Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 EKİM 1982 i< itfdc Cumhuriyet 11 (Baştarab 1. Sayfada) Ancak hükümetin Türkiye'nin de aralannda bulunduğu, işçi göçünün kaynağı olan ülkelerde fabrikalar kurmasını teşvik etmesi bazı koşuUara bağlı Bunlardan blrl, Alman işverenlerlnin böyle bir işe ancak söz konusu Ulkelerde yabancı sermaye için bazı kolaylıklann getirilmesi halinde yanaşacaklan Bir diğerl ise Alman sendikai muhalefeti. önerlnln gundeme getirümeBl üzerine sendikalar bu görü00 şiddetle karşı çıktılar. Sendikalar, zaten yatınmlann son derece azaldığı bir dönemde bttyle bir kararın yatınmlan durdurmasmdan ve yatınmlan n hızlanabileceği ileriki dönemlerde de iç yatınmlann umulan düzeyde artış göstermejneslnden korkuyorlar. Almanya'da 1,8 mllyonu bulan işsizlerin sayısı karşısında, böyle bir uygulamanm, işsizliğin uzun vadede de azalmaması sosucunu vereceğini düşünüyorlar. Hür Demokratlarla koalisyon görüşmeleri sırasında bir CDU temsilcisinin «yabancüar politfkası konusunda neler yapıhr göreeeksiniz» dediği kulislerde yayılıyor Yeni hükümetin başta TUrk işçileri otaıak üzere Kohl Hükümetinin yabancılann dönüşünü teşvik amacıyla alacağı önlemlerln, «zorlama değil özendinne» olduğu vurgulanarak, yabancılar politikasında doğan sertlik izlenimi yumuşatılmaya çalışıhyor. Bu önlemler arasında işsizlere ödenen ayhğın ve çocuk parasımn belirü bir bölümünün peşin ödenmesl ve halen ödenmesi için 2 yıl beklenilen sigorta prim iadelerinin bir an önce ödenmesi yer alıyordu. Yeni hükümet mültecüer konusunda da yeni önlemler düşünüyor. Şu anda suç işlemiş, sabıkalı yabancılann iadesi konusunda Alman hukukunun nelere izin verebileceğinin araştırıhnası kararlaştırılmış durumda. Siyasi mültecllere kesinlikle çalışma izni verilmemesi, geçim yardunımn da para olarak değil, yiyecek ve giyecek biçiminde verilmesi düşünülüyor. Ülkede okuyan yabancı Bğrenciler için de yalnızca öğrenim süresi için oturma izni verilmesi öngörülüyor. BütUn bu kararlann alındığı surada da sertlüî izlenlmini sümek için yabancılann gettolar oluşturmasına karşı olduklan, yabancıları kaynaştınnayı hedef aldıklan vurgulanıyor. Türklere gidici (Baştarafı 1. Sayfada) vuşmuş olduğunu düşünüyor. Yeni lktldarla yabancılara duyulan antipatlnln günlflk yaşamda, bundan böyle açıkça bir baskı aracı olarak kullanılacağından korkuluyor. Günlük politikaya epeyce llgisiz olan TUrkler İse, «Ne olacağını pek bilmlyorum, ama herhalde blzlm içta iyi olmayacak» dlyorlar. Günlük yaşamı evl lle lşl arasmda geçen ve kendlslne karşı artan antipatlyl lş yerinde gözleyen bazı Türkler de. kulaktan dolma bilgllerlyle sezgilerlnl aşın blçlmde dile getiriyorlar. «Bizl kolumuzdan tutup atacaklarnuş, hak hukuk tanımayıp, tekmeyi basacaklarmış» dlyorlar. Genç lşçllerlmlzln bazılan İse, diğerlerinln aksine yeni iktidarla, bir çok şeyln değlşmeyeceğine lnanıyorlar. «Blzler zaten türlü sıkıntı ve güçlüklerle karşı karşıyaydık. Aynı durum bundan böyle de sürüp gider» görüşünü savunuyorlar. Okuyan çocuklan olup da, polltik yaşamı kısmen yakından izleyen uyanık işçiler, okullarda kültürel kaynaşmanın durdurulacağını tahmln ettlklerinl söylüyorlar. Alman ve Türk çocuklarının birlikte okudukları sımflann kaldırılıp. Türk çocuklan İçin ayn sınıflar açılacağını ve Türk çocuklarımn dışlanacağını tahmin ediyorlar. Bir Öğretmen, bu uygulamanın Türklere karşı epey hoşgörülü olan Berlln eyaletlnde bile şlmdiden başladığını, Almancayı bllen Türk çocuklarımn normal smıflardan alınıp, ayn sınıflara konulduğunu söyledl. Yeni iktldar, Türklerln kendi ülkelerlnde bulunan çocuklarını Almanya'ya getlrmelerinde 6 yaş sınınnı koymada kararlı görünüyor. Bu uygulandığı takdlrde, 6 yaşından yukan çocuklar Ulkeye glremiyecek. Böylece, Türkler'ln bu uygulamaya dayanamayarak, dönüş yapacağı ve İşsizliğin haflfletilmesl doğrultusunda düşünülen bu önlemin de sonuç vereceğl söylenlyor. Gerl dönmeye niyetli olanlar İçin ise, yeni bir ümlt ışığı belirdi. Yeni iktldar, parasal özendlrmelerle yabancılann geri dönmeslni teşvik edeceğlni. ilk demeçlerlnde açıklayınca şimdiye kadar tartışılan bu Önlemlerln, hemen uygulama aşamasına geçlleceğl ka nısı yaygmlaştı. Gerl dönmek isteyen vatandaşlarımız bu konudakl gelişmelerl beklemek ve bellrecek sonuca göre, dönüş kararım vermek eğlliminde görünüyorlar Caglayangil: Türkiye' yi * (Baştarafı L Sayfada) çıkabilecek bir Oçuncü Dünya Savaşı'na Ortadoğu'nun neden olacağını ileri surdü. tbsan Sabrl Caglayangil, Anayasa'dan sonra çıkanlacak siyasi partiler ve seçim yasalannın nasıl olması gerektiği konusundaki soruyu yarutlarken şu karşıüğı verdi: •Parlamentoda her akım kendi gücünde temsil edilmelidir, hevesiyle Türkiye'yt daima koalisyonlara mahkum bırakan bugünkü seçim sistemi mutlaka terk edilmelidir. Eğer yeterince taraftan varsa aşın uçlar bile ber türlü seçim sistemi içinde parlamentoda kendilerine yer bulabllirler, siyasi kamuoyunu gerektiği kadar etkileyemeyen cereyanların Meclis içindeki sayısı değil, sesi önemlidir. 1961 Anayasası'nın iyi işleyememesinin başlıca sebepleri arasında siyasi bfinyemize uygun bir seçim sisteminden yoksun bulunmamız sayılabilir. Sakıncalanndan arınmış dar bölge slstemine, yahut çoğulcu güç kazandıran nisbi temsil modelinin siyasi bünyemize uygun düşeceğini sanıyorum. Siyasi partiler kanununa gellnce... Bu konuyla İlgill bugflnkfi yasa amacına ters düşen sonuçlar verdi. Siyasi ahlâkı müeyyideye bağlamak şöyle dursun, demokrasiyi yozlaştıran neticelerle karşılaştık. Herşey partl için, yahut herşey benim için demeyi mutlaka önleyecek bir siyasi partiler kanununa ihtlyacımız var. Çektiğimiz çileler, mezata çıkan mllletvekUlikleri, fcısaca edindiğimiz tecrübeler göz önfine alınacak olursa iyi bir siyasi partiler kanunu çıkarmak her zaman mümkün olur. Siyrsi partiler kanununda llderlere sorumluluk ve yetki vermekten korkmamalıdır. Ancak liderin sık sık sigaya çekilebilmesi ve ayağı sürçunce de makamını terketmesl konusu parti mekanizmasmın temel direği olmalıdır.» ORTADOĞU VE tSRAtL Caglayangil. Ortadoğu'daki son gellşmelere ve bu gelişmeler çerçevesinde Türkiye'nin tutumunun nasıl olması gerektiği konusundaki soruyu yanıtlarken, •Ortadoğu'daki gelişmelerin vahim olduğunu» vurguladı. Caglayangil, «Ortadoğu dünyanın agnyan yanı ve çıban başı olma niteliğini ziyadesiyle koruyor.» dedi. Ve şöyle devam etti: «Eğer günün birinde Oçüncfl Dünya Harbi çıkarsa sebebi Ortadoğu olacaktır. tsrai] Ortadoğu'daki otorite boşluğunu kurnazca doldurmanın oyunu içindedü*. Onun yapüklanna kızanlar varlığını korumaktan vazgeçemiyorlarsa bunun sebebi bölgenin nezaketidir. Türkiye'nin Ortadoğu'yla ilgili tutumu çok eleştirilir. Tflrk dış politikasının sorumluluğunu taşıdığim süre içinde bu bölgede lider olmak imkânının geregi gib) değerlendirilmedigi iddialarıyla çok karşılaştım. Boyu posu ne kadar ufak olursa olsun hfç bir devlet yirminci yüzyılda kendisine efendl aramaz, bence TÖrkiye'nin ne liderlik araması ne de buna bölge devletlerinin hazır olduğunu aanması doğru bir görüş değildir. Bu bölge farklı Ideololiler, bağdaşmaz bedefler, değişik refimler güden devletler toplujuğudur, bunu derken Arap alemlnin ortak bir hedef etrafında birleşmemesini elestlriyor dp&illm. Aksine, bu ihtimalln hem bölge, hem dünya banşı için aynca problemler yaratacağur da sanıyorum. Şunu söylemek istiyorum, Ortadoğu'daki devletler belli bir toprağın ortak mttlkiyetine sahip insanlara benzerler. Kendileriyle ilgili hedefler ve sistemler saklı kalmak şartıyla bölgenin barıs ve güvenliği için işbirliği yapmakta anlasamazlarsa büyük devletlerin çıkarlanna yardım etmekten, hatta varlıklannı onlara bağlı ve borçlu olmaktan kurtaramayacaklardır. Devletler, Ortadoğu'nun şartlarını kendilerine dış politika ilkesi yapmak yerine kendi yararlanna Ortadoğu'daki barış ve güvenliğl sakatlamadan korumaya gayret etmelidlrler.» TÜRKÎYE ORTADOĞU VE İSRAÎL Caglayangil, Türkiye'nin Ortadoğu'daki tutumu konusunda da «Türkiye, Ortadoğu'da Arap aleminin anlaşmazlıklarına karışmadan, kendisinin MUslüman dünyasının bir parçası ve Arap aleminin tarihi dostu olduğunun idraki içinde bir tutum izlemelidir.» dedi Caglayangil, Birleşmiş Milletler'de Filistin topraklan üzerinde tsrail diye bir devlet yaratüması çalışmalan sırasında Türkiye'nin Washington Büyükelçisi kanalıyla düşüncelerini «Biz, bu bölgeyi iyi tanıyoruz, bu topraklarda tsrail dlye bir devlet yaratırsanız, ebedi bir nizanın başlamasına sebep olursunuz dediğini hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü: «Bu teshis doğru çıktı, İsrail bitip tükenmeyen bir kavganın kaynağı oldu. Ve blz o zaman İsrail'in yaratılmasına menfi oy verdik, bugfln Arap aleminin can ciğer olduğu devletler o gun İsrail'in kuruluşunu müsbet oyları ve alkışlar" la kabu] etmişti. Şimdi Arap alemi o devletlere bir şey söylemiyor. Bize. İsraU'le ilişkinizi kesln, diyor ben aşağı yukan on sene bu baskı altında kaldım. Kendilerine şunu izah ettim. Türkiye'nin İsrail'le çok alçak seviyeye inmiş diplomatik ilişkileri Arap aleminin yararlan aleyhine değildir. Biz fsrail'in devlet olmasmı istemedik, ama kendisi devlet olup BM'deki bütün devletler tarafmdan tanmmca biz de tanıdık. Uluslararası iliskilerde dostumla sen de dost ol demekte bir sakınca yok ama, düşmanımla sen de darıl demek isabetli bir tavsiye olmaz. Kaldı ki hiç bir ihtilaf, hiç bir anlaşmazlık ebedi değildir. Günün birinde tsrail'le Arap alemi arasmdaki anlaşmazlık da şu veya bu sekilde sona erecektir. tşte o an geldiği zaman, pamuk ipliğine bağlı bile olsa tsrail'le illşkide, bulunması işe yarar. Ben bu izahatımla ve Arap alembıin anlayışıyla tsrail'le ilişkilerimizi olduğu halinde tutmak şartıyla Müslüman ve kardeş devletlerle gayet iyi lllşkiler kurdum. Asil flyesi olmadığımız halde tslam Konferansı'nın tstanbul'da toplanmasmt sağladım. Her devletin kendi şartlan içinde güttüğü bir dış politika vardır. Ona saygı göstermek gerektiği Inancındayım.» ELEŞTtRtLER ÖNLENEMEDt Anayasa tasansı Ue ilgili soruyu da yanıtlayan thsan Sabri Caglayangil. Anayasa'mn henüz kesin şeklini almadığını. Danışma Meclisi'nden geçen şekliyle. yapanlar dahll tasannın hiç kimseyi tatmin etmediğini belirtti ve «Danışma Niecllsi'nde büyük bir çoğunlukla kabuı edilmesi bile sert eleştirilerl önleyemedi. Bekleyelim. Son şekli üzerinde daha isabetli konusabillriz.» dedi.. Kohl (Baştarafı 1. Sayfada) ya 1983 sonuna kadar yerleştirmeyi düşündüğü Avrupa PUzeleri Planını da desteklediğtnl bildirdi. Federal Almanya'nın yeni şan sölyesi H«lmut Kohl, ilk dış gezisini bugün Fransa'ya yapacak. Kohl'un Paris'e yapacağı yıldırım ziyaret sırasında Pransa Devlet Başkanı PVancois Mitterrand ile başbasa görüşeceği bildirüiyor. Papcmdreu (Baştarafı 1. Sayfada) hangi bir isteği bulunmadığı nı, sadece TürkYunan ilişkilerinde iyi komşuluğa dayalı ilişkilerin geliştirilmesinj amacladıklarını duyurdu. » Papandreu, Yunanistan'ın gerçekten bağunsız bir 01ke durumuna erişmek İçin NATO'dan ayrılacağını, aynca Yunanistan topraklan üzerindeki Amerikan aske ri üslerinin kapatılması İçin de elden gelen çabanın harcanacağmı söyledi. Yunanistan'daki Amerikan Askeri üslerinin sadece Amerika Birleşik Devletleri nin çıkarlanna hizmet ettl ğini ve Yunanistan'ın ulusal savunmasına bu üslerin hiçbir katkıda bulunmadıklannı belirten Başbakan, bu ara da. bu üslerde Yunanlı subaylann daha etkin bir denetim kurmalanna da önem verdiklerini bildlrdl Papandreu, başında bulun duğu Sosyalist Hareket'in bugüne değin vaadettiği programdan sapmadığmı, ancak Uluslararası koşullara uyum sağlamaksızın «gerçekçl» bir politika izlemenin de mümkün olamaya cağını hatırlattı. Öıel . (Baştarafı 1. Sayfada) ni yönetmellk Sayıştay onayından geçtlkten sonra Besmi Ga zetede yayımlanarak yürürlüğe girecek. Yönetmellk yürürlüğe girdikten sonra, yardundan yararlanamayan özel tiyat rolar, KUltür ve Turizra Bakanlığına başvurduklan taktirde yardımdan yararlanabilecek ler. Her tlyatro İçin yardım miktannı İse, ylne bakanlıkça olusturulan kurul bellrleyecek. Yetkililer, yeni kurulacak tiyatrolann bu yardımdan yararyararlanabllmek İçin daha önce yamanmda Daşvunnama ve maddi niannir«miıir|»r nedeniyle kapanmış olmalan koşulunun arandığını söyledller. Bu arada, 1982 mall yılında özel tlyatrolara 60 milyon yardım yapılması öngörülürken, bu miktar yüzde 50 artırılarak 1983 yüı İçin 75 milyon lira olarak saptandı. Ancak, yar dımdan yararlanabilmek için yeni bazı koşullar getirUdl. Bu na göre tlyatrolann yeni eserler yanuıda çocuk tiyatrosuna da yer vermeleri gereklyor. ^nTmmftyft4*fly]ftyiniJ yaxdımdan Zarı soyulmus taze cevizle (Baştarafı 1. Sayfada) mekte ısrar ediyor, sonra da diyor ki •slzin çektiglnlz fotoğraflar bunlar ka dar iyi çıkmayacak..» Bahçede dolaştığımız kadar rodl ve blaki yanımizdan ayrılmıyor. Biraz sonra Çağlayangü'lerin yardımcılanndan bir hanım elinde zarları soyulmus ceviz dolu bir tabakla yanımıza yaklaşıyor bunun hiktnetini de hemen o an anlıyoruz: köpekler ayıklanmış cevizl büyük bir iştahla yemeye başlıyorlar. EKOSE ETEKLt LEVREK Sofraya oturuyoruz evin ahçın lzzet Usta «ekose etekll levrek* değil ama kalkan ve di) balığı kızartması hazırlamıs hemen soruyoruzı «Sayın Caglayangil konuklannıza verdtğlniz davetlerden birinde dostlannıza ekose etekli levrek balığı Ikram ertiğinlzl bir fa/etede okumuştuk bu yıl da konuklannıza bu tür ilginç yemekler ran dunuz mu?..« Caglayangil bu soruyu şöyte g«çiştlriyon «Ben uzun yıllardır Tflrk diplo masisl içinde yabancı temsilcllerle temaslarunı hâlâ koruyorum. Onlar benl sık sık davet ediyorlar ama Ankara'dakl evlmde dostlarımı topîu ola rak afrirlamak zor oluyor vazlık evlmİ2 daha elvnrt8.ll, onun İçin yazlan kordlplomatlkle Âftle vemefrinde Yalo va'da buluşmayı adet edlnmlştlk. ama SİZ ea7PfPCtler bu vempl'lprt rpn''M s o ' ra resimlprlyle. margarin reklamlanna çevirdinlz, lkl yıldır bu yemekleri veremlyorum. Bunda günün şartlannın ağırlığı var.,» Balığın ardından lmam bayıldı tat lı olarak da kabak tatlısı gellyor sofraya, Caglayangil eşi FlruzenSe hanıma dönüyor, «Keşke Yalova'dan kay mak alsaydım» ama Flruzende hanım aynı fikirde değil «Buna sadece çekllmiş ceviz yaraşır» diyor. Bu konuşma sırasında Ça^ayangillerin evinde en önem verilen konulardan birinin İyi yemek olduğunu öğrenlyoruz. En sev dlkleri yemeklerden biri de nohutlu lşkembe. Izzet usta o akşam Çağlayan gll'in konuk olarak gelecek kızı ve torunlanna bu yemekten yapıyordu slpariş üzerlne. Sofradan kalkıyoruz Caglayangil Içeriye s«<*leniyor, «Gfll hanım bana bir onoton (hazım llacı) getir> sonra da blze diyor kt «yemek lyl de sonra Insanı rahatsız edlyor» Flruzende hanım da araya gtriyor «thsan sana her zaman fazla yeme demiyor muyum..» Caglayangil oturduklan koyun gö rünümunün bozulmaya başlamasmdan pek dertllt «Buraya da yüknek blnalar yapılmaya başlandı. Ne kadar uğraştiysak faydasız». Bahçenin önün dekl nhtımda dolaşıyoruz Iki büyük sürat teknes! çekmişler karaya ü?erleri branda bezlerivle örtülü meğer torun lar su kayağı yapmaya meraklıymışlar. tatıllerde onlar kullanıyormuş bu tekneleri. ilk hacı kafilesi Istanbu! a geldi ÎSTANBUL (a*.) îlk büyük hacı kafilesi dün saat 15.45 te Türk Hava Yollarının DC10 tipi yolcu uçajj ile tstanbul'a geldl. Yeşllköy Havalimamna tek tlp giysileriyle gelen 338 hacının yapüan sağlık kontrollerin de ffftglıtrp olduklan saptandı. Hacılann getirdikleri çeşlta yi yecekler sağlık görevlilerınce alındı, şişelerdekl kutsal eemzem suyu da ilaçlandı. Hacılar, sağlık görevlilerince sıtma ya karşı aşılanırken, kan tahUUeri yapıldı. İU kilındlğını kaydederek, «Atatürk'e tanınmayan yetkiler, Cumhurbaskanına tanınmıştır* dedi. Parlamenter sistemin tasarıda kabul edilmediğini, bu nun hukukla bağdaşmayacağmı savunan Karaçelik, geçici mad delerin tasanyla çelişkili ol duğunu açıkladı. Son olarak «Yargı Komisyo nu» adına söz alan Kemal Kum kumoğlu, yargıcın sorumlulukla rını yerine getlrebilmesi açısın dan yargıç güvencesinin, zorun lu olduğuna değinerek Hakim ler ve Savcılar Yuksek Kuru lu'nun yargıç güvencesi açısından sakmcalı uygulamalar yaratacağını savundu. ELEŞTİRÎLEB Daha sonra komisyon rapor lan üzerinde konuşmalar yapü dı. Söz alan Balıkesir Barosu de legesı Nihat Kosova, Anayasala rın kitaplar için hazırlanmadığı nı, tarihten soyutlanmayacağını belirterek, tasannın Türk hal kına güvenle bakmadığını söy ledi. Olvan Başk&nı Prof. Muam mer Aksoy, bir hatırlatma ya parak, Anayasa tasansınm Mil Raporda, Anayasa Tasansı'n 11 Güvenlik Konseyinin dışmda da temel üak ve özgüriüülerin bir taslak olduğunun gözönline teker teker sayüması ve oııey alınması gerektiğini dile getirlerin bunlara satup olduuan di. Bize delegesi Osman Çalışnın beiirtümesine ragmen, ner maddede öngorulen bak ve oz kan, 1961 Anayasasımn 10 nu mara aiması halinde, 1982 Ana guriüklere yasa tasansınm 2 numara ala dıgı belirtikiı. Bu ısusnajaruı ÇOK sayıda ve genis kapsamü bileceğim söyledi. Antalya dele olduğu budlrilen raporda, «ö gesl Bilgay Esener, «37 mayıs zelilkle lstisna ve sınırlama ge hürriyet mücadelesidir. 12 eylül bu noktada değil» biçiminde ko rekcesl olarak öneörülen kav nusurken ,tasarınm kâğıt üze ranuar, suurlan çoeu kez açık rinde kalacağını kaydetti. ça belirlenemiyecek. takılir yelTartışmalarm tamamlanmasın klsine sahip olanın subjektif gö dan sonra komisyonların rapor rüşüne göre, kapsamı geoişle. lan büyük bir çoğunlukla ka. UlebUecek niteliktedir» denüdi. bul edildi. Raporların, redaksi ve şöyle devam edildl: yon komitesınde incelendikten «Sonuç olarak Anayasa Ta sonra ileri bir tarihte MGK'ya sansı'nda istisna ve sınırlamıt sunulması kararlaştmldı. lar asıl, hak ve özgurluiuet bir lstisna baline eeUrilmişler» dir. (Baştarafı 1. Sayfada) Aynca, özgıiılüğün kuUanılmasıaı önieme acısından yetki aday olamıyacaklar. ilk seçimlerden sonra yeni esas Itibarîyle bağımsız ydrgıs lar» tonınmış lken. bunun ya Bakanlar Kurulu kuruluncaya nında gecıkmesinde sakınca o kadar işbaşındaki Bakanlar lan ha] kavramına davanılarak, Kurulu görevine devam ededlğer mercllere de aynı yetki cek. Anayasada öngörülen yeni tanınmıştır. Bu mercilerin gekurunellikie idari merciler oiscağı organı ve kurumlann luşlan, yeni kanunlann çıaçıktır. İdari mercilerin ine, öz karılması, Anayasanın kabulük haklan açısmdan tabl bu lünden başlayarak en geç lundukları siyasi iktidar ve ki' TBMM'nin ilk toplantısını izşilerin etklsinde kaiacaklannda leyen 1 yıl sonuna kadar kuru ise kuşku yoktur. İdari merci cu Meclis ve TBMM tarafından lerin bu yetkiyi kııllanmatta ön çıkanlacak. şart olarak öngörülen. «gecikAnayasanın kabul edümesinmesinde sakınca bulunan bal» den itibaren 7 yıllık süre Içe kavramı hemen her olayda ko risinde yapılacak Anayasa de laylıkla varlığı kabul edllebüe gişiklikleri de Cumhurbaşkanı cek bir kavramdır. Ozeilikle, TBMM'ye geri gönderebilecek. buna yetkiyi kullaoacak merci TBMM'nin Cumhurbaşkanına gönderebihnesi için karar verecektir. Ba durumda, tekrar yargıçtan karar alnıa voluna he TBMM'nin üye tam sayısının men hemen hiç srldilmeyecek, dörtte üçünün oyu gerekeyiirütmenin karanyla sık sık cek . hak ve özgiirlükleruı kısıtlan12 Eylül 1980 tarihinden ilk masıyla karşılaşılabilecektir. genel seçimlerin sonucu alıAshnda böyle bir kurula gerek nıncaya kadar geçen süre için sinim duyulmasuuıı nedcni de de yasama ve yürütme yetkile kolay anlaşüamamaktadır. Yar rini kullananlar, tasarruflanngıca başvunna ile karar »lma dan dolayı, haklannda cezal çok uzun zamana eereksinim mali ve hukuki sorumluluk id gösteren bir işlem değüdir. GU diası ileri sürülemeyecek. İlk genel seçimlerden sonra nün her saatında yareıçtan kaKonseyi ü rar istenmesi olasıdır. ÇUnkii, Cumhurbaşkanljğı bir hukuk devletinde hukukun yeliği sıfatmı alan MGK üye ne olduğuna karar verme vetkl lerinin görev süreleri sona ersl yalnız yargı orgamna atttir. dikten sonra da dokunulmazlık lan devam edecek. örneğin, polisin eve girmesine de ancak bağımsız mahkeme karar verebilmelidlr. Aksi halde, yurttaşların hak ve özgürliiklerl yürütmenin takdiri(Baştarafı 1. Sayfada) ne terkedilmiş olur ki. böyle Ünlü silah tuccannın Türkisonuçlar doğurabilir. Bunun ye'de turistik yatınmlar yapçok acıh örnekleri 19301u yü ması konusunda daha önce ka larda Almanya ve ttalva'da RÖ rar alınmıştı. Kaşıkçı'nın, bu rülmüştür.» zıyareti sırasında güney s<ıhilRaporda, tasannın düsünceyj lerinde yaüa gezdirileceği ve tu yayma ve açıklama özgürlüğU rizm tesisleri için arsa bsğene ceği, aynca, bir çimento fabrine sayısız sınırlamalar getirdıkasıyla, üzerinde göruşmelerln ği beürtllerek, böyle bir oniayı surdUğU bir başka alanda da şın demokrasınin çoüulcu özelliği Ue bağdaşmayacafeı olle ge yatınm yapmak niyetinda oldu ğu beUrtillyor. tirildl. Adnan Kasıkcı'nın Eiyaretl Türkiye'de sansür yasağuun artık bir anlamının kalmayaca önceden belirlenmi; ancak tarihi kesinleşmemişti. Ziyaretin ğı ifade edilen raporda, «siyasal iktidarlar bu maddeye da «son dakikada» bildirilmesi ne yanarak muhbir kullanıp bası deniyle, Turizm ve Tanıtma Ba lan yayınlann datıtınuna en. kanlığı yetkilUerinin «hazırlıkgel olacaklar. Yazanla hasanı sız yakalandıklan» ve dyaret cezalandıracaklardır. Hattü ba programını henüz hazırlayama sm araclanna el kovacaklar. dıklan belirtiliyor. Bu nedenle, dır> denildi. Bu durumun san Kasıkcı'nın nerede kalacağı, kimlerle temas edeceği ve ne slirden de agır olduğu kaydezaman güney sahillerinde «ardilen raporda, «toplumumuza Abdülhamit dönemlndeki san sa beğenme gezisine» çıkacağı sttrü aratacaktır. Cünkü san henüz belli olmadı. sür uygulamasının bile lılr ölçüsfl, kriteri vardır. Ama, taHAVA HARP sannın 28. maddesi sansiirden daha ağir ve tehlikell sonuçlar OKULU'NUN YENİ yaratacaktır» görüsüne ver ve. rildi. ÖĞRENCİLERİ «Yasama Türfltme ve YöneAND IÇTİLER ' tlm Komisyonu» adına konuşan Burhan Karaçellk ise, sistemsiz liğln ilke haline getirildlğini be tSTANBDL (UBA) Halirtti. Başkannk sisteminin Tür va Harp Okulu'na 19821983 kiye'nin tarihsel koşullanna uv gun olmadığını, parlamenteı öğrenim yılında alman 170 sistemin ise aksayan taraflanbirinci smıf öğrenci adayırnn düzeltilmesiyle uygun olanın and içme törenl dün cağını söyledi. Karaçelik, ta Hava Harp Okulu'nda yasanyla Cumhurbaskanınm güç pıldı. Törende bir konuşma yapan Hava Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Ahmet Çörekçi, «Bugün törenle o(Baştarafı 1. Sayfada) kula ilk adımlannı atan ög etmemişü. Bakanlığın yazısı Kcevit hakkında dosrencilerimiz, lllm ve fenle ya ile birlikte indirme işyoğrularak en iyi blçlmde lemlnin yapılmaması yoyetiştirüecek, vatanın ve lunda karar veren Ankara göklerlmizin savunması glbi Sıkıyönetim Komutanlığı yüce bir uğraşta kazanacak (3) numaralı Askeri Manlan başanlarıyla yann hekemesina gönderilmiştı. pimizin Avünç kaynağı olaEcevlt'in 2 ay 27 gün ocaklardır» dedi. lan mankumlyet süresi, İnfaz Yasası nedeniyle yaAnd içme törenlne, Hava pılan Uçte bir oranmdaki Kuvvetleri Personel Başkaindirto ve daha önceki nı Tümgeneral Halis BurmahkumiyeU sırasında han, Hava Harp Akademi înfaz Yasası nedeniyle bir Komutanı Tuğgeneral Alaaylık artırma Ue birlikte addln Güven, 15. Füze Üs sonuç olarak 88 güne ulaKomutanı Tuğgeneral Ünal şıyor. Derell ve öğrencilerin veliOte yandan Bülent Eceleri katıldı. vit'in Norveç'te yayınlanan bir gazeteye demeç verdiği savıyla yargılanmasına da 12 Eklm'de Ankara SıFeneryolunda kıyönetim Komutanlığı (1) KtBALIK LÜKS UAÎRE numaralı Askeri Mahkemesinde devam edllecek. rel.: A^pt^'^r1 37 87 08 (Baştarafı 1. Sayfada) İle bağdaşmaz. Aynca, Anayasal Ozgflrlflk. ler, bunlara sağlanan yahut sağlanmayan güvencelerle ve Anayasa'da yeralan diğer kurom ve kurallarla birlikte bir anlam taşır. Ozgürlük sonınu Anayasa'nın yalnız «haklar ve hürriyet» bölümünde değil. hemen her kesiminde kendini duyurur. Devlet organlanmn kuruluşu ve işleyişi, görev ve yeu kileriyle ugüi kurallar, özgür lüklerin kuruluşu ve İşleyişi, görev ve yetkUeriyle ilgili kurallar, özgürlüklerin bukukl çerçevednl belirlemekte büyük önem taşır. ürneğin, hak ve özgürlüklerin güvencesi olan yargısal güvenceyl tanımış ol. mak yetmez. Hatta mahkemelerin bağımsız olduğunu belirtmekte birşey ifade etmez. Eğer yargı bağunsızuk, güvence ve tabii yargıç ilkelerine kavnşturulmamışsa, temel hak ve dzgürluklerin Anayasaya yazümış ulması, bHDİarın tanınmış olduğu anlamına gelmez. îşte, bu bakımdan da Anayasa Tasansı kaygı verlcidir çünkü güvence»izdirj» "Tasarı kaygı verid,. Bayar Ünlü silah (Baştarafı 1. Sayfada) dın Yalçın.. Bu bölümde, Prof. Dr. İlhan Unat, Prof. Dr. Gündüz ökçün, Prof. Dr. Türkkaya Ataöv ve Prof. Dr. Rona Aybay gibl «Uluslararası tlişkiler» çerçevesi içinde konmuş olan dallarda yetişmiş öğretlm üyeleri varken, bu bölümün başkanlığına bir ekonomi profesörünün atanması biraz garip değil midir?. Gerçi Aydm Yalçın, ekonomi profesörü olmaktan da öteye niteliklere sahlptir: Eski parlamenterlerdendir. AP milletvekili olarak siyaset sahneslnde bulunmuştur. 12 Eylül öncesinde, gelecek rejün için Anayasa çalışmalarmda bulunmuştur. Kuvvetli bir antikomünlsttir.. «Forum» adh dergisinde, başta kendi fakültesinde olup bitenler olmak üzere, yurt ve dünya sorunları üzerinde yazılar yazmaktadır. Bütün bunlar, bir ekonomi profesörünün, «Uluslararası llişküer Bölümü»ne Başkan olarak atanması için yeterli midir? Askerlikten bir örnek verelim: Tank birliğinin ya da piyade alayının başma bir levazım subayı getirilir mi?. Hiç şüphesiz getirilmez. Getirilmesi bile düşünülemez. Hayatında bir tek uluslararası ilişkiler dersi almayan ve vermeyen ekonomi profesörü Aydm Yalçın, kendi uzmanlık alanı ile ilgili olmayan «Uluslararası İlişkiler Bölümü»ne başkan yapüırken, Ekonomi Bölümünün başma da «Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı» ve Tercüman Gazetesi yazarı Prof. tsmail Türk getirilmiştir. Türk, sermaye piyasası çalışmalarmdan ve Tercüman Gazetesine yazı yazmaktan arta kalan zamanında, SBF Ekonomi Bölümünü yönetecektir. YÖK karan ile Rektörlüğe bağlanan SBF Basm Yayın Okulu Müdürlüğü, nedense Dekan Serin'ln «uhdesinde» bırakılmıştır. Basın Yayın Okulu SBF Dekanlığından ayrılacaksa, buna gerek görülmüşse, bu yüksek okul, niçin SBF Dekamna bağlanıyor? Yok, eğer, SBF Dekanlığma bağlanması uygunsa, niçin Rektörlüğe bağlanmış sayılıyor? Bölümlerde devam edelim: «Sosyal Siyaset» bölümünün başına Prof. Sait Dllik getlrildi. Sait Dilik, Prof. Cahit Talas'm aslstanıdır. Bu bölümde, «Sosyal Siyaset» konusunun, Türkiye üniversitelerindeki «babası» ak saçlı Prof. Cahit Talas varken, Bölüm Başkanlığı için bir başkasının düşünülmüş olması bile saygısızlık sayılmalıdır. Prof. Sait Dilik, aynı zamanda Dekan Yardımcısıdır, Üniversite Senatosunda görevlldir. Şlmdi, bir de, ak saçlı hocanın başma Başkan olarak getirilmektedlr. Bir koltuğa, bu kadar karpuz sıkıştırmanın acaba anlamı nedir? Prof. Cahit Talas, 27 Mayıs ihtilal hükümetinin Çalışma Bakanıdır. Acaba, bu yüzden mi kendisi, eski asistanının emrinde çalışmaya zorlanmaktadır? «Siyaset ve tdare Bölümü» başkanlığına da Prof. Bülent Daver getirilmlştlr. Aynı bölümde, Prof. Bahri Savcı, Prof. Mümtaz Soysal, Prof. Cemal Mıhçıoğlu, Prof. Nermin AbadanUnat, Prof. Şeref Gözübüyük, Prof. Metln Kıratlı, Prof. Ruşen Keleş, Prof. Cevat Geray bulunmaktadır. Bu bölümde de «kıdem esası» bir yana itllmiştlr. «Işletme Bölümü»nde de aynı kurallar geçerli oldu ve Bölüm Başkanlığma Prof. Vahdet Aydın dururken, ondan çok sonra üniversiteye giren Prof. Latif Çakıcı getirildi. SBF Dekanı Prof. Necdet Serin, bir kez, SBP Dekanlığma aday oldu kazanamadı, bir kez BasmYayın Yüksek Okulu Müdürlüğüne soyundu; olmadı, Prof. Türkân Akyol'a karşı, Ankara Üniversitesl Rektörlüğüne aday oldu, Akyol*un 353 oyuna karşı, 23 oy aldı, Senato üyellğine aday oldu, yine kazanamadı. Üniversitede huzur, üniversitede dirlik ve düzenlik böyle mi sağlanacak, bilmlyoruz. Blldlgimiz, YÖK Başkanı Prof. Doğramacı'mn «arsıulusal» nitellkte bir çocuk doktoru olduğudur. Bu nedenle saym Doğramacı'ya sormak Isterlz: Bunlar da YÖK'Un çocuk hastalıklan mıdır? Boğmaca mı? Sarılık mı? Kızıl mı? Kızamık mı? Difteri ml? Raşitizm mi? Çocuk felci ml? Nedir bunlar? GÖZLEM EVETHAYIR (Baştarah 2. Sayfada) rihi»nde okudum: 1940'larda 'Vatan' başyazan Yalman, o günlerin Başbakanı Saraçoğlu'na soran 'Tenkitten hoşlanmıyorsanız neden sansür koymuyorsunuz? Tenhitte hürsünüz diyorsunuz, blz de gö rev ve aorumluluğumuzun gereği olarah bu özgurlüğü metnleket yararına kullanmah zorunda halıyoruz. Derhal batımız belâlara uğruyor Halbuki siz apaçıh sanaür usulünü uygulasamz yürütseniz bizim hiçbir sorumluluğumuz kalmaz, sorumluluk siz* geçer. Siz de rahat edersiniz biz de.» Başbakan Saraçoğlu'nun verdiği yanıtla yazımı bitirmek istiyorum. Yönetim yerindekilerin özgürlüklere karşı içtensiz tutumunun tarihsel bir örne. gi de ondan... Hep yaşayageldiğimiz bir durum: •Ben sansür hoymam. Anayasanın dışına çıüamam. Fakat *en haddini büeceksin, bunu aşmayacaksın, agarsan cezasmı göreceksin.* O kadardır durmadan yinelenen bu öykü, bu masalL Ecevit (Baştarafı 1. Sayfada) lifte balunuyorlar. Bu kez kabul edeceğhn» şekllnde konustu. Bu arada, Milli Güvenlik Konseyi'nin kasun'da halkoyuna sunulacak olan Anayasa Ta sarısı uzermdekl çalışmalarını bu ayın ortalannda tamamlaya cağı belirtiliyor. DM Başkanlığı için, Uyelerden Teoman uzalp, Eşref Akıncı, Hamza Eroğlu, Mehmet Hazer, Feyzı üyguner, Fenni Islünyell ve eski başkan Sadi Irmak'ın adayhğını koyacağı yolundakl söylentller kulisler de yoğunlaştı. BaşkanveküUkleri İçin henüz belirgln isimlerln ortaya çıkmamasma karşın, Fenni İslimyelı ve Vefik Kitapçıgii'in baş kanlık için oy toplayamadıklan takdirde, başkanvakilliği içln aday göstenlebilecekleri kaydediliyor. Başkanvekilliği adaylığı için Mersin Uyes] Turan Güvenin de adı kulislerde gündeme gelen lslmler arasında. Başkanlık dlvanı uyeliğl için Mehmet Pamak'ın yeniden seçilme şansının «yok denilecek kadar azs olduğu öne sUrUlürken, Pamak'ın yerine, Doğan Gflrbfiz ile Erdoğuı Bayık'ın adayuklanndan söz ediliyor. Başkanlık divanının eski Uyesi Imren Aykut'un bu dönem adaylığım koymayacağı edinilen bilgiler arasında. Yeni yasama yılına yann saat 10.00'da girecek olan Danışma Meclisi'nde açılış töreninden sonra oturuma saat 14.00' DM BAŞKANI e kadar ara verllecek. Saat 14. 00'de de yeni başkanlık divanı seçünlerine geçilecek. Başkanlık divanı seçimlerinln sonuçlanmasından sonra bir başka gün geçilecek olan Anayasa Komisyonu seçimleri için ise aday sayısının «kabank» olduğu belirtiliyor. Anayasa Komisyonu'nun öneml siyasal partiler ve seçim yasa tasarılarının nazırlanmasında odaklaşıyor. Danışma Medisi'nce tamamlanarak Milli Güvenlik Konseyi'ne sunulan Anayasa Tasarısı'nın Konseyde görüşülmeye devam edildlği belirtiliyor. ANKA'mn haberine göre, MGK' nin Anayasa Tasansı Uaerindeki çalışmalarını bu ayın ortalannda tamamlayacağı ifade edilirken, tasannın konseyde son şeklini almasından sonra Devlet Başkanı Kenan Evren' in yurt lçmde geziye çıkarak tasannın son şeklini halka tanıtacagı kaydediliyor MGK'nin yapacağı değışiklikler ve vereceğl son şekilden sonra, Anayasa Tasansı, 4 kasım pazar günü halkoyuna sunulacak. Kenan Evren (Baştarafı 1. Sayfada) Sedat Celasun da Ankara ya döndüler. Evren ve MGK üyelerini Etimesgut'ta Başbakan Ulusu, MGK Genel Sekreterl Orgeneral Üruğ ve öteki ilgilîler karşıladı.