23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 Abdülhak Hâmid'in şiir kitaplannı okuyanlar görmüşlerdir, Şairi Âzam'ımız kimi dizelerinüı sonuna bir gönderme işareti koyup sayfanın altına iner, o dizenin şöyle de olabileceğini söyleyerek tumden başka bir dize yazar; demek bu iki dize arasında bir yeğleme yapamamıştır, birinden birini gözden çıkaramamış. yeğlemeği okura bırakmıştır. Pekl, okur n'etsın bu durumda? Şiir beğenisi çok ustün de olsa, ozanın işine kanşamaz ki; şiir ortaklaşa bir iş değildir ki.... Şiiri düzyazıya indirgeyen Tevfik Fikret, şaşılacak şeydir. düzyazınm şiirden çok daha güç olduğuna inanır; düzyazı için bilgi (düşünce) gerektiğini, oysa bir şiirde dizenin başı sonu ayarlandı mı, ortasının doldurulabileceğini söyler. Hamid'deki dize kaygusuzluğımun onda bir tutum durumuna geçtiğini gösterir bu. Örnekleri çoğaltmayı gereksemeden diyebiliriz ki, Ahmet Haşim'le Yahya Kemal'e gelinceye değin bizim şiirimizde dize titizliği pek bilinmez. Onlardan önceki kimi ozanlarda gerçi iyi tutturulmuş bir dize gösterebiiiriz. ama bunların savsanmış dizelerle birarada bulunması, bilinçli bir dize anlayışının yerleşmediğini gösterir. Bir dizenin en yetkin biçimini alıp almadığı, o dizeyi yazan ozanın bileceği bir iştir kuşkusuz; ama bu, her dizenin, bir ozan elinden çıktığı îçin, kusursuz sayılması gerektiği anlamına gelmez elbet; yalnız eleştirmenler değil, okurlar da bu konuda yargı verebilirler. îyi bir ozan, şiiri üstüne verilecek yargılann tümünü önceden bilecektir; onun çalışmasını yönlendiren itici güç buradadır. Ahmet Haşitn'in «Bir Cünün Sonunda Arzu* adlı şiirindeki. Bir saray olmuştu bize, Hapsolunmuş gibiydim bense dizelerinde arka arkaya gelen da idi pürüz; Tanpınar, Hülyan eşiği aşılmaz Bir saray gibiydi bize Hapsolmuş gibiydim bense diyerek çözmek istedi bu pürüzü; fakat bu kez de «gibiydi*, «gibiydim»e takıldı, vazgeçti uğraşmaktan. Çünkü güzel bir şiir yazdığmı biliyordu, katlanmaktan başka çare yoktu yinelenmelerin birinden birine. Yazınımızda sözcüklerin yinelenmesinden duyulan korkunun nedenini, divan şiiri söz sanatları anlayışında aramak gerekir sanıyorum. Bu anlayışa göre şiir, sözcükler arasındaki çeşitli ilişkilerden doğar ve duygudüşünce kaynakh bir saldırıya yer vermediği için, burada rastlantısal hiçbir öge yoktur artık. Demek bir sözcüğün yinelenmesinin bir anlamı olmak gerekir.. Belli bir şiir dizgesi içinde bu tür kaygılar hem doğru, hem yararlıdır. Ama o anlayış aşıldı mı, eski yararlı kaygılar, anlamsız bir korku biçimine dönüşür. Nitekim bizim düzyazımız da bu korkunun altında bugün bile. Batı dillerinin hiçbirin de yoktur böye bir korku. Yinelemelerden korkunun ortadan kalk tığı yerde ise, vüzdeyüz yeni sıkıların düzeni gelmiş demektir. Kendini tümden özgür sayan bir ozanla karşılaşıldığında ise yapılacak iş kalmaz. Çünkü kendine hiçbir söyleyiş yasası koymayan ozanm söyleyeceği söz yok demektir. Çünkü bağlantı düzeni dışında söz olamaz; demek düşün de olamaz. Biz ozanları, kendileri için koyduklan düzenlerle anlayabiliriz ancak. «oimuf»lar 5 ŞUBAT 1982 Dizeler Arasında Melih Cevdet ANDAY Akşam yine akşam yine ahşam Bir sırma kemerdir suya baksam Akşam yine akşam yine akşam Cöllerde bu dem bir kamış olsam parçasının tam ortasında Cdem&k üçüncü dize olacaktı), Üstümde sema kavsı mutalsam dizesi vardı ilk yayımlanışanda, ozan attı bu dizeyi sonra. Neden attı? önce şunu söyleyeyim; atılan dize, tam Haşimce diyebileceğimiz bir dize idi. Ama eksîkti, üstünde ssma bir havsı mutalsam denmesi gerekiyordu, oysa araya bir sözcüğü girince de ölçü bozuluyordu. Vazgeçti Haşim o dizeden. Dize titizliği ile övünen («mısra benim namusumdur* demişti), hattâ, bu yeteneğine güveninden olacak, Ahmet Haşim'in kimi dizelerini kendince yeni baştan yazan Yahya Kemal ise, Tamburi Cemil Bey çahyor eski plakta dizesinden vazgeçememişti. Üstelik bu dizede bir değil. iki pürüz var. llki Tamburi sözcüğünün son hecesinin, uzun oldu£u halde kısahğa zorlanmasmdan, ikincisi ıse, eski bir plakta denmesi gereğinden doğuyor. Gerçi divan şiirinde uzun hecelerin kısa okunması adlandınlmıştır, ama zihaf yenilememiş güçlüklerin onaylanması olarak alındı mı, kuşkusuz söz sanatlan arasına sokulamaz. 'Eski plak* 1© «eski bir 1 plak* sözleri arasında ise düpedüz anlam değîşmesi sözkonusudur. Yahya Kemal, eskimiş bir plağı mı, yoksa eskiden dolduru) muş bir plağı mı söylemek istiyordu? Eskimiş mi plak, eskiden kalma mı? Eskiden kalmadır da çok iyi korunmuştur. Son ra plak sözcüğünde p ile l arasma bir ı koymaJc sorunu da var.... ama onun üzerinde durmayalım. Türkler, sözcük başmda iki ünsüzü kolay söyleyemezler. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın, o çok sevdiğim. Ne güzel geçti bütün yaz Geceler küçük bahçede Sen zambaklar kadar beyaz Ve ürkek bir düşüncede, Sanki mehtaph gecede Hülyan eşiği aşılmaz Bir saray olmuştu bize, Hapsolmuş gibiydim bense Bir çözülmez bilmecede, Ne güzel geçti bütün yaz Geceler kuçük bahçede. şiirinde ise biraz başka türden bir sorun bir türlü çözülemeden bırakılmış durumdadır. Tanpınar sonradan bu pürüzü atma ya kalkmış, fakat başka bir pürüze yakalanmıştı. Hülyan eşiği aşılmaz Moral Eğitimi Gecenlerde »TikTak, tlktak, tiktak> başlıklı bir moral yazısı bu köşede yayınlanmıştı. Moral nasıl bozulur? Nasıl düzeltilir? sorularına bir yanıt aranışıydı o yazı... Bir okurumdan bu konuda ilginc bir mektup geldı. Okurumur. mektubunu değlştirmeden yayınlıyorum. • OKTAY AKBAL Zor Sınavlardan Gecerek... Bir işçi okur, i. Polat Istanbul'dan yazıyor: «Köşenizde çıkan «Simit Bite Gazeteden Pahalı» yazınızı her günku gibi okudum. Size önce gerçekleri okurlara yansıimoyo çalıştığınız için candan teşekkur etmek istiyorum. Kâğıt fiyaîlorının önemli ölcüde artması bazı okurlan etkiıemektedlr. Biz zaten gazeteden başka şey okuma olanağı bulamayan dar gelırll Insanlariz. Kitap okuyamıyoruz, alamıyoruz ki! Göz alıcı reklamları, renkll yayınları, zengin armağanlarıyla tanımadık biz «Cumhuriyet»!... Fîkir ve düşünce öncülüğünü siirdüren bir gazetenln fiyatmın neden 10 llrada kalabildiğlne asıl biz okurlar şaşırıyor ve merak edlyorduk, Bu koşuiiarda gazetenin zam görmesi elbettekl doğaldır. Biz okuriar, sizlerm daha çok yazmasını istiyoruz. Gozete zammına da «evet» dlyoruz.» Sakarya'da Tapu Muhafızlığında görevll A. Bllmiş yazıyor: cSimlt BU» Gazeteden Pahalı» başlıklı yazınızı okudum. Size hak vermemek olanak dışı. Bugünkü koşuilarda 10 lira İle ne alınıyor kll Gercekte, «Cumhurlyetı yalnız bir gazete deği! Insanı bilgl sahlbl yopacak değerde bir kltaptır. Slz bir kitap yayınlıyorsunuz her gün... Öbür gazeteler de 10 llra, ama onların gellrlerl çok, parababaları yayınlıyor, ama hepsl, ya şehvet propaganaası yapıyor; ya bilgilerl, düşünceleri saptırıyor; ya toplumu karanlığa, belirll bir azınlığın kuçağına Itlyor; ya gençliği yersiz pembe hayallere sürüklüyor. «Cumhuriyet» 10, 20 değil 100 . 200 lira değerinde bizce... Sabahları gazetpml alırken bön bön bakan bir takım gerlkalmış insanlar var. Bunlar sözde müslümanlığı savunan, ama müslümanlığın gercğlnl yerine getirmeyen kimseler. Ben de namazımı kılıyorum, ama düşüncelerimi de savunmcıktan asla gerl kalmıyorum. Bizi gerçekçl olarak aydınlattığınız için size ne kadar teşekkur etsern azdır.» Bir kaç gündür «Cumhuriyet» 20 lira. Size ilk mü|dsyi (!) ben verdim! Ama ıçımde bir üzüntü yok. Hele okurlardan aldığım mektuplar, ikisinden birer parçayı yukarıda okudunuz bu, yüzde yüz artış karşısında «Cumhuriyet» ailesi üyelerinın pek de üzüntülü olmadıklannı. hatta gazetelerinin parasal sıkıntıdan azçok kurtulmuş olduğu düşüncesiyle sevinç bıle duyduklarını gösterdi. Kolay değil, yüzde yüz bir artışı güleryüzle karşılamak Hepimiz bu teknenin içindeyiz, hepimiz sıkıntılar çekiyoruz. Kişı olarak benim de gazete giderim bir kat artıyor, ay başlarında üç gazete karşılığı olarak peşin peşin 900 lira verirken, şimdi bu 1800 llra oldu. Elektrik, taşıt, ekrrjek, su. havagazı, yakıt, aklınıza ne gelirse hepsi gecen yılo oranla ikiücdört kat artmış, oma gazeteler hsp aynı yerde! «Cumhuriyet» ailesi bu yeni ağırlığı da birlikte kaldırccaktır. Her sabah on yerine yirmi lira vererek aldığınız gazetenin, Sakarya'lı okurumun dediği gibi, «bir kitap» niteliği taşıdığını görmek o kadar zor değil. Gerçi bundan yakınanlar da var! Okumakla bitiremiyoruz gazeteyi diyenler!... Ama öylelerı de var ki, kımı sayfaları kesip saklıyor. Vo da sevdiği yazarların yazılarını toplayıp kitap gibi cıltletiyor. imza günlerinde basılı kltapların yanı sıra gazete kesiklerinden yapılmış ciltlerin de 'mzalanmak üzere getirildiğini gördüğüm oldu. «Cumhuriyet» okurlan yazarlan çalışanları ile «eski», ama günün icinde. buyük ve «genc» bir ailedir. Nosıl bırbirlerine sevgi, saygı dolu ailelerde bir daıyanışma oianca gücüyle kendini gösterir; «Cumhuriyet» ailfesı de ?or gunlerin, dar geçitlerin birleştirdiğl aydın bir topluluktur. Bunun kanıtı da verildi 197172 yıllarında... Gazetesıne nasıl sahip çıkacağını gösterdi okurumuz... Yazarıyla, çalişanıyla bütünleşti. Uvarıcılık. avdınlatıcılık görp.vmi yaptı Yirmı lıro vererek aldığımz «Cumhurlyetsin beğendiğiniz bsğenmediğiniz yanlarını yazın bize... Biz, « n zor s kosullarda Atatürk'ün devrimci yolunda dlrenlçle yürümesinı bılmiş: bu devrimin savunmasını, tanıtılmasını, anlotıirrasmı, en doğru biçimde yorumlanmasını üstlenmiş bir gazeieyiz. Bunu heplnlz billvorsunuz. Bu yüzden de «gazete zammına evet», «siz bir kitap yayınlıyorsunuz» gibi sözlerle bizlere güc veriyorsunuz. İşçisi, görevlisi öğretmeni, memuru, serbest meslek sahibi, tüm bılıncll yurttaşlarımızın «Cumhuriyet»in yanında yer aldıklarını büerek, zor sınavlardan geçerek, güzel yarınlara doğru toplumca ilerleyeceğiz. on günlerde yoğun bir biçimde gündemde olan Kat ma Değer Vergisi CKDV), ticari, sınai, zirai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan mal ve hizmet teslimleri ile ithalatı konusuna alan dolaylı bir vergidir. Konusuna giren olaylan, üretim tüketim zinçirinin her aşamasın da vergilendirdiği için vergi kaybını en aza indiren bir ver gi türü olarak bilinmektedir. KDV'nin vergi kaybını önemli ölçüde önleme fonksiyonu, bu vergınin kendi içinde kurduğu ot.o kontrol (1) ve sistemde yer alan vergiler üzerınde kuracağı vergi ağı ile yaratacağı genel otokontroila yerine getirmektedir. KDV'nin anılan bu fonksıyonunu yerine getirebilmesi, ver gı siiteminde, vergi ıdaresındo, belge ve muhasebe düzeninde, ekonomik ve toplumsal konularda alınacak bir dizi önlemlerle olasıdır. Konumuzu makale boyutları içinde tutmak ve bizce üzerinde en çok durulması gerektiği için burada vergi idaresinde alınması gereken önlemleri belirtmek istiyo ruz. Özetle belirtilmesl gerekirse, KDV'ni uygulamaya geçmeden vergi idaresinde alınması gere ken önlemler şunlardır: a) bu vergiyi uygulayacak vergi daıresi personeli ve yöneticisi ile Maliye Bakanlığının vergi dene timi yapan bütün elemanları, bu vergininı yapısı ve işleyişi konuları ile, bilgisayar konusunda yeterli zaman boyutunda yoğun bir egitime tabi tutul malıdır. b) Vergi İdaresinin Otomasyonu Projesi adı altında yapılan ve vergi idaresinin işlemlerini bilgisayar sistemiyle yürütme amacına yönelik çalışmalar bu verginln uygulanmasmdan önce sonuçlandırılmalı dır. c) Vergi gelirinin toplanmasında görev alan Maliye me murlarımn aylık yetersizliğinden kaynaklanan ve yıllık « b 5 <2 civannda olan işten aynlma oranı, bu personelin görevinin önemine uygun düşecek ücret politikası ile azaltılmalıdır. S Katma Deger Vergisi OTOMASYONA KAVUŞTURULMUŞ BİK VERGİ ŞİŞTEMİNDE KATMA DEĞER VERGİSİ UYGULAMASI KAMU FİNANSMANI AÇIĞINI KAPAYARAK EKONOMİK VE TOPLUMSAL SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNÜ KOLAYLAŞTIRACAKTIR. Hasan CAĞLAR Maliye Bakanhğı Gelirler Kontrolörü desi talebi ile 19731974 yıllarmda 850 bin beyanname verilmiştir. İngiliz Vergi İdaresi bu beyannamelerl inceleme olanağı bulamadığı için, mükellef beyanlannın doğruluğunu kabul ederek işlem yapmıştır. Ülkemizde, KDV'nin yerini aldığı vergilere göre, vergi idaresinin islemlerini yaklaşıls üç kat arttıracağı hesaplanmıştır (2). Perakendeci safhayı da içine alan bir KDV uygulamasının getireceğl iş hacmini, Türk ver gi idaresinin bugünkü personeli ve işlem yöntemi ile eksiksiz ve kusursuz yerine getirmesi zorİEşacaktır. Ülkemizde KDV ve vergi idaKDV'nin uygulandığı ülkelerde, bu verginin çok geniş ta resinin otomasyonu konularmbanlı vergi matrahından dolayı, da yapılan hazırhk çalışmalaVergi İdaresinin iş hacmi çok rı uzun zamandan beri devam büyük boyutlara ulaşmakta etmekte ve aşağı yukarı aynı dır. Konuya, sayısal bir örnek tarihlidir. Türkiye'de KDV fikverilirse: KDV'nin tngiltere'de ri 1970'li yıllarda gündeme gplilk uygulamaya konulduğu 1973 miş olup 1972 yılında kurulan yılında kaldırılf.n vergHerin mü KDV komisyonu, Fransız sistekellefi 80 bin iken, KDV mü mine benzerlik gösteren ilk takellef sayısı 180 bine ulaşmış sarıyı 1974 yılında hazırlamıştır. Yine aynı ülkede vergi ia tır. Bugüne kadar bes tasarı Çünkü mevcut ücret rejiminde her dört yılda bir yaklaşık tü mii yenilenme eğiliminde olan bir kadro ile ek iş hacmi yaratan politikaların uygulanamaya cağı açıktır. En azından yukar da sözü edilen önlemler almmadığı takdlrde, Vergi idaresi güçsüz kalabilecek ve bu güçsüzlüğü gördükçe yaygınlaşan vergi kaçırma alışkanlığı bulaşıcı bir hastalık gibr~tüm vergi mükelleflerine yayılacaktır. Aynca KDV ile ortaya çıkacak yoğun iş hacmi karşısında ver gi idaresinin bu günkü yeterli olmayan etkinliği daha da azalacaktır. hazırlanmış olup, kammızca ek sikliklerine karşın en ileri tasarı 1977 yılında hazırlanan dördüncü tasarıdır. Vergi idaresinin otomasyonu ile ilgili ku ramsal ve uygulamalı çahşmalar 1974 yılında başlatılmıştır. Her iki çalışmada Gelirler Genel Müdürlüğü fonksiyonel bir görev üstlenmiştir. KDV konusunda yapılan çalışmalarda, Federal Alman Cumhuriyetinds eğitilen ilk kademe 60 psrsonelin önemli bir bölümünü oluşturma, Ikin ci kademede (1.500 kişilik personel) eğitiminde görev alma, tasarı hamrlama ve plan oyunu çalıçmalarma katılma bakımmdan Maliye Bakanhğı Gelirler Kontrolörleri aktif görev almışlardır. Aynı Genel Müdilrlüğün organizasyonunda sürdürülen bu iki pro.jeden kammızca uygulama önceliği olan vergi idaresinin otomasyonu projesinde aynı denetim elemanlarından yararlanmak iki sistem arasında eşgüdüm sağlama bakımından yararlı olacaktır. Bilgisayarla desteklendiği tak dirde, KDV'ni uygulayacak Türk Vergi idaresi işletme, ver gisinde geçmişte yaşadığımız başarısızlığa düşmeyecektir. Yine bilgi sayarh bir vergi idaresinde denetim, eğitici ve yol gösterici bir mahiyette devletin menfaatini kollayabilecektir. Aksi halde, verp;i denetiml ve uygulaması, verenden veya vermek zorunda olandan, daha çok vergi almaya yönelik olacaktır. Otomasyona kavuşturulmuş bir vergi sisteminde KDV uygıılaması, kamu finansmanı açığını kapayarak ekonomik ve sosyal sorunların çözümünü kol aylaştıracaktır. (1) KDV'nin kendi içindeki otokontrolu gerçekleştiren en önemli vergi tekniği sadece bu vergiye özgü «verginin sonra dan yetişme etkisi»dir. (2) Maliye Bakanhğı Gelirler Kontroiörleri. O. Karşıyaka, N. Durmuş, İ. Can, KDV. Kanun TasRrısımn Vergi Yönetimine Etküerine îlişkin Rapor Vergi Yönetiminde Plan Oyunu, Ankara 1979. S. 29. «Sayın İlha n Selçuk, 24.1.1982 Pencere Köşenizde TlkTak yazınızı okudum. İlhan Abi konu ettiğiniz moral sorunu İçin sizl tebrik ederim. Morallmiz son derece düzgün. Bak ab| ben PTT'de 13 senedir işci olarak çalışıyorum. Aylığım 17 bin liradır. Ben, allem, annem v 8 dört çocuğum var. E n büyük cocuğum ortaokul blre gldiyor. Ve abicirn benim morall deneyelim: 1 Sobah kalkarım, ayakkabımı glyerken ayağım su aldığı için moralim bozulur. 2 Ceketiml giyerken kolum astar İle kumaş arasına girdiği için moralim bozulur. 3 Elime çantayı alıp pazara gideceğim. Cepte 300 lira var. Ne getireceğim diye moralim bozulur. 4 Tam o anda hanım «Bey, çocuğun maması yok.» demez mi? Burnumdan düşen blnparça. Moralim bozulur. 5 Ben Istemeyerek «Peki» derken, kız cBaba okulo gideceğim hanl harçlık?» demez mi? Kıza 20 lira uzatınca hem benim hem onun moralj bozulur. 6 Öteküer «Baba bize de» derler. Beşer lira dr onlara veririm, moralim bozulur. 7 Hanım o sırada «Bir kllo da fasülye al> der. Pahalı olduğunu biliyorum, moralim bozulur. 8 Pazara glriyorum. Fasulye'nin 170 llra olduğunu görüp vazgeçince, moralim bozulur. 9 Tanıdık birine rastlayıp 300 lira aldım ve trir oh çekip eve geldim, ama moralim bozuk. 10 Eve gelince hanım çantayı alır. İki kllo elma, bir kilo ıspanok, 1 kifo prasa ama fasulys yok. Han) fasulya? «Pazarda fasulye yoktu» dedim. Hanım yüzüme baktı. Ve İlhan abi, yalana alışmadığımız için yalan yüzümden okunuyordu. Moral bir yana, isyan etmemek için kendimi zor tuttum. 11 Akşam olur, kız okuldan gellr «Baba 100 llra yardım parası istediler» Moral bozuk. 12 İihan Abi, bu benim bir günlük bozukluk. Yanl sabahtan akşama kadar moral bozuk. Vallahi bozuk. Abf, 10 yıllık Cumhuriyet okuruyum, sürekii dikkatle köşenizi okuyorum. Ve değerli aydınlatmalarınız için şimdiden teşekkur ederim.» • Okurumun mektubu burada bitmiş gibi görünüyorsa da bitmemiş, maddeler sürüyor. • 13 İlhan abi 24 Ocak günlü yazmızda «Moralim bozuldu mu bir saat ııstası gibi onarırım» diye yazmışsınız. Abi, onarım anahtarının numarasını biz dar gelirli insanlora da bildirin kl belki biz de moralimizl onarmayı başanrtz. 14 Abi, bu yazdıklarımda yalanım varsa, su gibi kanırvı aksın, bu durumdan memnunsam iki gözüm kör olsun. 15 (Bu madde sakıncalı görüldüğünden yayınlanamadı.) 16 Abi, lütfen cevap. 13 yıllık PTT emekçislnin adını ve adresini açıklamıyor, saklı tutuyorum. Nemelazım? okurumun moralini büsbütün bozacak kişiler çıkabllir. Şimdl gelelim vanıtımıza... Bu gibi durumlarda bozulan moralini düzeltmek için okurum gözlerini kapayıp Turgut Özal'ı düşünmelidir. Mora) eğitimi için Öıol'ın reslmlerine bakmak ve konuşmalarım dınlernek gerek. Ekonominin iyiye gittiğini gelecek yıl «Türk Mucizesi» yaratarak Japonya'yı bıle şcşkına çevireceğimizj PTT emekçisl bilmiyor mu. duymamış mı. gazetelerde okumamış mı? • [50 yıoncE ı 5 ŞUBAT 1932 CENEVRE KONFERANSI Cenevre 4 (a.a.) Silahlann sımrlandmlması kon feransı teşkilat hakkmdaki çalışmalarına devam etmiştir. M. Tardfeu'nun teklift Uzerine murahhas heyetlerin reislerinden meydana gelen bir komisyon kurulması laştınlmıştır. kararKonferansın pazartesı günü yapılacak umumi toplantısında îngiliz Hariciye Nazın İngütere'nin görüşlerini anlatacaktır ILAN üikakı için PTT ELEKTRONlK HABERLEŞME CİHAZLARI LABORATUVAR VE FABRİKA MÜDÜRLÜĞÜ . . . 1 Mtidürlüğümüz gereksinimı çeşıth renklerde 500.000 metre tek iletkenli plâstik izoleli kablo yazıh teklif almak suretiyle imal ettirilecektlr. 2 Bu işe alt Teknik ve İdari Şartnameler îstanbul Ümraniye'deki Ünitemiz Malzeme MUdürlüğü'nden 500. TL. bedelle sağlanabilir. 3 Tekliflerin geçerli olabilmesi için satınalmaya katılmak isteyen firmalarm bu işe ait şartnameleri almaları çarttır. 4 İhale 19.2.1982 cuma günü saat 15.00'de 2*nd madde de belirtilen adreste yapılacağmdan istekliler teklU mektuplannın aynı gün en geç saat 14.30'a kadar Ünitemiz Malzeme Müdürlüğü'nde bulunmasını sağlamahdırlar. 5 Teşekkülümüz 2490 sayılı kanuna tabl olmadığmdan Ünitemiz satınalmayı yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. l Günün ilanı DEHŞET, HEYECAN, KİN VE ATEŞ! Şık ve Alkazar sinemalarmda ilk defa olarak şimdiye kadar görülen aşk, ihtiras ve sergiizeşt filmlerinin en dehşetlisi, «Racanın Esiresi»... Sesli, sözlü muazzam eser. Baştan başa dehşet, heyecan, kın ve ateş mücadeleleriyle dolu olan bu film Bornoo adasında hakiki hayvanatı vahşiye arasında büyük fedekârlıklarla tertip edilmiştir. Piyerloti Cad. Dostluk Yurdu Sok. No: 2 Azim Han Kat 34 Cağaloğlu, İstanbul •Orijinal pikajında titiz ve deneyimli, •Karanlık oda bilgisi ve deneyimi olan, •Erkek ise, askerlik görevini tamamlamış adaylann aşağıdaki adrese özgeçmişlerini içeren bir mektupla başvurmalan... REKLAM HÎZMETLERİ VE TÎC. A.Ş. Cumhuriye! Sahlbi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. adına , NADİR NADİ CenelYayınMüdürü: MüesseseMüdürü: Yazı Işleri Müdürü: Basan v« Yayan EM 18000 ADET ŞAMOT TIKAÇ MEME TUĞLASI VE 18000 ADET GRAFİTLİ TIKAÇ KAFA TUĞLASI SATIN ALINACAKTIR. Şartnameler bedelslz olarak aşağıdaki adreslerden alınabilir: 1 Karabük'te Karabuk D. 0. Fabrikaları Müessesesl Tedarlk ve ikmal Müdürlüğümüz, 2 istanbul'da Slrkecl Yalıköşku cad. Yolıköşkü Han Kat: 45'dekl Mumessilllğlmlz, 3 Ankara'da Küçükesat Büklüm Sok. No: 22'dekl Mümessllllğimiz. Isteklllerln şartnamemlz esaslarına göre hazırlıyacakları kapalı teklif mektuplarını en geç 10 Mart 1982 Çarşamba günu saat 14.00'e kadar Karabük D. Ç. Fabrikaları Müessesemiz Haberleşme ve Arşiv Müdürlüğünde bulundurmaları ilân olunur. tBasm: 11035) 940 6 Tamamlayıcj bilgi 35 17 35 veya 35 12 12 / 24 25 numaralı telefonlardan alınabilir. (Basın: 10541) 936 ... HASAN CEMAL | N E UŞAKLIGİL OKAY GÖNENSİN ÇAĞDAŞ YAYINLARI Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. Posta Kutusu: 246 ISIanbul Tei: 20 97 03 (5 Hat) Ord. Prof. Dr. H. V. VELİDEDEOĞLU TÂPULAMA İLÂNI TAPU VE KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN Sivas iline bağlı Kangal ilçesinin Belediye hudutlan dışında kalan yerlerdeki (Bütün bucaklar ve köyler dahil) taşmmaz malların 28.8.1966 gün ve 786 sayılı Tapulama Kanunu'na göre tapulamalannın yapılacağı ilân olunur. CBasm: 10803) 934 AİLENİN ÇİLESİ BOŞANMA Yalnız hukukçulann değil, okuması gerekli bir yapıt. bütün yurttaşların BÜROLAK • ANKAHA:KonurSokakno:24/4Yenlşehlr •Tel: 17 58 25 17 58 66 Idare: 18 33 35 • İZMİR: Halit Ziya Bulvarı No: 65/3 Tel: 2547 09 13 12 30 • ADANA: Atatürk CackJesl, Türk Hava Kurumu Ishanı Kat 2 Tel: 14 55019 731 EDERİ: 200 LİRA NOT: Tek kitap isteklerinds. ödemeii yerine. kitap bedeliue 40 Hralık PTT giderini ekleyerek, pul yollamak okurlarımızm çıkanna olur. İsteme adresi: Çağdaş Yaymlan Türkocagı Cad 39 41 Cağaloğlu İSTANBUL TAKVtM İMSAK 657 GONEŞ 8.06 . ÖÖLE 13.28 İKİNDÎ 16.12 5 ŞUBAT 1983 AKŞAM YATSI 18.30 20.0»
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle