19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 ABANCI dil öğretlml ve eğltlml Içln tüm dünyada, özellikle son yıllarda, gittikce artan yoğunlukta bir cabanın harcandığı «aptanmaktadır. Dillerinin öğretilmosine katkıda bulunmak üzere gelişmiş üikeler görülmemlş bir etkinlıkte cahşarak, en son tekniklerle, en yenl buluşlarla donanmış bir sanayi oluşturmaktalar. Yayınevleri birbirleriyle yanşırcasına her yıl yenl kltaplar ve araçlar üretmekte, yabancı dil öğretenler sürekll eğitilmekte, kendllerlnl yenllemekteler. Tanıtılan değişik yöntemler uygulanmakta ve satılmaktadır. Kteacası, milyonlarca öğretmen yabancı dil öğretmeye calışmakta, milyarlarca öğrencl yabancı dil öğrenmeyo calışmakta, bu erek uğruno da büyuk paralar harcanmaktadır. «Neden bütun bunlar? Sonucta istenen, beklenen, •ld« ecfllsn ne?» sorularını yanıtlamadan önce, toplumda dllln yerl ve Işlevlni Irdelemekte yarar vardır. 10 ŞUBAT 1982 Y Dil ile Kültür TOPLUM BİREYLERİNİN YABANCI DİL BİLMELERİ, ÜLKE İÇİN ÇOK YARARLIDIR KUŞKUSUZ. ANCAK BİR BAŞKA TOPLUMUN KÜLTÜRÜNÜ ÜSTLENMEK KIVANÇ VERİCİ DEĞİLDİR. Ayseli USLUATA Boğazlcl Üniversitesi ÖnLisans Yüksek Okulu Öğretim Görevüsl kanlıklar dlzisl olur. Ikınci bir dil öğrenen kışi değişik kavramları, algılama biçlmlerinl, tletışim türlerıni, etkinliklerlnl, kısacası iklncl bir kültürü özümler. Yabancı bir dil öğrenen bir klmse o dlll konuşan toplumun kültüründen, etkisınden bağışık tutulamaz. Yabancı dil öğretlmi de böylece yabancı bir yaşam blciminl ve görüş açısını yüklemek anlamına gellr. Yenl bir dili özümlemek, yeni bir kültürü kabul etmeyl de bırllkte getlrir. Yenl, yabancı bir kültürü kabullenme psikolo|lk ve sosyolojik sorunlar yaratır kuşkusuz. Kişl kültürel acıdan belirll tavır, beklentl ve becerilerle gelişmiş, bir klşlllk kazanmıştır. Yabancı dil öğrenmede ise dil İle kültür arasmdaki bu bağlılaşmadan ötürü. bir başka ulusun kültürünün özümseme anlamı bulundugundan. belirll kişllik ve alışkanlıklar kazanmış kışllerde, kendl özgün kişiliklerini korumak amacıyla, yabancı dil öğreniminde uzmanların, «bir başka kişlllğl öykünme» dedlklerlne karşı bir direnme görülebllir. Anadillnden uzaklaşma, kişinin özdeşllğini yltlrmesi, klmliğinl yltlrmesi, kültürünün ürünü olan klşillğlnden uzoklaşması anlamına gelebillr. Kendl dlllne bağlılığı kişlyl yabancı dlle karşı dlrenmeye, karşı tavır almoya Itebllir. Oll öğreniminde ve kullanımında, zekanın fitesinde, yukarıda bellrtllen toplumsal tavır ile özdeşleşme önemlidlr. Klşi cevresinln üyesl olma Isteğiyle davranışlarını, konuşmasını cevresinl öykünerek düzenler. Klmi klşller başka anunla kurulan veya tüzel kişlliğe sahip emeldi sandıkJarı tarafuıdan b'denen emekli, maluliyet, dul ve yetim ayhklan, Gelir Vergisl Yasasında belli edilen bazı kayıt ve koşullarla ötedenberi Gelir Vergisı kapsamı dışında bulunmaktadır. Bağışıklık koşullannda 24.12.1980 gün 2361 sayılı yasa ile yapılan düzenleme ve bu düzenlemeyle ilgili olarak yayınlanan 128 mımaralı Gelir Vergisi Genel Tebligl ile tüzel kişiliği olan birden fazla emekli sandığından aylık alanlann aylıklarından eskiden oldugu gibi emekli sandıklarınca vergi tevkifaü yapılmayaca gı, bir takvim yılı boyunca alınan aylıkların, yasada belli edilen hallerde alanlarca takibeden yılın Mart aymda beyan edileceği esası getirilmiştir. Buna göre, emekli, dul ve yetimler 1.1.1981 tarihinden bu yana tüzel kişiliği olan muhtelif emekli sandıklarından aldıklan aylıkların toplamını, lüzmet süresi ve aylık seviyesi aynı olan Devlet memurlarma ödenen aylıklarla karşüaştıracaklar, fark olması halinde, aşan kısmı, ücret olarak, G.VJC. 95/3 uyannca 1982 yılı Mart aymda yıllık beyanname ile beyan edeceklerdir. örneğin, lise mezunu emekli memur 1981 yılının son altı aymda iki özel emekli sandığından 25 bin lira aylık almış, buna karşılık hizmet süresi ve aylık seviyesi aynı olan lise mezunu Devlet memuru emeklisinin aylığı o dönemde 15 bin lira ise, aylık fark 10 bin lira hesabıyla (10 bin x 6 ay = ) 60 bin liradan GVK'nun 31. maddesindeki genel ve özel ın dirimler dikkate alındıktan sonra kalanı özel sandık mensubu emekli tarafmdan Ucret olarak beyan edilecektir. Yasadaki «aynı aylık seviyesi» de yiminden ne anlaşılması gerek tiği konusu, yükümlülerce kararsızlığa neden olduğundan konunun bir örnekle açıklanmasında yarar vardır. Bilindiği gibi, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda memurlar sınıflara ayrılmakta, sınıfların öğrenim durumlarına göre giriş ve yükselebilecekleri derece ve kademeler ay nı yasanın 36. maddesinde gösterilmektedir. örneğin dört yıl bir kültüre daha kolay uyarlanırlar, kimileri ise yabancı kültürü yadsıriar. Toplumsal yaşantıda, kimileri ıçinde bulundukları toplumun üyesi olmayı cok önemserler, üstün tutarlar, kımllerl İse değişme özleml içindedirler (eğıtımle, evleneıek ya da göc ederek); Kimileri de bir tek toplumun değil, değişik toplumlarin uye. si olma isteğindedirler. Kendı toplumlarını önemseyenler esnek sayılmazlar; kendi îoplumlarını yadsıyonlar ihanetle suclanırlar; değişik topiumlara gırmeye çalışanlara ise kuşkuyla bakılır ve bu kışılerde birblriyle carpışan ıkl kişilık oluşabilir. ikl kültürlü kişl kendlsinl ıki kültüre de kabul ettlrmek lcln konuşmasının oyrımsanmamasına, davranışlarında ayrılık görülmemesıne özen gösterecektir; bunu erişkin kışi karar vererek, çocuk ise bllincsiz yapar. Cocuklar buyüklerl örnek olırken klşlliklerinin yoterınce gollşmemlş olması nedeniyle yem davranışlarla değerleri rahatlıkla yüklenirler. Dil öğrenmede yaşla orantılı bir düşüş saptanrnasının bir nedenı de Işte bu gelişmiş klşiliğin yeni bir örneğe uyarlanmasındokl güclüktür. Bir toplumun üyesl olan, başka bir toplumca kabul edllmek lc'n caba göstermenin yararsızlığına inanan, yabancı dllin sergllediğl yaşam türüne, bir başka kültüre karşı dlrenen kişiler yabancı dil öğreniminde başarısız olafallirlor. Bu durumda, ulusal tavır yabancı dil öğtlmini büyük ölçüde etkiliyor. Bir ulus yobancı dil öğrenlmine neden gerek duyar? Ülkeds yabancı dil eğltiml ekonomik, topiumsal ya da «lyasai bir zorunluluk mudur? Yabancı dil klme, ne zaman ve neden öğretilecektir? Başka bir deyişle, ulusal eğıtımde yabancı dil arac mı yoksa amaç mı olacaktır? Toplumun beklent'Sİ ile gereksınimi, yabancı dill ana dill gibi konuşan, yabancı bir kültürü şaşırtıcı biCimde özümlemiş kışilenn yaratılması mıdır? Böylesine bir yetkinlik toplumu mutlu eder mı? Yoksa yobancı dil sanayi, tıcaret, sanat ve bilim icin bir araç olarak mı kullanılacoktır? Ülkenin oncelikle bu soruları yanıtlayarak bir karara varması ve amacı saptaması gerekir. Cün kü, T. S. Elıot'un da belırttığınce, dışarıdan kendisi bir katkıda bulunmaksızın kültür alan ülke de, karşılığında bir şey kabul etmeksizın kültür yüklemoyı amaclayan ulke de sonuçta bunun sıkıntısmı ceker, zararını görür. Toplum bıreylerinın yabancı dil bilmelerl, ülke icin cok yararlıdır kuşkusuz, ancak bir başka toplumun kültürünü üstlenmek kıvanç verıci bir durum değıldır. Yabancı dil öğreten bir kımsenın, dılle birlikte yabancı bir kültürü de oğrettiğı gerceğınden yola cıkarsak, yabancı dil öğretıcılerının ozen göstermeleri, vurgulcmaları gereken noktalar şöyle belirtilebilir: Öğreticı ilk olarok yaratacağı gorüntüyle öğrencınin icmde yaşadığı topluma ters düşmeyecek bır ornek vermoye calışmalı. İkincisi de; yabancı dili, öğrenenlerin toplumuna, kültürüne uyarlaınaya cahşarak öğretmeyi gercekleştirmelidir. Burada, anadildeki olgunluğun, kimi kez yabancı dil cğrenmenin anadill üst düzeyde öğrenmeye yardım ettıği. başka bir deyişle, yabancı dil öğrcnimının anadılin olgunlaştırılmasıyla birlikte gittıği vurgulanabilecek gerçeklerdır. Ed'nilmis alışkanlıklar İle yabancı bir kültürü, değişik bir yaşam bicimini özümleme crasındaki catışma, kendi kültürlerinin yerınl olmayacak, dile uygun yeni kavramlar ile davranışları tanıtacak bir yabancı dll eğıtimiyle azaltılabilir. Yobancı dil eğıtimlnde güdümleme Iş bulma, yolculuk, o dilde kıtap okuma, cevıri yapma ya da akademik zorunluluk olarak saptanırsa, yabancı dilln arac olarak bu işlevlerin yerine getirılmesindeki etkinliği, yeterlik ya da yetkinlik ölçütü sayablliriz. Temel Soru ve Sorun... nayasalan suclamak, Anayasaları yüceltmek, Anayasaları boşlamak... Her ücu de olasıdır. , Toplumsal koşullar fırsat soğladı mı neler yapılmaz? Ama bütün bunları bir yana bırakarak 1982'de Türkiye icin bir Anayasa yazalım desek nasıl bir yöntem uygularız? Hani toplumun gereksinmelerine yanıt verecek ve uzun süre gündemde kalacak bir Anayasa düşünüyorsak, birinci maddesinden sonuncu maddesine değin tümcelert yazarken hiç de özgür olmadığımızı düşunmellyız. Çünku yazacağımız Anayasa hem uygarlığa hem Türk toplumuna yakışır olmalıdır. Yazılı bir Anayasası bulunmayan İngiltere'den Manş'ın ötekl yüzündekl Fransa'ya, Federal Almanya'dan Okyanus ötesindeki AmerH ka'ya değin öiendiğimiz Batı'nın tüm Anayasalarında fıkır ve vicdan özgürlüğü geçerlidir. Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi (ki biz bu sözleşmeye bağlıyız), Helslnki Sonuc Belgesi (ki belgey! onaylamışız), bir Anayaeal düzende gerekli kuralları saptamışlardır. Bu bir... ikincisi: Türkiye Cumhuriyetı Devletinin tarihinden kaynaklanmış temel ilke ve kurallardan vazgeçemeyiz. Bu kurallar Ulusal Kurtuluş Savaşı ve Atatürk devrimlerinin Anayasa'ya yazdığı tümcelerden oluşuyor. En başta cumhuriyetciNk var; laiklik var; bağımsızlık var; var, var, var... Demek k! yozacağımız Anayasa, insanlık ve Türkiye tarihinden gelen kalıtımı yadsıyarak kâğıda dökülemez. A | 011, genel anlomda alındığında, bir toplumun belirll yönlerlnl, görtinümlerinl, dünya görüşunü acıkloyan bir araçtır. Sözcüklor o dlll konuşanlorın llgllerlnl, deneylmlerlnl, cevrelerinl yansıtır. Sözcüklerln gerlslnde toplumsal davranışlarla eylem dlzilerl yatar. Konuşmaya, toplum8allaşma süreclnln bir parcası olarak bakılır. Toplum lcinde öğrenllen dllle blrllkte toplumsal değerler de kazanılır. Bu nedenle dlll toplumun Icerlğlnden arıtmak olanaksızdır. Dil İle o dlll konuşanların Inancları, değer ölcülerl, gerekslnlmlerl arasında karşılıklı etklleşlm vardır. Toplumu etklleyen, koşuilandıran bir arac da sayılabllir dil. Bir dili konuşanlor, başka bir dlll konuşanlardan oldukca değlşJk düşünce ve duyguları paylaşırlar. Bir arada yaşayon, bir dill konuşanların kültür blrıfğinl oluşturduğu gerceğinden yola cıkarsak, dill kültürden ayırmak olanaksızlaşır. Kültürü belirll bir yaşayış biclml olarak aldığımızda, dil kültürün anahtarı, kültürü açıklayan, eürdüren, kuşaktan kuşağa geclren temel arac olur. Kültür de yanında gelmeksizin yabancı bir dil öğrenilebilir mi? Dil öğrenme, kültürleşmenin bir sürecidlr. Kendl dilinl öğrenen bir cocuk, kendi kültürünü öğrenir. Dil de bir alış OKTAY AKBAL İVİT HflVIR 5 Sen Gercek Yaşama Bak! K İŞMANLAR sevlmlidlrler. Oliver Hardy'l anımsayın. Hoşgörülü, anlayışlıdırlar işin hep bir «iyl» yanını bulurlar. Kendilerini hıc sıkmazlar, «Beşuş» bir yüzle dolaşırlar. Konuşurken de hic telaşlanmazlar, pek öfkelenmezler, bu yüzden de güven uyandırırlar, sözlennı dinletirler. Oevlet Bakonımız Sayın Turgut özal böyle birl Işte. Almanlann ünlü Iktisatcısı Dr. Erhard da şişmandı, ağzmdan püro düşürmezdl. Gercek bir muclze yarattı Almanya'nın ekonoml yaşamında. Şlşmanlıktan başka bir benzerlikleri de, ikisinln de iktlsatcı olmaları... Ne var ki benzerlik orda biter gibi. Dr. Erhard tam başarı kazandı, ama Bay Özal başarısının neresinde, bilmiyorur. Kendisine ve hararetll yandaşları Iş adamlarına sorarsanız tYakında Japon mucizasl»nl yaratacağız. Gecenlerde böyle bir iş adamıyla konuştum, «Adamın eteklerlnl çekmesenlz cto Işini tamamlosa» dedi. Arap ülkelerinde «iş» yapan bir kişl bu. Dolayısıyla Bay Özal'ın ekonomik slyasasınm yanında, durumdan da elbette cok memnun. Parls'te on Ikl bin frankla yaşamını sürdüren bir gazetecl söz konusu oldu. Hepimiz bu kadar cok parayla Paris'te ne güzel yaşanır derdlk, oysa bu iş adamı «Bu parayla yaşanmaz, yetmez» demez ml? Ölcü sorunu kimine göre öyle, klmlne göre böylel... Paranın değerinl yltlrmesl gecen yıllarda yOzde yüzü bulmuş, bu yıl yüzde otuz beşmiş... jşte mucize denen şey bu! Evet, önemli olmasına önemll ama ne pahasına? Acılar, gözyaşları, yoksullukların artması bedell değil mi bunun? Yakınlarını besleyemediği icin canına kıyanlar, pencereden, köprülerden atlayanlar, her gün kahrolanlar, onları düşünmek yok mu? Gecenlerde Bay özal, bir görevllnin mektubunu okudukton sonra gözyaşlonnı tutamadığını söylemlştl, Gazeteye gönderilen «Sıkıntı» dolu mektupları ckusa sabahtan akşama kadar ağlayacak demek! Bizler de yazar, gazetecl olarak aynı gözyaşları ve acı denlzinde yolculuk ettlğimizden vurdumduymaz mı oiuyoruz nedir, yurttaşın acılarına alış mış, ya da kanıksamış durumdayız. Danışma Meclisi'nin bayan üyelerinden DPT uzmanı Tülay Önay bakın ne demiş: «Endeks rakamlarıyla Insaniarm harcamalarını yaparken karşılaştıkları durum arasında büyük farklar vardır. Bugün vatandaşın harcamaları lcln en önemli yerl tutan mesele, klra harcaması, okul harcamaları, şehirlerarası ulaştırma masrafları, dolmuş flyatları, havagazı veya tüpgaz fiyatı bu endekslere dahil değildlr» Bu endekslerde tüketicinin pek kullanmadığı cinko, kalay, kurşun vb. maddeler yer almış... Bayan Öney'in sözlerini bütünüyle okumakta yorar var: «Deneblllr kl endesks hep aynı endekstir ve bu endeks 1980'de yüzde 100 ortış göstermiş, 1981'de yüzde 35'lerde kalmıştır. Dolayısıyle bu bir başarıdır, ama vatandoş icin pek anlamı olmayon bir bilimsel doğrudur bu. Bu nedenle de endeks artışı 1980'de yüzde 100 Iken vatandaşı ne kadar sıktıysa, bu artış 1981'de yüzde 35e düştüğü zaman do votandaş aynı derecede sıkıntıdadır. Soruyorum şlrtıdi, endeks artışı düştü diye kimin refah sevlyesl artmıştır» Sözü uzatmaya gerek var mı? Herkes kendini, kendi Gilesini, cevresıni düşünsün. Bir yıl, Iki yıl, beş yıl, on yıl önceye oranla nasıl yaşıyor, nasıl geclnlyor? «İşlnl yoluna koymuş» büyük paralar kazanmasını bllmiş olanlara sözüm yok. Her dönemde öyleleri vardır, var olacaktır. Ben gellr düzeyl, kat kat artan pahalılık cizgisi ile yarışomayan, boyuna gerilere düşen insanlanmızdan söz ediyorum. Bugün ayda on Iki bln lira alan öğretmenler. nıemurlar var! Yan desteklerle haydl on beş bin als'nl Bir aıle relsi bu parayla ailesini gecindiremez Olsa olsa süründürür, türlü acılar cektlrlr. Her ailede en azından üc dört kişl calışsa da elde edllen sonuclar. on yıl ,yirml yıl önceki bir tek klşinln kazancıyla sağlanan yaşama düzeyinin yine de altındadır. Bunu herkes kendi deneylmleriyle bilmektedir. Öyleyse Japon mucizesi, sihirli iktlsatcı'ık. yılın adarm olmak, büyük başarı kazanmak sözlerl gündelik yaşamın katlanılmaz sıkıntılarını ceken yurttaş da tatsız bir masal etkısl yapıyor. Kızmak şöyle dursun, gülemiyor bile bu tür sözlerel... Kı?sa ne yazar, gülse ne yazar!... Yurtfaş nasıl olsa Ipin ucunu kacırmış. Paralar ufaldıkca, o denli etkisinl de yitirmiş. Cebine bin llra koyarak pazara giden kişi bir kilo kıyma, ikl ekmek, Ikl kllo sebze, meyve alıp evlne dönmek zorunda... Günde bin liradan ayda ne eder yalnızca yiyecek gideri? Ya öteki giderler; ya kira, ya okul, sağlık glderleri... «Dön baba dönslim» çıkmazından nasıl kurtuluruz? Önce öyle «Mucize'ler yaratan doktom öykulerlni bırakmakla; gercekleri görmekle, neylz ne değiliz, ne yaptık, ne yapabiliriz diye kendlmizi bllmekle; gercekleri tum acılarıylo da olsa halktan glzlememekle; kısa sürell umut ışıkları yakmamakla; en önemlisl de tblrl yer birl blrl bakar» durumlar yarutmamakla... Yoksullukla, zenginlikte belirli oranlarc'a eşitlıği sürdurebilmekle... «24 Ocak kararlarını bayram günii olarak kutlayalım» gibi savlar ortaya atmamakla... Halkı boyuna aldatılacak bir saflar yığını sanmamakla... Özel Emekli Sandıklarından Aylık Alanlar ÖZEL EMEKLİ SANDIKLARINDAN 1981 YILI İÇİNDE, KENDİLERİNE VERGİ KESİLMEDEN ÖDEME YAPILAN KİŞİLERDEN BAĞIŞIKLIĞI AŞANLAR BU YIL MART AYI İÇİNDE BİLDİRİMDE BULUNACAKLAR. emekli, malul, dul ve yetimlerin beyanname verilmemesi, yanlış beyanda bulunulması gibi durumlarda yaptırımla karşılaşma korkusu altında bı rakılmayacağına, eskiden olduğu gibi sandıklarca vergi kesintisi yapılması usulüne yeniden dönülmesiyle Vergi îdare sinin de binlerce kişiyi beyanname verip vermedikleri yönünden takip etme külfetinden kurtarılacağına işaret edilmiştı. (Cumhuriyet. Vergiier ve Sorunlarımız. 15 Şubat ve 15 Mart 1981 s. 8). XXX Bir yıllık gecikme ile de olsa, Maliye Bakanlığı 17 Ocak 1982 günlü Resmi Gazete'de ya yınladığı 134 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliğiyle, bu tür emekli sandıklarından emekli aylığı alanlann bundan böyle istisna miktarını aşan kısmı ücret olarak yıllık Gelir Vergisi beyannamesiyle beyan etme,yeceklerini, eskiden olduğu gibi, aylık ödeyen sandıklarca aylığın ödenmesi sırasında GVK'nun 94, ve 104. maddelerj uyarmca vergi tevkifatl yapılacağını tebliğ etmiştir. An cak tebliğin yürürlük tarihi 1 Ocak 1982 olduğundan, 1.1.198131.12.1981 döneminde ilgili san dıklardan vergi tevkifatını yapılmadan alınan ve istisna mik tarını aşması nedeniyle ücret olarak vergi kapsamında olan ödemeler için yukarıda verdiğımiz örneklere uygun olarak düzenlenecek beyannamelerin 1982 yılı Mart ayında verilmesi gerekmektedir. Yeni uygulamaya göre, Devlet Memuru ile kıyaslama sonunda bulunan istisna tutarının 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20. mad desine göre kurulan özel emek li sandığı tarafmdan yapılan ödemeden yüksek olması halinde, artık istisna miktan öbür emekli sandıkları tarafmdan yapılan ödemelerde dikkate alınacak, aşan kısım GVK'nun 94. ve 104. maddeleri uyarmca tevkif yoluyla vergılendirilecektir. Arta kalan istisna miktarını gösterir bir bel genin Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20. maddesine gö re kurulmuş sandıktan almarak, öteki sandığa ıbrazı gerekmektedir. Bu vergileme sırasında aylık alanların vergi karnesi ibraz etmemeleri halinde GVK'nun 31. maddesindeki indirimler dikkate alınmayacağından, vergi karnelerinin aylık alınan özel emekli sandıklanna ibrazı ilgililerin yaraıiarına olacaktır. Uluer ARAL Maliye Bakanhğı Müşavir Hesap Uzmanı süreU yüksek öğrenimi biürenlerln giriş derecesi dokuz, kademesi bir, yükselebilecekleri derece ise, birinci derecenln son kademesidir. Buna göre, dört yıllık yüksek öğrenim gör müş bir memur 28 yılda normaı terfilerle birinci derecenin son kademesine kadar yukselebilmektedir. Yasada ayrıca (Md. 36 ortak hükümler) hangi elemanlara ek olarak derece ve kademe ilerlemesi verüe ceği belli edilmektedir. XXX öte yandan, T.C. Emekli Sandığı Kanununa göre, Devletten emekli, maluliyet, dul ve yetim maaşı alanlar içın halen yürürlükte olan «Emekli aylığı bağlanmasına esas ay lığa ait gösterge tablosu« 24.12.1980 gün, 2363 sayüı kanunun birinci maddeslndedir. Kanuna göre, bu gösterge tablosunda her derece ve kademe içln sap tanan gösterge rakamlannın her yıl Bütçe Kanununda tesbıt edilen kat sayı ile çarpılması sonucu bulunan tutar, £iilı ve itibari hizmet toplamı 25. yıl olanlarda yüzde 7ü, yırmibeş yıldan az olanlarda her tam yıl için yüzde bir eksiği, fazla olanlarda her tam yıl için yüzde bir faziası üzerınuen hesaplanmaktadır. Bu gösterge tablosuna gore, dört yıl yüksek öğrenim görmüş 25 yıllık Devlet Memuru 895 gösterge üzerinden emekii maaşı almaya hak kazanmaktadır. 23 katsayıya göre emekli ma aşı ise: 895x25=22. 375xyüzde 70 = 15.662 TL. olmaktadır. Özel sandıktan emekli maaşı olarak 25 bin lira alan, hizmet süresi ve aylık seviyesi aynı olan şahıs ise, bu duruma göre, aylık 15.662 liralık istisnadan yararlanacak, kalan aylık 9.338 liradan, alınan aylık sayısına göre GVK'nun 31. maddesindeki genel ve özel tndirim lerden yararlanarak kalanı ücret olarak beyan edecektir. Çalışılan süre 25 yıldan az; ömeğin 20 yıl ise, Devlet memuruna bağlanan aylık (örneîc te 15.662. TL.) 25"e bölünecek çıkan rakam 20 ile çarpılarak istisnadan yaralanılacak aylık tutan bulunacaktır. Bu tür hesaplamaların vergi ile ilişkisi bulunmayan kışiler tarafmdan sağlıklı bir biçimde yapılmasının, karşılaştırma sommda fark çıkması halinde, ayrı bir uzmanlık isteyen Gelir V8rgisi beyannamesi düzenlenmesınin zorluğu meydandadır. Yıllar boyu ücretleri nedeniyle eksiksız vergi ödeyerek Devlet Hazinesine katlada bulunmuş olan bu geniş kitleyi gerek emekli, maluiiyet, dul ve yetim aylıkları, (GVK. Md. 13/11) gerekse ikramiye ve toptan ödenen tazminat farkları (GVK. Md. 25/3) dolayısıyla yıllık Gelir Vergisi beyarmamesi verme zorunluluğu ile karşı karşıya bırakmanın yerinde bir uygulama olmadığına yaklaşık bir yıl ön ce bu sütunlarda vergi ile ilgıH soruları yanıtlarken değiumış; birden fazla yerden ayhk, ikramiye ya da tazmmat almmasında yasanın amacına uygun olarak bu ödemelerin tamamını kavrayacak biçimde, birden fazla yerden ücret alanlara uygulanan yönteme koşut bir yöntemin bu yükümlülere de uygulanabileceğine, böylece İklncl Abdülhamlt, 1876 Anayasası'nın başmlmarı Mithat Paşa'nın defterini dürdü: Anayasa'yı da rafa kaldırdı; 33 yıl diktasını sürdürdü; ama gözlerini kapatırken padişah değil kocaman bir sıfırdı. 1921 Anayasası Ulusal Bağımsızlık Savaşı'nda kotarıldı. Sonra Cumhuriyet devletinin Anayasası oldu. Atatürk; devrimlerınl gercekleştırdikce, Kemalizmin ilkelerini Anayasa'ya bir bir yazmaya yöneldi. Cumhuriyetcilik önce gercekleşti; laiklik ardından geldi; halkcılık, devletcilik, milliyetçilik, devrimcilik ilkeleri de Atatürkcülüğün Anayasası'na yazılınca devlet hukuku bütünlendi. Anayasa'nın toplum ve devlet yaşamında uygulandığı dönem Atatürk'ün yönetimindeki 15 yıldır. Çok partıli döneme gectikten sonra Atatürk'ün Anayasosı hasır altı edildi. Bir Anayasa düşünün ki temel ilkeleri kâğıt üzerınde kalmıştır. Devletcilik kural Iken özel teşebbüscülük frensiz güclerinl uygulamaya koymuştur; laiklik llkesi ayaklar altına alınmıştır; devrimcilik sözcüğü yasaklanmıştır. 1960'ta bu dönem de noktalanmıştır. Ne var kı 1961 Anayasası halkoyuyla benimsendikten sonra. tam 19 yıl coğu ilke ve kuralıyla uygulanmamış, Anoyasa'yı suclomak ve boşlamak bazı cevrelerde sıyasal yatırım olmuştur. Ama bütün bunlar yaşanmıştır. Cumhuriyetcilik ortık gerıye dönülemez bir ilkedir; sosyal devlet kavramı 1961 Anayasası'nın eayfalarından kitlelere yansıyon yurttaşlık bilincine dönüşmüştür. Sendikal hakların emekci kesimlerinde benimsenmesi de Anayasal hukukun hayat der6lerlyl6 olanak kazanmıştır. Ülkemizde lerör salgını yaşandı diye temel haklardan vazgeçemeyiz. Terörün bedeli toplumun iki yür yıllık tarihi boyunca adım adım kazandığı ve benımsedıği haklarından soyutlanmasıyla ödenemez. Bu tutum, terörü cezalandırmak yerine toplumu cezalandırmak olur... kl cıkar yol değildlr. • • • • Anayasa. toplumda lc barış ortamında sağlıklı bir halk oylamasına dayanmalıdır. Gecmişteki bütün kavgaları unutarak geleceğe yönelik barış toplumu olmak istlyor muyuz? insanlığa ve ulusal tarihimize yakışır b>r hukuk düzenl icinde yaşamak amacımız mıdır? İşte temel soru ve sorun... (5OVLQnCE) (Cumhuriyet 10 ŞUBAT 1932 ŞEKER BAYRAMI DOLAYISIYLA GAZETEMİZ BUGÜN YAYINLANMAMIŞTIR Cumhuriyet SahlbF: Cumhuriyet MatbaacılıkveGazetecilikT.A.Ş. adına NADİR NADİ Cenel Yayın Müdüril:, Müessese Müdürü: . Yazı Ijleri Müdürü: Basan vs Yayan BÜROLAR GÖSTEHfc SANATEDEBİYAT dünya şiirini tanıtıyor Şubatsayısında Sait Maden HASAN CEMAL EMİNE UŞAKIICİL OKAYCÖNENSİN bilmerk Cumhuriyet Matbsacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. PosU Kulutu: 246 İstanbul Tel: 20 97 03 (6 Hat) BİLGİSAYÂR öğretiyor... Hafta sonlarıTürkçeolarak verijepve 16 35,yaş arası her yaş veuhsil düzeyinde kişileregörehazırlahmış olan BİLGİSAYÂR SEMİNERLERİMİZE katılın. BİLGİSAYÂR ÇAĞINDA BİLGİSAYÂR ÖĞRENEREK, gelir ve yaşam düzeyinizi yüksdtin, çcvrcnizde SAYGINLIK kazanın. RPGII PROGRAMLAMA SEMİNERİ I ANKARA:KonurSokakno. 24/4 Yenişehlr > İZMİR: . Hallt Zlya Bulvan No: 65/3 Tel: 17 58 25 1 7 58 66 Idare: 18 33 3? I. E. T. T. İşletmeleri Genel Müdürlüğünden Topkapı, Bağlarbaşı, Levent, Şişli garajlarının çatı onarımları yaptırılacaktır 1 Yukarıda bellrtllen Iş flat ve teklif isteme usulüne göre Ihaleye cıkarılmıştır. 2 Bu Işe ait şartnameler Metrohan 1. Kat Merkez Veznesindon 1000'er TL. bedel karşılığında almablllr. 3 Tekllfler şartnamesl esasları dahllinde hazırlanarak şartnamedo yazılı kanunl nispetlerlne göre hesap edileceği geclcl güvenceslyle birlikte 18 mart 1982 günü saat 15.00'e kadar Metrohan Levazım Müdürlüğu inşaat Kısım Şefllğlne elden verllecektir. 4 ihaleye Iştirak etmek Isteyen firmalar eksiltme çartnomeslnln 5'nci maddesl gereğlnce ihaleye Iştirak belgesi almak üzere en geç 26 şubat 1982 günü saat 17.30'a kadar Metrohan 3. kat Yapı Bakım Onarım Dalre BaşkanlıgYna başvuracaklardır. (Basın: 11139) 1082 Tel:2547 09131230 • ADANA: Atatürk Caddesl. Türk Hava Kurumu Işhanı Kat 2/3 Tel;U5501973l 10 ŞUBAT1982 İMSAK 922 OONEŞ 8.00 OâLE 13.28 İKİNDİ 16.17 AKŞAM 18.37 YATSl 20.0!) Bilgisayar (Computer) dalında Türkiye'de en yaygın. ve geçerli RPG II PROGLAMLAMA Dilinin ögretileceği bu seminer, Bilgi Ijlem Sistemleri Tanılımı ve Bilgisayar'a Giriş ife takviye edilmiştir. IBM 3742 DİSKET OPERATÖR EĞİTİMt Asgarî orta okul mezunu adayların kabul edileceği bu seminer, tamamen makinebaşı eğitimi olarak verilecektir. »İnönü Cad. Ankara Palas Apt^7/9 Ayazpaşa İstanbul ' . Tel :.43S7 7 6 « S 7 7 7 ' İLAN tST. 12'NCt SULH HUKUK HAKİMLtGtNDEN 982/6 Tereke Beşiktaş Nüfusuna kayıtlı. Ibrahim İhsan Esiner oğlu, Emine Kadriye Esiner'den doğma 1933 DJu ve Elmadag, Cumhurlyet Caddesi No: 20'de iş yapar, Bebek, Cevdetpaşa Caddesf, Günaydın Apartmanı, C Blok Daire 7'de ikamet etmekte Iken 24.12.1981 tarihinde vefat eden müteveffa HASAN EROL ESİNER hakkında verilen karar gereğlnce: MUteveffa'nın alacaklı ve borçiularınm alacak ve borç larmt M.K."nun 561'inct maddesi mucibince kefalet sebeblyle alacaklı olanlar da şamil olrnak kaydı iie ıları tarihin den itibaren 1 ay içersinrte alacak ve borçlarını dettsre kayıt ettirmeleri aksi takdirde M.K.'nun 559'uncu maddesl mucibince alacaklarını vaktinde yazdırmayan alacaklıların mirasçıları ne şahsen ne de terekeyi izafetle takip edemiyecekleri hususu tebliğ olunur. 8.2.1982. (B. 1165 1091))
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle