Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 14 NİSAN 1982 oğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinden Dr. Arda Denkel'in geçen yıl içinde, Boğaziçi Üniversitesi'nce bir kitabı yayınlandi: Anlaşma: Anlatma ve Anlama. Kitap, «tletişim Üzerine bir Felsefe Araştırması»dır. Dr. Denkel'in bu kitabındaki temel savlardan biri de «dilin iletişim amacıyla ortaya çıktığını ve ana işlevinin de iletişim oldugunu» ortaya koymak. B Dilin Dili Olsa... Hilmi YAVUZ kel, «sembolik»i, «temsilî» anlamında (sayfa: 18) kullanıyor. Tabii, kitabının «önsözü»nde de belirttiği gibi, Türkçenin «yalnızca arıtılmış. dolayısıyla da fakirleştirilmiş bir dil» olduğuna inandığı icin yapıyor bunul Oysa daha ükokulda öğretirler: «Milletvekilleri bizi temsil eder, bayrak ise ulusumuzun simgesidir». îlkokul çocuklan, «simge» (symbol) ile «temsil» (representation) arasındaki aynmı nasıl biliyorlar dersiniz? Dr. Denkel'e bakarak bu soruyu «dil felsefesi uzmanı olmadıklan için!» diye yanıtlamak gerekiyor. Şimdi «sembol» hangisi? «îkon» mu, «simge» mi, yoksa «tem sil» mi? Sürdürelim Dr. Denkel'in Türkçe'sinl «izleme»yi, örneğin, «elektriğin yandığını düğmeyi çevirerek öğrenirlz» mi derız, yoksa Dr. Denkel'in dediği gibi «düğmeyi çevirerek lambalann yanacağı bilgisini öğreniriz» Dr. Denkel'in Türkçeye önemli katkı mi? (sayfa: 45). «Bu tanımı kullanmaya gelanndan biri de tngilizcedeki to satisfy the rek yoksa da salt soruna yeterli açıkhk criterla deyimini «ölçütleri başanyla doyur getirmek İçin belirtmeyi yararlı gördük» mak» biçiminde çevirmesi oluyor. Dr. Den mü deriz. yoksa Dr. Denkel'in dediği gibi kel, şöyle diyor: «Anlamlılık burada, doğal «her ne kadar bu tanımı kullanmaya gerek anlamlılık anlamında kullanılmış olmakta olmayacaksa da tam bir doyum sağlaması ve Grice'in ölçütlerini başarıyla doyurmak emacıyla bildirlyoruz» mu? (sayfa: 41). tadır» (sayfa: 14). Sdzkonusu olan, asevin «Bu bağlamda önemli bir aynm gerekiyor» de pilav üstü kuruyla kann doyurmak de mu deriz, yoksa Dr. Denkel'in dediği gibi ğil, güçlükle anlaşıldığı gibi, anlamhlığm •Bu Ulçlkte önemli bir ayırım gerekiyor» Grice'in Ölçütlerine uygun oldugunu beltrt mu (sayfa: 5). «Ryle ile bir alıp veremedimektir. Neden «başanyla doyurmak?» Çün ğimlzin olmaması gerekir» mi deriz, yoksa kü. to satisfy the criteria'yı, oldugu gibi Dr. Denkel'in dediği gibi «Ryle ile bir alıp Türkçeye çeviriyor Dr. Denkel; hani «sabah veremedik olmaması gerekeceği düşünülesabah nereye gidlyorsun?»u Morning mor bllir» mt? (sayfa: 50). örnekler çoğahyor. nlng where are you going diye çevlrmek çoğaldıkça da VVittgensteln'in deyişiyle gibil... «zihinsel kramplar» başlıyor okuyucuda. Ama sabır, ey okuyucu! Sıra, dil felsefesi ••• uzmanı Dr. Denkel'in dilinden geçtik Dil felsefesi uzmanı Dr. Denkel. Türk felsefeclliğine, felsefi kavramlar arasındaki dilinin «kavramsal fakirliği>ne karar verdi ince aynmlara nasıl yaklaştığına geliyor. ya, yeni fiiller türetme işini sürdürüyor, Kitabının «önsözü»nde Türkçenin «kavtıpkı bu kitabını îngilizce olarak yazdığı ramsal fakirliği»nden dolayı, örneğin îngidoktora tezinden «türetmesi» gibi. To İn lizcedeki to Think ile to Consider arasıntend fillini, «niyetlemek» (sayfa 43) diye daki ince «semantik ayrımı» veremediğinçeviriyor. Düşüncenin bir senteze vardığın den yakman Dr. Denkel'in, Ingiliz felsefedan mı söz edecek Dr. Denkel, «sentez edi cilerinden yaptığı almtılarda bu tür kavlen düşünce» (sayfa: 53) diyor. «Düçünce ramsal incelikleri Türkçeye nasıl aktardıyi sentez ettirerek» dile ettigi yetmiyormug ğmı merak ediyorsunuz. gibi, kitabm bir başka yerinde «sentezlemeK» (sayfa 50) fiilini kullanıyor. «Düşünceyi sen tezlemek»le düşünceyi «sentez etmek» ara> smda bocalarken, bir de bakıyorsunuz Dr. Oysa bir de bakıyorsunuz kl, Grlce'Denkel, «yaratıcı blrleşim (sentez) »den (say den yaptığı bir ahntıda Dr. Denkel «içerfa: 46)) Söz ediyor. Bu kez ne yapacağınızı me terimini kullanmıı (sayfa: 10), iyice şaşınyorsunuz. Türkçeye «sentezleBir mantık terimi olarak •içerme., Inmek» fiilinj armagan eden Dr. Denkel, bu giliztedeki implication teriminin karşıhğıarada «birleşim» sözcüğünü kullanıyor. Bu dır; oysa Grice, sözü edilen alıntıda entailnunda «birleşim» değil, «bireşim» oldugu moat terimini kullanıyor. Dr. Denkel'in danu söylemek üzereyken, «sembol» sözcüğü ha önce implication'u «içerme» diye aktardıglrlyor devreye. Kitabın 8. sayfasmda «sim ğım bildiğinlz İçin, duraksıyorsunuz: «IçsrgeseUİ, «ikonik» anlamında kullandığını me», İmplication mu, entallment mi? Manbelirten dil felsefesi uzmanı Dr. Arda Den tıksal anlamlan aeıundan birbirinden çok fakirliği»nin nedenlerinden birinl de gene «önsöz'de «toplumumuzda felsefenin az yapılıyor olması, az felsefeci bulunması»na bağhyor Dr. Denkel. «Az felsefeci» olmaz kuşkusuz, «az sayıda felsefeci» demeliydi, diye düşünüyorsunuz, demiyor. Ama *bakın başka bir şey söylüyor Dr. Denkel: «tletişim sözcügünün bazı ilgilenmedigimiz anlamlarını yolumuzdan sıyırmalıyız». Hangi birinl düzeltmeli? «Bazı ilgilenmedigimiz anlamları» değil, «ilgilenmedigimiz bazı anlamlan» ya da, daha iyisi, «bizl ilgilendirmeyen bazı anlamlan» demeliydi diyorsunuz. O bir yana, Dr. Denkel. «kavramsal açıdan fakir» zavallı Türkçeye dehşetli katkılarda bulunmayı sürdürüyor ve bize «yoldan Biyırmak» deyimini (sayfa: ı) armağan ediyor. Dr. Denkel bir felsefeci, hem de uzmanlık alanı dil felsefesi olan bir felsefeci.. Sözünü ettiğimiz kitap, Türkçe yazılmıştır. Bunu, özellike belirtmekte yarar var. Çünkü bir dil felsefecisinin, hele kitabının «önsözü»nde felsefe dili olarak Türkçenin «kavramsal fakirliğinin yol açtığı çıkmazlar» dan söz eden bir felsefecinin, iletişim ve anlam bağmtıları konusundaki felsefi bir araştırmanın üstesinden nasıi geldigini merak ediyorsunuz. Bu yüzden de dil felsefesi uzmanı, özellikle anlamm nasıl iletildiği sorunu üzerine bir doktora çalışması yapmış olan Arda Denkel, bize Türkçede nasıl felsefe yapıldığım gösterecek herhalde, diye düşünüyorsunuz. «öıısözde, «Türkçe mevcut sözlük karşıhkları kaypakhk veya belirsizlik yönünden uygun bulunmadığmdan», yenı sözcükler önerme yolunu tuttugunu belirttiğine göre, Dr. Denkel'den Türkçenin «kavramsal fakirliği»nin ortadan kaldınlması yolunda büyük ve önemli katkılar bekliyorsunuz. Dr. Denkel de s'zi hayal kınklığına uğratmıyor, Turk felsefe diline 'yönletim' terimini armagan ediyor. Dr. Denkel «yönletim»i dil felsefesinde (özellikle Frege, Russell, VVlttgenstein'de çok temel bir terim olan 'Reference' ka<sılığı olarak öneriyor. Ama bir nokta var: Türk dilbilgisinde «lm» ekiyle ad üretmek, bu ekin fiil köküne bitiştirllmesiyle yapıhr: «Giri;mek»ten «giriş+im», «ulaçmak»tan «ulaş+ım» gibi... Dr. Denkel. ya Türkçede «yönletmek» diye bir fiil olmadığından haberli değil, ya da Türkçede ad üretmenin belll kurallara bağh oldugunu bilmiyor. önemli değil, diyorsunuz, ama bunu demeye kalmadan Dr. Denkel'in Türkçede fiillerin nasıl kullanıldığmdan da haberli olmadığım görüyorsunuz. Örneğin, yine •önsöz»de, sözcüğü sözcüğüne şöyle diyor Dr. Denkel: «Bu sözcügü bu anlamda kullanırken TDK Sözlüğünün 197* altmcı baskısını izledim.» «tzlemek», Türkçede «seyretmek» ya da «takip etmek» anlamında kullanılır. Dr. Denkel «yararlandım» diyebilirdi, demiyor tabit, diltmizin «kavramsal fakirligi»ne karar vermiş bir kere. yeni sözcükler türetmek için sözlük 'izliyor'... Sözlük önde Dr. Denkel arkada onu izlerken bırakahm, diyorsunuz, ama ne mümkünı hemen «bazj sözcüklerin Türkçelerinin iyi tanınmadığmı» söyleyerek sizi büsbütün şaşırtıyor Dr. Denkel. Bunu okuyunca Dr. Denkel'in, kendisini iyiden lyiye dil hafiyeliğine vurdugunu. «lyt tanınmayan» yani kötü şöhretli sözcüklerin ardına düştüğünü anlıyorsunuz. Dilimizln «kavramsal farklı olan bu iki kavramı («Implication» ve «Entailment») tek bir terimle («içerme» ile) karşılayan Denkel'in, kavramsal incelikten söz etmeye hakkı olup olmadığım düşünmeye başlıyorsunuz. Iş bu kadarla kalsa, iyi. Dil Felsefesi Uzmanı Dr. Denkel'in Geach'ten yaptığı bir alıntıda «Düşünce ile tümceler arasmda önemli bir aynlık»tan (sayfa: 23) da söz ediliyor. «Tümce» Türkçede sentence karş:lığıdır; oysa Geach, îngilizce metinde speech diyor. Dil Felsefesi Uzmanı Dr. Denkel speeeh ile sentence arasındaki «semantik aynma», herhalde, dilinın ve gönlünün zenginliğinden dolayı yüz vermiyor! Dahası da mı var demeyin. Geach'ten yaptığı o ufacık alıntıyı, Dil Felsefesi Uzmanı Dr. Denkel, «Bir düşüncenin arka arkaya gehniş kavramlann toplamı olarak görülmesi olanaksızdır» diye çeviriyor (sayfa 23). Oysa, Ingüizce metinde «kavram» demiyor Geach, idea diyor. Btırada da «kavram»la «düşün», concept'le idea arasındaki ayrım, güme gldiyor. Negation'un karşılığı Dr. Denkel'in dediği gibi «yadsırna» mıdır, yoksa «değilleme» mi? »Denial'n karşıhğı «VRdsıma» mıdır, yoksa Dr, Denkel'in dediği gibi «yokumsama» mı? Grice'in belief dediğinî Dr. Denkel «düşünce» diya çevirmekte bir sakınca görmediği gibi, intention'u da bir çırpıda «amaç» yapıveriyor (sayfa: 34). Stlmulus'u «veri» sözcüğüyle karsılarken (sayfa: 50), datum ne oluyor diye düşünüyorsunuz? Üstelik Dr. Denkel. felsefi terltnler konusunda tutarh da değil: Neden» terimini «reason» karşıhğmda kullanırken (sayfa: 70), iki sayfa sonra cause ile reason arasındaki önemli farktan söz edebiliyor (sayfa: 74). Sonunda yeniden «zihinsel kramp»lannız başlıyorken şu tümceleri okuyor ve artık ne yapacağınızı bilemlyorsunuz: «İletişim amacının sergilenmesinin tanınması olgusunun bir tanımım gellstlrdikten sonra şimdi sftylenimln anlasılmasınm üzerlnde yoğunlaşabiltriz» (savfa: 53) j •Bir davranışm, duruma, önceden karşılıkh konuşma olmuş oluo olmadığma ve klşinm ne ölcüde konuşkan ve yardımcı (cooperative) oiuşuyla koşut blçlmde değtşlk görünümleri olabllecektlr» (sayfa: 39) ı «Söyleyenin, uyandirdığı düşünceyi dlnleyena yöneltmiş olması, bunu açıkça aktanyor, iletiyor olarak görülmeslnl tstlyor olması da gerekmektedlr* (sayfa: 35). O noktadan sonra iptn ucunu kaçırıyor, kltaba dişlerinizi geçirip garit» sesler çıkarmaya başlıyorsunuz. Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümünün Dil Felsefesi Uzmanı Dr. Arda Denkel'in, «Anlaşmaı Anlatma ve Anlama* adlı bu yapıtmm «başarıh» oldugunu söyleyabiliriz. Çünkü Dr. Denkel. kitabının 49. sayfasmda sözcügü sözcüğüne »öyle diyor: «Söyleyen bireyin meramını doğru dürtist anlatamadığı dinleyence anlaşılabilmişse iletişim baaarılmıstır.» TISK'in Anayasası Patronlar sendikası yaman... Namı diğer TÎSK (Türkiye Işveren Sendlkaları Konfederasyonu) önce işçileri «mutlu azıniık» diye tanımlamıştı. Neden mutlu azınlık işçilerimiz? Çünkü: « Üç milyondan fazla işsizin bulunduğu bir toplumda iş bulabilenler mutlu azınlığı oluştururlar.» • Patronlar sendikası, anayasadan sosyal devlet ilkesinin çıkarılmasım da istiyor. Çıkaralım gltsin. Patronlar ne istlyorlarsa yapalım. Sözgelişl patronlar sendikası «ücretli hafta tatili» de istemlyor. 1950'lerde benlmsenen bu kuralm üstüntt kara kalemle çiziverelim. îşçiler ücretslz tatil yapsınlar; daha doğrusu tatil de yapmasınlar; gelsinler fabrlkaya, maklneleri silslnler, ortalığı süpürsünler, çöplerl toplasınlar, camları parlatsınlar, patronun yazı odasındakl tnobilyaları cilalasınlar, orayı burayı temlzlesinler. îşçilerin bir bölümti de patronun yazlık, kışhk apartıman ve konaklanna, yalılarma ve köşklerine gidlp ortalığı derleyip düzenleslnler. Mutfakta dolma pişecekse patlıcanlan oysunlar, içine pirinçle kuş üzümü doldursunlar; kuzu dolması yapılacaksa soğanlı ciğerli pllavı hazırlayıp kuzunun İçine tıkıştırsınlar... îş barışı böyle olur, ne demek sosyal devletNe demek grev? • Lokavt neyimlze yetmiyor? Lokavt ulusal çıkarlarıraıza yararlı bir haktır. Patron istedlği zaman lokavt yapmalı; lokavtın her çegidi benlmsenmell; ama, grev ulusal endüstriyi, ekonomiyi baltaladığı lçin yasaklanmalıdır. Hem anayasadakl karma ekonoml deylminin üstüne de bir çarpı lşaretl konmalı. Bkonoml «özel teşebbüslere dayanmalı» ve «aerbest pazar sistemi» içinde çalışmalı... Serbest pazar ne demek? «Serbest pazar» demek, devletin patronlara her isl serbest yapmaları için gerekli desteği ea|< laması demek, «Karma ekonomi» deyirai de anayasadan çıkanlmalı... • Daha baçka? Patronlar sendikası sunu da istiyor: « Anayasanm komünizme, sosyalizme, faflzme ve teokratlk devlet biçimine yahut her çesit ajırı akımlara kapalı olacağı açıkça yazılmaüdır.» Pekl, ya kapitallzmî Anayasa kapltallzme açık mı olacak? TtSK böyle istiyor; ben de sunu öneriyorum: « Anayasanın komünizme, sosyalizme, kapitalizme, faşizme ve teokratik devlet bieünlne yahut her ceşit asırı akımlara kapalı olacağı açıkça yazılmalıdır.» Anayasa her lzm'e kapalı olacağına göre kapitalizme de kapalı olmalı... TÎSK bu noktayı unutmuş görünüyor. «Atatürkçülük her türlü izm'e karşıdır» diyen saygıdeğer işverenlerimiz «kapitalizm»i unutmuglar. Bu «izm»i de ekliyerek yeai anayflsayı düzeniemeiL • TİSK başka ne İstiyor? Oazete, dergl, kitap, tiyatro, sineraa glbl her çeslt yayın aracma sansür konmalı... Vallahi de blllahl de TÎSK ne lstlyorsa onu yapmalı... Ben TÎSK'ten yanayım bu adamlar akılh oN masalar patron olurlar mıydı7 Hflvın OKTAY AKBAL Atatürk'ün Temel * Ukeleri Olümsüzdür.. UMHURİYETCİUK, Ulusculuk, halkcılık, laiklik. devletcilik. devrlmcilik... Türk ulusuna yüruyeceği yolu gösteren ldeolo|inln, Kemalizmin temel düşüncelerl.. Bu altı llke, altı ok bitiminde simgelestırllmlş ve 1937'de Anayasa'nın Iklnci maddesine konulmuştur. Bu llkeler qynı zamonda Atatürk'ün partisi Cumhuriyet Ho!K Fırkosının tüzüğünde de yer almaktadır. Parti Genel Sekreteri Recep Peker 1935'te parti kurultayında bu konuda şu sözleri söyler: «Esasta partinin ana vasıfları olan cumhurlyetcllik, ulusalcılık, halkcılık, devrlmcilik, devlotcllik ve laiklik yen> program onaylandıkton sonra yeni Türkiye dsvletinin de vasıflcrı hallnl alıyor» Prof Dr. Suna Kilf «Atatürk Devrlml» adlı yapıtında Şöyle yazıyor; «Atatürkçü tdeoio|l slstem olarak Batı'nm siyosal kurumlarını almı», ekonomik kalkınmada ise üyelik hakkını tanıyarak, anamalcı özel glrlşimclliğin yanında, mark.lzmden de eslnlenerek, devleti üretim alanında glrlşlmcl, işletmecl. sonaylci olarak yükümlü kılmıştır. Atatürkçü ldeolo|l ve devrlm uygulamosı örgütsel alando tüm ulusun temsilcisl, devrlm olayınm dinamlk gücii oicrak tek bir partiye bağımsızlık savaşının Anadolu ve Rum«li Müdafal Hukuk Cemiyetlne dayanan CHP ile siyasat yafamı yönlendirmeye koyulmuştur.» C z TABLOSU BANKACILIKTA PAMUKBAMK TÜRKİYE'DE PAMUKBANK Toplam 85 mllyar Hra Sağlanan döv(z 651 milyon$ MEVDUAT tHRACAT PETROL FINANSMANI Sıralamada 5 banka Toplam gelirin%14'u Fon ayırımında 1. banka» " 5 Büyükler" içjnda 1. banka (5OVtÖnCE ( Cumhuriyet Futbol »ntrenörü M. pegnem tarafından dün akşam Milli Takım oyunculanna bir konferans verilmlştir. Konferansm mevzuu teknik futbolun nasıl oynanacağıdır. Antrenör, bir futbol 514 milyon $ %154 srtış 14 NÎSAN 1932 MtLLİ MAÇLARA HAZIRLIK GELİŞME PAMUKBANK iyi baıikadır 18 nlsan 1882 cuma günü saat 1619 arasmda Nişantaşı'ndaki Akademi Kitabevi'nde: sahası şekünde çlzilmiş olan büyük bir ma sa üzerinde iki rakip takım farzederek ve oyuncuları tavla pullan ile harekete getirerek konferansına canlı bir şekil vermiştlr. Demek altı okla simgeleştjrılen altı ılke AtatOrk'un Türkiye devletlnln Anayasasına koydurduğu bir ideolo|lk çlzgidir. Atatürk kerıdinden sonra da bu ilkelerin yurürlükte kalmasını. ıkt'dora kim oeürse gelsin. Cumhuriyet Anayasosında yer alan bu oltı temel llkeyl de> ğiştirmernesıni ıstemiştir. Yalnız kurduğu partinin programında kalmasını yeterli görmemiş, Anayosa'mızı da bu aüşünce temelıne dayandırmıştır. Yonl, altı oku, altı temel ilkeyı yalnızco bugün kapatılmış bir partinin iddoioii6inı belirleyen düşütıceler, görüşler saymak olanoksızdır. Nitekim 1960 devrimınden sonra yapılan yeni Anayaso'da da altı ilke baş yeri almıştır. Sanırım hazırlanmakta olan Anaya6a'da da alacaktır. Atatürk'ün yolunda yürüyen her yönetim bu oizgıden ayrılamaz. Ayrılsa ne olur? O zaman Ataıürk Cumhuriyeti'nl temelöen çıkmış, değıştırmış, Atatürk düşmanlarının, Vahdettın'clierin, Damat Fent'çllerın gerici, tutucu halk düşmanı çlzgisine dönmüş olur. Böyle bir durumdo AtatürK kuşaklannın uyanık bekçıliğl karşısındo gercekleşeceğlni hoyol etmek bile olanak dışıdır. Ama. bir kişı var, gazetesındeki kösesinde durmakSIZIP ters görüşierl sovunmaktan bir türlü ceklnmez. Bu Beyin bütün özlemi Atatürk önceel, daha doğrusu Cumhuriyet öncesi kosullara dönmektlr. Anayasamızdan halkçılığı. laikliğı. devrimciliği, hatta cumhurlyetclllğl eıtmek, milliyetcilık ilkesini de apayrı bir anlam vererek yozlaştırmaktır. Vıllardır yazdıkları hep bu yönde. bu anlanr.da çabciarın yaneıtılmasıdır. Mütareke döneminln Ali Kemcl'lerı, Refl Cevat'ları doğrusu ya bu bayın hem da Atatürk Cumhuriyeti dönemınde yaptığı Atatürk düşmanlığı yanında hic kalır Ne var ki demokraside her türlü düşünceye saygı göstererek, yer vermek doğal sayılacağından «Bu da yazsın dursun» denllerek ses cıkarılmaz. Ama zamanla bu Atatürk devrlminl temelo'en yıkma cabaları zararlı, tehllkell bir duruma gelmektedir. O zamanda «Ataturkeüyfi» diyenlerln bu türlü cabalara karşı dikllmeterl bir görev olmaktadır. Ki biz «Cumhuriyet» yazarları, bu görevl yıllardır üstlenmişizdir Oecen gün «Altıok» adlı yazısında Milli Eğıtim Bakanlığı'nın 6 Temmuz 1981'd6 yayıniadığı «TC İnkllap Tarlhi Müfredat Programıtnın sekizinci bölumünde yer olan bu altı ilkenfn cMünfesih bir partinin •loganları» oldugunu, öğrencilere bu altı ilkenin öğretilmesinin yan(Arkaeı 11. Savfada) İMZA GÜNÜ ÖLÜM T. C. Ziraat Bankası Genel Müdürlerinden merhum Zeki Güçlü'nün kızı Nuriye Kalelioğlu, Nevzat, Semahat, Nihat ve Vedat Güçlü'nün ablalan, T.C. Ziraat Bankası Müdürlerinden Erzincanh merhum Mustafa Asım Altınok'un eşi, Naime, Ferit ve Dr. Aysima Altınok'un anneleri, Leman ve Saffet Altınok'un kaymvalideleri, Inci, Suat, Nur, Neje, Sevgi, Onur ve Fatma'nın nineleri, DGünün ilanıl BÜTÜN ŞIK KADINLAKIN KEMERİ Bütün şık kadmlann kemerl Roussel kemerlnln son modelidir. înce ve dayanıklı elastikl trikodan yapılmış, vücudu bir eldlven gibi kalıplandıran, en gergin bir elbise altmda görülmeyen ve en mahir mütehassıslar tarafından Imal edilen Roussel kemeri üstünüzdeki elbiseleri gayet güzel göstererek Paris zerafetinin hakiki kıymetlni verir. son yayımlanan «Ben Atatürkçü Değilim» adlı yapıtıyla öbür yapıtlarını imzalayacak. Nadir II. TÜRKİYE ECZACILIK KONGRESI «ECZACILIK, İLAÇ HALK SAĞLIĞI» lstanbul Eczacı Odası tarafından 14 18 Mayıs 1982 tarlhleri arasında tst. Tepebaşı Pera Palas'ta toplanacak olan, II. Türkiye Eczacıhk Kongresi programı içinde bir Karikatür Yarışması düzenlenmiştir. Yarışmanın amaci; karikatür sanatı aracılığı ile ülkemizdeki eczacıhk, ilâç ve halk sağlığı sorunlannı, toplanacak olan Kongre ile birlikte yeniden gündeme getirerek, değişik boyutlarda tartışmaya sunmak ve cizerlerimizi bu alanda özendirmektir. OOULLER: Büyülc Ödül 10.000 TL. ve Plâket Başan Ödülü : 2.500 TL. ve Plâket Başan Ödülü : 2.500 TL. ve Plâket Başan ödülü : 2.500 TL. ve Plâket Başan Ödülü : 2.500 TL. ve Plâket Turban Selçuk Karikatürcü Tan Oral » Haslet Soyöz • Tonguç Yasar » Osman Özçelik Eczacı Odası temsilcisi. Yarışmaya son katılma tarihi; 30 nisan 1982 cuma günüdür. Aynntılı Bilgi ve Bafvuru AdresU H. Türkiye Eczacıhk Kongresi Karikatür Yanşması Peykhane Soh. No. 20 Çemberlitaf tST. Tlf: 22 55 13 2? 69 72 SEÇICILER KURULU: KARİKATÜR YARIŞMÂSI 12 Nisan 1982 günü vefat etmistir. 15 Nisan 1982 persembe günü öğle namazında Şlşli Camii'nden almarak Zincirlikuyu Mezarhğı'nda toprağa verilecektir. AÎLESf (Cumhuriyet 2593) ŞEFİKA ALTINOK Cumhuriyet Sahlbl: Cumhuriyet Matbaacıhk ve Gazetecilik T.A.Ş. adına „..„. „... NADİR NADİ Cenel Yayın Müdürü: ^ » . . MüesseıeMüdürü: . « . . . ^ ^ ™ ^ ; . M Yazı Ijleri Müdürü: Ba»an ve Yayart BÜ80LAR HASAN CEMAL ... EMİNE UŞAKLIGİL OKAY GÖNENSİN Cumhurlytt Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. POSU Kutusu: 246 IStanbul Tel: 20 97 03 (5 Hat) . Safiye Özarıkçı'nın eşi, Ali ve Barlas'm babaları, Mediye ve Vildan'm kayınpederi, özgür, Barış ve Ozan'ın dedeleri: OLUM •• •• SALİH ÖZARIKCI 13 nisan 1982 salı günü vefat etmistir. Tanrıdan rahmet diler, baçsağlığında bulunan tüm dostlara tesekkür ederiz. AtLESt • ANKARA:. Konur Sokak ne. 24/ 4 Y«nle«hlr Tel: 17 5e 25 • 17 58 66 Idare: 18 33 35 • İZMİR: . Hallt Zlya Bulvın No: 6S/3 Tel:2547 09131230 • ADANA: Atitürk Caddaai, Türk Hava Kurumu lıhanı K$\2/9 Tel; 14 55019 731 14 Nlsan 1982 OÜNEŞ 6.22 ÖÖLE 13.14 İKİNDI 16.57 AKŞAM 19.47 YATSt TAKVİM İMSAK 4.38 21.24