23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyef 10 11 OCAK 1982 iyi hazırlanmış kültürü bulmaca arttırır Bulmaca merakı Şiar Yalcın kimdir ? 1924 yıiındcı htanbuida doğdu. Hıghschool'dc okudu 1939"da Robert College'e girdi. 1943 yılında Hukuk Fakültesine giîti. ISu arada bir süre Edebiyat rakültesine devam etti. 1954 yılında Kırklareii'nın Pir.arhisir kazasında yarçıçhğa başladı. 1956'da Paris'e aidip Paris Hukuk Fakülîesinda C.eza Hukuku lisansüstü çalışmalanna oaşladı ve tez aldı. lf)5deo yıllannda aynı kentteki Turkive NATO Daimi Temsilciliginde çalıştı. 1961 yıhnda Türkiye'ye donuu ve bir yıl sonra (stanbui Savcı Yardımcısı oiciu. 1970 yıhnda siyasi yazılar yazdıgı gerekçesiyle meslekten çı karüdı. O günden beri çevirmcnlik yapıyor. 30'a yafeın çevirisi yayınlandı. Cumhuriyet SORDUI YANITLADIİ AU SIRMEN Sayın Şiar Yalçın, 6 ayı afkırı süredir Cumhuriyet gazetesindeki bulmacaları hazırhyorsunuz. Size bu merak nereden geldi? ŞtAR YALÇIN Benim öteden beri bulmacaya merakırr. vardı. TTzur. yıliardan beri. bulmacayla ilgilendim. SİRMEN Yani bulmaca mı çözerdiniz. yoksa bulmaca mı hazırlardmız? YALÇIN Yok çözerdim daha çok. Eskıden pek buimaca nazırlamazdım. Birkaç kere yaptım sonra bıraktıın. Bulmaca hazırlamaya son zamanlarda başladım. Daha önce gazete ve dergilordeki bulmacalan çözerdim. Hattâ Milliyet'in o iki elemeli imtahan gifci yarışmalanna kaüldım. SİRMEN Sayın Yalçın, sizin bulmacalannız biraz daha değlşik, daha zor. Sizin bulmacalannıza çok tepki geldi mi? Geldiyse bunlar olumlu muydu. yoksa olumsuz mu? YALÇIN Tepkiler bir ara çok olumsuzdu. Zor ve tamamen değişik alışılmamış bir stil olduğu için tepkiler geldi. Yani zor derken şunu kastediyorum: Diğer gazetelerin bu bulmacalanna kıyasla daha zordu. Buna mukabiî. bizim o Milliyet yap.şma bulmacalanna girenlerda büakis daha zor olsun istiyorlar. Ahşmış olcukları için vanm saat içinde çözüyoriar. Eğer zor bulmaca nlursa kazanan az olunca kazanma ihtimEİi de daha fazla oluvor. Eğer 1 H 0 kisi bulmacayı çözerse. kazanma ihtinıalleri ytizde 10 oluvor. CT Ama çözen az olursa o zaman kazanma ihtimaii çok oluyor. Nitekim benim ilk yaptığim bulmacayı 85 kişi çözebilmiş, kura dahi 02 ki'merrnş. Şirrdi duvdu§wna eöre 30O400 kişi ç,Szeb:Hyormuş. SİRMEN S o n zamankiler daha kolay oldugu için mi? Yofesa okuyucular bu türe ahştıklarından mı? YAI/;iN Biraz ahştıklan için zan^?diyomm. Yani kastı olarak doVı?. kolaylastırmış değiüm. SİRMEN Peki hulmaca vakit kaybı değil mı? SİRMEN Eğitict ya da öğretici tarah var mı? YALÇ.1N Var tabii.. Yok denemez. Bir kere insamn bil^isini, kültürünü artınyor. Hattâ tazelemesine fırsat veriyor. Sonra tabii bulmaca itinalı bir şekilde hazırlamrsa. lüzumlu şeyler sorulursa elbetteki faydası var. Sonra Batıdaki bulmacaiar yalnız bilgive kiiltüre defil. zekâya da hitap ediyor. SİRMEN Bulmacada zekâyı çahştıran bir örnek verebüir tniyiz? YALÇIN Mesela, diyelim Napolyon'u tarif edecegim. Klasik buîmacada efer.dim 1769'da Korsika'da doğmuş, bilmem falan askeri okulu bitirrniş. Fransız ordusuna katılmış, 1793'de Toulon' da temayüz etmiş falan filan, İtalyan seferi, Mısır seferi. darbe yapıp konsul olmuş. imparator olmus. Waterloo'da yenilip Saint Helen'e sürülmüş denir değil mi? Bunun esprili bir şekilde verilmesi, mesela, şöyle olabilirdi: Üçüncü Birinci'nin vegeniydi. YM,f.:ı\ Be'k: bir yerde öyle.. SİRMEN Sizde bu herşeyin iyısıni yapma tutkusu... V.VLÇIN Evet bu perfection tutkusu benim için de herşeyi güçleştıriyor. Herkesin bir iki saatte yazdığı yazıyı ben aman yprtli"» yapmayayım diye bir iki günde yazıyorum. SİRMEN Bir noktaya gelmek istiyorum. Siz bu herşeyin iyi olması tutkusu yüzunden. başkalannın yanlışlarına da tahammül edemezdınizve gazetelerde falan yanhş çıktı mı hemen nıektup gönderirdiniz. Hatta iki defa da benim yanhşımı mektupla duzeltmiştıniz. Bınncisinde kişi olarak ben sorumlulugun tumunü taşımıyordum Çünkü konuyu uzman olan kişilere sormuştum Zaman çok dcırdı, arşivde yeterli belge de yoktu. Yanhş çıfetı Sonra siz mektupla düzelltıniz. Orada yarAışhğm sorumluluğu aynı zamanda uzman kişilerdeydı de. YALCIN Neydi o? SİRMEN Ziya Pasa'nın bir beyiti: 'Onlar ki laf ile verirler aleme nizamat Bin türlü teseyyüb bulunur hanelerinde.* YALÇ1N Evet. Doğrusu şöyle olacsk+ı: «Onlarki verir laf ile dünyaya nizamat Bin türtü teseyyüb bulunur banelerinde.» ^ KENDIM HAZIRLADIĞIM PAZAR BULMACALARIM BAZEN KENDİM DE ÇÖZEMİYORUM. SIRMEN Bir tanesi de Mitterrand'ın başkanlık adayhğıidi. Ben üstelik o sırada Paris'te oldugum halde sonradan Mitterrand'm solun ortak adayı oldugunu yazmışım. Halbuki komünistlerin kendi adayları vardı. YAI/.1IN Evet, Duclos idi, Şiar Yalcın (sağda), arkadajımıı Ali Sirmen lle.. (Fotoğrof, Zekai Durmu? ANKA) da bilip de unutmuş olanlara hatırlatmak amacını güdüyorum. DecUğim gibi. benim dil anlayışım görüşü:n biraz farklı. Yani Osmanlıca kökenlidır diye bütün kelimelerin düirrnzden anliTiasından yana değilim. Kullanılmı.ş halka malolmuş ya da çok kullanıîan ya da zaman zaman kullanılan kehmelerin, tabirlerin bilinmesındB yarar görüyorum. SİRMEN S i z Osmanhcayı eski yazıyla okuyabiliyor musunuz? YALÇIN Okuyorum.. Okuyorum da yani pek kolay okuyamam. Sonradan öğrendiğim için altmışın, altmısbeşin üstünde olanlar daha ko'.ay okurlar. Hattâ yeni yazıdan daha kolay okurlar belki. SİRMEN Yazabiliyor musunuz? YALÇIN Yazamam... Yani vazarım da işte kendi adımı yazarım bos't keümelsr £alan. SİRMEN Başka hangi dilleri biliyorsunuz? YALÇIN Beş. altı dil bilirim. İngilizce ve Fransızca'yı oldukça ı>i bilirim. Yani okuyup, konuşup, rahatlıkla yazabilirim bir iki dili. Bunun dışında bütün Romen diHerini az çok bilir, anlanm. Almancayı çocukken öğrenmiştim. Ama sonra unuttum. Bn<rün ise az çok anlar ve meramımı E.r.tatınm. SİRMEN Pcki sayın Yalçın size bilmeee çözme, sonra da hazıriama merakı bu dil tutkusundan nıı geldi° YALÇIN Eh herhalde. bir de bende herşeyi tam olarak öğrenmek, bilmek merakı vardır. Mustafa EKMEKÇİ Dünva Camasır Günü... » . . ' S er.er Tanilli'nin mektubu düşündürücüydil. Tanüll" nin yazdıklarından bazı bölümleri aktannalc istedim bugün. Şöyle diyor Tanilli: «Beni merak c'.me. Daha önce de duymııî oldnğun gihi. saghgım da yerinde çalışmalarım d». Ye yapacak o kadar da ş«y var ki burada! Örrteğin, şu enstitü kitaphğt işi. Sasolasın sen yazdın. Ilban ağabey de çeçerüerde altını çizdi konunun. Bir kez de ben durmak istiyorum o bahiste. Onemli çünku. Kaç tane Türkoloji Enstitüsü vardır yerruzünde? Taş çatlasa yirmiyi. otuzu aşmaz. Hatır için elli olsun! Kitap ve dergi olarak bu enstitüleri donatmak. Türkiyeyi izlemede onlara yardımcı olmak kime dflşer? Hangi ülkede kurulmaşsa o ülkeye diye gelh akla 5nce. Ama değil, bizim işinıiz başta. Çunkü adamlar lster istemcz kısıth bir para ayınyorlar, bütçelerinden bu enstitiilere. Sonra, ne bilirler ne yayınlandı, ne yarınlanmadı Türkiye'de? Bizim işimiz bu. Ve başta Kültur Bakanlifinın. tstelik kendimizi tanıtmanın. tarbğunm tanıtiamanm en giizel yoHanndan biri. Çünkü dünyanın dört bir Köşesinden yiizlerce öçrencl geliyor buralara, blıi öğrenmek için. Dilimizi, kültürümüzü, aygarlığunm. Kültür Bakanlığı iİRİlonmiî mi? llfilenmiş, Ugllenlyor. Bak nasıl? Geçen ay bir paket geldi enstitüye, bizim Kültür Bakanhğindan. Açtını ve yüziim kızardı. Bekir Sıtkj BayKal'ın hazırladığı gerçekten değerli «Peçevi Tarıhi» adlı kitap bir yana, bir yığın ipe sapa gelmez şeyler. Hele içinde Atatiirk'le ilgili bir ttitap var. İkl cilt üsteİIK. Vazan «Seçi» Ue yazmış. Düşünebiliyor musun? Üaha 19'uncu yüzyılda terkettiğimiz bir yazın biçimini kullanıyor adam. Bu kafa, Atatürk için yeni bir şey söyleyebilir mi? Baştan aşağiya lat salatası yazdıklan nttekim. Ve bir de derçi aralannda: «MUli Kültür». Evlere şenlik. Hepsi de bakanlık yayını bunların. Tabll, etek dolusu basım ve telif giderl. Ne yapardın sen olsan? Çöp sepetine atardın de|U mi? Ben de öyle yaptım. Ve işte söylüyorum: Bir daha böyle bir yayın gönderlrlerse sepete atmakU yetinmeyeceeim. Teşhir edeceğim. Kimsenin Türkiye'yl, hem de yabancı biı dlyarda rezil etme hakkı yoktur.» Tanilli kendistne mektuplar gönderen okurlara t«çekkür ediyor, yeni yıl için en güzel dileklertni büdirlyot. Belkl belleklerden çıkmıştır, bir yere not edilmemijtir, diye Tanilli'nin Strasbourg'dald Enstitü adresini » niden yayınlamak istiyorum: «Server Tanilli, Instltut d'etudes Turqne«, 22 Rue Descartes 67 Strasbourg FRANCE» Bu hafta, «Körler Haftası». Perşembe gilnü, arkadajımız Hawa Can'lan birlikte, Beşevler'delci Körler Ortaolculu'nda yapılan törene gittik. Orada, santral kursunu bitirenlere belgeleri verildi, Yüzleri nasıl da güleç güleçti çocuklann. Sorunlarıru, toplumun sorunlanru çok iyi bilmeKteydiler. Toplumdaki bozuklvıklan, belki görmuyorlar, daha önemlisi yaşıyorlardı. Eir genç çok güzel bir şiir okudu. Unın uzun alkışlandı. Konser »erdi çocuklar. Orüarı izlerken, bir eksikliğtmi daha anladım. Acıma rıiç değil. hayranlık duydum bu çocuklara... Geçen yıl, dünyada sakatlar yüıydı. Türkiye'de bn yeterince değerlendirilemedi. Bilim adamlan, aydırüar, varsıliar, yoksullar, devlet, dernekler zaman geçirmeden egilsinler diye düşiindürn bu insanlana sorurüanna. Yüzlerindeki gülücüMer sorjnesm bu çocuilana. • • * 1980 Nevzat Üstün şiir ödülüntl alan, Ali 7006*11111 «Halk Çağı» adh şiir kitabı, «YAZKO» yayınlan ar&sırtda çıktı. Atatürk yılında da, Ali Yücel Izmir'de «Oerslmiı Bağımsızlık» şiiriyle ödül alımştı. «Halk Çağı»'nı okuyorum. Şürleri n« güael. «Dfinya Çamaşır Günü» adlı şiir şöyle: Aidı Asj ırmagı / Bakaîım ne söyleda: Gclln bakın gelin / Görün gözlerinizl» / GUlsuyunda yıkanıyor / îskender'in kirli çamaşırlan / Geçmejruı üstümden geçmeyın / Sevmediiîçe insan insanı. Gözlerimi ayıra ayıra / E'aktım tarüıin aynasına / Partmlt değil kav değil / Niçin yanıyor Antakya / Söndliremedim / Ne yana gitti bu sevgl / Gördünüz mü / Ben görrnedim. Banyoya girmeden önce / Soyunmuş Nücatur^un küÇük kızı / Ateşten bir yontu gibl ditolmiş yatoızlıgın ortasına / Demir bir portakah soyuyor / Ağzanı ısınyor dişleri / Dadısı biraz geç kalmış da / Hangi cenenneme girmiş bu cadı / Duydunuz rnu / Ben duymadım. Sesten çiçek yapmışlar / Kulagına kokiatrtıışlar / Düğiin değil, bayram detil / Niçin oynuyor Antaky* / Kimse kimseye el değil / Ya ben niye ağhyonım / Blldir.iz mi / Ben bilmedım. Aldı on yaşrnda bir çocuk / Bakalrm ne söyledi: Eırakın laflamayı amcalar / Ankara'ran ortasnıda / Şu kilfeyi kaldınn yiirürlükten / Dünya çamaşır gtinünöe / Termz çamaşır verin sırtıma / YUzUro« gülme verin azıcık / Parayla gülen ablalar.» Sonra daha önce verdigim misal mesela: Terziyi tarü edecek. işte efendim mesleği dıkiş dikmek olan adam diye tarif ederseniz artık bunu herkes bilir. Şimdi onu mesela Batıda şöyle tarif ediyorîar: Patron kullanan bir işçi. Burada bir çelişki var, bu nun esprisi var. Patron işçi kullanır, işçi patron kullanmaz. Ama biraz incelevip de patronun öbür anlamına bakıldığında bu eevap bu'.unabilir. SİRMEN Siz bulmacalara başladığınızdan beri olumlu ya da olumsuz bir çok tepki geliyor. Sanıyorum, gazetenin yöneticileri de bu kadannı ummuyorlardı. Bu merak ülkemize mi mahsus? YALÇIN Biliyorsunuz, bugün bütün dünyadaki ciddi gazete ve dergilerin hepsinde, çok ciddi bulmacaiar vardır. Ve çok çeşitüdir buhnacalar. Na bileyim Times'i alın, New York Times'ı ahn. Le Monde'u alın. Haftalık dergiler bıle. Economist hariç. O koymaz&ı. Ama onlar da bu hafta ilk defa olarak bulmaca koymuşle.r. Bir «Confess» şeklinde, kazanana da bir mükafat verecek. Ve çok csşitii bulmacaiar var bu gazete ve dergilerde. SİRMEN Bizde tek çeşit bulmaca mı var? YALÇIN" Hayır, bizde de çok çeşitli spesialize dergiler bizde de çıkıyor. Onlarda çeşitli şekilde bulmacaiar var. Ve bu dergiler çok sanyor. SİRMEN Sayın Yalçın. bizdeki gazetede yayınlanan bulmacaiar ile Batıda yayınlananların buyüfe farkı nedir? YAIXIN Bizde uzun uzun tarif eâiliyor. Orada çok kısadır, iki kelime. üç fc?lime en bilemediniz bir satır. Orada «Cuenlar. ipuçlar veriyorlar. Kısa tariflprle mesele>i sunuyorlar, yukarıda verdifiim misallerde de görüldügü gibi... SİRMEN Peki hâlâ yanlıslara tepki göstermey* devam ediyor musunuz, yoksa bıktınız mı? YALÇIN Yoo bıkmadım. Uyarıyorum. Mesela Necdet EvHyagil televizyonda yanhş okuyor Yabya Kemal'in şiirlerini, mektup yazm uyanyorum. Oraya çıktığına göre doğru okusun. SİRMEN Sayın Yalçın. uzun süreden beri bilmeee ile ugraştığınızı söylüyorsunuz. Bu konu ile muntazaman uğraşmanız ne zamana rastlıyor? YALÇIN Bu Milliyet'in yanşmalannın baslamasına, yani 1971 yıîma rastlar. 10 yıl hep bu yanşmalara katıldım. Bilmeee hazırlamaya gelince: Cumhuriyet'e hazırlamaya başlajnncaya kadar pek yapmazdım. Şimdi alıştım günlük bilmeceleri yanm saatte, bir saatte hazırlıyorum. SİRMEN Peki sayın Yalçın.. Milliyet yanşmalarında hiç birinci olabildiniz mi? YALÇIN 10 senedir hep ilk 10'a girerim, ama hiç birinci olama ciırn. ikinci oldum. üeüncü oldum. SİRMEN O zaman konuşmamızı bitirirken bu noktayı vurgulayalım. Hiç birinci olmadığınızın altını çizelim ki hazırladığımz bulmacaları çözemeyen okurlannıız da biraz tesellı bulsunlar. YALÇIN O zaman şunu da yazm ki. ben bazen kendi bulmaealarımı da çözemiyorum. Pazarları gazeteyi aldığımda yanlışlık var mı diye gazeteyi kontrol ediyorum. Bazen bir kelime ile karşılaşıyorum. Onu çözemiyorum. Daha önceden hazırlamış olduğumdan unutmuş oluyorum. Mecburen tekrar kaynaklara başvurmak zorunda kalıyorum. SİRMEN Teşekkür ederim Sayın Şiar YALÇIN. % BATIDAKİ BULMACALAR YALNIZ BİLGİYE, KÜLTÜRE DEĞİL; ZEK.\YA DA HİTAP EDİYOR. SİRMEN Bizim gunlüh gazetelerde gördüğümüz bulmacalann dışında ne gibi bulmacaiar var? Biraz önce bunlar çok çeşitlidir demiştiniz de.. YALCIN Çok tıpler var. Ar.agram şeklinde bulmacaiar var. Şirr.di bakın şurada New York'ta çıkan «Games» (oyur.laD diye bir mscmua var. îki ayda bir çıkıyor. tçinde her türlü ojoın. e*lence var. Briç var, satranç var, tavla var, matematik problemleri var, «Scrable» diye bir bulmaca türii var. Çeşit çeşit bulmaca var. Bakın şurada merdiven şeklinde yukandan aşagıya doğrj uzatılmış sütunlar var. Bunlar merdiven basamaklan sibi yukancian asağıya devam ediyor. Bakın başlangıçta, «Smal!» ıküçük> kelimesi var. Siz her basamakta, her kademede birer harf değiştireceksiniz v« bakın sonunda «Small» kelimesinden. «Large» j k TAKİIIİ BİR VAPlVUI Son olarak I>efterdarlık binası olarak kullanılan yapı. ahşap ıııimari sanatının seçkin örneklerinden biri olarak niteleniyordu ve bu nedenle korunmaya alınrrujtı. SİRMEN ~ Evet, YALÇIN Tabii her kademede anlamlı bir kelime bulacaksuuz. Bakın burada Nord (Kuzeyidan South (Güneyia geliyorsunuz. Check (çek">den money (para)e. caos ıkaos. karçaşaHan. order (dü?.?n ir.tizp.m'ıa geliyorsunuz vs. SİRMEN Birkaç örnek daha görelim lütfen. YALCIN Iste bakın başka bir tiir daha. Bir yanda reklamla' var. harfîer var. Bunlan dolduruyorsunuz ve koca bir cümle çıkıyor. Bazen bir tek kelime veriyor ipucu olarak ondan siz bürun bulmacayı dolduruyorsrmuz. Ya'nut r^kamlar oluyor. Her rakam bir harfe tekabül ediyor. Yine bir tek ke'.ime veriyor. onu artık bizim bilmeee dergilerimizde de çıkmaya başladı, oradan siz arfık o yerlere göre buraya ne getebilir. Cok kullanılan harfler a nııdır, o nvırV.ır arastırıyorsunuz ve sonunda bu'msra çözüliivor. SİRMEN ? Yani arkeologlann. daha doğrusu eski dıl bilimcilerinin bu bihnmeyen dilleri okurken kullandıkan metodlar gibi. Matta sanıyorum bunlann çok çok basitleri çocuklann test sınavlannda da yapüıyor. TALÇIN Evet. Tabii. Sonra örneğin. şöyle birşey bulmuşlar. Bu da çok enteresan. Göniyorsunuz; şurada bulmaca kareleri var. Yalnız iki tür sonı var. Bakın sayfayı şöyle katlayın. Buradaki Bakırköyün eski Kaymakamlık binası tamamen yandı tstanbul Haber Senlsi Tarihi bir yapı oian ve ahşap mimari sanatının son kalmtılaırndan biri olarak nite'endirıien Bakırköy eski kaymakamlık binası dün saat 14.30 suîarırıda çıkan bir yangın sonucu tamamen yanarak kül oldu. Gençler Caddesi'ndeki trafiğin önerali ölçüde aksamasına neden o'.an yangın. Bakırköy itfaiye ekiplerinin tüm çabasına karşm söndürülemedi ve tamamen yandı. İtfaiye ilgilileri, yangının çıkış nedeninin henüz saptanamadığını, konuya ilişkin soruşturmanın sürdürüldügünü belirtirlerken, iki ka'lı binanın bundan üç ay öncesine değin defterdarlık binası olarak kullanıldığını, ancak tarihi niteliği gözönüne alınarak, boşaltılıp korunmaya almdığını bildirdiler. îlgililer, binada yalnızca bir bekçüıin bulunduğumı ve binanın boş oldugunu belirttiler. KÜL OLDU Tarihl nlteliklerlnden btürü, son üç aydır boşaltılıp korunmaya alınan Hakırköy'ün eski kaymakamlık binası dün öğle saatlfrinde çıkan bir yangınla tamamen yanarak kül oldu. % BUGÜN BÜTÜN DÜNYADAKİ CÎDDİ GAZETE VE DERGİLERDE ÇOK CİDDİ BULMACALAR VARDIR. »orular birind clna zor sornlar. Bu size çok zor gelirse, öbür sayfayı açıyorsunuz, daha kolay sorular çıkıyor ortaya. Güya kolay.. Onlara göre kolay.. Bana göre bunlar da zor ya. Ama, bakın bu bümeceyi bizde yapsalar iki sayfa sürer tanımı. Halbuki adamalr koca bulmacayı kısaca tanımlamışlar. SİRMEN Bulmaca hazırlanırken formuller, kurallar var mı? YALÇIN Formuller yok. Ama bazı kurallar var. Mesela simetrik bulmacalar. Dısanda hemen bütün bulmacalar simetriktir. Bizde simetrik bulmaca pek yapılmıyor, az yapılıyor. SİRMEN Yani ne oluyor simetrik bulmaca? YALÇIN Yani yukandan aşagı, sağdan sola bakıldığı zaman siyah kareler simetriktir. Göründügü zaman güz«l görünüyor. Başka kuraliar da var tabii. Fazla siyah kare olmayacak. Altıda bir kadar olacak. Siyah kareler çok olunca bilmeee de kolay oiuyor. Sonra siyah kareler yanyana oîmayacak. İki üç si>rah kare yanyana olmayacak. Sonra kelime adedi çok fazla olmayacak. kelime adedi çok fazla olunca çok kısa oluyor kelimeler. uzun olmalı, dolayısıyia kelime adedi sınırlanıyor. SİRMEN Yani kimyada kadmiyomun simgesi, bir renk gibi şeyler değil mi? YALÇIN Evet. Sonra mümkün olduğu kadar bilinmesinde fayda olmayan ya da çok zor kelimelerin olmaması lazım. Şimdi mesela benim bulmacalara ondan itiraz ediyorîar Efendim çok Arapça kullanıyor diyorlar. Ben onları isteyerek yaprmyorum. lsteyerek bazı unutulmuş Osmanlıca kelin>slerin hatırlanmasından yanayım. SİRMEN Mesela? SİRMEN Mesela kuşayif.. YALÇIN Evet küsayis vs. Ama bazılan da kendlUğinden çılnyor. O zaman bende çok kaynak var, lügatlara bakıyorum, onlann bir anlamı varsa o zaman onlan kojaıyorum ve eski dilden diyoruz ve koyuyoruz. Ya da çok az büinen bir adam çıkıyor. Bakıyorum Larousse'a ya da Brittanica'ya ve görüyorum ki o adam var. Eh o zaman da onu koyuyorum. Çiinkii onu değiştirmek bütün bulmacayı bozuyor. Kendiliginden çıkmış, eh anlamı da •var. Ama, birbirfne bağlantıîı oldugu için kendlligindpn çıkıyor. SİRMEN Bulmaca hazırlanırken, bir şey öğretmeh ya da dilde belirli eğilimleri geliştirmek gibi bir amacımz var mı? YALÇIN Onu suçlama tarzında mektuplarda ve sözlü olarak bana yöneltiyorlar. Ama aslında öyle bir amacım yok. Yalnız dediğim gibi, vaktiyle en çok kullanılan Osmanhea, Parsça kökenll keliroeleri gençler bilmiyorlar. Onu bir yerde öğretmelt ya YALCIN Mesela temaytl*.. • • • 29 idam kararı onay bekliyor ANILARA (UBA) Danışma Meclisi'nden onay bekleyen idam kararlan sajnsı 29'a ulaştı. Milli Güvenlik Konseyi, Danışma Meclisi'nin çaü> maya başlaması ile birlikte gündeminde bulunan 23. idam kararmı, Danışma Meclisi'ne göndermışti. Bu arada, Askeri Yargıtay ve Yargıtay taraîından onayla nan 6 idam cezasuun uygulanmasma ilişkin Başbakanlık tezkereleri Danışma Meclisi Başkanlığı'na göndenidi. Danışma Meclisi'nden onay bekleyen 29 idam mahiumunun adlan şöyle: Menmet Ali Agca, Sabri Altay, Dudu Gül, Adnan Kavaklı, Sabahattin Ovalı, Eşref Özcan, Veli Acar, Halil Pevzi Uyguntürk, Kazam Ergun, Adem özkan, Muzaffer öner, Osman De miroğlu, Cafer Aksu Altıntaş, Hüseyin Çayh, Ahrnet Menmet TJlubay, Duran Bircan, Seviye Ersen, Rıdvan Karaköse, Süleyman Karaköse, Cavit Karaköse, Seyit Konuk, îbrahim Ethem, Coşkun Necati Vardar, Ahmet Erhan, Fatih Lacingil, Mehmet Ali Uslu, Cengiz Baktemur, Faik Güngörmez ve Erhan Buldarüıoğlu. Bazı cinayet sanıklarının cezalarını Yargıtay az buldu ANKARA (Cumburiyet Bürosu) Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin, Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi'nce bazı sanıklar hakkın da verılen hapis cezasını az bularak bozduğu davada, Elazığ Ağır Ceza Mankemesi beraat karan aldı. Yargıtay 1. Ceza Dairesi bozma karannda sanık lardan birisi hakkında TCK'nın 450 4 maddesi uyannca ölüm cezası verilmesi gerektiğini bildirmişti. İlk olarak Tur.celi Ağır Ceza Mahkemesi'nde bakılan davada muhtar >Iüslü.m Yıldırım'ı ara lanr.da muhtarlık seçimlerinden doğan hüsumet sonucu sanık Süleyman Alan'm azmettirmesi sonucu Müslüm Alan ve Murat Y'afalli belli olmayacak biçimde öldürdükleri sonucuna vanldı. Mahkeme sanıklardan Müslüm Alan, Murat Yavuz ve Süleyman Alan'ı öncs TCK'nın 45Û/4 maddesi uyannca idam cezasına çarptırdı, Da ha sonra failinin kim olduğunun açıkça belli olmamasmı dikkate alarak yasanın 463. maddesini uyguladı ve sanıklar 10'ar yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı. Tunceli Ağır Ceza Mahkema si'nin aldığı bu karar üzerine, ölen muhtarm yakınlan sanıklar hakkında verilen cezayı az görerek Yargıtay'a başvurdu. Konuyu inceleyen Yargıtay Ceza Dairesi baş^*u^u^^a olumlu karşüayarak mahkeme kararını bozdu. Yargıtay, bozma karannda sanıkların öldürme fiilini doğrudan doğruya beraberce işlediklerinin anlaşıldığını bildirerek sanıklardan Süleyman Alan hakkında 463'ncü maddenin uygylanmasını usüle aykın buldu . Yargıtay 1. Ceza Dairesi, sanık Alan'm TCK'nın 450 4. maddesi uyarmca cezalandınlması gerektiğmi bıldırcu. Yasanın bu maddesi taammüden adam öldürmek'en sanıklar hakkında ölüm cezası verilrr.esini hükme bağlıyor. Yargıtay'ın bu kararmdan sonra dava, bu kez Blazığ Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden ele alındı. Mahkeme yaptığı yargılama sonucunda 450n ci maddeye göre bir mahkumıyet karan verilmesi için, «Her türlü kuşkudan uzak deliller bulunması» gerektigmi bildird: ve sanıkların beraatlerine karar verdi. Izgü, Yurttaş ve Karakuş için kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi ÎZMÎR, (Cumhuriyet Ege Bürosu) Geçen kasım ayında Bergama'da bir kitabevinin düzenlediği imza gününe katılan yazarlardan Muzaffer İzgü, Hüseyin Yurttaş ve Hidayet Karakuş Ue birlikte 2 kişi için Sıkıyönetim Askeri Savcılığınca kovuşturmaya yer olraadıâı karar •erildi. Ecevit perşembe günü yargılanacak ANKARA, (UBA) Feshedilen CHP Eski Genel Başkanı Bülent Ecevıt'in hükümetin manevi şahsiyetini tahkir ve tezyiî etmek suçundan yargılanmasına perşembe günü Ankara 4. Ağır C«za Malıkemesin de devam edilecek. Ecevit, hakkında 19751976 vıllannda basına vermiş oldufu üç demeçte ve 1976 tarihin de yapılan «Barış ve özgürlük» mitingınde hükümetin manevi şahsiyetini zede'.eyici sözler kul'.andığı gerekçesiyle dava aç^mıştı. Dört ayrı suç birleş tirilerek Ecevit'in TCK'nun 159 II maddesi uyannca yargılan masına Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlanmıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle