19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
m Cumhuriyet 2 Millî Eğitim Bakanlığı'nın ders programlarını yenlden gözden geçirdiğl, bazı yeniliklerin eşiğinde olduğu gözleniyor. özellikle ilkokul ders programlannda temelli değişikliklerin yararh olacağı kuşkusuz. Çocukların kafasuu gereksiz bilgilerle dolduran, ezbere dayalı, öğrenme isteğinl yok eden, pedagojinin en temel kurallanna ters düşen bugünkü programların değiştirilmesinde büyük yarar var. Son haftalarda basma yansıyan hatoerlerden birinde, ders kitaplarında <ya bancı ülkelere çok yer verildiği, bundan böyle Türkiye'ye dahaçok yer verme yolunun seçilecegi> bellrtiliyordu. Bu ger, çekten ne kerteye kadar doğrudur?.. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 31 TEMMUZ 1982 Ders Kifcrpİarı ve Din Dersleri HEPİMÜT «DÜNYA BİZİ TANIMIYOR» DtYE YAKINIYORUZ. PEKİJHZ DÜNYAYITANIYOR MUYUZ? BAŞKALABİNIN BIZİ XANIMASI İÇİN ÖNGE BİZ BAŞKALARINI TANMAUYIZ. Zİ X y y Doç. Dr. Türker ALKAN / ^ Ders Kitaplarında Türkiye'nin Yeri Bakankğın hangl kltaplarda nasıl bir inceleme yaptıktan «onra bu sonuca vardığmı bilmiyorum. Fakat, benlm yaptıgım blr araştırmada pldukça farklı blr sonuca vardım. Türk (1977), Fransız (1974) îtalyan (1971) ve Alman (1976) ilkokul .ta rüı kitaplanm karşüaştırdığıra zaman, kendl ülkelerinden söz etme oranımn, Türk tarih fcltabında %64, Fransız kitabmda %60, îtalyan kitabında %52, Alman kltabında lse %28 oldu&unu gördüm (I). Bu araştırmadan çıkan sonuca göre, Türk tarih kltabı, kendi ülkesini, öbür tarih kitaplarmdan daha geniş biçim de ele alroaktadır. Daha da önemlisi, 1950'den bu yana basılan kitaplar karşılaş tırüdığında, üç Batılı ülkenin kitaplannda, kendi ülkelerinden söz etme oranı dü şerken, bizim kitaplarda böyle bir eğllim izlenmemesl, tersine haîiî bir yükselme nin görülmesldir. Bu eğlliml daha da güç lendirmenin. anlamı nedir?... Kendi ülkesini ve öbür ülkeleri olum luyansızolumsuz ele alış açısından konuya baktığımızda, Türk kitaplannın ken di ülkesini çok büyük bir oranda olumlu, diğer ülkeleri ise olumsuz olarak ele aldığını görüyoruz. Îtalyan, Fransız, Alman tarih kitapları ise kendi ülkelerinden söz ederken daha çok yansız bir anlatun kullanabilmekte; başka ülkeleri de bizim kl taplarda olduğundan daha olumlu ya da yansız olarak ele alabllmektedir. Üstelik Batı ülkelerinin ders kltaplarmda bu eğilimin gittikçe güçlendiği de görtilüyor.. Alman ders kitaplan (iaşizm tehlikesine yeniden düşme endişesi ile), bu komıd* en gelişmiş örneği oluşturuyor.. / Türk tarih kitaplarınm en önemlJ ek sikliklerinden blrisi, gelişen ülkelere ver diği yerlu olaganüstü azhğıdır. 1977 basımı Türk tarih kitabmda gellşen ülke lere sadece %0.54 oranında yer eerllmişken, 1976 basımı Alman tarih kltabında bu oran %11 olmuştur. Belki başka ülkelerl ya da başka kitaplan ele alsaydım bu sonuclar çok fark h olabilirdl. Bu eleştiri yapılabilir. Fakat, en azuıdan ele aunan örnekler <bu çalış mada, 6 Türk, 4 Fransız, 3 îtalyan ve 3 Alman tarih kitabı incelendl), «Türk kitaplannda d&emtze daha fazla, öbür ül kelere dafca az yer vermeliyiz» yargısının aceleci ofduğunu düşündürecek niteliktedir. S^runu, salt «hangi ülkeye ne kadar yer /erlldlğl» blçiminde ele almak da ye ter/ değildir. Daha önemlisi, «nasıl yer vefüdıgisdir. Dili, kültürü ve gelenekleri jfe dünyadan oldukça soyutlanmış bir toplumuz. Aşırı şoven ve etnosentrik ya nımız da cabası. îzleyeceğimiz eğitim sl yasasının bu eğilimlerl düzeltici, katalartmızı dünyaya açıcı olması gerekmes mi?.. Hep yakmınz, «dünya blzi tanımıyor!..> diye. Doğrudur, bizi iyi tanımıyorlar. Ya biz onlan tanıyor muyuz?.. Baş kalannm bizi tamması için ilk yapmamız gereken iş, bizim onlan tanımamızdır.. Işe buradan başlamadıkça, istediğlmiz kadar «Türkiye'yi Tanıtma Vakîı> kurabiliriz, sonuç geçmlşte izlediğlmizden farkh olmaz.. Yerd ders programlarına ilişkin blr başka Uginç açıkjama, «din derslerinln la ikliğe uygun olarak yapılacağı» idl. Bu nasıl olacak,'çok merak ediyorum. Lalklik, salt «devlet ve dünya lglerinin blrblrinden ayrılması» değildir. Türkiye'de dev letin yanında örgütlü bir din olmadığı için, kilisedevlet ayrımmı yansıtan bu gorüşün bizde çok pratik bir anlamı da yoktur zaten. Bizim açımızdan laiklik, in san düşüncesinin, bilime. deneye, akla da yanarak işleyebilmesi, bilimsel olmayan inançlann üstüne çıkabllmesidir. Din dersleri bu anlamda nasıl laik olacak?.. Çocuklara Adem'le Havva öyküsü değil de Darvin'in evrim kuramı mı anlatılacak?... Evrenin oluşumuna ilişkin bilimsel kuramlar, dinsel yaratılış öykülerinin yerlni mt alacak?.. Kadmın Medeni Kanun'daki yeri vurgulamp, Kutsal Kitap' taki mirasa ve aileye ilişkin hükümler yok mu sayılacak?.. Eğer böyle "olacaksa, din dersl, din dersi olmaktan çıkar. Bbyle olmayacaksa, din clersi laik bir yaklaşımla verilmemiş olur. Geliştirilecek programda bu konunun nasıl çözümleneceği merakla beklen meye değer bir konu. Son bir nokta: Bir çok bakımdan birblrine trs düşen laikbilims'elakılcı dünya görüşünün ve din derslerinin aynı anda eğitim programlannda bulunması, henüz yeşermeye başlayan, kimliğini ve kişiliğini bulamamış genç dimağlara çeliş kilerle dolu bir dünyanın sunulması; çocuklarımızm duygu ve düşüncelerinde na sıl zorluklar ve fırtmalar yaratacaktır, dü şünmek gerekmez mi?.. (1) Bu araştırmada, Fransız devriminden sonraki dönem kapsandı, ber cümle ayn ayrı de&erlendlrUdi ve sayüdı.. DemografiL Israil, Lubnan'da, ana baba, çoluk çocuk, yaşlı genç demeden Filıstın halkını kırıyor Tek nolojımn ustunlugu bır ınışte yuzlerce kelle uçuran koca bır giyotın gıbı ışlıyor. Bu yazmın yayınlanacağı cumartesı gunüne değin neler olacak? Bilemiyorum. Aralıklı ateşkeslerin dışında Israll'in bilinçle yüruttuğü soykırım sürüyor. Gebe kadınlar, kundaktaki bebeler, oyun çağında çocuklar ve tıtrek thtıyarlarin etleri, kemikleri parça parça dagüıyor Yalıudilenn tümünün bu soykırımı onayladıklârına inanılamaz; Ikinci Dünya Savaşı döneminde Nazüer'in yüruttükleri Yahudi soykınmını da Alman hallvi tümüyle onaylamıyordu. Ne var kı ırkçı ve faşıst bir devlet, makinesiyle bir kasap dükkânındakı kıyma makinesi arasında ayrım yoktur. Robotlar ordusu yetiştirir faşizm; ve sonra bu gozleri dönmüş yaratıkları kan tutar; ruhunu şeytana kiralamış olanlar, toplu bir çılgınlığa kendilerini kaptırırlar. Şimdi Kutsal Kitap'ın emirlerini yerine getiriyorum sanan çügm sıirüsü, Amerıkan teknolojısinin super sılahlarvyla yoksul ve ma7İum bir halkı yok etmek için tepinmektedir. • Yazko yaymlarında Filistin Şiiri uçüncü baskısım yaptı. A. Kadir, Afşar Tlmuçin. Süleyman Salom, Filistinli ozanların şıırlerıni Türkçeleştirmi'Şlür. Kıtap. A. Kadir'in yazdığı «Filistinli Çocuklar» adlı şiirîe başlıyor: <Hiç kimse hiç bir şey veremez onlara. Hiç kimseden hiç bir şey bekledikleri yok. Kara zeytin ve arpa tanesi , yedikleri bu çocuklarm Ve kuru ot. Ve çürük hurma. Bu çocuklar Yuğuracaklar Kendi hamurlarını bir gün kendilert Hamur tahtasında özgürlüğfln • Işte bu çocuklarm soyunu kırmaya çabalamaK', tadır Israil soykınmcıları... Olesı mı? Israil soykırımcılannın ruhsal durumunu F.listinli şair Salim Jabran'ın bir şiiri vurguluyor. Ki mi Israil panayırmda bir çeşit oyuncak saülırmış Asılmış bır Arap... Ve Israil çocukları bu oyun caklarla oynayarak büyürmüş. Salim Jabrun şiirine öyle başlıvor: Asılmış blr adam jf Çocuklara en güzel oyuncak Çarşıda pazarda satılan... 1982 haziranında Filistinli soykınmını yürüten Israilü asker demek ki böyle yetişmiş. Ama demografi denen bir bilim var. îsrail halkı çoğalmıyor. ekSiHyor, Filistin halkı ise hızla ço* ğalıyor Demografiyi Türkçeye Halk devinim bllim» diye çevirıyurlaf. Filistinli halkin devinimi lsrail nüfusundan çok hızlı... Acaba bu gelışme, Yahudi Tannsmın Israil'e oy,. nadığı bir oyun mu? Laik Din Eğitimi CBdlimPünyası i BELGL. fllCKİCt Pİf Yagımızla Kavrulsak... Vedat GÜNYOL temmuz perşembe: Şeker Bayramı. On bir aym bir sultanı diye nltelenen Ramazan'ın sonunda yüreütea kutlanuan sabah akşam doyasıya yenilip içilen üç günıük şölen süresidir, Bayram dediğimiz glialer. Ta dedelerimizln dedelerinden kalma bir gelenek gereğince. Bayram günü, düsmanUklara son verilir, dostluklar pekiştirilir, küçükler büyüklerin eU nl öper, bayramlıklar alırlat. (Isırvlaroayan eller öpülür belki Bayramlarda ama, ısırma lstekleri kursaklarda saklı kaüt, gününü saatinl bekleye kollaya.) On bir ayın haksızlıkları, sömürülerl, lnsafsızlıkları, kimilerinin vicdansızüklan, uç gün lük btt ateşkes'le glderllebiHr mlî NeysB. bıraka' lım bu ince konuyu. v Bayramın ilk günü sababtan beri, üç kez kapım çaundı, vergi alacaklısuun (eskl deyişle tahsildarın) ürkütücü diretkenliğiyle. Her Kapıyı açışımda, karşıma on, on üç yaşlannda, üs*tü ba$ı temlz çocuklar çıktı gözlerinde aniduimaz bir dllenme zorbahğıyla. Hangi anababa, bu küçükleri tanıdık tanımadık kapılan aşındırmayla görevlendirir bilinmez. Bayramlarda, öteden beri alışılagelmiştir, büyükler küçüklere ei öpme karîüığında bayramhk verirler. Ama bu tanıdıklar arasında geçen bir gelenek geregidir. Çok eskilerde, Diyarbakır'da llkokul son smıîtayien, blr bay ram günü, mutasamtlıklarda bulunıauş bir dayı mın, varlıklı bir dayımın elini öpmeye gitmiştim blr şeker bayramında. Dayım bana bir altın vermiştl. ÇOk mutlu olmuştum. Üç ay sonra, Kurban bayramında, aynı dayımın karşısına çıkmıgtım, çocuksu bir umutlanmayla. Ama, dayım bu sefer bir öpücükle yetinmlştl. Ne yaian söyleyeyim, düşman olmuştum dayıma. Ne biiebillrdim o zaman, papazın her zaman pilav yiyemiyeceğlnl. O gün bugün, yakınlarıma, küçüklerime belirli günlerde armağan vermem, vermiyorum da. însanlarda alışkanlık yaratmak, . Pavlofun deneylermden bu yana, ne denli sakıncalar doğurur, biliyoruz artık, Şlmdi geliyorum, bayram kutlamalanna, çoluk çocuğun kapı kapı dolaşarak bavraml>k dllenmelerine: Dilencilik, gerl kaünış ülkelerde bir verimll meslektir aslıyla, faslıyla. Avrupa'da tanıgı oldum, dllenciler, sakatüklarını, çaresizliklerlnl sergileyip bir şey lstemiyorlar, çalgüar, şarkılar, hünerli hünersi2 gösterüerle, bir $esit akn teri karşılığında parsa toplama yoluna gldiyorlar. Paris kahvelerindc nlce yaşlı kadınlara rastladim, Racine'den, Corneille'den dizeler okuyup, lnsanda saygı uyandıran. Hepsinde, sahte de olsa, bir kendine güven, karşısındakine derlenip topajrlanma olanağı sağlayan, anlatümaz blr büyü vardu Bizim dilencilere gelince iş değişıyor. Çalışabillr durumdayken, çalışmayan, kucagmda üç aylık yavrusu, agzında acındırma sözlerl, iöşede bu cakta çöreklenip, insanı yeme içmesloden utandıracak ölçülere dek e.tküeyen prolesyonel dllenciler ön planda. Bütün bunlar yetmlyormuş gibl, bir de, bayram dolayısiyle, ortalığa salınan çoluk ^^aetfk dilencillli (bu sözcüiü acı duyarak kullanıyorum) var. Kapım çalınıyor. Bir ahbap, bır tanıdık geldl dîye sevinip açıyorum. Karşımda, tanımadığım, güzeün gtizeli çocuklat. Mereden geldiğl, nerede oturduğu belll olmayan çocuklar. Ama tutumları çirkin. Akraba, tanıdık arasında süregelen bir geleneğin, çarpıtılmış, çalışmadan uadoğrultusunda 'gelişmiş blr ornegtyle karçı karşıyayız. Neden, diyorum, Devlet Baba, bu tür ve başka tür dilenclligl önleyemlyor? îş alan ları açarak, herkese yetisi, gücü yeteneğiyle oran tıh görevler sağlayarak insanları çalışfcnmaz da, eîeniöne rezil edip, şuna buna avuç açtınr? Dllenci bir olsa. şekerle besleriz, ama bugtin Türkiye"de öilenci blr değil, bln değil müyonla bellrtlliyor. Eh(lasyon, blr çırpıda, sayvlar» yüzbtnleri aşan dar ge^rll yurttaşları, özellikle alt basamak taki devlet g&cevlüerinl dilenecek durüma getlrmiştir. «Borç almak, dllencüUs etmekten farklı deglldir> dlyor Alman yazan Lesslng, haklı olarak. Türklye, nicedir borçla yaşayan, Avrupası Amettkasıyla, doymak bilmez, sömürgen, anamaVa patamalcı bir dünyaya borçlanarak yaşayan blr ülke durumundadır. Atatürk dönemindeki gibl, kendimlzl toparlayıp kendi yagımızla kavruknarun erdemine sanürsatr «iört elle, ne bayram günlerlnde çoluk çocuk kapı kapı dolaşıp avuç açarız, ne de devlet, ulus olarak yabancıya temenna çakanz. Kentler Iklimi Değiştiriyor na, daha kirlenmesine yol ski ABkaralılar, Anka dadır. • Bina duvarları da gü açar. ra'nın, başkent olduktan sonra havasının de aeşin sıcakhğını emer. Sonuçlar ğiştigini söylerler. Eski îs * Güneşın batması ile birlik Kentlerin sıcaklık dengetanbullular da aynı «eyı söy te asfaltlar, binalar, yuttukları sıcaklığı kusmaya baş sinin böyle degişmesi havaler. Bu söylenenlero gore, bu kentlere eskiden daha çok lar. Sabaha kadar yavaş ya yı etkiler. Uçak pilotlan. kar yağdığı halde şimdi o vaş dağüan bu sıcaklık da karlı gunlerde şoyle bir görunüşle karşılaşırlar: kadar yagmamaktadır. So kent havasuu etkiler. • Kentin dolaylannda • Kentteki buıalar, t'abğuklar daha^iz olmaktadır. rika binaları ve evler, rüzgâ kar fırünası hüküm sürduYazlar eirken gelip geç gıtgü halde kentler bu beyazmekte, bir çok kez kış, kaı nn normal hızını keser, yo lık ortasında karanlık birer nü değiştirir. Bu yüzden, kir yağmadan geçmektedir. bostan kuyusu gibidir. ÇünBu sözlerde büyük gerçsk li ve sıcak hava dağüıp gı kü kente yagan kar, tutdecegi yerde kentin üzerinpayı vardır. Şöyle: de asıh kaur. Bu durumda, maz. Bir yandan yağar, bir 1) İç etkenler: dışardan yeni gelen senn ha yandan erir. Kentin karlan• Kent, ısı üreten br feb va, kentin üstündeki sıcak ması sıcaklığın çok düşmerikaya benzetilebilir. Ken hava üe karşılaşuıca bulut, sine bağUdır. Bu nedenle, örneğin lstanbul'da suluseptin her evinde ateş yanar, sis ve yağmura dönüşür. ken saatlerinde Çatalca'da binalar kaloriferle ısıtıhr. • Kentlerdeki hava deği kar diz boyunu aşar. îstanbul gıbi beş vüsur mü.yon nüfuslu bir kentin bir şildikleri insan hareketieri• Kırhk bölge. Fikrethv. günde tükettig' kaü ve sxyı ne gura de başkauk gdste lîeir t«r"beyB*::: iifafi»*: rir. 1leri sanayi ülkelerinde, yakıt bmkrtce tonu bulur. son yıllarda Istanbul'da da, emvatı andvrır / Yekpâro • îiar JsiHitte yüz binlar kentten kırlığa büyük bır bir beyazlığm altında n^şi ce otomobil vanlır. Bunla akın vardır. Arabasını ka hâk (Her yer beyaz, ölülenn yaktığı benzin. mazot da pan, cuma akşanncdan, kı rin kefenini andırır / Tekhavayı ısıtır. yüarm, köylerin yolunu tu düze bir beyazlığın altında yerin cesedil dediği biçime • Kent fabrikalan da kul tar. Herkes hafta sonu din döner. landıklan yakıtlarla havayı lencesini buralardaki evinBu durum şu sonuçlan do de, otelinde geçirir. ısıtırlar. gurur. • Kentlerde binalar, yolîstatistikler, cuma Ue pa• Kentler daha çok su lar elektrikle aydınlatüır. zartesi sabahı arasında kenMilyonlarca ampulün verdi te yuzde 25 oranında daha baskınına uğrar. Düşen yağği sıcakhk da havayı etkiler. çok yağmur düştügunü gös murlan toprak içmediği, bunlar asfaltlar üzerine ya• Beş milyonluk bir kent termektedir. Çünku dinlence yıldığı için çukur bölgeleri te, bu kadar insanın vucu günlerinde arabalar kent dı su basar. dundan 37 derece sıcaklık şına taşınır, resmi dalre ka• Kentin sıcaklığı yüzün çıkmaktadır. Bır sinemanın, lonferleri yanmaz. Dışardan konferans salonunun, ısıtü kente daha az araba, otobus den bahar kente daha ermasa bile, sırf içindeki in girer. Bunun sonucu, kentin ken gelir, daha geç gider. Ağaçlar sık sık «aldamr». sanlann sıcakuğı ile ısınma serinleşmesidir. • Kent yalnız kendi hava sı bildiğimiz bir olaydır. Ay Kentlerin sıcaklık dengesi sını değil çevresıni de etkinı şey kentler için de geçergünün saatlerine göre de, ler. Kent dolayları yüzde lidir. insan harekeüerine uyarak, 250 daha çok dolu ve sağa2) Dış etkenler: değişir. Sabahın erken sa nak, sağanaklı, gökgürültü• Kent, gündüz sıcaklığı atierinde butun taşıtlar se lu yağış alır. yutup saklayan, gece de ya ferber olur, kaloriferler, havaş yavaş dağıtan dev bir mamlar birden yanmaya Çareler akümülatöre benzetilebilir. başlar. Sıcaklık ve kirlüik er Kentlerin, iklimi istenmeGerçekten de, özellikle ya ken saatlerde son sınırıru yen yönde etkilemelerini ön zın,. güaeşin kızgın ışıklan bulur. Ikindiye doğru ise sı lemeleri için uzmanların öasfaltlan kavurur, eritir. Sı caklık azalmaya başlar, işçı nerileri şunlardır: cak bir yaz günü asfalt sı ler, memurlar, esnaf dönüşe • Kentte ağaç, yesillik, caklığı 8070 dereceye yük geçer. Rüzgâr hafıfler. Hat yeşil saha alanlan çok geselirken kırlık bölgede sı ta geceleyin esmez olur. Bu nişletilmelidir. Çünkü, acaklık 4050 derece arasın da kenin daha sıcaklaşması ğaçların yol açtığı hava a E kımları, kentieri çfildo «vaha» durumuna getirir, sıcak lığın daha dengeli dağümasmı sağlar. • Otopark yerlert, büyük asfalt meydanlar kent içınde değil yeralünda yapılmabdır. Çünkü. asfalt kaph büyük bir meydan, park yeri, ve bu park yerlerindeki arabalar, sıcaklığı kendileri yuttuktan başka, acunasız bir ayna gibi evlere, apartmanlara, gökdelen lere de yansıtir. • Kent evleri. binaları bi tişik değil ayrık düzende ya pılmahdır. Her kent bir tür «bahçeli ev> gibi olmalıdır. Binalann aralan ağaçlar, çl menlerle döşenmelidir. Bunlar bir yandan havayı serinletirken bir yandan da ktrlüiği önler; Ataköy'deki gibi... • Kentlerde taşıma toplu taşımacüık biçiminde yapılmalı, yeraltı trenlerine ağır lık verilmelidir. Tek kişinin keyîine hizmet veren otomo billerin yerine, ağırlık otobüslere verümelidir. • Ne yapıp yapıp, kentle rin daha fazla büyümesini önlemelidir. Yanı, nufvıs, yurt düzeyine dengeli dağıtılmahdır. Hastanelerin kent lerde artırılması, fabrikaların durmadan kentlerde kurulması kente işçi akınını artırmaktadır. • Kentte insan sayısı aza lınca, her insan 37 derece sıcaklık hesabıyle, kent sıcaklığı da azalır. tnsan sıcaklığı o kadar önemlidir ki, bir Ingiliz mühendîs, 10 yıl kadar önce, kalorifersiz resmi daire yapılmasını önermişti. Sıcaklık geçırmez bıçimde yapılacak yapılar, içindeki insanlann vücut sı caklıklan ile ısmacaktı. Meteoroloji uzmanlan, son yıüarda, iklim değışikUkleri ni görüyor ve bunu olmadık nedenlere bağbyorlar. Araştırmalar, sorunun yanı tını çoktan vermiştir. C Cumhuriyet 31 TEMMUZ 1932 DÛNYA GÜZELt Dünya Güzellik Müsabakası tagün Belçika'mn Spa şehrlnde ya pılacaktır. Dün de yazdığımız gîüi seçim, güzellerln adPdl kadar o lan blr jun heyeti tara îından >apüacak, evve la her güzelin baş, vücut ve gu/.elllginln ifa desi lçla 3 ten 9'a ka dar puan verilecek ve en fazla puan alan dört güzel tflüiar tetkikten geçirildtkten sonra Dün ya Gü^ıllk Krallçesl seçliecektir. Müsabakaya tgttrak edenter arasında en fazla bsgjeiülenler Türkiye, Fransa, Almanya, Dariımarka, Yugoslavya güzeıleridlr. 'AY$EN KESKtN OMER GÜNEŞ evlendüen GAYRİMENKUL AÇ1K ART1RMA İLANI HAYRABOLU SULH HUKUK MAHKEMESİ SATIŞ MEMURLUĞU'NCA TEKİRDAĞ ili, HAYRABOLU ilçesi HACILLI köyü hudutları dahilinde bulunan: 404 parsel no'lu 402 parsel no'lu 147 parsel no'lu 352 parsel no'lu 192 parsel no'lu 388 parsel no'lu 391 parsel no'lu 393 parsel no'lu 3E1 parsel no'lu 383 parsel no'lu 385 parsel no'lu 228 parsel no'lu 237 parsel no'lu 96 parsel no'lu 269 parsel no'lu 365 parsel no'lu 317 parsel no'lu 319 parsel no'lu 324 parsel no'lu 127 parsel no'lu 153 parsel no'lu 157 parsel no'lu 189 parsel no'lu 403 parsel no'lu 7.687.250 149.200 m2'llk, 405 parsel no'lu 410 600 m2'lık, 289 parsel no'lu 325.200 ntf'llk, 225 parsel no'lu • 17.125 ro2'lik, 180 parsel no'lu 20.750 ro2'Uk, 389 parsel no'lu 5.730 m2'lik, 392 parsel no'lu 26.625 m2Uk, 380 parsel no'lu 12200 ro2'lUc, 382 parsel no'lu 11.600 m2'llk, 384 parsel no'lu 13.800 m2'lik, 358 parsel no'lu 57.100 m2'lik, 226 parsel no'lu 2.500 m2'lık, 112 parsel no'lu 14 700 rru'lik, 256'parsel no'lu 48 400 m2'lifc, S68 parsel no'lu 82 000 m2i'ik > 361 parsel no'lu 52.600 m2'lik, 318 parsel no'lu 19.100 m2'llk, 322 parsel no'lu 10.700 m2'ltk, 325 parsel no'lu 40 200 m2'lik, 128 paTsel no'lu 9.160 m2'llk, 156 parsel no'lu 4.180 m2'llk, 176 oarsel no'lu 193 parsel DO'IU 1.880 274.000 rru'lilt, 609.900 tn'2'lik. 259.000 m2'lilt, 165.375 m2'hk, 26.125 m2'lik, 8.250 m2'llk, 8.437 m211k, 10.200 m2Tik, 12.100 m2'Uk, 9.600 m2'Ui, 10 400 m2'lik. 4.625 m2'llk, 11900 m211k, 80.800 m2'llk, 51.200 m2'llk, 22 800 mZ'Hlc, 18.900 m2'lik, 8.800 nü'llk, 12.500 m2'lüc, 33.600 m2'lik, 19.400 nuillt, 8.250 ırüiik, CZHGünün HanlarılIZD Büyük bir kumaş fabrıkası ıyi bir tarak ustası arıyor. îyi maaş venıenektır. îsteyenlerin posta kutusu 150 numaraya müracaat etmeleri. TARAK USTASI ARANIYQR Basın emekçisi kardeşimiz Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T. A.Ş. adına NADİR NADİ Cenel Yaym MDdUrU: MüesseseMüdürüYazı Ijleri Müdürü. Basan v» Yayan , HASAN CEMAL EMİNE UŞAKLÎGİL OKAY GÖNENSİN Cumhurlyat Malbaacılık v» Gazetectllk T. A.Ş. Posta Kutusu: 24G IStanbul Tel: 20 97 03 (5 Hal) RECAİ ÜNAL'ı ölümünün 2. yılmda saygıyla anıyoruz. GAZETECİ ARKADAŞLARI BüKOLAR • ANKARA:KonurSokak no. 24/4 Y«nl»ehir • İZMİR: • ADANA: Halll Zlya Bulvan No: 65/3 Tel:25 47 0 9 1 3 1 2 3 0 Atatürk Caddesl, Türk Hava Kurumu Işhanı Kat 2/3 Tel: 1455019731 MENKUL SATIŞ İLANI KADIKÖY 3. tCRA MEMURLUĞUNDAN 1982/612 T lcraen satılmasına karar verllen 28 adet 88.900 lira kıy. çeşitli Araba parçaları balen bulunduğu Göztepe Şairarşl Cad. No: 43/4 adresinde satılacaktır. 1. satış 2.8.1982 günü caat 17 00 ila 17.15 arasında yapüacağı, bu günde taıip çıkmaz veya teklil edilen bedel kıymetin % 75'ini geçmez se 3.8.1982 günü aynı yer ve saatte yapılacak iktn cl bir satış ile en çok fiat verene satüaoaktır. Tellaliye ve ihale damga pulu bedeli alıcıya alt olacağı ilan olunur. 14.7.982 Tarla cinsindeki tasınmazlann satışı yapüacaktır. 1 SOz konusu tasınmazlann satısı talep oVundugundıo nwhalllnde nerblrlne dekanna 9000 TL, . 10.000 TL.'st muharomen kıymet konmustur. 2 Blr kısıra parsellerden Karaitaemir barajı sularoa Banah eeçmcktedir. 3 Tasınmazlann İlk lbalesl 9 8.1982 . 13.8.1982 tarlnlerl arasında sırası İle S gün lartında vapılacaktır thalede muhammen kıytnetln VolO'u tutannda pey akçesi aluıacaktır. 4 Fazla bllgi almak ve İhale sartnameslnl görmek ısteyenlertn Satıs Memuriuğu'nun 1982/1 sayıh dosyasuıa bnceden bav vurmalan l l t o olvmur. (Cumhunyet 5359) Tel: 17 58 25 17 58 65 Idare: 18 33 35 TAKVtM İMSAK GÜNEŞ ÖĞLE İKINDİ 31 T e m r a u ı 1982 AKŞAM YATSI 3.47 5.53 13.20 17.16 20.27 22.16
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle