25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 OLAYLAR VE GÖRÖŞLER mah ne demekur?' vb ) yıne kendısme dön mek zorunda kalacağımız Jacques Lacan 0 eylul 1981'de Paris'te öldu Burada •ozgün' sözcüğu yeniden karsımıza çıkıyor; deınek Lacan bir Freud yorumcusu olarak Melih Cevdet ANDAY bilinse de yıne özgün olabilıyor. Gercekten de Lacan'ı sadece bir yorumcu saymak. (bızde eskıden Ansto yorumculuğunda oldugu gıbı) yanh!) olur Bau felsefesm tektteleraen yayılan gızemcı bir felsefe var dilik şu «özgün felsefe» sorunu uzennde dı Çeşith değişiklikler gösteren bu felsefe, de yaratıcı atılımlar czgun yorumlardan durayım Islam dufuncesımn Turk gelenehlenne gö çıkmıştır. çıkmaktadır Başka turlu de ola•Bugün Türkiye'de ozgün bır felsefe bir • e yorumlanmasmdan başka bir şey de mazdı çunku orada felsefi duşunce oldugunu soylemeye yazık kı olanak yok gıldı Bir halk felsefesı de vardı fe». Nasret surekuİMtır Bız kendımızı bu surekliligın Böyle bir felsefeye temel koyacak koşullar t:n Hoca ve halk hika^eleriyle. atasözlerin içinde bu surekliligın bir parçası olarak ise, bu özgün felsefeleri yaratmış olan tude dıle getmliyordu Bacon Descartes. Spı duymadıkça ozrrunluge varamayız tumu bızde de yınelemek, özgun felsefe noza. Kant vb gıbı Ronesans sonrası fılolenn okuluna gıtmek, onların okulundan Sayın Sozerın yukarıya aldığım tumzoflardan hemen hemen kimsenın haberi yetişmek. birıkimlerine sahip olmaktır* decesinde bızı ou^undurecek bir durum daolmamıstı» dıkten sonra sayın Prof. Gokberk daha aşa ha var: o da Batı felsefi düşunceslnde geğıda su ılginç duruma degıniyor Şu bıîgılere de bir goz atalım: îstanbul cıkmemızın onu yuzvıllprla o'çulen bır ara Uıvvers;tes:nde felsefe bolumu 1900 vılın'Üstehk özgun bir felsefe yaratmak ıle izlerr.errr.zın nerdeyse sona erdiğidir. da açıhyor, felsefe konusunda .lk tevırıler. Gerçı Lacan'm anadıhmıze bugune değın için soyıca da azız Bakm, benım huşağım Ziya Paşa nın J. J. Rousseau dan yaptıgı Türkiye'de ünıversıte oğretım üyesı olarak hıç bir yapıtı çevrilmedı araa bu ilginç Lmile. Munif Paşa"nın Fontenelle ve Fenefelsefe öğremmıni ılk geçırmıs olan kuşakduşünür ile duşunce eylemını bırlikte yalondan yaptıgı dıyaloglar (Muhaveratı tır Bızden öicekıler, örneğin bir Mustafa çayan felsefecılerimız var artık Hıkemıye adlı ıle basılmışldır Yeni OsmatıŞekip Tırnç, bir îsmail Hakkı Bajtacıoğlu Bslüm Selâhattin Hilâv'm Louıs Altlılar Eatı felsefesının yalnız siyasal yonu benım hocalanm, bunlarm hepsı once bas husserden çevırdıgı 'Freud ve Lacan başile ilgil?nirler 'Feylescf* dıye anılan Rıka bir şey okumwlar. başka bir meslekto lıkh yazı ıie baçlıyor Dostutn Hüâv'ın. bu za Tevfik bir hsedeki derslennde kimi Bayetişmişler. sonradan felsefeye geçmışleryazıyı çevirirken dıi t«rmin bakımından tılı duşunürlerden alıntılar yapmakla yetidir. Biz. yanı şu bir iki yıl ıçinde emekne gibi guçluk'en yenmek zorunda kaldınir. Descartes'ın •Yontem Üzerine Konuşliye aynlan kuşak. ilk felsefecıleriz, üniğını anlad'm. Batılı duşünür. her şeyden ma»sı (1895) çevnhr dılımıze. Felsefe üzerin versite öğretım üyesi olarak Bız d«, bvnde durup düsunme gerçek anlamı ile, dnce dü kuran bindır. başka bir deyişle. dan on onbej y.l once, topu topu sekiz Cumhurivet dönemınde başlamaktadır Sa gerçek duçunür var o'an dille yetinemez. kışıydık Burada dort arkadai}. Ankara'da yın Macıt Gökberk'in de behrttiÇI gibi a? çünkü kendıstnden önce var olan kavramdört arkadaş bu kadar insanla da ozgün sayıda ama felsefeci o!an aydınlar bu do lara venilennı katmak ardındadır. Nıtefelsefe olmaz • kım Selâhattin Hılâv da. yalnız Althusser' nemde yetismışlerdır Onların yetiştırdigi Sayı sorunu yanmda elbet felsefe külgenç duşünürlerimızin sayısı ise hıç d° den vaptığı çevıridp bır çevirı gorevi olatüru birikimi sorunu da var ToDİumumurak değil avnı bölümdekı 'Lacan Uzerıne* azımsanacak gibi deârldır Nitekım Felsere za felsefe ne zaman girdi'' Hanffi temel yabaşlıkh yazısında da dıl'i. duşuncenın kenYazılan'nın birinci kitabmdak: •Lacan BoPitlar kitapheimızda yer aldı? dısi imişçesine zorlamaktadır Baska nasıl lümü' bunu gosteren. lyımserlik verici bir mTürkıye'de Felsefenın Oyküsü' başolabilirf'i1 belge sayılabılır lıkh yazısında Arslan Kaynardağ, bu ve Benı sevındıren telsefe Yazılan nın biBu bölumu kısaca tanıtmaya savın benzeri sorulan aynntılı olarak yanıtlarOnay Sözer'in «Jacaucs Lacan Bir ozan • rincı kıtabmdakı 'Freud ve Lacan' böluken çok düsundürücu bir gorunumle karşı filozot • psikiyatr'ın sorunlan başlıkh ya münde sadece çevırilerle yetınılmemesi. karşıya getırivor okuru Şoyle başlıvor yaLacan düşüncesine pekvurekle açılmak glzısının gırişındeki şu tumce ile başlıyayım: zısma Kaynardaç Türkıye'de felsefe. Tan•Çok yalına indırgeyerek Freud'un psikana nşımidir. Artık bir Batılı düşünurü blze sa zimat'a kadar dinsel düsüncenın tam andpce Batılı duşünürler degil. kendi felsefelız oğretisının ozgun bir yorumcusu dıye lamı ile etkisi altındaydı Medreselerdeîı tanıtabüeceğimiz, ama bu tanıtmanın getı cılerimiz. kendi vaklaşımlan ıle anlatıyorhukuk. mantıh ve felsefeyle ilgili çalısmalar. rebıleceğı bir takım sorularla («Freud'un lar Aristoteles'ın biçımci düşünce yöntemı Felsefe Yazılan'nj çıkaranlan kutlapsikanaliz ogretisını yorumlamak ne deuygulanarak yapılıyordu Ayrıca toplumun nm tkinci kıtabı ı 6*t Ko?le beklıvorum mektır9». 'Freud'u özgun olarak vorumlaçeşıth tabakalanna yansıyan ve daha çok 29 OCAK 1982 AZKO (Yazarlar ve Çevirmenler Yayın Üretün Kooperatifi) yeni yılın ilk ayında YAZKO Felsefe Yazılan adlı kitap dizisinın ilkini yayımlsdı. Felsefe etklnliklerimizin geçmışi peK de genlere uzanmadı&ı, bu alandakl ürünlerin hiç de kabank ve doyurucu olmadıgı gözönune aiınırsa, Felsefe Yazıları girişimıne ne denh sevinmerrJz gerektiğı kolayca anlaşüır Değerli düşunurumüz rahmetli Nusrei Hızır ın yayımlanmamış bir denemesini kitabın başmda gormek. sevlncımi arttırdı. •Bilimin ve Bilimsel Disiplinlerin Evrimi Üstune* başlıkh. 1978 yılında kaleme alınmış bu yazıda Hızır, 'Kavram çifti* konu sunu incelemektedir ki. Fusun Akatlı üe yaptığı son konuşmasında bu konuyu işlemekte olduğunu duyurmuştu Ölum çalışma olanaj^nı elinden almasaydı, belki de gerçekten özgün bir felsefe goruşünun övüncu ile kıvanır durumda olacaktık. Klasik İlkcag billminio kurulmasında göze çarpan ikl kavramı. Eidos (somut gorüş) ve Logos fanlamlı söz) çlftıni ele alarak konusuna jpren yazar, «Deney» ile *Akü* ın zamanla bir arada sureklilik kazandıguıı belirtirken, bunlann birbirine karşıhk tkorrelat) olduğunu ilerl sürüyor ve tçlem Kaplam, Soyut Somut kavram çiftleri İle sorunu daha da aydınlığa çıkarıyor, Simge Izdüşum, Tip Birey kavram çiftlerinl bir formul içinde genelleştırerek (genelleçtirme termini tam yerinde defcil elbet) yaklaşıırunın yoğun anlatımmı elde ediyor. Y Felsefe (jzerine Bir Girisim Dolar'ırı İki Yüzü 1 Temmuz 1980'de Türkiye'de faızler serbest bu^kıldi. Bir ışadamı bu kararı sevinçle karşılarken, ozel seKlorun ünlulen iarşiâinaa şujle konuşuyorau. « Eskiden bankalar halkı hömürüyordu. Düşük f^ ızle para toplaınak, haikı somürmek demektir. Yıllar j U bu milleı, elinde avucunda ne varsa ucuı faizle SL maye kesimıne akıttı. Ozel sermaye bundan jararlar rak gelişti. (abrikalarını kurdu. Şımdi yüksek faiz on lanyla kîıçıik birikimci korunmaktadır. Halk artık s raürülmuyor; parasının karşılığını alıyor.» îşadamınuı lconuçrnası bır gerçegı vurguluyorc ama, gerçcfm başka yanlan da vardı. UUemızde 24 Ocak 1980'e aeğın ithal ıkamesı pc lıtıkası uygulanıyordu. Ne demektı ıthal ıkamesı?.. Tı kıye dışardan alacağı makınelen, fabnkaları, kendı keı. dıne yapmaya yöneimeliydı; sanayileşmeljydı. «Itnal ma lı» yerıne ulusal uretim geçerlı oımalıydı. Yermde br ekonomi poluıkaydı bu Hem çağdişlaşmanın, hem ulusallaşmanın, fıern Dağımsızlaşmanın anahtanydı. Dev let Planlaması bu amaç ıç;n duzenlenmelıydi Ne var kı Turkıye ye donuk dış ekonomık güçler ve içerdeki çıkar çevreleri butünleşerek «Ithal ıkame sı» polıtikasını yozlaştırdılar. Doğal kaynakıar üstune yukselecek saglıklı bır sermaye yerıne, dışa bagım tuketım ekonomisinin modelı bsnımser.di: Turkiye t yük bır çoküntünün kuyusunu kendı ellenyle kazm taydı. Sonuç: Gırtlağa d«k borçlanma... Terör ve anarşi.. Dıbağımlüık ve ıilas.. • Ne var ki, «Ithal ıfcamesi» pohtıkasıyla ülkenın eko nomıs yasanıında söz sahıbı olan çevreier deruz bıttigı ve gemı karaya oturdugu zaman yeru bır formuı bui dular: Dışa açıima.. Nasıl dışa açılacaktık? îthal ıkamesı politikasını yurutenler bu kez de dı şa açuacaklardı Yanı? Dışsatıma yoneieceklerdı. Ancak devlet (ıthal ıkamesmde nasıl ellerınden tuttuysa) bu Kez de dışa açılmada kolaylıklar goitermelıydı. Dusuk Isuzle dışsatım kredisınm yanmda vergı ıadesı kolaylıklan sağlanmahydı Dıyorlardı kı dışa açılma şampiyonlan: Halkın peralan vaktiyle ucuz falzle toplandı ve özel sermaye devletin yüksek gümrük dnvariarı arduida konınarak mılletten somurc'uffu paralarla fnbnkalarınt kurdu. Artık bu donenı bitmistır. Turkiye ekonomiii Oış» açılmaiı. Mriıesi rekabete gbre, «jenıden yapüaıımalıâır.» Bunun içindir ki dışa açılarak dar bc^azı g: çeceğiz. • 24 Ocak 1981'den bu yant. yenı model uygulanıyc/ Ne var Ki bu yenı model (serbest pıyasa yontemleriyie değıl) yıne devlet müdahalesıvle > urütulmektedır. 24 Ocak 1980'de 1 dolar 47 Türk lirasıydı Fugün bır dolar 140 lırayı aşmıştır. Boyıesırıe başdo:ıdurucu hır deva luasyonda dışsatım bır artış gosterecekiır. Ne var kl dışsatıma yonelen özel çevreier ıçın dolar 140 iıra ae ğildir. Çeşıtlı «devlet subvansıyonlany.a» 280 lıradi' Bu konuda bır uzman şur.ları soylUyor: «Devlet puhalı\a topıadığı kredileri ibracatçıy» »iiıde 20 ya da 25 taizle veri>or. Veri;i ıadesi ile ihracüi çıyi koruyor. tstanbul'da bir dışsatuncı kııruluş Ame rıkan doları 120 lira iken doların ihraratçı\a malhetini 235 lira dolayinda bulmu$. rtcmek ki buçün 1 dolar ih racatçıya 280 Uraya veriliyor. Oerçek dolar Kuru budur Eğer ihracatçıyı teş\ik için Amenkan dolarını 400 lira va çetlrirseniz. dışsatımı ds artınrsınız: ama korkunt tüyler urpertlci bir durum bu > Soru . 4,5 milyar doiarlık dıssatırnda Türkiye'nın halkı devletı, Hazınesı dışsatım ıçın bazı çevrelere ne oduyor ve bu dzvennm karşılığı nereye gidıyor9 Dün ıthal ıka mesinı goklere çıkaranlar bugun dışa açümayı alkışladıklanna göre yarın karşunıza nasıl bir ekonomik tab lo çıkacak? Bilıyor T* Yukarda, Hızır'ra bu çalışma ile. belkl de özgün bir felsefe göruşüne varabilecegi olasıkğırn vurgulamıştım Ancak burada, özgün bir felsefe görüşünün nasıl tanımlanabileceği sorusu ile karşılaşıyoruz. Sayın Prof. Macıt Gökberk'le yapılan bir konuşma. bu soruya aydınhk getirici nıteliktedir O konuşmanın sadece 'özgün felsefe» konusu ile sinırlı oldugu sanılmasın; Türkiye'de felsefe etkinliklerinin sayılı emekçilerinden biri olan Gökberk. bu alandaki durumumuzu doyurucu bir acıklıkla gözler önune sermektedir. Gökberk'in söylediklerine ,erim elverdiği ölçüde (ya da başka bir yazıda) değinmek uzere. şım Bir Uçüncü Dünyayı Müjdeleyen Vedat Nedim TÖR tatürk'ün daha 1922'de söyledığı şu sozler, sömurgecslık cağının olüm canının calmaya başladığını na guzel dııe getırıyor. «Türklya'nln bugünkü mucodelesinin yolnız Türkiye ye alt olmadığını tekrar etmek lüzumunu hissedlyorum. Turklye'nln müdafaa ettiği dava, butün mazlum mllletlerln, bütün yarkın davraıdır* 1923'de söyledıği ve pek cok kez yazılarımdo belırttiğim şu sözleri de Ataıürk'ün davosına n« kadar genlş görüşlü, adeta peygomberce bir imanla bağlı olduğunun en canlı belgelendır tBugün, günün oğordığını nasıl gorüyorsak, uzaktan bütün »arV mllletlerinin uyanışını da öyle görüyorum. Istiklâl ve Hürrtyetlerln« kavuşacak olan daha çok kar deş millel vordır. Onlorın yeniden doğuşu, şüpheslz kl, terakklye ve rafaho mutevecclh olacaktır. Bu milletler, bütün göçlüklere bütün engellere rağmen muzaffer olacaklar ve kendllerin! bekieyen Istiklâle ulaşocaklardır Müstemlekeciük ve emperyallzm yeryüzünde yok olacak ve yerlerine mllletlerln aralarında hiç bir rank, dın ve ırk farkı gözetmeden yeni bir ohenk ve işMrilğl çağp hâktm olacaktır ı Â ıliRdıgl gıbl demokrosl kı saca halkın, halk tarafın dan halk ıçın ıdaresl. diye tanımlonmaktodır Halk, daha doğru bir deyımle mıllet, demokrasılerde kendi ken dınl ıdare etmektedır tEgemenlık, koyıtsız, şarîsız ulusundur» Fakat mıllet kendısınl bızzat nasıl ıdare edecektlr?.. Kırk beş mılyon Türkun bir araya gelerek doğrudan doğruya kendmi ıdare etmesınln mümkün olamayacoğı acıktır. Işte bu imkânsızlık ne denıyle mlllet kendısi yerlne. sectığl temsilcıiennl. vekillerlni, tam yetkl Ile Mecllse gön dermektedır. Bu nedenle de bu kımselere «Mılletvekill» de nılmektedır Onlar Mıllet yerine, onun Istek ve eğilımlerine uygun şekılde devlet ge mısınl yürütmektedır B Senato Gerekli mi? YEM ANAYASA HAZIRLANIRKEN BAZI GÖRÜŞLERİ TARTIŞMAYA AÇMAKTA YARAR GÖRÜYORUZ. IKİNCİ MECLİSİN (SENATONUN) BİZİM GERÇEĞİMİZE AYKIRI OLDUGU, BU NEDENLE GEREKSİZ OLDUGU KANISINDAYIZ. Dr. Jur. Turgut AKPINAR Meclisı» vardı. Fakat unutulmamalı kı onlar da tamamen Batıdan kopya edılmiş ve us telık o döneme göre az cok bır onlam taşıyordu, cünku Ayan Meclisı üyelerl tomamen Padışoh toraftndan yaşam bo yu, yani ölünceye kadar üye kalmaK üzere secıliyordu ve onun şohsına mınnet ve şükronlo bağlı bir tür sovunuculo rı Idi. Modern muellıfler, cıft mec lls sıstemınin tarihi nedenler den doğduğunu kobul ederler Yonı Ikıncı Meclısler bazı mıi letlerin tarihınde vor olmuşior ve buoune kodar varlıklarını korumuş!ardır Daho açık bır ıfade ıle bunlar yararlı dıye duşunulerek Anayasalara konulmamıştır Fakat bazı müellifler, vakıa olarak ortada olcr, bu Meclıslerin variığına neden aramağa başlayarak. bugün lcln de bir tokım yarar ları oldugunu bulmuşlordır. Bunlardan Palermo Üniversıtesı Hukuk Felsefesl Profesörü Vmcenzo Mıcell, «Modern Par lamentolar» odlı eserinde cift meclısın yararlarını ozetie şu şnkılde belırtmektedır: tSenato. daha yaşl, ve bilglll klmse Isıden kurulmuş (Blllndiğl gl0' 1961 Anayasasındo en az 40 yasmi doldurmuş olmak ve yüksek tahsl! yapmış olma &ortı vardı) olduğundan ve Se natorler hemen daima. Mec'ıs uyslerıne göre daho uzun bı' surr l'e seclld'klerınden ıkl rrec'ıs arasmda denge kurulmcsı SCiğlanmokta, senatorler 'ecrübe ve bilginın verd ğl temkiı:!ı hareket etme nitehk'erl sovesınde Millet Meclıs1"i n £enc. tecrubesi az ve rtoıcvısıyif ctak. acelecl dovranışlannı zararsız hale getır mektedir Kanunlar. bir kere de ıkıncı meclısln denetımınden gececeâlnden daha ku Görülüyor kl. Atatürk bu sozlerıyle «gaip»ten haber veren bır «kâhın» gıbl zamanından 30 yıl sonra ve bır ıkıncı Dünya Savaşından sonra başlayacak olan po itık gelişmeleri, Asya ve Afrikanın sömörgelerlnde potlak veren ulusal kurtuluş hareketlerinl şaşılacak bir aydınlıkla sezmlştlr. Onun lleri göruşlülüğünün hoşmetıne bakın kl, o bu sözlerı söylerken, örneğin Hlndistan'da Gandi ve Nehru Ingılız efendMerlnln baskı ve takıbl altındaydılar. Fransız sömürgelermdekl bütün özgürlük savoşcıia rı hopıshanelercie surunüyorlardı. Cınliler, Şankhay'do Avrupalılonn mahallelerlne. hat tâ şehir porklarına blle glrebıld'kleri lcin memnundular. Hindiston'da inglllz kumandanları, şehlr halKına Ingiliz bcyrağının önünden diz üstünde verde sürünerek gecmelennı emrediyordu. Unesco'nun Pansteki Genel Merkezı'nde Atatürk'On 100. doğum yılını dönva ölcüsünde kutlama karan ve bu kararın gercekleştirılmesi bu evrensel antiemperyalist dunya görüşünün bir sonucudur Bazı Üçüncü Dünya devletlerinin özel Atatürk pullan bostırmıs olmaları. tarıhte hıç btr Devlet adamına nasip olmamış ozel bır onurour. Bunu kavrayamayan mahalle yobazları, hâlâ duşmanlıklarını ne yazık kl sürdürijyorlar Bu konudo gereken titlzlık, en (yl şekllde Işle Hlmelidır B:z de ulusal özgürlüklerine kavuşmuş olan Ücüncü Dünya uluslarının bilim ve sanat adamlarından kuru lu bir sempozyum organize edebilsek, cok anlamlı ve yararlı bir gırişım olur Bu fırsatı kaçırmayalım, derlm. De^erlere savgı uluslarorosı bır nitelık kazanmış olur. Milleti, mıllet adtna Idore eden Meclısler bazı memleket lerde ıkı tanedır. Birl Milletın buyük coğunluğunu teşkıl eden kütlenın temsılcılerlnden oluşan tMıllet Meclısu, öbürü bazı memleketlerın tarıhın de ve sosyal bunyesmde otedenberı var olan bır takım 8i nı* ve zümrelerın menfaatlerınl temsıl eden ve adına Latın ce Ihtıyarlar Meclısı anlamıno «Senato» denılen Meclısler. Bu ikincl Meclısler coğu zaman asılzadeler. soylular sınıfınm yararlarının mılletln ge n8l yararlarının dışmda hatta korşısında olmasından doğmuştur. Senotoda toplananiar soylular denilen buyuk toprak sahıpleri. krala yakınlıkları ne denıyle soyluluk kazanmış kım seler, ruhban sınıfının ıleri ge lenlerl gıbı kimselerdır İşte menfaatleri yonunden halktan aynlan bu zümrelerın oluşturdukları Meclıslere Senato. Lordlar Kamarası, Ayan Mecllel gıbl adlar verılir ve bunlar genel'ıkle soylular sınıfının ya rarlannı korumağa calışırlar. Kuşkusuz torihın akışı lcinde bu durum biraz değışmlş, asıl cehre maskelenmıştlr, fakat meselenin aslı budur. Modern parlamentolonn çoğu ıkl mecllsten kuruludur. Çünkü bunu kabul eden dev letlerin pek coğunun tarihlnde bir soylular smıfı, bir ruhban sınıf, v b vardır. örneğin tanınmış Inglliz düşünurü Harcld Laskl, ingılteredekl Lord lar Kamarası hokkında şunla rı yazmaktadır. «Genel kanaat şudur ki, Lordlar Kamorası. siyasl bir demokraslde Iklncl meclis olarak müdafaası kabil olmayan bir mazl tekeletldir.» ingillzler böyle konuşur ken başko milletler ve örneöın Almanlar vaktiyle bazı de öişikliklerle bu slsteml Ingillz hukukundan almışlardı. Anton Menger, Neue Staatslehre, «lena, 1903 eserinde (sh. 231) İnglllz ve Alman Soylu sınıfı arasındakl pek bCyük farka karşın bu taklltcillğln ya pılmasını şiddetle eleştlrmekte dır. ••• Bu söylenenlerden sonra aklo şoyle bır soru takılmaktadır: Iklnci Mocllsler genelllkle boşka mllletlerin torihlnde bu lunan soylular sınıfının bir ka lıntısı olduğuna göre böyle bir Mecllsl kurarak demokrasimlzl büsbütün zor calışır, ağır calışır bir hale getlrmemlz ne derece Isabetlidır?.. Adı gecen ülkelerın tarlhlerlnden geldiği icin katlanmak zorunda kaldıkiarı Iklncl Mecllsl, blz hangi zorunlukla başımı za sarıyoruz?.. Denllebillr kl bızde de Birinci Meşrutiyet ve Iklnci Meşrutiyet parlamentolo nnda bir ıklncl Mecll» tAyan sursuz ve mukemmei oimakta dır.» Oysa bu gerekçelerın pek de gecerlı olmcdığı ortadadir Bır Kere bızde hukuken otuz yoşmı doldurmuş vatandaşlar m l.etvekılı secılebılırler se de fııl yotta secılenier buyLk coğunluklo 40 yaşın us tundedır Ustelık yıne hukuken llkokuiu bıle bıtırmemış fakat okuma yazma bılen bır vatandaş milietvekıh secılebılırse de Meclis uyelerınm bircoğu yüksek tahsıllı kımse'erden oluşmaktadır Kısacası bu nedenle ayrı bır senato kurulması hıc de gerekli gorülemez. Senato'nun bazı memleketlerde oldugu gıbı farklı zümrelerın yororlarını koruduğu gerek cesı de memleketımız lcin İlerl surülemez. O halde sırf baş ka memleketlerde oldugu Içın Senato kurmağa kalkmanın Isabeti son derece şüphell gö zukmektedır. Yasaların daha dıkkotlı ve özenll cıktığı Iddıa sı da tatbikatta pek gercekleş medığl gıbl. Kanunlarm cıkmasında büyük ölcüde bir ağırloşma oldugu, butün müellıflerce kobul edllen ve tatbikatta yaşanon oiaylardır. Oy sa gelışmekte olan bir rnemleketın pek cok sorunu vardır ve bunlann büyük bir kıs mı da venl yasalar cıkorılma sını ve cabuk cıkarılmasını zo runlu kılmoktadır Vıncenzo Mıcelı'nin dedığl glbı cıft mec lls sıstemınin bunu bjyük ölcude engelledığ' de muhakkaktır O halde kendısi do Senotor oimg üm'di tosıyanlar dışında. Senatonun kunılma sını yararlı gorenler bulunabılır Fakat vukanda belirttl ö,im gercekierı de pözönüne alorak venlden deöerlendlrme yoparlarsa gerekslzl'ğlnl göreceklerdlr C Cumhuriyet Türkiye'de en büyük kalemlerden blrı olan po muklu mensucatın tıcare tıyle memleketlmızde kac kışı meşgul olur Dıyelım kı sekız on bın kışı. Haı buKi buroya ıthal olunan pamuklu mensucatı ımai eden faorıkaların amelesı bırkaç mılyondur Onların iptidaı moddelerının o memlekete goturulmesı, orada ımallerınden sonro tekrar ıhroclan bır mem leket halkına en muhim ve en hakıkı kazanç vesılelerı teşkıl eder. Bu kazanc. herkesin bu Işlerde bulduğu calışma vesilesıyle aldığı Ocret 29 OCAK 1932 İKTÎSATIN RUHU DEVLET HAVA MEYDANLARI İŞLETMESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN 1 Genel Mıldürlüğümuz Hava Limanı BasmUdtlrlüklennda ve Meydan Mudüriüklerinde istihdam edilmek ve çeşitli hizroetlerde yetıştirilmek üzere iyi derecede ingiüzce Lısanına vakıf îngihzce'den Turteçe"ye, Türkçe' den Ingilızceye tercüme vapabilecek personel almacaktır 2 ARANAN ŞARTLAR: a) 657 sayılı Devlet Memurlan Yasasının degişik 48 maddesindeki niteîiklere ve şartlara uymak b) Asgari lıse mezunu olmak. c) Askerlik görevmı yapmış erkek adaylarla Kolej ve Yüksek Okullann tngilizce dili bölümü mezunlan ile k» nulannda pratik tecrübeve sahip olanlar tercih nedenidır 3 Sınavlar 10 Çubat 1982 tarihlnde saat 10.00'da Genel Müdürlükte ve Yeşüköv Hava Umanında yapıla caktır. 4 îsteklilerin, resimll nüfus cüzdanlarmın tastütU ömeklert eklı dilekçsleri ile ımtıhanm yapılacağı Genel Müdürlük (AnkanO ile Yeşilköy Hava Limanı Başmü dürlügüne (İstanbul) müracaatlan eerekmektedlr (Basın: 10666 720) I LA N SARIYER SULH HUKUK HAKIMÜĞİNDEN Eso« No: 982/46 Mahkememizin 982/46 esas 982/43 sayılı karan ıle Malatya Yeşılyurt Hır oğlu mah. 001/08 cılt say fa 65, kütuk 365 de nüfu sa kayıtlı Ersun Mesut Er kuş ile Ercan Muharrem Erkuş'a Kadrıye Erkuş'un vası taym edı'dığı ılan olu nur.. (Basın: 810) ten ıbarettır kl, onunıo hem hayat temın olunuı hem de ekonomı yapılır Bınaenaleyh. ıthalatır tohdıdınde ılk fayda tıco n dengenın temını ıse ıkıncı ve asıl fayda bu gıbı fırsatlardan ıstıfade olunarak dahılde yeniden yenıye ış schalarının acılması olacaktır Dahılı uretım ve dohıh tuketım bugunün mıllı ık tısadmdo bırıncı ehemmı yet derecesırı haız bu meseledır B z bu hakıkatle henuz yenı yem kar şıiaşıyoruz YUNUS NADI !Günün îkınıC BÎR SANAT HARİKASI Halıs llmon cıceğınden ımal edılen 90 derece Hosan Lımon Kolonyası bır sonat harıkasıd'r. Bır damlasmdo bır Iımon bahcesı soklıdır. Hastalara ve sinırlilere şifa ve hayat verır Masaı ve tuvalet alemınde benzeri yoktur Taklıtlerınden sakınınız PİYANO DERSI VERİLİR ILAN 1 Heybeliada Hüseyin Rahmı Gürpmar TJsesl 35 ton odunun 2490 sayılı kanunun 31. maddesince ihalesi 15.2.1982 pazartesi saat 14.00'de Okul'da yapüacaktır. 2 Muhammen bedel 25n 000 TL olup seçici teminaü 7500 TL.'dır. 3 Şartname Ucretsız ofculdan temrn edılir. 4 Teklif mektııplan 15 2.1982 pazartesi günü saat 14.00'e kadar olnıl idaresıne tesüm edılecektir Postoda vaki çecıkmeler kabul edilmez. (Basm: 10789) Tel.: 36 4312 TMMOB KÎMYA MÜHENDtSLERİ OD.4SI GENEL KURITA ÇAĞR1 tLANI • TMMOB Kimya Mühendisleri Odası 28. Olağan Genel Kurulu 13 Şubat 1982 gunü saat iO.OO'da TM11OB Toplantı Salonu"nda (Konur Sokak, No 4 Yemşehir ANKARA) aşagıdakı gundem uyannca toplanacaktır. Sayın delegelerimizin katılmalarmı dıleriz. Saygüanmızla. 28. DÖNEM YÖNETtM KURt'LU GÜNDEM: 1 Açüış ve BaskanlıJt Dıvanının seçimi, 2 Saygı duruşu, 3 Tüzük, bütce, mali ışler yonetmeliğ: ve oy sayımı için lcomisyonlann olusrurulmasi, 4 Çalışma raporunun okunması, 5 Çalışma raporunun eleştinsı, yanıtlar ve aklama, 6 Komfsyon rapor:annın görüşülmesi, 7 Diıek VB önerıier. 8 Seçımler, 9 Kapanış. Cumhuriyef Sahibi: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazeteciük T.A.Ş. adına NADİR NADİ Cenel Yayın MOdürü: Müessese Müdürü >azıl}lerıMüdürJ Basan ve Yayan BÜROLAk. H.4SAN CEMAL E.v.İNE LŞAKLIGİL OKAYGÖNENSİN Çağdas Yayınları Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazeteciük T.A.Ş. Posta Kutusu: 246 IStanbul Tel: 20 97 03 (5 Hat) SAİRLER DÖVÜSÜR IVIEHMED KEMAL'in llişkllerl, anıları. söyleşılerl... Bunca yılın birıkimıni sıcak bır ılgiyle okuyacaksınız. MÜMTAZ YENER Yönetiminde resim çalışmalan sürmektedir. CADDEBOSTAN GUZEL SANATLAR ATELYESİ VE GALERİSİ BAGDAT CADDESI, 256 Tel.: 58 87 98 » ANKARA: Konur Sokakno. 24 4Yenişehir Tsl 17582517 53 66 Idare: 183335 > İZMİR: Hali! Ziya Bulvarı V.o. 65/3 Tel 254709131230 I ADANA: Atatürk Cadda»!, Türk Hava Kunnnu Işhanı Kat 2/9 Tel 1455019731 TAKVİM İMSAK GÜNE$ ÖĞ1.E 13 27 Ederi: 220 Lira ISTEME ADRESİ: CAĞDAŞ YAYINLARI TOrkocoflı Cod. 38 41 Coğaloğlu • İSTANBUL 29 OCAK 1982 İKİNDİ 16.05 AKŞAM YA .** 19 56 6.36 8.13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle