25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 14 11 EKİM 1982 MHP, masraflarını karşılamak için pazarlama şirketi kurmuş Tutanaklardan ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) «MHP ve ülkücü kurnluşlar» davasında savunma avukatlarmm mah kemeye sunduklan dilekçede, ticari faaliyetlerde bulunmanın suç olmadığı görü §ü savunuldu. Alpaslan Türkeş'in devlet güvenlik mah kemeleri kurulması lstenen 1978 tarihll MHP bildlrisi nedeniyle yargılandığı davada beraat ettiğl belirtildl. Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı (1) Numaralı As keri Mahkemesine 4 eklm' de sunulan ve 5 eklm'deki duruşmada ele alınan salıverilme isteğinl içeren dilekçede, ticari faaliyetlerde bulunma konusuna da de ğinildi. Dilekçede MHP'nin ticari faaliyetlerde bulunmasına llişkin olarak şöyie denüdi: «...Aynca, 12 Eylül öncesi o kara dönemde yalmz tstanbul'da, Milliyetçi Hareket Partilllere tevcih edilen cinayetlerin geride bıraktığı şehitlerin kaldırıla bilmesi için, herbirine 30 bin lira masraf yapılması gerektiği ve bu clnayetlerde hayatlannı kaybeden partililerin günde bazen 23 tane olduğu da düşünülecek olursa, sadece bu misal bile yapılacak harcamaların nelere bağlı olabileceğini an latmak için yeterlidir. Yapılması gerekli bulunan bu ve bunun gibi btittin masraflarm, kısmen de olsa, karşılanabilmesi için, partiye yardımda bulunan sanayicilerin ürettikleri mal MHP davasında savunma avukatlan mahkeye sunduklan dilekçede «Partiye yardımda bulunan sanayicilerin ürettikleri malları birinci el olarak ahp satarak elde edilecek kâr ile gelir temin edilmesi düşünülmüş» denildi. Savunma avukatlan: «Ticari yoldan elde edilen geliri, hayali çeteye mali kaynak sağlamak olarak tavsif etmek tamamen yanhştır.» ları birinci el olarak ahp satarak elde edilecek kâr ile gelir temin edilmesi dti şünülmüş ve bu maksatla da bir pazarlama şirketi ku rulmasına teşebbüs olunmuştur. «BAŞBAKANA YAZI tLE MÜRACAAT ETTÎK» Bu ve buna mümasil faaliyetleri, iddianamedeki hayali çeteye mali kaynak sağlamak olarak tavsif etmek tamamen yanhştır. Bu nitelikte bir çetenin mevcut bulunmadığı ve bulunmasının da mümkün olmadığını, TCK'nun 168. maddesinin kanuni unsurlarını açıklarken o bahlste etraflıca izah edeceğiz. Her partl lçin mübah sayılan bu hususların Milliyetçi Harsket Partisi için neden suç sayıldığmı anlamak mümkün değildir» Devlet Başkam Orgeneral Kenan Evren'in, 3 Nisan 1982'deki Bursa KOIHISmasından «kısa ve uzun vadede giderihnesi gereken bazı yasal kıfayetsizlikler vardır. Bu konudaki çalışmalar gecikmişti» şeklinde ahntı yapılmasmdan sonra Alpaslan Türkeş'in şu konuşmasına yer verlldl: «... 1918 Nisanında hem Başbakan'a resmen yazı ile müracaat ettik, hem de bir dosya hazırladık... O zamankl Cumhurbaşkam Fab ri Koruturk'ün kendlslne Konya Milletveklli thsan Kabadayı ile beraber veslkalarla bu tabrikler hak(Arkası 0, sayfada) SERMAYEYE DAYALI Hasan Esat Işık, Anayasa'yı hazır layanların ülkenin bütünlüğünü ve kader birliğini pek iyl değerlendirmeyip sermayeye dayah bir ekonomik ve toplum sal kalkınma yoluna gittiklerini söylüyor. (Fotoğraf: THA^ Milli Savunma eski Bakanı Hasan Esat Işık: Anayasa'da cumhurbaşkanına verilen yetkiler abartılmış Leyla Emeç TAVŞANOĞLU ANKARA, (THA) Milli Savunma eski Bakanlarından Hasan Esat Işık, Anavasa tasarısına ilişkin görüslerıni açıklarken, «Cumhurbaşkanına verilen yetkileri fevkalade abartıhmş ve lüzumsuz göriiyorum» dedi. Işık, özgürlüklerin kısıtlanma dığı reiimlerin adının «çoğulcu demokrasi» olduğunu kaydede rek düsüncelerini sövle açıkladı: «Anayasalarda fert ve devlet olmak üzere iki temel unsur vardır, bunun temel i de toplumdıır. Devlet için fertler değil, fertler için devlet yaratılmıştır. Devleti korumak için dahi fertleri ihmal etmek münı kün değildir. Ozgürlüklerle ve haklarla devlet otoritesi ve devlet bekâsının gereklerini bağdastırmak toplumların bü vük sorunudur. Eger özgürlükleri kısarak bir denjteye varılmak isteniyorsa bu rejimin adı başka bir şeydlr. Ama özRiirlükleri tabu görüp bunlarm boyu kısaltılaraaz düşttncesi ile hareket edillrse. vanl özgürlükler ağır Kelirse bunun adı özpürlükçü çoğulcu demokrasidir. Şimdi Danışma Meclisi'nden çıkan Anayasays baktıtnnız zaman üsfilerek söy lüyorum kendimizi özcürlfikler den daha çok otoriteve dayah bir düzenle karşı karsıya buluyoruz. Burada huzur rerdin de katkısıyla, vatandaşm da katkısıyla sağianacak bir kavram olarak yer almamıstır.» Işık, Anayasayı hazırlayanlan n 12 Eylüi öncesi ortammdan duvulan ıstırabm "jlkisivle hareket ettiklerini açıkladıklarmı hatırlatarak, «Anayasalarm sörevl dünün muhasebeslni yapmak de&ildir. Anayasala rın Rörevi yaruun dttzeninl ortaya koymaktır. Tepkiyle 'apılan Anavasalarla vann loırulmaz» dedi. Ülkenin kalkınması ile ligılı olarak da Anayasada vadırgadığı bir bölüm bulunduâunu ifade eden Hasan Esat Işık, şoyle devam etti: «Anayasada ülkenin bir butün olarak kalkmmasından ziyade bir tercih yapılıp önce ülkenin bir bölümünün ka'kmdırıunası ve ona davanarait da tedricen dîğer bölümlermin kalkmdmhnasma basvurulmuştur. Böyle bir sisUftı yapıonca da akla şu geliyor. Ük once 45 milyonu birden kaliondırmak mümkün değildi. İ l s önce kUçUk bir zümreyi kaiiaııdırınz, bir süre ötekiler, onlara kölelik ederler, onlar veterınce para biriktirdikten sonra da arta kalanlar yararlanır. Vanı bana öyle geliyor ki ülkenıo bütünlüğünü, kader bırıiğmı pek fazla iyi değerlendirememişler Şlmdiki halde, sermayeye davalı bir ekonomik ve toplumsal kalkınma voluna Rit mişler.» Işık, Anayasamn ışci • ışveren ilışkileriyle ilgilı hü'îümlerinl «çok talihsiz» buiduğunu sövledi ve sövle devaro etti: «Anayasayı hazırlavanlar iscı isveren sendikaianna eşlt işlem yapıyoruz, demek U bitarafız gibi vicdan rahatlığma veya bir huzura kendilerini ulaştırabilmişler, oysa mühim olan deııse yapay denge değil içerildi denRedir Bueün sendi kaları kaldınrsak isverenler t» hat nefes ahrlar.» işçi ve ışve ren sendikalannm islevlerımn aynı olmadığını hatırlatan Işık burada işverenlerin işçinın bas kısmdan anndınhnasmm amaç landığını söyledi. Bu maddelerden toplumsal banşın sağlanamayacağmı da kaydeden Hasan Esat Işık, bu maddenin düzeltilmesi EerektiŞim sa vundu. Işık, demokrasilerde ann kuralın kişi vönetiminden çip ortak bir vönetime nin söz konusu oldugunu beürttl ve şövle devam etti: I.. «Demokrasilerde yalnız halk için değil, halk tarafmdan da yönetim vardır. Bu tasl.^ga bak tığunız zaman görüvoruz ki, ortak yönetimden kacılıp, kişi vonetimine önem verilmeB istenmiştir. Hatta valnız urtak vönetimden kaçılmamış, halkoyundan bile kaçılmıstır. Halkoyu, sadece bir zümreve ve daha da çok o zümrenin içmde bir klşiye otoritesinin meşruiyetlni verecek olan bir pıekanizma olarak verilmek tstenmiş ve adeta lokalleştirılmiştir ve bütün vetkiler daha zivade bir kişinin elinde toplandınlmava cahşilmıştir. Bunun da çoğulcu oarlamenter riemokrasivle bir iliskisi voktur. Cumhurbaşkanına verllen yetkileri fevkalade «bartılmiş ve lüzumsuz görüyorum.» Ozek: Iddianame "dehşetengiz ceza*. istemleri ile celiski icinde Avukat Prof. Çetin Özek: «İddianamenin için de, 141. maddenin ihlal edildiğine ilişkin hiç bir bulguya raslanmıyor» dedi. tstanbul Haber Servisi Ba n ş Derneği davasuun 23 eylül gtinü yapılan duruşmasında söz alan avukat Çetin özek, iddianamenin ciddi bir suçlamayı oluşturmadığuu, «dehşetengiz ceza» istemleri ile bu durumun çelişkili olduğunu Böyledi. Duruşmada sanık Reha îsvan tahliye konusuna ilişkin görüşlerinin tutanağa geçmesini istedl. Aksine karar verilinceye kadar tutukluluk hali» e hiç itiraz etmeyeoeğinl belirtti. Reha Isvan'ın lsteml Uzerine, bu konudaki görüşleri zapta şöyle geçirildi: «Iddia makamı her tahliye la temlnden sonra tutuklanmay» C8M teşkil eden bususlann ortadan kalkmamış olması gerek Gesinl öne sürüp otomatlk ola* rak tahUyemizin reddedllmesi önerislnde bulunuyor. Sizler de reddediyorstmuz. Daha önce ttç mahkeme karan ile de kanıtlandığı gibi tutuklanmamısn gerektiren bir durtun yoktıır. Var olmayan bir şey de ortadan kalkmaz. Saym avukatlanmız beyan ettiklerl glbl hukuk bilimi ne gerektirlyorsa onn yapmak zorundalar. Onlar yalnız bizim değU, adaletln de savunucusudurlar. Dahası yurtseverllk gereği, avnkathk, insan hk, yurttaşhk onuru, dürtüsü ile bu konuda ısrarla itirazlan oluyor. Haklılar. Görevlerine müdahale edemem. Ancak Idçisel olarak tutukluluk halime hiç İtiraz etmedbn. Siz ak sine karar verinceye kadar hiç itiraz etmeyece&İm. Çünkü tekrar ediyorıutı, tutuklulu ğumuznn hiçbir yasal dayana ğı yok ki ortadan kalksın. Na8i] sebepsiz tutuklandıksa, ger çek kabul edilinceye kadar se bepsiz tutsak yatanın. Bu hak sızlık, klmlerln vicdanını rahatsız edecekse onlar düşünsünler. Ben huzur içindeyim. En çağdaş, en kutsal bir amaç la çahştun. Yasalan çiğnemedlm. Kimseye acı çektirmedlğhn içln, tutsak olarak da, öz gür olarak da huzur içinde ya şayacağım. Huzur içinde şerefhnle öleceğlm. Tutukluluk hallm bu mutluluğumn etkiliye Reha Isvan ölümden, dramatik olsun dıye söz etmedlğini, yaşmın ilerlemlş olduğunu, istenen cezanın da 15 yıl olduğunu belirttl. tstanbul Barosu Başkam Orhan Apayduı'ın sorgusu tamam lanan ve Türk Tabipler Birliği Başkanı Dr. Erdal Atabek'in sorgusuna geçilen aynı günkü duruşmanın son bölümünde, tahliyeler konusu gtindeme geldi. Orhan Apaydın'ın adına söz alan Av. Şener Mete, tutuklama içln herşeyden önce, suçun işlendiğine dair kuvvetli belirtilerin bulunması gerektiğim, oysa müvekkili hakkında delü bulunmadığını söyledi. îddianamede müvekkillne alt konuşmalann çarpıtılarak alındığını, kaldı ki bu konuşmalarda da 141. maddenin unsurlan bulunmadığını behrttl. Apaydın'ın tahliyesini istedi Av. Tayfun Akçay da sorgulardan Banş Derneğı'nin illegal bir örgüt olmadığımn ortaya çıktığını söyleyerek müvekUinin tahliyesini istedl. Sanıklann tümüne İlişkin olarak söz alan, sanık Prof. Me tin Özek'in avukatı Prof. Çetin Özek, olumsuz koşullar içinde samklar için tahliye taleblnde bulunduklannı belirfr tl. Savcımn tutukluluğun deva mına ilişkin talebini verdiğini mahkemenin de avukatlann görüşünü almadan gizli oturumla karara vardığını blldirdi. 24 hazirandan bu yana devam sden yargılama süresince y p ı l a n sorgularla, iddianamenln içinde 141. maddenin İhlal edildiğine tllşMn hiçbir bulgu ya rastlanmadığını, yalnızca tu tuklamayı reddeden Uo mahke menln kararlannın haklıhğının ortaya çıktığını söyledi. Özek, «Türk toplumunun kendlleriyle övünmesi gereken bu lnsanlar 7 aydır tutukludurlar. Tutukluluklan fülen cezaya dö nüştürülmüştür.» dedı. Bütün tutuklama istemlerinin, gerekçe gösterümeden reddedlldiğina işaret etti. Çetin Özek daha sonra tutuklamanm «ağır cezahk suç ve devlete yönelik suç» gerekçesi ile sürdürüldüğüne değindi, bu nedenlerin sanıklara yö neltilen suçlamadan kaynaklan dığını, yargılama bitinceye kadar değlşmesinin mümkün olmadığını, bu anlayışa göre, da va sonuçlanıncaya kadar tahliyenin söz konusu olamayacağı IU belirttl. tddla makamımn 2 TUTANAKLARDAN BARIS DERNEGİ DAVASI eylül günlü duruşmada kamu davasınm yeterli neden olmadan açıldığım itiraf ettiğinı söyleyerek, tutuklama içln yeterli neden olmasımn zorunlu olduğunu bildirdı. İddianamenin ciddi bir suçlamayı oluşturmadığım, «dehşetengiz ceza» istemleri ile bu durumun çelişkili olduğunu savundu. «Özgiirlükleri yok ederek devleti koruma mantığı demokratik düzen Ukeleriyle bağdaşamaz. Böyle bir mantığın doğrudan demokratik dfizenl tahrip edeceği, hatta o düzenin artık demokratik sayıbnasını engelleyeceği kabul edilir.» dedi. Savcımn evhama dayanan suçlamalannda, müvekkillerinin yaptıklan için değil, yapmadıkları içln «sapık ideoloji», «zararlı fikir» peşınde koşmakla suçladığım soyledı Bu konuda iddıanameden çe şitli örnekler verdıkten sonra Savcıhğın «hür demokratik ba tı dünyası ile illşkilerimizi ko parma» suçlaması üzennde durdu. «Batı ve batı insanı sayın Savcı gibi düşünmediği için hür ve demokratik dünyayı oluşturahilmlştir» diyerek bu ıd dıa ile müvekkillerinı suçlayan Savcımn gerçekte batı duşüncesiyle tümden çeliştiğmı ve batı düşüncesinı suçladığım bildirdı. Sanıkların tahliye istemleri bu oturumda da reddedildi. Amerika nm en zengin Türk ü Ertegün: "Türk sanatcısını ABD'de meshur etmek imkânsız,, Leyla UMAR Amerika'da yaşayan Türkler arasında en zengin iş. adamının Ahmet Ertegün ol duğu yıllardanberi her yerde, her fırsatta söyleniyor. Bunu ıyi bilen bir meslekdaşrnıız geçen gece bir davette Ertegun'e, «Bize tüm mal varlığımzı dolar olarak açık lar mısınız?» diye bir soru yonelttiği zaman ış ftdamı «Türkiye'de havanm yaza kı yasla hayli serinlediğini» söyledi. Meslekdaşımız Amerika'da böyle bir sorunun çok ayıp sayıldığmı bilemezdı. Ahmet Ertegün de onun bılmeyeceğini varsayarak hiç smirlenmeden yanıt verdı. Ama onun hiç bıkıp usan madan hemen her gazetecı arkadaşa yonelttiği «Niçin Türk futbolculan gol atmayı deneyeceklerine durmadan savunmayla meşguller?» sorusuna doyurucu ya nıt veren çıkmadı. Ahmet Ertegün kelimenin tam anlamıyla neşe dolu bir kişi. Sık sık eski tstanbul lehçesiyle tekrarladığı argo sözcükleri söylerken kendisi de kahkahayı basıyor. Ertegün'ün Türkçesini zayıf bulanlar var. Oysa baba sı büyükelçt olduğu için iki yaşındanberi Türkiye dışında yaşayan bir Türk için çok iyi sayılacak bir Türkce si var. •Biz eski İstanbuUular hep akraba çıkıyoruz» diyen Ertegün'ün Istanbul'da kaldığı otelin Kral Dairesi çiçek ve çikolata kutularıyla doldu taştı, Her gelen çiçek için teşekküru bizzat telefonla yapan Ertegun'un elinden ahıze düşmedi. Eşi Romanya asılh Mica Ertegün hergun bit pazarlarmda antika eşya aramakla meşgul olduğundan ona gon derilen her şey için de teşek kur eden Ahmet Ertegün, «Bodrum'daki evimize bayıhyoruz ama maalesef istediğimlz kadar kalamıyoruz» diye üzülüyor. Mica Ertegün Amerika'nın ünlü dekoratörlerinden. Burada bulduğu antika eşyalann bir kısmını Amerika'ya yolladığını söylüyor. Atlantik plaklan, Cosmos futbol takımı, Ertegün'ün vaktinin çoğunu alan uğraşlar. «Bunca Türk sanatçımız var. Isteseniz birlnl Amerika'da üne kavuşturamaz mı sınız?» soruma şu yanıtı v© riyor Ertegün: «İnanılmaz derecede güç bir iş. Amerikalılar kendi dillerinde şarkı söylemeyenleri ciddiye almazlar. Ben yıllarca önce Mireille Mathieu ve Mıchel Polnaref ile bizzat ugraştım. Hem de günde dört beş saatimi ayırıp onlara foneök dersler vererek. Biri dört diğeri altı yılımı aldı. Yine de Amerika'da başarılı olamadılar. Bizim çok ünlü bir şarkıcımız Amerika'da bir gece tüm salonu doldurabilir. Ama seyircilerin çoğunun Türk olacağını biliyorum. Bu nedenle ben çok istediğim halde bir Türk sanatçımızm Amerika'da başarı ka zanmasınm mümkün olmadığını biliyorum. Tıpkı bir futbolcumuzun başarı kazan masmin çok güç olduğunu bildiğim gibi.> SÜRECEK DISK her zaman demokrasi yanlısı olmustur İşçilerin özlem duyduğu siyasal parti iktidara gelene kadar ıpı sınıf mücadelesi sürecek? sorusuna Zırtıloğlu «Sınıf mücadelesi sürekli devam edecektir» yanıtını verdi. tatanbul Haber Servisi Ek iddianame ile, 62'si laam istemli olmak Uzere, sanık sayısı 72'ye çıkan 6 eklm günlü DİSK davasında, 6. sanık sırasındakl Mukbil Zırtıloğlıı'nun sorgusuna geçildl. Yargıcın bir sorusu Uzerine, beynelmılel 11teratürdeki uzlaşmacı sendıkacıhğı bizde TÜRKÎS'in yaptığını, bu tür sendikacüıgm en belirgin özelliğlnin isveren Iradesine bağımlı olmak olduğunu söyledi. Yargıç, «Sımflararası denge, banş ve paylaşımı sağlayıcı poütika izleyen sendikal anlayış karşısında DİSK'in uzlaşmayı red eden sınıf sendlkacıhğını, yani (işçi sınıfı bilimi, bilimsel sosyalizm, komünizm) rehberllğlnâe ve işci suufı par tisi önderliğinde işçi sınıfı iktidarım gerçekleştirinceye kadar, sınıf mücadelesinl amaç edinmiş, devrimci sendlkacılığı öngörüp uyguladığtnaı ilişkin iddiaya karşı diyeceğmi sordu. Mukbil Zırtıloğlu ger çekten de DtSK'üı suııf sendikacılığım, bir diğer deyimi ile devrimci sendikacılığı işçi sınıfı bilimi rehberliğinde banimsediğini ve uyguladığını söyledi. Açıklamasım şöyle sürdürdü: «Ancak DİSK' in işçi sınıfı bilimi terimi, bilimsel sosyalizm, hele komünizm anlamına hiç gehnee. DİSK'm işçi smıfı bilimi deyl mi ile kastettiği sanayl devrlminden günümüze kadar uzayan, Batı Avrupa ülkelerlndeki işçi hareketlerinden edinilmiş deneyimlerin toplamı, bun lann ışığında ve hayatm gerçekçilîğini esas alarak yapılan değerlendlrmelerin sonucudur. DİSK sosyalizmi amaçlar. O DİSK kl Anayasayı devamlı savunagelmlştir. Anayasadaki köklü dönUşümlerin gerçekleştirilmesini istemiştir. DİSK'in amaçladığı sosyalizm, Anayasa nın mümkün kıldığı, ekonomik alana münhasır uygulamalardır. Terinıin içerdiği siyasal alana hiç girmemektedir. DİSK sosyalizmi ve işçi sınıfı biliıni terinüerinl birUkte kullandığı için, sosyalizme bilimsel nitelik kazandırmaktadır. Yani DİSK bilimsel sosyaUzm tabirlni Marksizm anlamında Zırtıloğlu, çağdas, sosyalist düşUncenin ancak dzgüriukçu, gogulcu, demokratik parlamenter düzen içinde hayat bulduğunu bildirdı. Yargıcın smıllar. arası denge, banş ve kaynaşma deyımıne ilişkin sorusunu yanıtlarken, TÜRKÎŞ'in partılerüstü politika deyıminin aldı ğı yeni şekil olduğunu söyledi. Açıklamasım şöyle sürdürdü: «Bize nazaran TÜRKİŞ beynelmilel literatürdeki uzlaşmacı sendlka kategorisine dahildjr. Bu tür sendikacıhğın fa> rikası isreren iradeslne ram olmaktır. Blz Ise sunf sendlka. cıhğı yapanz. Temsil ettigimiz iscinin tradesine tercttman oluruz. Uzlaşmacı sendikacılıkta lşveren devletse, sendlkacıhk pratiği (giden agam. gelen pa. şam) anlayışı icinde sürdürüliir. Ne verilirse onunla yetuıilir. Sonuç olarak sendlkacıhk, klşilerin lkbal hesaplaruu göre gelişir. İsveren özel gektörse, bu sendikacıhk eiderek s a n sendikacıhğa dönflsfir. Sendlkacılann kişlsel ekonomlk lhtlyaçlannın karşılanmasına neden olur. Suuf gendlkacıhğuda esas slyasal Iktldarlata ve Işverenlere karsı bagun«auktır. Ba nedenle ne sivasal lktidar, ne de özel sektör )sverenln Iradeshıe baSh kabnmaz.« Vargıc Çetin Gfivener araya glrerek, «DtSK ne divor? tktldar s;erceklesincey« kadar sınıf odssması yok mu dlvor?» (Arkun «**> 1 Orgeneral Faruk Gürler Tatbikatı bugün baslıyor ANKARA (Cumhuriyet Bttrosu) Türk Silahlı Kuvvetlerlnin 1982 yılı planh tatbikatlarmdan olan «Orge neral Faruk Gürler 82 Tat bikatı» bugün Diyarbakır, Urfa, Hilvan, Siverek ve Samsat bölgelerinde başlayacak ve 15 Ekime kadar sürecek. Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterllği Basın ve Halkla tlişkiler Şubesi'nden yapılan açıklamaya göre, tatbikata Kara Kuvvetleri' ne mensup zırhlı ve mekani ze blrlikler, hava indirme (Arkası 9. Sayfada) Yüksek öğrenim gençfigi ne cüyor? • Şakir Aydın (Uludağ Üni. lkt. ve Id. Bilimler Fak.): Okulumuzda altı smav hakkı vardı. İki hakkımızı da sakh tutabiliyorduk. Ben her yıl olduğu gibi bu yaz da bir işletmede çahştun, iki smav hakkımı da dondurmuştum. Ama YÖK karanna göre şimdi birdenbire sınava girme zorunluluğuyla karşı karşıya kaldım. Bunun mantıkla bağdaşır tarafı var mı? • A. Tekin Şimşekli (EÜ Ziraat Fak.): Smav döneminin tam ortasında bir nur pervanesi gibi semaları aydınlatan YÖK'ün bilimsel ışıklarıyla sarhoş olduk. Daha önceki yönetmeük ve yine YÖK'ün aldığı kararlara göre programını yapmış binlerce öğrenciden biri olarak ne kadar boşa çaba harcadığımı şimdi çok iyi anlıyorum. Yalmz değerlı bilim adamlarımızın neden bu kadar zahmete katlandıklanm anlayamıyorum, Eylül sınavlarından sonra tatlı bir sürpriz le çok daha iyi sonuç alabilirlerdi. • Sezai Erever (9 Eylvl Üni. Hukuk Fak.): Doğramacı ve eklbi gençliği doğrarken, hak, değer, saygı, güvence, yasa, emek gibi kavramları da doğradı'fiım biliyor mu? Bu kavramlann insanlar için önemı yok (ya da YÖK) edilirse, bunun hesabım Prof. Doğramacı mı verecek? Hocalarımız deseniz, onlar bızden çok YÖK'zede... Fakülteleri, bölümleri, bilim alanlan ve yıllardır okuttuklan dersleri kaldırılmış, yökedihniş, onlar susmuş bekliyorlar. Sınavım veremediğimia birçok ders yeni YÖK mUIredatında yok. Bunlarm yerine YÖK'in bulusu olan yani derslerden mi sorumlu olacağız?. • Selçuk Ertuğrul (Karadenfas Üni. Orman Fak.): Toplumun bir bölümü huzursuzluğa itildi. Ben YÖK'U başlıbaşma avn bir sorun olarak görmüyorum. Bu tt'r yaptırımlarını bekllyordum zaten. • Serdar Salman (İTÜ Sakarya Müh. Fak.): YÖK kararlanna bakmca, 12 Eylül'den öneeM ögrenel olaylannda hiçbir sorumluluğu olmayan ve sadece okumak için çırpman bizlerden neyin hesabı soruluyor diye düşünllyorum. YÖK kararlan okullara gönderilmiş birer giyotin gibi. Hep gideni mi arayacağız? Yeniden bir 12 Eylül yaşamak istemiyoruz. Tek güvencemiz Sayın Devlet Başkammız. Muhtariar, nakil ilmuhaberi yasasının cıkarılmasını istiyor ANKARA, (Cumhuriyet Büro su) Türkiye Muhtariar Federasyonu Genel Başkam Mu hittin Büyükarslan. nakil :unu haberi yasası ile Federasyon özel yasasmm bir an önce çıkarılmasmı istedi. Federasyonım dün ArtSara'da yapılan Yönetim Kurulu top lantısından sonra vazılı açıklamada bulunan Büvükarslan, seçmen listelerindeki vazım ak saklıkları karşısmda eetirıiikleri önerileri dile getirdl. Büyükarslan, bir vatandaşın temelli aynldığı köv ve mahalle muhtarlığından alacağı nakil ilmuhaberini veni taşmdığı yerin muhtarhgına verlp kaydı. m yaptırması mecburivetini ge tiren bir nakil llmuhabert yasasmm çıkanlmasını önerdl. Muhittin Büyükarslan, bazırlanacak seçmen kütüklerinin, muhtarlann tutacagı kütUtclerden çıkarıldığı takdlrde, bem bugünkünden çok daha saflıklı olacağını. hem de devletfn bu iş İçin harcavacagı milvonlarca liranm tasarruf edileceğinl belirtti. Büyükarslan, muhtarlann etkinliklerinin artırılması, kamu ya ve miUete daha verim i hizmetler verebilmesi lcin 1Urklye Muhtariar Federasvonu özel yasasının bir an önce çıkarıhnasına kesinlikle ihüyaç olduğunu da sözlerina ekledi. 'Kararlılık Gösterisi82,, tatbikatının Trakya bölümü bitti İSTANBÜL ( a * . ) «Kararlıhk Gösterisi82» NATO tat. bikatmm Trakya bölümUnün sona erdiği büdirildi. Tatbikat 13 eylülda Güney Ege'da son bulacak. NATO'nun sonbahar serisl tatbikatlarmdan olan Kararhlık Gösterisi tatbikatlan, kriz döneminde NATO'nun ı^uıey kanachndakl ülkeleri destekle. mek ve tekvr e etmeUeM lm(Arkan 9. Sayfad»)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle