19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 MART 1982 DIŞ HABERLER Cumhuriyet 3 Kesin sonuç birkaç günde belli olacak Fransa secimlerinde sag partiler Dış Haberler Servisi Fransa'da önceki gün yapılan yerel seçimlerin ilk turunda sağ oyların arttığı bildlriliyor. 9 ay önce işbaşma gelen Sosyalıst yonetimin ilk sınavı O MISIR Derlet Başkanı Hüsnü Mübarek, Kudüs sorunu karşısında Mısır ile İsrail arasında derin görüş ayrılıkları bulunduğunu, bu bakımdan kendisinin İsrail'e gitse bile Kudüs'e pitmeyeceğirıi söyledi. • Pakistan Ulusal Demokratık Partisinin tüm önderlerinin cumartesi gecesi tutuklandığı bıldirildi. Parti liderlerimn tu tuklanması üzerirs 30 binden fazla insan Peşaver'ın merkezinde toplanarak hükümeti pro testo etti. Güvenlik güçleri kalabalığı dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullandı. olan bu seçimlerde Sosyalist Parti'nin yine de en büyük parti olma özelliğini koruduğu kay dediliyor. Bilgisayarlara göre yerel seçimlerin ilk turunda sağ partiler oylartn yaklaşık % 49,92'sini, sol partiler ise o 49,52'sini aldılar. Ancak sol partilerin kazandıklan oylarua % 2'sine yakın bölümü hükümet koalisyonunun dışmda Ekolodistler gibi ufak partiler. c Kolomhira secimlerinde Liheral Parti ileride BOGOTA, (a.a.) Kolombiya'da önceki gün yapılan genel seçimlerden sonra oy sayımı devam ederken ilk belizlemeıe re göre sekiz yıldan bu yana iktidarda bulunan Liberaı parti önde gidiyor. Şimdiye dek açılan oy san dıklanndan çıkan 1 milyon oy un 846.964'ünü Liberal partinin, 420.680'ini Muhafazakâr partinin ve 16.909'unu da Sosyalist ve Komünist muhalefetın alciı ğı radyodan duyuruldu. Pazar günü yapılan Parlamen to seçimlerine katılma oranı yüzde 50'yi buldu. Gözlemcile re göre, rejime karşı mücadele eden solcu gerilla gruplarının seçimleri boykot etme çağrısına rağmen, özellikle kentlerde halk sandık başlarına giderek oy kullandı. Eılgisayar ile yapılan son değerlendirmeler, 1978 seçimle rinde seçmenlerin sadece % 33'ünün sandık başına gitmesine karşılık bu kez katılma oranının daha fazla olduğunu gösterdi. Seçimlerin olaysız geçtiği bıldırıldı. Cumlmrbaşkanı Julıo Cesar Turbay Ayala da, seçmenlerin boykot çağrısma uymamasmı, halkm demokrasiye olan inancmın en canlı belirtisi olarak niteledi. kDacaı 9 Eeyrut'taki Fransız Kültür İMerkezi'ne dün bomba atıldı, paüamada ikisi öğretmen, üçü öğrenci olmak üzere 5 ki>si yaralandı, binada geniş hasar meydana geldi. • Amerikalı general Janıes Dozier'i kaçırmaktan sanık Kızıl Tugaylar üyesi 17 kişinin yargılanmasına dün devam edil di. Sanıklardan 8'i dünkü duruşmada madeni kafesler için de tutuldu. • Varşova operasmda önceki gece yüz kadar Dayamşma yan lısı, seyirci, ülkedeki askeri yö neticilerle işbirliği yaptığı iddia edilen opera sanatçısı Leonadr Mroz'u, protesto etti. • SOVYETLER Birliği Devlet Başkanı Leonid Brejnev'in yakm arkadaşlarmdan, General Georgi Tsinev'in, Sovyet Casus luk ve Haberalma Örgütü KGB'de önemli bir mevkıye getirildiği açıklandı. Bu durumda hükümet koalisyonunun topladığı oyların oranı % 47,52 dolaylarında kalıyor. Şu ana kadar 9 milyon oyun sayıldığı belirtiliyor. Alınan so nuçlar Sosyalist Parti'nin % 30.39, Komünist Parti'nin To 15.26, Radıkal solun da % 1.92 oranmda oy aldığını gösteriyor. Sag kanatta ise Fransa Demokratık Eirliği (UDF) % 18.99, Cumhuriyet İçin Birlik (RFR) % 17.55, diğer sağ partiler de % 13.19 oranmda oy topladı. İkinci turunun önümüzdeki pazar günü yapılacağı yerel seçimlerin ilk turunda hiçbir adaym tam çoğunluğu elde edemediği belirtildi. Fransa'daki siyasaj gözlemciler, seçimlerin ilk turunun, solun yeterince hazırlanamadığım gösterdiğini söylüyorlar. Aynı gözlemciler solun gelecek tura daha iyi ha zırlanacağmı da sanıyorlar. Ergun Politikada Sorunıar» Batı Ittifakında Görüş Ayrılıkları rancois Mitterrand'm geçtiğimiz hafta ABD'ye yaptığı ziyaret, Atlantik'in iki yakası arasında giderek büyüyen görüç ayrıUkîarını bir kez daha gözler önüne sergiledi. Mitterrand, ABD'den ayrılmadan önca düzenlediği basın toplantısında Orta Amerika ve yüksek faiz hadleri konularında Başkan Reagan'la anlaşamadıklarını belirtıyordu. ABD ile Batı Avrupa arasmdaki anlaşmazlıkıar Orta Amerika ve faiz hadlerinin dışında daha bir dlzi konuyu kapsamaktadır. Ancak bunların ayrıntüarına geçmeden önce iki kıta ara» r ~ » . ^ a p ^ ^ sında temel gorüş ayrılığından söz etmek yerinde olacak. Bu temel görüş ayrılığı, sorunlara bakış açısmdan kaynaklanmaktadır. Batı Avrupa, dünya banşına asil tehlikenin Beyaz Sarayın ileri sürdüğü gibi Sovyetler Birliği'nCh değil, ekonomik bunalımdan. geldiğine inanıyor. Batı Avrupa'da 25 milyona, ABD'de ise 9 milyona varan işsiz sayısı yaşlı kıtanın politikacılarına göre banş ve istikrarı tehdit eden en büyük tehlike. Fanatik bir Sovyet düşmanlığını, politikasının temel ilkesi yapan Beagan yönetimi ise ekonomik tehlikeyi görmezlikten gelerek Moskova'ya karşı tırmamnayı giderek artınyor. Reagan'm 260 milyar dolarlık yeni savunma bütçesi, sosyal hizmetlerde yeni kısıntılar, 90 milyar dolara ulaşması beklenen ve Amerikan iş çevrelerini bile isyan ettiren bütçe açığı, yüksek faiz hadleri, giderek artan işsizlik va Sovyetler'le ABD arasında çok tehlikeli bir aşanıaya gelme eğilimini gösteren tırmanma.. İşte Batı Avrupa'ya göre asıl tehlike, bunlar. Banş ve istikrara gerçek tehdit, önemli ekonomik sorunları olan ve Çin, Afganistan ve Polonya'da başı dertta olan Sovyetler Birliğinden değil, bu gelişmelerden geliyor. Atlantik'in üd yakası arasında temeldeki görüş aynlığını böylece saptadıktan sonra anlaşmazlıklara daha ayrmtılı biçimde bakalım: • Başkan Reagaa'ın uyguladığı yüksek faiz politikası, Helmut Schmidt'ten Mitterrand'a kadar tüm Batı Avrupa'Iı liderlerin vurguladığı gibi ABD ile yaşlı kıta arasmdaki en önemli ekonomik anlaşmazlığı oluşturuyor.. Yüksek faizler yüzünden paramn spekülatif amaçlarla kullanılması, yatınmlann azalması, büyüme hızımn düşmesi de işsizliğin artması, yakın geçmiştekl Hitler ve Mussolini deneyimlerini unutamayan Batı Avr* pa'lı liderleri giderek daha fazla kaygılandınyor. • Üçüncü dünya ülkelerine yardım konusunda da özellikle Fransa ile ABD arasında derin görüş ayrılığı var. Pransa ve bir dizi Batı Avrupa ülkesî, Reagan yönetiminin üçüncü dünyaya yardımı azaltmasını kaygı ile izliyor. Paris'e göre, 3. dünyaya yardım arttırılırsa, bu ülkeler de Batıdan daha fazla mal alır ve yaşlı kıtada üretimini düşüren bir çok fabrika yine canlanır. İki yıl önce yayınlanan Brandt, Komisyonu raporunda da yer alan bu görüş, geçtiğimiz yıl Cancun, doruğunda ortaya atılmış ancak ABD'nin ilgisini çekmemiştir. • Savunma strate.iisi va nükleer füzeler, ABD ile müttefiklerinin arasmdaki diğer bir pürüzü oluşturuyor. Aslmda Sovyetlerin Avrupa'daki orta menzilli füzelerine ilişkin kaygı ilk kez Pederal Almanya Başbakanı Helmut Schmidt tarafmdan 1978'de dile getirilmiş, NATO'nun ertesi yıl yapılan toplantısında ise Sovyet füzelerine karşı Avrupa'ya 572 tane Amerikan «Pershing2» ve Cruise» füzesinin yerleştirilmesi kararlaştınlmıştı. Ne varki, aradan geçen zamanda Avrupa'da barış hareketinin çığ gibi büyümesi ve halkm sokaklara dökülmesi, yaşlı kıtanın liderlerini güç duruma sokmuş, Kollanda ve Belçika hülîümetleri NATO kararından yan çizerken Helmut Schmidt de Sosyal Demokrat Partinin sol kanadmın ağrr baskısı altında kalmıştır. tngiltere'de ise Işçi Partisi tek taraflı nükleer silahsızlanmadan yana bir tutum içindedir. Bu arada Konvansyonel savaş kavrammı da iki taraf değişik biçimde yorumlama eğilimindedir. Avrupa, «Fonvard defense» denen «İleri savunma» ilkesme daha yatkm görünüyor. Bu ilkeye göre, savaş, Batı Almanya'nm doğu sınırlarmda yapılacak, NATO bu hatta tutunamazsa nükleer silahlar kullanılacaktır. Böy lece Avrupa topraklarında konvansyonel savaş olmayacak, Sovyetler Birliği de nükleer bir savaşa yolaçmamak için temkinli davranmak zorunda kalacaktır. (Arkası Sa. 11. Sii. 1 de) Kfasik ıktisat teorisi. üretimin üç koşulu olarak toprak, emek ve sermaye varlığını önerır.Toprak genel başlığı altında hammadde vardır, altyapı vardır. Emek, vasıflı ve vasıfsız ışgucünün yanısırayönetimdır, bılgi bırikimidir, deneyımdır. Sermaye, teknolojik olanakların kullanımıni sağlar, uretımın dığer faktorlerıni bıraraya getirır. Ulkeler, coğrafi, toplumsal ya da tarihi konumlan gereği, bu üretim faktörlerinın bazılarında, diğerlerıne oranla daha avantaılıdırlar. Uretim faktorlerıni tümüyle bünyesinde toplayan ve kendısıne yeterli olan ülke yoktur. Gıpta ile baktığımız varlıklı ülkeler, diger ülkelerle kurdukları başarılf ilışkıler sonucunda üretim faktörlerini dengelemeyı başarabılmış; açıklarını, ekonomik ittifaklar kurarak gidermiş ulkelerdir; AET ülkeleri gibi. Ancak, hiçbir ülke uretim faktorlerınden ilk ıkisıne sahip ise, uçüncusünu (yanı özsermayesinı) kendı ekonomisinın dışına aktaramaz". Uretim faktörlerini kendi ıçinde dengelemiş ulkelerden veya bır ust dengede yerleşık ekonomik ittifaklardan, özvarlıklarını alt dengelere akıtmaları da beklenemez. Ekonomik ittifaklar, belırlı dengelerde birbirlerının açıklarını kapatmak ıhtiyacına yonelık çıkar bırlıklerıdir; ve alt dengelere. eğer safllarlarsa, sağladıkları sermaye ya çok pahalı ya da sıyasal konumlarına göre ıstıkrardan uzak olur.' Bır ekonomik ittıfakın başarısı, üye ülkelerinbirbirlenni tamamlayan uretim faktörlerinın uyumu ile mumkündür. Eşıt koşullarda alışveriş, benzer aşamalardakî ve fakat farklı gereksınımlerdeki ekonomılerde olur. Ekonomik ılerlemede aynı gereksınımlerı. ya da aynı avantaıları olan ulkeler bırbırlerıne ancak rakip olurlar. Pazar bulmak zorunda olan ülkelerin, savaşa kadar vardırdıkları rekabet gibi. Turkiye, üretim faktörlerinden toprak, hammadde, emek, yonetım, bilgi/deneyim birıkimi, teknoloji gibi, sermayeyı doğuracak ana ögelere sahiptir. Varlıklı ülkelerin standardında bır dengeye oturabılmesi ıçın gereksinım duyduğu tek uretim faktörü sermayedır. Bir başka deyışle, yurtdışı ekonomik ılışkılerden elde edebileceğı tek uretim faktörü sermayedir. Dığer yandan Turkiye'nın gereksınımi olan sermaye. bır üretim faktörleri takası ile elde edılebilecek "doviz girdisı" şeklıne dönüştüflü zaman sağlıklı ve istıkrarlı bır veri, bır "egzojen değışken"dır. Dünyanın geçtigimız, on yıidayerleştiğiyeni ekonomik denğeise, özellikle üretim faktörleri. coğrafi konumu vetarihi ilişkileri açısından Turkiye'yi çok şanslı kılrnaktadır. Yıllıkİthalat hacmi 140 milyardolar olarak hesaplanan bır bolgedeyız. Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerınin son on yıl ıçinde 15 mılyardan 140 mılyar doîara (% 1000) artan ithalat hacminın 1990'da 220 milyar dolan bulması beklenmektedir. Hemen herşeyi ithal eden kardeş Arap ülkelerınin pazarları tüm dünya ülkelerinden gelen ürünlere açıktır. Kardeş Arap ülkelerınin gereksinim duyduğu ürünlerın hemen tumunün üretim altyapısı Türkiye'de mevcuttur. Halen toplam ıthalatlarının % 37.5'mi AET ulkeleri 1e yapan bu komşularımıza mal pazarlamakta, salt nakhye avantajından dolayı Türkiye'den daha şanslı durumda olan oir başka ülke yoktur. Bir başka deyişle, Ortadoğu pazarlarında Turkiye, AET ülkelerinin rakibi durumuna gırecek güçtedir. Pazar hacmi olarak hesaplanan 140 mılyar doların sadece % 1 'inin Turkiye'ye kayması halında bıle (halen 1.2 mılyar dolarolan ihracatımızın yaklaşık 11 katı) Turkiye, yıllarına malolan ve 1980'lerde kapısında bekleyen "kalkınmafaktörü"ne kavuşacaktır. Kaldı ki, bugün, 119 Türk taahhüt firması başta Libya olmak üzere, Suudi Arabistan, Irak, Mısır, Kuveyt, Yemen ve Cezayir'de toplam 9 milyar dolarlık bir iş hacmi ve 150.000'i aşkın işçisi ile "yerleşik" durumdadır. Buuzunyıllarihmal edılmış TürkArap işbirlığınin canlanmasında, Türk özel teşebbüsunün gosterdiğı ınsıyatıf, becerı ve uzak göruşlülük sayesinde mümkün olmuştur. Oysa çok katı bır degjerlendırmeyle petrolsüz ve fakat tum dıfler üretim faktörlerine sahip bir ülke ile; petrol kapıtal birikimi olar? ve tarihi baflları bu denli güçlü ülkelerin ekonomik bütünleşmesinden daha doğal,daha safllıklı ve daha akılct bır dayamşma olamazdı. Birbırlerinı tamamlayan üretim faktörleri ile, Türkiye'nin de dahil olduğu Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri karşılıklı ve karşılaştırmalı cıkarları doğrultusunda yeni ekonomik dengeleri çoktan oluşturmalıydılar. Bu suretle sağlanacak ekonomik girdiler üst.dengelerdeki varlıklı ulkelerden sağlanacak üretim faktörlerinden her. bakımdan çokdahaucuz, çok daha az ödün gerektıren ve 'istıkrarlı olacaktı. Kozanoğlu Çavuşoğlu Grubu oiarak uluslararasr deneyimımiz, kardeş Arap ülkelerınin de bu bılıncı paylaşmakta olduğunu gostermektedır. Yine KÇ Grubu olarak halen mikro düzeyde uyguladıgımK "yeni Türk modelı" esasen, kardeş Arap ülkelerınin gereksinim duydukları üretim faktorlerıni sağlamamızlamumkun olmaktadır. KÇ Grubu, Arap ülkeleri ile son yıllarda taahhüf hizmetlerındeyoğunlaşan ekonomik ilışkılerden sağladıüüf dovız girdilerıni bankacılık, sanayı yatırımları, ihracat, naklıyg .ve müşavirlik hizmetleri veren kuruluşlarının temel kaynağını oluşturmakta kullanmıştır. Bu ülkelere bizlerden çok önce gırmiş ve yerleşmış oldukları halde, rekabet edebildiğimir varlıklı ülkelerinfirmaları karşısındakazandığımız başarılarda, kardeş Arap ulkelerinde gördüğümüz hüsnü kabülün payı inkaredilmemelıdır. Buna karşın aynı ülkelere verdiğimız uluslararası kalite ve nitelikteki hizmet ve ürunlerin; benzer örf, adet, gelenek ve alışkanlıklar nedeniyle, bu ülkelerin gelenekleri ve gereksinimlerine tygun bir şekilde sunulması, söz konusu dayanışmayı perçinleyen önemli faktörlerden birdiğeridır. laahhüt artı bankacılık sanayı ihracat nakliye dörtgenıne aktarılması.makro duzeyde onerdığımız yenı bır Türk kalkınma modelınin ana ılkesıni oluşturmaktadır. Kendi içınde tumüyle tutarlı ve başarısı KÇ Grubu tarafından kanıtlanmış olan bu modelin.işlerlik kazanabilmesi için biran önce ilgili Devlet Kuruluşlart, üniversıte çevreleri ve Türk özel teşebbüsünun ' dayanışmaya gitmesını ve Türkiye'nın Ortadoğulu olma. "şansına"sahi p çıkmasını bekliyoruz. yeni bir model KozanogluÇavuşoglu Grubu KC »>Wtfm AnlGıda Anlaıya Yem veGıdaSanayıı Dall^saal Goktaşlnşaat tnlernasyonaı ve TıcaretA S*ArDa G:da Urun^enPazarlama ve Dağıtım A $ »AromaBursaMeyveSulan veGıda Sanayı!A S»Baktaf KabloSanayııAŞ »BurçD.$ TıcarelA $ »Çavkoz 'nsaat Taah'njt ve InsaatSanayı!veTicaret A $ v e Tıcarel Ltd St>» Des EleMrık Donanımı Sanayi ve Ticaret A $ Eko Yatırım E Konom* Ya^ nm ar ve Bankerlık A.Ş »Elektronal ElektronıK A ietler Sanayii ve Tıcarel A $ »Fennen Muhendıshk ve Muçav.riık A $ »Flekso Valbaacılık.Sanayı ve Tıcarel A Ş. Tıcarel ve Sanayı A Ş.tGuçlu Gaıe'eai* Ya^ıncı' K ve Malbaacıiık A StGüneysu Meyje Suyu Gıda Sanayıı veZıraı Maddeler A $ rHısar Dıs Tıca'e! A $ »Hısar Musavirlı* ve t/urress'll'k A $ »Hisarbank A S tlnfolek Enlo'masyon Teknoloıı A Ş. Reklamcıhk A $ ıMeltam Oenı:oi,k Ticaret ve Sanay,, A S »Meybuz Meyve ve Buziu Muhataza Inkamak Inşaat Makmalan Sanayı ve Ticaret A.S »Karben Karburator Enduslrısı A ŞtKerevıt Pazarlama A $ »Kozanoğlu Çavuşoğluln$aat ve Tjahhut AŞtLm Nakbyal A S »Ueysu Meyve Suyu ve Gıda Sanayii A ŞtSelplast Plastık A möa.'a; Sanayii ve Tıcarel AŞt Sınai Yatırımlar F,nansman A Ş.t Talkonsan Kondanşalö'Sanayıı A SıTeletrans Sanayı Yalınrn Pazar'ama A.Ş »THA TurK Haberter Ajansı A $ '•î
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle