartan yazarlanmızın yapıtlannı öğrencilertne öğUÜedl diye, öğretmene kök söktürülmezdi. Şimdi bir de, Danışma Mecllslnde Atatürk Ukelerinln en önemüsine, çağdaşlaşma slmgesl laikllğe lndlrilen darbe ile karşı karşıya bulunuyoruz. Ataturkçülüğe saldırıyı türlü yollarla sürdüren çağdısı. tutucu güçler öğretmenln lşlnl büsbütün zorlaştırıyor. Yeni öğretim yılında öğretmenln lşl gerçekten zor! E toplunüardaki «igiianma ve uy» guianma bıçimlerinın irdeleomeai, toplumun dojal blrer par cası olaa tAkniir eienıanianıı da «riyaaeU kavramı ile baglannın hajıgi duzeyde olduğunun vurgulanması, Anayasa hazırlayıcılan açısmdan uzerinde durulması gereken önemiı noktalardır. Siyaaet / «iyasetçi kavr&mlan toplunuunuzda çoit " " ' " bir süre yalnız belirli ve sınırü bir K"»'"1 için taıllarulageidi. Bu kesim siyaseti meslek edinip bu W yasamlarmın «profesyonel» bir parçaaı olarak ya pan ltPirimritr, Bu lctHtlmln lu lcn Mîmarbk, Mühendîslik ve Siyaset Abdullah TUNÇEL TMMOB Mlmarlar Odası p««iraf>ı lan olarak sunulraus görüslerdir. Bu göruslerden bir taaagu, tam tersine ber birUinin dojruiugunun « m « ı içerisiıv de tesnıtlandıgı gerceSİ, yazımızın kapsamı dusuıdadır. Ol» kenuz tarihi TMMOB ve bağü odalanmn yarun asın geçen bir çalişma döneminde ventilcleri urünleri • ki bınleri asan kitap, dergi, gszete, arastırma, inceleme ve rapordur • kuskusuz degerlendirecektir. Bu yaa ile vurgulanmak istenen gerçek. «siyMet» Kavranumn çok genis VB genel bir kavram oldu gu, bu genelligin doftal ve kesinlikle gerekli bir toplum yaSİnİn bilB ya/iyTr)ftTyıaypış OidU* sast olduğu, toplumlarm geUsim süreci yani tTîfnfi1'fr tarihi ftKylfy^j*"^* bu yasanın Anayasa taslagmda yeralan «ıneslek Inırnlastanmn styaaet yspmalannuı enceUenmesi» Ukeslnin onaylBnriıgmı varsayar isefc; ortaya oldukça earip, çağrrntrtn gerceklerine uymayan ve özuncLe gene kaçımlmaz o» larak • siyaset yatan bir yspı çıkacaktın Bu kuruluslar kaDIU sektörunun veya ö » l sektörün almıs oldugu ve ulkemlzta geleceğl açısından az ya da çok önerrül kararlar uaerlnde hiç bir görüş öoe •flrmeyecek sanlan ya herbangi btr siyasi kurulusun yöreseı binırüenode görev alırlar, ya bu birimlerde yönetael görevler üstieneıek daha üst duzeyde «siyaset» yap mayı sürdürürler veya siyasi kurumsal yapırun en üst bıriraine yani parlamentoya »eçilerek milletvelali veya senatör olurlar. Son vurgul&nan düzeyin daha geüşmış biçüni d« bakan Teya basbakan olarak görev yapmakar. «^yaaeUin bir uyeulama alanı daüa vardır kl gerçek beürlsyid olan, yukanda taoınılanan siyaset Bflamlannı itendi içriînamigin^ipnyaratan, toplumsal geiışmeye temel damgasıru vuran siyasettir bu: Insan topluluklannın güncel yaşamlan ile özdeşleşnus. her ınsanın ber nefes alışı ile. ber düpüncesi ile, bu cüsünceam yarattıgı her davraruş biçitni ila Taroian ve ağırhğım duyuran, yani toplumlarm toplum olraa niteliğtein dışavurumu olan gunlük yaşaradır. Bu yaşamda siyaset «benzine neden zarn geldi» sorusu ile kendlsini gösterir, «Ankara'njn bavası temizlenmcyecek mi». «bankerdeki param ne olacak», «yabancı naralar daha ne kadar yukselecek>, «Almanya'da bizim lşçi. lere neden sajdınyorlar», «Ermeıd soytanmı diye bağınyorlar da Flüstin soykırumna neden kinısenin sesi çıkmıyor» ve benzeri sorular ile keadısıni gbsterir. Bu uyguiama alanı ile «siyaseti, topiumu oluşturan iıer mEan ve her kesım yaaar. Işçı, memur, emekli, ev kaduu, kuçük esnal, sanayıci vb. Ju^üer kendı ugı aianlan çercevesıade kaiarak veya genelleştırerek bu siyaseti yaparlar. Toplumiann geüşmesı de bu siyasetin beiirli temel noktalarda odaklaşa bilmesinın bir ürünudiir. Ülkenüzın toplumsal örgütlenme yapısı içerisinde dogmuş ve varlığuu sürdürmüs olan kurulu$laruı bir böiiımü «siyaset» itavramimn yalnızca bir boyutunun algılamnası sonucu belirli çevrelerce ve sürekli olarak «siyaset yapmak» suçlaması i'.e karsı karşıya bıralulmışlardır. Bu kuruluslann bir tanesı de şu anda 108J)00 mühendis ve mımarı bunyesinde barmdırtnakta olan Turk Mühendıs ve Mimar Odaları Bırliğı'dir. Siyasette yukanda tanımlanan geniş ve doğal yapısı içerisinde TMMOB siyaset yap. mıştır. Üstlenilmiş olan toplumsal sorumluluklar açısınfinn bundan fiaha doâal bir davraruş biçimi de zaten olamazdı. TMMOB ve bağlı Odaları 6235/7303 sayılı kuruluş yaEalarırun kendilerine vermiş olduğu yetki ve hakla uyancılık görevini tam olarak yerine getirmişlerdir. Örneğin, «Tarihi doğal cevre kortanlmalı ve konınmaiıdır» demi^lerdir, «kıyılar halkındır» demi$lerdir, «ölkenin veraitı ve yerüstö doğal kaynaklan halk yaranna kulla. nılmalıdır». «doğal kaynaklanmıza vöncUk eoerji politikası nypulanmalıdır», «derairvoin taşımartlıprna acırlık veritmelidir» demişleniir™ TMMOB ve bağlı odalanmn ileili kuruiuşlara vc kamuoyuna sundııgu tüm K^rüşler bilimsel ve teknik çauşmalann somut SODUÇ Türkiye lş Bankası A.Ş. Müfettiş Yardımcılığı Giriş sınavı Ekim 1982 tarihinde açüacakür. Sınava katılacak adaylarda aranan kojuHar: T.C. vatandaşı ve erkek olmak. Aşağıda sıralanan fakülte veya yüksekokullardan birini bitirmîş olmak: Ortadoğu Teknik Üniversitesi îşletmecilik ve Ekonomi Bölümleri, Hacettepe Üniversitesi Ekonomi ve Işletme Yönetimi Bölümleri, Boğaziçi Üniversitesi Idari Bilimler Fakültesi, Hukuk Fakülteleri, tktisat Fakülteleri, İşletme Fakülteleri, Siyasal Bilgiler Fakültesi, Iktîsadi ve Ticari Ilimler Akademilerinin bankacılıkla ilgili bölümleri, Yukanda sıralanan fakülte veya yüksekokullara denkliği Milli Eğitim Bakanlığı'nca onaylanmış Türkiye 'deki veya yabancı ülkelerdeki fakülte veya yüksekokullar. • Sınav günü 30 yaşını doldarmamış olmak. • Askerlik görevini yapmış ya da erteletmiş olmak. • îngilizce, Fransuca ve Almanca dülerindea birini iyi derecede bilmek. • Fizik yapısmda belirli bir özrü bulunmamak. B) Smavlar yabancı diî ve mesleki bilgi konulartnda yazıh ve sözlü olmak üzere iki bölümdür. Yazılı sınavlar 30 Ekim 1982 Cumartesi ve 31 Ekîm 1982 Pazar günleri yapüacaktır. Yazılı smavlarda başarı gösteren adaylara sözlü sınav ve mülakat tarihleri aynca bildiriiecektir. Smava başvuru, aday formu doldurmak suretiyle yapılır. En son başvuru tarihi 22 Ekim 1982'dir. Açıklayıcı broşür ve aday formlan aşagıdaki birimlerden, sınavla ilgili her türlü ek bilgi ise, mektupla, telefonla ya da bizzat başvurarak Ankara'daki Teftiş Kurulu Başkanlığı'ndan sağlanabilir. • Ankara'da Genel Müdürlük ana yapısmdaki Teftiş Kurulu Başkanlıği • îstanbul'da Beyoğlu Şubemiz yapısmdaki Teftiş Kurulu Başkan Yardımcüığı • îzmir'de Konak Şubemiz yapısmdaki Teftiş Kurulu Başkan Yardımcılığı • Adana, Bursa, Diyarbakır, Erzurtrm ve Trabzon illerindeki Bölge ; Müdürlüklerimiz. g 30 A) • • Türkiye lş Bankası A.Ş. MüfettisYardınıcılıgı Giri§ Sınavına Cağrı... Cumhuriyet Sahlbi: Cumhuriyet Matbaacılıkve Gazetecilik T.A.Ş. adına NADİR NADİ Cenel Yaym Müdürü MüesseseMüdürü ...Yazı Işleri Müdürü Yazı Işleri MüdürYardımcısı HaberMerkezi Müdürü MizanpajYönetmeni TEM8İLCİLBI • ANKARA : • İZMİR : • ADANA : • YALÇIN DOĞAN HİKMET ÇETİNKAYA MEHMETMERCAN ^ HASANCEMAL EMİNE UŞAKLICİL „. OKAYGÖNENSİK AHMET KORULSAN YALÇIN BAYER ALİ ACAR SERVİS ŞEFLEftl * Istanbul Haberleri: Selahattin GÜLER Dış Haberfer : Ergun BALCI Ekoncmı Osman ULACAY Yurt Haberleri: Barbaros GENÇAK Kültür: Aydın EMEÇ Magazin : Yalçın PEKSEN Spor: Mehmet TEZKAN Araştırma*. ŞahinALPAY Düzeltme : Konur ERTOP BÜROLAR * KonurSokak No. 24/4 Yenişehir ANKARA Te!: 17 58 25 17 58 66 Idare: 18 33 35 Halit Ziya Bulvan No: 65/3 İZMİR Tel: 25 47 09131230 AUtürfc Caddasl, T.H.K IshanıKat2/13ADANA Tel: 14 55019 731 BasanveYayan: CUMHURİYET Matbaacılıkve GazeteciükT.A.Ş. Tfirkocağı Cad. No: 39 41, Cağaloğlu . tSTANBUL P £ 4 246 Istanbul, Tel.: 20 97 03 (5 bat) İŞ BANKASIj TORKIYE TAKMM . IMSAK GÜNEŞ 4.57 6.40 1 7 E y L Ü L l g 8 2 ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM 13.08 16.38 19.15 YATSI 20.47