Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhurıyet 2 OLAYLAR VE GÖRÖŞLER 28 ARALIK 1982 ilindiğl glbl, ülkemizde «Kat Mülkiyeti Yasası* 15 yılı aşkm bir süreden beri uygulanmaktadır. Ama, öyle uygulanmıştır ki, bugün apartmanlarda oturanlarm üçte biri, şu ya da bu nedenle yargı kurumlarında hak arar duruma gelmişlerdir. Özellikle, büyük kent lerde apartman dairelerinde oturmak, reklâm spotlanna yansıyacak ölçüde, ger çek bir «ÇtLE» haline dönüşmüştür. Birlikte yaşamayı, böylesine büyük boyutlu bir sorun haline getiren başlıca nedenler şöyle özetlenebilir: HIZLI TOPLUMSAL DEĞÎŞİM: Bağımsız evlerde oturmaya ahgık olan Türk toplumu hızlı sanayileşme ve kentleşme sonucu ortaya çıkan müşterek konutlarda birlikte yaşamaya henüz tam bir uyum sağlayamamıştır. Bu uyumsuzluğun sancılarmı hep birlikte çekmekteyiz. B Kat Mülkiyeti Cilesi APARTMANLARDA BİRLİKTE YAŞAMAYA HENÜZ TAM BİR UYUM SAĞLAYAMADIK. BUNUN SANCILARINI BİRLİKTE ÇEKİYORUZ. BU ÇİLENİN SORUNLARINI ÖNLEMEK İÇİN, ÖNCE DEVLETE SONRA BİREYLERE DÜŞEN GÖREVLER VARDIR. Doç. Dr. Türkân ARIKAN l.Ü. Iktisat Fakültesl öğretim Üyesi 1. Apartmanlarda bazı giderler kişl sayısıyla orantılıdır. Ancak, yasada gereitll görüldüğünden ya da yasa maddeleri bu yönde yorumlandıgından bu tür giderlere katılmada «arsa payı» esas alınmaktadır. Bu durum, haksızhk duygusunu derinleştirmekte; kırgmhkları ve çatışmaları artırmaktadır. 2. Yasaya göre, bir daire sahlbinin ya da kiracısının. apartmanla ilgill çeşitli gideıieri ödememesl durumunda. yargı ve icra yolları açıktır. Ne var ki, bu işlemlerin gerçekleştirilmesi icin katlanılacak avukat ve yargı giderleri öyle büyük boyutlara ulaşrnakta ve öyle uzun süre almaktadır ki. genelllkle izlenecek bir yol olarak düşünülmemektedir. bilgisiz aile bireylerinin (çoğu kez bu konuda eğitilmemiş kadmların) elinde kaldığmdan çok yönlü kaynak savurganlığı ve srereksiz çevre kirliliği ile yüzyüze gelinmiştir. Bunun yanında. haksız gelir sağlama alışkanlığı güçlenmlş ve apartmanlarda «çalışan çalıştıran» arasındaki dirlik ve dllzen bozulmuştur. Kuşkusuz yüksek enflasyon bu alanda da etkisinl göstermiştir. Gerçekten, enflasyon günlük geçim sıkıntısma ek olarak apartman giderlerine katılmayı zorlaştırmıştır: bu da hem maddl, hem de psikolojik tedirginliklerln kaynağı olmuştur. Nltekim. artan kapıcı ücretlerlnin, yakıt ve yönetim giderlerinin ödenmeslnde güçlükler başlayınca, daire sahiplerl ya da kiracıları arasında sürtüşmeler ve çatışmalar su yüzüne çıkmıştır. Özellikle, gelir düzeyleri ve yetişme biçlmleri çok farklı ailelerin aynı apartroanı paylaşması halinde, bu tttrden çatısmalar daha da yoğunlaşraıştır. Kaldı kl, bazı durumlarda, gelir düKeyleri yüksek aiîeler büe, söz konusu giderlere katılmamayı bir alışkanhk. hatta bir ölçüde işgüzarlık haline getirmislerdlr. Söz konusu olgular, komşuluk ilişkllerinl zedelemekte, dayamşma duygusunu ortadan kaldırmakta ve insanlan yalnızlığa itmektedir. Bu alandakl yasalar da. sorunian önlemek ya da kısa sürede çözüme ulaştırmaktan çok, körükler durumdadır. Nitekim, ilgill yasa maddelerl «açık» ve «net» olmadığmdan kişisei çıkarlar doğrultusunda yorumlanır duruma gelmiştir. Kuşkusuz bu da çeşitü haksızhklann kaynağını oluşturmuş; sızlanmalar, kırgmlıklar. lncitmeler ve çatışmalar artmıştır. Öyle ki, aşağıda belirtilen seçümiş iki örnek. hemen her çevrede kolayca gözienir bir duruma gelmistir. Enflasyonun rolü Yasaların etkisi Daire sahipleri ya da kiracıları arasmdaki gergtnliklerin ve stirtüşmelerin bir başka nedenl de, apartmanların yönetimindeki yetersizliktir. Deîter tuttna ve sosyal sigorta işlemleri ile ilgill aynntılı bürokratlk yükler, apartman yöneticllerlnin yetersizliklerl, kişilikleri ve yaklagımları, sorunlann büyümeslnde önemli etkenler olmuşlardır. Kapıcı sorunu tçlnde bulunduğumuz dönemde. Turk Apartman yaşammda, kapıcılarla 11 toplumunda birlik ve beraberllk duygulaglll sorunlar da «çilenin» bir başka yönü rının geliştlrilmesinin önemi açıktır. Birdür. arada yaşarken, kat mülkiyeti ilişkllerlnfn Kapıcılarm büyük bir çoğunluğu ha klşllerarası gerginlikler, tedirglnlikler ve vasız ve penceresiz, kısacası yetersiz ka çatışmalar üzerindeki rolü ve öneml küpıcı dairelerinde otururlar. însancıl bir çümsenemeyecek ölçülere ulaşmıçtır. Bu görüş açısından onaylanacak bir durum bakımdan, ortaya çıkabilecek sorunları değlldir bu, kuşkusuz... Hele, açık hava önlemek ya da hafifletmek için, önce da yaşamaya alışmış kişiler oldukları da Devlete, sonra da bireylere düşen görevler düşünülürse, sorunun önenıi daha da ar ve sorumluluklar vardır. tar... 1 Yasalardaki hükümler, farklı yoı">te yandan. kapıcılar genelllkle köy rumlara neden olmayacak ya da bu tür den kente göç etmiş kişiler olduklarından. yorumları en düştik düzeyde tutacak bi«temîzlik» ve «iş anlayışı» konularında çimde «açık» ve «net» bir duruma getiriyetersizdirier. Bu alanlarda özel bir epl lebillr. Ayrıca, yasaların içeriği kadar diline de gereken özen gösterilebllir. tim görmedikleri için de, gerek apartmanların içindeki, gerek sokaklardaki yüz 2 Bürokratik işlemler basltleştirtkızartıcı görünüm sürüp gider. lebilir. örneğin, kapıcılar için ayrıntilı Ayrıca, enflasyonun etkisini hafiflet kayıtlar yerine pratik uygulamalar bemek amacıyla, kapıcılarm da ek işler pe nimsenebiîir. Sağlık karnesine benzer bir şinde koşmaları çeşitü sorunlar yarat karne düzenlenerek Sosyal Sigorta primi maktadır. Niteklm. kalorifer kazanları yılda iki kez ödenmek koşuluyla, aylık ve Yönetim yetersizliği Oç aylık blldlrgeler ve vlzlte kâğıtlan glbl gereksiz belgeler kaldırılabilir. Böyle bir uygulamayla, ülke çapında birtakım maliyetler de önlenmiş olur. 3 özellikle yüksek enflasyon baskısı altında normal yaşamlarmı sürdürme çabasında olan apartman ailelerinin, gereksiz giderlerle yüzyüze gelmeleri önlenebilir. Örneğin, tek tek kapıcı çalıştırma zorunluluğu yerine; kalorifer. bakım, temizlik ve çöp sorunlarının çözümü İçin şirketleşme özendirilebilir. Böylece, hem mevcut kapıcılarm istihdamı ve tek elderı eğitimi sağlanabilir, hem de başta yakıt oîmak üzere çeşitü kaynak savurganlığı önlenebilir. Böyle bir uygulama. apartman yönetiml yüzünden ortaya çıkabilecek kişilerarası çatışmalan da çok düşük bir düzeye indirebllir. 4 Öte yandan. ailelere ve bireylere de birtakım sorumluluklar düşmektedir. Günümüzde. birlikte yaşama toplumsal bir zorunluluk olduğuna göre. apartmanlarda oturanlarm kendi gerceklerinin yanında öteki ailelerin gerçeklerini gözönün de bulundurma. ortak bir noktada anlaşma ve hakkanivet ölçülerine uyma alışkanlıgını edınmeleri ve bunu geliştirmeye çabalamalan. akla en uygun ve en kestirme yol olarak göriinmektedir. însan ilişkllerinde, saygı ve sevgivi birlikte glielendirerek ve ortak çözümler arayarak (1) dirlik ve düzenlik lçinde yaşamak var ken. vıoratict eahsmalara rifğer mi? Degmeyeceglnt büyük Mevlâna şöyle dile getiriyor ve bize «hoşgörü». «dayanışma» ve «işbirliği» anlayıçımızı geliştirmede yardımcı Jlabilecek bir ışık sunuyor: «Sefkat ve merhamette güneş gibi ol, Başkalarının kusurunu örtmekte gece glbi ol, Sehavet ve cömertlikte akarsu giM ol, Tevazu ve mahviyette toprak gibi ol, Hiddet ve sirldette ölü gibi ol. Olduğun gibt görün, göründtiğün gibi ol.» 1) «tnsan ilişklleri»nin kölîenlerlnl aynntılarıyla inceleysn iki kitap gerek bireysel, gerek toplumsal iHşkilerde anlayışımızı geliştirınctnize ve uyum sağlamamua yardıracı olabllecek özelliktedir: Doç. I)r. Doğan Cüceloğlu, İnsan însana, Altın Kîtaplar, 1979: Karen Horney. Çp.ğımmn Tedirgin tnsanı, Çev. Dr. Ayda Yörükân, Tur Yaymları, 1980. Neci? Terör nedir? Kullandığımız çoğu kavram gibi terör sözcüğü de zaman ve yer içinde değişik anlamlar Kazanmıştır. Ama kısa bir tanımla soruyu yanıtlayablliriz: Terör (tıpkı savaş gibi) politikanın degişlk bir biçiınidir; ve şiddet araçlanyla yürütülmesidir. Kimi zaman terörü saptamak zorlaşır. 15 mayıs 1919'da îzmir'e çıkan düşman ordusuna İlk kurgunu atan gazeteci Hasan Tahsin'i bireysel terörcü sayabilir miyiz? Hasan Tahsin (asıl adı Osman Nevres) adma îzmir'de dikilmiş «İlk Kurşun» anıtı var. Bu llk kurşun, bağımsızlık savaşının haberclsldir. Ulusal kurtuluş savaşlarıyla terör olgusunu birbirinden özenle ayırmalıyız. Prof. Rugen Keleş ile Doçent Artun Ünsal'm «Kent ve Siyasal Şiddet» adlı araştırma kitabmda terörün tanımı oldukça kapsamlı biçimde ele almmıştır: «... Terorizmin ba$lıca amacı siyasal iktîdan eie geçirmek isteyen giiçlerin onu yıpratmak ve bu arada sindirdikleri yığınları da sahipsiz kaldıkları inancına yöneltmek için, şiddet eylemlerinden ya rarlanmaktır. Bunun >aııı sıra, diizenin korunmasından yana olan giiçlerin de, çeşitlî çevreleri kışkır tarak, onları «güçlii bir yönetime çagrı» çıkartacak şiddet eylemierine itmeleri de, kanınıızca, madalyonun öbür yüziidür.» «Kent ve Siyasal Şiddet» kitabından bir yazımda ayrıca söz açmak istîyorum. Terör bir toplumsal olgudur: billmsel yaklaşımla incelenip açıkianması gerekli ve yararlıdır. Çarpık kentlesmeyle, lumpen yığınlarıyla, terör bataklığının oluşması Türkiye'nin yaşadığı bir süreçtır. Ancak bu yazımda Türkiye'den daha ötelere bakmak istiyorum. Bugün Avrupa'da siyasal demokrasinin görenekleştigi kimi ülkede terör örgütleri cirit atıyorlar. Italya'da, îspanya'da, Pransa'da, Federal Almanya'da çok partili demokratik düzenin olanaklanndan yararlanarak terörü sıyaset aracı yapan örgütlerin amaçları ne ola ki? Dar ve smırlı bir terör örgütü düzen değlşlkllğl istiyorsa amacına nasıl ulaşacak? Koskoca bir toplumu ve devlet aygıtmı bozup yeniden düzeniemck için eldeki araçlarm yeterli olması gcrekir. Bır küçük tabancayla tanka ateş etmek ne soııuç verlr? Doüaldır ki tankı kullanan. tabancayla ates eden kişiyi ezecektir. Bu durumda toplumsal ve siyasal seçenekler tablosunda ne gibi olasıhklar gündeme girer? Terör örgütünün ne işe yaradığını, teror olgusunun alternatiflyle birlikte düşünmek gerekir. Eğer terörün tırmandığı bir ülkede iktldar alternatifinin ne oldugu toplumsal ve siyasal dengelere baktığımızda apaçık görünüyorsa yanıt vennek kolaylaşır. Terörcü ne söylüyor: Ben sağcıyım.. Solcuyum.. Milllyetçlyim.. Komünistim.Terörcünün sözü, öznel (subjektlf) bir değer raşır; terörcünün hangi politikaya hizmet ettiği nesnel (objektlf) bir nitelik taşımaktadır. C son günlerde kişiliğl dünya kapsamında tartaşılan Mehmet All Ağca'ya getirmek istlyorum. Ağca'nın «esran» nedir? Papa olayına kimi devletlerin glzli örgütleriyle Mafia kanştığından ger çeğin aydmlanması gittikçe zorlaşıyor; neredeyse olanaksızlaşıyor. Ne var ki Ağca bir kukladır; söyledlğine degil, yaptıklarına göre tartılmalıdır. H S Burtıan IARFAD Gezi İzlenimleri: IV tuttgart'ta kaldığım haftalarda Federal Almanya televizyonlannı hergun vo değişik saatlerde, îzledim. Bizim TRT ekranlaruıın üç saatçik yaym süresinde genel müdurler, üst düzeyde bürokratlar ve yöneticilerin sık sık görünmelerinl kâğıda bakıp yazılı metinleri yanm yamalak okumalannı yadırgamaz olmuş bir klşi olarak. üç kanaldan yayınlara şaşılası bir çabuklukla ısınıverdim. Bütün programlar ilginç olmasa, sunulan filmlerin, dizilerin hepsi sevimli gelmese de. Federal Almanya televizyonlannm üç kanaldan yaptığı kimi yayınlar arasmda çok ilginçleri vardı. Her yaştan çocuklann ilgisinl oekecek programlar günün her saatinde veriliyordu. Ünlü filmler, ya da televizyon için yapılmış dizl filmler sunuluyordu. «Gamalı Haç Boyundurugunda Avrupa» dlzl belgeseli, korkunç gaz odalannı ve insan fınnlarını belgelerle verirken, sıradan Almanlann küçük çıkarlar ve tırmanışlar karşıhğı o korkunç ve iğrenç soykmmına nasıl katıldığını etkileyicl bir gerçekçiIlkle veren Holacaust dizi filmi, bir de. yabancı işçllerle evlenmiş 500 bin Alman kadımnm sorunlarıni: Ben Alman Değilim» röportajmı ilgiyle izledim. «Gamalı Haç Boyundurugunda Avrupa» belgeselinin her bölümünü ayn kişiler hazırlamıştı. Fakat görebildiğim bölümleriyle. konu derlnlemesine doğil, düzeyde veriliyordu. Hitter'i Almanya'nm ve dünyanın başına bela eden 'Perde Arkası", çok sudan geçiştiriliyordu. Buna karşılık «Holacaust», görmeğe güç katlanılır korkunç gerçekleriyle verilirken, belirli bir sanat çizgisine titizlikle saygı gösterildigi göze çarpıyordu. Holacaust'un rejisörü M. Chonsky, sıradan Almanlann «Üstün Irk» palavrasına sanlarak klçi çıkarlan için ne denli kötü olabileceklerini, inandıncı bir anlatımla ekrana getirebilmişti. «Ben Alman Değilim» dizisinden yazık kl, sadece bir röportai izleyebildim. Yabancı işçilerle evlenmiş 500 bin Alman kadınının sorunlannı ele alan Ben Alman Değilim» gerçekten ilginçti. Sorunu insancıl bir yaklaşımla ele alıyordu. tzlediğim bölümde şişman bir Alman kadını uzun uzun konuştu. Almanlann tutumlanndan ve davramşlann dan yakındı. kendindon örnekler verdi. Kocasmm adı Erol'du. Tanışmalarım ve evlenmelerini anlatan kısa bölümlerden sonra. özetle şunlan söyledi: •"Erol'la tamşıp evlendikten sonra çevrem bana soğuk davranmağa başladı. En yakın arkadaşlanm bile uzak duruyorlar, toplantılanna çağırmıyorlardt. Sonraları seni de belderiz. istersen kocanı da getir. dediler. Benim gibi evlenmeler yapmış kiml Alman kadmıyla birlikte Trabzonspor'un maçını izlerken Türk takımmı alktşîaymca, seyirciler arasında Auschwitz'e! Auschwitz'e!» sesleri yükseldl ve epeyce sürdü. Genc nesil Alman seyircisi, yabancı işçilerle evlenmiş Alman kadmlanna, Nazilorin toplama kamplarımn en korkunçu Auschwitz'le gözdagı veriyordu.» Televizyonda izledigim bu röportajı, Almanya'da yerleşmiş bir tanışa açtım. Hiç yadırgamadı ve daha korkuncunu anlath: «Daha korkunçlan da basladı olaylarm. Kimi Alman çevreleri, hayvanlar üzsrinde yapılan yeni ilaç denemelerinin bundan böyle Türklere uygulanmasmı ileri sürüyorlar.» Nurnberg'de yargılanıp suçlu görülen Nazilik, Demokrat görünümlü Federal Almanya'da yeniden filiz vermekteydi. Yabsncı işçiler ve işsizlik gerekçesiyle. Hitler'i işbaşına getiren dönemin insanhk dışı gerekçeleriyle. Duvarlarda, amtlarda gamalı haçlar çiziliyor ve «Führer. izindeyiz!» yazılıyordu. Remarque'ı düşündüm: 'Yakın geçmişin kötuîükleri öğretilmeyen gençler ve kilit noktalarında görev yapan kimi Nazüer bent tedirgin ediyor. diyordu. ifâ Yeni Yılın Beldentileri... Cumhuriyet Güven dolu, umut dolu, iyjmserlikle giriyoruzyeniyıla. Güvenimizin temeli: 7 Kasım'da perçinlenen ulusal uzlaşımdtr. Umudumuzun nedeni: Ulusal kalkınmayi, enflasyonu azdırmadan, rekabete dayalı bir pazar ekonomisinde gören politikamız... lyimserliğimizin nedeni ise, dışa açılma konusunda ülkece uyanısımızdır. Ancak, bu koşuhın gereği yerine getirilse de kitlesel üretimle sağlanacak rekabet edebilir bir fıyat olmazsa, başarıya ulaşılamaz. Kitlesel üretim ise, geniş bir içpazarla mümkündür. Ekonomik hedeflerimize varılmasında da, ülkemizin dısa tanıtılmasında da, reklam sektörümüz, kendisine duşen her sorumluluğu yüklenecek erginliğe ulaşmışur... * • * 1983'e girerken, basta bizi var eden müşterilerimize, bütün meslektaşlarımıza vc dostlarımıza bir tebrik kartı yerine, bu mesajla, ışık dolu bir yeni yıl diltyoaız. Sahibi:Cumhuriyet Matbaacılıkve Gazeteciük T.A.Ş.adına NADİR NADİ Genel Yayın Müdürü MüesseseMüdürü Yazı Işleri Müdürü Yazı IşIeriMüdürYardımcısı... Haber Merkezi Müdürü Mizan paj Yönetmeni TEMSkjCİLER • HASAN CEMAL EMİNE UŞAKLIGİL OKAYGÖNENSİN AHMET KORULSAN YALÇIN BAYER ...., ALİ ACAR YALÇIN DOĞAN HİKMET ÇETİNKAYA MEHMET MERCAN * Dışa açılma kararını aldığımız andan itıbaren, ekonomimizin geleceği, büyük olçüde, ihracata bağlanmıştır. Ihracatta başarının ilk koşulu, iyi kalite ve etkili pazarlamadır. • ANKARA : • İZMİR : • ADANA : SERVtSŞEFLERİ Manajans Reklam îşleri A§ İstanbul/tzmir, istanbul Haberleri:Se!ahattin GÜLERDış Haberler ^ Ergun BALCI Ekonomi: Osman UIAGAY Yurt Haberleri • Barbaros GENÇAK ~ Kültür: Aydın EMEÇ . Magazin : Yalçın PEKSEN Düzeltme: Konur ERTOP Araştırma". ŞahinALPAY BÜROLAR KonurSokak No. 24/4 Yenişehlr ANKARA Tel: 17 58 2517 58 66 idare: 18 33 35 Tel: 25 47 09131230 Halit Ziya Bulvarı No: 65/3 İZMİR Atatürk Caddesi, T.H. K Işhanı Kat 2/13 ADANA Tel: 14 55019 731 B**anv«Yayan: CUMHURİYET Matbaacılıkvs£a*elec!!ikT.A.Ş. TÖrkocafiı Cad. 39/41, CağalogluİSTANBUU P.K.: 246 İstanbul, Tel: 20 97 03 (5hat) YAKVÎM \RAUK 19S2 İMSAK GÜNEŞ ÖĞLE İKİNDl AKŞAM YATSl 6.39 8.23 13.15 15.35 17.48 19.26 birliksan .Ortaokul ve Lise mezunlanna. BCBO MAKİNAIJUa TAMİBMEHKEZt BÜRO MAKİNALARI TAMİR MERKEZİ BİLGEHAN BARLAS İLKER DURGUN evleniyoruz 30 Arahk 1982 Saat: 15.30 elsanatları JSGARATStTtSt jlkokul mezunlarına İSOLANAKLARL arayanlar ıcın™. BEYAZIT Mithatpaşa Cad.U TeI:222106 BEYOĞLU İ8ÜkUIC.d Td:449011 * Her marka yazı, hesap, teksir, kasa ve elekronik hesap makinalan tamir ve bakımı, • Abone kabul edilir. NOT: Kullanılmış yazı ve hesap makinası satın alınır. Yüksekkaldırım Cad. Oliva Han No: 30. Kat, 3 No: 15 Karaköy ÎSTANBDL. Tel: 43 72 59. Bakırköy Evlendirme Dairesi