18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜSLER 21 NÎSAN 1982 Fakültesine yeni başlayan genç | hukukçuların tlk öğrenecekleri kuallardan bir) şudur: «lyl yasalar kö tti ırgıçların ve kötü yöneticilerin ellnde kötü olarak uygulanır. Kötü yasalar ise iyl yöneticiler tarafından iyi uygulanabilir.» Anayasa sorunlarına yaklaşırken bu gerçeğl hiç bir zaman unutmamak gerekir. ÇUnkü yukandaki kural, yasalara oranla Anayasalar Içln daha geçerlidir. Hukukun odak noktası ve öteki yasaların temel taşı olan Anayasalar, ne denli yetkln olurlarsa olsunlar, kötü politikacılan n ellnde yetkinliklerlnl de yltirirler, 6ay gınlıklarını da. Bu açıdan bakıldığı zaman 1961 Anayasasının çok tallhslz bir Anayasa olduğu görülür. önce. doğumundan bir kaç yıl sonra kendisine «Hayır> dlyen kişiler eline geçmiştir. Bu kişiler, «Bu Anayasa lle devlet yönetilmez> diye dlye yönetmişlerdir devleti. Sonra da, dünya yüztinde uygulanmadan, uygulama sonuçları görülmeden bir yana atılan tek Anayasadır bu Anayasa. Yönetici kadrolar. kendl beceriksizliklerini ne yazık ki hep Anayasaya yüklemeye çalışmışlar, suç ve kusuru kendi yeteneksizllklerinde arayacaklanna Anayasada aramışlardır. Bu tutumlan yüzünden Türk toplumunu yıldın ve kargaşa lçine sürüklemişler, yeni bir Anayasa yapma noktasına getirmişlerdir 12 Eylül. bu nedenle gelmek zorunda kalmıştır. Anayasayı hazırlamakla görevll Damşma Meclisl'nin kimi üyelert ne yazık kl önceki polltlkacılar gibi 1961 Anayasasınm sorumlu olduğu kanısındadırlar. îçlerinden biri «Bu Anayasayı yapanlan eleştirip yargılamak» gereğinden söz etmektedir (1). Başka bir sayın üye de <1961 Anayasasının Marksist anlayışla ha zırlandığım» ortaya atmaktadır (2). Sevindlrlci bir olaydır ki. ileri derecedekl bu suçlamalar, gerçekle bağdaşmadığı lçin, gerek Danışma Meclislnde, gerekse toplum katlannda güçltt bir destek bulmamaktadır. 1961 Anayasasını yapanları yar gılamak değil. kutlamak gerektir. Çünkü onlar, Türk toplumuna «Bir hukuk anıtı» armağan etmişlerdir. Ama politlkacılarunız. önemini anlayamamışlardır. ••• Her şeyden önce şu gerçeği bir kea daha belirtelim ki, «Anayasa sorunlannda tılsım, Anayasayı uygulayamn becerl H Yasalar ve Insanlar ANAYASA, BtLİRtZ Kl ÖNEMLIDİR. YASALAR DA ÖNEMLİDİR. AMA YASALAR] UYGULAYAN «İNSAN» DA ÖNEMUDİR. YENİ ANAYASA YAPILIRKEN BU GERÇEK GÖZDEN UZAK TUTULMAMALI. bu borç törel bir borç değil, yasal bir borçtu. Bu nedenle de 1961 Anayasası bu yönden Alman Anayasasından daha ileri ve daha bağlayıcı bir Anayasa ldi. Ancak Anayasanın bu çok önemli niteliğlni yönetici kadrolar göremiyorlardı. Göremedlkleri için de anarşi ve terörü önlemek amacıyla Anayasada geriye doğru yapılan değişlklikler hiç bir yarar sağlamadı. Ordu ve Dil Devrimi illi Eğitim Bakanı Hasan Sağlam'ın 13 Nl;an günü Türk Dili Yüksek Danışma Ku.ulu'nun açış toplantısmda yaptığı konus.mayı dinleyen Oktay Akbal şunlan yazıyor: « Sayın Sağlam eskimiş «yaşamaz» olmn^ sözcükleri bir yana atmış, konnşmasında gerçek ten yaşayan sözcükleri seçmiş... Türk ordusu öteden beri Türkçeden yanadır, Osmanlıca sözcttklerden en kısa sürede yakasını kurtarmış, Türkçe sözcüklere hemencecik kucak açmış en büyük örgüt, Türk ordusudur. Nedeni de açık değil ml? Yurt görevine gelen Mehmetçikler Türkçe anhyorlar, Osmanlıcadan değil de ondan!.. Korgeneral Sağlam da konuşmasmda eskimiş, yaşamaz olmuş sözcüklerl değil, yaşayan güzel Türkçe sözcükleri kullanacak elbet...» M. Iskender ÖZTURANLI îzmir Barosu Eski Başkanı ve yeteneğinde, ona uymak zorunda olan kişilerin ruhunda ve karakterindedir> Tılsımı yalnız Anayasalarda aramak doğru değildir. Ayrıca Anayasalar uygulanmadıkları ya da yanlış uygulandıkları sürece hiç bir anlam taşımazlar. üygulanmayan Anayasalar ise hiç bir zaman suçlanamaz lar. Kaldı ki her hangi bir Anayasanın salt doğruyu ve salt gerçeği yansıttığı da söylenemez. Dünya yüzünde salt gerçek diye bir sey yoktur. Hiç bir zaman, hiç bir yerde, hiç bir devlet görülmemiştir kl. «Bu devlette sosya.1 ve eylemsel yaşam. Anayasaya tam anlamıyla yansımış olsun. Böyle yüzde yüz bir uyum, ancak ku ramsal olarak düşünülebilir. Eylem alanında böyle bir şeye rastlanmaz» (Prof. Hirche). Eylem alanına yasalardan çok insanlar egemendlr. tnsanların davranışı egemendir. Yasalan, Anayasaları İyi ya da kötü uygulayacak olan insandır. Anayasalar objektif ve yetkin kurallar getirmeye çalışırlar. Ama bu kurallara uygun ya da aykın davranacak olan insanlardır. Yönetici kadrolarla yönetilenler Anayasaya bağlı ve saygılı olmazlarsa, do ğacak huzursuzluğun sorumlusu Anayasalar değil, lnsanlardır. ••* Anayasa hükümleri yalnız yasama ve yargı organlarım değil, yürütme organı ve idare adamlannı da bağlar. 1961 Anayasası 6. maddesi lle bu demokratlk kuralı benimsemiştir. 8. madde ile de «Anayasanm üstünlüğü» kuralı getirilmiş, yasaların Anayasaya aykırı olamayacağı belirtilmlştir. Ayrıca bu maddede, dünyanın hiç bir Anayasasında bulunmayan çok önemli bir yargı vardır. O da «Anayasanın kişileri de bağlayıcı kurallar» olduğu yargısıdır. 23 nisan 1972 tarihlnde toplanan Blrinci Türk Hukuk Kongresine, Almanya'dan gönderdiği «Anayasanın özel Hukuk Kurallarına Etkileri» adlı bildirislnde. îstanbul Üniversitesinin eski ve değerli pro fesörlerinden E. Hirche, bu gerçeği şöyle dile getlrmiştir: «1961 Anayasasınm 8. maddesinin 2. fıkrasma göre Anayasa hükümleri yalnız yasama, yürütme ve yargı organları ile idare adamlannı değil, kişileri de bağlayan temel hukuk kurallandır. Anayasanın üstünlüğü ve btttttn devlet organ ve makamlarını bağlayacağı düşüncesl, son ikiyüz yıl içinde görülen slyasal gelişlmin sonucu olarak katnu hukuku sistemine girmiş bir temel ilkedlr. Oysakl Anayasa hükümlerinln kişileri de baglayan temel hukuk kurab olduğu görüştt, yanılmıyorsam şimdiye kadar Türk Anayasası hariç hiç bir Anayasada açıkça yer almamıştır.» Hatırlanacağı üzere, 8 haziran 1971 günU, 12 Mart döneminin Başbakanı rah metli Nihat Erim, TV ekranından Türk ulusuna şöyle sesleniyordu: «Alman Anayasasında bir hüküm vardır. Herkes Anayasaya sadakat borcludur, der. Herkes dediğl zaman özel çalışan kişi de, profesör de, yargıç da, TRT'cl de, politikacı da Ana yasaya sadakat borcludur.» Anayasanın lüks olduğunu, değlşiklikler yapılması halinde kargaşamn ortadan kalkacağını savunan ve 1961 Anayasasında Alman Anayasasındaki gibl bir hüküm bulunmadığıru söyleyen Sayın Başbakan ne yazık kl büyük bir yanılgı içindeydi. Gerçekten Federal Almanya Anayasasında «Herkesin Anayasaya sadakat borcu olduğu» yazılıydı. Ama 1961 Anayasasında her kişinin Anayasaya yalnız «Sadakat» borcu değil, «İtaat» borcu da yer alıyordu. Üstelik ••• Billndiği gibi 1924 Anayasasında «Laiklik» ilkesi sözcük olarak yoktur. Anayasanın ikinci maddesine göre, «Türklye Cumhuriyetinin dini, îslam dinldlr.» 1876 ve 1908 Meşrutlyet Anayasalannda bulunan bu yargı 1924 Anayasasında da yer almıştır. Bu maddenin değiştirilmesi için ortam elverlşli değildir. Ama devletin başında inanmış bir kadro vardır. Bu kadro din duygusunun sömürülmesinl başkalarına yasakladığı gibi, kendilerine de yasaklamıştır. Devleti yönetenler, Anayasada «Din Devleti»nden söz edildiğl, «Laik sözcüğü» bulunmadığı halde davranışlan lle laiktirler. 11 nisan 1928 tarlhinde Anayasanın 2. maddesinden devletin dlninin tslam olduğu yargısı çıkanlır. Ne var kl 1937 yılına kadar laiklik sözcüğü Anayasada yer almaz. Ama devlet lalk kurallarla yönetilir. Bu sözcük 5 şubat 1937 tarihinde Anayasaya girer. Tanımı bile yapılmaz. «Türkiye Cumhuriyeti laik bir devlettir» ttimcesi ile yetinillr. Buna karşm 1950'lere kadar yönetici kadrolar laikliğe aykın davranışlarda bulunmazlar. 1950 yılmdan sonra dönemin iktldarı «Başka hiç bir şeyi temsil etmediği için» gericiliğe öncü olur ve laiklikten uzaklaşır. Bu nedenle 1961 Anayasası hazırlanırken laikliğin geniş bir tanımı yaDilır ve laiklige aykırı davranan partilerin Anayasa Mahkemesince temelli kapatılacağı yargısı getirilir. Bu geniş tanım ve kesin yasaklamaya karşın siyasal lktidarlar laiklik ilkesini kıyasıya çlğner, dinsel duygulan doyasıya sömürürler. Siyasal partiler bu ilkeye aykırı davranışlar lçine düşerler. Ve Türklye 11 eylül 1980 karanlığına getirilir. Laik devleı; açısmdan 12 eylülde karanlık bitecek, ortalık aydınlanacaktır. Görülüyor ki Anayasa önemlidir, yasa önemlidir. Ama insan daha önemlidir. Yeni Anayasa yapılırken bu gerçek hiç bir zaman gözden uzak tutulmamalıdır. M İVIT OKTAY AKBAL Atatürkcü Olmak, Yada Görünmek., '*' «Atatfirfr kurmuttur diyerefe hareketsiz kalocofe dediUz» diyor Saym Devl©t Baskam... Halkevleri örneğini veriyor. Bu yararlı örgütün içtae bir takım sızmalar olduğunu belirüyor. Böyle bir durama 'elbette ki müsaade edemeyiz. etmedih ve kapattıh' diye ekliyor. Asırı siyasal akımlann sızmadığı, girmedigi yer kalmış mıdır? tyi ve yansız düsünüleoek olursa, rürkiye'de bemen her kurulus.un, her örgütün. ne denli köklü, ne denli sağlam olurlarsa olsunlar değişik siyasal sızmalara karşı açık olduklan kabul edilecekür. Böyle olmasa, şu ya da bu kuruluşun ıçinden Adalet önüne götürülen, tutuklanan, gözaltına alınan kişiler hiç mi hiç çıkmazdı. Şimdi. böyle •sızma' olayı görülmüş diye o kuruluşlan ortadan mı kaldıracağız? Bunu yaparsak, hiç bir örgüt, hiç bir kuruluş ayakta kalmaz. Yapılacak şey. Atatürk'ün kurduğa ölümsüz bir yaşam sürmesini, ulusuna yararlı olraasını dilediği kuruluşlan. örgütleri işe yarar. Atatürkcü ama gerçek anlamıyle Atatürk Devrimcisi bir cizgiye getirmektir. Öyleleri var ki bunu basın alanında. ya da politikacılarda görüyoruz Atatürk DevrimciUğini en tehlikeli. en zararlı bir görüş, bir tutum sayıyortar. Atatürk Devrimciliğinl savunan. acıkiayan, ger çek anlamıyle duyuran yazarlan, aydmlan kendl amaçlan açısından tehlikeli görüyor, bövlelerini saf dışı etmek için çabalıyorlar. Biz 'Cumhuriyet' yazarlan olarak yıllardır Atatürk Devrimciliğinl savunmuşsak. savunuyorsak; bunun, 'Atatüıh'ün femsiyesi altına sığmmah' ya da 'Atatürh'u arh olarak kullanmak'ia, ilgisi yoktur. Bunu ancak kendilerinl maskelemek isteyen, gerçek düşüncelorini örtbas etmeye kalkışan Atatürk Devriminin karşısındakiler yapar. kısacası Atatürk Cumhuriyeti ilkelerine düştnan olanlar yapar. Sayın Devlet Başkanı'nuı bu sözleriyle onlan belirlemek lstedigini düşünmek istiyonım. Bir gerçek ortadadır. 'Atofurfcçü* görunüm altında bir takım çevreler. kişiler Atatürk Devrimi adı verilen Türkiye Cumhuriyetinin temel Ukelerini bozmak. yozlaştırmak. kendi kafalarına uydurmak hevesindedirler. Bunu bir takım açıklamalarla, yaiilarla yapıyorlar. Bir takım olaylar. bir takım kuşkular yaratarak. bunlan kendi kafalanna göre yorumlayarak. durmaksızm Atatürk'ün yapıtlanna saldmyorlar. Bizler bunu durmakaızın yineliyor•sak, Atatürk Devriminin yozlaştınlmasını, anlamından saptınlmasım, yönünün değiştirilmesini önlemeye çalışıyorsak bu yüzden tutucu, gerici ve Atatürk düşmanı kişileria çevrelerin saldınsına ugruvorsak. ulusumuzun geleceğinin baltalanmasım önlemek lçindir. Türk ulusunun yanlışlıklar batağına saplanmasını Önlemek. Atatürkcü çevreleri uyarmak. birlik ve beraberlik sağlamak içindir. «Ataturk yine devrimciliği bu millete ilhe olarak bırakmıştır* diyen Sayın Devlet Başkanı bir ger geği belirtmiştir. Gerçekten de Atatürk'ün ulusuna bıraktığı altı ilkenin en önemlilerinden biri. Devrimoilik'tir Yani sürekli atılım, yeniliklere, çağdaş uy garlığın verilertne dogru gitmek isteği. coşkusu... Buna ister 'inkılapçüıh' deyin. Ister 'devrimcilik' deyin sonuç değişmez, Atatürk gerçek bir ihtilâl yapmıştır. Önce dış düşmanı yenmiş, sonra da iç düşmanlan tepetaklak etmiştir. Yüzyıllara dayanan bir hanedanı, daha da eski bir geçmişe sahip Hilafetl ve Türk ulusunun yolunu kesen. kafasını paslandıran bütün gerici kurumlan, gelenek ve görenekleri bir çırpıda ortadan kaldırmış. onlarm yeritıe çağdaş uygarlığın getirdiği kurumlan, anlayışlan getirmiştir. Saym Devlet Başkamnm Balıkeslr konuşmasını oir takım kişi ve çevreler kendl kafalanna göre yo rumlayacaklardır Atatürk devrimcilerini suçlamak tcin bir fırsat sayacaklardır, biliyorum. önemli olaa ?erçek Atatürkçülerle Atatürk düşmanlannı ayırt etmesinj bilmektir. Bunu bilmezsek. yeni yeni yanlışlıklara. yanılgılara düşmek kaçınılmaz olacaktır. Atatürkcüyüm diyen her yurttaş Atatürkcü cizginin nerede başlayıp nerde bittiğini öğrenmek zorundadu:. 1980 eylülünde Iran • Irak savaşının başiamasıyla, Basra Köriezi kaynaklı petrol sorunu ve dolayısıyla Basra Körfezinin ve Hürmüz Boğazırun güvenlıği uluslararası gündeme gelmiş ve Birleşik Amerika'nın, adı geçen bölgeye gerektiginde süratle müdahalede bulunabiljnesi için özel bir kuvvet oluşturmakta olduğuna ilişkin haberler yayılmaya başlamıştı. Türk basımnda «Çevik Kuvvet», «Acü Müdahale Kuvveti» gibi adlarla anılan bu gücün niteliği, oluşması, oianak ve yetenekıeri hakkında pek az, ama kullanılması takdiriBde bölgedelci ulkelerin bu gece katkıiarının neler olacagı, bu arada da ül kemizden hoşumuza giden ya da gitmeyen ne gibi yükümlülüklerin yerine getirılmesinin istenebilecegı konusunda pek çok şeyler yazılmıştır, sanıyoruz yazılacaktır da. Türk basını ve kamuoyunun koııu ile yakından ve bir ölcüde de haklı kuşkuyla Ugüenmesi, dünya ve Ortadoğu haritasına göz atan ve 1958 Lübnan olaylarıyla Incirlik üssü oldubittisüu anımsayan ber sağduyu sahıbinin ügisini yansıtıyor bir bakıma. Amerika'nın, genelde GUney Batı Asya, özelde de Basra Köriezi için öngördugü Çevik Müdahale Kuvvetının ne menem bir kuvvet olduğu hakkındaki bilgüeri, o kuvvetin komutamrun ağzından aktarmayı uygun görduk ve Amerika'da «Bırleşik Devletler Kara ürdusu Derneğı, (Associatıon of the United States Army)»nin çıkardıgı aylık «Army» dargısınin aralık 1981 sayısında yer alan ve bizdekı deyimiyle «Çevık Müdahale Kuweti»nin gerçek adıyla da «SUratle Savaş Duzenı Alacak Müşterek Ozel Görev Gücü (Rapid Deployment Join Task Force)»nin komutanı Korgeneral Rober C. Kingston' un, adı geçen dernegin yuluc toplantısınüa yaptıgı konuşmayı aktaran makaleyi özetleyerek ve gerektiginde ahntılar yapar&k aşağıdaki yazıyı hftmy^riiif ••• vik Kuvvetin harekât kontrolü altındadırlar. Ayrıca 24. Pıyade Tümenı (Mekanize), 6. Hava Süvarisi Muharebe Tugayı, Özel Kuvvet Grubu ve 2 Komando Taburu da, Çevik MUdahale Kuvvetleri Komutanı taralmdan yapılacak «öncelikle sevk» isteğine hazır bulundurulacak. HAVA KÜVVETLERİNDEN: Celil GÜRKAN 11. Taktik Av Filosu üe bir Karargâh elemanının Harekât Emekli General Kontrolü Onuncu Hava Kuvhinden itibaren doğrudan doğ keıi imkan ve kablliyetini gös veti bünyesi içindedir. Çevik ruya Amerikan Genelkurmay tererek karşı koyma yetenegıne MUdahaie Kuvvetinin, muharebe duzeni almak uzere haretteBaşkanhğı daha doğru deyim sahip bulunmak zorundadır.» Çeviit Müdahale Kuvvetinin te geçirilmesi duaumunda kulle Müşterek Kurmay Başkanları Heyeti emrinde ayrı bir caydırıcüık ionksiyonu ile ilgi lanıimak için Taktik Hava K<> Müşterek özel Görev Kuvveti 11 olarak Korgeneral Kingston mutanlığmdan ek av ve keşU statüsünü almıs bulunmalst* şu görüşlerini de belirtiyor: birlikleri, uzun menzüli kondır. Korgeneral Kingston, em «Bölgesel kollektil savunma dü vansiyonel bombardıman görindeki bu kuvvetten övünerek zenleri, Sovyetler'in ihtirasına revieri için bir B52 kuvveti, sözederken şunları söylüyor: karşı uzun vadeli en İyi cay Askeri Hava Nakliye KomuStratejik Hava «RDJTF. gerçek bir kuvvettir dıncı olacaktır; takat bugün tanlığından bugün; öyle bazüannın düşün Basra Körfezinde kollektiî gü Nakliye birlikleri ve harekât dügü gibi kağıttan bir kaplan, venliğin mevcut olmadıgı da alanı dahilindeki intikaller için ya da alelade bir tükezleme te bir gerçekür; çünkü, Sovyetler de yaklaşık 150 adet C130 nakli değil!.. Halen hava ve denia Birliği'ne, tek başına karşı çı liye uçağı bu Çevik Kuvvet için ulaştırması ve lojistik hizmetler kabilecek yetenekte ne bir Kör öngörülmüştür. bakımıodan ciddi noksanlan fez Ulkesi ve ne de bunu yapaDENIZ KUVVETLERtNDEN: mız var kuşkusuz; ama hiç şup büecek bölgesel bir örgüt var. Deniz Kuvvetleri, barışta kendi heniz olmasın ki, şimdiye ka Körfez ulkelerinden birine kar birliklerinin harekât kontrolüdar sağladığımız gelişmelerden şı doğrudan bir Sovyet tehdidi nü Çevik Müdahale Kuvveti gurur duymamız için de yeter vâki olur ve Birleşik Amerika' Komutanüğına vermeyi kabul li nedenler var... Geçen yakJa dan da yardım istenir ise, Çe etmemekteair. Ama, savaşta, şık bir buçuk yülık süre içinde vik Müdahale Kuvveti'ni, mu sayıları üçe kadar varabüecek sekus tatbikat yaptık ve bu tat kabelede bulunmaya hazır en uçak gemisi, değlşik tipte ve bikatlarda harekat planlarımızı uygun caydıncı kuvvet olarak sayıda su üstü savaş gemisi ve ve yöntemlerimizi tekrar tek tehdit sahasına sevketmek, Sov destek gemisi, denizaltuarla rar denedik. Bunlara dayana yetler Birliği'ne yapılacak en mucadele devriye ucaklarından rak diyomm kı, eger durum doğru ve en açüt uyan işareü oluşaoak 5 filo ve deniz piyadegerektirirse emrimdeki bu Çe olacaktır. Çünkü bu kuvvet on sı donaUmını taşıyacak olan 7 vik MUdahaie Kuvvetini bugun lara, hiç bir teredüde yer bırak adet «önceden görev yerinde savaşa sokmakta asla tereddüt mayacak şekilde anlatacaktır ki bulundurulacak» ikrnal gemisi eğer o sahaya üerleyecek olur etmeml.» Çevik Müdahale Kuvveti'ni des larsa doğÇevik MUdahale KuvveU, A rudan Birleşik Amerika üe gibi tekleyecektir. Kuvvetin Deniz çatışmaya girmek boiümünün karargâhı, bu demerikan askeri tarihinde, geç bir riski Üstleneceklerdir» niz birliklerinin çogunu sağlamişte örneği olmayan bir girıyacak olan Pasifik Filosu Başşimdir. Bu kuvvetin, Güney•*• komutanmın emrinde bulunaBatı Asya'da harekât yapacagı sahanın genişliği yaklaşık olaÇevik MUdahale Kuvveti ha caktır. rak Birleşik Amerika'nın yüz len ya doğrudan doğruya KorDENtZ PÎYADESİNDEN: Bir ölçüroüne eşit. general Kingston'un emir ve tümen ve destek birlikleriyle Korgeneral Kingston'un de komutası altındadır, ya da bu beraber bir Hava Grubundan ğerlendirmesine göre: «Çevik kuvvete tahsis için ayrürmş oluşacak Amıibik Deniz PiyaMUdahale Kuvveti, GüneyBaü kuvvet Earmarked force de Kuvveti, Çağrı Kuvveti Asya'da, Sovyetler'in atüabüe durumunda bulunmaktadır. Bu olarak emre hazır bulunmaktaceği bir serüvene karşı, hür kuvvetin belli başlı birimleri dır. Silah ve malzemesinın çoğu halen «görev yerinde önceKorgeneral Kingston, emrine dUnyanın, büyük anlam ve ağır şunlardır: KARA ORDÜSDNDAN: XVIII den yerlerini almış» gemilerde verüen bu ilginç kuvveti şöyle lık taşıyan tek caydırıcısı'dır... şayet caydırıcüık başantakdım ediyor: «GUneyBatı As Ama,kalırsa bu kuvvet, Sovyet Hava îndirme Kolordusu Ka taşınan 7. Deniz Piyadesi Amüya'ya karşı azalmadan sürUp sız de dahll olduğu halde vaki rargâhı, 82. Hava îndirme Tü bik Tugayı da bu kuvvete daler giden Sovyet tehdidi, öte yan olacak her tecavüze, gerçek as merü, 101. Hava Îndirme Tü hüdir. meni, (Hava HUcum Birliği ÇeKorgeneral Kingston, emrindan da Birleşik Amerika öideki kuvvetlerin ne kadar sure lahü Kuvvetlerinda kaydedüen içiude neler yapauüeceğıni de beklenenden çok daha hızlı geşöyle açıklıyor: «Yeterli ihbar lişme ve üerleme nedeniyle, süresi verildiğı takdirde aşagıdört kuvvetten (Kara, Deniz ve ÇAĞOAŞ YAYINLARI daki işleri yapabüiriz: Hava Kuvvetleri üe Deniz Piya Birkaç saat içinde Uk Takdesi) oluşan RDJTF (Rapid tik Hava BırUklerimizi GüneyDeployment Joint Task Force Batı Asya'da göreve hazır dusözcuklerinin baş harflerinin ruma getırebilıriz. Bunlardaa meydana getirdiği tngilizce kıbir kısmı karada Uslenmiş, bu saltma olup, yukanda da bekısmı da açıktaki uçak gemileUrttigimiz gibi Sur'aUe Savaş 4 rmden iıavalanacaklardır. Duzeni alacak Müşterek Ozel Gorev Kuvveti veya Acü MU Muharebeye hazır Deniz dahale Kuvveti) kurulmuş olup Piyadelerimizi 48 saatte karaya bu kuvvet, isin başında duşunÇikarabiliriz. düğumuzden çok daha kısa za tki Uâ dört gün içinde manda bir (Birleştirilmiş Kotam teşekkullü bir kara tugamutanlık / Uniîied Conunand) yuu görev sahasına nakleder, oaline gelecek gibi görünüyorj» yerde s'avaşa hazır duruma getirebiUriz. Gerçekten de bir yıl önce, Bütün bir tümenin muha yani Basra Körfezinde biiinen rip unsurlarım iki haftadan bunalımın patlak vermesini izdaha az bir süre içinde bölgeleyen aylarda, Birleşik Ameride hazır bulundurabüirizjt ka Savunma Bakanı, elde mevTahsis edümiş, ya da tahsis cut kuvvetlerin bir kısmını için ayrürmş kuvvetlerin muhaböyle bir Çevik MUdahale Kuvrebe hazırlık durumlarına geveü ballne dönüşturmenin hiç lince Korgeneral Kingston bu değilse 35 yü alacağını tahmlD h | tconuda da şunları söylüyor: etmişti. Bu t4* "i1n'r yirginn sonucun çok daha kısa sure «Muharebeye, hazırhkh oliçinde alınmakta olduğunu vuı ma konusunda ıslaha muhtaç Tortışmo oçıcı. düjün yasomımızda gulayan Korgeneral Kingston, daha bir çok yönlerimiz buçelişme sogloyıcı. renkli bir yapıt toplantıda şöyle demiştir: «Haı lunrnakla beraber size bugün canmakta olan büyük çabalaşunu diyebilırim ki Çevik Müra bakılırsa, başlangıçta öngödahale Kuvvetinin tahsis edilf Df Rl: 200 ÜRA rülen zaman tablosu hızlandımiş birlikleri halen, Vietaam nlarak en geç 1983 başlarında Savaşından bu yana herhangi 11 İSTEME ADRESİ: CAĞALOĞLU TÜRKOCAĞI kuvetin kuruluşu tBtTiRnlf"'" ? bir zamanda olduğundan çok olacaktır.» daha fazla muharebeye hazır CAD.NO. 3941.İSTANBUL durumdadırlarl» Bu kuvvet, 1 ekim 1981 .tari Cevik Müdahale trUCU Türk Ordusu'nun dil devrlminden yana oluşunu Cumhuriyet Gazetesi 10 Kasım 1981 günlü sayısında ayrıntılı biçimde belgelemiştl. Birinct Dünya Savaşının ünlü adlarmdan Ali Fuat (Erden) Paşa, Silâhlı Kuvvetlerin dil devrimindeki işlevlni 18 Ağustos 1934 günü Dolmabahçe Sarayı'nda Atatürk'ün katıldığı Türk Dil Kurultayı'nın üçüncü oturumunda şöyle dile getlriyordu: « Uln başbnğumuz, hanımlar, beyler... Askeri lstilahlann öz Türkçeye çevrilmesi, özleştirilmesl için Ordu'nun iki yıl içinde nasıl çalıştığını, ne yaptığını Yüksek Kıırultay'a arzedeceğim. (...) BUtUn askerlîk istilahlannı Türkceleştirmek, asker dllinl öztürkçe yapmak Ordu'nun gerçek bir ihtlyacıydı. Her mutlu inkılâbımız gibl Ulu Başbuğumuzun yaptığı dil inkılâbı Ordu'nun bu ihtiyacmı fevkalade tatmin etti ve askerlik billm ve bilgimiz için yeni ufuklar açtı. (...) Öztürkçenin askeri tabirlerce zengin olduğuna şüphe edilemez; çünkü tarihte en çok harekât yapmış olan ınlllet Türklerdir.» General Ali Fuat Erden, Atatürk'ün dil devrimlni Ordu'nun nasıl benimseyip yürüteceğini şu sözleriyle saptıyor: « Bütün Ordu ve Donanma, Büyük Erkânıharbiye Reisliği haş olmak üzere, birçok koltlan hedefe dogru ilerleyen bir kütlcdir. Hedef: ülkümüz olan öztürkçe'dir: bu hedefe rautlaka varacağız. (...) Son sözümüz: Türkiye Cumhuriyeti Ordusunun dlleği, Türk dili ile scvk ve Jdare; Türk dili ile emir ve kumandadır. Türk Ordusıı: yüreğiyle ve kanıyla olduğu kadar dili ile de Türk olmak istiyor. Büyük başbuğumuzun öz dilimizl yabancı istilâsından kurtarmaU, dilunizden de yabancıyı söküp çıkarmak İçin açtığı savaşta zafer muhakkaktır.» Yıl 1934... Türk Dil Kurultaymda Harp Akademileri Komutanı General Ali Fuat Erden 18 ağustos günü Atatürk'ün emirleriyle ve O'nun isteği üzerine Ordu'nun dil devriminde görevini ve etkinliğini saptıyor. O günden sonra Ordu dil devriminde öncülük yapmış, Türkçe'yi özleştirmek ve güzellestirmek yolunda etkinliğini sürdürmüştür. Ve yıl 1982... Atatürk düşmanlan Atatürk'ün doğumunuıv 100'üncü yılında kan davası güdercesine dil devrimine saldırmakta, Atatürk'ün kurduğu Türk Dil Kurumu'nım defterini dürmek için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Böyle bir ortamda Milli Eğitim Bakanı. asker kişiliğiyle dil devrimine sahip çıkarsa Atatürk'ün anısma saygı göstermiş, ilkelerini benimsemiş olur. Sayın Sağlam, bu billnçte bir eğitimci olduğunu kamtlamahdır. C Cumhuriyet 21 NİSAN 1932 ÎZMÎR'ÎN İMARI tzmlr 21 (a.a.) Bir mUddetten beri şehrin imar sahasını inceiemekte olan Mr. Yansen inceleme lerini bitirmiş ve raporunu Belediye Başkanhğına vermiştir. Bu rapora göre şimdilik tatbik edilen imar planı çok hatalı ve pahalı olmasından uygun görülmemiştir. Asnn ucuz lnşaat asn oldugunu söyleyen Mr. Yansen aynı zamanda fazla kazanç gayesiyle yapılan kubbeli bina lann da lüzumsuz şeyler olduğunu belirtmiştir. DGünün ilanıll PARK OTEL 23 nisan cuma günü fevkalade manzarah terasın açüması vesilesi ile dansh çay, Boğaz'ın, şehrin, Anadolu sahillerinin karşısmda, Kokina caz, sürpriz vs.. Hava müsait olmadıgı takdirde salonda yapüacaktır. Komple çay, şokola vs. 75 kuruş. 1 EMRE KONCAR üoç. Dr. Cumhuhyet Sahibî: Cumhuriyet MatbaacılıkveGazetecilikT.A.Ş. adına , NADİR NADİ T Cenel Yayın Müdürü:, HASAN CEMAL MüesseseMüdürü: EMİNE UŞAKLIGİL Yazı Işleri Müdürü:. ..... OKAYGÖNENSİN Basan v» Yayşın :Cumhur!yet Matbaacılık ve Gazetecllik T.A.Ş. Posta Kutusu: 246 Istanbul Tel: 20 97 03 (5 Hat) Kültür Uzetıne ÇIKTI BÜROLAR. • ANKARA:KonurSokakno. 24/4 Yenlçehı, Tel: 17 58 2517 5866 İdare: 183335 • İZMİR: H a l l t 2 i y a B u l v a n N o : 6 5 , 7 Tel: 2547 09131230 Tel;U55019731 • ADANA: AtalOrk Caddesl, Türk Hava Kunımu Ijhant Kal 4/a TAKVtMr İMSAK GONEŞ ÖÛLE İKİNDİ 21 Nisan 1982 AKŞAM YATSL 6.11 13.13 16.59 19.54 21.34 4.25
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle