23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 10 30 EYLÜL 1981 Sıkıyönetim Savcılığının sorusturmasında bifirkişi raporu I MİSK'teki helgeler "kafa, kasa ve kader birliği,, nin amaclandığını gösteriyor Erbil TUŞALP Istanbul'da 4 aydır inşaat ruhsafı verilmiyor İstanbul Haber Servisi Istanbul'da dort aydır yeni inşaat ıçın ruhsat verilmiyor. İmar ve iskan Ba kanlığınm Otopark Yönetmeliği'nde yaptığı değişikliğın, uygulama aşamasında zorluk çıkarması nedenıyle İstanbul Belediyesi'nin yeni inşaat ruh satı vermeyi durdurduğu ve durumu Bakanlığa ilettiği öğrenildi. Ancak İstanbul Belediyesi ile İmar ve İskan Bakanlığı ilgılileri arasmda dört aydır sür dürülen görüşmelerde henüz kesin bir sonuca ulaşılamadı ve bu nedenle istanbul'da dört aydır inşaat ruhsatı verilmiyor. 1. Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlıgının bildirisi: Bazı belediye ve köylerin statüsünde degişiklik İSTANBLL (a.a.) Birinci Ordu ve İstanbul, Çanakkale. Kırklareli, Edirne ve Tekirdae Sıkıyönetim Komutanlığı'nca bugün yayımlanan (61t numara lı bildiriyle, «Hizmetin daha kolav viirütülebilmesi amacıyla bazı belediye ve köylerin statüleıinde deçişiklikler yapüdıu'i» belirtilmiştir. Birinci Ordu ve İstanbul, Ça nakkale. Kırklareli, Edirne ve Tekirdağ İlleri Sıkıyönetim Ko mutanhğmm (61) numaralı bildirisi şöyledir: «1 Birinci Ordu ve Sıkıvönetim Komutanlıgının 57 Numaralı bildirisi ile bağlantıları diizenlenen heledive ve köylertleıı hazılarının statülerinde. lıizmetlerin daha kolav yiirütü lehilmesi için aşağıdaki değişikliklcr yapılmıştır: Catalca ilçesinde: Bağınısız Çatalca Belodiye Baskanhçı mu hafaza edilecck. Belediye Şube MüdürlÜRü haline getirilmiş olan Büyiikçeknıece ve Hadınıköy Belediyeleri yeniden bağını sız belediye başkanhgina dönüşlüriilecektir. Silivri ilçesinde: Bağınısız Silivri Belediye Başkanlığı muhafaza edilecek. Belediye Şube IVIüdüi'iüğü haline getirilmiş olan Değirmenköy ile Gelaliye'vi de bünyesine alan Selimuasa Belediyeleri yeniden Değirınenköv. Celaliye, Seliınpaşa lıuüımsız beletliye haşkanhffina dönüştürülecektir. Yalova ilçesinde: Bağıııısız Yalova Belediye Başkanlığı mu hafaza edilecek. Belediye Şube Müdürlüğii haline çetirilmiş oIan Çmarcık belediyesi yeniden hağımsız beleriive başkanlığına dönüştürülecektir. Şile ilçesinde: Bağımsız Şile Belediye Başkanlıçı mııhafaza edilecek, 57 numaralı bildiri ile bu baskanhk bünyesine çiren Vhmetli ve Meşrutiyet köylerinin köv tüzel kisilikleri iade eriilecektir. 2 57 numaralı bildiride ver alan diğer bağlantılar devaııı etmektedir. Baçımsız hale getirilecek olan Belediye Baş kanlıklarının yeniden 9 şubat 1981. tarihinden öııcekl durumla rıııa dönmeleri için uerekli işlenıler çünün koşulları da g:ozönünde tutularak İstanbul Valiliçi. İstanbul, vŞile, Yalova, Çatalca ve Silivri Belediye Başkanhlkurı tarafından 1 Aralık U)S) tarihine kadar sonuçlandırılacaktır. Yeniden teşkilatlanmada hiznıetlerin süratle görülmesini suğlayacak ve personel tasarrufu tenıin edecek önlemler alınacak ve merkez belediyeleri tüm olanaklarıyla bölçelerine yararlı olmaya Özen çöstereceklerdir.» Haydar SALTIK Orgeneral Birinci Ordu ve tstanbııl. Çanakkale, Kırklareli. Edirne ve Tekirdağ Sıkıyönetim Komutanı Mustafa EKMEKCİ Dil Bayrammda... İL Bayramı, ne güzel coşkuyla kutlandı. Geçen yıllardan çok başkaydı. Siri; Türk Dil Kurumu'nun kurultaylarında bu kadar kalabahk olmaz dedı. Tutucu bağnaz biriki gazete ile yazarlarının Kurumu karalama çabaları, iz bıraksa da sonuç vermedı işte. Tersine döndü. Salonu dolduran kalabalık, ödül alanları uzun uzun alkışladı. Teyp bandından İstiklâi Marşı dinlendikten sonra, Fahri Kurtuluş oturduğu yeraen bağırdi: Bıktık bu bantlardan dinlemekten, dedi. Bizim sesimiz yok mu yahu\ Bıri, arkadan: Yaşa, Fahri Kurtuluş! diye karşılık verdi. Başkan Prof. Şerafettin Turan'ın konuşmasından sonra, ödül kazananlara ödülleri verildi. Şiir ödülünü kazanan Mehmet Taner'e ödülünü Cahit Kulebi, inceleme ödülünü kazanan Aydın Köksal'a Prof. Fehmi Yavuz, Bilim dili ödülünü kazanan Suna Kili'ye Diyanet İşleri eski Başkanlarından Tevfik Gerçeker, Öykü dili ödülünü kazanan Burhan Günel'e öğretmen General Osman Feyizoğlu, çocuk yazınını «Nasrettin Hoca» kitabıyle kazanan Ali Püsküllüoğlu'na Ömer Asım Aksoy, Radyo Televizyon dili ödulünu kazanan Mustafa Apayaın'a Oktay Akbal ödüllerıni verdıler. Dil Kurumu üyelerl, ünlü ozanlar, sanatçılar oradaydı. Dii Kurumu üyesi olmayan, ancak dilde özleşmeden yana olan, Kurum çalışmalarını izleyen îanıdık, tanımaclık birçok kişı... Başkan Prof. Şerafettin Turan, konuşmasının sonunda Ankara dışında bulunan Milli Eğitim Bakanı Hasan Saâjam'ın gelemeyeceğini belirten bir mesaj gönderdiğini acıkladı. Oysa, Dil Bayramma deviet Başkanı Orgeneral Kenan Evren ile Başbakan Bülent Ulusu da mesaj gondermişlerdi. Ulusu'nurı telgrafı, toplantı bittikten sonra, kokteyl sırasında görevlilere verildi. Deviet Başkanı'nın telgrafı ise, cekildiğinden yedi saat sonra Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Şerafettin Turan'ın Kücükesat'taki evine götürülüp cumGrtesiyı pazara bağlayan gece yarısi saat 00.15'te teslim edildi. Deviet Başkanının telgrafı, Çankaya köşkünden bir gün önce, beş yüz metre aşağıdaki Çankaya Postanesı' ne teslim edilmiş, cumartesi günü saat 17.30'da Türk Dil Kurumu Salonu'nda, Prof. Şerafettin Turan'a veriımesi belirtilmişti. Çankaya Postanesi telgrafı alıyor, ancak bunları kendı cekmiyordu. Çekilmek üzere Uıus'ta bulunan Telgraf Müdürlüğü'ne gönderiliyordu. Telgraf Müdürlüğü, Ankara'dan verilen tüm telgrafların çeşitli yerlere çekildiği merkezdi. Ne olduysa burada oldu. Buraaa, elektronik b9yinl6 calışılıyordu ama, burada çaiışanlar da insandı. Geçm.şte buna benzer olaylar olmaz değildi... Yıllardır, «Ankara Notları»nda, özellikle şehirierarusı bölümlerde calışan genç kızların, ne güç koşulıar altında çalıştıklarını vurgulayıp dururum. Telgrafcılar, PTT görevlileri de öyledir. Her şeyden önce, bu ağır kamu görevini yapanların iyi koşullarda çalışabilmelerı sağlanmalı. Şunu da belirteyim. Deviet Başkanının mesajını göndermekte kusurlu bulunacak memurun cezalandırılması, sorunu çözmek demek olmayacak. Elbette sorunu ben, bir gazeteci gözüyle de gormek istiyorurrt: Böyle mesajlar, konuşmalar «ambargolu» olarak basına ve TRT'ye önceden verilebilir. Bir de telgraf çekme yerine. elden de gönderilebılir. Çankaya Köşkü ile Türk Dil Kurumu'nun arası iki kilometre var yok. Hem, tasarruf sağlanmış olur, Türk Dil Bayrammda Deviet Başkanının mesajı okunmamak gibi bir duruma da düşülmezdi. Deviet Başkanı Evren'in mesajı, Gumhuriyet' te bir gün sonra yayıniandı. Evren, özetie «Kurumun Türk dilinin her alanda geüşmesi ve daha zengin bir anlatım imkanına kavuşturulması konusunda sürdürdüğü çalışrnaları dikkat ve iigiyle takip ediyoruz. Yüce Atatürk'ün dilimizin yabancı diller boyunduruğundan kurtarılması amacıyla kurduğu Türk Di! Kurumu'nun bu hlzmeti yerine getirirken nesiller arasmda kopuklukıar yaratmamaya ve herkesin anlayabileceği ortak bir dilin kullanılması yolunda çaba gösterileceğine inanıyoruz» diyor ödül alanları kutluyordu. TV, bu Dil Bayramma oldukça onem verdi. TV Kültür yayınlarından Hüseyin Kandemır, Ömer Asım Aksoy'!a, Prof. Afet inan'la konuşmalar yaptı. Bunlar yayınlandı. Dil Kurumu'ndaki kokteylde, bir ara Ece Ayhan'ı goruverdim. Çoktandır buluşacaktık, buluşmak icin sözleştik. Ali Yüce oradaydı. O, şiirlerini sevenlerle tanıştı. Bir ara şöyle dedi: Yahu Ekmekçi, bakıyorum da dünyada güzeller daha çok. Güzeller, çirkinlerden çok. Bu insana yaşamayı sevdiriyor... O gece dört kadeh cin ıçti. İlk kez böyle içiyormuş. Gazetecilere de imreniyor: Bir daha dünyaya gelirsem, diyor, gazeteci olacagını ama o zaman da beni yine Köy Enstitüsü'ne gönderirler! • • • f.nkara'da günün konusu, Parıs'te Ermenilerin Türklere yaptıkları. Sürdürdükien terör, şiddet. Kinle, öcle tanımadığı insanları öldürmek. Bu, faşizm değil mi? Yıllar önce Amerika'da Ermeni teröristlerinin, Türkiye'ye karşı «düşmanlık anıtları» dikilirken, zamanın yönetıcileri, buna engel olmadılar. Olamadılar. Amerika'da böyie «düşmanlık anıtı»ndar> en az dörtbeş tane var. Sonra Fransa'da boyie bir anıtı Fransızlarirı iznıyle dıktirmek istediler. O zaman, Parıs Büyükelcisi olan Hasan Esat lş<k, buna karşı çıktı, protesto etti ve bırakıp Türkiye'ye döndü. Zamanın yöneticileriyse, Hasan Esat Işık'a: Canım, b'r de şöyie diyoriar: «Başka ülkelerde bu anıtlardan var. Onlara bir şey demediniz de, Fransızlara diş geçirebildiğ'.niz icin karşı cıkıyorsunuz» biçimınde konuştular, savsaVladılar. Hasan Esat Işık'ın yazdığı yazılar Dışişlerinin raflarında kaidı, gitti. Düşmanlık anıtları, nerede dikilmişse buna zamanında karşı çıkmak gerekirdi. Amerika'da mı, orava, neredeyse O'aya... Bir tutucu gazetede, biri de çıkmış, ilk onurlu çıkışı yapmış olan Hasan E=at Işık'a saldırıyor. Bu konularda savaşımın yolunu p/.steren kişiyi yaraıamak istiyor, insafsızca. Çocuğunu hnştırıyor, ne demeii? Basın6a böylesi de var Işte... e ANKARA Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcı lığı'nca yürütülen MİSK soruşturmasmda, bilirkişi raporunun hazırlanması aşamasma gelindiği öğrenildi, MİSK konusunda .açılacak davamn, ek bir iddianame ile MHP ve ülkücü kuruluşlarla ilgili olarak sürdürülen davaya katılması bekleniyor. Edinilen bilgilerde, ek iddianamede ayrıca MHP ve ülkücü kuruluşların, bazı illerdeki faaliyetlerinin de yer alması bekleniyor. Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı'nca, 12 Eylül harekatmdan sonra MİSK Genel Merkez ve bağlı sendikalarında yapılan aramalarda ele geçirilen belgeler, bu konfederasyonun «kafa, kasa ve kader birliği» sloganıyla ortaya çıktığını gösteriyor, «konfederasyona bağlı sendikalann hiçbirinde» ne kasa, ne demırbaş, ne de hesap defterinin bulunmayışmm ise bu ilkenin sonucu olduğu belirtildl 25'e yakın bölge ve şubesi bulunan MİSK'in kayyumlarca teslim ahnmasından sonra, Ankara Bahçelievler Genel Merkez binasında duvarlara asılı siyasi görüşleri yansıtan çok sayıda resim ve afiş kaldırıldı. MİSK Genel Merkezi'ndeki odalann bağlı sendikalarm merkezleri haline getirildiği ve hiçbir sendikanıı. Genel Merkez binası dışmda faaliyet göstermediği saptandı. Kayyımlar MİSK ve bağlı sendikalarm araçlann büyük kısmının 12 Eylül'den önce kaza yaparak tamircilerde olduğunu saptadılar. MİSK'i devralan kayyımlar, eylül 1980 tarıhinde, konfederasyonun bankalarda 1 milyon 266 bin 409 lıra 14 kuruş parası bulunduğunu belirlediler. Kasa hesabınm 25 milyon 763 bin 200 lira 46 kuruş, ödemelerin de 26 milyon 870 bin 770 îira 64 kuruş olarak kayıtlara geçirildiğini saptadılar. Bu kayıtlara göre, MİSK'in 1 mıl yon 107 bin 570 lira 18 kuruşu kasa hesabma girmeden çeşitli yerlerde harcadığı sonucu ortaya çıktı. Kayıtlardan MİSK'in ücretler hariç giderlerinin 8 milyon 551 bin 827 lira 37 kuruş olduğu belirlendi. Konfederasyonun eğitim gideri adı altında 1 milyon 52 bin 102 lira harcadığı ortaya çıktı. Kayyım heyeti, MİSK'in bazı kişilerde, 10 milyon 897 bin 945 lira 50 kuruşluk alacağı olduğunu da belirledi. BİR TÜRK YUNANİSTAN'DA 7,5KİLOEROİNLE YÂKÂLANDl KOMMOTİNİ (AP> ~ Bir Türk yurttaşı, Türkiye Yuna nistan sınırında 7,5 kilo eroinle yakalandı ve tutuklandı. Yunan polisince verilen bilgi ye göre. adı Hamdi Şavşakh olan 45 yaşındaki kaçakçı tamiratçıhk yapıyor ve Viyana'da yaşıyor. Yaklaşık 2,7 milyon dolar değ'erinde olduğu be lirrilen eroin. Şavşaklı'mn arabasmda ele geçirildi. Polis kaçakçının, eroinden haberdar ol madığmı söylediğini bildirdi. Hamdi Şavşakh adındaki Türk polise verdigi ifadesinde arabasını Istanbul'da iken 2 saatliğine bir İran'lıya kiraladığım daha sonra kendisiyle Belgrad' da buluşmak için anlaştıklarım söyledi. Şavşaklı. eroini bu İranlının arabaya yerleştirmiş olabilecegini de iıadesinde kay detti. 0ĞRETV1ENLER GÜNÜ NEDENİYLE İLKOKl L 1. SINTF ÖGRENCİLERİ ARASINDA «CANIM ÖĞ RETMENİM» KONL'Ll' BİR RESİM YARIŞMASI DÜZENLENECEK lllerinde alfabeyi ilk öcreten,, ögretmenler aranıyor 3 Kadın öğretim görevlilerine genellikle erkeklerden daha sert kurallar uygulanmakta. daha katı davranılmakta. Suudi Arabistan'dan dışarıya çıkmaları, geri gelmeleri, ellerinden alman pasaportlarıyla ve verilen vizelerle yöneltilmekte. Üniversitenin kararları kadınlara çoğunluk çok genç ve kulaktan ulaşıyor ya da hiç duyurulmuyor. Eaha eski, iki yıllık, yabancı öğretim görevlileri «esir pazarı» deyimini kullanıyorlar buradaki çalışma an layışına ve ortamına. Burada iki y&n da kendi oyununu oynuyor ve oyun para üzerine oynanıyor, bir yandaki aldığı parayı gaçırmama çabasmda, ötekı yandaki ise verdiği paradan sonuna dek yararlanma isteğinde. Böylece herşey güvensizlik ve kuşku üzerine kuruluyor. Kadınlar bölümü dekanı doğrudan üniversite yetkililerine yazı yazılmasmın kurallara ters düştüğünü, önce de kan yardımcısı hanım aracılığında yazıların kendisine iletilmesi gerektiğini belirten bir bildiri gönderiyor. Dekan yardımcısı hanımdan sık sık olis saatlerinde öğre tim görevlilerinin ofislermde bulunmalarını, kapılarında belirtilen ofis saatlerinde yer lerinde bulunamıyacaklarm durumu yönetime önceden bildirmelerini isteyen buyruklar geliyor. Ayrı ayrı her bölümün bağlı olduğu erkek bölüm başkanından sürekli öğretim ve eğitimle ilgili öğütler ve yasaklar, yapılması gereken ve yapılmaması gereken eylemler bildiriliyor. Kızlar bölümünün erkek yö netim müdüründen, fakültelerin bağlı olduğu dekandan, özlük işleri müdüründen ve rektörden bildiriler, yazılar, buyruklar, istekler birbiri ar dma geliyor. Sonuç olarak yazılar etkisini yitiriyor, okunmadan atılıyor. blN.VVDAN ÖNCE VİZE VERİLMİYOR Üniversitede en önemli bir sorun da dönem ortası tatilde yabancı öğretim görevlile rinin ülke dışma çıkmaları ve geri aönmeme olasılıkları. En son sınav gününden önce kimseye aynlma izrıi verilmiyor. bunu da hava yol larma bilet verdırmeme ve çıkış vizesi vermeyerek uyguluyorlar. Dönmez korkusuyla öğretim görevlisinin pa rasını tutuyorlar ve dışarıya çıkan her yabancı için bir başka kişı iki aylığını ödemek üzere kefil oluyor. Suudlu yöneticilerin bu davramşlarına kuşkusuz buraya ge len yabancıların birden ortaclan kaybolmaları neden olu yor. Y'abancıları burada tutanın para olduğunu bildikle rinden, onlan parayla korkutuyorlar. Nitekim oldukça da etkili oluyorlar bu tutuınlanyla. Üniversite en coşkulu gün lerini «İmtihan» döneminde yaşıyor. Bir ay önce hazııiık lar büyük bir gizlilik içinde başlıyor. Erkekler bölümüyle pazaıiığa girişiliyor, kaç soru düşecek iki yana diye. Anlaşmaya varıldıktan sonra sorular iki yana gidip se liyor, inceleniyor, değiştiriliyor. En son durum büyük bir sır olarak saklamyor. Kimseye gösterilmiyor. Bu sırada öğretim görevlileri büyük çelişkiler içindeler. İstanbul Haber Servisi Uluslararası Lions Yönetim Çevresi Federasyonu'ndan yapılan açıklamada. illerinde «Alfabeyi tlk Ö.u'reten» öğretmenlerin arandığı. bu nğretmenlerin belirlenerek bir araya getirilmelerinden sonra Auıtürk'ün Başöğretmenliği kabul ettiği gün olan 24 kasım sah günü Ankara'da düzenlenecek törene topluca iştirak edilecetri belirtildi. Türkiye Lions Kulüpleri Federasyonu Genel Başkanı Maral Özfekin tarafından yapılan açıklamada. «Oğretmenleri, bu günlerinde kutlamanrn Lions. Lioness ve lveo'lann en büyük görevi olaeağı» vurgulandı ve illerinde «Alfabeyi İlk Öğretcn» öğretmenlerin bir bölümünün bulunduğu, bir bölünıüiHin ise saptanamadığı ifade edildi. Öztekin, tüm illerin alfabeyi ilk öğreten öğretmenlerinin ortaya çıkarılmasmda yarar sağlayacak bilgileri olanların «Thlamur Yolu, Çehreli Apt. 11. Blok D. 14 Nişantaşı İstanhul» adresine başıiırmalarını da istedi. «Ögretmenler (iünü» nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığı'nm izniyle ilkokul 1. sınıf öğrencileri arasmda «Canım Öğretmenim» konulu bir resim yarışması düzenleneceği açıklandı. Ortaöğreninı düzeyindeki yarışmanm da kompozisyon alanında olacağı ve «Atatürk İlkeleri Işığında Barış İçinde Çağdaş Yaşanı» konusu üzerine açılacağı bildirildi. Anatüzüğün 26 ncı maddesî MİSK Anatüzüğünün 26. maddesinde kafa, kasa ve kader birliği ilkesinin kaynağı olduğu belirlendi. Bu madde aynen şöyle: «Konfederasyonun ana tüzüğündeki amaç ve gayelerin tahakkukunu başarı ile gerçekleştirebilmesi için bütün üye teşekküller, gerektiğinde bütün mali kaynaklarını müştereken birleştirirler ve müştereken kullanırlar.» Bu maddeden yararlanılarak MİSK'e bağlı 18 sendikanın tüm mali kaynakları birieştirildi ve harcamalar tek elden yapıldı. MİSK'e atanan kayyım heyetinin, her ay verdiği raporların birinde, yapılan harcamalar konusunda aynen şu görüş yer alıyor: «Sendika paraları şahsi borçlanmalan için adeta bir yardını sandığı gibi bu hesap çahştırılmış, bir kurala bağlı kalınmaksızın takdiren bazı kişilere borç verilmiştir.» Kayyım heyeti, MİSK ve bağlı sendikalarında çalışanlara pusula ile ücret ödendiğini de saptadı. Çalışanların sigorta primlerinin ve vergilerinin ödenmediği belirlendi. Kayyım heyeti ayrıca, MİSK'in bölge ve şubelerinde çalıştıkları iddia edilen personelin kayıtlarının bulunmadığım, avans föylerinde bunların büyük kısmınm adlarına rastlanılmadığını, böylece konfederasyonun bazı hayali kişilere önemli oranda maaş dağıttığını saptadı, Bazı işyerlerinden alman sendika aidatlarının hesaplara geçirilmediği saptandı. Örneğin, MİSK'in Eskişehir Bölge Başkanı Tevfik Özden ve başka bir yönetici Erdoğan Korur, ESTAN kısa adıyla anüan Eskişehir Beton Direk Sanayii A.Ş.'den 265 bin 500 lira aidat bedelini hesaplarma intikal ettirmedikleri belirlendi. Suudi Türh Ayselı USLUATA SOÇYOLOJİ İÇİN AMERİKAL, ÖĞRETİM GÖREVLİSİS; S/tTlYORUM.. Türk Deri İs MİSK ve bağlı sendikalarının kayyımlarca yönetimi sırasında yapılan tespitler özetie şöyle: «MİSK'e üye sendikalarm en küçüğü olan Türkiye Deri îşçileri Sendikası kayyımlarca teslim ahndıktan sonra hiçbir belge bulunamadı. Sendika Başkanı Hamdi Aslan'ın zimrnetinde 77 bin 667 lira 49 kuruş olduğu (halde askere gittiği) belirlendi... 18 şubesi, Genel Merkezinde dört personelı ve üç otomobili oian Türk Gıda Sen'in şubelerinde < kaç kişinin çalıştığı saptanamadı. Bu sendikanın 12 Eylül larihi itibariyle MİSK'ten 572 bin 294 lira MİSK yöneticileri üzerinde ise, 2 milyon 93 bin 207 lira alacağı olduğu belirlendi. Sendikanın biri Buick, biri Fiat128, biri de Ford Capıi marka olmak üzere üç arabası var. Kayyım heyeti ışe başladıktan sonra Ford Capri nıarka arabanın noterden yapılan kesin satış senediyle 180 bin liraya alındığını, ancak mal sahibine 540 bin lıra ödendiği saptandı. Türkiye Özel lAjkanta ve Eğleııce Yerleri İşçileri Sendikası (TürkOleySerı> kayyımlar taraimdan davralmdığında, sendika binasında bir tek Atatürk resmine rastlanmaciı. Ancak sendika odalarında Fatih Sultan Mehmet'in çok sayıda resmi bulundu. İki şubesi ve üç personeli bulunan sendikanın aylık geliri 593 bin 235 liradır. Sendikanın 395 bin 272 lirası şahıslar üzerinde bulunuyor. Kayyım heyeti sendikanın çeşitli gider adı altında 922 bin 900 lira bir sarfi olduğunu belirledi. Kayıtlarmda tek kuruş parası bulunamayan Türk Cevher Sen'm üyeleri olmadıgı haide Cezmi Kibaroğlu üzerinde 50 bin, Ziya Besen üzerinde 255 bin lirası bulundugu saptandı. MİSK'e bağiı tüm sendikalarua görülen kargaşa Türk Genel Sen'de de aynen var. Türk Genel Sen'in bulunabilen kayıtlarmda sendikanın MİSK'ten 2,5 milyon alacağı olduğu görülüyor. Eskı Genel Sekreter lsmail Yılmaz zimmetinde bulunan 79 bin 647 iıra ıçm kayyımlıga bazı sarf belgeleri sundu, sendika başkanı Kadri (,iıkmaktaş'ın üzerinde ise 755 bin 302 lira gözüküyor. Sendü^a Başkanı bu paranın kıdem tazminatına mahsuben alındığını söyledı. SAAAT TlllMt lanıp öğrencilere veriliyor. Öğretim görevlileri kuşkulu bakışlarla birbirlerini göz lüyorlar, polislik başlıyor. Yönetim hem öğrenciden kuşkulu, hem de öğretim gö revlısinden. Böylesine bir gü vensizlik oriammcla sınavlar yapılıyor, notlar veriliyor ve notlar denetleniyor. Sınavlar clan önce «özcülük görevlerini belirten çizelgeler hazırlanıyor. Her öğretim görevlısi en az onbeş smavda gözcülük görevi üstleniyor. Her iki öğrenciye bir gözcü düşüyor. Gözcülük görevi üzeTin& yapılması ve yapılmaması gereken 14 maddelik bir kurallar dizisi gönderiliyor. Madde 9. Dersin öğretmeni yalnızca ilk yarım saat içinde sınav salonuna girebilir, daha sonra smav salonunda bulunması yasak tır. Madde 10. Öğrenciler bir başka öğrenciden yana bakmamaları için uyanlmalıdır lar, uyarıya uymazlarsa, yerleri değiştirilmelidir. ÖĞRENCİLER BAYILIYOR Sınav günleri kırmızı halılarla döşenen bir ofisde sınav komitesi toplanıyor. Gelıp gelmeyen gözcüler, yedek gözcüler denetleniyor. Sınavlar belirli saatlerde başlatılıp, belirli saatlerde bı tirıliyor. Smav komitesini tü nıüyle Suudlu hanımlar oluş turuyor. Öğrenciler büyük baskı altında smav salonunda baygınhk geçiriyor, hasîalanıyorlar. Okulun kadın doktoru baygınhk geçiren öğrencinin tansıyonunu ölçnıek üzere geliyor. Bir sınavda ardarda üç kez iğne yapılarak ayıltılan öğrencı soruları yanıtladı ve öyle çıktı salondan. Ellerinde su şışelerıyle zaman zaman sa lona gıren kara derili kadın hizmetliler aralarda dolaşarak öğrencilere su veriyorlar. Kopya çekilmesine karşı çok şiddetli önlemler alınırken, kopya çekmeye yelvenen öğrencı görülmüyor. Yanlannda kalem, silgi, öğrencı kartı dışmda bir şey yok. Çantalarmı sınav salonuna girmeden önce kapının önüne bırakıyorlar. Kâğıt mendiller bile smav salonun da kutularla dolaştırılıyor. PARA BİR SİLAH Eu ortamı kimın yarattığını kesinlikle saptamak olanaksız. Para gereksinımi içindeki Asyaiılar ile Afrikanlar mı yoksa doyumsuz, pa ranın kölesı olmuş Avrupalılar ile Amerikalılar mı? Suudluiarın parayı silah olarak kullandıkları bir gerçek. Parayla istediğı hizmeti alabileceğine kesinlikle inaıı mış durumdalar. Gidenin ye rine bir başkasını satın aîırım havasındalar. Batılıların ülkelerini sevmediklerini yal nızca para ıçın orada kalmakta dırendiklerini biliyorlar. Paranın çekiciliğine kapılmış Batılılar Suudlulara kendilerini sevdirmek için bırbırlerıyle yarışıyorlar. Nefretleıinı kusan eleştirılerini arkadan yaparken, batılıların yalan, söylemediğinden. doğruluğundan, dürüst lüğünden, dönek olmayışından söz ediyorlar; Oysa uygulamaJannda Araplarınkinden çok daha kötü örnekier veriyorlar. Riyad'dan ayrılacağı gün şortunu giyip, elinde sigarasıyla hava alanına gideceğini söyleyen A merikalı öğretim görevlisi, kontraümn uzatılması için ıstekte bulunuyor, ezanlarından bıktığı, nefret ettiği ülkeden aynlamıyor. YARIN: Bekar kadınların cenneti. Bir tek sandalye bile bulunamadı Serıdikaya aıt 27 A 526 piaka numaralı Renault marka oto V 12 şubat 1981 tarıhine kadar bütün aramalara karşın bulunamadı. Bu tarihte MİSK Bırinci Bölge Temsilcisı JSecml Erol Kunıandaş kayyımlıga başvurdu ve çarpılıp arızalandığı ıçın bir tamırhanede oulunduğunu bildirdi. Ve ödennıesi için 4 l'atura verdi. Hesaplarmda 103 bin 481 lira 95 kuruşluk demirbaş varlığı* görülen Türk Yapı Sen Sendikası binasında bir tek sandalye bile bulunamadı. Yine kayıtlarda sendikanın banka hesabında 490 bin 607 lıra bulunması gerekmekte ise öe, kayyımlar bankalarda 8 bin 982 lira bulabildiler. Sendikanın Ankara'da kiraladıgı bir binada Ülkücü İşçiler Derneği 1 eylül 1980 tarihinde Kapatılıncaya kaaar faaliyet gösterdi. Kayyımiar, Türk Boro Sen Başkanı Ueıya lüdırım'm üzerinde 141 bin 928 lira avans olduğunu ve sendikaya ait toplu paranın bir bankaya kendi adma yaıırıldıgı belirlendi. Sendikanın otomobillerımn kiınler taraımdan kullamldıgı saptanamadı. Sendikanın MİSK'ten 1 milyon 342 bin lira alacağı güzü&üyor. Hiçbir defteri olmayan ve barıkadaki parası 3 bin 435 lira olan Türk Çım Sen'in 20 nisan 1981 tarihine kadar bankadaki hesabında 964 bin 751 lira toplandı. MİSK ortak lonunua 1 milyon 400 bin lirası bulunan Türk Mensucat İş'in 9 otomobili oimasına karşılık herhangi bir sendıkaı faaliyetine rastlünmadı. MİSK'e bağlı en ilginç sendika Türk Turım Iş Sendikası, bu sendikanın binası yok, mal varlığı da bulunmuyor. MİSK'in avukatı kayyımlara, Türk Tarım İş Sendikası yönetıcılerinin adreslerıni bilmediğini söyledi. Sendika hesabından 12 Eylül tarihinde sadece 2 bin 860 lira para vardı. Bu sendikanın yöneticileri, örgütlü oldukları ışyerlerinde ışverenden peşin tahsil ettiler. Kayyımlar yaptıkları araştırmada Hikmet Sarıoğiu adlı ışverenin 1980 ve 1981 yıllarma ait sendika aidatını 650 bin lira olarak 9 eylül 1980 tarihinde yatırdığı, sendika yöneticilerınln bir gün sonra bu parayı banka hesabından çektikleri saptandı. Oğuz lüksel adlı bir başka işvereninde aynı yıllara ilişkin aidatları 250'şer bin liralık iki çekle ödediği saptandı. Kayyımlar paranın tahsll edilmesine karşılık ne sendika, ne de MİSK hesaplarmda kaydını bulamadılar. MİSK'e bağlı Türk Enerji Sendikası'nın ise sadece 500 Urasının bulunduğu belirlendi.» Suudlulör, yabancılara karşı parayı silah kullanıyorla [^Paranın çekiciliğine kapılmış Batılılar, nefret kusan eleştirılerini arkadan yapıyor ve Suudluiarın yüzlerine gülüyorlar. Bir yandan zorlu bir smav hazırlayarak kendilerini bek ientilen çok yukarılarda öğreticiler olarak yönetime ka bul ettirme çabasmdalar, öte yandan öğrencilerin düşük not alarak kendilerine karşı favır almasını istemiyorlar İki yanda da büyük paralar var. Y"abancılarm çoğu para vapmaya gelmiş Suudi Arabistan'a. Üniversite yönetimi bunu biliyor, onıın için de onlara kuşkuyla bakabiliyor. Bir kez para yapmak isteme sin kişi, tüm inançlar, tüm töreler bir yana itiliveriyor. KUŞKÜ DOLU SINAVLAR Genellikle ıyi nıyetle, KU çük armağanlarla başlıyor aiışverişler. Oysa yönetim du rumıı çok iyi bildiği için öğrenciden armağan almayı ya saklıyor. Çünkü aldığının kar şıhğını vermesi gerekiyor öğ retim görevlisinin ve smav sorularınm benzerleri hazır
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle