19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet 2 temmuz 1981'de Türk Dll Kurumu, KUruluşunun 49. yılını doldurup 50. yılını kutlama dönemine girdı. ' Kurumumuzun 26 eylül 1932'de, Atatürk'un yüce koruyucu başkanlığında toplanan I. Kurultayı'nda düzenlenen tüzüğümüzün 20. maddesinde. «Türk Dillnln blrlnc! kurultayının toplandığı 26 eylül, Türk Dill Tetklk Cemiyetl âzalarınca «Dil Bayramı» olarak her yıl kutlanır» denilerek 26 eylül günleri Atatürk'ün de buyruğu ile Dil Bayramı olarak saptanmıştır. OUSAAR ve GÖRUŞLEŞ 26 EYLÜL 1981 Türk Dil Kurumu ve Dil Bayramı TÜRK DİL KURUMU'NUN IZLEMESİ GEREKEN AMAC VE YÜRÜTECEĞİ GÖREVLERİN TEMELLERİ 1932'DE ATATÜRK* ÜN ÖNDERLİĞİNDE DEĞERLİ BİLİM VE SANAT ADAMLARINCA SAPTANMIŞ, KURUM BUGÜNE KADAR BU AMACA BAĞLI KALMIŞTIR. I . Dil Bayramı ve , Türk Dil Kurumu A Yukarıdaki açıklamadan da anlaşılacağı Czere tek bir dil bayramı vardır. Bu aa 26 eylülde kutlanagelen bayramdır. Ne var kl, kimileri bilmeyerek, yalnızca yöresel hevesle; kimileri de, öteden beri Türk Dll Kurumunu, dolayısıyla dilimizin özleştirilmesi akrmını yıpratmak amacıyla, başka yönleraen olduğu gibi, bu yönden de ibni Bibi'nın Farsca kitabmdakl bir söylentlyi sayanak ederek Türkcenin devlet dili olması adı altında bir bayram düzenleyip asıl dil bayramımızı gölgelemeye calışmışlardır. Önce şu gerçek billnmelidlr. Türkoenln devlet dili oluşu, şimdiye dek edindiğimiz bilgtye göre, M.ö. III. yüzyıla dek uzanmakta; Hunlardan başlayarak sırasıyla KökTürklerln, Uygurların, Avarların, Hazar Türklerinln, İdil Bulgar Türklerinln devlet dill olarak günümüze değin gelmektedir. Anadolu'da Selçuklu Devletinln, devlet dill olarak Türkçeyi bırakması ve son yıllarda dillerde, şarkılarda destan olan Mevlâna'nın Türkçeye, Türk ekinine hlc bir yarar sağlamaması gibl olumsuz durumların, Türkçenln üç bin yıllık devlet dili oluşunu gölgeleyemeyeceğlni ve tek bir dll bayramımız bulunduğunu herkes bilmelidir. Cahit KÜLEBİ T.D.K. Genel YaziDam yürütmüştur. !. Türk Dll Kurultayı'ndan günümüze değin; dil devrimlne, bunun sonucu olan dilimizin gelişip özleşmesine hangl yönden fırsat bulurlarsa o gedlkten saldıranların; bu tutumlarına koşut olarak başlangıçtan beri ellerinden geldlğince yönetlcllerlmlzl de karalamaya caba gösterdikterl; herkesin, özelllkle, bu değerll ulusal kuruluşun yaşamında söz yetkisl taşıyan devlet büyüKlerlmlzln bllmesini dilediğimiz bir gercektlr. Kurumun kuruluşunda ve daha sonrakl dönemde büyük hlzmetlerde bulunan Ahmet Cevat Emrelere, Samih Rıfatlara, Ibrahlm Necmi Dllmenlere, Hosan All Yücellere, A, Dilâcarlara, Iftira ve suçlamalarla saldıranların bugünkü çırakları ylne kuruma olduğu kadar kurum yöneticilerine de durup dlnlenmeden, Iftira, hakaret, ihbarcılık ve yalanla saldırıyorlar. Aslında kurum yöneticllerlnln bu glbllerden hlc bir korku ve kaygısi yoktur. Ne var kl. ulusal kuruluşlarımız Içlnde yarım yüzyildır yozlaşmayan, amaçtan sapmayan ve düzen bozukluğuna duşmeyen kuruluşların başında gelen; Atatürk llkelerine bağlılığını her zaman isbat etmiş bulunan Türk Dil Kurumunun bu haksız saldırılar karşısında ezilmesi, susması hatta bazı çalışmolannı yapamaması en cok da Atatürkçülük ülküsüne zarar verlr. Alti yıl önce, okul kltoplanndan göclerl yettiğince Atatürk'ü cıkarıp yerlne Abdülhamtd'l bir büyük kahraman gibi göstermeye calışanlara karşı Türk Dil Kurumunun aldığı r tavır ve yayımladığı «Ismarlama Ders Kltapla ı Üzerfne Rapor» ne denll başarıya ulaştıysa: o gün, bu olumsuz girlşlmde bulunanların, bugünku tutumlarryla Türk Dll Kurumundan ve yöneticllerinden öç almaya kalkışmaları da ne yazık kl kendllerl ve gericilik hesobına bir başarı düzeyine gelmlştir. Burada şu üç büyük gerçek göz önünde bulundurulmalıdır 1) Atatürk'e ve O'nun başlattığı uygarlıkcı girişlmlere karşı olanlar ya da bu tutumun ticaretlnl yapanlar hic bir zaman amaclarını acıktan açığa ortaya koymamışlardır. Günlük koşullara göre glrişlmlerlnl düzenleyerek alttan alta, glzll yoltardan gerçekleştlrmeye calışmışlardır. 2) Türk Dll Kurumunun yaptığı çahşmaların sonucları ve yayımladığı yapıtlar ortadadır. Karacalıcılara, iftiracı ve muhblrlere, gericilik tacirlerine, ister Inanılsın Ister inanılmasın, bu durum ilgililerce dikkate olınmalıdır, Üzerinde önemle durulmalıdır. 3) Türk Dll Kurumunun hlc bir yayının da, slyasaya kapıldığımız ve Atatürk llkelerine ters duştüğümüz görülemez. Kurumumuzun slyasa ile tek ilişklsl Atatürk ilkelerlne bağiıhğıdır. Üye olmak Isteyenlerden «Atatürk Hkelerine bağlılık belgesi» olmasıdır. Bu davranışlarımızın tek belirgesi de, Atatürk İlkelerlne karşıt tutum gösterenlere bilimseı tutumla ve yüreklilikle karşı cıkışımızdır. Bunun dışında Kurumumuzun hlc bir siyasal davranışı bugüne değin saptanamadığı gibi, Kurumumuz da calışmalarındo hic bir siyasal kuruluş ve akıma bağlanmamıştır. Buna karşın, Türk Dil Kurumunun Atatürk'ün ölümünden sonra nerdeyse ihanet yoluna glrmiş olduğuna, şimdlkl eayın yöneticller Inandırılmış; ortık herkes özleşml? bir dllle konuşup yazdığı hoHe, bu değerll yöneticllerden bir bölümü üzerinde Kurumumuz ve yönetlcllerl aleyhlnde olumsuz etkller yaratılmıştır. Bu cok haksız, gerçekdışı ve acı bir olgudur. Elbette ileride ekin tarihimlzde değerlendirllecektlr. Milliyetcilik Bayrağı Şoven sözcüğünün kökeni 19'uncu Yüzyılın llk yorısına değin uzanır. Fransa'da bağnaz ulusçuya şoven deniyordu, ama şovenlik tarihte en aşırı blçimlnl Hltler faşlzmlyle bulmuştur. Kendi ulusunu ötekllerden üstün görerek dünyaya egemen kılma tutkusu Nazlzm ile hastalık düzeyine tırmanmıştır. Atatürk milliyetçiliği şovenizme karş^dır. Çönkü Atatürkçülük ezilen ulusların emperyallzme karşı başkaldırmasım simgeleyen bir bayraktır ki baskı ve 6ömürüye karşı demokratlk bir lcerlk taşır. Şovenlzml» mazlum ulusların milliyetciliğlnl blrbirlnden ayırmak gerekir. Terorizm İle milliyetcilik arasında da en küçük bir lllşkl yoktur. 15 mayıs 1915'de izmlr'e Kordonboyu'na cıkan Yunan Işgal kuvvetlerlne karşı gazetecl Hasan Tahsin'ln sıktığı llk kurşun, terorizmi değll, emperyallzme karşı mazlum bir ulusu başkaldırmaya cağıran llk sesi vurguluyordu. Kutlama Çalışmalarımız Kurumumuz, bundan beş yıl önce, Atatürk'ün doğumunun 100. yıldönümü İle Kurumumuzun kuruluşunun 50. yıldönümünü 198' ve 1982 yıllarında genlş bir Izlence lcinde kutlamayı kararlaştırmış uzun calışmalar sonunda hazırlıklarını uygulamaya koymak Istemlşti. 1981 calışmalarımızda, daha önce «ismarlama Ders Kitaplarunı yazanların blze karşı açtıkları öc alma saldırılarının ve dil konularını slyasallaştırmalarının sonucunda Izlencemlzln gerçekleştirilmesinde sıkıntı ve acı cektlğimiz gibl; kirm girlşlmlerimlz engellendl, kimileri Ise geciktlrildl. Atatürk'ün Doğumunun 100. Yıldönümü dolayısıyla düzenleyip bütün ön hazırlıklarım bltlrdlğimlz II. TüTc Dill BlllmMİ KuruHayını Ise ilgih Koordinasyon Kurulundan Izln alamadığımız lcln ertelerrfek zorunda kaldık. Bu ay glrdlğlmlz Kurumumuzun kuruluşunun 50. yıldönümünü kutlama Izlencemlzin de, yayınlarımız dışında hangl oranda gerçekleşebileceğini şimdiden bilerniyor; Türk ekin tarihlne gececek olan bu durumumuzun dikkate alınması halinde açıklığa kavuşacağını. öbür ulusal kuruluşlar gibi, Kurumumuzun da değerli yardımlardan yoksun hırakılmayacağını umuyoruz. • Oıkemizde (kasıtlı olarak) karmakarışık edilen kavramları blrbirinden özenle ayırmak gereVir. Türkiye'nin darboğazlardan kurtulması icin önce halkın neyin ne olduğunu görmeye başlaması şarttır. All Slrmen'in bu hafla Fillstln'lı ikl gencle yaptığı konuşmada bu Işln ne demek olduğunu görmek olasıdır. All Sirmen soruyor. , Yahudiler »Izln yurdunuzu Işgal atmlşler.. Flllstlntl genc: Hayır, blzlm yurdumuzu Yahudiler değll, Slyonlttler Işgal ettller. Arap ülkelerlnde, Avrupa'da, hat« ta Flllatln'de yasayan birçok Yahudl var kl, onlar slyonlstlerl* aym görüşte değlller.» Slyonlzm, emperyalizmln bir türüdür; şovenlzm bîr başka türüdür; «Megalo Idea» bir öznel ceşididlr; terorizm ise nerede ve nasıl boy gösterlrse göstersln, ernperyalistlerin işine yarıyan bir yöntemdir. Türkiye'de halkın klmin düşman kimin dost olduğunu tanıması İçin bu kavramlara aydınlıklar serpmek gerekir.. Kavramlara aydınlık getlrme cabası. «aydın hobl»si değildir, halk yaranna bir Işlevdlr. Üç Büyük Gerçek Kuruluşumuzun Ellincl Yılına Doğru Türk Dil Kurumunun Izlemesi gereken amac Ve yürüteceği görevlerin temelleri 1932'de Atotürk'ün önderliğinde çevresindeki değerll blllm ue sanat adamlarınca saptanmıştır. Türk Dll Kurumu bugüne değin bu amaca bağlı kalmış, verilen görevlerl dlkkat ve Başarı İle • SVİT OKTAY AKBAL okurlardaII... Yasama Mucizesi! HflVIİl $ Hacettepe 'de sorunlara yenisi ekleniyor Hacettepe Ünlversltesl sorunlanyla birlikte açüıyor. Ka yıt yaptırmak içln okula gelen öğrencileri şaşırtan llk olay kayıt paralannın 2500 liraya çıkartılmasıydı. Geçen yülarda 500 lirayı aşmayan kayıt paralannın, kayıt gününden bir Ikl gün önce 2500 liraya çık»rt>> ması öğrencilerln tepki goaterraeslne neden oldu. Bu arada sunu da belirtmek gerekir; alınan bu 2500 liralar yalnız bir somestre içln gcçerlidir. Yanl ögrenciler bir yüda 5000 TL. ödeyecekler/lir. Yenl yasa İle üniversite eğitlml paralı olsa bile, bu eski öftpncllere uygulanmayacaktır. Ancalc görUldüğü gibl, üniversite yönetimt bu «ufak» zamlarla, çıkacak yenl yasayı eski öğrencilere uygulamaktan gerl kalmayacaktır. Alınan 2500 liralık kayıt harcının 100 Urasının otobtis parası olarak alındığı söylentileri öğrencileri daha da kızdmyor. çunkü, Hacettepe Üniversitesi' nin Beytepe KampUsU ile Ankara arasında ulaşımı sağlayan otobtlslerden hoşnut olan ögrencl yoktur. Beytepe KampUsü ile Ankara arasında ulaşımı sağlayan taşıtlar özel kişilere aittir, dolayısıyla özel uygulamalar da olmaktadır. örneğin; öğrencilere kızan bir sUrUctl taşıtı kenara çekip, «gitmiyorum» dlye inat edebilir. Ya da Ankara'da öğrencilerin bekledikleri duraklara Taktinden geç gelebilir, hatta karlı günlerde Beytepe'nin dik yokuşunu çıkmak istemeyebilir. Özel tosebbusun bu özel uygulamaİBTinı görmek lsteyenler, Ankara'da Tunus Caddesi'rte gelebilirler. Hele karlı bir kış gllnU Tunus Caddesi'ndekl durağa gelirseniz göreoeğiniz llk manzara; 400500 kişiUk bir topluluğun ısmabilmek için yerlerinde zıpladıkları olacaktır. Bu topluluk Beytepe'ye gldebilmek için özel teşebbusUn otobüslertni beklemektedlr. Aslında otobüslerin insanlttn beklemesl daha mantıklıdır. Ancak özel tesebbUs bir işl tekeltne alınca, tüketicilerin isteklerinl kulak ardı edebilir. Yüklanicl (müteahhid) otobus lşletmeslnin amacı daha çok kar etmftk olduğu İçin, otobUslerlnl başka seferlere yollar. Varsın Beytepe'nin garibanlan durakta donsun. Ona ne. O işini bitlrlnce gellr Beytepe'nin garibanlanm alır. Yurt öğrencllerlnm bir takım sorunlan vardır. ömeğin su sorunu. Beytepe öğrencl yurtlannda cumartesl ve pazar gün lerl hlç su yoktur. Dlğer günlerde ise belli bir saatten sonra su bulabilirslnlz. Sıcak su ise hic yoktur. Aynca su sorununa baglı olarak tuvalet sorunu da vardır. Bir de, yurtlarda yer sıkıntısı olmasına, yurda ahnmayan öğrencilerin dışarda yer ayarlamak zorunda olmasına rağmen «Erkek C Blok» öğrencl yurdunun kapalı tutulman anlaşılamamaktadır. Bu sorunlarla yıllardır uğraş makta olan Hacettepe öğrencileri, her yıl ek bir sorunla daha karşılaşmaktadır. Kredi sorunu bunlardan en önemlisidir. Hacettepe Üniversltesi'nin eğltlm düzenl ile ilglli yönetmeliğine göre, her dersin belli bir kredlsi vardır ve ögrenciler belli bir kredi sımnnın üzertnde ders alamazlar. Bu sınır 25'dir. Bu 25 kredllik ders alabllme hakkı, ögrenciler açısından kazanılnuş bir haktır. Yeni döneme başlarken üniversite yönetiml, bu 25 kredinin 23'e indirilmesine karar vermiş. Bunun anlamı, bazı öğrencilerin kredllerinin dolması nedenlyle bazı derslerl alamamalan ve dolayısıyla Universitede fazladan bir yıl daha kalmalandır. Yönetim ile ögrenci arasındaki ilişkilerin kopukluğundan, bu karann kesinleşip kesinleşmediği, kesinlestiyse eski öğren cilere de uygulanıp uygulanmayacağı bilinmemektedir. Ancak bu tip bir karar elmırsa ve eski öğrencilere de uygulanırsa, bu açıkça «kazanümış bir hakkın gerl ahnması» olacaktır. Toğnd ÖZSÜT ANKARA imdl zenglnler yakınıp duruyorlar, ama yalnız onlar» dedi o yenl tanıştığım kişi... «ötekller hallerlnden hoşnut». Ötekiler? Yani zengin olmayanlar, orta hallıler, aylıklılar, esnaf, Işcl. memur, serbest meslek sahipleri... Onlar hallerlnden memnunmuş! Yalnız zenginler, parababaları Imlş yaşam pahalılığından, artan vergilerden yakınan... Ne denlr böyle söze? Tartışmak blle gerekslz, güler gecersin, başka konuya atlarsm; yoksa otur sabaha kadar tartış! Eski bir arkadaş, yanılgısmda, bilgisizlığınde direnen, sen «yahu pekl buna ne diyorsun, bak şu Işin eurası böyle, gercekler orta yerde, Iki kez Ikl dört eden gibilerden inondırıcı kanıtlarla, tanıklıklarla bir konuyu sergilemeye, kabul ettirmeye calışsan da, 'hayır, öyle değll' dlye dlretenlere bakıp bakıp, şöyle derdl: «Bırak adamı kendl karanlığında boğulsun, nlye yoruyoraun kendini, baksana anlamak, aydınlanmak istemiyor.ı Bırak karanlığmda boğulsun! Acımasız bir söz, ama 'şimdi yalnız zenginler yanıp yakınıyor" diyenler icin en uygun bir davranış bu! Şimdı klm yakınıyor? 'Şjmdi'yl geniş bir zaman parcası olarak almak gerek. Bir yıl, üç yıl, beş yıl gibi... Şimdi, yalnızca lclnde olduğumuz an değildir. O anın önceslnl de hesaba katmalı... Evet, şimdi herkes yakınıyor, gecim sıkıntısı en üst cizgilere doğru yönelmlş gldiyor. Zengin de, yoksul da yakmmakta haksız mı? Ne var ki zengin pacayı sıyırır kısa sürede, ama dar gelirll her gün batağa daha cok gömülür. Ev kirası, coluk cocuğun gıdası, okul masrafı, sağlık gideri, şu bu... Gel de on bln, yirmj bin llrayla Işln lcinden çık!. Artık kimse hesap yapmıyor, bir zamanlar clddl clddl oturup hesaplarlardı; beş kişilik bir ail 8 şu kadar parayla gecinir. Şimdi bu da unutuldu. Ortaya öyle büyük sayılar cıkıyor ki en üst bir görevli bile düzeyln cok altında kalıyor. İyisi mi, böyle hesaplara hlc el atmamakl... Bakın elli lira bile madenden yapılacakmış, eski beş kuruşlar gibi! Gecen gün bir simit aldım, on lira! Ama yarıyarıya kücülmüş... Bir kuruşa aldığım kocaman taze simitleri anımsadım. Bir kuruş! Kim bilir bir kuruşu? Bir kuruşa bir bardak su Içilirdi, 6lml t alınırdı, beş kuruşa gazete, cikolata, ayran, dergi daha neler... Sinemalar on beş yirmi kuruş. Kiralar en fazla otuz lira... Bir masal evreninde yaşar gibiymişiz. Karpuz kavun küfeyle gelirdi, kimi evlere de arabayla... Dalıp gitmemelı gecmişe!... Her zaman lyi ve güzel gelir geçmiş günler. Oysa iclnde yaşarken ne sıkıntılar cekilmiştir, ama zaman siler unutturur onları. İnsanoğlu hep, 'bu gün' de yaşar. Soluk aldığı bir süredir 'bu gün'.. 1981'in insonıyle 1930'ların, 40'ların insanı eş mi? Değil. Bugünün insanının gereksinimi daha cok, çevresinde gördüğü, duyduğu, anladığı, öğrendiği tatlar, güzellikler, dünya nirnetleri ise sayısız... Ama onları elde etmek kac kişinin payına düşüyor? Örneğln özel otomobil... 1930'larda özel otomobil sahipleri parmakla gösterilen mutlu kişilerdi. Şimdi öyle mi? Hemon her apartımanın önünde beş on otomobil durmakta... Her damda TV antenleri göklere yükselmekte... Bütün bunlar bolluktan, zenginlikten cok, gereksinlmden ötürü... Ondan bundan kısıp çevresindeki yaşama uymaya çalışıyor cağin insanı. Ne yapıp ederek, tüm ailenin bireylerini calıştırarak büyük cabalar harcayarak... Trenlerde, otobuslerde, dolmuşlarda, vapurlarda Insanlarımız sevincsiz, gülüşmelerden yoksun, kara kara düşünce bulutları icinde gidip geliyorlar sabahları akşamları... Kimi zaman, hic biri konuşmuyor. Okuyan da pek az... Düşünüyorlar mı? Ne düşünüyorlar? öyle derin konular değil, gündelik sorunlara cözüm yolları... Bir esk; politikacıyla konuştum, on üc bin lira emekli maaşı alıyormuş, nasıl gecinecek? Bir başka politikacı evındekı halıları satmış. Bir daha başkası eşinin bileziklerini... Herkes, hepımiz gündelik boğuntuların çıkmazlarında inip cıkıyoruz. Her gecen gün biraz daha gömülüyoruz yaşam cıkmazlarına... Eldeki avuctaki daha daha cabuk ucup gidiyor, nereye, gündelik giderlere... Borclar artıyor, sıkıntılar artıyor, acılar, umutsuzluklar, ölümler, hastalıklar, yıkılışlar... Bir de kimi kişiler 'muclze'den söz etmiyorlar mı, «herkes memnun» demiyorlar mı, o zaman kızgınlık değil de bir garip ürküntü cöküyor insana... Bir şaşkınlıki... Ne yopmalı, bir kac yüz bin lira bulup bankere mi vermelı, on üc bin liralık emekli gelirine sekiz on bin de ordan mı katmalı, yoksa geceleri bir ikincl, ücüncü Iş daha mı bulmalı? Bu 'yaşam' mucizesini nasıl sürdürmelı? Türkiye bir köşeye sıkıştırılmak isteniyor. Bu plan ustalıkla uygulandı. 1970'lerin ilk yarısında Kıbrıs'a cıkarma ve Ege denizindeki haklarımızı savunma, milllyetçi bllincln uluslararası politlkaya yansımasıydı.. Bu gellşlmin ardından Türkiye ' lcinde cepheieşmeyle birlikte ic savaşa yönellk terorizm tırmanışı, ülkemizi içerden çökertmek isteyenlerin pompalamasıyla gerçekleştl. Ekonomlk alanda zayıf düşürülen ve dışa borçlandırılan Türkiye:ye dönük tüm hırslar kolayca gündeme girdı. Ermeni terorizmi bu olumsuz gelişmenln bir parpasıdır. Paris'te bu terorlzmin yeni boyutlara ulaştığı görülüyor. Ne var ki olayı incelerken düşmanı iyice tanımak ve yanılgılara düşmemek gerekiyor. Türkiye'nin düşmanı Ermeniler değil, ermeni terorizmidlr.. (Fllistinlilerin, de düşmanı Yahudiler değil, Siyonizmdir.) Terorizm nereden kaynaklaruyor?... Hangi temeller üstüne yüksellyor?... Nerelerden güc alıyor?... Hangi ülkelerde yaşama olanakları buluyor?.. Bu sorulara sağlıklı yanıtlar vermek gerekir.. Eğer bu sorulara sağlıklı yanıtlar bulunamazsa, mllliyetcl duygular dar şoven kalıpları lcinde gücünü yltirecek «r.. Yahudiler, Yunanlılar, Ermeni'ler; Batı dünyasında sermaye güclerinin yomacında büyük etkinlikler kazan mışlardır. Bu üc etkenin Batı'dan Türkiye'ye dönük yüzünde düşmanlığın cizgilerini görüyoruz.. Yahudiler'ln Siyonlzml bütün Islam dünyasında bir savaş bayrağı gibi dalgalanıyor. Yunanistan'ın Megalo İdeası, Ege'de ve Doğu Akdenlz'de Türkiye'nin ulusal cıkarlarını yok etmek İçin ellnden gelenl yapıyor. Ermeni terörü kan lı eylemlerlnl sürdürüyor. Türkiye'nin gerçek milliyetcilik bayrağını yükseltmesl zamanı gelmlştir. Bu amacta birleşen ulusumuz herşeyin üsteslnden gelecek gücü yaratacaktır. Sağlık raporu nasıl alınır? Gazetenlz aracılığıyla llgllllere duyurulabllmesi umuduyla, genelde hastanelerlmizin durumunu yansıtan, Insanımızın bltmez tükenmez dert zlnclrinln en önemll halkalarından bir) olan sağlık sorunlarını da buruklukla düşündüren bir uygulamayla llgill, Izlenim ve düşünceleriml sunmaya çalıştım bu mektubumda. Değlnmek Istedlğim uygulama, Azellikl* resml kurumlara Işcl veya memur olarak glreceklerden istenen, «Sağlık Kurulu Raporu» cıkartılması. Memur olarak göreve başlayabilmem lcln gerekli belgelerden, «Sağlık Kurulu Raporu»nu cıkartabilmek İcin, bu raporu veren blrkac hastaneden olan birine başvurduğumda. tüm işlemleri bir ikl gün lcinde halledebileceğlm sani8indaydım. Boş rapor kağıtlarım llgill yerden aldıktan sonra, bir dizl muayene İcin pollklinikler bölümüne yöneldlm. Ve blraz sonra ise umudum umutsuzluğa dönüşmüştü. inanılmaz bir karmaşa Içlndeki polikllniklerin önünde şaşkın kalakalmışken. Büyük bir düzenslzllk her kişiyl adeta yaşamından bezdlrmekte, daha işlemlerin başlangıcında kişl bıkkınlığa kapılmakta. Bir yanda muayene olabilmek cabasındakl hastalar, bir yanda da kurul raporu lcln muayene olması gerekenler, polikllniklerin önünde tam anlamıyla bir savaş vermekteler. Kurul raporu alacakların gec kalma kuşkuları kimi ehllyet sınavına yetişebllmek, kimi son gOnü blrkac gün sonra dolacak olan yüksek okul kcyıtlarına yetişebilmek, kimi de glrecekleri resmi işyerlnce tanınan süreyi geçlrmemek sıkıntısında... Öte yandan da gerçek nastaların Ivedilikle muayene olmaları gereği ortalığı tam bir kaosa cevlrmekte. işin! gücünü ayarlayıp, sabahın erken saatlerinde polikliniklerin önünde sıraya girdikten sonra, en azından 3 4 saat beklemenlz gerekmekte, sadece bir pollklinlkte muayene olabilmeniz lcln. Bir pollklinlğe glrebilmek icin 3 4 saat bekledlkten sonra, Içerde ne kadar süre ml geclyor? En fazla 2 dukika. Ve tabll kl buna muayene dlyebilmek olanaksız. Aksi komiklik olurdu zira. Ama bu kara mlzah her gün sergilenmeye devam etekte. Sonunda Ise, her aklı başında kişinin gercekte hicblr tıbbi aeğerl olamayacağına hükmedeceğl yazılı kağıt parcası, «Sağlık Kurulu Raporu», en lyl sonuçla 1 haftada alınabilmekte. Aslında bir değeri olmadığını llerl sörmemlz yanlış olacaktır herhalde. Zira, kaybedllen zaman ve Işgücü, yıpranan sinlrler, geclkmeler sonucu yitlrilen olanaklar, yüklüce bir maloluş değeri kazandırmakta bu kağıda. Neresinden bakarsanız mantık dışı olduğu ortada olan bu uygulamanın sosyal acıdan ise bir fayda yarattığı da lleri sürülebillr. Hastaneye o kadar cok gidip gelme sonucunda oldukça sıkı dostluklar kuruluyor da... Münlr ŞAKRAK Karagümrük / İSTANBUL Cumhunyet 26 EYLÜL 1931 Tiyatro Mektebi Maarlf Vekaletl tarafından tiyatro mektebi icin verilen üc bin liralık tahsisat bu sene kesilmiş tir. Mektep, yalnız belediyenin verdiği tahsisat ile idare edilecektir. Müesseseye erkek talebe ta rafından büyük bir rağbet vardır. Fakat bu sene tahsisat az olduğundan yeni tallplere maaş verilemeyecektir. Ertuğrul Muhsin Bey hâlâ Paris'ten dönmediği içln mektepte öğrenime başlanamamıştır. Eski görevime iademi bekliyorum 196970 ders yılmda Manisa Beydere Ziraat Meslek Okulunu bitirip, bugüne kadar çeşit11 il ve ilçelerde Ziraat Teknisyeni olarak görev yaptım. Son olarak Kutahya ili Simav ilcesi Ziraat Mühendlsliginde çalışırken Tanm ve Orman Bakan lığının 6 haziran 1980 tarihli olurlanyla Kahramanmaraş 111ne sürgün edlldim. Şu anda ay nı ilin TUrkoğlu ilçesi Ziraat MUhendisliğinde çalısmaktayım. 12 Eylül'de Türk Silahll Kuv vetlerinin yönetirne el koymasından sonra 10 ekim 1980 tarihinde Devlet Başkanlığı makamına, Tanm ve Orman Bakanlığı makamlarına müracaat ederek hakkımda soruşturma açılmasını ve tayinimln durdurulmasıhı istedim. Milli Güven lik Kurulu Genel Sekreterliğinin 17.11.1980 tarihU emirleriyle durumun Tanm ve Orman Bakanlığı'na bUdirüdlğl tarafıma duyuruldu. 25 kasım 1980 tarihinde Tanm ve Orman Bakanlığmdan bir müfettiş gelerek Kütahya ve Simav'da incelemeler yaptı. Tayinimin kasıtlı olarak çıkanldığı müfettiş raporuyla açıklığa kavuştu. Tanm ve Orman Bakanhğı Teftiş Kurulu'nca sahsım için, suçsuzdur, geri iadesi gerekir yörjünde karar verilmiş, fakat bugüne kadar Tanm ve Orman Bakanlığma verdiğim dllekçeler cevapsız kalmıştır. IMırumumun incelenerek mağ duriyetimin giderilmesi yönünde gerekli kararın verllme<>fc' bekliyorum. Mnstafa TONA Ziraat Teknlsyenl Türkoğlu/K. JV1ARA4 Bursa'da gazete Bursa'da Antalya Mebusu Nazifi Şerif Bey tarafından tGazi Yolu» adında bir gazete çıkarılmaya başlanılmıştır. «Gazi Yolu» ile beraber Bursa'da beş gazete yayınlanmaktadır. Et fiyatları düşüyor Son günlerde şehrimize cok miktarda koyun geldiğ! lcln et fiyatları ucuzlamıştır. En birinci koyun etinin fiyatı 80 ku ruşa ol,up, Balıkpazarı gibi umumi mahallerde 55 kuruşa kadar da satılmaktadır. Yeni Sağlık Yasası «Mecburl hizmetle İlglli çıkarılmış bulunan Sağlık Yasası hakkında aym branşın yetkililerl ve de Sayın basm mensuplan tarafından birçok eleştirilerde bulunuldu.. Hepsi de eleştirilerinde çok haklıydılar. Ancak hiçbirl bu yasanın YÜRÜRLÜK TARİHt ile ilgili eleştiride bulunmadı. Bu yasanın yurürlük tarihi insan haklarına en çok yaraşan EŞİTLİK ilkesine tamamen aykırıdır. 24 ağustos 1981 tarihinde mezun olanlar pratisyen hekim kalmak kaydı ile bu yasa hükmünün kapsamı dışında kalmaktadırlar.. Ancak ihtisas yapacaklarsa ihtisas sonrası 2 yıllık mecburl hizmete tabi olacaklardır. Buna karşın 25 agustos 1981 tarihinde mezun olanlar: 1) 4 yıllık meeburi tabi olmakta; hizmete Aym dönemin hatta aym sırada oturan ögrenciler arasında birinin ı gün evvel dlğerinin sağlık veya bir başka nedenle 1 gün sonra mezun olmasmm cezası herhalde bu kadar ağır olmamalı. Bunu hukuk kurallanyla açıklamak mümkün değildir. Daha somut bir örnek vereyim.. Ülkemlzdeki tüm Fakülteleri (Hacettepe Tıp Fakül tesi hariç) 6 yıldjr. Hacettepe Tıp Pakültesinde öğrenciler 1 yıl da hazırlık sınıfında öğrenimlerini sürdürürler. Böylece Hacettepe Tıp Fakültesine giren öğrenci bu fakülteyi 7 yılda biürmektedir. (Hiç sene kaybetmemek koşulu ile) Şimdi li seyi aym tarihte bitiren 2 öğrenci düşünelim.. Birincisi Ankara Tıp Pakültesini kazanmış olsun, diğeri de Hacettepe Tıp Pakültesini... Ankara Tıp Fakultesinde okuyan öğrenci 6 yıl sonre mezun olduğu için bu yasanın kapsamı dışında kalıvor... Sınıf arkadaşı Hacettepeyi 7 yıllık normal süresinde bitirdigi halde bu yasanın kapsamı içine girmektedlr. Hacettepe Tıp Fakültesine giren öğrenciyi cezalandırmanm manasını anlamak zordur. Bunun ESÎTLtK ÎLKESt tLE BAĞDAŞIR YANINI lütfen söyler mlsiniz.. Zannederim Hacettepe Tıp Pakültesine glrmenin kosulları (puan bakımmdan) dlğer tıp faküjielerine nazaran çok daha ağırdır. Bu yasa üstün yetenekli öğrencileri de cezalandırmıstır böylece... Bu yasanın halen lhtisasını yapmakta olanlara 2 yıllık mec buri hizmet getirmekle makable teşmil edilmiş olmaktadır. Gönül arzu ederdi ki bu yasa çıkanldığı zaman daha clddi daha adil bir şekilde çıkanlsın.. Mamafih Sayuı Sağlık Bakanımn bir televizyon konuşmasında bu yasa için aynen şöyle dedi.. Bu yasa bir emri ilahi değüdir.. Gerekirse değiştiririz.. Yasanın öncelikle MEBÎYET TARİHÎNtN AYNI DÖ NEMDEKt ARKADAŞLAE. ARA SINDA YARATTIĞI BU EŞÎTStZLtĞt gidermek açısından düzeltümesini bekliyoruz. ' Av. Kadri ENSARİ ANKARA CumhurİYet Sahibl: Cumhuriyet Matbaacıiık ve Gazetecilik T.A.Ş. adına NADİR NADİ Genel Yaym Müdürü HASAN CEMAL Müessese Müdürü EMİNE UŞAKLIGİL Yozı İşleri Müdürü OKAY GÖNENSİN Basan ve Yayan: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecl* lik T7V.Ş. Cağaloğlu Türkocağı Cad. 3941 Posta Kutusu t 246 İSTANBUL Tel: 20 97 03 BÜROLAR: • ANKARA : Konur Sokak 24/4 YENİŞEHİR ' Tel: 17 58 25 17 58 66, İdare: 18 33 35 • İZMİR: Halit Zlyo Bulvarı No: 65. Kat: 3. Teh 25 47 09 1312 30 • ADANA: Atatürk Caddesi Türk Hava Kurumu İŞ Hanı, Kat 2 No: 13, Tel: 14 550 19 731 TAKVİM 28 EYLÜL 1981 tmsak 5.07 Ofines 6.49 öğle 13.05 tldndi 16.28 Akşam 19.01 Yats» 20^3 2) thtisas sınavına ı yıllık meeburi hizmet yaptıktan sonra glrebilmekte; ancak ihtisasa 2 yıllık meeburi hizmeti tamamladıktan sonra baslayabümekte
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle